Katalog

SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2011 CUMARTESİ 4 HABERLER Sağlık teşkilat yapısını değiştiren KHK, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na bağış alma yetkisi veriyor KHK’ler sürgün yolunu açıyor FIRAT KOZOK ‘Bağış şüphe doğurur’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümet çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerle, AKP iktidarından önce devletin tepe noktalarında bulunan, ancak daha sonra müşavirlik kadrolarına atanan yüzlerce isme de sürgün yolunu açtı. Başta Başbakanlık olmak üzere bakanlıklardaki müşavirler artık “uygun görülen” kurumlarda görevlendirilebilecek. AKP iktidara gelir gelmez, üst düzey kadrolarda çalışırken görevden aldığı isimleri müşavir kadrolarına kaydırmış ve müşavirlikler adeta “kızak kadrolar” haline gelmişti. Müşavir kadrolarının en çok kullanıldığı kurumların başında Başbakanlık geliyor. AKP iktidarıyla birlikte değişmeyen kadronun kalmadığı Başbakanlık’taki müşavirlerin sayısı 150’yi aşıyor. Örneğin Ecevit hükümeti döneminde görev yapan Türkiye’nin ilk kadın Başbakanlık Müsteşarı Füsun Koroğlu, AKP iktidarıyla birlike Başbakanlık Başmüşaviri olmuştu. Hükümetle bir süre çalışan eski İGDAŞ Genel Müdürü Süreyya Polat, eski SPK Başkanı Turan Erol, eski Basın ve Yayın Genel Müdürü Salih Melek, eski Başbakanlık Acil Durum Yönetimi Genel Müdürü Hasan İpek gibi isimler de daha sonra müşavirlik kadrolarında kızağa çekilmişti. Müşavirleri yakın takibe alan Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, AKP’ye yakın kişilerin üst düzey görevlere getirilmesi nedeniyle kızağa çekilen müşavirlere işe devam zorunluluğu getirmişti. Hükümet kendisine yük olan bu kadroları yeni kanun hükmünde kararnamelerle dağıtıp yerine yenilerini alabilecek. AB Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kararname ile Başbakanlık müşavirleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yapısını düzenleyen kararname ile de bakanlık müşavirleri, farklı birimlerde çalıştırılabilecek. Diğer yandan da hükümete yakın isimlerin bu koltuklara oturabilmeleri için düzenlemeler hazırlandı. Bu çerçevede örneğin Sağlık Bakanlığı’nda “özel önem ve öncelik taşıyan konularda bakana yardımcı olmak üzere” 30 bakanlık müşaviri atanmasının yolu açıldı. ANKARA Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısında kapsamlı değişiklik öngören kanun hükmünde kararnamede (KHK) “ilaç ruhsatı vermek ve tıbbi cihaz için onaylanmış kuruluşları belirlemek” gibi görevleri bulunan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun “bağış ve yardım” alabilmesi de öngörüldü. CHP Manisa Milletvekili, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Özgür Özel, bu durumun kurumun bağımsızlığını tartışmalı hale getireceğini belirtti. Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısında değişiklik yapan KHK ile “bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzelkişiliğini haiz”, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kurulacak. Kurum “ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı ? Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısını sil baştan değiştiren KHK’de Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun “bağış ve yardım” alabilmesinin öngörülmesine CHP tepki gösterdi. CHP’li Özgür Özel, yardım ve bağış kabul etmesinin kurumun bağımsızlığını tartışmalı hale getireceğini belirterek “Son derece sakıncalı bir uygulama” dedi. KHK’de Kamu Hastaneleri Birlikleri’nin kurularak işletileceğine ilişkin maddede yer alan “Bir ilde birlik kapsamı dışında sağlık kurumu bırakılamaz” ifadesi dikkat çekti. maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbi cihazlar, vücut dışı tıbbi tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbi ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar” hakkında düzenlemeler yapacak. Kurumun görevleri arasında, “görev alanına giren ürünlerin ruhsatlandırılması, üretimi, depolanması, satışı, ithalatı, ihracatı, piyasaya arzı, dağıtımı, hizmete sunulması, toplatılması ve kullanımları ile ilgili kural ve standartları belirlemek, bu faaliyetleri yürütecek kamu ve özel hukuk tüzelkişileri ile gerçek kişilere izin vermek, ruhsatlandırmak, denetlemek ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, laboratuvar analizlerini yapmak veya yaptırmak” da yer alıyor. Kurumun ayrıca, “tıbbi cihazlar için onaylanmış kuruluşları belirlemek, lisans, ruhsat veya izin vermek, denetim yapmak ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, görev alanına giren ilaç, tıbbi cihaz ve ürünleri üretenler, satanlar ve faydalananlar arasında doğabilecek ihtilafların çözümüne yönelik usulleri belirlemek” gibi görevleri de bulunuyor. Kurumun gelirleri arasında ise “yapılacak bağışlar ve yardımlar” da yer alıyor. CHP Milletvekili, Özgür Özel, uygulamanın “son derece sakıncalı” olduğunu vurguladı. Kurumun, özerk yapısıyla milletin denetiminden uzak bir yere çekilmesi ve yardımbağış almasının hizmetlerini tartışmalı hale getireceğini belirten Özel, ilaç pazarında dünya devi şirketlerin bulunduğuna dikkat çekti. Özel, “Bu kurumun ekonomik bağımsızlığının olmaması, yardım ve bağış alması kurumun bağımsızlığını, tarafsızlığını şüphe altına sokacaktır” dedi. İlaç ruhsatlandırılması, satış izni ve Bağış ve yardım sakıncası piyasa ilaç kontrolü gibi ulusal stratejik yetkilerin bu kuruma devredildiğini kaydeden Özel, “Bu da özerk bütçeli bir kurumun vereceği kararlar ile ilaç sanayiinin tamamen denetimden çıkacağı, suiistimale ve tekellerin çıkarlarına açılacağı anlamına gelmektedir. Bu kararname yetmezmiş gibi, RTÜK tarafından eşzamanlı yayımlanan yönetmelik ile reçetesiz ilaçların reklamlarının yapılması serbest bırakılmıştır” dedi. KHK’de Kamu Hastaneleri Birlikleri’nin kurulmasına ilişkin maddede yer alan “bir ilde birlik kapsamı dışında sağlık kurumu bırakılamaz” ifadesi dikkat çekti. Bu durumda üniversite hastanelerinin durumlarının ne olacağı sorusu gündeme geldi. KHK’de Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nün de “bağış ve yardım” kabul etmesi öngörüldü. Haşim Kılıç, Ecevit döneminde KHK yetkisi veren yasanın iptali yönünde oy vermişti CEZANIN GEREKÇELİ KARARI Yasa değil Kılıç değişti İLHAN TAŞCI ‘Ağar, silahlı örgüt yönetti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Susurluk davası kapsamında Mehmet Ağar hakkında verdiği 5 yıllık hapis cezasının gerekçeli kararında Ağar’ın, “kurulan silahlı örgütün yöneticisi olduğu ve Çatlı’yı bilirek yakalamadığı ” kaydedildi. Kararda yargılama sonucunda İbrahim Şahin, M. Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Abdülgani Kızılkaya, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Yaşar Öz ve Ali Fevzi Bir’in çeşitli cezalara çarptırıldığı belirtildi. Ağar’ın silahlı örgüte yardım suçlamasıyla yargılandığı belirtilen kararda, “Ağar’ın, Çatlı’nın kimliğini bilmesine rağmen, kendisini kanuni takibattan kurtarmak amacıyla belge tanzim ettiği, yakalamadığı ve yakalanmasını engelleyici faaliyetler içerisinde bulunduğu” ifade edildi. Ağar’ın silahlı örgüte yardım suçlamasıyla yargılandığı belirtilen kararda, “Ağar’ın çetenin yöneticisi konumunda olduğu kanaatine varıldı” denildi. ‘Yeni’ isimler ANKARA Anayasa Mahkemesi, 2000 yılında Bülent Ecevit hükümeti döneminde kanun hükmünde kararname için yetki yasasını oybirliğiyle iptal ederken, geçen hafta AKP’nin yetki yasasına vize verdi. AKP’nin kararnameler konusunda önünün açılmasında ise geçmiş dönemde iptal yönünde oy kullanan Haşim Kılıç’ın bu dönemde “başkan olarak ağırlık oyu” belirleyici oldu. Anayasa Mahkemesi’nin dönemlere ve hükümetlere göre yetki yasasındaki bakış farklılığını ortaya koyan karar şöyleydi: Ecevit hükümeti döneminde ana muhalefet partisi olan Fazilet Partisi Grubu adına Recai Kutan, AKP hükümetinin çıkardığı yetki yasasıyla benzer içerikteki kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatları, kamu personeli arasındaki ücret dengesizlikleri ve kamu mali yönetimiyle ilgili KHK çıkarma yetkisi veren 4588 sayılı yasanın anayasaya aykırılığı savıyla iptali ve yürürlüğünün durdurulmasını istedi. İstemi esastan görüşen Anayasa Mahkemesi, gerekçeli kararında, Bakanlar Kurulu’na belli konularda KHK çıkarma yetkisinin verilmesinin TBMM’nin görev ve yetkileri arasında sayıldığı anlatılırken, yetki yasasında, çıkarılacak KHK’nin amacının, kapsamının, ilkelerinin, kullanma süresinin ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağının belirtilmesi gerektiği vurgulandı. KHK çıkarma yet kisinin yasama yetkisinin devri anlamına gelecek ya da bu izlenimi verecek biçimde yaygınlaştırılıp, genelleştirilmemesi gerektiğine işaret edilen iptal kararında Anayasa Mahkemesi, “... (Bakanlar Kurulu) tüm kamu kurum ve kuruluşlarını yeniden örgütleyebilecek, bunların görev ve yetkilerini yeniden düzenleyebilecek, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin ücret, aylık, disiplin ve cezaları ile emeklileri hakkında kanun ve KHK’lerde değişiklik yapabilecek, devletin gelirleri ve harcamalarına ilişkin tüm mevzuatı, kamu mali yönetimi kavramı içinde değerlendirerek yeni kurallar getirebilecektir. Sınırları geniş ve belirsiz konularda düzenleme yapmak üzere Bakanlar Kurulu’na KHK çıkarma yetkisi verilmesi, anayasanın 87. maddesinde belirtilen belli konularda verilen yetki olarak değerlendirilemez” denilmişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AKP’nin 35 KHK çıkarmasının dayanağını oluşturan yetki yasasının iptal isteminde ret oyu kullandı. Ancak, Kılıç, DSPMHPANAP hükümeti dönemindeki yetki yasasında başkanvekili olarak iptal yönünde oy kullanmıştı. Her iki kararda da üye olarak yer alan Fulya Kantarcıoğlu ise Ecevit ve Erdoğan hükümetleri dönemindeki yetki yasalarının iptali yönünde oy kullandı. ACİL İHTİYAÇLAR FONDAN CHP Kılıç’a geçmişini anımsattı CHP’li Emine Ülker Tarhan ve Rıza Türmen dün parlamentoda basın toplantısı düzenledi. Tarhan, “AKP’nin darbe dönemine özgü KHK’lerden istifade ettiğini, bunları dibine kadar kullandığını” vurgulayarak, yetki yasasının iptaliyle ilgili başvuruda Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın oyuyla iptal isteminin reddedilmesini “Sayın Kılıç farklı düşünmeye başlamış, daha önce iptal yönünde oy kullanmıştı” sözleriyle değerlendirdi. Türkiye’de yargının durumuyla ilgili değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda Türmen, “Yargı bağımsızlığı olmadan demokrasiden söz edemezsiniz. İktidar yapısal düzenlemeler, yargıda nakiller ve görevden almalar ve Adalet Bakanlığı’na giriş sınavları ile yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdı” dedi. Emniyet ve MİT’e kaynak BARKIN ŞIK İki farklı oy ‘Felaket ve iflas belgesi’ TTB Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu KHK’ye “felaket ve iflas belgesi” demenin çok yerinde olacağını söyledi. Bilaloğlu, hekimleri “müşteri peşinde koşan tezgâhtarlar” haline getiren felsefeyi içeren KHK’yi temelinden reddettiklerini söyledi. ‘Sağlığa darbe’ ANKARA / İZMİR (Cumhuriyet) Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, sağlık alanında kapsamlı değişiklikler yapan kanun hükmünde kararnameye (KHK) sert tepki gösterdi. Merkez Konseyi’nin Ankara’daki açıklamasını TTB Genel Sekreteri Feride Aksu Tanık okudu. Düzenlemeyi “sağlığa KHK darbesi” olarak nitelendiren Tanık, “Hükümetin bu kanunsuz, hukuksuz, keyfi uygulamasından en çok darbe alan da sağlık oluyor” dedi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir Şube Başkanı Veli Atanur da kararnameyle Türkiye’nin yeni bir deprem yaşadığını söyledi. ANKARA MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün istihbarat ve güvenliğe ilişkin acil ihtiyaçları, artık Savunma Sanayii Destekleme Fonu’nca karşılanacak. Bu fon daha önce yalnızca Milli Savunma Bakanlığı’na ait bulunuyordu. Hükümetin çıkardığı 661 sayılı kanun hükmünde kararname ile Başbakanlık’a bağlı MİT ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bütçelerine önemli bir katkı verildi. KHK’de, Savunma Sanayii Müsteşarlığı Yasası’na yapılan ek düzenleme ile MİT ve emniyetin acil ihtiyaçlarına ilişkin giderlerin Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan karşılanması sağlandı. Daha önce askeri alımlar için kullanılan ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca idare edilen fonun kullanımı böylece genişledi. Fonda halen 2 milyar dolara yakın kaynak bulunuyor. Fona tahakkuk eden yaklaşık 4.5 milyar dolar ise Hazine tarafından kullanılıyor. C MY B C MY B