18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Depremzedeye kolaylık sağlayacaklarını duyuran bazı bankaların uygulaması faturayı daha da kabartıyor Bu nasıl destek! FATMA KOŞAR ŞEHRİBAN KIRAÇ Yol Ayrımı Amerikancı politikalara tam bağlılık çizgisinde, cemaat ve AKP iktidarı ile “Yetmez ama evet”çi olarak bilinen liberal aydınlar, namı diğer 2. Cumhuriyetçilerin arasında gelgitli süren ilişkilerde artık ilan edilmiş bir yol ayrımı süreci yaşanıyor... Son KCK operasyonları, en çok da Prof. Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu isimleri simge son tutuklanmalardan sonra dünkü medyada çok keskin yaşanan ayrışmada, cemaatin resmi görüşünü temsil eden sözcüleri apaçık son Kürt politikaları üzerinden izlenen bloklaşmalar bağlantılı “Liberallerle yol ayrımı” kavramını yorum başlıklarına taşımaktan çekinmedi. AKP sözcülüğüne oynayan medya yorumcuları ise iki simge olmuş ismin de KCK operasyonu üzerinden karalanması yarışına girişti... Liberal aydınların ortak tezi ise, AKP’nin Kürt açılımından yola çıkıp, şahin bir çizgiye kaymakla kalmayıp, “Ben ne yaparsam doğru yaparım” tezinden hızla demokratik diktatörlüğe kayma eylemleri ile toplumun karşısına çıktığı yolunda... Laf aramızda üçüncü dönem iktidar sürecine kadar uzanan dayanışma, işbirliğine devam, gelgitli ilişkilerde, kamuoyundan saklı tutulmuş çatışmalar da söz konusuydu... Kabaca liberaller, 2. Cumhuriyetçiler, Erdoğan iktidarları, cemaat politikalarına desteklerini, sonuç olarak liberalizme doğru gidişin kaçınılmaz olacağı tezine dayandırıyorlar. AB üyelik, uyum projeleri, ABD’nin liberal demokratikleşme sloganları çerçevesinde AKP’nin siyasal İslami kimliğinin kaçınılmaz budanacağını savunuyorlardı... ??? İlk pratik çatışma, AKP’nin kuruluş, iktidara geliş projesinin de odağında yer alan; ABD’nin Irak işgaline “hayır” diyen Ecevit koalisyon hükümetinin devrilmesi, AKP’nin Refah içinden yaradılış, kuruluş gerekçesinin... “hafife alınmasıyla” çıkmıştı. Son dakikada Meclis’ten dönen tezkere elbette Erdoğan hükümeti, cemaat liderliğince resmen, en ateşli bir uslupta savunulacaktı. AKP’ye siyasal İslam kimliği nedeni ile destek vermiş ancak kimlikleri gereği Irak işgaline karşı duran İslami siyasi akımlar tam kadro liberallerle tezkere karşıtı kampanyaların, “barış”ın örgütlenmesi hareketi içinde güçlü ittifak oluşturdu. AKP iktidarına büyük destek veren liboşlara göre AKP’nin kuruluş, var oluş nedeni Irak işgaline resmen onay vermek, akılcı, siyasi bir taktikti. Son dakikada sıcak savaşın içinde olmamaya yönelik, Osmanlı birikiminden esinlenen bir formül bulunacaktı. Tezkere oylamasında da ortaya çıktığı üzere bire bir harekete destek veren AKP milletvekilleri de oldu. Dahası el altından iktidarın da tezkereye karşı çıktığı sonradan efsane olarak yayıldıysa da tezkerenin son dakika dönüşüne çok kızan ABD herhalde daha sağlıklı bilgilenme ile, bedelini Irak’ta askerlerin başına çuval geçirerek TSK’ye ödetti... Bizim liboşlar AKP’ye tam gaz destek için daha bir heyecanlı ittifaklarını pekiştirmenin yollarını buldu.. İttifak medya yayınları, bloklaşmasında, görüş açıklamaları, iktidar icraatlarına verilen destekler, yandaş cemaat medyada doğrudan yer alınarak çok açık, uzun soluklu yürütüldü. Ayrışma zaman zaman özgür, demokratik görüşler adına, aslında bir diğerlerini cephe olarak yönlendirme, baskı gücü oluşturma çerçevesinde sürüp gitti. Liboşlar AKP’yi merkeze, liberalleşmeye doğru itelediklerine, AKPcemaat yönetim kadroları ise liberalleri kullanmaya öncelik vererek bu ilişkiler gelgitli bugüne kadar sürüp gitti... ??? Doğrusu bizim liberal aydınlar bu uzun süreçte AKP iktidarlarının antidemokratik icraatlarının sınırlı bir bölümünü eleştirirlerken Cumhuriyeti, Atatürk devrimlerini, laikliği, yargı bağımsızlığını, güçler ayrılığı, özerk kurumlar, kamuda bağımsız kurumlaşmaya... yönelik tüm operasyonlara destek çıktı. 1. Cumhuriyetin demokratik olmadığı, tarihe gömülmesi gerektiği tezi ile, demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerinin ayaklar altına alınması, sivil, çoğunluk iktidarının giderek diktatörleşen icraatlarına alkış tuttular. Kraldan çok kralcılık yaptılar... En çok 12 Eylül AKP referandumu ile üst yargının ele geçirilmesi, özel yargı ile sivil darbe hukuku uygulamalarına alkış tuttular.. Galiba da gerek Afganistan, gerekse Pakistan özelinde askeri operasyonlarda Müslümanlara karşı sıcak çatışmada rol almamada direnen TSK’nin hedef alınmasında ABD siyasi erkinin en azından ilgili örgütlerinin katkıları, Ergenekon üzerinden askeri derbecilerin yargılanmasından çok, toptancı tutuklamalar ile ağır insan hakları ihlalleri, hakhukukun ayaklar altına alınması süreçleri sorgulanmadı bile... Giderek sivil ama çoğunluk diktatörlüğü, keyfiliği katlanan iktidar icraatlarını görmezlikten gelen liberallerimiz, son seçim zaferinden sonra kendilerini de takmayan iktidar icraatları karşısında şoktalar... İlk kez sivil çoğunluk iktidarının diktatoryal eğilimlerinin insan hakları, demokrasi, hukuk devleti, Türkiye’nin yaşamsal sorunlarının çözümü için nasıl ağır bir tehdit oluşturduğundan söz açıyorlar... Bankalar geçen hafta peş peşe depremzedelerin kredi taksitlerini faizsiz olarak 3 ay süreyle ertelediklerini açıkladı. Ancak bazı bankalar, yeniden yapılandırmadan faydalandırmak için borç faturasını kabartıyor. Kamu bankalarından uzun vadeli konut kredisi kullananlara 3 ay taksit ertelenmesi için “eski krediyi kapatıp, güncel ve daha yüksek faiz oranlarından yeniden kredi kullandırılması” teklif ediliyor. Üstelik bu yeni kredide hayat sigortasından dosya masraflarına kadar tüm gider yeniden borca ekleniyor. Depremzedeler “3 ay erteleme için binlerce liralık fark çıkarılabiliyor” diye isyan ediyor. ? Van’da yaşanan 7.2’lik depremin ardından Türkiye’nin her yerinden yardım yağarken bankalar da afetzedenin kredi kartı borcu ve kredilerini 3 ay erteleyeceğini açıkladı. Ancak bazı bankalar, kredi borcunu yeniden yapılandırırken bunun karşılığında borcu güncel ve daha yüksek faizden yeniden hesaplamayı teklif ediyor. Böylece borçlu binlerce liralık ek borç riskiyle karşı karşıya kalıyor. telendiğini ancak faiz işletilmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, faizinin 3 ay sonra müşterilerden alınacağını iletiyor. İsminin açıklanmasını istemeyen Vanlı bir depremzede 10 yıl vade ile aldığı konut kredisinin taksitlerini 3 ay ertelemek için şubeye gittiğinde kamu bankasından, “3 ay erteleme için bu kredinin kapatılacağını, yeni faizden yeniden kredi kullanabileceği” yanıtını aldığını anlatıyor. Yeni kredinin en az 2 bin liralık masrafı da yeniden isteniyor. Depremzede şubedekilerin “merkezden başka türlü bir bilgi gelmediğini” söylediklerini belirtiyor. Bankalar: Doğru değil Depremzede bir örneğini bize ulaştırdığı ve Van Merkez Şube Müdürlüğü’ne hitaben yazılan binlerce dilekçenin şubede yığın oluşturduğunu anlatırken “Şubedekiler bugün (dün) itibarıyla merkezden hâlâ herhangi bir talimat gelmediği için işlem yapamadıklarını söylediler. Ben bu hafta şubeye kaç kez gittim, bir türlü yanıt alamadım. Kredisinin tak sidini ertelemek isteyen çok sayıda depremzede var. Bu insanlara yardımcı olan yok” diye devam ediyor. Bankaların yetkilileri ise bu iddiaları redederken şubelere talep gelmediğini öne sürdü. İddialara yanıt veren bir kamu bankası yetkilisi, depremde zarar görenle rin kredilerini 3 ay ötelediğini anımsatırken bu dönem için faiz almadığını belirtti. Yetkililer, konut kredisini 60 ay vadede yeniden yapılandırmak isteyen müşterilerine de kalan miktarı kullandıkları faiz oranı üzerinden 60 ay vadeye yaydıklarını aktardı. Diğer yandan açıklama yapan bir özel banka yetkilisi de kredi kartları ve havale’de herhangi bir faiz işlemi uygulanmadığınıancak, krediler ve EFT’ler ile ilgili olarak yine sistem devreye girmediğinden ücret alındığını, yeni sistemle birlikte bu ücretlerin iade edileceğini söyledi. ‘Şubede dilekçeler birikti’ Cumhuriyet’e gelen ve bizzat Van’da şahit olduğumuz bilgilere göre, Türkiye’nin önde gelen özel bankalarından biri ve orta ölçekli özel bir banka da resmi açıklamalarının tam tersine uygulama içerisinde. Her 2 banka da depremden mağdur olan müşterilerine 3 aylığına ödemelerin er VakıfBank kârını yüzde 26 arttırdı Ekonomi Servisi VakıfBank’ın 2011’in ilk dokuz ayındaki net kârı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26 oranında artarak 965 milyon TL olarak gerçekleşti. Aynı dönemde toplam aktiflerini yüzde 23.8 büyüterek 89.3 milyar TL’ye yükselten VakıfBank, KOBİ kredilerini yüzde 49.3, taksitli ihtiyaç kredilerini yüzde 59.5 oranında arttırmayı başarırken, konut kredilerindeki pazar payını ise yüzde 11.8’e yükseltti. VakıfBank, nakdi ve gayri nakdi kredilerle ekonomiye 69.4 milyar TL destek sağladı. VakıfBank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, “Yılın ikinci yarısında dünya ekonomisine ilişkin kaygıların arttığı, Avrupa’daki borç krizinin belirsizliği arttırdığı bir dönemde VakıfBank olarak Türk ekonomisine destek olmaya devam ederek kredilerimizi yıllık yüzde 25 büyüme hedefi doğrultusunda ilk 9 ayda yüzde 22.5 oranında artırdık” dedi. VakıfBank’ın takibe dönüşüm oranındaki iyileşmenin yılın üçüncü çeyreğinde de hız kesmeden devam ettiğini belirten Kalkan, “Aktif kalitesindeki iyileşme bizim en öncelikli hedeflerimiz arasındaydı. Yılın üçüncü çeyreğinde 270 milyon TL olarak gerçekleşen tahsilat rakamımız bir önceki çeyreğe göre yüzde 38.9 oranında artarak takibe dönüşüm oranımızın yüzde 3.63’e gerilemesini sağlamıştır” diye konuştu. Bir deprem de Ziraat Bankası’nda ? Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bir gecede 13 genel müdür yardımcısının 11’ini görevden aldı. Ekonomi Servisi Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, göreve gelmesinin ardından bankada büyük bir operasyona imza attı. Aydın, bir gecede 13 genel müdür yardımcısının 11’ini görevden alırken, 2’sinin de görev yerlerini değiştirdi. Görevden alınan genel müdür yardımcılarının bir kısmının yerine atama yapıldı. Operasyonun perde arkasında Aydın’ın kendi ekibini kurma planının yattığı belirtiliyor. BDDK kurul üyesi Can Akın Çağlar’ın temmuzdaki sürpriz istifasının ardından genel müdürlük koltuğuna oturan Aydın, Halk Bankası’ndaki yakın çalışma arkadaşlarını bankaya transfer etmek istedi. Ancak bu karar karar kabul görmedi. Bunun üzerine Aydın, banka yönetimini olağanüstü genel kurula giderek değiştirme resti çekti. Görevden alma kararı, ilgili genel müdür yardımcılarına tebliğ edildiğinde operasyonun büyüklüğü de netleşti. Görevden alınan genel müdür yardımcıları danışman kadrosuna atanırken, yerlerine de Halk Bankası’ndan atamalar yapılacağı ileri sürülüyor. OECD DE UYARDI Özellikle büyüme ve istihdam konularında ILO ile benzer uyarılarda bulunan OECD’nin tahminlerine göre bu yıl yüzde 1.6 büyüme kaydeden Avro Bölgesi, gelecek yıl ancak yüzde 0.3 büyüyebilecek. Bundan beş ay önce kuruluş, hem bu yıl hem gelecek yıl için yüzde 2 büyüme umuyordu. ABD’nin büyüme tahminleri de 2011 için yüzde 2.6’dan yüzde 1.7’ye, 2012 için yüzde 3.1’den yüzde 1.8’e çekildi. OECD, “Halihazırda gözlenen zaaf karar alıcıların gerekli adımları atabileceğine ilişkin güvenin genel olarak kaybedilmesinden kaynaklanıyor” diye uyaran kurumun raporunda, “Bu nedenle, güveni tesis etmek ve uzun vadeli mali sürdürülebilirlik sağlamak için uygun siyasetleri uygulamak için gerekenleri yapmak zaruridir” denildi. Beş yıldan önce iş bulmak zor Ekonomi Servisi Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), küresel ekonominin yeni ve daha büyük bir istihdam krizinin eşiğinde bulunduğunu kaydederek bunun toplumsal gerilimlere yol açabileceği uyarısında bulundu. ILO, gelişmiş ekonomilerde, istihdamın 2008’de patlak veren mali kriz öncesindeki düzeylerine dönmesi için en az beş yıl daha geçmesi gerekeceğini kaydetti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin araştırma birimi de benzer kaygıları dile getirerek Cannes’da toplanan G20 liderlerine ‘cesur kararlar’ alma çağrısında bulundu. 2011 Çalışma Dünyası Raporu’nu açıklayan ILO, küresel ekonomik sistemde toparlanma sürecinin tıkanması dolayısıyla, istihdam pazarlarının ciddi şekilde etkilenmeye başladığını kaydetti. Kuruluşa göre önümüzdeki iki yılda, kriz öncesi istihdam düzeylerine dönebilmek için 80 milyon yeni kadro yaratılması gerekecek. Ancak ILO, son dönemde büyüme oranlarında gözlenen yavaşlama dolayısıyla ihtiyaç duyulan bu iş olanaklarının ancak yarısının yaratılabileceğini kaydetti. Raporu hazırlayan ILO İstihdam Araştırmaları Direktörü Raymond Torres “Karar anına geldik. İstihdam sektöründe ikinci kez dibe vurmamak için şimdi önümüzde geçici bir açılım fırsatı bulunuyor” dedi. Tatilci İspanya’da mağdur oldu Ekonomi Servisi Seyahat acentesi Bamtur’un yaşadığı sıkıntı nedeniyle İspanya’daki tatilciler mağdur oldu. İspanyol polisinin zoruyla otele götürülen tatilciler, otel paralarını ceplerinden ödedi. İspanya’nın Madrid, Barcelona ve Mallorca kentlerine giden fakat otel paralarının ödenmemesinden, transferlerinin yapılmamasından ve programlarındaki gezilerin hiçbirine gidememelerinden dolayı mağdur olan 400 kadar Türk tatilci yurda döndü. Konuyla ilgili açıklama yapan tatilciler, seyahat acentesinin kendilerini mağdur ettiğini söyleyerek acente hakkında dava açacaklarını söyledi. Türk tatilciler, sorunlarının hemen uçaktan iner inmez başladığını belirterek “Otel paralarının ödenmediğini öğrendik ve otele alınmadık. Daha sonra parasını cebimizden ödeyerek otelde kaldık” şeklinde konuştu. Jobs’un kitabı Teknosa’larda Ekonomi Servisi Dünyayı değiştiren adam olarak nitelenen ve kısa bir süre önce yaşamını yitiren Apple’ın yaratıcısı Steve Jobs’un hayatını anlatan “Steve Jobs Biyografi” adlı kitap Türkiye’de. Apple’ın yaratıcı dehasının hayatını anlatan ve yaklaşık iki yıl boyunca Jobs’la yapılan 40’ın üzerinde röportaj ve söyleşiler üzerine kurgulanan, Walter Isaacson’ın kaleme aldığı kitap, tüm dünyayla aynı hafta içinde teknoloji perakende zincirleri arasında sadece Teknosa mağazalarında okuyucu ile buluşuyor. Türk çeliğine damping incelemesi Ekonomi Servisi Avrupa Birliği (AB), Rusya ve Türkiye’de endüstriyel tüp ve borularda kullanılmak üzere demir ve çelikten üretilen donanım malzemelerinin düşük fiyatlardan satılıp satılmadığı ve bunun AB’deki üreticilere zarar verip vermediği hakkında inceleme başlattı. AB’deki üreticilerin şikâyeti üzerine açılan inceleme, yasadışı fiyat indirimi yapıldığına dair bulgulara ulaşılması halinde ceza niteliğinde gümrük vergisi uygulanmasıyla sonuçlanabilecek. Söz konusu malzeme yaklaşık 10 milyon avro tutarında bir pazar oluşturuyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle