28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B B S B B B S B B B Y Y S 13 11 13 12 16 14 15 10 10 11 11 10 8 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S B B B B B B B B PB B 7 8 4 20 18 18 12 13 10 9 5 4 2 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y 7 Belgrad B 8 Helsinki K 8 Sofya B 8 Stockholm K 7 Roma B 15 Londra Y 13 Atina B 16 AmsterdamY 9 Zürih B 8 Brüksel Y 9 Moskova K 0 Paris Y 11 Aşkabat B 6 Bonn PB 7 Taşkent K 5 Münih B 7 Baku PB 7 Berlin B 7 Bişkek K 6 Budapeşte B 7 Tiflis PB 7 Madrid B 15 Kahire B 20 Viyana B 7 Şam PB 11 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri çok bulutlu; Doğu Karadeniz ile Ordu ve Ardahan çevreleri yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Yağışlar; kıyılarda yağmur, Doğu Karadeniz iç kesimleri ile Ardahan çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. İç ve doğu bölgelerde buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis olayı görüleceği tahmin ediliyor. 29 KASIM 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Atatürk’ü soykırımın baş aktörü, Cumhuriyeti hiçbir neden olmadığı halde halkını katleden bir rejim ve bu rejimin uygulayıcısı gösterme çabaları alabildiğine işleniyor. Bir hafta on gündür RTE önderliğinde türlü çeşit iddialar, her biri gerçekmiş gibi ekranlarda, kimi gazetelerde allanıp pullanıp kamuoyuna sunuluyor. Başta RTE, şu güne kadar şunca yıldır işleyen Dersim yarasını onaracak önlemler açıklayana da rastlamadık. Zaten RTE, şunca yıldır kapanmayan Dersim yarasını kapatacak önlemlerin peşinde değil. Amacı bilinen Başbakan’dan, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti savunması zaten beklenemez ama, Dersim’i sürekli kaşıyacağı yerde, sürekli savunduğu insanlık adına mağdur Dersimlilerin yaralarını saracak önlemleri açıklasa ya… Ya da Dersim’i toplumun tartışmasız kabul edeceği bir araştırmaya önayak olsa ya… ??? Bu irdelemeler fuzuli. Olmayacak duaya amin demek. Ne Dersim yaralarını sarmak, ne de 193738 yıllarında Dersim’de olan biteni saptamak değil RTE’nin amacı.. RTE’nin öyle ekranlardaki dokunsan ağlayacak bir sesle, gözleri nemlenmiş bir yüzle Dersim’den, örneğin isyanı tetikleyen Seyit Rıza’nın idamından söz etmesine aldanmamak gerek. Bir aktör. Konuya göre ağlayan, konuya göre gülen bir aktör! Söyledikleri bugün geçerli, ama yarın?.. Zaman değişir, zemin değişir. Hop, başka havalarda! ??? Durmadan toplumda karışıklığı, ayrımcılığı körükleyen Başbakan’ın Dersim sorununa ilgisini ve bu ilginin içtenliğini test etmek gerekiyor. RTE’nin sorunla içtenliğini test etmek istiyor muyuz? Ya da RTE, Dersim konusunda içtenliğini kanıtlamak istiyor mu? Testi gerçekleştirecek işte olanak; RTE’nin önünde: Tunceli Milletvekili Kamer Genç, 2007 yılında TBMM’ye Dersim’le ilgili bir yasa önerisi sundu. Öneri bugün tartışılan konulara gereken önlemleri içeriyordu. Genç, Dersim’de zarar görenlerin zararlarının karşılanmasını, mezar yerlerinin saptanıp ailelerine duyurulmasını, haksızlıkların giderilmesini ve TBMM’nin özür dilemesini öneriyordu. Bugün Dersim diye yeri göğe kaldıran, Dersimlinin duygularını, ıstırabını sömüren RTE ve emrindeki çoğunluk grubu… ...Kamer Genç’in yasa önerisini reddetti! ??? Kamer Genç, yasa önerisini 2011’de tekrar Meclis’e verdi. RTE, nasıl davranacak? Genç’in önerisinin türlü çeşit gerekçeler sıralayarak gündeme alınmasını yine engelleyecek mi? Ya da zayıf bir olasılıkla gündeme alınmasına, komisyonlarda yeni verilere göre genişletilmesine yeşil ışık yakacak mı, göreceğiz. Oysa: Öyle veya böyle. Genç’in önerisi iktidarın, öncelikle RTE’nin Dersim konusunda içtenliğini test edebilmek açısından eşsiz bir fırsat! Bu fırsatı kullanabilmek için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na da görev düşüyor. Genç’in önerisinin gündeme alınması için partinin ağırlığını koyması gerekiyor. Amirin dediği oldu Adana Emniyet Müdürü’nün ‘Molotof bomba kapsamına alınmalı’ sözlerinin ardından havai fişekle yakalanan zanlılara 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi VAN (Cumhuriyet) Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2010 tarihinde 4 adet molotofkokteyli ve molotof yapımında kullanılan havai fişeklerle yakalanan 2 sanığa, “terör örgütüne silah sağlamak” suçundan 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi. Karar, bir süre önce “Molotofkokteyli likit bomba adıyla kanunlarda yer almalı ve polise de silah kullanma yetkisi verilmeli” diyen Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı’nın açıklamasını akıllara getirdi. Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, terör örgütü PKK’nin şehir yapılanması olduğu ileri sürülen KCK soruşturması kapsamında Kadir C. ve Hakan Z’yi 4 adet molotofkokteyli, 16’lı havai fişek ve rampası ile yanıcı madde dolu şişelerle birlikte yakalandı. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını protesto etmek amacıyla düzenlenecek eylemlerde kullanılmak üzere hazırlandığı ileri sürülen molotofkokteylleriyle yakalanan sanıklar hakkında, Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan, “silahlı terör örgütü üyesi olmak ve silahlı terör örgütüne silah sağlama suçu”ndan açılan dava karara bağlandı. Yaklaşık 1 yıldır süren yargılama sonunda mahkeme, Hakan Z. İle Kadir C’ye 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi. Mahkeme açıkladığı gerekçeli kararda, “Sanıklarda ele geçen molotofkokteyllerinin sayısının 4 olması bu maddenin uygulanmayacağı anlamına gelmemelidir. Nitekim Kasım 2009 tarihinde İstanbul Küçükçekmece’de İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması sonucu yanarak yaralanan lise son sınıf öğrencisi Serap Eser daha sonra hayatını kaybetmişti. Bu olay bir tek molotofkokteylinin bile toplum ve insan hayatı açısından hangi sonuçlara yol açabileceğini göstermesi açısından önem arz etmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu. Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı, bir süre önce yaptığı açıklamada molotofkokteylinin “bomba” kapsamına alınması gerektiğini ve molotof atan göstericilere karşı polise silah kullanma yetkisi verilmesi gerektiğini savunmuştu. Avcı önlemler konusunda şunları söylemişti: “Molotofkokteyli atana karşı emniyet güçlerine vurabilme yetkisi verilmeli ve o an vurulmalıdır. Yoksa daha çok canımız yanar.” Mısır’da İslam, Ordu ve ‘Sandık’ “Yasemin Devrimi” Tunus’ta Bin Ali’yi alaşağı ettiğinde, ünlü yazar Ala el Asvani; “Kahire’de de ‘rejimle hesaplaşmak’ saati geldi!” demişti. Kahire’nin lüks bir semtindeki komşular üzerinden “yerleşik Mısır düzenini” anlattığı “Yakupyan Apartmanı” kitabıyla dünya çapında üne kavuşan Mısır’ın popüler yazarı Ala el Asvani, Tunus’ta geçen yılki olaylar patlar patlamaz derhal “Eli kulağında” diye konuşmuştu: “Tunus’ta olanlardan sonra Mısır da her an patlayabilir… Halk günden güne fakirleşiyor. Ama buna karşın yaşananlar hakkındaki bilgileri her gün artıyor. Rejim kontrolündeki medyaya karşın, yabancı TV’leri, interneti takip ediyor; fikir sahibi oluyorlar. Mısır halkını birbirine düşürmek pahasına koltuğa yapışmakta ısrar eden rejimin içyüzünü görüyorlar… ‘Baskı’ ve ‘bölyönet’ taktikleriyle, iktidarına meşruiyet kazandırmaya çalışan rejimin… kirli yüzünün farkındalar…” “Yasemin Devrimi”nin giderek Mısır’ı da içine alarak genişleyeceğini... El Asvani işte böyle herkesten önce görmüş ve “Kahire’de devrimin eli kulağında olduğunu” yukarıdaki sözleriyle duyurmuştu. Tahrir Meydanı, kanlı seçim arifesinden itibaren yeniden dolup taşarken; dünya TV’leri bu defa hemen El Asvani’ye koştu ve kendisinden ileriye dönük kehanet/değerlendirmeler istedi... Mesaj verilmişti Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde çıkan olaylarda 15 kişi gözaltına alındı Bölgede ‘KCK’ gerginliği Yurt Haberleri Servisi Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve KCK/TM operasyonları kapsamında avukatların tutuklanmasını protesto etmek amacıyla yürüyüşe geçen gruba polis müdahale etti. Çıkan olaylarda 15 kişi gözaltına alındı. Yüksekova esnafı da kepenklerini açmadı. İlçede fırın ve eczane dışındaki bütün işyerleri kapalıydı. Okul ve dershaneler de boykot edildi. Şemdinli yolu ile eski Cezaevi Kavşağı’nda bir araya gelen bir grup PKK yandaşı yolu trafiğe kapatarak yürüyüşe geçti. Çarşı merkezine yürümek isteyen gruba, polis gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti. Çıkan çatışmalarda, 15 kişi gözaltına alındı. Şırnak’ın Cizre ilçesinde de KCK/TM operasyonları kapsamında gerçekleştirilen tutuklamalar protesto edildi. Esnaf kepenklerini açmazken, polis yoğun güvenlik önlemleri aldı. Ayrıca Şırnak Emniyet Müdürlüğü binasına da önceki gece ses bombası atıldı. Patlamada şans eseri ölen ve yaralanan olmazken olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Öte yandan, Mardin ve ilçelerinde yapılan KCK operasyonunda gözaltına alınan 11 kişi tutuklandı. edef: Mübareksiz Mübarek rejimi!’ BBC’de Asvani ile yapılmış böyle çok uzun bir röportaj izledim. İlk günden beri Tahrir gösterilerinin içinde bulunduğunu anlatan Mısırlı yazar, süreçte tamı tamına “üç kez” öldürülmek tehlikesiyle yüz yüze geldiğini söyledi. Meydandaki psikolojiyi; “benbiz farkını yok ediyor” diye özetledi: “Kitleler arasında insan korkuyu unutuyor. Farkına varmadan yalnızca ‘biz’ oluyor” diyerek ekledi: “Normal şartlarda tehdit olarak görülen/algılanan şartlar, tehdit olmaktan çıkıyor…” Zamanla karşıt devrime dönüşen Arap Baharı’nın düş kırıklığını yaşamak ve görmekle birlikte, Asvani “devrime” inancını yitirmemiş. Ünlü edebiyatçının sözleri bu açıdan çok ilginç: “Askerle aramızda bir yanlış anlaşma oldu” diye söze devam eden yazar; “Devrimi askerler, ‘Mübareksiz bir Mübarek rejimi’ kurmak için bir açık ‘darbeye’ dönüştürdü. Halbuki biz Mübarek’i devirmeyi devrimin bir ilk aşaması olarak görmüştük. Onlar ise Mübarek’i devirmeyi, Mübarek rejiminin Mübareksiz olarak devam ettirilebilmesi için meğer göze alınması gereken bir nihai hedef olarak görmüşler…” diyor. “Statükoculuğun” felsefesini “Her şeyi; aslında her şeyin olduğu gibi kalması amacıyla değiştirmek” olarak özetleyen bir başka ünlü yazar Tomasi di Lampedusa’nın yarım asır önce söylemiş olduğu gibi tıpkı, Mısır’ın ünlü edebiyat adamı Al Asvani de Mübarek’in devrilmesinden bu yana geçen son on ayda yaşananları, “Mübareksiz Mübarek rejiminin devamı” olarak özetliyor… Tantavi’nin başkanlık ettiği askeri konseyle ABD, bu amaçla süreç içinde resmen el ele verdiler. “Tahrir’deki eylemciler arasında yer almamak” ve “Tahrir’e çıkmamak” konusunda, askeri cuntayla zımni bir anlaşma içinde olduğu anlaşılan seçimlerin favori gücü “Müslüman Kardeşler” de hatta öyle anlaşılıyor ki, aynı oyunun parçası. Perde arkasındaki bu büyük güçlerin “al gülüm, ver gülüm” paslaşmaları çerçevesinde; Müslüman Kardeşlerin de beklenildiği üzere sandıktan muzaffer çıkmaları halinde… Enver Sedat döneminde İsrail’le imzalanan ve bölgede ABD statükosunun temel direği olan “Camp David” anlaşmalarına dokunmamaları gerekiyor. Mısır’ın “aylar alan” nev’i şahsına mahsus “seçim süreci” zarfında kısacası, “reel politik güçler” bir yanda böyle “Mübareksiz Mübarek rejiminin devamını” sağlayabilmenin ve “hâkim pozisyonlarını” sürdürmenin mücadelesini verirken “Tahrir’de” garibanlar da…“meydanı tekrardan ele geçirmenin” ve ele geçirdikleri meydandan “yeni siyasetler üretmenin/dikte etmenin” çabası içinde. Halihazırda Mısır’da böyle çift düzeyde/çift düzlemde sürdürülen bir “yeni dengeler savaşı” var. Sonucu yazık ki! belli olan savaşın, kaybetmeye mahkum görünen “Tahrir cephesinde” Asvani gibi uzağı gören aydınlar hâlâ ne arıyor peki? El Asvani, her şeye rağmen Mısır’ın köklü geçmişi ve halkına inanmayı sürdürüyor: “Bu topraklar neler gördü? Neler geçirdi?” diyor ve mealen! ekliyor: “Biz cuntadan kurtulmak, demokrasiye kavuşmak istiyoruz. İslamcılık… doğru evet bir tehdit ama siyasi İslamın bu topraklarda uzun boylu tutunabileceğine ben şahsen inanmıyorum. Bu olasılık eğer güçlü olsaydı, Mısır çoktan şimdiye kadar siyasi İslam güçlerince alt edilirdi.” El Asvani’nin umutları bu kıyasıya mücadelede bakalım daha ne kadar yaşayabilecek? Göreceğiz. ‘H KESK Başkanı Lami Özgen’e 6 yıl 3 ay hapis İZMİR (AA) Aralarında KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in de bulunduğu 25 sanık hakkında, “terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Mahkeme Başkanı Güngör Tosunoğlu, sanık ve avukatların son savunmalarını yaptığını, dosyanın kararın açıklanması için ertelendiğini hatırlattı. Mahkeme heyeti, Özgen’in de aralarında bulunduğu 25 sanığın, temyiz yolları açık olmak üzere “terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. 6 sanık ise delil yetersizliğinden beraat etti. Karara muhalif kalan Mahkeme Başkanı Tosunoğlu’nun isnat edilen suçun örgüt üyeliği suçunu doğuracak büyüklükte olmadığını belirttiği öğrenildi. İddianamede, terör örgütü PKK’nin amaçlarına uygun faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin ülke düzeyinde aynı çizgide eylem ve faaliyetlerde bulunması için koordinasyonun KCK/TM tarafından sağlandığı belirtilmiş, sanıkların da KCK/TM koordinesinde Demokratik Emek Konfederasyonu içinde örgütlendiği ileri sürülmüştü. Hakkâri’de esnaf kepenk kapatırken, okul ve dershaneler de boykot uyguladı. Yürüyüş yapmak isteyen gruba polisin müdahalesiyle kent savaş alanına döndü. KOZİNOĞLU RAPORU Dicle’de 3 terörist öldürüldü Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde 3 terörist öldürüldü. Diyarbakır Valiliği’nden konuya MİT’ten suçlamaları çürüten açıklamalar Haber Merkezi MİT Hukuk Müşaviri’nin, geçirdiği kalp krizi sonucu geçen günlerde yaşamını yitiren Odatv tutuklusu MİT üst düzey yöneticisi Kaşif Kozinoğlu hakkındaki suçlamaları 4 maddeyle çürüttüğü belirlendi. MİT tarafından Kozinoğlu’nun avukatları Taner Serim ve Duygu Köksal’a verilen raporda, Kozinoğlu’nun telefonla görüştüğü için suçlandığı “Aydın, Ferruh ve Gökhan” adlı kişilerin MİT personeli olduğu ve görüşmenin “iş kapsamında ve koordine amaçlı yapıldığı” belirtildi. Raporda, yine suçlamalara konu olan gidiş gelişlere ilişkin yurtdışında görevli olan Kozinoğlu’nun, “istişare amaçlı olarak sık sık Türkiye’ye çağrıldığı” değerlendirmesi yapıldı. MİT raporunda, Kozinoğlu’nun başka dosyalara erişim olanağına ilişkin olarak da şu değerlendirme yapıldı: “Müsteşarlığımız bilgi sistemlerinde kullanıcılar bulunduğu hiyerarşiyle çalıştığı birim kapsamında sadece iş kuralları dahilinde yetkili oldukları yazılarla dosyalar içerisindeki dokümanlara erişebilmektedirler. Söz konusu sistemlerdeki erişim kayıt altına alınmaktadır. Bu kapsamda, Güvenlik İstihbaratı Başkanlığı emrinde görevli olmayan Kozinoğlu’nun başkanlığa ait yetkili olmadığı herhangi bir dokümana müsteşarlık bilgi sistemlerinden erişim imkânı bulunmamaktadır.” ilişkin yapılan yazılı açıklamada, operasyonun önceki gün gece geç saatlerde gerçekleştirildiği belirtilen açıklamada “Akşam saat 22.35 sıralarında Dicle ilçesi Kurşunlu köyü kırsalında Jandarma Özel Harekât Tabur Komutanlığı birlikleri ile Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’nın beraber yürüttüğü operasyonda bir grup bölücü terör örgütü PKK mensubu ile çatışma çıkmıştır. Temas sonucunda 3 bölücü terör örgütü mensubu silahları ile birlikte etkisiz hale getirilmiştir” denildi. Bilirkişiden, Balyoz sanığı Büyük’e ait olduğu iddia edilen flaş belleğe ilişkin değerlendirme: Verilere müdahale var HATİCE TUNCER Çift düzlemli mücadele Balyoz Harekât Planı davasında oluşturma tarihi hiçbir şekilde Dünkü oturumda söz alan tutuklu sanık Hâkim Albay Ahmet tutuklu sanık emekli Albay Hakan önceki tarih 19 Nisan 2007 olaZeki Üçok, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan YardımBüyük’ün kendisine ait olmadığımaz. İçeriğinde 12 Şubat 2008 cısı Bülent Arınç’ın “uzun tutukluluk” sürelerini eleştirdiğine nı savunduğu flash bellek üzerin dikkat çekerek “Bunlar karşısında yargılamanın bağımsız oldu tarihli yazı olan dijital verinin de Prof. Dr. Ufuk Çağlayan tara ğunu düşünüyor musunuz? Bu mahkemede kendinizi güvende oluşturma tarihi hiçbir şekilde fından yapılan inceleme sonucun hissediyor musunuz” diye sordu. Sinirlenen Mahkeme Başkanı önceki tarih 19 Nisan 2007 olaÖmer Diken ise “Soru sorma hakkını kötüye kullanıyorsunuz. da “dijital verinin delil bütünlümaz” denildi. ğü ve sağlığının bozulduğu” de Biz yasalara bağlıyız. Değerlendirmeler, Cumhurbakanı, BaşbaAvukat Ersöz, söz konusu belkan, bakan da olsa söyleyen kişiyi bağlar. Bizi bağlamaz. Aksi ğerlendirmesi yapıldı. lekle ilgili kolluk tarafından hasöylemler yargıya müdahaleye girer” karşılığını verdi. Davanın dünkü duruşmasında zırlanmış Şubat ve Haziran 2011 tatutuklu sanık Büyük, Eskişerihli raporlar arasında oluşturulma hir’deki evinde ele geçirildiği belirtilen flash lunulmuş olduğu sonucuna ulaşıldığı” tarihi ve dosya yolları ile ilgili önemli farkbelleğin sahteliğine ilişkin değerlendirmelerde vurgulanan raporda, “Söz konusu dijital do lılıklar olduğunu söyledi. Ersöz “Öyle ki babulundu. Büyük’ün avukatı Hüseyin Ersöz küman delil bütünlüğü ve sağlığını kay zı karakterler ve harfler, dosya içerisinde mahkemeye Boğaziçi Üniversitesi Mühen betmiştir. Örneğin, ‘Bilvanis Çiftliği Es düzgün bir şekilde yer alırken Türkçe kadislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği kişehir EkA’da yer alan dosyanın dijita rakterler gibi bazı harflerin de başka bir Bölümü’nden Prof. Çağlayan’a söz konusu linin oluşturulması ve son kayıt tarihleri karakter ile ifade edilmesi, bilgisayar tekbellek üzerinde yaptırdıkları incelemeye hiçbir şekilde 2005 yılından önce, yani 2003 niğine ve çalışma prensibine uygun değililişkin “bilirkişi raporunu” mahkemeye yılında oluşturulmuş olamaz” görüşüne yer dir. Bu durum, elle müdahalenin göstersundu. “Dijital verilere elle müdahalede bu verildi. Raporda “12 Mayıs 2009 tarihine gesidir” diye konuştu. ‘CUMHURBAŞKANININ SÖZLERİ BİZİ BAĞLAMAZ’ rüntüsü olan dijital bir verinin ait bir gazetenin taranmış gö C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle