28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2011 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Yazmak ve özgürlük E Güllerin savaşı... üllerin savaşı deyince İngiltere’de York ve Lancaster hanedanlarının otuz yıl sürmüş olan savaşı akla gelir. York Hanedanı’nın sembolü beyaz gül, Lancaster Hanedanı’nın sembolü kırmızı gül olduğundan otuz yıl süren savaş güllerin savaşı diye anılır. Sözünü etmek istediğim güllerin savaşıyla İngilizlerin ilgisi yok. Bu savaş İsveç sosyal demokratlarının kendi içlerinde zaman zaman patlak verip, ortalığı tozu dumana kattıktan sonra birden bire sönüveren bir savaş. Ama İngiltere’deki güllerin savaşıyla, İsveç’teki güllerin bol edebiyattan söz ettik. n sevdiğim yazarlardan Sevgi Kimi zaman önceden Soysal’ın “Yıldırım kararlaştırdığımız bir soru Bölge Kadınlar Koğuşu” üzerinde düşünüp geliyorduk. Kimi zaman kitabı çok etkilemişti beni. sevdiğimiz yazarlardan Kitaplığımdan uzaktayım ama hafızam beni alıntıları paylaşıyorduk. yanıltmıyorsa Soysal, bir Sait Faik’in “Haritada dönem görevlilerin her Bir Nokta” öyküsünde geçen “Kalemi yonttum. sabah 7’de koğuşları Yonttuktan sonra tuttum kontrole geldiğini ancak kendisinin 5’te kalkarak öptüm. Yazmasam deli kontrole kadar spor olacaktım” sözlerinden yaptığını anlatıyordu. çok etkilenenler, edebiyat dersinde Nâzım Hikmet’i Birileri sizi hapisle, kendi duyduğunu söyleyenler çizdiği bir yaşam biçimiyle sınırladığını sanarken oldu. Nedense mesleki böylesine özgür olmak! yazılar dışında uzun Benim de bir türlü yıllardır İngilizce yazmamıştım. ODTÜ verilmeyen girişçıkış yılları, uluslararası iznimle ilgili olarak kurban olmayı bir kenara bırakıp çalışmalar derken, bir de özgürleşmem gerekiyordu yabancıyla evli olduğum artık. Özgürlüğüme için Türkçeyi korumak yazarak ve dostum Therese istedim belki de. Arkadaşlar İngilizce sayesinde kavuştum. Kendimi bildim bileli yazdığım şeyler varsa yazıyorum ama yazma okumak isteyeceklerini eylemini ille de yazar söylemeye başladılar. Bu olmakla ilgili görmüyorum. keyifli ortamda İngilizce yazan elimin canlanmasını Yazmak benim için su içmek gibi, hayatta kalmak ben de istiyordum. Bir gün için yapmam gereken, kendiliğinden ya da belki nerdeyse içgüdüsel bir çekici bir zorlama ile canlanırdı herhalde. Sonra eylem. Ortaokuldayken Güneydoğu Alaska’da yazdığım, övgü aldığını hatırladığım ilk yazım da ücretsiz dağıtılan, çıtası pek zaten Figen Teyzemin de yüksek olmayan evlenmesiyle ilgiliydi. L’attitude isimli dergi, bir sonraki sayısı için “su” Birlikte oyunlar oynayarak temalı ürünler beklediğini büyüdüğüm teyzemi artık daha az görecek olmak ilk duyurdu. Nasıl olduysa büyük acımdı. İngilizce bir Bu acıyla başa kısa oyun ALASKA yazdım ve çıkmak için kaleme gönderdim. sarılmışım. Toplantıyı Alaska’da düzenleyen internete Therese ile daha erişimim olduğu ÖZGÜR KEŞAPLI ilk günden çok her gün iyi anlaşmıştık. DIDRICKSON gazetemizi Toplantılar okuyorum. dışında da buluştuk ve sık sık yazıştık. Acılar arttıkça daha çok, “Suyu özleyen kadın” ile daha çok yazmaya başladım. Yazının “sudan korkan adam” derinliklerinden, yazdığını arasında geçen ve “the fazla ciddiye almaktan ve dried and the drowned – Kurumuş ve Boğulmuş” yazmakla ilgili daha birçok adını verdiğim oyunu çok şeyden korkarım. “Neden yayımlanır?” sorusuyla da beğendi. Dergide hep uğraştım. Kimi zaman yayımlanmasından birkaç çelişkilere düştüğüm bu ay sonra Anchorage’daki bir dans topluluğunun yeni boğuşmalar içinde, başta yaban hayatı olmak üzere dans projelerine esin olacak bazı konularda yazdığım şiirler aradığını duymuş, denemeler dışında oyunumu göndermemi yayımlatmak amacıyla hiç önerdi. Therese’in oyunumda şiiri, dansı yazmadım diyebilirim. Ancak yatağından taşan bir görmesi çok mutlu etti beni nehir gibi, her yanı sular ama her şey zaten çok hızlı altında bırakarak yazmaya olmuştu. Daha ileriye başlayınca, korktuğum gidecek cesaretim, hatta ne yazık ki isteğim yoktu. ellerimle kendimi boğmak üzere olduğumu anladım. Therese “İzin verirsen ben Hani ben hayatta kalmak gönderirim” dedi. için yazardım? Hem ya Yazdığım şeyi bir çocuk, yazmamaya çabalamak Therese’yi de teyzesi olarak düşündüm ve yazmayı abartmanın başka bir yolu ise? Bir arkadaşım çocuğumu özgür bırakmaya yerel yazarların bir grup karar verdim. Ağustos kurduğunu söylediğinde sonunda Therese, dans gitmem gerektiğine karar gösterisi için 12 şiir yanında oyunumun da verdim. Ocak ayıydı. Juneau’nun çoğunlukla seçildiğini söyledi! 1 sıcak, paylaşımcı ve en Eylül’de parmak izimi önemlisi kasıntılardan uzak aldıklarında en az 1 ay daha ortamına rağmen eşim ülkemi ziyaret edemeyeceğimi Jno’yu da peşimden sürükledim. Toplantıda 10 söylediklerinde bu yüzden kişi kadardık. Hoşuma canımı daha fazla gitmeyen bir hava yakamadılar. Ülkemi solumaktan korkmam nasıl ziyaret etmek için artık verecekleri izni değil, dans da boşunaymış. Yazıyla ilişkimizden, kendimizden, gösterisinin tarihini diğer uğraşlarımızdan söz bekliyordum. ettiğimiz tanışma İçinden bol geyik geçen toplantımız çok keyifli Anchorage gezisini bir sonraki yazıda anlatacağım. geçti. Sonraki tüm buluşmalara severek gittik. Bir araya gelişlerimizde bol ozgur@kanatlibalina.org G savaşı arasında benzerlikler Savaş bir hafta sürdü. Bu savaş, STOCKHOLM de yok değil. York ve kullanılan yöntemler, stratejiler, Lancaster hanedanları, III. taktikler vs. ile öncekilerden çok Edward’ın soyundan farklı ve çirkindi. Sağa eğimli geliyordu. İsveç’teki güller açıkça savaşmak yerine güllerin savaşçıları da önce medyayı kullandı. Bir sosyal demokrat haftalık savaşın sonunda sol “hanedan”ın mensupları. yenilmedi ama yara aldı. Sağ geri OSMAN İKİZ Bir başka benzerlik ise her çekilmek zorunda kaldı. Savaş, ikisinin de iç savaş olması. sızdırıldığı belli olan bir gazete İsveç sosyal demokratlarının sembolü haberiyle ve sağın cepheden saldırısıyla kırmızı gül; ama parti bir tarafın gülü sola, başladı. Aftonbladet gazetesi, Sosyal diğer tarafınki sağa bakıyor. İsveç’teki Demokrat Parti Lideri Håkan Juholt’un, güller, siyaset kızışırken yine kapıştı. kadın arkadaşıyla birlikte oturmasına rağmen kiranın tümünü parlamentodan aldığını belgeledi. Kurallara göre ikamet adresi Stockholm dışında olan milletvekilleri, görevleri gereği başkentte bulunmak zorunda olduklarından, ya parlamentoya ait konutlarda kalıyor ya da ev kiralayabiliyorlar. Parlamento da kiralarını ödüyor. Ancak Håkan Juholt’un kadın arkadaşının payına düşen kirayı da parlamentoya ödetmesi, en hafifinden herkesin yüzünün buruşmasına yol açtı. Gazete olayı yolsuzluk olarak sunarken, parti lideri yanlış bir şey yapmadığını iddia etti ama o güne kadar parlamentodan almış olduğu kira paralarının yarısını aynı gün geri ödeyerek bir anlamda ahlaki açıdan rahat olmadığını kabullenmiş oldu. Bu arada başvurular üzerine savcılık da ön soruşturma başlattı. Ardından yeni yolsuzluk haberleri sökün etti. Tabii sağa göz kırpan güllerin demeçleri de gazete sayfalarını doldurdu. 2014 seçimine kazanma hedefiyle girmesi gereken partinin bu liderle yenilgiye mahkum olduğunu ileri süren partinin tanınmış isimleri, Håkan Juholt’un istifasını istediler. 2011’in baharında liderliğe seçilmiş çiçeği burnunda Håkan Juholt ise direndi. Savcı bir hafta sonra ön soruşturmayı tamamladı ve Håkan Juholt’u suçlayacak bir yolsuzluk işareti bulunmadığını açıklayıp dosyayı kapattı. Savcı ayrıca üstüne basarak, parlamentonun kira ödemeleriyle ilgili yazılı kurallarının belirgin olmadığını da açıkladı. Sızdırma belgelerle, gerçekleri çarpıtan haberlerle, demagojik karalamalarla süren bir haftalık savaş sırasında “bu işte bir bit yeniği var” diye kuşkulanmamıza rağmen hepimizin kafası karışmıştı. Şu anda olanlar ise “bir musibet bin nasihate bedeldir” atasözünü hatırlatıyor. Håkan Juholt, yasal olarak suç işlememesine rağmen, yaptıklarını hata olarak kabul ediyor ve parti örgütlerini dolaşıp özür diliyor. Dahası, çiçeği burnunda lider, iyice azgınlaşan sağcıların azıcık solculuğa bile tahammül edemediklerini kavramış olmalı ki gelecek için daha net konuşmaya başladı. Özür dilemek için gittiği Göteborg’da, parti üyelerinin “Bırak artık özür dilemeyi, ne yapacaksın onu anlat” diye çıkışmaları üzerine, 2014’te iktidar olmaları halinde, elektrik dağıtım ağının, demiryollarının ve eczane hizmetinin tekrar kamulaştırılacağını açıkladı. Hınca hınç dolu salonda müthiş bir alkış tufanı koptu. Gerçekten de bir musibet bir nasihate bedelmiş. osman.ikiz@tele2.se Koşu şampiyonu eşek Anton G eçenlerde Stuttgart yakınlarındaki Köngen köyünün çevresinde, havanın da güzel olmasından yararlanarak bir uzun yürüyüş yapalım dedik. Köy hafif yamaca kurulmuş. Amacımız yeşiller ve korular arasından geçerek vadiye inmek, Neckar akarsuyunun kıyısında bir yerde mola vermek. Şu sıralar yöre lokantaları kaz, ördek ve değişik av hayvanları sunuyor. Yanında da tabii piyasaya yeni sürülen leziz 2011 yöre şarapları. Yolumuz bir ara büyük bir at çiftliğinin yanından geçiyor. O gün, güzel ve güneşli havadan onlar da yararlansın diye olacak çiftliğin tüm atları dışarı çıkarılmış. Hepsi keyifle koşuşturup duruyor. Ayrı bir bölümde bazı biniciler antreman yapıyor. At terbiyesi yarışmalarına Anton’un macerasını katılacak atlar engelli anlatıyor. Yaşamı boyunca parkurlarda çalışıyor. Bu mesleği gereği çok kadar çok güzel ve değerli atı yolculuklar yapmış olan bir arada her zaman görmek adam, Anton’a bundan beş pek mümkün olamayacağı yıl önce için durup seyrediyoruz. Nürnberg Nasıl olsa pek acelemiz STUTTGART yöresindeki yok. Birden atların bir arasında kahverengi, daha köylünün doğrusu boz rengi ile bir ahırında eşek dikkatimizi çekiyor. rastlanmış. O da atlarla bir arada koşuşturup duruyor. Bir AHMET ARPAD Köylü eşeğini işe sağa gidiyor, bir sola. Atlara eşlik ediyor, peşlerinden ayrılmıyor. Sanki koşuyormuş. “İlk gördüğüm anda uysal bakışlarıyla beni onlardan biri. Gözlerimizi bu kendisine âşık etmişti” diye keyifli eşekten ayıramıyoruz, anlatıyor yanımıza gelmiş ardı ardına birkaç fotoğrafını olan adam. “Sonra çekiyoruz. “Gördüğüm gibi oralardan her geçişimde Anton hoşunuza gitti.” Bu Anton’a uğradım. Günün sözler, biz fark etmeden birinde ben ona, o da bana yanımıza gelmiş olan yaşlıca alışmıştı. Yapacak bir şey bir adamın. Gülümsüyoruz, yoktu, Anton’u buraya ilk kez böyle bir eşeğe getirecektim.” Adam rastladığımızı söylüyoruz. sonunda onu köylüden az bir Sonra biz sormadan o para karşılığı alır. Birkaç gün sonra evinin kapısında bir eşek durduğunu gören karısının şaşkınlıktan dili tutulur! “Benim yakındaki at çiftliğinde üç de atım vardı. Anton onlarla bir arada yaşamaya başladı...” Kısa süre sonra onda bir yetenek keşfedilir. Anton inatçı bir eşek değildir, o koşmasını çok sevmektedir. Atlarla sürekli koşuşturur, gittikçe hızlanır. Tırısı öğrenir, dörtnala koşmayı da! Ve sahibi günün birinde Anton’la Nürnberg yakınlarında her yıl düzenlenen geleneksel Hersbruck “eşek yarışları”na katılmaya karar verir. Bu yarışlarda eşekler 400 metrelik parkurda önden koşan refakatçının peşinde beş tur atarlar. Önden giden yorulduğu için her turdan sonra değişirken, eşek koşmaya devam eder. Anton katıldığı bu ilk yarışta büyük farkla birinci olur. “Daha sonraki yıllarda buraya daha yakın Hösslinswart yarışlarına katıldık” diye sahibi anlatmasına devam ediyor. “Anton son yıllarda bütün eşek yarışlarını kazandı. Bu yıl ara verdik, başkaları da kazansın diye!” Kimi eşek yarış sırasında saatte 50 kilometre hıza ulaşır, kiminin ise bir iki turdan sonra eşek inadı tutar, bir adım bile atmaz! Boz Anton atlar arasında koşuşturmasını sürdürüyor. “Az sonra büyük ahıra çekilip dinlenecekler” diyor yanımızdaki sahibi. “Bu öğleden sonra dinlentisinde atlar uyuklarken Anton’u korur gibi çevresinde bir halka oluşturuyorlar!” www.ahmetarpad.de CU M O K İS T AN B U L Ç A Ğ R IS I 3 Aralık 2011 Saat 19.30’da ULUSAL BAĞIMSIZLIK, AYDINLANMA ve EMEKTEN YANA CUMHURİYET OKURLARININ “CUMOK’un 16. Yaşgününde Kararlı Mücadele Çizgisi” konulu yemekli toplantısında söz, saydam, şiir, müzik eşliğinde buluşuyor, birlikte kutluyoruz. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: ADEN OTELİ Vapur İskelesi Karşısı KADIKÖY İletişim: 0536 739 02 290555 967 24 97 0535 412 68 68 LÜTFEN YER AYIRTINIZ w w w .c u m ok i st an b ul . o rg DALAMAN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2011/168 TLMT. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins,miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup; Birinci artırmanın 16.12.2011 günü 10.05 10.15 saatleri arasında Atakent Mh. Bezkese Bulv. No: 92 Çevreyolu DALAMAN MUĞLA adresinde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde ikinci artırmanın 21.12.2011 günü 10.05 10.15 saatleri arasında Atakent Mh. Bezkese Bulv. No: 92 Çevreyolu DALAMAN MUĞLA adresinde yapılarak satılacağı; şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; satışa iştirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin %20’si oranında Türk Lirası peşin para ya da eş değerde kati banka teminat mektubu vermeleri gerektiği, mahcuzun satış bedeli üzerinden KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize buşvurmaları ilan olunur. S.No: 1 Bedeli: 25.000,00 TL Adedi: 1 Adet Cinsi: 07 SB 944 plakalı, Yarı Römork Dorse, Şasi No: NP 9022407RS 025820, 2007 Model Özgül Marka, Beyaz Renkli, Yarı Römork, Dorse aşırı yıpranmıştır, tek lastik üzerinde durmaktadır, diğer lastikleri yoktur. Toplam: 25.000,00 TL (Basın: 72185) TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2011/499 Esas KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: MERSİN İLİ TARSUS İLÇESİ MEŞELİK KÖYÜ MEVKİİ: KILAFUR PAFTA NO: ADA NO: PARSEL NO: 554 VASFI: TARLA YÜZÖLÇÜMÜ: 2725 m2 MALİKİN ADI VE SOYADI: ÖMER OĞLU SELAMİ ÖZCAN KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: TOROSLAR ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. ADANA KAMULAŞTIRMANIN VE BELGELERİN ÖZETİ: Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2011/499 Esas sayısında dava açılmış ve duruşması 16/12/2011 günü saat: 09.50’ye bırakılmış olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 26/09/2011 (Basın: 61978) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle