28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2011 PERŞEMBE 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak B Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara S 12 10 11 12 15 14 15 10 6 7 9 10 7 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S K PB B PB B B B B K K K 7 6 3 20 20 19 11 14 10 11 4 3 2 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki Y Stockholm Y Londra B AmsterdamPB Brüksel B Paris B Bonn PB Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid B Viyana B 6 8 10 12 11 8 8 7 7 5 8 16 5 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B B A B B A Y Y K Y K B A 6 7 18 17 7 2 7 10 3 6 7 21 17 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu; Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile İstanbul, Sinop, Sivas, Amasya ve Tokat çevrelerinin yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; kıyılarda yağmur ve sağanak, iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor. İç ve doğu bölgelerde buzlanma ve don olayı ile birlikte sis bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ekranlarda, meydanlarda sık sık yinelediği şiirini RTE; ...“Ey bu topraklar için toprağa düşmeyecek bedelli / Gökten ecdat inse cüzdanını öpmeye değer” diye okuyabilecek mi acaba?.. RTE ile Osmanlı’nın frak giysili, dış görünüşü ile Batılı izlenimi vermeye çalışan, İslama hasret modelin simgesi Çankaya’daki AKP’linin kimi başarılardan başları döndü, kendilerinden geçtiler... RTE bir plan ve program gereği Cumhuriyeti yıkıp kafasına göre bir başka cumhuriyet kurmanın peşinde. En büyük başarısı ülkeyi açık hava cezaevine dönüştürmesi! Çankaya’dakine gelince; kendini beğenmişliğin örneklerini veriyor. Ne oldum delisi özsözünü haklı çıkaracak ölçüde, üstelik diplomatik nezaket ve terbiyeden yoksun konuşmasında konuğu olduğu AB üyesi İngiltere’de, AB’ye “zavallı bir birlik” diyor. ??? Oysa bugün irdelemek istediğimiz konu Dersim’di. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun grupta yaptığı konuşma, ohhh nihayet ve ilk kez “ince politikadan” vazgeçtiği izlenimi verdi. Bir kez daha anlaşıldı: RTE’yle ancak terbiye sınırlarını aşan saldırgan üslubuna aynı üslupla yanıt vererek mücadele edilebilir. Adam kavgacı. Bazen hamal, bazen kayıkçı, bazen sokak ağzıyla muhaliflerine saldırıyor. Aman halkımız bizi kavgacı görmesin diye bugüne dek izlenen ince politika cesaretlendirdi, şımarttı RTE’yi. Muhaliflerine durmadan hakaret eden, aşağılayan, siyaseti söylediğini arkasında durmamakla eşdeğer gören, yargıdan polise kadar devletin halka hizmetle görevli kurullarını ülkeye korku salmak için kullanan RTE ve kadrosuyla “ince politika” gereği nezaket sınırları içinde mücadele etmek olanaksız. ??? Kılıçdaroğlu, RTE’nin savurduğu çamurlara aynı gün aynı üslupla yanıt verdi. Dersimli olduğunu istismar konusu yapan RTE’ye; “Evet ben Dersimli bir ailenin çocuğuyum. Bu ülkenin çocuğuyum...” …“Üç evladımı bu ülke için yetiştirdim. Bu halk için çalışıyorlar. Gönüllerinde Kuvayı Milliye ve Atatürk var. Dersimliyim ama şimdi CHP Genel Başkanıyım” dedi. Zaten Dersimli, Kürt kökenli olması tartışma dışı olan Kılıçdaroğlu’nun RTE’ye hak ettiği yanıtı elbette alkışlanacak bir davranış. RTE’nin, sureti haktan görünerek ezilmişleri himaye örtüsü altında yürüttüğü, aslında 1923 Cumhuriyeti’ni yıkmayı öngören, Dersim üzerine kurguladığı politikalar, CHP’den ilk kez sert karşılık gördü. ??? CHP’ye ve elbette genel başkanına RTE uydusu olduğunu, hatta uydusu olmadığını iddia eden medyanın Dersim üzerinden yürüttüğü, “Atatürk’le hesaplaşma kampanyasının” gerçek yüzünü açığa çıkarmak gibi önemli bir görev düşüyor. Kuşku yok, orantısız güç kullanılan Dersim’de acı olaylar yaşandı. Fakat, AKP’den aldıkları işaretle; günlerdir TV’lerde, Dersim olayları tek yanlı işleniyor. Yandaşlarla, yandaş olmayan TV’ler sürekli şu temayı işliyorlar: Başlarında Atatürk, başbakanlar İsmet İnönü ile Celal Bayar, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak bir araya gelmişler. Bir soykırım planı hazırlamış ve Dersim’de uygulamışlar! Dersim’de yaşanan kanlı olayların nedeni neydi? RTE bu arayış içinde değil. O, geçmişi karalama peşinde... Bir devlet adamı gibi gerçeği aramıyor. Tarihin karanlık yüzünü aydınlığa çıkarmayı istemiyor. Arşivi açıklamıyor. Ama işine geldiği zaman işine gelen belgeleri arşivden çıkarıp, TV’lerde sallıyor. Dersim’in ağızlarda sürekli sakız olmasını istiyor. Yarar umuyor. Dün yalnız o devrin sorumlularını ve CHP’yi karalayan arşivden belgeler çıkararak devlet adamlığında ne kadar yaya ve yavan kaldığını yine kanıtladı. Asıl amacını, Atatürk’e övgülerinin ne denli aldatıcı olduğunu, gerçek kimliğini bir kez daha açığa vurdu. Dersim tartışmalarının tek olumlu yanı da bu! Balbay’ın avukatları, siyasal katılım hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle bir kez daha AİHM’ye başvurdu ‘Hukuk yolu kapalı’ İstanbul Haber Servisi CHP İzmir milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, avukatları aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) “siyasal katılım hakkı”nın ihlal edildiği gerekçesiyle yeni bir başvuruda bulundu. Avukatlar, AİHM’den “Balbay’ın yasama dokunulmazlığından yararlanamaması ve milletvekilliği görevini yerine getirememesi” gerekçesiyle dilekçelerinin öncelikle incelenmesini talep etti. Balbay’ın avukatları Aydın Metin ve Mehmet İpek tarafından AHİM’ye adil yargılama hakkı ve ifade özgürlüğünün ihlali konusunda daha önce 10 Kasım 2010 tarihinde bir başvuru yaptıkları anımsatıldı. Yeni başvuruda ise İkinci Ergenekon davasında 6 Mart 2009 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Balbay’ın 12 Haziran 2011 seçimlerinde milletvekili seçildiği anlatılarak “Müvekkilimizin tutukluluğunun devam etmesi nedeniyle yasama dokunulmazlığından yararlanamaması ve milletvekilliği görevini yerine getirememesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1 No’lu ihtiyari protokol 3. maddesindeki ‘siyasal katılım hakkını’ ihlal etmektedir” denildi. Dilekçede, “Yargılama henüz sona ermemişken müvekkilimizin ‘suç işlemiş milletvekili’ olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi ile kesinlikle bağdaşmamaktadır” ifadelerine yer verildi. Eski İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Köksal Şengün’ün, “Demokratik yollardan seçilen bu kişilerin kaçma, saklanma ve delilleri karartma ihtimalleri de kalmamıştır” şeklindeki muhalefet şerhine dikkat çekilen dilekçede, “Tutukluluk yerine adli kontrol tedbirleri uygulanmış olsa, müvekkilimiz hem milletvekilliği görevini yerine ğetirecek hem de yargılama sürdürülebilecektir” denildi. TUTUKLU VEKİLLERİN ÖZLÜK HAKLARI Cemil Çiçek’e suç duyurusu AYŞE SAYIN Balbay: Yargı ilerleme kaydedemedi İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), uluslararası gazeteci örgütleri ve cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecilerin yakınlarıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) bir araya geldi. Etkinliği açan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, “Tutuklu gazetecilere dikkat çekmek için görüşme yapmak istediğimiz Adalet Bakanı Sadullah Engin ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten randevu alamadık. Biz sadece Ergenekon davası kapsamındakilerin değil, Kürt ve sosyalist basının da takipçisiyiz” dedi. Toplantıda, gazetemiz yazarı, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın kardeşi Suat Balbay, Mustafa Balbay’ın mesajını okudu. Mesajda, duruşma salonunun spor salonundan bozma olmasına dikkat çekerek “Bu bile davanın farklı bir noktada olduğunun göstergesidir. Yargı halen daha ciddi bir ilerleme kaydedememiştir” dedi. Toplantıda söz alan Nedim Şener’in eşi Vecide Şener ise “9 aydır yargılanmayı bekleyen eşim hüküm giymiş muamelesi görüyor” dedi. Nedim Şener ve bazı arkadaşlarının vakit geçirmek için saz çalma etkinliğine katılmak istediklerini ancak cezaevi yönetiminin buna izin vermediğini aktaran Vecide Şener, Cezaevi yönetiminin buna gerekçe olarak Nedim Şener’i diğer hükümlülerden koruyamayacaklarını gösterdiğini aktardı. Şener, “Diğer hükümlülerden benim eşimi koruyamayan bir sistem nasıl olabilir?” diye sordu. Toplantıda konuşan Avrupa Gazeteciler Fedarasyonu Başkanı Arne Konig, Türkiye’de bu konuda durumun daha da kötüye gittiğini 2009’da 40 gazetecinin tutuklu iken şu an 60’ın üzerinde gazetecinin tutuklu olduğunu kaydetti. ANKARA CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, 8 tutuklu milletvekilinin maaşını ödemediği ve diğer özlük haklarından da yararlandırmadığı gerekçesiyle TBMM Başkanı Cemil Çiçek hakkında suç duyurusunda bulundu. Tanal, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı suç duyurusunda tutuklu milletvekillerinin haklarında herhangi bir cezai sonuç doğuran mahkeme kararı olmadığına dikkat çekti. Tanal, “Haklarında herhangi bir ceza, nihai mahkeme kararı olmamasına rağmen, temsili demokrasiye zarar veren bir şekilde temel hakları olan seçilme haklarını kullanamamaktadırlar” görüşüne yer verdi. Milletvekillerine özlük haklarının kullandırılmamasıyla ilgili daha önce verdiği soru önergesine yanıt veren TBMM Başkanı Çiçek’in “Milletvekili seçilen ve halen cezaevinde tutuklu bulunan milletvekillerinin ödenek ve yollukları tahakkuk ettirilmiş olup, ilgili milletvekillerinin anayasanın 81. maddesi gereğince yemin ederek göreve başlamalarında ödenmek üzere emanet hesabında bekletilmektedir” yanıtını verdiğine işaret eden Tanal, aynı önergenin yanıtında milletvekillerine “sağlık karnesi”nin ise verildiğinin bildirildiğini ifade etti. PROF. DR. FATİH HİLMİOĞLU: Yargılama değil Rus ruleti İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davasında tutuklu bulunan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, “Bu dava sürecinde yaşanan hastalıklar ve ölümler, sanıklarda aslında bir yargılama sürecinde değil, bir Rus ruleti sürecinde bulundukları izlenimini yaratmıştır” dedi. Hilmioğlu, önceki günkü duruşmada, Kâşif Kozinoğlu’nun ölümüne dikkat çekti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde siroz tedavisi gördükten sonra “cezaevinde kalabilir” raporuyla Silivri Cezaevi’ne konulan Hilmioğlu, “Sanıklar kendilerine ve diğer sanıklara sessizce ve derin bir endişeyle gözleriyle sormaktadır. Şimdi sıra kimdedir? Ölümcül kalp ritmi bozukluğu olan Mehmet Haberal’da mı? Artık yatalak hale gelmiş Levent Ersöz’de mi? Kalp damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle Hasan Atilla Uğur’da mı? Yoksa cezaevi koşullarında her biri 1000 ton stres yükü altında olan bir başka sanıkta mı? Kimbilir belki de sıra bendedir” diye konuştu. Hilmioğlu, “Empati yapamayanlar hekimlik de hâkimlik de yapamazlar” dedi. Financial Times, AKP iktidarının hâkimiyetini arttırdığına dikkat çekti ‘Baskılar kaygı veriyor’ LONDRA (ANKA) Türk hükümetinin son dönemde attığı bazı adımların, devletin, akademik çevrelerden iş dünyasına kadar toplumun çeşitli kısımlarının üzerinde “daha büyük bir hâkimiyet kurduğu yönünde kaygı yarattığı” yorumları yapılıyor. Financial Times gazetesi, Ankara’nın “topluma kısıtlamalarına yönelik eleştirilerin büyüdüğü” görüşünü öne sürdü. Gazete, şöyle devam etti: “Bağımsız düzenleyici kurumlar devlet dairelerinin denetimin altına sokuldu, Türk Bilimler Akademisi üyelerinin ataması için yeni yetkiler alındı ve özelleştirmeye yönelik olası bir adım olarak da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası üzerindeki kontrol arttırıldı. Hükümetin çocukları zarar verici içeriklerden koruyacağını öne sürdüğü yeni internet filtrelerini de uygulamaya koyuldu. Devlet, her vaka için farklı gerçekleri dile getirdi ancak eleştirenler ve hükümete sempati duyanlardan bazıları bile alarm içinde.” Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın uzun tutukluluk sürelerine ilişkin kaygısını dile getirdiği anımsatılan gazetenin haberinde, “Ancak salı günü, 51 kişi, Türk otoritelerinin Kürt teröristlerini içerdiğini söyledikleri loş bir örgüt olan KCK’ye bir operasyonun kapsamında gözaltına alındı” ifadeleri kullanıldı. 143 şüpheli hakkındaki yeni iddianame kabul edildi Balyoz’da 3. dava İstanbul Haber Servisi Balyoz Planı soruşturması kapsamında 64’ü tutuklu 143 şüpheli hakkında hazırlanan 3. iddianame, Bayloz Planı davalarına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, Korgeneral Korcan Pulatsü ve HAVELSAN Genel Müdürü ile Dr. Ömer Faruk Ağa Yarman’ın da aralarında bulunduğu tüm sanıklar hakkında “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs” suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisleri isteniyor. Davanın ilk duruşması ise 26, 27, 29 ve 30 Aralık tarihlerinde Silivri’de görülecek. Balyoz Planı soruşturması kapsamındaki üçüncü iddianamedeki deliller arasında, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner’in internete düşen ses kaydına da yer verildi. Koşaner’in ses kaydı “Açık kaynaklardan temin edilen ses kayıtları” başlığı altında sıralandı. Koşaner’in ses kaydındaki Balyoz davasına ve soruşturmasına ilişkin söylediği sözlere yer verildi. İddianamede, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerin sanıklardan Kemalettin Yakar, Mehmet Cem Çağlar ve Erdinç Yıldız tarafından “suç unsuru oldukları bilindiği halde mevzuata aykırı olarak saklandığı” belirtildi. İddianamede, şüphelilerden Özgür Ecevit Taşçı’nın, Fatih Camisi’ne yönelik planlanan “Çarşaf Eylem Planı” hazırlanmadan önce caminin eyleme uygun olup olmadığını belirlemek üzere gözlem ve keşif faaliyetleri yürüterek bu konuda ayrıntılı raporlar hazırladığı kaydedildi. İddianamede, bazı şüpheliler tarafından hazırlanan “Yumruk”, “Testere”, “Tırpan” ve “Sakal” isimli teşhis planlarında da “Darbe Karşıtı Aşırı Sağ Kesim”, “Darbe Karşıtı Liberaller”, “Darbe Karşıtı Akademik Kadro” ve “Gayrimüslim cemaat önderi ve işadamları”nın hedefteki kesimler olarak yer aldığı savunuldu. MALATYA’DAKİ DHKP/C DAVASI Arınç: Zulmeden cezasını bulsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Şubat süreciyle ilgili soruşturma üzerine, “Birileri bize o dönem zulmetmişlerdi. En azından bunun karşılığında onlar üzülsünler” diye konuştu. TRT’de soruları yanıtlayan Arınç, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarının yüz kızartıcı ve üzüntü verici olduğunu söyledi. “Soruşturma belli bir noktaya gelirse siz şikâyetçi olmak ister misiniz” sorusuna Arınç, “Düşünürüm. Şahsi bir beklentim olmaz ama birileri o zaman bize zulmetmişlerdi, haksızlık etmişlerdi. En azından bunun karşılığında onlar üzülsünler, Türkiye’de buna bakarak bundan sonra böyle bir dönemi beklemesin ve hayal etmesinler. İbret olsun” dedi. Kızının resmini taşıması suç oldu SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Devrimci Halk Kurtuluş PartisiCephesi (DHKP/C) örgütüne yönelik, Malatya’da, geçen mayıs ayında gerçekleştirilen operasyonda, haklarında dava açılan 6’sı tutuklu 7 sanıklı davaya dün devam edildi. Sanık avukatları yaptıkları savunmalarında, sanıklar hakkında internette yer alan bilgilerin güvenilir olmadığını ve bu bilgileri yayımlayanların tespiti açısından soruşturmanın genişletilmesini talep ettiklerini belirterek “Bu konuda uzman bir üniversite veya ilgili kürsüden mütalaa alınmasını talep ediyoruz” dediler. Sanıklardan Hatice Harman’ın da ölüm orucunda kaybettiği kızının fotoğrafını taşıdığı için suçlandığının belirtildiği savunmada, bir annenin çocuğunun fotoğrafını taşımasında suç kastının olduğunun iddia edilemeyeceğine vurgu yapıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle