28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2011 PERŞEMBE 6 TUNCELİLİLER: ARŞİV VE MEZARLAR AÇILSIN HABERLER Başbakan Erdoğan, Dersim belgelerini açıkladı, CHP’yi suçladı Cemaat başkaldırıyor. Memnun değil. Hükümet cemaatin koyduğu hedeflere doğru yeterince ve koşar adım gitmiyor. “Oy vermeyiz!” Bu tehdit aslında yeni değil. “Ortak”ın kalemleri, daha önce de örneğin Beşir Atalay’ı hedef almışlardı! Demek Atalay, onların doludizgin gidişlerini biraz frenleyici dengeler aramış! ??? AKP, parti olarak mı kalacak, yoksa üstü AKP içi ise tamamen cemaatleşmiş olarak mı devam edecek!? Kurt postunun içinde ikinci kurt olmaz, bir postun içinde iki kurt da iç içe olmaz. “Alttan/içten oyma” işlemleri, partinin hayati kan ve kalp damarlarına mı gelip dayandı? Bülent Arınç, tutuklamaların bu kadar uzun sürmesine ve milletvekillerin hâlâ içeride tutuklu olmalarına karşı çıktığında, önce, “Arınç, iyi polis kötü polis rolünde” diye düşünmüştüm. Ama, Bay Balyoz’un bu yazısı, Arınç’ı “temize çıkardı”. Adam samimi! Ama Başbakan Yardımcısı olmasına rağmen, güçsüz (mü?!).. Silivri’den bir yargıç “dışarıdan sesler bize sinek vızıltısı” demişti! Oralarda, “Ortak” yönetimde (mi)? ??? Peki nasıl bir çıkarsama yapmalı? a) AKP bütün ülkeye egemen. Fethedeceği kale kalmamış gibi! Ordu tam zapturapt altında. Medyada Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık.. kaldı. Kazanımlarını sağlamlaştırmak, iyice hazmetmek zamanı olduğunu düşünüyor olabilir. Kurdukları düzen tıkır tıkır. Adamları dünyalıklarını yapıyor. Şan şöhret, övgü, tapınma derecesinde yağcılık, el pençe divan durma... bütün çevrelerde! İçeride yönelecekleri yeni MHP ve CHP kitleleri için uzlaşmalar aramak zorundalar. Daha ne olsun? “Şam’da kayısı” olsun! (O konuda da çabaları üst düzeyde!) b) Cemaat ise köktenci! “Eski düzen”den hiçbir şey bırakmamayı, her şeyi silip süpürmeyi, kendi yeni düzenleri için gerekli görüyorlar! Eski düzen’in “temizlikçileri” onlar! (Hey Jean Reno!!) Aşağıya egemenler, polise, yargıca falan.. Bu nedenle, “Durmak yok, yola devam”ın, düzentuzak kurmada ve herkesi içeri tıkmakta, esas sürdürücüleri! İktidar içinde anayol ayrımı gerçekleşir mi, bilmiyorum. Ama temizlikçiler, yollarının her yerde kendilerine açılmasını ve kabinenin kendilerini izlemesini istiyor.. İzleyeceğiz... Erdoğan samimi bulunmadı TUNCELİ (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dersim olaylarıyla ilgili açıklamaları Tunceli’de ilgiyle izlendi. Erdoğan’ın “Devlet adına özür diliyorum” sözleri olumlu karşılanırken birçok Tuncelili, Erdoğan’ı samimi bulmadığını belirtti. Tuncelililer, arşivlerin ve mezarların açılmasını istedi. Tuncelililer, konuşmayı başından sonuna kadar dikkatle dinledi. 80 yaşındaki Mehmet Katurman, “Kürsüde konuşmak yetmiyor. Samimi değil, arkasını getirmiyor. Açılım dediler sonunu getirmediler” diye konuştu. Murat Parlak ise “Başbakan’ın devlet adına katliam nedeniyle özür dilemesi oldukça önemli” dedi. Dersimle ilgili tüm arşivleri açmasını isteyen Hasan Tokses de “Önemli olan tüm Türkiye’nin bundan haberdar olması. Başbakan’ın bütün arşivleri açmasını bekliyoruz” dedi. Başbakan’ın Dersim katliamını siyasi malzeme yaptığını ifade eden Cemal Kaya ise “Başbakan tek başına iktidar gerekeni yapması gerekiyor. Eğer Dersim konusunda samimiyse tüm arşivleri açsın. O dönem topluca gömülen insanların mezarlarını açsın” dedi. Hüseyin Gül de Başbakan’ın konuyu suiistimal ettiğini ifade etti. Esnaf Hıdır Mercan da “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’nın çıkıp kamuoyuna açıklama yaparak devlet adına özür diliyorum demesini alkışladım. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da aynı şekilde geçmişiyle yüzleşip o dönemi sorgulamalı” dedi. ‘Özür diliyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, İsmet İnönü, Faik Öztrak, Celal Bayar, Ali Çetinkaya’nın imzalarının olduğu Dersim belgelerini açıklayarak CHP’yi suçladı. Erdoğan, “Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum” dedi ve “Dersim’de olanların asıl sorumlusu” olduğunu belirttiği CHP adına Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu özür dilemeye çağırdı. Erdoğan, akşam saatlerinde de sosyal paylaşım sitesi üzerinden “ÖzürDilerizDersim” başlığı altında kampanya başlattı. Erdoğan partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısındaki konuşmasında şu açıklamaları yaptı: Yazıklar olsun: Sayın Kılıçdaroğlu. Bak ben bunu konuşmuyorum ama sen beni gelip Ermeni diyasporasıyla aynı yere oturtmaya çalışıyorsun. Sana yazıklar olsun! Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı Ermeni diyasporasıyla aynı yere oturtacak olanın alnını karışlarım. Haddini bil diyorum. 100 adet bastırılan rapor: Bakın şu rapor sadece 100 adet bastırılarak zata mahsus olarak, bu notla belli yerlere gönderilmiş bir rapordur. Sayfa 199’da deniliyor ki: ‘Dersim, Hükümeti Cumhuriyet için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kati bir ameliye yapmak ve ihtimalatı elimeyi önlemek, selameti memleket namına farzı ayndır.’ Bu kadar bu işi önemsiyorlar. Adeta bugünün ifadesiyle ‘olmazsa olmaz’ bu anlama geliyor. Tunçeli Vilayeti Kanunu: 1935 yılında ‘Tunçeli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun adıyla bir kanun çıkarılıyor’. Sadece Tunceli’ni kapsamıyor, çevre illeri de kapsıyor. Kanunun ilk maddesinde şu belirtiliyor: ‘Tunçeli vilayetine, ordu ile irtibatı baki kalmak ve rütbesinin salahiyetini haiz bulunmak üzere korkomutan rütbesinde bir zat vali ve kumandan olarak seçilir.’ Sayın Kılıçdaroğlu, haberin var mı bunlardan? Vardır da söylemiyorsun. Muhsin Batur’un anıları: Dersim olayları sırasında orada asker olan Muh Ayrışma İktidar ortakları arasında kopuş mu var? Bir ayrışma? Herkes kendi yoluna mı? Cemaat, AKP’yi tehdide mi başladı? İktidarda üçlü koalisyon var(dı). AKP, Cemaat ve Liberal Çevre (aydın denen çeşitli tipler). Şüphesiz Liberal Çevre bir yamaydı. Verdikleri desteğe karşılık, iktidar nimetlerinden yararlandırılıyorlar. İlk ayrışma, bu çevreyle iktidar arasında oldu. Cemaat ve iktidar, artık liberallerle yollarını ayırdı. Öyle ki örneğin Yeni Şafak’ta ve Zaman’da, cemaat ve iktidar yazarları, “misafirlerini” hırpalamaya koyuldu. Liberallerden bazıları, yolcu muyuz abbas biçiminde ve iktidara itidal dilli karşı görüşlerini yazarken... bazıları da devekuşu pozisyonu aldı, duymuyor ve mevziini korumaya öncelik veriyor. Düşünüyorlar ki “Vefa, sadece bir semtin adı değil.” ??? Derken, ABD’de iyi bir eğitimden geçirilerek Ergenekon, Balyoz ve gazeteci operasyonları öncesi Türkiye’ye postalanan “önemli şahsiyet”, “Usta, gemin su almaya başladı” diye, Erdoğan’a ve hükümete giydirmez mi! Şikâyetçi! Bir dizi laf ebeliğinin içinde, üç noktaya vurgu yapıyor: Hükümet, 1) Ergenekoncularla uzlaşma arıyormuş.. askerlerin topuk selamını yeterli görmüş; Arınç, askerlerin tutuksuz yargılanması için havayı kokluyormuş. Orduda kurumsal hiçbir düzenleme yapılmamış.. (İmam ordusu kurulması gibi..) Hükümetin “şikecileri” aklama girişimini de eleştirdiğine göre, şike operasyonu arkasındaki esas güç de anlaşıldı! 2) Medya “candaşıyla yoldaşıyla” hâlâ yerinde duruyormuş. (Yeni operasyonlar planlamışlar da hayata mı geçmemiş acaba?!) 3) CHP (ve diğerlerinin) 4 ayakları atlar gibi kırılmalarına rağmen, henüz vurulmamışlar! Sonuç: “Ustalık döneminin sayın ‘ustası’, ‘kalfaları’ ve ‘çırakları’, geminiz çok fazla yerden su almaya başladı. Rotanız şaştı... Bu millet statükonun emrine girenleri, onbaşıları tarihin çöplüğüne göndermekte bir bile tereddüt etmez... Benim ve ailemin 17 oyunu, aldığınız oylardan çıkartabilirsiniz..” ‘Artık karışma Mehmetçiğim’ (Fotoğraf: AAKAYHAN ÖZER) Erdoğan, konuşması sırasında “Sabiha Gökçen Havaalanı‘nın adı değiştirilsin” diyen Mehmet Metiner’e dönerek “Artık sen de bu işe karışma Mehmetçiğim” dedi. Metiner ise Başbakan’ın kendisine duyduğu yakınlığı gösterdiğini belirterek “Ne benim Başbakanımla bir sorunum var ne de Başbakanımın benimle” dedi. Cezayı veren hâkimlere Alevi iması Başbakan Erdoğan, geçmişte okuduğu şiir nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı veren hâkimlere, “Alevi” imasında bulundu. Erdoğan, “O cezayı onaylayan yüksek yargıdakiler kimlerdi? CHP’nin adayı ve parti meclisi üyesi kişilerdi. Belli bir inanç grubunun ve belli bir mezhebin mensubuydular ve bana o cezayı verdiler” dedi. sin Batur, anılarında aynen şu ifadeyi kullanıyor: ‘İki aya yakın Dersim’de görev yaptım. Okuyucularımdan özür diliyorum ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum’ diyor. 13 bin 806 kişi öldürüldü: 8 Ağustos 1939 tarihli bir belge. Jandarma Umum Komutanlığı’ndan başvekâlet yüksek makamına gönderilmiş. Dersim’e yapılan müdahalenin bilançosunu veriyor, ‘kati netice alınıncaya kadar baskınların devam edeceğini’ bildiriyor. Ekte de bir cetvel var. Ölü, diri, teslim olanların rakamlarını gösteriyor. 1936, 1937, 1938 ve 1939’da, toplam 13 bin 806 kişinin öldürüldüğü bu belgede ifade ediliyor. Bakın deprem felaketinden bahsetmiyorum, öldürülenlerden bahsediyorum. Belgenin altındaki imza çok ilginç. Faik Öztrak. Dahiliye vekili, yani İçişleri Bakanı. Celal Bayar belgesinde dili sürçtü: 23 Aralık 1938. Tunceli’den 11 bin 683 kişinin sürüldüğünü belirten 2 bin kişinin daha sürülmesini karara bağlayan Bakanlar Kurulu kararı. Burada da Başbakan kim biliyor musunuz? İsmet İnönü... (dili sürçtü) O zaman Reisicumhur İnönü, Başbakan Celal Bayar. Anma törenlerini yapan sensin. Bütün bu sürgünlerin altında, bu öldürmelerin altında İnönü’nün imzaları var. Nafia Vekili yani Bayındırlık Bakanı olarak da bir imza dikkat çekiyor, Ali Çetinkaya. İskilipli Atıf Hoca’yı düzmece bir mahkemeyle, ‘kararın infazına, şahitlerin sonra dinlenmesine’ diyerek idam eden kel Ali Lakaplı Hâkim. Bu CHP bu işte. Sason’da 384 kişi öldürüldü: 27 Eylül 1938 tarihli belge. Dersim operasyonlarının hemen ardından, Sason’da yapılan temizlik ve takip operasyonlarının raporu. Sason bölgesinde 384 kişinin öldürüldüğü, diri tutulan ve teslim olanların tamamının batıya göç ettirildiği ifade ediliyor. İmza kim biliyor musunuz? İçişleri Bakanı Şükrü Kaya. Yine CHP. KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN’DAN PSİKOLOĞA GÖRÜNMESİNİ İSTEDİ ‘Topluma nefret tohumları ekti’ 9DNÖI%DQN·WDQ |½UHWPHQLP FDQÖPEHQLP NUHGLVL 5YGUNáFAIZáORANLARÍáVEááAYAáVARANáVADELERLE á á yİRETMENLERIMIZINáHALINDENáANLAYAN dÙRETMENLERá'~N~á+REDISIá6AKÍF"ANK´TA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dersim katliamı konusunda kendisini ve CHP’yi suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Bir başbakanın görevi toplumda sevgiyi egemen kılmaktır. Toplumun kaynaşmasına katkı vermektir. Sayın Başbakan topluma kin ve nefret tohumları ekti” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Mardin’nin Nusaybin ilçesinde terör saldırısında şehit olan Jandarma Kıdemli Başçavuş Oktay Aydoğan’ın Keçiören’deki baba evine taziye ziyaretinde bulunarak başsağlığı diledi. ‘Birliğimizin temeline dinamit’ DİYARBAKIR/ANKARA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan Erdoğan’ın Dersim’le ilgili açıklamalarına “Başbakan’ı tebrik ediyorum. Dili, üslubu ve açıklamasıyla memleketimizin ve milletimizin birliğinin temeline dinamit koymuştur” yanıtını verdi. CHP’de Dersim katliamı tartışmaları yaşanırken Diyarbakır’da dikkat çekici bir çıkış yapıldı. ‘Ayrımcılık yapıyor’ dØ2%4%.,%2á'e.eá+2%$Ú3Ú á +REDIá 4UTARÍ 6ADE á &AIZá/RANÍá !YLÍK %1,24 !,).!#!+ !,Ú9%4 á /2!.,!2)á e#2%4,%2á4, á á +REDIá4AHSISá eCRETI 252,00.TL 4AKSIT 4UTARÍ 498,55.TL á á !YLÍKá 9ÍLLÍKá 4OPLAM 4OPLAM %1,71 %20,51 10.000.TL á!Y à à +REDIà4AHSISàeCRETIà~ZERINDENàà"ANKAà3IGORTAàUAMELEà6ERGISIà"36 àALÍNÍR à à à à à à à à à à à à !YLÍKàVEàYÍLLÍKàTOPLAMàMALIYETàORANLARÍNAàKREDIàIlINàTAHSILàEDILENàT~MàFAIZ à~CRETàVEàVERGILERàDAHILDIR à à à à à à à à à à à à à à à à à 4OPLAMàMALIYETàORANLARÍàyRNEKàVADEàVEàyRNEKàTUTARà~ZERINDENàHESAPLANMÍÛTÍR à à à à à à à à à à à à à à à à à à à à à à 6AKÍF"ANKàKAMPANYAàS~RESINIàVEàKAMPANYAàS~RESINCEàKREDIàTAHSISà~CRETINIàVEàFAIZàORANLARÍNÍàDEáIÛTIRMEà à à à à à à à à à à à à à à HAKKÍNAàSAHIPTIRà"AÛVURULARàIlINàKEFILàyNàÛARTÍàARANMAMAKLAàBIRLIKTEàÛUBELERIMIZ àGEREKLIàDURUMLARDAàKEFILàTALEPà à à àWWWVAKIFBANKCOMTRà à à à EDEBILIRLERà$ETAYLÍàBILGIYIà àADRESINDENàVEYAàÛUBELERIMIZDENàyáRENEBILIRSINIZ Çıkışta gazetecilerin Başbakan Erdoğan’ın Dersim konusunda sert ifadeler kullandığı ve özür dilediğinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Bir başbakanın görevi toplumda sevgiyi egemen kılmaktır. Toplumun kaynaşmasına katkı vermektir. Sayın Başbakan topluma kin ve nefret tohumları ekti. Çok ağır ifadeler. Ben kendisini dinlerken ‘acaba Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman bir kişiyi mi dinliyorum?’ diye kaygıya kapıldım. Nasıl olur da bir ülkenin başbakanı kendi yurttaşları arasında ayrım yapar? Kin ve nefret tohumları eker. Ben merak ediyorum. Bundan sonraki adımı ne olacak acaba? Sayın Başbakan’ın kesinlikle ama kesinlikle bilgilendirilmesi lazım, kesinlikle ama kesinlikle bir psikoloğa görünmesi lazım.” &!Ú:á!,Ú9%4Úá4!",/35 ‘Değer’den özür’ Tuncelili yurttaşlardan CHP Diyarbakır İl Başkanı olarak örgüt adına özür dilediğini vurgulayan Muzaffer Değer, “Biz CHP olarak geçmişimizle yüzleşmeli ve özür dilemeliyiz” dedi. CHP ise Değer’in, Diyarbakır İl Başkanı olmadığını bildirdi. CHP Basın Birimi’nden yapılan yazılı açıklamada, “‘Özür dilerim’ diye açıklama yapan Muzaffer Değer, CHP il başkanı değildir. Muzaffer Değer, Dersim konusunda özür dilediğini açıklamadan önce il başkanlığından alınmıştır. Değer, açıklama yaptığında CHP il başkanı değildir” denildi. Değer ise “Görevden alınmam gibi bir durum söz konusu değil. Elime ulaşmış bir görevden alınma kararı yok. Ne zaman görevden aldılar bilmiyorum” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle