18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon PB Giresun PB Ankara PB 15 13 15 15 18 17 18 13 13 14 16 14 14 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B B B B B B B PB 11 12 14 22 23 23 19 21 17 17 9 8 9 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih B Berlin B Budapeşte A Madrid Y Viyana B 10 9 11 15 16 18 18 16 15 14 14 20 13 Belgrad B 17 Sofya B 13 Roma PB 21 Atina B 17 Zürih B 14 Moskova B 5 Aşkabat B 8 Taşkent B 13 Baku Y 12 Bişkek B 12 Tiflis B 15 Kahire B 26 Şam A 21 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutulu, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz kıyıları ile Sakarya, Kocaeli ve İstanbul’un kuzey ve doğu kesimleri yağmur ve yer yer sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. İç Anadolu’nun kuzeyi ile Doğu Anadolu’da yer yer buzlanma ve don olayı görülecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. 2 KASIM 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada kesintisiz açıklamalarını dinleseydiniz, hükümetin hayvancılık konusunda ne kadar titizlendiğini öğrenebilirdiniz... Tabii, hükümetin izlediği politikalar sayesinde ülkede hayvancılık sektörünün iflas ettiğini… …bir zamanlar yurtdışına küçük ve büyükbaş hayvan ihraç eden Türkiye’nin; ya et fiyatlarının yükseldiği zamanlar ya da kurban bayramlarında yurtdışından, ta Avusturya’dan, bugünlerde de Güney Amerika’dan kurbanlık ithal etmek zorunda kaldığını aklınızdan çıkarmamak koşuluyla… Şimdi yaşanan olguları sıralayacak olursanız, gerçekleri örtecek açıklamaları yapmaları için emirlerine amade TV’lerde bir bakan gider, diğeri karşınıza çıkar. Ne yapacaktık, vatandaşı etsiz mi bırakacaktık diyen öyle konuşmalar yaparlar ki; hayvancılığı bitirdiniz diyecek hal bırakmaz uzmanında, yazarında, çizerinde… ??? Van’da ve ilçelerinde, köylerinde hâlâ yaşanan sosyal, toplumsal sıkıntılar, önemli kimi olayları, kimi sorunları geride bıraktı. 29 Ekim’de önemli bir olay yaşadık. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a göre; “muhalefetin Cumhuriyet Bayramı kutlamaları 1999 depreminden sonra da aynı şekilde iptal edilmiş”. Olabilir ama 1999 ile 2011’deki Türkiye arasındaki, tabii Ertuğrul Günay’ın yeni siyasal anlayışı gereği anlayamadığı “ufacık” bir farkla! 1999’da ülkeyi, Cumhuriyetin temel kural ve koşullarını kendi siyasal amaçlarına ve anlayışına uydurmaya çalışmayan.. çalışmak ne demek, aklının ucundan geçirmeyen, başında Ecevit’in bulunduğu bir hükümet yönetiyordu. Bugünkü hükümetin aksine, laik Cumhuriyeti, üniter devleti zorlamayan bir hükümet! Üstelik; 1999’da, 29 Ekim törenlerinin yapılmayacağını açıklayan hükümet kararı, Cumhuriyetin temel ilkelerini yozlaştırmaya dönük bir davranış diye yorumlanmadı. Başbakan mı? Dün grupta yasak kararını “kutlamalar abartılı olmasın” diye aldıklarını açıkladı! ??? Hakkâri’de 24 şehit olayından sonra birden alevlenen PKK ile mücadele hangi aşamadadır? Güvenlik güçlerinin terör örgütüne yönelik geniş kapsamlı harekâtında alınan sonuçlar nedir, gibi sorular bugün yanıtsız. Başbakan’ın PKK’yi sileceğimizi içeren açıklamaları havada kaldı. Kamuoyunu yatıştırmaya yönelik açıklamalar diye algılandı. RTE ile ilgili bakanların açıklamaları, PKK’nin Kandil’de ve çevresindeki yuvalarının ortadan kaldırılacağı, terör örgütünün “bertaraf edileceği” kanısının yerleşmesine neden oldu. Halk, sınır ötesi harekâtı bekler oldu. Hükümetin tam bu sırada TBMM’den sınır ötesi harekât izni alması, sınırda yoğunlaşan askersel eylemler, yakın günlerde “beklentinin gerçeğe dönüşeceği” izlenimini yarattı. O günlerde Güncel’deki yorumlara göre; hükümet, K. Irak’ta askersel bir harekât yapamazdı, yapamayacaktı. Zira içerde medyaya, muhalefete sert çıkışlar, dışarıda kimi ülkelere kafa tutan davranışlar sergileyebilirdi bu hükümet ama; K. Irak’a girmeye geldi mi sıra; masaya yumruğunu vurarak askerin Kandil’i temizlemesini engelleyen Barzani’ye, Bağdat’a, ABD’ye karşı çıkamazdı. Çıkamadı da... K. Irak’a askerin girdiğini yalanladı. Bağdat ile ortak operasyonda uzlaşma da yok. RTE, üç beş gün sonra İstanbul’da görüşeceği Barzani’nin peşmergeleriyle PKK’yi denetim altına almayı düşlüyor. Dışişleri Bakanı “Ya Irak işbirliği yapar ya da biz.. K. Irak’a gireriz” gibi tarihsel masallar söylemeye, PKK de cinayetlerine devam ediyor. Asker sınırda bekliyor. Çözüm yine askıda! Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, AKP hükümetinin başarılı isimleri arasında sayılıyor. Türkiye’de kadının statüsünün yükseltilmesi ve özellikle de kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yaptığı çalışmalar toplumun geniş bir kesiminden takdir topluyor. Hazırladığı tasarı için muhalefet partileri ve AKP’ye eleştirel bakan sivil toplum örgütlerinin de önerilerini dinleme konusunda son derece özenli davranan Şahin, önerilerden doğru bulduklarını kabullenme noktasında da herhangi bir kompleks içinde olmayan yapıya sahip. Türkiye’de Kadının Statüsü ‘Güncelleme’ ile Yükselecek Taslağı hazırlarken kadın örgütleri, barolar ve muhalefet partilerinin önerilerini dinlemiş. Muhalefetten gelen “sanal âlemdeki tacizleri de kapsayacak biçimde ‘musallat olma’ fiilinin de suç kapsamına alınması” önerisini yerinde bularak taslağa dahil etmiş. Baroların ‘şikâyete bağlı tutuklamaların olumsuz sonuç doğurabileceği’ uyarısını da yerinde bularak uygun düzenlemeyi yapmış. Kanunun kadınlara yönelik şiddeti nasıl etkileyeceği konusunda İngiltere örneğini veren Şahin, “Benzer bir yasayla, kadına yönelik şiddeti ilk aşamada yüzde 30 azaltmış, uzun vadede de üçte bir seviyesine indirmişler. Türkiye’de de bitmese bile mutlaka azalacak” diyor. adlandırılan küçük yaşta yapılan evlilikler konusunda çok büyük duyarlılık içinde. Türkiye’de “çocuğun yaşı” konusunda mevzuatta bir karışıklık olduğunu vurgulayan Şahin, “Medeni Kanun’a göre 17 yaş altı, TCK’ye göre 15 yaş altı, Çocuk Koruma Yasası’na göre ise 18 yaş altı çocuk sayılıyor. Bence 15 yaş çok küçük. Mutlaka 18 ile revize edilmesi lazım” görüşünde. Şahin’e göre, “kız çocuklarını okullulaşma oranı”nın yükseltilmesi de erken evliliğin önüne geçebilecek en büyük koruyucu tedbir konumunda. Bu alanda son 10 yılda ortaöğretimdeki kızların oranının yüzde 55’ten 65’e yükseltilmiş olmasını önemsiyor ama yeterli görmüyor. anun çıkınca şiddet azalacak’ Şahin ile yaptığımız kısa sohbette, çalışmaları hakkında ilk elden bilgi edinme fırsatı bulduk. Göreve geldiği günden bu yana en fazla mesaiyi Kadın ve Aile Bireylerini Şiddetten Koruma Yasa Tasarısı Taslağı için harcamış. Nedeni malum. Türkiye’de son 7 yılda kadına yönelik şiddet yüzde 1400 artmış durumda. Halihazırda 3 maddeden oluşan Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun’un 30 maddelik temel bir yasaya dönüşeceğini belirten Şahin, “Koruyucu tedbirler ve önleyici tedbirler nasıl alınacak, uyulmadığında kolluk kuvvetleri ne yapacak, bunların hepsi yasada yer alacak. Sadece mağduru koruma değil, şüphelinin de psikolojik tedaviyle rehabilite edilmesi zorunlu hale gelecek” görüşünde. ‘K yaşı 18’e yükseltilmeli’ Muhafazakâr bir siyasi akımın içinde yer alıyor olmasına rağmen Şahin, bu kesimlerde sık rastlanan “çocuk gelinler” diye ‘Çocukluktan çıkış ürokrasiye ‘istatistikleri güncelle’ talimatı Türkiye, kadının toplum ve iş hayatındaki statüsü ve cinsiyetler arası eşitlik konusunda uluslararası alanda B iyi bir yere sahip değil. Kadın erkek eşitsizliğinde 130 ülke arasında 126. sırada, parlamentoda temsil oranında ise 109. sırada. Bu istatistikleri anımsattığımda, önceki bakan Selma Aliye Kavaf’tan dinlediğim sözlerin aynısını duydum Şahin’den. “Türkiye’den dünyaya verilen istatistikler hatalı” diyen Şahin, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı’nı çağırarak “BM ve OECD gibi uluslararası kuruluşlara gönderilen istatistiklerin doğruluğunun kontrol edilmesi ve güncellenen rakamların gönderilmesi” talimatı verdiğini belirtti. İstatistiklerde “hata” olduğu konusunda ısrarlı olan Şahin şöyle dert yanıyor: “Türkiye’nin en iyi olduğu konu sağlık. Orada bile dünya 60.’sı gözüküyoruz. Eğitimde 90., cinsiyet bazlı oranlarda 100 küsuruncuyuz. Bizim sorunumuz güncelleme ve bazı değişkenleri eşitlemeden kaynaklanıyor. Meclis’te kadın vekil oranı yüzde 14’e çıktı ama orada yüzde 9 gözüküyor. BM’nin ilgili biriminin yetkililerini de Türkiye’ye davet ettim bu rakamların bir an önce düzeltilmesi için.” ??? Şahin’in iyi niyetli çabalarının kadına yönelik şiddeti ne ölçüde önleyeceğini kanun çıkmadan görmek zor. Ama, Şahin’in “istatistik mücadelesi” sonuç verirse, Türkiye kısa süre içinde kadınerkek eşitliği ve diğer alanlarda dünya sıralamasında sınıf atlayacak. Kâğıt üzerinde olsa bile... Beyoğlu’nda olaylı gece İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’nda dün akşam saatlerinde korsan gösteri düzenleyen PKK yanlısı bir grup Tarlabaşı Caddesi üzerinde bulunan Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü binasına molotokokteyli attı. Molotofkokteylinin patlaması sonucu çıkan yangın kısa sürede söndürülürken polis ekipleri ara sokaklara kaçan saldırganları yakalamak için operasyon başlattı. Dolapdere Caddesi üzerinde bulunan benzin istasyonuna saat 23.10 sıralarında üst üste ses bombaları atıldı. Büyük gürültünün ardından olay yerine çok sayıda polis ve itfaiye ekibi sevk edildi. Polisin olay yerine geldiği anda itfaiye aracının altında yeni bir ses bombası daha patladı. Benzinliğin etrafına şerit çekerek inceleme yapan polis çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Ses bombalarının hemen ardından çok sayıda havai fişeğin patlaması üzerine Tarlabaşı ve Kurtuluş sakinleri sokağa döküldü. 40 şehidin katili öldürüldü HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Çukurca ilçesi kırsalındaki Kazan Vadisi’nde gerçekleşen operasyonda öldürülen PKK’lilerden Diyarbakır nüfusuna kayıtlı 36 yaşındaki “Brusk Amed” kod adlı Mizbah Ezer’in 40 şehidin katili olduğu 20052010 yılları arasında örgütün sözde Dersim sorumlusu, 2010’dan bu yana ise Hakkâri sorumlusu olduğu ifade edildi. Ezer’in, 9 Ağustos 2008’de Erzincan’ın Kemah ilçesinde aralarında Yarbay Mikdat Şamdancı’nın da bulunduğu 9 askerin şehit edildiği mayınlı saldırının emrini verdiği belirtildi. Ezer’in Tunceli’de 2007’de de Kocatepe Jandarma Karakolu’na düzenlenen ve 7 askerin şehit olduğu saldırının da sorumlularından olduğu belirtildi. Ezer, Kemah ve Pülümür’deki saldırıların yanı sıra Giresun Şebinkarahisar, Tokat Almus ve Reşadiye, Gümüşhane Şiran, Ordu Mesudiye kırsalında da faaliyet gösterdiği, buradaki çok sayıda eyleme katılmak suçundan arandığı bildirildi. Ezer’in Hakkâri’de 24 askerin şehit edildiği saldırıda da yer aldığı ifade edildi. Mimarlar Odası, Erdoğan’ın ‘yıkacağız’ söylemiyle ranta zemin hazırladığını savundu ‘Deprem bahane’ MURAT KIŞLALI Gökalp can güvenliği için ifade vermedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ün TBMM lojmanında öldürülmesiyle ilgili davanın sanığı Abdullah Gökalp, “iddianame kendisine tebliğ edilmediği ve ailesinin can güvenliği sağlanmadığı” gerekçesiyle ifade vermedi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada söz alan sanık Gökalp şunları söyledi: “İddianamenin bana tebliğ edilmesini istiyorum. 8 Ocak 2011’de, bu davanın sanığı olduğum için cezaevinde saldırıya uğradım. Eşimin ve çocuklarımın can güvenliği sağlandığı andan itibaren ifade vereceğim.” Gökalp, kimlerden tehdit aldığı yönündeki soru üzerine, “Yusuf Ziya Akcan mafya mensubu. Örgütlü suçtan içeri alındı. Cezaevinde beni bizzat o şahsın koğuşuna götürdüler. Suç delillerini ortaya koyduğum takdirde, eşim ve çocuklarımı bir daha göremeyeceğim söylenerek tehdit ediliyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti, Gökalp’in eşi ve çocuğunun can güvenliğinin sağlanması konusunda savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. ANKARA Hükümetin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Erciş depremi gerekçesiyle yaptığı “Yetkiyi bakanlığımıza alacağız ve kaçak yapıları sahiplerine sormadan biz yıkacağız” çıkışından çok önce, yapı denetimini merkeze alıp bakanlık eliyle yürütme hazırlığında olduğu ortaya çıktı. Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu “Başbakan’ın Erciş depremi sonrası söyleminden, kentsel yağma niteliğindeki kentsel dönüşümü gerçekleştirmek için depremi bir bahane olarak kullanacakları anlaşılıyor” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Başbakan’ın konuşmasından ve depremden bir ay önce 15 Eylül 2011’de, yapı denetimi sistemi ile ilgili benzer bir amaca dönük “ulusal müşavirlik sistemi kurulması” için konuyla ilgili tarafları toplantıya çağırdığı ortaya çıktı. Bakanlık Meslek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 28 Eylül 2011 tarihli yazısında da, “ruhsatsız ve denetimsiz yapılaşmanın, düzensiz kentleşmelerin ve yapılaşmaların oluşumunu ortaya çıkardığı”, bu ‘Her gece gece tabuta tabuta giriyoruz’ giriyoruz’ ‘Her nun önlenmesi ve “Hükümet programında da belirtilen marka şehirler oluşturulması, yatırım ortamının iyileştirilmesi” için söz konusu ulusal müşavirlik sisteminin kurulması önerildi. SİMAV’DA SORUNLAR SÜRÜYOR MUSTAFA ÇAKIR amusal denetim merkezleştirilip özelleşecek Toplantıya katılan Mimarlar Odası Başkanı Muhcu, “Toplantıda Bakanlığın fikri açıklanmadı. Ama yapı denetim kuruluşları ile müşavirlik kuruluşlarını bir araya getiren merkezi bir yapı oluşturulması, var olan sistemi daha da merkezileştirecek, buna karşın kamu denetimini daraltacak ya da tamamen ortadan kaldıracak, denetimi tamamen özel şirketlere açacak bir hedef olduğu anlaşıldı” dedi. Kentsel dönüşüme hem yurttaşların hem de sivil toplum örgütlerinin karşı çıkışları olduğunu anımsatan Muhcu, şöyle konuştu: “Başbakan’ın Erciş depremi sonrası ‘Ruhsatsız binaları yıkacağız’ söylemi de dikkate alınınca, bu istediklerini gerçekleştirmek için depremi bir bahane olarak kullanacakları anlaşılıyor. Bunun önündeki yasal engellerin bir kısmını KHK’lerle kaldırmışlardı. Diğerlerinin kaldırılması, hatta anayasada yapılmak istenen değişikliklerin oluşturulması için bunu kullanacak görünüyorlar.” K ANKARA Van’daki deprem felakati Kütahya Simav’da mayıs ayında yaşanan depremi anımsatırken aradan geçen 5.5 aylık süreye karşın ilçe hâlâ yaralarını sarmaya çalışıyor. Yurttaşların bir bölümü Mevlana Evleri’nde, bir bölümü çadırlarda, bir bölümü de artçı sarsıntılar devam ettiği için tehlikeli olmasına karşın hasarlı evlerinde kalıyor. CHP Simav İlçe Başkanı Kasım Öner, “İnsanlar her gece tabuta girer gibi evine giriyor” dedi. CHP Simav İlçe Başkanı Kasım Öner, 200 tane Mevlana Evi’nden 40 tanesinin boş olduğunu belirterek, “Çaresi olmayan insanlar, evleri ağır hasarlı insanlar mecburen bu evlerde kalıyor” dedi. Öner, depremin ardından TOKİ’nin konutlar yapmaya başladığına dikkat çekti. Öner, şunları söyledi: “Hiç kimseye sormadan bu konutları yapmaya başladılar. Kurban Bayramı’na kadar bitirilecek denilmişti ancak yetişmesine imkân yok. Bu evlerin fiyatları 70 ile 75 bin lira arasında değişiyor. 500 tanesine müracat var. Konutları satamıyorlar. Çünkü insanlar ödeyememekten korkuyor. Ayrıca TOKİ konutlarının olduğu yere de gitmek istemiyorlar.” Deprem konutlarının da araştırma yapılmadan, fay hattının üzerine inşa edildiğini savunan Öner şöyle devam etti: “İnsanlar çaresizlik içinde. Hava soğuk. Çatlak evinin içine girip yatıyor. Çoğu insan ilaç kullanıyor” Bugüne kadar 6 bin 500 hafif hasarlı bina için 750 lira karşılıksız para verildiğini anlatan Öner, “Başka da hiçbir şey yok” dedi. Teröristlerin cenazelerini aradılar ? HAKKARİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Çukurca ilçesinin Kazan Vadisi’ne Türk Silahlı Kuvvetleri’nin karadan ve havadan yaptığı operasyonlar sırasında öldürülen PKK’lilerden 24’ünün cesedi Malatya Adli Tıp Kurumu’nda olduğu belirtilirken; aynı bölgede öldürüldüğü ileri sürülen 7 teröristin cesedinin bulunması için aileleri İHD Hakkâri Şubesi’ne başvurdu. BDP ve İHD yetkilileri yaklaşık 100 kişiyle bölgeye gitti. Grup, bölgeye götürdükleri iş makinesiyle kayalıkları kazarak PKK’li cesedi aradı. İHD Hakkâri Şubesi Başkanı İsmail Akbulut, “Sözü edilen 7 cenazeye rastlamadık” dedi. PKK Bingöl için özür diledi ? Haber Merkezi Bingöl’de 29 Ekim’de gerçekleşen ve 3 kişinin ölümü ile sonuçlanan intihar saldırısını PKK üstlendi. Hayatını kaybeden aileler ve Kürtlerden özür dileyen örgüt, bombanın kaza sonucu patladığını, asıl hedefin polis karakolu olduğunu açıkladı. Öte yandan saldırıyı gerçekleştiren ve parçalanarak ölen ‘canlı bomba’ PKK’li teröristin, ‘Rohani’ kod adlı Nazlı Görer olduğu belirlendi. Radar üssü faaliyete mi geçti? ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Şırnak’ta bir yıldır yapımı süren ABD denetimindeki radar üssünün faaliyete geçtiği öne sürüldü. PKK’ye yakın internet sitelerinde yer alan bir habere göre üs, ŞırnakŞenobaUludere üçgenindeki Gürvil bölgesinde hâkim bir tepede faaliyete başladı. Karayolundan görünmeyen radar üs bölgesine sivillerin girişlerinin yasaklandığı, üssün koordine merkezinin İncirlik olduğu da iddialar arasında. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle