28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 2011 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER İtalya’da kritik görev Monti’nin ? ROMA (AA) İtalya’da hafta başında başlayan siyasi krizde dün Silvio Berlusconi’nin başbakanlıktan istifası önemli bir eşik olurken Cumhurbaşkanı Napolitano dün pazar günü olmasına karşın vakit kaybetmeden yeni hükümetin kurulması çalışmalarına başladı. Napolitano, gün boyu İtalyan siyasetinin değişik kesimlerinden temsilcilerle bir araya geldikten sonra saraya çağırdığı ekonomist Mario Monti’ye hükümeti kurma görevini verdi. Geçici hükümetin önümüzdeki şubat ayı içinde yapılacak erken seçime kadar görev yapması bekleniyor. 9 Suriye maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı’na çağrılırken Şam elçiliği personeli Ankara’ya getirildi Şam’a protesto notası Dış Haberler Servisi Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği, Halep Başkonsolosluğu ve Lazkiye’deki Türkiye Fahri Konsolosluğu’na, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad yanlılarınca saldırılar düzenlendi. Suudi Arabistan, Katar ve Fransa büyükelçilikleri de rejim yanlılarının saldırılarına uğradı. Türkiye, Suriye’ye protesto notası verdi ve Şam Büyükelçiliği personelinin aileleri Ankara’ya getirildi. Önceki gün akşam saatlerinde büyükelçilik binası önünde toplanmaya başlayan ve daha sonra sayıları bine ulaşan göstericiler, Türkiye aleyhine slogan atmaya, elçiliğin duvarlarına tırmanmaya ve ana giriş kapısını zorlamaya başladı. Daha sonra büyükelçilik binasına taş ve pet şişe atan göstericilere Suriye polisi müdahale ederek göz yaşartıcı bomba kullandı. AA’nın haberine göre, göstericilerin atılan göz yaşartıcı bombaları tutup elçiliğin bahçesine atması sonucu etkilenenler oldu. Yetkililer, büyükelçilik önündeki gösterinin 1.5 saat sürdüğünü söyledi. Halep Başkonsolosluğu önünde toplanan göstericilerinse konsolosluk binasının bahçesine kadar girerek Türk bayrağını indirmeye çalıştıkları, konsolosluk Türkiye Büyükelçiliğ i önünde (solda) ve ülke genelinde protes tolar vardı. Yoksa Sıra İran’da mı? ABD ve İsrail kaynaklarında olduğu kadar kimi Avrupa kaynaklarında sıkça işlenmeye başladı: “...... İran nükleer silah üretiminin sınırına gelmiş bulunuyor. İran’ın nükleer silah üretmesine izin verilemez, her ne pahasına olursa olsun engellenmeli”. Kimi İsrail ve ABD kaynaklı değerlendirmelerde, silahlı müdahale ile İran’ın nükleer tesislerinin yok edilmesi ciddi olarak gündeme getiriliyor. Dünya kamuoyunda, İran’a silahlı müdahalenin altyapısı hazırlanıyormuş gibi bir izlenim doğuyor. Daha önce Irak konusunda da benzer bir gelişme yaşanmıştı. Ancak İran meselesi yeni bir “kutuplaşmanın ve cepheleşmenin” de habercisi gibi. Çin başta olmak üzere Rusya ve bazı Asya devletleri İran’a müdahaleye karşı çıkıyorlar. BatıAsya rekabetinde (ve çatışmasında) İran en kritik ülke. İran’ın Batı tarafından vurulması (ve ele geçirilmesi) Asya ülkeleri bakımından Ortadoğu’da gelişmekte olan dengelerin tamamen kendi aleyhlerine dönmesi anlamına geliyor. Bu nedenle İran’ın arkasında durmak zorunluluğunu hissediyorlar. İran’a Batı müdahalesini bir anlamda, “Asya cephesine bir müdahale” olarak görüyorlar. Ancak öte yandan Çin, Rusya ve Hindistan bir anlamda, “dışa açılarak küresel sistemin bir parçası olmuş durumdalar.” Bu bakımdan ABD ve AB ile rekabet ve çatışmalarında, “kırmızı çizgileri aşamazlar.” Dahil olmaya çalıştıkları küresel sistemi yıkacak çatışmalara girmek kendilerine de zarar verir. İran’a destek verirken bu çelişkilerle yüzyüze kalıyorlar. İran’ın Asya’dan siyasi, iktisadi ve askeri alanlarda alacağı destek bu nedenle belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. (Fotoğrafar:EPA) ‘İran’daki patlama füze üssünde’ ? Dış Haberler Servisi Sürgündeki İranlı Halkın Mücahitleri Örgütü, İran’da bir askeri kışlada önceki gün meydana gelen patlamanın, mühimmat deposunda değil, füze üssünde olduğunu öne sürdü. Örgüt, yaptığı açıklamada, 17 kişinin ölümüne yol açan olaya, füzelerin patlamasının yol açtığını savundu. Örgüt, geçmişte İran’daki bazı nükleer tesislerin yerlerini ve faaliyetlerini ifşa etmişti. Öte yandan, İran Savunma Bakanı Ahmed Vahidi ise İsrail’in nükleer tesislere saldırması halinde bunun “İsrail için bir intihar olacağını” söyledi. görevlilerinin bunu engellediği, konsolosluğun bahçe ve balkonlarının taşlarla dolduğu bildirildi. Lazkiye’deki Türkiye Fahri Konsolosluğu önünde toplanan 5 bin kişilik grubun da konsolosluğun camlarını kırdığı ve göstericilerin Türk bayrağını yaktığı da gelen haberler arasında. Büyükelçilik ve konsolosluk çalışanlarından yaralanan olmadığı belirtildi. Olayların ardından Türkiye, Suriye’deki temsilciliklerinde çalışanların ailelerini ve ihtiyaç bulunmayan personeli tahliye kararı aldı. Şam Büyükelçisi Ömer Önhon ve elçilik çalışanlarının Suriye’deki görevlerini bu aşamada sürdürecekleri bildiriliyor. Dışişleri Bakanlığı, Suriye’deki temsilciliklerine düzenlenen saldırıları şiddetle kınayarak Suriye yönetimini vakit kaybetmeksizin söz konusu saldırıların sorumlularını tespit etmeye ve bu kişiler hakkında gerekli adli süreci başlatmaya davet etti. Ankara’daki Suriye Masla hatgüzarı dün Dışişleri Bakanlığı’na davet edilerek protesto notası verildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Suriye’deki temsilciliklerimize yapılan saldırıların, Arap Birliği’nin Suriye’ye ilişkin aldığı bir karar sonrasında gerçekleşmesi ve en güçlü ve yoğun biçimde Türk misyonlarını hedef alması şüphesiz manidardır” denildi. Açıklamada, gerek Türkiye’nin, gerek diğer ülkelerin Suriye’deki diplomatik temsilciliklerinin güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemin alınması talep edildi. Türkiye, Suriye’deki “kan gölünün” sona erdirilmesi için uluslararası toplumu ortak hareket etmeye de çağırdı. İran kritik ülke ESAD’DAN ARAP BİRLİĞİ’NE ÇAĞRI Davutoğlu muhaliflerle Ankara (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, elçiliklere yapılan saldırı nedeniyle Türkiye’nin Suriye’ye nota vermesinin hemen ardından Suriye muhalefetine mensup grupların oluşturduğu Ulusal Konseyi yürütme kurulu üyeleriyle bir araya gelerek Beşşar Esad yönetimine mesaj verdi. Bazı muhaliflerin Mısır’dan gelecek olması nedeniyle görüşme bir saat geç başladı. Görüşmede Suriye ile ilgili son gelişmeler ele alındı. Suriye’deki Türk diplomatik misyonlarında görevli personelin 60 kişilik yakınları ise alınan tahliye kararı kapsamında Ankara’ya getirildiler. 60 kişiyi taşıyan THY uçağı dün saat 16.50’de Esenboğa Havaalanı’na indi. Öte yandan Suriye’nin, Arap Birliği’ni olağanüstü toplantıya çağırdığı bildirildi. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberinde, “2 Kasım’da düzenlenen Arap Birliği toplantısında alınan kararlar çerçevesinde krizin çözülebileceği düşüncesinde olan Suriye’nin, Arap Birliği’ne olağanüstü toplantı çağrısında bulunduğu” belirtildi. Haberde, “16 Kasım’dan önce ülkeye gelecek heyetin Suriye tarafından memnuniyetle karşılanacağı” belirtilerek, “üye ülkelerin uygun asker ve sivil denetleyicilerinin bu heyette yer alması, alınan kararların uygulanmasında Arap Birliği’nin Suriye’ye yardımcı olması” gibi öneriler sunulduğu kaydedildi. a Ankara’nın ‘İran meselesine’ bakışı? Ankara hükümeti İran konusunda çelişki ve belirsizlikleri içinde barındırıyor: İşin İslami boyutunda İran’a yakın durmak istiyor. Ancak ABD ile çok yakın bağları, Washington’ın çizdiği kırmızı çizgiler dışına çıkmasını engelliyor. BM oylaması sırasında yaşanan “ret oyu olayı” ve füze kalkanına ev sahipliği meselesi bu çelişkilerin en açık kanıtlarıdır. Ancak önümüzdeki dönemde Ankara hükümetinin ABD’nin İran politikasına karşı çıkmasını beklemek yanlış olur. Libya ve Suriye’de olduğu gibi İran olayında da benzer bir tutum beklenebilir. Ancak İran meselesi Arap meselelerinden çok farklıdır. Türkiye ile İran arasında çok uzun yıllardan beri, “asgari müştereklerde anlaşmak” yaklaşımı, resmi olmayan bir biçimde geçerlidir. Ticaretten Türkiye’de yaşayan İran nüfusuna, terörden tarihsel kültürel beraberliğe kadar pek çok öğe her iki ülkeye de derinlemesine nüfuz etmiştir. Ankara yalnız Tahran’la Batı arasında değil, Asya büyükleri ile Batı arasında da sıkışmaya başlamış bulunuyor. Ortadoğu ile ilişkilerde yaşanan “nitelik farkları sonucu doğan çelişkiler”, İran ve Asya meselesinde de geçerlidir. Dış ticaret ve yatırımlarda Asya büyüklerinin toplam içindeki payı artmaktadır. Siyasi ve iktisadi ilişkiler “aynı paralelde işlemiyor.” İran’a yapılacak bir saldırı Türkiye’yi çok zor duruma sokar. Türkiye içerden siyasi, iktisadi ve kültürel olarak çok sarsılır. İran’a destek veren Asya büyükleri ile, ekonomi başta olmak üzere, birçok alanda karşı karşıya gelir. Ortadoğu’da doğacak askeri, iktisadi ve siyasi kargaşanın faturasının önemli bir kısmını ödemek zorunda kalır. ABD’nin Ankara hükümetine sağlayacağı destek bu bedeli ne oranda telafi eder, şimdiden kestirmek zor. Ancak bu bedeli ne oranda telafi eder, şimdiden kestirmek zor. Ancak bu yüzden Türkiye, Ortadoğu’daki keskin ve sert kapışmanın net bir tarafı olur ve bu yolun geri dönüşü yoktur. Bugün Avrupa ve ABD’de yaşanmakta olan iktisadi kriz, İran’a askeri müdahaleyi engelleyen bir faktör olarak işlese de, İran’ın pasifize edilmesinden büyük yarar bekleyenler, bu operasyonu yine de göze alabilirler. Y Mısır’da çatışma ? Dış Haberler Servisi Mısır’ın Nil Deltası’nda bulunan Dimyat kentinde bir petrokimya tesisinin çevreye zarar verdiği iddia edilerek 20 bin kişilik katılımla yapılan gösteride güvenlik kuvvetleri ile göstericiler arasında çıkan çatışmada 2 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Bir petrokimya tesisinin çevreyi kirlettiği ve bölgedeki doğal hayatı öldürdüğünü savunan ve kente bağlanan yolları trafiğe kapatan protestoculardan bazılarının tesislere girmek istemesi ve limandaki kontrolü güvenlik güçlerine bırakmaması üzerine çıkan çatışmada ölen ve yaralananların tamamının sivil olduğu kaydedildi. İspanya yine ayaktaydı İspanya’da 20 Kasım’da yapılacak erken genel seçimler öncesi başkent Madrid’de “gerçek demokrasi” gösterileri düzenlendi. 15 Mayıs’ta başlayan ve halk hareketine dönüşen “öfkelilerin” dünkü gösterilerinde, ülkedeki mevcut siyasi, ekonomik ve sosyal modelde değişiklik yapılması talep edildi. Aşırı sağcı “Katalonya Platformu” partisinin miting yaptığı alanda toplanan bazı “öfkeliler” de, aşırı sağcıları protesto ettiler. Göstericilerin ellerindeki “Faşistleri istemiyoruz” yazılı pankart dikkat çekti. (Fotoğraf: AP) ROTAYI ÇİZECEKLER Cinayetler skandala dönüşüyor OSMAN ÇUTSAY Büyük lokma İran Bağdat’ın predator kartı BARKIN ŞIK Pakistan’da bombalı saldırı ? Dış Haberler Servisi Pakistan’ın Afganistan sınırındaki Hayber kentinde gerçekleştirilen bombalı saldırıda en az altı kişi öldü, dört kişi de yaralandı. Saldırının kentin Afganistan sınırına yakın Mastak kasabasında, bir eşek arabasına yerleştirilen uzaktan kumandalı düzenekle hazırlanmış patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu gerçekleştirildiği bildirildi. Patlamanın sorumlularının kim olduğu henüz belirlenmedi. ANKARA Irak’taki askeri varlığını 45 gün içinde tamamen çekecek olan ABD, Türkiye’nin terörle mücadelesine katkı sağlamak için tahsis ettiği 4 predator’ü İncirlik Üssü’nde konuşlandırdı. Söz konusu uçaklar Irak hükümeti ile varılan yasal mutabakat kapsamında son uçuşlarını 22 Kasım’da gerçekleştirecek. Bu tarihten sonra Kuzey Irak üzerinde yapılacak uçuşlar için ise Irak hava sahasının kontrolünü elinde bulunduran Bağdat yönetimi ile mutabakat gerekiyor. Bu kapsamda, predator’ların Kuzey Irak’ta kullanabileceği hava koridorları ile ne kadar derinliğe keşif ve istihbarat amaçlı uçuş yapabileceği Bağdat yönetimi tarafından belirlenecek. Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Türkiye’nin PKK ile mücadelesine “gönülsüz” destek veri yor. Söz konusu nedenden ötürü Türkiye’nin taleplerinin hangi oranda karşılanacağı belirsiz. Irak’tan Tehdit Kuzey İncirlik Üssü’nde konuşlanan predator’lar Türkiye toprakları üzerinde istihbarat uçuşlarını rahatça yapacak. Ancak, terör örgütü PKK, Güneydoğu Anadolu’daki eylemlerini Kuzey Irak’tan Türkiye’ye sızan terörist unsurları aracılığı ile gerçekleştiriyor. Bu yüzden, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK militanlarının hareketlerini izlemesi ve olası tehdit hareketlerini sınırlarının ötesinde durdurması büyük önem taşıyor. Bunun için ise hem Türkiye’ye ait insansız hava aracı Heron’ların hem de ABD’nin Türkiye’ye tahsis etmeyi taahhüt ettiği 4 adet predator’un Kuzey Irak üzerindeki uçuşları büyük önem taşıyor. FRANKFURT Almanya’da 2000 ile 2006 yılları arasında, Türklerle yakın ilişki içindeki ve “Türk gibi görünen” Yunanlı ile küçük işyeri sahibi 9 Türk’ü kendi işyerlerinde öldürdükleri ileri sürülen Nazi çetesinin ardında Alman Gladiosu’nun da olabileceği yorumları yapılmaya başlandı. Ateşe verdikleri bir karavanda intihar ettikleri iddia edilen, 1998’den beri “yeraltında yaşayan” Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın “toplu intiharının” hemen ardından, bu ikiliyle yaşadığı ileri sürülen Beate Zschäpe’nin de kendi evini 4 Kasım’da havaya uçurup polise teslim olması ve yıkıntılar arasında bulunan “kanıtlar”, olaya yeni boyutlar kazandırdı. Dün de Hannover yakınlarında “üçlü çete”nin yakını Holger G. adlı 37 yaşındaki bir Alman gözaltına alındı. Yeni zanlının çete için otomobil ve karavan kiraladığı, kendi pasaportunu da hizmetlerine sunduğu ileri sürüldü. Cinayet şebekesinin 1998 sonrasında 12 bankayı soymayı başardığı ve eylemlerini böyle finanse ettikleri de savunulurken, zanlıların Doğu Almanya kökenli olması da dikkat çekti. Alman istihbaratıyla çalıştığı Portekiz ordusu kızgın ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Cumhuriyet çalışanları C MY B C MY B Portekiz’de hükümetin “eşi benzeri görülmemiş” olarak nitelendirilen ödemeler ve yardımlarla ilgili kesintilerine, ordudan da tepki geldi. Başkent Lizbon’da ordu mensupları, kanunen yasak olduğu için slogan atma dan, ancak resmi üniformalarıyla hükümeti protesto ettiler. Birçok kesim gibi ordu mensupları da AB kaynaklı olan ülke tarihinin en “haşin” tasarruf tedbirlerinden büyük oranda etkilenmişti. (Fotoğraf: REUTERS) ileri sürülen kadın militan Beate Zschäpe’nin 4 Kasım’da havaya uçurduğu evinin yıkıntılarından sadece “dönerci cinayetlerinde” kullanılan Ceska marka tabanca değil, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın “oynadığı” filmleri içeren DVD’ler de çıktı. Filmlerde, iki katilin bu cinayetleri ve 9 Haziran 2004’te Köln’de Türklerin yoğun oturduğu Keupstrasse’deki 22 kişinin yaralandığı parça tesirli bomba saldırısını düzenlemekle övündükleri saptandı. Olayın “istihbarat örgütü içindeki basit bir uyumsuzluk” diye geçiştirilemeyeceği, sorunun bir devlet skandalına da dönüşebileceği yolunda yorumlar arttı. Bild gazetesindeki bir haberde, Beate Zschäpe’nin Alman gizli servisi Anayasayı Koruma Örgütü için çalıştığı yolundaki “dedikodulara” işaret edilmesi anlamlı bulundu. Olayın büyümesi üzerine siyaset sahnesi de karıştı. Sağa yakınlığı bilinen Federal İçişleri Bakanı HansPeter’in ilk kez “Almanya’da bir sağ terorizm biçimi ortaya çıkabilir” demesi, Başbakan Angela Merkel’in de bu seri Nazi cinayetleri nedeniyle “çok endişeli olduğunu” açıklaması, siyasetin ısındığına yönelik bir gösterge olarak yorumlandı. Sosyal Demokrat Parti de “ciddi bir sağcı terör” sorunuyla karşı karşıya olunduğunu hatırlattı. ACI KAYBIMIZ Gazetemiz çalışanlarından Alper İzbul’un annesi, Ali Deniz Uslu’nun teyzesi ve Alp Kuzey İzbul’un biricik babaannesi, Emekli Beyoğlu Ağır Ceza Hâkimi Nadide Üstündağ 13 Kasım’da aramızdan ayrılmıştır. Cenazesi 15 Kasım 2011 Salı günü (yarın) toprağa verilecektir. Merhumeye Tanrı’dan rahmet, kederli
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle