18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2011 PAZARTESİ 16 SPOR İLK ADIM ANLAŞMA İLE GİTMESİ, DİRETİRSE AĞUSTOSA KADAR BEKLENİP ‘HAKEDİŞ’ DIŞINDA PARA ÖDENMEYECEK Hiddink’in tazminat gerçeği ARİF KIZILYALIN Ulusal Futbol Takımı’mız, Euro 2012 baraj serisinde Hırvatistan’a İstanbul’da 30 yenilerek rövanşı beklemeksizin Avrupa Şampiyonası Finalleri’ne havlu attıktan sonra, kamuoyu tek bir noktada odaklandı: “Ulusal takımın yeni patronu kim olacak?” Gerçekten Hollandalı teknik direktör Guus Hiddink, tüm şahsi kariyerine karşın Türkiye’yi bir adım ileri taşıyamamıştı. Kan değişikliği şarttı, yerine gelecek alternatif isimler de belliydi. Ya Abdullah Avcı, ya Mustafa Denizli ya da Ertuğrul Sağlam. Ne var ki bu kan değişikliğinin yaşanması için önce Hiddink’le yolların ayrılması gerekiyordu. Günlük gazeteler dünkü sayılarında Hiddink’in alacağı tazminata dikkat çekti. Cumhuriyet, Habertürk, Bugün gibi gazeteler 5 ile 6 milyon Avro arasında bir rakamla Hiddink ve yardımclarının görevden ayrılacağını öne sürerken Hürriyet gazetesi bu rakamı 25 milyon Avro olarak okurlarına duyuruyordu. İşin gerçeği neydi? Pazar öğleden sonra Ulusal Takım Zagreb’e hareket etmeden önce TFF yönetimindeki ‘güvenilir’ bir ismi aradım. Genelde işler kötü giderken telefonu açmama alışkanlığının aksine 2. çalışta “Merhaba Arif” dedi TFF’nin gözde yöneticisi. “Günlük gazetelere baktınız mı? Hiddink gönderilirse tazminat konusunda çelişkiler var” diye sordum. “Şu an inan ki TFF yönetimi olarak rövanşı düşünüyoruz. Bir mucize bekliyor muyuz? Açıkçası zor ama neden olmasın demekten de geri kalmıyoruz. Evet, Hırvat maçı sonrası geleceğe yönelik bir çalışmamız olacak. Olması da gerekiyor. Ancak şu sıralar ‘Hiddink’i gönderdik, tazminatı şu, alacağı bu’ demek çok da mantıklı değil. Ama Hollandalı hoca ile bizden önceki yönetim 2+2 yıllık sözleşme yapmış. Biz şu an fesih yoluna gidersek Hiddink tazminatındaki artı maddesini kullanır ve bizden 2014’e kadar parasını çatır çatır alır. Bu rakam da 50 milyonu geçer. O yüzden, Hırvat maçı sonrası ya anlaşma yolu olur, ya da TFF temmuz ayının son gününü bekler, tazminatsız gider” dedi telefonun ucundaki yönetici. Gerçekten Mahmut Özgener ve ekibi çok kötü bir sözleşme yapmış Hiddink ile. İşin garibi eğer ‘gönderilme’ gibi bir yol seçilir, Hollandalı işi dallandırıp CAS’a (Uluslararası Spor Mahkemesi) giderse hakedişinin yani 2014 sonuna kadar 50 milyon TL’nin üstünde de para alabilir; elbette 12 yıllık hukuk sürecinden sonra. Şimdi TFF’nin eli kolu bağlı. Daha doğrusu, Mustafa Denizli, Abdullah Avcı veya Ertuğrul Sağlam ile Hollandalı varken sözleşme yapılması olası değil. Ya, el altından hatırlı bir emekli ikramiyesi ödenecek Hollandalı’ya, anlaşma yolu ile hemen gönderilecek ya da ağustos ayına kadar ‘gönülsüz evlilik’ devam edecek. ABDULLAH AVCI’YI TANIMADI ? Ulusal Takım Teknik Direktörü Hiddink, A Haber’de katıldığı programda kendisine Abdullah Avcı hakkında yöneltilen soru sırasında ilginç bir tepki verdi. Soruyu tercüme eden TFF yetkilisi Türker Tozar’a Avcı’nın ismi geçtiğinde “Kim?” şeklinde bir ifade kullanan Hiddink, “İstanbul BŞB.’nin teknik direktörü” yanıtını aldı. Hiddink, Avcı için “Abdullah Avcı’ya saygı duyuyorum. İstanbul’un 4. takımını çalıştırıyor. Ben Türkçe bilmiyorum, Avcı da belki benim konuştuğum dilleri bilmiyordur” yorumunu yaptı. Hiddink, Hırvatistan’la oynanan ilk maç hakkında “Eğer 30 kaybetmişseniz bu defansif anlamda aptalca bir iş çıkarmışsınız demektir. Beklentilerim karşılansaydı finallere gitmiş olurduk. Salı günü bir mucize gerçekleşirse hedefimize ulaşırız, hâlâ matematiksel olarak şansımız var” dedi. Hiddink “Çarşamba günü Türkiye’ye dönecek misiniz?” sorusuna “Ben daima Türkiye’ye döneceğim” yanıtını verdi. Ajax ve PSG talip Hiddink, ülkesi Hollanda’nın yayın organı ‘Nos.nl’ye yaptığı açıklamada, “Salı günü Hırvatistan maçından sonra görüşmeye gideceğim. Ancak bu görüşme derinlemesine olacaktır. Belki yeni bir işe ihtiyacım olabilir” dedi. Hollandalı çalıştırıcıya Ajax’ın sportif direktörlük teklif ettiği öğrenildi. Fransa Ligi ekiplerinden Paris Saint Germain’in de Hiddink’i teknik direktörlüğe getirmeyi planladığı bildirildi. TANMAN: MAHALLE TAKIMI YÖNETMİYORUZ Ulusal Takımlar Sorumlusu Cüneyt Tanman, önemli mesajlar içeren çarpıcı açıklamalar yaptı: ? Böyle önemli bir maçta 30 geriye düşmüş Milli Takım, değil İstanbul’da, hangi ilde destek görür? ? Herkes çok dikkatli olmalı. Bu kritik dönemde profesyonel oyuncu kriz yaratmaz. Yaptıklarının nelere mal olacağını hesap etmek zorundadır. Onun işi mesaj vermek değildir. ? Her konuda eleştiriliyoruz. Oysa, şike ve teşvik iddialarına yönelik soruşturma sürecini biz başlatmadık. Ne Hiddink’le ne de Ersun Yanal’la sözleşmeleri biz yapmadık. Mahalle takımı yönetmiyoruz. Bir sorun varsa, futbol adamı gibi otururuz masaya ve çözeriz. ? Dünyanın en önemli teknik adamlarından birini getireceksiniz, her türlü imkânı sağlayacaksınız, sonra faturayı yardımcısına keseceksiniz. Eleştiri tabii ki olabilir ama ‘Tek sorunlu Oğuz’dur’ demek büyük haksızlık. ? Eskiden yapılanlar hep övgüyle anlatılıyor. Milli takımlardaki insanların hiçbir şey yapmadığı gibi bir hava yaratılıyor. Otel, yatak seçimini gazetecilerle paylaşacak bir yönetim kurulu üyesi olamam. Profesyonellerin bu tip şovlar yapmasını hiç istemem. SON 2 YILDA SPORTİF, İDARİ VE MALİ AÇIDAN GERİYE GİTTİK; İMAJIMIZ BÜYÜK YARA ALDI GÖRÜŞ ADNAN DİNÇER Futbolun ÇÖKÜŞ dönemi CUMHUR ÖNDER ARSLAN Hangi Futbol? ‘Kazan da nasıl kazan’ felsefesiyle saha içindeki oluşumu ve başarılı olma gerçeğini sadece para, prim, medyatik olmayla eş tutan sömürü bitti! Çakıldık ve tam anlamıyla iflasın eşiğine geldik. Hırvatistan karşılaşması çok acı bir sondu. Aslında görünen gerçekler uzun zamandır hepimizi rahatsız ediyordu. Aldırmadık. Özellikle Hiddink geldiğinden bu yana havamız bitti. Yalvar yakar yılda neredeyse 35 gün burada olan bu futbol adamı sadece “Duygusalsınız” demekle bardağı taşırdı. Oysa ondan daha suçlu kişiler, futbolcular ve kendilerine esir ettikleri sözde futbollarıydı. Sahada olmayan futbol elçilerimiz ve tribünde onları ulusal formayı hiçe sayarak küfürle protesto edenlere kızan ve aynı şekilde cevaplayan ay yıldızlı profesyoneller! İşte bu elçilerimizin artık onlara aynı gözle bakanlarla ortaya koydukları kutsal değer yargılarımız ve zedelenen ulusal onurumuz! Önce bu yanımızı gözden geçirmeliyiz. Ayrıca bu durumu yaratmak isteyenlerin rakip ülkenin marşına karşı koydukları ayıp da beni üzdü. Ancak yediğimiz gollere ve oyuna gelmeden önce aylardır yazıyorum ve söylüyorum. Çalışan anlı şanlı teknik adamların ligine hatırlatıyorum. Umurlarında olmadı çünkü onlar artık doymuş! Her şeye ve onlara şakşakçılık edenler de bu felaketin en az onlar kadar sorumlularıdır. Futbol değildi oynadığımız. ‘Şerefli yenilgilerde’ olduğumuz süreçlerden farkımız, o zamanlar ‘ürkek kompleks’ ile kalenin önüne dizilir şanssızlığımızı(!) öne sürerdik. Şimdilerde ise maddi manevi şişirilmiş egolarımızın kurbanı oluyoruz. Futbol ağır işçilerin ve psikolojileri güçlü yapıların motivasyonu, fizik kalitesi ile oynanır. Kendini dev aynasında gören gençleri biz yarattık. Hatta doğmadan ölenlerin suçlusu da biziz. Şimdi bu noktaya gelince akıl veren çok olur. Sakın yol gösteren olmadı demeyin. Olanları önemsemiyorsunuz! Hırvatistan karşısındaki oyunumuzla çok zayıf bir takım görüntüsü verdik. Ağırdık, yavaş oynama alışkanlığımız ligden bu karşılaşmaya yansıdı. Topun bizde oluşu ve sadece Burak ile gol arama kolaycılığımız rakibin işine yaradı. Her anlamda seyircimizden kulübeye, kalemizden karşı alana gidişimize kadar inanılmaz kötü oynadık. Arda, Hamit, Burak ve Emre rakip için hiç de tehlikeli olamadı. Kısacası biz zaten maçtan önce kaybetmiştik. Bunu da takımıyla özdeşleşen rakibin malzemecisinden, masörüne ve teknik adamından futbolcusuna kadar görev alanlarda gördük. Maç sonu bizim halimiz ise çok hüzün vericiydi. Onlar ise yarın için şimdiden konsantre olan bir hava içinde olduklarını sahada bir kez daha gösterdi. Bir başka tespit de bu karşılaşmanın primlerini Van depremzedelerine bağışlayacak olan futbolcularımızın görüntülerinin düşünceleriyle örtüşmediği gerçeğiydi! Dünya ve Avrupa üçüncülüğü apoletlerini omzuna takan, kulüpler bazında önemli başarılar yakalayan Türk futbolu geride kalan son 2 yılda sportif, idari, mali ve imaj yönünden çöküş dönemini yaşıyor. Ulusal Takım’ın 2010 Dünya Kupası vizesini alamaması, Euro 2012’ye gitmeyi ise mucizelere bırakmasının ardından istikrarsız seçimler nedeniyle kulüpler de Avrupa’da beklenen noktaya gelemedi. Futbolu yönlendiren kurumların ve kulüplerin birbiriyle sürekli ‘soğuk savaş’ halinde olması geriye gidişi hızlandırdı. ‘Marka değeri’ni yükseltmek adına yabancı futbolcu sayısının arttırılmasıyla beraber yüksek maliyetlere gerçekleştirilen transferler kulüplerin maddi açıklarını büyüttü. 3 Temmuz’da başlayıp gündemi sarsan şike iddialarına yönelik soruşturma ve sonrasında yaşananlar Türk futbolunun dünya üzerindeki imajını derinden yaraladı. İşte futbolumuzun ‘çöküş’ dönemini yaşamasının altında yatan nedenler: çözülmek yerine sürekli geleceğe ertelendi. Mali, idari ve sportif açıdan Avrupa’nın oldukça gerisinde kalındı. SPONSORLAR KAÇIYOR bölümü futboldan elini çekmeye başladı. Futbolun gelişmesi adına hayati önem taşıyan sponsor gelirlerinde özellikle son 2 yılda büyük azalma yaşandı. Kulüpler ve Ulusal Takım tüm dünyanın takip ettiği önemli organizasyonlardan uzak kaldıkça sponsor yatırımları geri çekildi. ? Kaos ortamı nedeniyle sponsor firmaların büyük ? KAVGA ORTAMI Şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında futbolun içinde bulunduğu ‘kaos’ ortamında kriz iyi yönetilemedi. 3 Temmuz’dan bu yana farklı görüşleri savunan bazı kulüpler birbirleriyle ‘soğuk savaş’ içine girdi. Sağduyuya ihtiyaç duyulan bir dönemde kulüpler internet sitelerinden ‘karşı açıklama’ yarışına soyundu. Bu rekabete Türkiye Futbol Federasyonu da dahil oldu ve kulüpleri ‘Tarih sizi affetmez’ söylemleriyle yaraladı. Kulüpler Birliği ‘birlik’ olma havasından uzak hareket etti. TARAFTAR GELMİYOR ? İnsanların futbola olan güveninin ve inancının azalmasının ardından statlardaki boşluklar daha da artmaya başladı. Taraftarlar eski günlerdeki futbol keyfini yaşayamadığı için statlara gitmemeyi tercih etti. Kulüpler arasındaki gergin ortam, seyircisiz maçlara kadın ve çocuk taraftarların alınması, her mücadele için belirli oranda bayanlara konenjan verilmesiyle aşılmaya çalışılsa da sorun çözülemedi. ? İMAJ KAYBI Sportif anlamda önemli organizasyonlara ya katılamayan ya da erken veda eden Türk futbolu, 3 Temmuz’dan bu yana gelişen süreçte önemli bir ‘imaj kaybı’ yaşadı. UEFA’nın Türk futbolu üzerinde yarattığı baskı ortamı, federasyonun çok tartışılan kararları ve tutarsız uygulamalar, büyük bir değer ve imaj kaybına yol açtı. ? TURNUVALARDA YOKUZ Önemli başarılar yakalayıp, dünyada ses getiren Ulusal Takım “Artık istikrar yakalanıyor ve doğru yoldayız” denirken bir sonraki turnuvaya katılamayarak şaşkınlık yaratıyor. Türk futbolu kaçan Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası ile haziran aylarını evde geçiriyor, kendini diğer ülkelere gösteremiyor. Yanlış tercihler ve günü kurtarma anlayışı nedeniyle ileri adım atamıyoruz. BORÇ YÜKÜ ARTTI ? Kısa vadeli başarıların peşine düşen kulüpler, artan yabancı kontenjanı nedeniyle ünlü isimleri Türkiye’ye getirerek borç yükünü arttırdı. Aynı oranda gelir elde edemeyen kulüpler sürekli açık vermeye başladı. Özellikle büyük kulüplerin gelirgider dengesi arasında ‘uçurum’ oluştu. Bazı ekiplerde futbolcu alacakları ödenemedi; Bank Asya ve TFF 2. Lig’de ise durum daha da vahim hale geldi. ? ALTYAPILAR UNUTULDU 1996 Avrupa Şampiyonası’nda forma giyen ve uzun süre A Ulusal Takım’a hizmet eden oyuncuların ardından Türk futbolu yeni bir jenerasyon yakalamakta zorlandı. Gelişen futbol ekonomisiyle birlikte yabancı oyuncu transferine yatırılan korkunç rakamlar altyapılardaki gençler için harcanmadı. Alt yaş kategorilerinde oldukça başarılı performans gösteren isimler kulüplerin yanlış politikaları nedeniyle A takım seviyesine gelemeden kaybolup gitti. ? GÜVEN BUNALIMI TFF’nin şike soruşturması nedeniyle önce ligleri tarihinde başlatacağını açıklaması, ardından erteleme yoluna gitmesi, sonrasında Play Off sisteminin uygulanması futbola gönül verenlerin aklında soru işaretleri yarattı. Avrupa kupalarına katılım konusunda TFF’nin verdiği kararlar futbolseverleri ikiye böldü. Türkiye’nin en çok taraftara sahip kulüplerinin yöneticileri ve taraftarları birbirine düşman gözüyle bakmaya başladı. Ulusal Takım maçlarında dahi ‘kulüpçülük’ ön plana çıkarıldı, Ay Yıldızlı futbolcular kendi taraftarınca küfre maruz kaldı. Fair Play unutuldu, futbolumuz güven bunalımının içine girdi. GİRAY ÇIKTI, BURAK ŞÜPHELİ ? Ulusal Takım’da sağ kasığında zorlanma tespit edilen Giray Kaçar, kadrodan çıkarıldı. Genç oyuncunun yerine kadroya farklı bir isim davet edilmezken Burak Yılmaz da sakatlar kervanına katıldı. Golcü futbolcu dün İstanbul’da yapılan antrenmanın son bölümünde sağ kasığında ağrı hissetti. Çalışmayı tamamlayamayan Burak’ın durumu maç saatinde belli olacak. Sağ ayak bileğinde ağrıları bulunan ve grip olan Mehmet Topal’ın ise tedavisi sürüyor. KAYSERİ’Yİ İSTEMEDİLER ? Ulusal Takım’ın Hırvatistan’la oynayacağı play off ilk maçı için TFF yönetiminin teknik direktör Hiddink ve yardımcısı Oğuz Çetin’e Anadolu’da bir stat önerdiği ancak bunun kabul görmediği öğrenildi. Federasyon’un önce Bursa’yı istediği ancak zemindeki bazı sıkıntılar nedeniyle vazgeçip teknik heyete Kayseri Kadir Has Stadı’nın teklif ettiği bildirildi. Oğuz Çetin’in bunu kabul etmeyip, “Zaten futbol Anadolu’da seyirci toplayamıyor. Biz İstanbul’da rakibi boğarız” dediği kaydedildi. Ay Yıldızlılar, yarınki play off rövanş maçı için Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’e geldi. Hırvat görevliler, kafileye transit çıkış kolaylığı gösterdi. ? YÖNETİM YANLIŞLARI Futbolun yönetim kademesindeki birimler, uzun vadeli planları yürürlüğe koyamadı. Kamuoyunun ‘Her kulübe eşit mesafede yaklaşılmıyor’ ve ‘Aynı durumlara farklı yaptırımlar uygulanıyor’ eleştirileri görmezden gelindi. Ortada duran sorunlar C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle