25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 7 EK M 2011 CUMA 4 HABERLER Parasız eğitim pankartı açtıkları için 15 yıla kadar hapsi istenen Berna ve Ferhat’a tahliye Duruşma zlenimleri Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzel’in dün 18 ay çileden sonra tahliyeleriyle sonuçlanan dördüncü duruşmalarına değişik gençlik örgütleri de katılmışlar ama polisin engelini aşıp, Bahçeşehir Üniversitesi önünden duruşma salonuna ulaşamamışlardı. CHP milletvekilleri saat 11’den itibaren Beşiktaş Adliyesi’ne gelmeye başlamış, bir kısmı ben oraya vardığımda çoktan geri dönmüşlerdi bile. Gelenler arasında Gürsel Tekin, Mahmut Tanal, Melda Onur, Süleyman Çelebi, Ayşe Demiroğlu, İzmir’den Hülya Güven, Aleaaddin Yüksel, Manisa’dan Hasan Ören vardı. Duruşma sırasında BDP’li Sırrı Süreyya Önder ile Aysel Tuğluk da Beşiktaş Adliyesi’ne geldi. Bütün kalabalık içinde kuşkusuz en fazla uzman sıfatını hak eden eski İstanbul Barosu Başkanlarından Turgut Kazan’dı. Kırk yılı aşkın süredir, hem sanık, hem tanık, hem dinleyici, hem vekil olarak kâh savunma makamında, kâh sanık sandalyesinde oturmuş, duruşmalara kâh tutuklu yakınlarıyla gelip dinleyici kapısından, kâh kapalı cezaevi arabasıyla sanıkların girdiği kapıdan girmiş olan Turgut Kazan, sanık ya da sanık vekili olmasa bile yine de bu tür davalara hep geliyor. Dün yalnızca parasız eğitimi isteyen gençlerin değil, hukukun üstünlüğünün yanında olduğunu göstermek için oradaydı. Kızı ve aynı büroda birlikte çalıştıkları meslektaşı Aslı ile birlikte Beşiktaş Adliyesi’nde Turgut Kazan’ı izlerken düşünüyorum... Avukatlığın emekliliği oluyor da hukuku savunmanın emekliliği olmuyor, o zaman bir yaşam biçimine dönüşüyor. Öğlen Kabataş’tan itibaren tıkanmış yolda, beni duruşmaya yetiştirmeye çalışan şöföre parasız eğitim istedikleri için 18 aydır tutuklu bulunan gençlerden söz edince Anlamadım neden tutuklanmışlar, parasız eğitim istemek suç mu ki? dedi. Gerçi 1982 Anayasası’nın, Eğitim ve Öğretim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42. maddesini, 1961 Anayasası’nın “halkın öğretim ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanması devletin başta gelen ödevlerindendir” diyen 50. maddesini bilmiyordu ama parasız eğitim istemenin suç olmadığının ayırdındaydı. İçinde yaşamakta olduğumuz sivil 12 Eylül dönemi zaten bu tür çelişkileri izahın yolunu bulmuştu. “Berna Yılmaz da Ferhat Tüzel de zaten bedava eğitim istemekten değil, terör örgütü üyeliğinden yatıyorlardı!” Terör örgütü üyeliğinin kanıtı ise Başbakan’ın karşısında bedava eğitim isteyen pankartı tutmalarıydı. Bu tür mahkemelere alışkınım ama karşımda gencecik çocukları sanık sandalyesinde görünce, boğazıma bir şeyler düğümleniyor. Onlar eylemlerini savunuyor. Tutuksuz sanık Utku Aykar da kendi tutuksuz olduğuna göre, arkadaşlarının neden tutuklu olduğunu soruyor, kendi durumundan çok arkadaşlarıyla ilgileniyordu; her üçü de, parasız eğitimi savunmanın yurtseverlik görevi olduğunu söylüyor, düşüncelerinden milim ödün vermiyordu. Yaptıklarından pişman bir halleri yoktu. “Ben yanmasam, sen yanmasan nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa?” havasındaydılar. Söyledikleri yalnızca, parasız eğitimi savunmanın, böyle bir pankart taşımanın terör örgütü üyeliği kanıtı olamayacağı. İstanbul 10. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi parasız eğitim pankartı tutmanın terör örgütü üyesi olmaya yetip yetmeyeceği konusunda ne karar verir, bilemem. Ama sonunda karar beraat olsa ne yazar! İki genç zaten 18 aylık tutuklulukla, 3 yıl cezanın infazını yattılar bile. Tahliye kararından sonra biri şaşkınlıkla sordu: Bu düzen bu çocukları nasıl tahliye etti, anlamış değilim. Bir başkası yanıtladı: “Mesaj alınmıştır, bu kadarı yeter” diye düşünmüş olmalılar. Gerçekten “Başbakan’ın yanında parasız eğitim pankartı açarsanız başınıza bu gelir. 3 yıl hapse çarptırılmış gibi yatarsınız” mesajı toplum tarafından yeterince algılandığı için mi, çocuklar serbest bırakıldı? Bilemem. Tahliye kararı duyulunca koridorda sonucu bekleyenler alkışlamaya başladı. Biri atıldı: Ne alkışlıyorsunuz arkadaşlar; alkışlayacak ne var? Gerçekten de bu haksız tutukluğunun gecikmiş tahliyesinde alkışlanacak ne vardı? 18 ay sonra özgürlük H LAL KÖSE Berna Yılmaz : “Parasız eğitim istemek bir haktır. Bu talebi dile getirdiğimiz için eğitim hakkımız elimizden alındı. Füze kalkanları için değil eğitim için emek harcanmalı. Amerika’ya verecek ne toprağımız ne de paramız var.” Ferhat Tüzer: “Ben okula gidebilmek için kilometrelerce yol yürüdüm. Yol parasıyla yemek yemek için. Böyle öğrenci çok vardır ülkemizde. Parasız eğitim talebi insani ve vicdani talep. O pankartın arkasındayız.” FÜZE KALKANI PROTESTOSU SGD’lilere yaka paça gözaltı İstanbul Haber Servisi Malatya Kürecik’te kurulması planlanan “füze kalkanı” projesini protesto etmek isteyen Sosyalist Gençlik Derneği (SGD) üyeleri yaka paça gözaltına alındı. Hasanpaşa’daki AKP Kadıköy İlçe Teşkilatı önüne poşetle gelen iki eylemcinin polisler tarafından üzerleri arandı. Poşetin içini açan polis, eylem için hazırlanan bez bir afiş buldu. Polis, üzerinde füze kalkanı projesine tepki için hazırlanmış yazı bulunan pankarta el koydu. Bu sırada AKP İlçe Teşkilatı’nın bulunduğu binaya iki SGD üyesi girdi. Polis, bunun üzerine biri kadın toplam 4 eylemciyi gözaltına aldı. ‘Kapattık’ Beyoğlu Belediyesince yaklaşık 2 aydır uygulanan masa sandalye yasağı, esnaf tarafından 1 günlük kepenk kapatma eylemi ile protesto edildi. Dükkânlarını kapatan esnaflar kepenklerin üzerine “Kapattık” afişleri astı. Esnaflar adına açıklama yapan Ali Can Ocak, Mis, Bekâr, Zambak Süslü Saksı, mam Adnan ve Kurabiye olmak üzere 6 sokak adına açıklama yaptıklarını söyledi. Ocak, “Beyoğlu’nu ıssızlığa ve rantsal dönüşümün kirli ilişkilerine terk etmemek için bir gün süreyle kepenklerimizi kapatıyoruz” dedi. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) BELED YE OPERASYONU 7 kişi daha serbest İstanbul Haber Servisi Kadıköy Belediyesi’ne “yolsuzluk iddiası” ile yapılan operasyonda dün adliyeye sevk edilen 9 kişiden 7’si daha serbest bırakılırken 2 kişi başka bir dava kapsamında tutuklandı. Belediye çalışanlarından 6 kişi önceki gün serbest bırakılmıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, yapılan aramalarda, 75 bin TL, 455 Cumhuriyet altını, 12 çeyrek ile 125 bin TL tutarında tarih kısımları boş bırakılmış 2 çeke el konulduğu belirtidi. Açıklamada, şüphelilerden 11’inin ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldığı vurgulandı. Adalet umudu yok Hayata Dönüş operasyonu davasında 7 yıldır bir arpa boyu yol alınamadı. Müdahil avukatlardan Arslan, ‘bu gidişle dava 15 yıl daha uzayacak’ dedi HÜLYA KESK N “Hayata Dönüş” operasyonunun Ümraniye Cezaevi’ndeki müdahalesinde görevli 267 jandarma ve görevli hakkında “faili belli olmayacak şekilde adam öldürme”, “birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme”, “yaralama ve kötü muamele” suçlarından açılan davaya devam edildi. Mahkeme, müdahil avukatların taleplerini tüm sanıkların dinlenmesi gerektiği iddiasıyla reddetti. 7 yıldır süren davada yalnızca 94 sanığın dinlenmesi ise diğer sanıklara mahkemenin kaç yılda ulaşacağı sorusunu akıllara getirdi. Avukat Oya Arslan, “4 aydır mahkeme bir sanık bile dinlemedi. Bu gidişle dava, 15 yıl daha uzayacak gibi” dedi. Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya taraf avu katları katıldı. Müdahil avukatlar, Hayata Dönüş operasyonunun Ümraniye Cezaevi’nde uygulanan “Bora” ve “Atmaca” müdahale planlarına katılan görevlilerin tespit edilmesini, duruşma salonunda dinlenmesini istedi. Avukatlar, müdahale planlarına katılan kişilerin dinlenmesi ile davanın daha da derinleşeceğini vurguladı. Mahkeme ise dosyadaki tüm sanıkların dinlemesi gerektiğini be lirterek duruşmayı erteledi. Avukat Arslan, 7 yıllık yargılama sürecinde yalnızca 94 sanığın dinlendiğini anlattı. Avukat Oya Arslan, “CMK’de illa sanıkların tümü dinlendikten sonra bu tür taleplerin kabul edileceği yönünde bir hüküm yok. Bir önceki celse 4 ay önceydi. Bu süre zarfında mahkeme bir sanık bile dinlemedi. Mahkeme bu dosyayı kapatmak istiyor” dedi. 2 ‘NAMUS’ C NAYET DAHA Hedef yine kadınlardı Haber Merkezi İzmir’de Filiz Aktaş adlı kadın, boşandığı kocası tarafından sokakta vurularak öldürüldü. İzmir Menemen’de bir çocuk annesi Aktaş, işine gitmek üzere durakta otobüs beklerken geçen yıl boşandığı H.Ö.’nün silahlı saldırısına uğradı. Aktaş, olay yerinde yaşamını yitirdi. Kaçmaya çalışan H.Ö, bir polisi de yaraladı. Zanlı, bacağından vurularak yakalandı. Aktaş’ın bir süre önce polise ve savcılığa başvurduğu öğrenildi. Manisa’da da şiddet mağduru olduğu için sığınmaevine yerleştirilen ve kısa süre önce evine dönen Şefika E, kocası tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Z YA YILMAZ ‘Özgürlük neferiydi’ ERDOĞAN ER ŞEN N.Ç. DAVASINDA ŞOK KARAR ‘Kendi rızasıyla ilişkiye girdi’ MAHMUT ORAL Üçok katledilişinin 21. yılında anıldı Gazetemiz yazarı ve Ankara Üniversitesi lahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Bahriye Üçok, katledilişinin 21. yıldönümünde anıldı. ADD, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Köy Enstitüleri ve ÇEV, CHP, Eğitimş, P, Türk Hukuk Kurumu, Ulusal Eğitim Derneği ve gazetemiz okurlarının katılımıyla Üçok için Karşıyaka Mezarlığı’nda anma töreni yapıldı. Törende yapılan ortak açıklamada “Bu katliam, öğretim üyesi, yazar, milletvekili ve anne olan bir kadının yararlı bir insan olarak yaşamak istemesinin, inandığı doğruları savunmakta direnmesinin ceremesi olarak ona layık görüldü. Onları katledenlere şunu söylüyoruz: Bağımsızlık ve aydınlanma mücadelesi, hepimizin önünü açacak bir mücadeledir” denildi. DİYARBAKIR Kamuoyunda “Utanç Davası” olarak bilinen Mardin’de 2003’te 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 12 yaşındaki N.Ç. ile ilgili davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da sanıkların cezasını alt sınırdan veren yerel mahkemenin kararının onanmasını istedi. Yerel mahkeme, N.Ç.’nin “rızayla ilişkiye girdiğini” öne sürerek, sanıkları alt sınırdan cezalandırmıştı. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Üyesi avukat Remziye Tanrıkulu, 12 yaşında bir çocuğun fuhuşla suçlandığına dikkat çekerek, “N.Ç’nin tecavüzle ilgili geçirdiği travma ve sonrasındaki psikolojik durumu hiç gözetilmemiş. Çocuk ve kadınlarla ilgili cinsel suçlarda yargısal düzeyde bir hoşgörü olduğunu görüyoruz” dedi. İHD Genel Başkan Yardımcısı Avukat Reyhan Yalçındağ da “Davanın seyrinde belki 150 kere zorlandığını söyledi. Zaten biyolojik olarak buna karşı koyma imkânı ve direnci olamazdı” diye konuştu. Efeoğlu kaçırıldığı yerde anıldı İstanbul Haber Servisi Henüz 25 yaşındayken öğrenim gördüğü Yıldız Teknik Üniversitesi önünde kaçırıldıktan sonra gözaltına alınarak kaybedilen Ayhan Efeoğlu, kaybedilişinin 19’uncu yılında, üniversitenin girişinde düzenlenen basın açıklaması ile anıldı. Açıklamaya katılan CHP Milletvekili Gürsel Tekin, özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın “Gayrettepe’de parçalanmış bedenini torbada ben taşıdım” itirafına karşın Efeoğlu ile ilgili ayrıntılı soruşturma yapılmamasını TBMM’ye taşıyacaklarını söyledi. ‘Saldırıların arkasında nefret var’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP milletvekilleri Aykan Erdemir, Hüseyin Aygün, Veli Ağbaba ve Muharrem Işık düzenledikleri basın toplantısında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi’ndeki Sivas Katliamı müzesine düzenlenen saldırıyı kınadı. Erdemir, evrensel standartlarda nefret suçları yasasının ivedilikle çıkarılmasını istedi. Derneğin şubelerine son üç ay içinde, benzeri saldırılar yapıldığını vurgulayan Erdemir, “Tüm bu saldırıların, temelinde birer nefret suçu olduğu çok açıktır” dedi. ORDU 68 kuşağının öncü isimlerinden, THKPC’nin kurucularından Ziya Yılmaz, memleketi Fatsa’nın Bozdağ köyünde, Kızıldere’de katledilen kuzeni THKPC’li Nihat Yılmaz’ın yanında toprağa verildi. Yılmaz’ın cenazesine CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar ve sinema sanatçısı İlyas Salman katılırken sanatçı Kadir İnanır ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de çelenk gönderdi. Astım ve zatürree tedavisi gördüğü İstanbul Süreyya Paşa Hastanesi’nde önceki gün yaşamını yitiren Yılmaz’ın cenaze töreninde bir konuşma yapan kuzeni Abdullah Yılmaz, 70’li yıllarda demokrasi ateşinin Fatsa’da ve Ziya Yılmaz tarafından yakıldığını belirterek “O Türkiye’de özgürlüğün, demokrasinin ve emekçinin yılmaz savunucusu ve neferi olmuştur” dedi. Ziya Yılmaz’ın mezarı başında bir şiir okuyan sanatçı İlyas Salman da devrimcilerin tükenmediğini belirtti. TKP’L ALEV DEDES Karayol uğurlandı İstanbul Haber Servisi TKP’li Alevi Dedesi Mustafa Karayol (83), dün son yolculuğuna uğurlandı. Mustafa Karayol için Karacaahmet’te Şakirin Camisi’nde 16.00’da tören düzenlendi. Karayol törenin ardından Karacaahmet’teki aile kabristanında eşinin yanına defnedildi. Karayol; Ahmed Arif, Yaşar Kemal, Hasan Hüseyin, Attila İlhan ve Aziz Nesin gibi çok sayıda yazar ve şairin de yakın arkadaşıydı. DÜZELTME Gazetemizin dünkü sayısındaki “HÜ’de gergin açılış” haberinde, sehven “TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de katıldığı açılış törenine öğrencilerin salona alınmaması damgasını vurdu” ifadesi yer almıştır. Haberdeki ifadenin doğrusu “Çiçek’in törene katılacağı duyumları üzerine öğrencilerin salona alınmaması damgasını vurdu” olacaktır. Çiçek, açılışa katılmamıştır. Düzeltir, özür dileriz. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle