25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EK M 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER 3 Öğretim üyelerinin hem üniversitede hem dışarıda çalışması için formül arayışı ‘Tamgün’de esneme Episkoposun katil zanlısı ifade vermedi İSKENDERUN (Cumhuriyet) Katolik Kilisesi Anadolu Episkoposu Luigino Padovese’nin katil zanlısı Murat Altun (27) müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada dün ilk kez hâkim karşısına çıktı. Cengiz Sayılgan başkanlığında, Bilal Binici ve Gülay Aydın’dan oluşan İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık Altun’un rahatsız olduğunu belirtip ifade vermemesi üzerine, Savcı Sayan’ın talebi üzerine, cinayet tanığı olan kişileri de ilk duruşmada dinlemedi. Duruşma 30 Kasım tarihine ertelendi. Dört eve ateş düştü MAHMUT LICALI ANKARA Tamgün Yasası’yla birlikte üniversite hastanelerinde baş gösteren eğitim ve tedavi hizmetlerindeki aksamaları aşmak için Sağlık Bakanlığı ile YÖK tıp fakültelerine kadro verilmesi konusunda uzlaşmaya varırken, YÖK’ün öğretim üyelerinin hem üniversitede hem de dışarıda çalışmasına olanak sağlayan ara bir formül üzerinde çalıştığı belirtildi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığındaki YÖK heyetinin Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı önceki gün yaptığı ziyarette, Tamgün Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte üniversite hastanelerinde yaşanan sıkıntılar ele alındı. Bazı YÖK üyeleri, düzenlemeyle birlikte tıp fakültesinden ayrılan bazı öğretim üyeleri nedeniyle tıp fakültelerinde eğitim ve araştırma konularında aksamalar yaşandığını; hastaların ameliyat ve tedavilerine ilişkin daha önce yapılan programın büyük ölçüde geçersiz hale geldiği eleştirisinde bulundu. YÖK üyeleri, bu konuda bir planlama yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. YÖK’ün Tamgün Yasası kapsamında öğretim üyelerinin kısmen üniversite dışında da çalışmasına olanak sağlayacak yeni bir öneri hazırladığı belirtildi. Buna göre, öğretim üyeleri üniversitede belli bir sayıdaki hastaya bakıp üniversite hastanesindeki mesaisini tamamladıktan sonra, özel muayenede de belli bir sayıdaki hastaya bakmasına imkân verilecek. Yeni Aldatmaca: Liberalizm ve ‘ nsancıl Emperyalizm’ “Arap Baharı” denilen trajedilerden Libya’daki NATO müdahalesine, Somali’ye yardıma, İsrailFilistin savaşına ve Türkiyeİsrail gerginliğine kadar hemen her konu Türkiye’de Batı gözlüğüyle okunuyor. Arada elbette yine Batı’da dikkati çeken eleştirilerin de Türkiye’ye yansıması gibi “iletişim kazaları” oluyor. Örneğin dünyadaki sömürü düzenini Amerika’daki şirketler üzerinden anlatan kitaplarıyla (Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 123) ünlü John Perkins Türkiye’de ekrandan görüşlerini açıklıyor. Ama bu görüşler izleyici tarafından ne kadar ve nasıl algılanıyor o belli değil… Çünkü kafalar Türkiye’nin kendine özgü, “kusurlu demokrasi” düzenine veya “melez rejimine” koşullanmış… Her şey otoriter liderlik çerçevesinde ve otoriter liderliğin, şirketlerden medyaya kadar herkesi “hizaya soktuğu” övgüsü (nadiren de eleştirisi) ekseninde yorumlanıyor. Oysa asıl sorun “küreselleşme” denilen “Yeni Dünya Düzeni”nin yeni emperyalizm biçiminde, yeni kavramlar ve terimler icat ederek, dünyayı sömürmeye devam etmesi! Elbette yeni emperyalizmin saldırgan egemenliği, bu egemenliğin gerçek yüzünü tartışan yazarları ve düşünürleri de üretiyor. Bunlardan biri, İçimizdeki Zalim adlı kitabımı yazarken iyice okuma fırsatı yakaladığım, bazı görüşlerini kitaba aldığım Londra Üniversitesi Uluslararası Siyaset Profesörü Ray Kiely. “The Clash of Globalisations”, (Küreselleşmeler Çatışması) (Haymarket Books, 2009) adlı kitabı bu konuda ilginç görüşler ve eleştiriler öne süren bir yapıt. Kiely, küreselleşmeyi “neoliberal kapitalizmi derinleştiren politikalar” olarak ele alıyor. (s.4) Genel kabul gören küreselleşme kuramları ve uygulamaları ile bunlara karşı çıkan kuramsal ve uygulamalı “küreselleşme karşıtlarını” inceliyor. Yeni emperyalizm, ekonomik ve askeri yayılmacılığı meşrulaştırmak için bazı yeni kavramlar icat ediyor. “İnsancıl emperyalizm” (humanitarian imperialism), “iyi niyetli emperyalizm” (benevolent imperialism), “liberal emperyalizm” (liberal imperialism) “kozmopolit emperyalizm” (cosmopolitan imperialism) gibi çağımızın demokrasi ve insan hakları anlayışıyla uyumlu gibi görünen bu kavramlar, küreselleşmenin icat ettiği ve esas olarak birbirine benzeyen anlamlara sahip, yeni emperyalizm kavramları. Temel yaklaşımları, dünya barışı ve insanlığın gelişmesi için, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin, demokrasisi gelişmemiş olan ülkelere demokrasi ihraç etmesi tezi üzerine dayalı. Yani gelişmiş ülkelerin, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yaptıkları bütün ticari, ekonomik, mali ve askeri müdahaleler, bu kavramlara dayanılarak savunuluyor. ABD’nin Irak’ı işgali de aynı çerçevede ele alınıyor. Klasik emperyalizmi ve yeni emperyalizm kavramlarını, bunların ABD’deki ve gelişmiş ülkelerdeki yeni muhafazakârlarla (neocon’larla) ilişkilerini Kiely, “Rethinking Imperialism” (Emperyalizmi Yeniden Düşünmek) adlı yeni kitabında (Palgrave Macmillan, 2010) anlatıyor ve çok güzel eleştiriyor. Kiely’e göre bütün bu yeni kavramlar, “ikna edici değildir, antidemokratiktir ve kendi içlerinde çelişiktir”. (s.194) Kiely bu tezini, ABD’nin Irak ve Afganistan uygulamalarıyla açıklıyor. Dünya bir yandan yeni emperyalizmin pençesinde kıvranırken, öte yandan bu olguyu çözümleyen, çareler üreten kitaplara, örgütlenmelere, protestolara da tanık oluyor. İspanya’daki ve Wall Street’deki eylemleri “Arap Baharı” bağlamında değil, yeni emperyalizme başkaldırış biçiminde algılamak daha doğru. Şehit polis Aytaç Usta’nın cenaze törenine 2 yaşındaki kızı da katıldı. Şehit polisler uğurlandı Yurt Haberleri Servisi Mardin’in Kızıltepe ilçesinde polis aracının devrilmesi sonucu meydana gelen kazada şehit olan 4 polis dün memleketlerinde son yolculuklarına uğurlandı. Trafik kazasında şehit olan polis memurlarından Aytaç Usta, Ankara Kocatepe Camisi’nde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Kazada şehit olan polis memuru Kuddusi Arısoy’un cenazesi (28) ise Karaman’da toprağa verildi. Şehit olan Mustafa Acar için ise Balıkesir’de tören düzenlendi. 28 yaşında olan ve bir yıl önce evlenen şehit polis memuru Acar’ın cenazesi Balıkesir Paşa Camisi’nde öğlen kılınan cenaze namazının ardından Başçeşme Mezarlığı’nda toprağa verildi. Şehit polis memuru Hasan Babacan (29) da memleketi Hatay’ın Erzin ilçesinde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Hacca giden ve oğlunun şehit haberi üzerine Adana Havalimanı’nda karşılanarak Erzin’e getirilen anne Küfayet Babacan, oğlu ile hacca gitmeden telefonla konuştuğunu, ölüm haberi üzerine yıkıldığını söyledi. Kayınvalidesini tüple öldürdü KASTAMONU (Cumhuriyet) Kastamonu merkeze bağlı Kurt köyünde Melek Akkaya (36) tartıştığı kayınvalidesi Fevkiye Akkaya’yı (72) başına piknik tüpü ile vurarak öldürdü. Çiftçilik yapan eşi tarlada çalıştığı sırada meydana gelen olayda yaşlı kadın başına aldığı darbe ile yere yığılırken, öfkesini alamayan Melek Akkayı, yaşlı kadına süt güğümü ile vurmaya devam etti. Hastaneye kaldırılan Fevkiye Akkaya yolda hayatını kaybetti. Gelin Akkaya yakalanarak gözaltına alındı. Akkaya tutuklandı. Feryat dilekçesi bürokraside eridi AB D N YAĞMUR MERS N Mersin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, boşanmak istediği eşi tarafından katledilen Hayriye Yakıcı’nın (49) öldürüldüğü yerde cinayeti lanetledi. Kadınların eylemine katılan Yakıcı’nın erkek kardeşi gazeteci Aydın Demir “Hayriye Yakıcı’nın feryat dilekçesi bürokrasinin çarkları arasında gezinip dururken katili de devlete meydan okuyarak planını uygulamıştır” dedi. Demir, Tarsus Savcılığı ile kolluk kuvvetlerinin ihmaline dikkat çekti. Yakıcı’nın başvurusu üzerine başlatılan soruşturma sürecinde Tarsus Savcılığı’nın zanlıyı mahkemeye sevk ettiğini ancak tutuklanmasını talep etmediğini, bu ağır ihmal ve kusurun katil zanlısına güç ve cesaret verdiğini kaydeden Demir, Yakıcı’nın bir başka dilekçesi hakkında kovuşturmaya gerek yoktur kararı verildiğini anlattı. Kadınları şiddetten korumayı amaçlayan yasa hâlâ bekliyor Tazminatları 3 yıldır ödenmedi MALATYA (AA) Malatya’da 9 yıl önce Baskil Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği’nce işletilen feribotun alabora olması sonucu 12 kişinin boğulduğu kazada yaşamını yitirenlerin yakınlarının mahkeme kararıyla kazandıkları tazminat kararın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen hâlâ ödenmedi. 2002’de meydana gelen feribot kazasında annesi, babası ve kardeşi dahil 5 yakınını kaybeden Hasan Gülgen de beyin tümörü bulunan eşinin tedavisi için gerekli parayı bulamadığını söyleyerek “Bize tedavi için gereken para 25 bin lira civarındaydı. Kazandığımız tazminat ödenirse bir umudumuz olacaktı. Eşim burada iki ağır ameliyat geçirdi ve yaşamını yitirdi” dedi. Şahin: Bakanlığın adında kadın olmayışı eksiklik SEV L ARINAN Bunlar denizden çıktı stanbul Haber Servisi stanbul Boğazı’nda deniz polisi ile Üsküdar Belediyesi’nin ortaklaşa yaptıkları temizlikte sualtından ilginç eşyalar çıktı. Sualtı temizliği sabah saatlerinde Üsküdar skelesi’nde yapıldı. Yaklaşık iki saat süren ve vatandaşların ilgiyle seyrettiği çalışmalarda denizin altının ne kadar kirli olduğu gözler önüne serildi. 10 balıkadamın katıldığı temizlik sırasında denizden, klozet, bebek arabası, çok sayıda araç lastiği, gemi halatı, demir boru, cam şişe gibi eşyalar çıktı. ANKARA Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği’nin Ulucanlar Cezaevi Düşünce Müzesi’nde gerçekleştirdiği toplantıya katıldı. Kendisinden önce söz alan CHP Kadın Kolları Başkanı Zühal Samlı’nın bakanlığın adından “kadın” kelimesinin çıkarılması yönündeki eleştirilere yanıt veren Şahin, “Bakanlığın adının kadın bakanlığı olmamış olmasını, bu kadar yapılan işe rağmen büyük bir eksiklik olarak görüyoruz. Çünkü yaptığımız iş bu. İcraatlar isimden, içerik tanımdan çok daha önemlidir” dedi. Öte yandan, kadını şiddetten korumayı amaçlayan yasa taslağı için baro başkanları, aile mahkemesi hâkimleri, sivil toplum örgütleriyle toplantılar yapan Şahin’in, “Meclis açılınca ilk işimiz bu yasayı çıkarmak” demesine karşın, tasarının son şekli hâlâ verilemedi. Bakanlığın harekete geçmesini bekleyen kadın örgütleri ise tasarının 25 Kasım’a kadar yasalaştırılmaması durumunda, Meclis önünde büyük bir eylem yapacak. Yasa taslağının madde gerekçeleri de ortaya çıktı. Anayasanın 10 ve 41. maddelerinde değişiklikler yapıldığı, ev şiddetinin en yaygın, görünürlüğü en az olan şiddet olduğu kaydedilen gerekçede, şiddetin kadınların “üreme” sağlığına zarar verdiği belirtildi. Hamile eşinin kollarında öldü Haber Merkezi Diyarbakır’da M.C. adlı kişi, diş hekimi yeğeni Leyla Aksel ile evlenmesini kabul edemediği ilaç tanıtım elemanı Şevket Aksel’i (26) tabancayla öldürdükten sonra kaçtı. Hamile eşinin kollarında ölen Şevket Aksel’in babası da kalp krizi geçirdi. Babanın sağlık durumunun ciddi olduğu öğrenildi. 16 kişi mahkemeye sevk edildi şkence odalı mezarlık çetesi Haber Merkezi Ankara’da Karşıkaya Mezarlığı çevresindeki çiçekçi ve mermer esnafını haraca bağlayan çete çökertildi, 16 kişi gözaltına alındı. Çetenin, kurduğu hayali dernek adı altında esnaflardan aylık 250 bin lira haraç aldığı belirtildi. Ayrıca çetenin haraç vermeyi reddedenler için Demetevler’de işkence odası oluşturduğu ortaya çıktı. Çetenin, haraç vermek istemeyen esnafı sistematik olarak önce tehdit ettiği, ardından kaçırıp ellerini ve ayaklarını bağlayarak bir gün boyunca rehin tuttukları, buna rağmen ödeme olmayınca da darp edip silahla yaraladıkları belirlendi. Para vermeyi kabul etmeyen esnafı işkence odasına götüren çetenin, burada elleri ve ayaklarını bağlayarak sabaha kadar çeşitli işkencelere tabi tutukları belirtildi. Gözaltına alınan 16 kişi ‘Çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak’ suçundan mahkemeye sevk edildi. Karakolda dayak iddiası ŞULE KÖKTÜRK 3 kişiye 183 biner lira ANKARA (AA) Şans Topu’nda 5+1 bilen 3 kişi, 183 bin 529 lira kazandı. Kazandıran numaraların 2, 3, 18, 23, 32 + 2 olarak belirlendiği çekilişte, 5 bilenler 2 bin 394 lira, 4 +1 bilenler 140 lira, 4 bilenler 14 lira, 3+1 bilenler 10 lira, 3 bilenler 2.10 lira, 2 +1 bilenler 3.40 lira, 1+1 bilenler 2.20 lira ikramiye kazandı. İstanbul İl Genel Meclisi’nin CHP’li meclis üyesi Ali Demir’in torunu Alican Demir’in (17) gözaltına alınarak götürüldüğü Ambarlı Önleyici Hizmetler Büro Amirliği’nde dövüldüğü öne sürüldü. Ali Demir, torununun olağanüstü bir işkenceye maruz kaldığını belirterek polislerin Alican’ı öldürmeye teşebbüs ettiklerini söyledi. İddiaya göre, Alican Demir’in darp edilmesi ile sonuçlanan olay ise şöyle gelişti: Ali Demir’in oğlu Hakan Demir ile Alican Demir torunu Alican Demir, Avcılar’daki evlerinin önünde önceki gece saat 02.30 ldürmeye teşebbüsü’ sıralarında tartışmaya başladı.Mahalle İstanbul İl Genel Meclisi üyesi Ali Demir, torusakinleri, 155’i arayarak durumu polise bildirdi. İhbar üzerine Avcılar Polis Karakolu’ndan gelen po nunun olağanüstü bir işkenceye maruz kaldığını belirterek polislerin Alican’ı öldürmeye teşebbüs etlislerle babaoğul Demir arasında itişme başladı. Polis baba Demir’i itince Alican da polise saldırdı. tiklerini söyledi. Olayın savcılığa intikal ettiğini beBu arada polis, baba Hakan Demir’i yakalayıp ke lirten Ali Demir, “Polisin yakaladığı kişi suçlu bilepçe takarken Alican kaçarak yandaki apartmanın le olsa, onu bu şekilde darp etmeye hakkı yok. 5. katında oturan 56 yaşındaki babaannesinin evine Durumu kaymakamlığa bildirdim, valiliğe de sığındı. Eve gelen 17 polis, yaşlı kadının evine gi bildireceğim. Bu olayla ilgili polisler hakkında idari ve adli soruşturma açılması gerekir” dedi. rerek biber gazı sıktı ve Alican Demir’i döverek gözaltına aldı. Ambarlı Önleyici Hizmetler Müdürlüğü’ne götürülen Alican, burada da 1 saat boyunca tekme, tokat ve copla dövüldü. Daha sonra Avcılar Merkez Polis Karakolu’na götürülen Alican’a sevk edildiği Küçükçekmece Adliyesi’ndeki Adli Tıp Kurumu bürosundan darp raporu verildi. Savcılığa çıkarılan Alican Demir’i, kati raporun alınması için bu kez Bakırköy Devlet Hastanesi’ne muayene için gönderildi. Alican Demir’i babaannesinin evinden alan 17 polisten 11’i savcılıkta şikâyetçi oldu. Su kullanım hakkına iptal ÖMER ŞAN ‘Ö RİZE Ankara 3. İdare Mahkemesi, Rize’nin Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi üzerinde Ayen Enerji şirketi tarafından kurulması planlanan Paşalar Regülatörü ve HES projesi için DSİ ile imzalanan su kullanım hakkı anlaşmasını iptal etti. Dava sürecinde Fındıklı Derelerini Koruma Platformu öncülüğünde köylülerce Rize İdare Mahkemesi’ne açılan davada, Çevre ve Orman Bakanlığı’nca HES projesi için verilen “ÇED Olumlu” kararı iptal edilmişti. Yöre halkını başvurusu üzerine Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, HES projesi yapılması planlanan Çağlayan Vadisi’ni 1. Derecede Doğal SİT Alanı ilan etmişti. Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Gürkan, bu kararla birlikte HES projelerine karşı yeni bir hukuksal dönem başladığını belirterek “ÇED olumlu ve ÇED gerekli değildir kararları iptal edilen bütün HES projelerindeki su kullanım hakkı anlaşmaları da iptal edilmelidir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle