22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 23 24 23 23 28 26 27 18 19 20 18 17 21 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B B B B B B B B Y 20 21 15 29 31 30 26 26 23 24 17 17 13 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki B Stockholm B Londra B AmsterdamB Brüksel B Paris A Bonn B Münih A Berlin B Budapeşte A Madrid A Viyana A 15 14 16 25 22 24 27 26 25 23 25 29 23 Belgrad A 24 Sofya A 24 Roma A 27 Atina Y 26 Zürih B 22 Moskova A 11 Aşkabat A 25 Taşkent Y 27 Baku PB 18 Bişkek B 24 Tiflis Y 18 Kahire A 31 Şam A 28 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları ve Doğu Karadeniz ile Sinop, Erzurum, Ardahan ve Kars çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Yağışların Giresun, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının Orta ve Doğu Karadeniz’de 3 ile 5 derece olmak üzere kuzey kesimlerde azalacağı bekleniyor. 3 EK M 2011 PAZARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Ekim ‘Özgürlükler ihlal ediliyor’ diyen ÇHD’den tutuklu öğrenciler için kampanya: GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY 147 Milyon Ağacın ‘Annesi’ Kenyalı Wangari Maathai’nin Ardından... 30 yılda 147 milyon ağaçlı bir ormanın yaratıcısı ve Kara Kıtası’nın 2004’te ilk NOBEL Barış Ödülü’ne layık görülen kadını Kenyalı Wangari Maathai, 25 Eylül 2001 Pazar günü Nairobi’de kansere yenik düşerek yaşama veda ettiğinde 71 yaşındaydı. Adı pek bilinmeyen ne ki salt Afrika’da değil, tüm dünyada kadın hakları ve barışın yanı sıra çevrenin ve bioçeşitliliğin hizmetinde savaşan bu müstesna kadın, Afrika’nın bir Amerikan üniversitesinden diplomalı ilk biyologveterinerlerinden biriydi. 1977’de, 30 yılda 147 milyon ağaçlı dev bir ormana dönüşen “Yeşil Kuşak Hareketi”nin (Green Belt Mouvement) kurucusu için ödül töreninde jüri “onun sürdürülebilir kalkınma ve bioçeşitliliği koruyan, ama aynı zamanda demokrasi ve özellikle de kadın hakları başta olmak üzere, insan haklarının korunmasıyla ilgili hizmetleri göz önüne alınarak ödüle layık görüldüğünün” altını çizmiştir. Kırsal kesimde yaşayanların yakın çevrelerini korumaları ve bundan gelir sağlamalarını 2007’de Nairobi “sosyal forumunda” çevreci ve altermondialist Maathai, yeniden ağaçlandırma programıyla 50 bin kadına iş yaratmış, dahası yeniden ağaçlandırmanın değerini orman kıyıcılarına karşı cesaretle savunarak tropikal ormanların yok edilmesinin önlenmesine katkıda bulunmuştur. Maathai’nin kurucusu olduğu “Yeşil Kuşak Hareketi”nin öncülüğünde yaratılan 40 milyonu aşkın ağaçlı orman ve bioçeşitliliğin korunması yanında, 50 bin kadına iş olanağı yaratmış, böylece toplumdaki kadın imajını olumlu yönde pekiştirmiştir. 2006’da yayımlanan biyografisi “Boyun Eğmeyen”deki anılarında Wangari Maathai, Afrika’daki iklim değişikliklerinin, özellikle de Kenya Dağı bölgesinde çevreye nasıl zarar verdiğini gözlemlemiştir. Oysa doğduğu tarihlerde söz konusu bölge zengin, yeşil ve verimli topraklara sahipti. Ormanların yok edilmesiyle söz konusu bölgedeki verimli topraklar eski niteliklerini kaybetmişlerdir. Maathai çevrenin korunmasıyla ilgili savaşımını Afrika’nın tümünü kapsayacak biçimde genişletmekten de geri kalmamış, örneğin son yıllarda Orta Afrika’da Kongo Havzası’ndaki ormanın korunması için de savaş vermiştir. Söz konusu orman Afrika’nın ikinci büyük tropikal ormanı unvanını taşıyordu. 1970’li yıllarda Kenya Kızıl Haç’ını yöneten Maathai o dönemdeki otoriter rejimin başkanı Daniel Arap Moi iktidarına karşı da savaşmıştır. Bu yüzden güvenlik kuvvetleri tarafından birçok kez yaralanmış, birden fazla kez de hapsedilmiştir. Çok partili döneme geçildiğinde ve 2002 seçimlerinde Mwai Kibaki’nin iktidara gelmesiyle 20032005 yılları arasında çevre bakanlığına getirilmiş, ne ki çok geçmeden izlenilen politikalardan hoşnut kalmamış, 2007’de Kibaki’nin yeniden seçilmesinin ülkeyi kaosa sürüklediği ve Kibaki’nin ülkeyi yönetmekte başarısız olduğunu savunduğu için iktidar çevrelerinden ölüm tehditleri bile almıştır. Bir süre bir politikacıyla evlenen Maathai, daha sonra kocasından ayrılmıştır. Bu evliliğinden üç erkek ve Muta adında bir kız çocuğu olmuştur. Eski kocasının onun hakkında söyledikleri bu savaşçı kadının karakterini çok isabetli açıklamaktadır: “Maathai çok eğitimli, çok güçlü, çok parlak, çok inatçı ve denetim altına alınması olanaksız bir kişiliğe sahipti. İsyankârlık onun ikinci doğasıydı.” Wingari Maathai’nin insan hakları, kadın hakları, doğanın, çevrenin, çok sevdiği ormanların korunması için verdiği yürekli savaşım, çok sayıda yürekli ve savaşçı benzeri gibi tarihteki yerini alacaktır. (*) (*) Yazının hazırlanmasında bazı yabancı kaynaklardan yararlanılmıştır. Serbest bırakılsınlar İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, öğrenci gençliğe yönelik dava ve tutuklamalarla ilgili raporunu yarın kamuyona duyuracak ve pankart açtıkları için 20 aydır tutuklu bulunan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer adlı öğrencilere destek için duruşmaların olduğu 6 Ekim Perşembe günü de Beşiktaş Adliyesi’nde bir araya gelecek. ÇHD İstanbul Şubesi’nce üyelerine yapılan çağrı metninde son dönemlerde öğrenci gençliğe yönelik saldırılar yaşandığı belirtilerek “Öğrenci gençlik adeta bir dava ve tutuklama terörüyle karşı karşıyadır. Ülkenin farklı üniversitelerinde yüzü aşkın öğrenci, basın açıklamasına katıldıkları, parasız eği ‘MUHAL FLER BASKI ALTINDA’ ÇHD tarafından şu konuların altı çizildi: “Öğrencilere yönelik gözaltı ve tutuklama terörü Berna ve Ferhat ile sınırlı değildir. Türkiye genelinde tutuklu bulunan öğrenci sayısının 500’ü aşkın olduğu tahmin edilmektedir. Üniversite öğrencilerinin derhal serbest bırakılması talebiyle derneğimizce bir kampanya başlatılmıştır. Bu çerçevede, derneğimiz tarafından hazırlanan tutuklu öğrencilere ilişkin rapor 4 Ekim 2011 tarihinde kamuoyuna sunulacaktır. Ayrıca 6 Ekim Perşembe saat 15.00’te Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’in duruşmalarının yapılacağı Beşiktaş Adliyesi’nde olacağız. Herkesi onlar için özgürlük istemeye çağırıyoruz.” tim istedikleri, dilekçe verdikleri gerekçesiyle yasadışı örgüt üyesi olma suçlamasıyla tutuklanmış durumdadır” denildi. ÇHD İstanbul Şubesi şu çağrıda bulundu: “Temel hak ve özgürlüklerini kullandıkları için eğitim hakları gasp edilen (Fotoğraf: AL AÇAR) öğrenciler ağır tecrit koşullarında tutulmaktadırlar. Onlarca öğrenci, gizlilik kararı verilen dosyalarda neyle suçlandıklarını dahi bilmeden, aylardır mahkemeye çıkmaya beklemektedir. Toplumsal, siyasal, sendikal muhalefetin savunmanı olan derneğimiz, bu sorunun tüm gerçek muhataplarını, öğrenci derneklerini, kurumları, ögütleri, siyasal partileri ve demokratik kitle örgütlerini bu eylemi birlikte örgütlemeye çağırıyor.” Açıklamada 14 Mart 2010 tarihinde, “Roman Açılımı” kapsamında düzenlenen etkinlikte Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında “Parasız Eğitim İstiyoruz, Alacağız. Gençlik Federasyonu” yazan pankart açtıkları gerekçesiyle Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer adlı öğrencilerin tutuklandığına dikkat çekilerek “Aradan 20 ay geçmesine ve savcılığın önceki oturumlarda parasız eğitim istemenin suç olmadığını belirterek ‘beraat’ kararı verilmesini talep etmesine rağmen, hâlâ tutuklular” ifadesine yer verildi. konuyu içeriyor. Bir gazeteci sorumluluğuyla Meclis’ten beklenenleri, o yıla özel sorunları, yasama yılının başında işliyordum. Bu yıl bir başka sorumlulukla, bedenen olmasa da ruhen Meclis’in içinden bakarak önümüzü görmeye çalışıyorum. Yeni Meclis’ten beklenenlerin başında yeni anayasa geliyor. 29 yılda 17 kez yapılan değişiklikle 113 maddesi değişen 1982 Anayasası deyim yerindeyse yamalı bohçaya dönmüş durumda. Değişiklikler farklı zamanlarda olduğu için birbiriyle örtüşmeyen, hatta farklı yorumlara neden olan maddeler de var. AKP, yeni anayasanın yapımıyla ilgili Meclis’te, hatta toplumda olabildiğince geniş “mutabakat” arayacağını söylüyor. Ancak bunun biçimi, yöntemi de çok açık değil. Daha doğru anlatımla ucu açık... AKP’nin böylesi durumlarda uzlaşmadan anladığı şu: “Biz ne tür değişiklikler istediğimizi madde madde yazalım, muhalefet de kendi paketini getirsin, alt alta koyalım. Böylece herkesin istediği yerine gelmiş olur. Kimse kimsenin maddesine de karışmaz.” Oysa uzlaşma bu değil. Hele anayasada, metnin tümünün ortaklaşa yazılması gerekir. Yeni anayasa çalışmaları başlarsa, AKP nasıl bir tutum izler? Klasik yanıt şu olabilir: Bugüne kadar ne yaptıysa onu yapar! Bundan sonra farklı bir tutum izleyebilir mi? Elbet peşin hükümlü olmak istemeyiz ama, yaptığı öngörüşmelerden kamuoyuna tam güven veren bir sonuç çıkmıyor. AKP’nin tüm kurmaylarının, “Bütün sorunların çözüm yeri Meclis’tir, herkes milli iradenin tecelli ettiği Meclis’te çözüm arasın” demeçleri verdiği dönemde 50’ye yakın kanun hükmünde kararname (KHK) çıktı. Bunlar öyle kararnameler ki, pek çok devlet kurumunun yapısını tümüyle değiştirmekten tutun da kültür ve tabiat varlıklarının her türlü kullanıma açık hale getirilmesine kadar çok köklü düzenlemeyi içeriyor. Bunlar Meclis’e yasa tasarısı olarak getirilse uzun süre tartışılacak, belki de eleştiriler haklı bulunarak değiştirilecek. En temel gücünü, yasa yapma yetkisini hükümete devreden Meclis’in 24. döneme en azından “onuru zedelenmiş” başladığını kabul etmek gerek. Hükümet 3 Mayıs 2011’de 6 aylığına her türlü KHK çıkarma yetkisini Meclis’ten almıştı. Yaklaşık bir ay daha bu yetkiyi kullanma hakkına sahip. Bütün bunlardan öte, Meclis’in önündeki en önemli görev şu: İç barış! Bir ülkenin aynalarından biri Meclis’tir. Eğer ülkede barış havası yoksa, siyasi ve toplumsal iklim bozulmuşsa elbette parlamentosunda da huzur olması beklenemez. Gerilim ister istemez Meclis’e de yansıyacaktır. Böyle bir durumda ikilem şudur: Meclis, gerilim taraflarının güç gösteri merkezi mi olacak, yoksa çözüm yeri mi? Geçmişte birinci şıkkın çok örneğini gördük. Önümüzdeki dönem ise her şeye açık. Cumhurbaşkanlığı değişimi de bu Meclis döneminde olacak. Anayasa dahil Meclis’teki her türlü çalışmanın bir ayağının Başbakan’ın bundan sonraki kişisel hedeflerine de dönük olacağını söylemek abartma olmaz. Açılışın hemen sonrasındaki en tartışmalı konu ise “boş sandalyeler”. Konu AKP dışındaki üç partiyi de ilgilendiriyor. AKP’yi ilgilendirmiyor mu? Görünüşte öyle. Gerçekte öyle görünmüyor. Doğrudan beni de ilgilendirdiği için akla gelen olasılıkları sıralamayı şık bulmuyorum. Dileğim o ki, her şeyin dışında ve öncesinde Meclis’in “tam toplanması” temel ilke olarak benimsensin. Aksi halde daha başlarken TBMM’nin ilk görünümü şu olacak: Eksikli Meclis! IĞDIR’DA GECE BASKINI Emniyet’e roketatarla saldırdılar Haber Merkezi Iğdır Emniyet Müdürlüğü binasına PKK’liler tarafından roketatar ve el bombalı saldırı düzenlenip taciz ateşi açıldı. Doğubayazıt Caddesi üzerinde bulunan emniyet müdürlüğü binasına dün akşam saat 21.00 sıralarında PKK’li grup tarafından roketatar ve el bombalı saldırı düzenlendi, ardından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Fırlatılan roketatar bina önüne düşerken el bombası da boş arazide patladı. Saldırıya polisler anında karşılık verirken kısa süreli çatışmanın ardından teröristler karanlıktan yararlanarak kaçtı. Polis, kent merkezinde güvenlik tedbirini arttırdı, kente giriş çıkış noktalarında arama başlatıldı Öte yandan Tunceli’de güvenlik güçleri de akşam saatlerinde telsiz görüşmeleriyle şifreli konuşmalar gerçekleştiren terör örgütü PKK üyesinin, etkisiz hale getirilmesi için Ahpanos Vadisi’nde operasyon başlattı. Bölgeye özel eğitimli birlikleri indiren Sikorsky helikopterler, olası saldırıya karşı ısıya duyarlı flaşörler bıraktı. Teröristler Bingöl’de ise havaalanı inşaatı şantiyesini bastı, 4 işçiyi bağlayan terörist grup bir süre propaganda yaptıktan sonra kaçtı. Hakkâri’de de izinsiz gösteri yapmak isteyen bir grup polise saldırdı. şine son verilen Altıok’a Alevi örgütleri destek verdi ‘Mücadelende birlikteyiz’ İstanbul Haber Servisi Canların Alevi Yolu Kültür Derneği üyesi bir grup Alevi, Sivas katliamında yaşamını yitiren şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı’nın “Sivas 93 anılacak. Sizin hiç babanız öldü mü?” başlıklı mektubunun ardından Doğuş Üniversitesi’nce işine son verildiği iddiasıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda gösteri yaptı. Üniversitenin kararını eleştiren Aleviler, “Akatlı’nın babasına sahip çıkmasından ötürü işine son verilmesini şiddetle kınıyoruz” dediler. Özgürlük Meydanı’ndan dün öğle saatlerinde “Yaşasın Alevilerin örgütlü birliği”, “Zeynep Altıok Akatlı yalnız değildir” yazılı pankartlar taşıyan Aleviler,“Sivas’ın ışığı sönmeyecek”,“Yolumuz uludur, Pir Sultan’ın yoludur” sloganları attılar. Açıklamayı okuyan Canların Alevi Yolu Kültür Derneği Gençlik Kolları üyesi Tezcan Yılmaz şunları kaydetti: “Zeynep Altıok, bu yıl anma etkinliklerine izin veril AA’NIN MADIMAK AYIBI SİVAS (Cumhuriyet) Sivas’ta 1993 yılında 33 aydın ile iki otel görevlisinin yakılarak katledildiği Madımak Oteli’yle ilgili Anadolu Ajansı’nın geçtiği “Bilim ve kültür merkezine dönüştürülen eski Madımak Oteli binası, çocukların gözde mekânı haline geldi” haberi tepki çekti. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Selahattin Özel, “Çocuklara burada adam yakıldığının da anlatılması gerekir” dedi memesi ve saldırganların isimlerinin yaşamını yitirenlerle aynı yere yazılmasına tepki göstermiş ve bir yazı yazmıştır. Bu yazının ardından Doğuş Üniversitesi tarafından işine son verilmiştir. Altıok’un yazdığı mektubun sonuna kadar arkasındayız. Doğuş Üniversitesi’nin babasına sahip çıkmasından dolayı Altıok’un işine son vermesini şiddetle kınıyoruz.” 2. Balyoz’a devam ediliyor İstanbul Haber Servisi Eski Harp Akademileri Komutanı, YAŞ üyesi Orgeneral Bilgin Balanlı ve Tümgeneral İsmail Taş’ın da aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 28 sanığın “darbeye teşebbüs”ten yargılandığı 2. Balyoz davasına bugün Silivri’de devam edilecek. Davada 28 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs” gerekçesiyle 15 ile 20 yıl arasında hapsi isteniyor. Davada Tümgeneral Beyazıt Karataş ve Tümamiral A. Sinan Ertuğrul hakkında yakalama kararı bulunuyor. Deniz Kuvvetleri Askeri Mahkemesi’nde Başsavcı Albay Cumhur Eryüksel, Hâkim Binbaşı Doğan Uysal, emekli hâkim albaylar E. Hakan Özbek, Ali Cengiz Şirin ve memur Tülay Delibaş tutuksuz yargılanıyor. KÜRT AYDINLAR TARAFINDAN TERÖRE KARŞI AÇILAN BLOGA LG BÜYÜYOR Devriyeye saldırı: 2 yaralı ANTALYA (AA) Konyaaltı ilçesine bağlı Hisarçandır köyü yakınlarında devriye görevi yapan jandarma ekibi, kimlik sorgulaması yapmak üzere bir otomobili durdurduğu sırada otomobildeki iki kişi, jandarma ekibine tabancayla ateş açtı. Saldırıda bir astsubay ile bir uzman çavuş yaralandı. ‘Ölüm istemiyoruz’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Son dönemde yaşanan terörist saldırılar ve ölümler üzerine internette “Benim için ölme, benim için öldürme!” adlı bir blog oluşturarak imza kampanyası başlatan bir grup Kürt aydın arasında yer alan avukat Gülçin Avşar, “Benim için ölme, benim için öldürme” başlıklı yazı oluştuktan sonra, daha çok insana ulaşma sı ve Kürtlerin artık bu şiddet sarmalından kurtulabilmesi için imza kampanyasına dönüştürme fikrinin doğduğunu ifade etti. Avşar şunları söyledi: “Bizler, meşru haklarımızı, taleplerimizi siyaset yoluyla müzakere ile çözebileceğimize inanıyoruz. Amacımız ve taleplerimiz ortadayken öldürerek ve ölerek aslında taleplerimize karşı tepkiyi arttırdığımızı görmemiz gerekiyor.” Hükümetten veya herhangi bir STK’den destek almadıklarına işaret eden Avşar şu ifadeleri kullandı: “Talepleri değil, yöntemi ve özellikle öldürmeyi sorguladığımız açıkça ortada. ‘PKK vurdukça, PKK bizim için öldür dükçe Kürtlerin boynu bükülüyor, karşı tarafın öfkesi büyüyor’ diyoruz.”dedi. Avşar “Buna karşı ‘Siz devletin zulmünü görmüyorsunuz, Kürtleri ezmeye alet ediliyorsunuz’ diyenlerin yazdıklarımızı okumadıklarını ve veya anlamak istemediklerini ya da ölümleri meşrulaştırmak için kasıtlı olarak manipüle ettiklerini düşünüyoruz.” Avşar Bu noktada gelen olumsuz tepkilerin haklı olduğunu düşünmüyoruz. Ben bir Kürt olarak nasıl PKK’ye benim için öldürme, benim için ölme diyorsam, mesela, Türkler de kendileri adına konuşanlar için ‘Benim için savaşma’ diyebilir.” Avcılar’da 27 gözaltı İstanbul Haber Servisi Avcılar’da bir grup, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 66 gündür görüşlerinin engellendiği gerekçesiyle protesto gösterisi yaptı.Uyarılara karşın dağılmayan gruba polis müdahale etti. Aralarında BDP Avcılar İlçe Başkanı H.D’nin de bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı. ‘Ayasofya ibadete açılsın’ İstanbul Haber Servisi Saadet Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Anadolu Gençlik Derneği üyesi bir grup, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” nedeniyle Ayasofya Camii’nin ibadete açılması için Sultanahmet’te gösteri yaptı. Grup, sık sık tekbir getirerek,“Hükümet uyuma geçmişine sahip çık” sloganı attı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle