18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 3 EK M 2011 PAZARTES 2 İLK bakışta gereksiz ve anlamsız gözüken bir tartışmadan kalkarak gerekli ve anlamlı bir sonuca varmak pekâlâ mümkündür. Sorun şu: BDP milletvekili Sayın Leyla Zana Meclis kürsüsünde yemin okurken “büyük Türk milleti önünde” diye mi okudu, yoksa “büyük Türkiye milleti önünde” mi dedi? “Rivayat” muhtelif: Kimi öyle dedi, diyor, kimi böyle. İçtüzüğe göre, nasıl yazıyorsa öyle okunmalıymış. Başkan “dikkat etmedim” diyor. Dikkat etseymiş, yeniden okutması gerekirmiş. Sayın Zana ise, “Ben tüzüğe uydum, fakat Türk yerine Türkiye dedim; ancak bir kasıt yok, bir planlama değil, bilinçaltının bir oyunu. Başkan da tekrar istemeyince yerime geçtim” demekte. Akillik etmiş, olayı büyütmemiş. yi de etmiş. Yalnız, “bilinçaltının bir oyunu” demesi üzerinde biraz durmak gerekiyor. Demek ki, “Türk milleti” OLAYLAR VE GÖRÜŞLER anayasası 88. maddesinde “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla Türk ıtlak olunur” demekteydi. O metin 1945’te Türkçeleştirilince, “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir”e dönüştü. 1961 Anayasası’yla hâlâ tartışma konusu olan şu metin geldi: “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” Aslında “ıtlak olunur, denir” gibi “ötekilik” kavramını akla getiren ve Türklük sanki lütfen verilmiş bir sıfat ya da statüymüş gibi anlaşılabilen sözcükler yerine tam eşitlik olsun diye herkesi kucaklayıcı bir anlatımla kaleme alınan o metin, tam tersine, zorbaca bir ırkçılık sayıldı bazılarınca. “Türkiye devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar Türk ulusunu oluşturur” gibi bir anlatım kullanılsaydı, hukuk açısından daha doğru olurdu belki. Peki ama, hep birlikte bir ulus olmak çok mu kötüdür? Devlet Teşkilatında KHK ile Yapılan Yeni Düzenlemeler Yasama organında tartışılmadan, ilgili çevrelerin görüşleri alınmadan, hükümetin; KHK’lerle devlet teşkilatında ve bakanlıklarda yürürlüğe koyduğu bir kısım düzenlemelerin ve değişikliklerin, geçmiş dönemlerde olduğu gibi kamu idaresinin sorunlarını tam olarak ortaya koyan ciddi, sürekli ve bilimsel gözlemler doğrultusunda yapıldığını söylemek ne yazık ki mümkün görülmemektedir. Oğuz ANTER Eski Gümrük Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı li konularda hükümetler atırlanacağı üze kisi almıştır. Bilindiği gibi anayasa tarafından bu yetkinin kulre 12 Haziran 2011 Milletvekili mızın 91. maddesinde yer lanılması, yasama orgaGenel Seçimlerine pek az alan, hükümetlerin KHK nının devre dışı bırakılbir zaman kalmışken dö çıkarma yetkisi istisnai ması gibi bir sonuç ortaya nemin AKP hükümeti, olarak kullanılması gere çıkarmaktadır. Pek çoğu 2011 milletTBMM’nin mayıs ayında ken bir yetkidir. TBMM onayladığı 6223 sayılı ya ve ilgili komisyonlarda vekili genel seçimlerinsa ile Kanun Hükmünde görüşülüp tartışılmadığı den önce olmak üzere Kararname çıkarma yet için, her alanda ve önem AKP hükümetlerinin yürürlüğe koyduğu 17 dolayındaki KHK ile bazı bakanlıklar kaldırılarak veya birleştirilerek veya bazı hizmetler yeni bir bakanlık olarak örgütlenerek, devlet teşkilatında çok önemli temel değişiklikler yapılmıştır. Bu durum yasama organının temel konulardaki düzenlemelerde devre dışı bırakıldığı tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Diğer yandan hükümet 640 sayılı KHK ile “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” adı ile yeni bir bakanlık oluşturmuştur. Gümrük hizmetlerinin, Ticaret Bakanlığı’nın hizmetleri ile bir arada yönetilmesini öngören bu uygulamanın; gerekçeleri bilinmemekle beraber, gümrükler açısından ne ölçüde doğru bir model olduğunu irdeleyebilmek için gümrüklerin günümüzdeki işlevlerinin bilmek ve yorumlamak gerekmektedir. Uzun yıllar, gümrük vergisi ile eşdeğer anlamda anlaşılan gümrük kavramı; özellikle 20. yüzyıldan itibaren, ulaşımda, sanayide ve dış ticarette yaşanan gelişmelerin etkisiyle yeni bir içerik kazanmıştır. Başlangıçta ulaşım imkânları elverişli şehir ve bölgeler arasında yapılan ticaret ve mübadele, milli devletlerin kurulmasıyla, uluslararası ekonomik ilişkilere dönüşmüştür. Bütün bu gelişmeler, gümrük rejimlerinin, sanayi ve dış ticaret politikalarıyla yakın ilişkisini ön plana çıkarmış, milli ekonominin, uluslararası ticaretten daha fazla pay almasında, ihracata yönelik sanayi faaliyetlerinin teşvik edilmesinde gümrük rejimleri, önemli bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kısaca özetlemek gerekirse günümüzde gümrükler; uluslararası ticari ve ekonomik ilişkileri düzenleyen ve uygulayan, fevkalade uzmanlık gerektiren bir kurumlar sistemi olarak tanımlanmaktadır. Nitekim 2627 Haziran 1997 tarihlerinde, Gümrük Müsteşarlığı, Dünya Bankası, Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) tarafından “2000’lere Doğru Dış Ticaret ve Gümrükler” başlığı ile İstanbul’da uluslararası bir konferans düzenlenmiştir. Dil Sürçmesi demek istemiyor. Ama, “Türkiye milleti” demekle aynı şeyi söylemiş olmuyor mu? Çünkü, bizim anayasa, Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bir bütün olduğunu söylüyor, her “ulus devlet”te olduğu gibi. Devletin resmi adı “Türkiye Cumhuriyeti” olsa da resmi kuruluşlarda ve temaslarda çoğu zaman “Türkiye” diye geçer. Bizim hukukumuza göre ve uluslararası ilişkilerin her türünde, özellikle ulus devletlerde bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlananların tümü, o devletin ve ülkenin “ulus”unu oluşturur. 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunu, yani H İ nemli değişiklikler Hatırlanacağı üzere 1983 yılında ANAP hükümetinin uygulamaya koyduğu “Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında” KHK ile devlet teşkilatında, bakanlıklarda; önemli değişiklikler yapılmıştır. Bazı bakanlıklar kaldırılarak veya birleştirilerek yeni bakanlıklar oluşturulmuş 1931 yılından beri ayrı bir bakanlık olan Gümrükler, Maliye ile birleştirilerek Maliye ve Gümrük Bakanlığı oluşturulmuştur. Ne var ki kamu hizmetlerinin daha etkin ve verimli yapılmasını hedef aldığı ileri sürülen ve kamuoyuna reform olarak takdim edilen bu düzenlemelerin bir kısmından, 5 yıl gibi kısa bir süre sonra gene ANAP hükümetleri tarafından vazgeçilmiş, kaldırılan bakanlıkların bir kısmı tekrar kurulmuş (GençlikSpor ve Orman Bakanlığı gibi), DYPSHP koalisyon döneminde de gümrükler, Maliye Bakanlığı’ndan ayrılarak Başbakanlık’a bağlanmıştır. Geçmiş dönemlerde, o günkü hükümetler tarafından kamu idaresinde, kısa sürede yapılan çelişkili uygulamalar; ileri sürülen gerekçelerin ve bu doğrultuda gerçekleştirilen düzenlemelerin doğruluğu konusunda, başlangıçta duyulan kuşkulara haklılık kazanmıştır. Benzer bir durum bugün AKP hükümeti tarafından KHK’lerle devlet teşkilatında yapılan düzenlemeler için de söz konusudur. Hükümet 8 Haziran 2001 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 636 sayılı KHK ile “Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı” adı altında yeni bir bakanlık kurmuştur. Ancak yaklaşık 1 ay gibi kısa bir süre sonra bundan vazgeçilerek bu bakanlık 644 ve 645 sayılı KHK ile “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” ve “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” olarak iki ayrı bakanlığa dönüştürülmüştür. Keza 8 Haziran 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan muhtelif KHK’lerle kurulan bir kısım bakanlıkların hizmet birimleri ve görevleri ile ilgili ayrıntılar ve düzenlemeler; yaklaşık 1 ay sonra “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı”nın kuruluşunu, teşkilat ve görevlerini belirleyen 644 sayılı KHK’nin 37. maddesinde yer almış, alelacele yapıldığı için unutulanlar(!) tamamlanmaya çalışılmıştır. Ö Uydu alıcısı içinde LCD TV, 1 yıllık Digiturk HD paketi hediyeli. Üstelik 6 aylık Lig TV Şampiyonlar paketi, dizi veya Şlm paketlerinden biri de bedava. ümrük ve Ticaret Bakanlığı Yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde günümüzdeki işlevleri dikkate alındığında gümrüklerin; Ticaret Bakanlığı’na bağlanmasında, iç ticaret kurumları ve hizmetleri ile bir arada yönetilmesinde ve bu amaçla “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” oluşturulmasında, gümrük politikaları ve hizmetleri açısından hiçbir uygunluk ve isabet yoktur. Kamu hizmetlerinin etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesi, bürokratik yazışmaların azaltılması, karar alma süreçlerinin hızlandırılması amacıyla benzer hizmetlerin tek bir bakanlık çatısı altında toplaması hedef alınıyor ise gümrük hizmetleri ile bir araya getirilebilecek hizmetler, Ticaret Bakanlığı değil, olsa olsa Ekonomi Bakanlığı’na verilen hizmetlerdir. Zira Ekonomi Bakanlığı’na verilen görev çerçevesinde bu bakanlıkça alınacak kararların pek çoğunun uygulama alanı gümrük idareleridir. Sonuç olarak söylemek gerekirse, yasama organında tartışılmadan, ilgili çevrelerin görüşleri alınmadan, hükümetin KHK’lerle devlet teşkilatında ve bakanlıklarda yürürlüğe koyduğu bir kısım düzenlemelerin ve değişikliklerin, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, kamu idaresinin sorunlarını tam olarak ortaya koyan ciddi, sürekli ve bilimsel gözlemler doğrultusunda yapıldığını söylemek ne yazık ki, mümkün görülmemektedir. G + FULL MOTION + 4 HDMI GİRİŞİ + 2 USB GİRİŞİ + DİJİTAL YAYINLARI USB’DEN KAYDETME ÖZELLİĞİ Bu kampanya 31 Ekim 2011 tarihine kadar, TV 82208 FHD 100 HZ S LED TV, TV 94525 FHD 100 HZ S LCD TV, TV 106525 FHD 100 HZ S LCD TV modellerinde geçerli olup, 1 yıllık HD paketi, 2 keyif paketi, 6 aylık Lig TV Şampiyonlar, Dizi veya Film paketinden birisi hediyedir. 16‘sı HD 125 kanal mevcut olup ilk ay Lig TV dahil tüm kanallar açıktır. Kampanya 31.10.2011’e kadar Bonus üyesi Arçelik bayilerinde geçerlidir. Kampanyaya Garanti Bonus, Deniz Bonus Card’lar dahildir. Günde 2 TL, TV 106525 FHD 100 HZ S model LCD TV’nin Bonus’a özel 36 ay vadeli taksit tutarıdır. Ayrıntılı bilgi www.bonus.com.tr’de. C MY B C MY B 444 0 888 arcelik.com.tr TV 106525 FHD 100 HZ S LCD TV
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle