18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 12 EKİM 2011 ÇARŞAMBA ‘Karayılan’ı İran önce yakaladı, sonra serbest bıraktı’ haberine üç bakan, birbiriyle çelişen açıklamalar yaptı Bilmece hâlâ çözülemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İran’ın, PKK’nin Kandil’deki lideri Murat Karayılan’ı, Türkiye’nin işbirliği yapmaması üzerine Irak’a hava harekâtı öncesi yakalayıp serbest bıraktığına ilişkin Yeni Şafak’taki haber, hükümetin üç bakanının birbiriyle çelişen açıklamalar yapmasına neden oldu. Karayılan’la ilgili İran iddiası, AKP grup toplantısı öncesinde gazeteciler tarafından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a soruldu. Arınç, iddiayı doğrulayıcı bir açıklama yaparak “Ben en başından beri bir gariplik olduğunu söylemiştim. İran’la PKK arasında pazarlık olabilir, yakında bunun kokusu çıkar” dedi. Arınç, daha önce de “İran Karayılan’ı yakaladı” haberi Anadolu Ajansı’nın yayımlaması ve haberin yalanlanması üzerine, “Bu olayda garip bir yön var, yakında bu konuyla ilgili farklı bir haber alabiliriz” diye konuşmuştu. Bakan Yılmaz ise bu soruya, Arınç’tan farklı olarak “İstihbarat birimleri açıklamadan inanmamak, temkinli yaklaşmak lazım” karşılığını verdi. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi’nin 20112012 akademik yılı açılış töreninin ardından bir gazetecinin sorusu üzerine tam tersi bir tutum takınarak “Vakti geldiğinde açıklarız” demekle yetindi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıkla Kandil ve Mahmur gruplarına ceza yağdı MAHMUT ORAL ma yapan Arınç, gazetecilerin konuyla ilgili soruları üzerine “Konuyla ilgili kesin net, “böyle bir şey olmuştur veya olmamıştır” şeklinde bir beyanda bulunmadım. Ama daha sonra böyle bir altyazı geçildiğini bakan danışmanlarım haber verdiler. Ben de AA marifetiyle böyle bir şeyi söylemediğimi, dolayısıyla bir yalan haberi tekzip ettiğimi ifade ettim. Şüphesiz bu haberlerin perde arkasını, ne olup ne bittiğini, belki daha sonra öğrenebileceğiz” dedi. ‘İhtiyatlı yaklaşmalıyız’ Terörle mücadelede Türkiye ile İran arasında bir itilaf olmadığını belirten Arınç, şunları söyledi: “Dolayısıyla biz, o mevcut durumu kabullenerek böyle bir habere ihtiyatlı yaklaşmalıyız. Ancak daha önce de söylediğim gibi bu konuyla ilgili haberler, her zaman tartışılacaktır. Çünkü açıklama yapılmıştır, o açıklamadan daha sonra vazgeçilmiştir. Bunun başka bir Murat olduğu ifade edilmiştir. Arada bir ölü bölge, siyah bölge, kara bölge olmuştur vesaire... Şahsen bunu sizinle uzun uzun müzakere etsem bir noktaya varabiliriz. Ama hükümet sözcüsü olarak üzerimdeki sorumluluk, böyle bir konuda hükümetimize intikal eden yani bugün yayımlanan haberin doğruluğu konusunda bir bilgi yok.” DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 19 Ekim 2009’da, Kuzey Irak’taki PKK kampı Kandil ile Türkiye’den giden Kürt kökenlilerin yaşadığı Mahmur kampından gelen 34 kişi arasında yer alan 7 sanıkla ilgili dava karara bağlandı. Mahkeme sanıkları toplam 59 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanıklar Mustafa Ayhan, Hüseyin İpek ve Nurettin Turgut katıldı. Tutuksuz yargılanan ve firar ettikleri bildirilen Haci Surgun, Kamil Ökten, Melekşah Soydan ve Fatma İzer ise gelmedi. Son savunmasını yapan sanık Mustafa Ayhan, Kürtçe konuşmak istedi. Bunun üzerine heyet tutanağa “Mahkemenin anlamadığı, ancak Kürtçe olduğu tahmin edilen bir dil ile beyanda bulunduğu görüldü” ibaresini koydurdu. Ardından Türkçe savunma yapan Ayhan, silahları kendi iradeleriyle bırakıp geldiklerini, tüm çabalarının da barış için olduğunu söyledi. Sanıkların avukatı Fethi Gümüş ise savcının iddialarına katılmadıklarını söyledi. Gümüş, “Birleşmiş Milletler himayesindeki Mahmur Kampı’nda yaşayan insanlar örgüt üyeliğinden suçlanmıştır. O zaman BM hakkında da dava açılması gerekir” diye konuştu. Kısa bir ara veren heyet, sanıkları iddianamedeki suçlardan mahkum ederek tutuklu sanıklar Mustafa Ayhan, Hüseyin İpek ve Nurettin Turgut’u 10’ar yıl 10’ar ay, tutuksuz yargılanan Haci Surgun, Kamil Ökten, Melekşah Soydan ve Fatma İzer’i de 7’şer yıl 1’er ay hapis cezasına çarptırdı. Esrarengiz Politikalar Bir “savunma” örgütü olduğu hep söylenegelmiş olan NATO’nun güç dengelerinin bulunmadığı koşullarda pekâlâ bir saldırı örgütüne dönüştüğünü artık biliyoruz. Ne ilgisi var, diyenler Afganistan dağlarında, Libya semalarında ve karalarında olup bitenlere bakabilirler. Yani kimse kimseyi kandırmasın. Türkiye’nin son yıllarda geliştirdiği bir politika var. Önce “hayır, ne münasebet, hiç öyle şey olur mu” deniliyor, sonra o “olur mu” denilen şey oluveriyor. Doğrusunu isterseniz yeni durum pek ustaca, pek mahirane, pek şairane bir şekilde kamuoyuna anlatılabiliyor. Yine Libya, Suriye durumlarından örnek verilebilir. “Ne işi var NATO’nun orada” söylemi kısa, ama çok kısa bir süre sonra “var bir işi ki orada”ya dönüştü. NATO’nun radarları konusu da öyledir. Daha başından biliyorduk ki, bu radarlar ve savunma füzeleri sistemi için adı geçen üç ülkeden biri Türkiye idi. Önce bunu inkâr ettik, biraz naza benzeyen bu itirazlarımızın çok çabuk eridiğini söylemeye gerek var mı? İkinci koşulumuz bu sistemin komşumuz İran’a karşı olmaması yönündeydi. Konu ile ilgili anlaşma yapılırken yeni usuller geliştiren diplomasimiz büyük bir başarı göstererek metne, yani hedefler babına İran’ın adının yazılmasını önledi. Ama şu ünlü münafık Sarkozy’nin “bizde kediye kedi derler” oyun bozanlığının bizi pek bir açmaza düşürdüğünü de kaydetmeyelim mi? Şimdi artık radarların Malatya Kürecik’te konuşlanacağını, İran’dan gelecek füzelerin erken avlanması için kullanılacağını herkes gibi biz de biliyoruz. Öğrendik yani! Yeni konumuz radarlardan elde edilecek bilgilerin yeni hasımlarımızdan İsrail ile paylaşılıp paylaşılmayacağı konusudur. Mademki hasımız, kuşkusuz paylaşılmayacaktır! Büyük müttefikimizin küçük ve yapışık müttefikinden bilgi saklamamız söz konusu değil aslında. Radarlardan elde edilecek bilgilerin İsrail’den gizlenmesinin, onunla paylaşılmasının önüne geçilmesinin teknik olarak da, politik olarak da pek mümkün olmadığını, olamayacağını, söz konusu bilgilerin saniyeler içinde ABD’de bulunan Komuta Kontrol Merkezi’ne gideceğini artık biliyoruz. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgileri değerli meslektaşım Kadri Gürsel Milliyet’teki köşesinde (910 Ekim) iki makale ile etraflıca anlattı, yorumladı. Peki Türkiye neden böyle olmayacak bir duaya amin diyor ki? Türkiye’nin anlaşılması güç bir dış politikası var artık. Sırlı, esrarlı, sağ gösterip sol vuruyor, sol gösterip sağdan çakıyor. Küremizin sistemleri pek sıkıntıya girmiş, krizden krize savrulan ve çıkış yolu ararken gittikçe hırçınlaşan emperyal güçlerle en stratejik ilişkileri daha da sıkılaştırırken, yoksul ülke ziyaretlerinde emperyalizmden dem vurması, sömürüden söz etmesi bundandır. Kanka Suriye’nin iki günde düşman oluvermesi, uzun yıllar boyunca müttefikin müttefiki olarak bizim de müttefikimiz olan İsrail’le köprülerin atılması, müteahhitlerimizin neredeyse yerleşik düzene geçtiği Libya’da çadır muhabbetlerinin NATO muhabbetlerine dönüşmesi bu esrarengiz politikanın çok bilinmeyenli denklemlerini oluşturuyor. Ama çok bilinmeyenli denklemlerde bir bilinen mutlaka vardır. Aç parantez, ABD yaz, kapa parantez... Bak bakalım bilinmeyen bir şey kalıyor mu? Fedon, Mehmetçik dergisine konuştu JANDARMA VE EMNİYETİN DÜZENLEDİĞİ ORTAK HAREKÂTLA PKK KAMPI YOK EDİLDİ ‘Gayrimüslim piyade olur’ BARKIN ŞIK Kavaklı’ya operasyon DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro) PKK’nin önemli kamplarından olan, Hakkâri’ye 70 km. uzaklıktaki Kavaklı Kampı, Jandarma Özel Harekât ve Emniyet Özel Harekât’ın ortaklaşa yaptığı operasyonla yok edildi. Terör örgütü PKK’ye karşı yapılan operasyonlar hız kesmeden devam ediyor. Terör örgütünün en önemli kamplarından biri olan Kavaklı Kampı’na düzenlenen operasyonla örgüte ağır darbe vuruldu. Bugüne kadar hiç operasyon yapılmayan kamptaki teröristler kaçarken bölge ablukaya alındı. PKK’nin, HakkâriYüksekova hattını kontrol altına almada ana üssü olan kampa yapılan 4 günlük operasyonda hiç zaiyat verilmezken kampın tüm yapılanması yok edildi. Yaklaşık 500 teröristin bulunduğu Kavaklı Kampı’nda tripleks mağaralar, yeraltı barınakları, sorgu odaları, hücreler, tıbbi malzeme ve yüzlerce kilo gıda maddesi bulunuyordu. Operasyon sonrası panik olup kaçan teröristlerin bıraktığı mühimmata da el konuldu. Taşınamayacak durumda olan mühimmat uzman ekip tarafından imha edildi. Operasyonda yüksek teknolojiden de yararlanıldı. Bölge üzerinde uçurulan insansız hava araçlarından elde edilen, hareket halindeki her unsurun bilgisi, anında arazideki özel harekâtçılara aktarıldı. keri birliklere teslim edecek ve istatistik belirlenmesi için arama tarama yapılacak. ANKARA Rum kökenli ses sanatçısı Fedon Kalyoncu’nun Türkiye’deki azınlıklara yönelik ayrımcılık eleştirileri, Mehmetçik Vakfı dergisinde yer aldı. Gençliğinde deniz subayı olmak istediğini söyleyen Fedon, “Bağnaz kafalar beni çok üzdü. Askerde de boynum bükük kaldı. Gayrimüslim askerde sadece piyade olur” dedi. Dedesinin Çanakkale Savaşı’nda şehit düştüğünü anlatan Fedon, “Vatanımı çok seviyorum. Ben 67 Eylül olaylarını yaşayıp onları ülkeme mal etmeyip hâlâ burada yaşayan biriyim” dedi. Fedon’un, Mehmetçik dergisinde verdiği röportajın özeti şöyle: “Din, dil, ırk ayrımı yapmayan biri olmama rağmen, bazı yaklaşımlar beni çok üzdü. 24 ay şerefli bir şekilde askerliğimi yaptım. Sonra İstanbul’a geldim. Gayrimüslim olmamdan dolayı bazı bağnaz kafalar beni çok üzdü. Zaten askerde de boynum bükük kaldı. Şimdi de öyle... Gayrimüslim askerde sadece piyade olur. Muhabere olmaz, havacı, denizci olamaz. Sebebini kime sorarsanız sorun bunun tatmin edici bir cevabını alamazsınız. Ukdedir içimde. Almanya’da emniyet müdür yardımcısı Hüseyin... Başka ülkelerde aynısı geçerli. Ben neden polis olamıyorum peki? Milletvekili olabiliyorum, belediye başkanı olabiliyorum ama neden kamu hizmetinde yer alamıyorum? Bunun cevabını kimseden alamadım. Başbakan’a kadar çıktım. Yaşlandım, sonradan gelenler için hâlâ bekliyorum.” Yerden kontrol edilen ve görüntüleri laptop aracılığıyla izlenebilen mini insansız hava araçları da operasyonda kullanıldı. Helikopter destekli operasyonda özel harekât birlikleri yıllardır depolarda bekletilen, ama kullanılmayan yeni nesil silah ve mühimmatla donatıldı. Süren operasyonlar nedeniyle öldürülen terörist sayısını belirlemek için bölgede arama yapılmadı. Operasyon tamamlandıktan sonra özel harekâtçılar bölgeyi as Yeni nesil silahlar kullanıldı Öte yandan, Terör örgütü PKK üyesi bir grubun önceki gece saat 21.10 sıralarında Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde kaymakamlık, jandarma komutanlığı ve ilçe emniyet müdürlüğü binalarına düzenlediği saldırıda 2 asker yaralandı. İki asker yaralı Haber Merkezi PKK’nin 9 Ağustos’ta DiyarbakırBingöl yolu üzerinde kaçırdığı kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, Astsubay Abdullah Söpçeler ve Uzman Çavuş Zihni Koç’un görüntüleri Roj TV’de yayımlandı. Görüntülerde, sağlık durumlarının iyi olduğu görünen askerler ve kaymakam adayına bir kadın PKK’linin soru sorduğu anlaşılıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasının Türkiye bağlantılarının araştırıldığı soruşturmada, 1 kişi daha şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Yozgat’ın Şefaatli ilçesinde eczane sahibi olduğu öğrenilen Durak Özcan ifade verdi. Özcan’ın, daha önce ifadesi alınan eski AKP Şefaatli İlçe Teşkilatı yöneticisi Süfyan G’nin iş arkadaşı olduğu öğrenildi. Kaçırılanlar ROJ TV’de ‘Fener’de bir yeni ifade 16 yaşındaki öğrenci serbest Atılan askerler için çıkarılan yasa sonrasında 4 bin 600 kişi başvurdu, 1500’üne hak verildi Okulu için tahliye edildi ERZURUM (Cumhuriyet) Erzurum’da, 19 yaşındaki kuzeni Rıdvan S. ile birlikte, AKP İl Başkanlığı binası önüne bomba koymaktan hapis cezası alan 16 yaşındaki Ö.S, “okula devam edebilmesi” için tahliye edildi. Çocuk Mahkemesi’nde yargılanan Ö.S, kara duruşmasında poşeti koyduğunu kabul etti ancak içinde bomba olduğunu bilmediğini belirtti. 4 yıl 9 ay 15 gün hapis ve 2 bin 500 lira para cezasına çaprtırılan Ö.S’nin avukatı Müşir Deliduman bir üst mahkemeye tahliye talebinde bulunarak Yargıtay’ın kararı gelinceye kadar müvekkilinin tutuksuz kalmasını istedi. Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, avukatın talebini yerinde buldu. 15 ay cezaevinde kalan Ö.S., 3 Ekim’de cezaevinden çıkarak lise 2. sınıf öğrencisi olarak bir okula kaydını yaptırdı. 28 Şubat’a var 12 Mart’a yok ERDEM GÜL ANKARA Referandumda yapılan anayasa değişikliğinin uygulaması için çıkarılan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen eski askerlere kamuda istihdam ve emeklilik hakkı sağlayan yasa kapsamında, başvuranların ancak üçte biri yasadan yararlanabildi. Yasanın uygulaması sona ererken Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 4 bin 606 başvurudan 1518’inin başvurusunu kabul etti, 12 Mart’ta atılan askerlerin başvurusunu ise toptan reddetti. 12 Mart 1971 tarihinden sonra yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ile TSK’den ilişiği kesilenlere özlük haklarının geri verilmesini öngören ve geçen yıl çıkarılan yasanın uygulaması sona erdi. Başvurusu kabul edilen eski as kerlerden, emeklilik için henüz yaş haddini doldurmayan 629’u kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı kadrolarına atandı. Yasa kapsamına giren 250 kişinin başvurusu reddedildi. 1991 kişinin başvurusu da “yargı denetimine açık işlemle ilişik kesildiği” gerekçesiyle geri çevrildi. Özellikle 28 Şubat süreci ve sonrasında YAŞ kararıyla ordudan atılanların yaptıkları başvuruların tamamı kabul edildi. 12 Eylül döneminde atılanlardan bazılarına haklar verilirken bazı başvurular reddedildi. Bakanlık, 12 Mart müdahalesi döneminde ordudan atılan 847 eski askerle, uzman jandarma, uzman erbaş ve askeri öğrencilere hak verilmedi. Bakanlık, 12 Mart döneminde atılanlara hak verilmemesini, “kanun kapsamında olmadıkları” gerekçesine dayandırdı. Yasadan, başvuranların yalnızca üçte birinin yararlandırılmasına Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği’nden (ADAMDER) tepki geldi. “Yaraların tam olarak sarılamadığı” belirtilen dernek açıklamasında şöyle denildi: “12 Mart 1971 darbesi mağduru askerlerin başvurularının toptan reddedilmesi, yasanın amacına büsbütün aykırıdır. Yasanın ilk cümlesinin ‘12 Mart 1971 tarihinden bu yana’ ifadesiyle başlamasına, üstelik bu ifadenin TBMM’deki görüşme sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla tasarı metnine eklenmesine karşılık, hiçbir 12 Martzede askerin yasadan yararlandırılmaması eşine rastlanmayacak kara mizah örneğidir.” YARALAR TAM SARILAMADI 2011 bütçesi karara bağlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dün toplanan Bakanlar Kurulu toplantısında 2012 yılı bütçe tasarısının görüşülerek karara bağlandığını ve süresi içinde TBMM’ye sevk edileceğini söyledi. Toplantıda sel felaketlerinin de ele alındığını belirten Arınç, bakanların felaket bölgelerinde incelemeler yaparak Meclis’e bilgi vereceklerini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Malatya Kürecik’te kurulacak radar sistemiyle ilgili gelişmelerin ele alınması için Meclis’te genel görüşme açılmasını istedi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan genel görüşme önergesinin gerekçesinde, önce bir ABD projesi olarak tasarlanan füze kalkanı projesinin, yıllar geçtikten sonra bir NATO projesi olarak realize edilmeye çalışıldığı belirtildi. CHP, genel görüşme istedi C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle