24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 14 KÜLTÜR 48. ULUSLARARASI ANTALYA CUMHURİYET 12 EKİM 2011 ÇARŞAMBA [email protected] Antalya’da ÖZLEM ALTUNOK ALTIN , festival PORTAKAL FİLM FESTİVALİ ANTALYA Bol yağmurlu günler geçirdiğimiz Antalya’da, Altın Portakal Festivali en azından şimdilik “iyi film yağmuru”na tutulamamış gibi, biraz kurak görünüyor. Önceki gün Serdar Akar’ın “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm” filmi ile belki de festivalin en kalabalık günü yaşandı yaşanmasına, ama filmin hem dizinin devamı niteliğinde hem de tamamıyla bir “erkek” hikâyesi olması kadın jüriden onay alması olasılığını düşürüyor. Şimdiye kadar izlediğimiz tüm filmler, Serdar Akar dışında, yönetmenlerin ilk filmi olma özelliğini taşıyor. Hüseyin Eleman’ın “Fedakâr”, Egemen Sancak’ın “Hangi Film”, Erdal Rahmi Hanay’ın “Hicaz”, Kenan Korkmaz’ın “Lüks Otel” filmleri vasatı geçemeyen ama yine de genç kuşak sinemacılara dair bir umut ışığı barındıran çalışmalardı. Özellikle de “Hangi Film” ve “Lüks Otel”. Çiğdem Vitrinel’in yönettiği “Geriye Kalan” ile Hasan Tolga Pulat’ın “Güzel Günler Göreceğiz”i ise yarattıkları atmosfer, hikâye, kurgu ve oyunculuklarla vasatı geçen yapımlar. Sinemamızda pek sık göremediğimiz, merkezine kadını yerleştiren ve evlilik kurumunu orta sınıf üzerinden sorgulayan “Geriye Kalan”da Vitrinel, “evlilik şirketi”ni, kadınların korkularını “öteki kadın” üzerinden ele alıyor. Bunu yaparken de hem yeni yasayla evin içinde korunan kadınları hem de onları destekleyen yasaları bir anlamda tersten, kadın üzerinden sorguluyor. Festivalin bu tek kadın yönetmeninin filminin jürinin de gözünden kaçmayacağı açık. Ayrıca Devin Özgür Çınar ve Şebnem Hassanisoughi’nin canlandırdığı “ev kadını” ve “öteki kadın” karakterleri de başarıyla yorumlanmış, inandırıcı, derin karakterler olarak göze çarpıyor. Pulat ise beyaz kadın ticareti, töre, var olma savaşı içindeki beş karakterin hikâyelerini kesiştirdiği filminde yarına dair söz söyleme çabasında. Form olarak tanıdık ve tüketilmiş bir “kesişen hayatlar” filmi olsa da Uğur Polat, Nesrin Cavadzade ve Feride Çetin’in oyunculukları ve sinema dili ile göz doldurduğu söylenebilir. çındı. Ülkesinin içinde olduğu durumu anlatmanın zor olduğuna değinen KaraANTALYA Festivalde yine tami baskıyı sürekli düşündüğü takdirde mamı kadınlardan oluşan Uluslararaçalışamayacağını belirtti: “Sınırları bilisı Yarışma’nın jürisi dün basının karyorum ve ona göre davranıyorum. Ülşısındaydı. Önceki gün yapılan ulusal kenin yasalarına uyuyorum. Aynı şey jüri toplantısında olduğu gibi filmlersizin için de geçerli değil mi? Türkiden çok kadına yönelik şiddet ve sanye’de biri yasalara uymadan film çeksür konuşuldu. Festival Başkanı Holse ne olur acaba?” landalı yönetmen Marleen Gorris İlhan, Nâzım Hikmet’in hayatını anve üyeler; sinema yazarı, akademislattığı filmi “Mavi Gözlü Dev” üzerinyen Aslı Selçuk, İranlı yönetmen ve oyuncu den Türkiye’deki “kapalı” baskıyı tanımladı: Niki Karami, yönetmen Biket İlhan ve “Türkiye’de bilinen anlamıyla sansür yok. Gürcistan Ulusal Film Merkezi Yöneticisi Ama ‘Mavi Gözlü Dev’i çekerken evime bir Tamara Tatishvili soruları yanıtladı. Gebeyefendi geldi. Sivil polis olduğunu söyledi. çen günlerde İranlı oyuncu Marziye VefaSanırım MİT’tendi. Kızımın nüfus bilgilerine mehr’in ülkesinin baskıcı rejimini eleştiren kadar pek çok bilgi, belge vardı elinde. Bir“Benim Satılık Tahran’ım” filminde oytakım sorular sordu ve gitti. Çok nazikti...” nadığı için 90 kırbaç ve 1 yıl hapis cezasına Marziye Vefamehr Öte yandan ülkesinde davası sürmekte olan çarptırılması gündemdeydi. Karami, söz kove Türkiye’de de kendisine destek kampanyası nusu filmin gösterime bile girmeden sansürlendiğini söy başlatılan İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof’un son ledi, ancak filmi izlemediği için de yorum yapmaktan ka filmi “Güle Güle” de yarışma filmleri arasında. AYŞEGÜL ÖZBEK Yönetmenin evine polis ziyareti ‘Yumuşak Makine’ bilirkişiye emanet Kültür Servisi Beat kuşağı yazarı William S. Burroughs’un kaleme aldığı, Sel Yayınları’nın Süha Sertabiboğlu çevirisiyle yayımladığı “Yumuşak Makine” adlı kitap hakkında Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun hazırladığı rapora dayandırılarak, çevirmeni ve yayıncısı hakkında açılan davanın ikinci duruşması Çağlayan Adliyesi’ndeki 2. Asliye Ceza Duruşma Salonu’nda görüldü. Avukat Adem Sakal, dosyanın Karşılaştırmalı Edebiyat bölümü olan üniversitelerin bilirkişilerinden oluşan uzmanlarca incelenmesini istedi. Duruşmada, mahkeme bu talebi de göz önüne alarak, dosyanın, Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünden iki öğretim görevlisi ve bir ceza hukukçusundan oluşan bilirkişi heyeti tarafından tekrar incelenmesine karar verdi. Duruşmayı Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) adına, IPA’nın Yayına Özgürlük Komitesi üyesi Anders Heger de izledi. Heger, yaptığı açıklamada “Bu en basit ifadeyle akıllara durgunluk veren ve hayal kırıklığı yaratan bir olay. İlk kez 1961’de yayımlanan bu yapıt Beat kuşağının bir klasiği olarak görülmektedir. IPA, Sancı ve Sertabiboğlu’nun derhal beraatını talep ediyor” dedi. Çevirmen Sertabiboğlu, “Çevirmen olarak görevimi yaptım. Çevirdiğim edebi eserin çocuklara yönelik kitap olmamasına karşın çocuk kitabı gibi muamele görmesinden rahatsızım. Dünya önünde bir uygarlık sınavı görüyoruz” dedi. ‘Yorgun Herkül’ün üzüntüsü... “Yorgun Herkül” diye bilinen Herakles heykelinin üstü ya da büstü geçenlerde Türkiye’ye getirildi. Birkaç gün önce de alt bölümüyle birleştirilerek Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Helkelin üstü, ABD’den Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’ye döndüğü uçakta getirilmişti. Heykelin Antalya’daki açılış törenine de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay katılmış ve yaptığı konuşmada ülkemizden kaçırılıp da ülkemize getirilen tarihsel yapıtların bir dökümünü vermişti. Bakan Günay, AKP iktidarı döneminde ülkemize geri getirilen yapıtların sayısının önceki döneme oranla ne kadar fazla olduğunu özellikle vurgulamıştı. Buraya kadar her şey çok güzeldi! Ama konuyu yakından bilenler ve bu konuda verilen savaşımı eskiden beri izleyenlerin gözü bir kişiyi arıyordu! “Yorgun Herkül”ün ABD’de olduğunu yıllar yıllar önce keşfetmekle kalmayan, aynı zamanda yıllardır ülkemizden kaçırılan yapıtların geri getirilmesi için sabırlı ve bilinçli bir savaşım veren, kamuoyunu bu konuda sürekli bilgilendiren gazeteci Özgen Acar’ı! Heykelin geri getirildiği uçakta da Antalya Müzesi’ndeki açılış töreninde de asıl bulunması gerekenlerden biri Özgen Acar değil miydi? Ne ki, politika böyle bir şeydi işte! İktidarda olan, düdüğü çalıyordu!.. Buna en çok üzülende yıllar sonra ana toprağına dönen “Yorgun Herkül” geliyordu belki de!.. ‘Geriye Kalan’ Kültür Servisi Alternatif Tiyatro Mekânları Ortak Girişimi, yeni sezona bir karnavalla merhaba diyor. Karnaval, 15 Ekim Cumartesi günü saat 14.00’te Taksim Meydanı’nda başlayacak. İstiklal Caddesi boyunca sokak performansları gerçekleştirilecek. “Biz rengârenk kostümlerimizle aksesuvarlarımızla orada olacağız” diyen girişim, katılımcıların da “renkli” olmalarını belirtiyor. Girişim, “Mekânlarımızdaki çeşitliliği, renkliliği ve çoksesliliği vurgulamak, mekânlarımıza, paylaştığımız gruplara, tüm oyunlara ve tiyatroya dikkat çekmek istiyoruz” diyor. Alternatif Tiyatro Mekânları Ortak Girişimi, Beyoğlu Terminal, İkincikat, Kumbaracı50, Maya Sahnesi, Mekân Artı ve Şermola Performans’tan oluşuyor. ‘Renkli’ karnavala buyurun! C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle