Katalog

SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2011 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Meclis’te hafta içinde görüşülmesine devam edilecek olan af tasarısıyla dengeler bozulacak İşçi aleyhine düzenleme Tasarının yasalaşması durumunda hükümet, İşsizlik Fonu’nu işverenlerin kullanımına açarken, çalışanların kazanılmış haklarını elinden alacak. MURAT KIŞLALI Güçbirliği Ortak Görevdir 2011 seçimleri ülkenin geleceği olacaktır. Bu seçimlerin tek amacı “siyasal iktidarın değişmesi” olmalıdır. Ne yapılacağı, ne yapılması gerektiği, öyle mi yoksa böyle mi olacağı önem taşımamaktadır. Bu siyasal iktidar bir seçim dönemi daha bu biçimde yerinde kalırsa ne olacağını herkes görmektedir. Dinsel yaşam biçimi yasal düzenlemelerle ve polis gücüyle topluma dayatılacaktır. İtaat kültürünün edilginleştirdiği kesimlerin uyum sağlaması kesindir ve iktidarın dayandığı temeldir. Karşı çıkanların her yolla hakarete uğrayacağı, “ayyaş, seks düşkünü sapıklar, dinsiz imansızlar, bozguncular, darbeciler vb.” etiketleriyle damgalanıp hadlerinin bildirileceği de açıkça görülmektedir. Öyle, “kişinin özgür iradesi”ymiş, “demokratik hakları”ymış gibi karşı çıkışlar “çoğunluğun iradesi”, “toplumun seçimle kanıtlanmış kararları” söylemleriyle ezilecektir. Bu görüşlere katılmayanlara daha sonra bunları anımsatmanın da hiçbir yararı yoktur. Çözüm, hiçbir koşula bağlı olmayan “güçbirliği”dir. AKP’nin asıl umudu da bu güçbirliğinin olamayacağıdır. Bu güçbirliği olamaz mı? Eğer “benim ilkelerim”, “benim tarihim”, “benim kadrolarım”, “benim programım”, “benim söylemlerim” gibi farkların arkasına geçilirse, elbette “güçbirliği olamaz!” Güçbirliği olmayınca da ‘benim’ denilen her şey AKP’nin hesabına geçer. Eğer, “Seçim güçbirliği”, “temel ilkelerinde anlaşan”, siyasal partilerin seçimle sınırlı bir ortak tutumu olursa o zaman böyle bir ortak enerji doğar. Sonuç da, parçaların toplamından daha fazla bir başarı çizgisine ulaşır. Daha önce de çok söylenen ama bir türlü gerçekleşmeyen bu ortak hareket konusunun bu kez başarılı olması için nedenler var mı ki? Bu kez çok güçlü nedenler var. Öncelikle 2011 seçimlerinin çok büyük “siyasal sorumluluğu” var. Türkiye, geri dönemeyeceği bir dönemece girmiştir. Dış ekseni de iç ekseni de kaydırılmaktadır. Dış ekseni, Arap ülkeleriyle İslam ülkelerinin iş ve güçbirliğine kaydırılmaktadır. İç ekseni de din ağırlıklı yaşam biçimi, eğitim, yönetim kadrolarına kaydırılmakta, yargıya açıkça müdahale edilmektedir. 2011 yılı artık geri dönülemeyecek kavşağa gelmiştir. Bu gerçeği görmemek, görüp de önemsememek bedeli çok ağır olan körleşmedir. Öyleyse, “seçimlerde güçbirliği” kesin bir yurt görevidir. Bu görev kimlere düşüyor? En başta CHP’ye düşüyor. “Nasıl olsa bana oy verecekler, elleri mahkum” anlayışı kadar büyük yanlış olamaz. Geçmişte bu yanlış yapıldı ve çok şey kaybedildi. CHP bu konuda girişimlerine açıkça başlamalıdır. DSP bu konuda sorumluluk altındadır. Eskişehir Belediye Başkanı Sayın Yılmaz Büyükerşen bu konudaki tutumu nedeniyle partisinden ayrılmaya zorlandı ise DSP bunun hesabını veremez. Solda yer alan bütün partiler her türlü farklılıklarını koruyarak seçimde “ortak tutum” içine girmelidir. Daha sonra gene farklı yollarında çalışmalarını sürdürebilirler. Güçbirliği buna engel değildir. Güçbirliği gerçekleşmezse ne olur? Olacak şudur: AKP, gene tek başına iktidar olur. Bu kez de üçüncü defa tek başına seçilmenin gücünü “ben ne yapsam olur, halkın iradesi benim arkamdadır” diyerek her alanda bildiği gibi gösterir. Güçbirliği yapmayanlar, siyasal iktidarı altın tepsi içinde AKP’ye bir kez daha ikram ederler. Sorumluluğun bedeli budur. Faturası da bu memlekete çıkacaktır. 2011 Şubat’ına giriyoruz. Son çağrı... erdalatak@gmail.com YEREL ‘İFLAS’ GÖRÜNDÜ! EMRE DÖKER EMEKÇİLER MECLİS’E YÜRÜYECEK ANKARA (ANKA) Emekçiler bugün Türkiye’nin 81 ilinden Ankara’ya doğru yürüyüşe geçecek. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin Torba Yasa Tasarısı’nı protesto etmek amacıyla ilan ettikleri eylemlilik süreci bugün başlıyor. Türkiye’nin 81 ilinden yürüyüşe geçecek olan emekçiler 3 Şubat Perşembe günü Ankara’da bir araya gelerek Meclis çevresinde “zincir halkası” oluşturarak torba yasayı protesto edecek. KESK Başkanı Döndü Taka Çınar, yarın kamu emekçileri ile birlikte İzmir’den Ankara’ya doğkıyor: Şirketler kadrolu işçi çalıştırmak yerine, sadece ihtiyacı olduğunda kısa süreli işçi çalıştıracak. İşçiler geriye kalan süreyi 30 güne tamamlamak için primini kendi cebinden yatıracak. Yatıramayan hiçbir çalışan, ömür boyu emekli olamayacak. Ayrıca işe alımlarda deneme süresi 2 aydan 4 aya çıkarılacak ve buna karşılık ücret ödenmeyecek. Grev yasağı sürüyor: Sözleşmeli personelin, grev ya da propaganda yapması, desteklemesi yahut teşvik etmesi yasağı devam edecek. Buna karşın il özel idarelerinde çalışan yaklaşık 80 bin işru yürüyüşe geçeceklerini ifade etti. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de torba yasayı protesto etmek için temsilciler düzeyinde Ankara’ya yürüyeceğini belirterek bugün yurt genelinde kitlesel basın açıklamaları yapacaklarını söyledi. Çelebi, İstanbul’dan emekçilerin yarın yürüyüşe geçeceğini ifade ederek kendisinin emekçileri uğurladıktan sonra yürüyüşlerin koordinasyonunu sağlamak için İstanbul’da kalacağını ve perşembe günü Ankara’ya gelerek torba tasarı eylemine öncülük edeceklerini bildirdi. çinin sendikasızlaştırılmasının önü açılacak. Kamu çalışanına hak gaspı: Siyasal iktidarın “kadro kaldırma yetkisini” sık ve yaygın kullanabilmesine olanak tanınarak, temel memur güvencesi ortadan kaldırılacak ve siyasal iktidarın kamu personeli üzerinde yapacağı partizanca işlemlerin önü açılacak. Üst düzey kamu yöneticiliği için yeterli görülen 12 yıl hizmetin hesabında özel kurumlarda veya serbest olarak çalışılan süre dikkate alınacak. Böylece özel sektöre ve serbest meslek sahiplerine kamuda üst kademe yönetici olma yolu açılacak. ANKARA Hükümet, seçim öncesi toplumun geniş kesimleri için çıkardığı “af” tasarısına eklediği maddelerle “işçilerin aleyhine, işverenin lehine” düzenlemeler yapacak. Tasarının yasalaşması durumunda hükümet, bir taraftan İşsizlik Fonu’nu işverenlerin kullanımına açarken, diğer taraftan da çalışanların kazanılmış haklarını ellerinden alarak işverenlere büyük kolaylıklar sağlayacak. Meclis’te hafta içinde görüşmelerine devam edilecek torba af tasarısına ilişkin bazı görüşler şöyle: Kamuda sürgün dönemi: Tasarıda yer alan “görev yerine bağlı olmaksızın çalışma” ve “geçici görevlendirme” biçimleriyle kamuda siyasi ve idari istismara açık sürgünleri teşvik edecek. Belediye işçilerinin hak kaybı: Yerel yönetim işçilerinin başka kurumlarda görev başı yapmalarına ilişkin düzenlemede, işçileri devralan kurum işçilerin önceki idareden olan alacaklarından sorumlu tutulmayarak, işçi borçlarının ödenmemesinin önü açılacak. İZMİR Genel Kurul’da kabul edilen İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı’yla, belediyeler ve özel idarelerin gelirsiz kalacağı, ihalelerde denetimsizlik yaşanacağı savunuldu. Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri, Ümit Özcan, hükümetin uyguladığı politikalar nedeniyle belediyeleri çok zor günlerin beklediğini söyledi. Kabul edilen tasarıyla, 3 bin 200 belediyenin iflasın eşiğine geleceğini savunan Özcan, “İller Bankası’nın şu anda göİşçinin fonu özel sektöre: Hükümete, sermayeye kısa süreli esnek çalışma yöntemiyle kısa çalışma ödeneği verebilmek için İşsizlik Fonu’nun bir önceki yıl prim gelirlerinin yüzde 30’unu kullanma ve yüzde 50’ye çıkarma yetkisi verilecek. İşveren primini işçi ödüyor: İşverenlerin ödemediği primler için uygulanan gecikme zammı affedilecek. Özel sektörde istihdam edilecek 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük erkekler ile 18 yaşından büyük kadınların sigorta primlerinin işveren payı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Bu durum revsizleştirilmesi söz konusu. Teknik kadro ortadan kaldırılmak isteniyor. Belediyeleri zor günler bekliyor. Belediyeler aldıkları payların yanında bu teknik yardımlardan da mahrum kalırlarsa işleri çok zorlaşacak” dedi. İller Bankası Yasası’yla, torba yasaya eklenenlerin bir bütünlük oluşturduğunu da belirten Özcan, “Belediyeler tasarıya göre hizmet için insan kullanamayacak. Hizmetler taşeronlaştırılacak. Belediyeler kendi kadroları olmadan çalışacak. Bu da sözleşmeli işçilerle yapılacak” dedi. 30 ve daha yukarı yaşlardaki çalışanları da işten atılma tehdidiyle karşı karşıya bırakacak. Genç çalışana 80 lira kazığı: Asgari ücret hesaplamasında belirlenen 16 yaş sınırı 18’e çıkarılacak. Böylece 1618 yaş arasındaki 200 binden fazla gencin asgari ücretleri yaklaşık 80 TL azaltılacak. Sosyal devlet tırpalanıyor: Kısmi süreli çalıştığı için sigorta primi eksik yatanlar eksik süreyi 30 güne tamamlayacak ve farkı kendileri ödeyecekler. Ödememeleri durumunda devletin sağlık hizmetinden yararlanamayacaklar. Şirkete prim zorunluluğu kal MHP LİDERİ, ERDOĞAN’A YÜKLENDİ ‘Sivas’ı inceletirsen mahcup olursun’ Antalya’nın Kepez ilçesinde yurttaşlara seslenen Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ı mezhep tahriki yapmakla suçlayarak “Bu tahrik siyasetinden vazgeç” diye seslendi. KORAY GEÇGEL ‘Yüce Divan’da yargılanacaklar’ Başbakan Erdoğan’ın CHP’ye yönelik ‘eşkıya’ benzetmesine İnce sert yanıt verdi. İnce asıl eşkıyalığın AKP’nin politikaları olduğunu söyledi İstanbul Haber Servisi CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye yönelik “eşkıya” benzetmesine yanıt verdi. İnce, “Önceden eşkıyalar dağdaydı. Ulaşmak zor olurdu. Şimdi de bakanken, başbakanken, dokunulmazlığın arkasına sığınan ‘modern eşkıyalar’ var” dedi. Zeytinburnu İlçeBaşkanlığı’nca yapılan toplantıya katılan İnce, CHP’nin, AKP’nin kurumlara müdahalesine yönelik direnişten bahsettiğini belirterek Başbakan Erdoğan’ın CHP’ye “eşkıya” benzetmesinde bulunmasına sert tepki gösterdi. Türkiye işgal edildiğinde nasıl direndilerse, yerli işbirlikçilerine karşı da direneceklerini söyleyen İnce, “Üniversiteler YÖK, medya RTÜK, işadamı vergi, memur ise sürgün kıskacında. Yüksek yargı HSYK ile birlikte gitmiş. Sırada Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay var. Önümüzdeki günlerde bir yasa değişikliği yaparak Yargıtay’ı, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ı avuçlarının içine alacaklar” diye konuştu. Mısır’da görün. Türkiye sizin babanızın çiftliği mi?” dedi. Birlik çağrısı Zeytinburnu Belediyesi ile ilgili 1 milyon Avro’luk imar yolsuzluğuna ilişkin teftiş kurulu raporunun İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından işleme konulmadığını anlatan İnce özetle şöyle konuştu: “Çok eşkıyalık istiyorsan, sana Zeytinburnu’ndan bir örnek vereyim. Konu, Zeytinburnu Belediyesi’nin hemen yanı başındaki yapı grubuna çıkar sağlamak. Raporda ‘1 milyon Avro’luk rüşvet iddiasının doğruluğu hakkında kanaatimiz güç kazanmaktadır’ deniliyor. Böyle bir durumda İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermiyor. Suç duyurusunda bulundum. Peşini bırakmayacağım. Eşkıyalığa örnek çok. Hizbullahçılar serbest kalırken, AKP’ye muhalefet ettiği için Silivri’de yatan insanlar var.” Genel seçimde Anavatan’a, DSP’ye, DP’ye “Bir seferlik gelin bizi destekleyin” diye seslenen İnce, “Gün gelir, CHP iktidarında Yüce Divan kurulur, tıksırıncaya kadar yiyenlerden hesap sorulur” dedi. Tunus ve Mısır Örneği Başbakan’a televizyon kapatma yetkisi vermenin modern eşkıyalık olduğunu belirten İnce, “Her şeye KDV koyup, zümrüte, yakuta, elmasa KDV koymamak eşkıyalıktır. Buradan uyarıyorum; demokrat olun, hoşgörülü olun. Diktatörlüğe soyunanların başına gelenleri Tunus’ta, kın arasına gönderecektir” yanıtını verdi. ANTALYA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı mezhep tahriki yapmakla suçlayarak, “Sivas olaylarını yeniden incelet bakalım özellikle Sivas’tan kim çıkacak. İnceletirsen AKP bu millet nezdinde utanır. Mahcup olursun. Bu tahrik siyasetinden vazgeç” dedi. Kepez ilçesinde MHP İlçe Teşkilatı’nı ziyaret eden Bahçeli gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Başbakan muhalefeti tahrik siyaseti yapmakla suçladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz” sorusu üzerine Bahçeli, “Başbakan, 12 Eylül öncesi yaşanmış olayları kaşıyarak toplumu yine germe politikası yapıyor. Kahramanmaraş olaylarını tekrar gündeme getirip inceleyebilir. Bunlarla ilgili yeniden bir sorgulama gündeme getirebilir. Bizim Başbakanımız yalan söylemez, iftira etmez, halkı kandırmaz, yolsuzluk yapmaz, rüşvet yemez, tahrik siyaseti gütmez, bizim Başbakanımız sanki bir melek. Herhalde bizim milletimiz melek gibi Başbakan’a haziran ayında bir kez daha sahip çıkarak kendisini tekrar hal ‘Çelişki içinde’ Başbakan’ın “Mecliste iki parti görmek istiyoruz” sözlerine de yanıt veren Bahçeli, 12 Eylül askeri darbesi sonrasında kurulmak istenen iki partili sisteme göndermede bulunarak “Başbakan, bu söylemlerle çelişki içerisinde olduğunu gösteriyor” dedi. Döşemealtı’nda düzenlenen mitingde yurttaşlara seslenen Bahçeli, Türkiye’nin etnik ve mezhep temelli bölünmek istendiğini, özellikle Erdoğan’ın tahrik siyaseti izlediğini savundu. Genel Kurul haftaya Sayıştay’da boşalan üyeliklere yapılacak seçimle başlayacak Meclis’in gündemi torba yasa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis, bu hafta kamuoyunda “torba” tasarı olarak bilinen düzenleme için mesai yapacak. TBMM Genel Kurulu da haftaya Sayıştay’da boşalan üyeliklere yapılacak seçimle başlayacak. Sayıştay’da boşalan bazı üyelikler için gösterilen İsmail Kılıç, Nükrettin Parlak, İdris Bulut, Nejla Eroğlu, Zekeriya Tüysüz, Sait Ayaz, Rasim Doğan, Ahmet Tezcan, Gazi Kapan, Ahmet Ayaz, Muharrem Zeki Çitçi ve Fikri Özkök arasından yapılacak seçimle 6 yeni üye belirlenecek. Sayıştay üye seçiminin ardından, görüşmelerine geçen hafta başlanan ve 36 maddesi kabul edilen “torba” tasarısının görüşmelerine devam edilecek. Spor kulüplerinin soruları ile sporda şiddet sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, çalışmalarına devam edecek. Komisyon, yarın sporcu menajerleri Batur Altıparmak, Abdullah Kılınç ve Saffet Sancaklı, 2 Şubat Çarşamba günü bazı spor yazarları ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Avcı’nın görüşüne başvuracak. Avcı, komisyona, “Spor coğrafyası”nı anlatacak. Türkiye Belediyeler Birliği’nden Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Mahalli İdareler Genel Müdür Yardımcısı Erol Ayyıldız ile Mahalli İdareler Daire Başkanı Süleyman Elvan ise 3 Şubat Perşembe günü komisyona bilgi verecek. DEĞİŞİKLİKTEN VAZGEÇİLDİ ‘Ne istiyorsun?’ Bahçeli, şunları söyledi: “Tekrar Maraş olayları olsun mu istiyorsun? Sivas olayları tekrar olsun mu istiyorsun? Kardeşçe yaşamak seni niye rahatsız ediyor? Garipten gurebadan filan mezhepten ne istiyorsun sen? Geçmişte ne varsa, Balyoz’uydu, şuyuydu buyuydu ortaya çıkarıyorsun. Kahramanmaraş olaylarını yeniden incelet bakalım altından kim çıkacak. Sivas olaylarını yeniden incelet bakalım özellikle Sivas’tan kim çıkacak. Bunları inceletirsen Sen mahcup olursun. Bu tahrik siyasetinden vazgeç.” Anayasa Mahkemesi’nde eski yemine dönülecek ANKARA (ANKA) Anayasa değişikliği çerçevesinde hazırlanan Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş ve görevlerine ilişkin yasa tasarısında yapılan ve tepkiye neden olan üyelerin göreve başlarken ettikleri yemindeki değişiklikten vazgeçiliyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin göreve başlarken ettikleri yemindeki “Türk milleti tarafından demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı koruyacağıma...” bölümü, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı koruyacağıma” diye değiştirilmişti. Gelen tepkiler üzerine alt komisyonda yapılacak değişiklikle Anayasa Mahkemesi yemini yine eski haline dönecek. ‘Türker olmasaydı istifa etmezdim’ ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) DSP Genel Merkezi tarafından istifası istenen ve bugün istifa dilekçesini partiye göndereceğini ifade eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Genel Başkan Masum Türker bu partinin başında olmasaydı DSP’den istifa etmezdim. İstifamın istenmesinin asıl nedeni partiyi ve yönetimi eleştirmemdir. Çünkü DSP’nin yönetimini beğenmiyorum” dedi. Yılmaz Büyükerşen, CHP’ye katılmasıyla ilgili olarak ise “Eskişehir halkı ‘CHP’ye geç’ derse geçerim” açıklamasını yaptı. C MY B C MY B ‘Spor coğrafyası’