23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 23 OCAK 2011 PAZAR [email protected] 18 KÜLTÜR Seda Röder, Orhan Veli’nin dizelerinden esinlenerek bir albüm hazırladı: ‘İstanbul’u Dinliyorum’ BOY GEORGE 360’TAYDI İstanbul’u dinleyen piyanist MELTEM YILMAZ ‘Şarkıcı müziğini tarzıyla tamamlamalı’ Kültür Servisi Pop müziğin ünlü yıldızlarından İngiliz şarkıcı Boy George, İstanbul’da DJ performansı gerçekleştirdi. 1980’li yılların efsanevi ismi Boy George’un 360istanbul’da, DJ Marc Vedo ile gerçekleştirdiği performansı İstanbulluların yanı sıra çok sayıda turist de izledi. Performans öncesi basın mensuplarına konuşan George, son dönemde popüler olan şarkıların eskiye oranla daha yüzeysel olduğunu söyledi. George, “Müzik duygulara hitap etmelidir. Ben de kariyerim boyunca müziğimde hep bunu önemsedim. Şarkıcı müziğini tarzıyla da tamamlamalı. Lady Gaga’yı, bu anlamda benim eski zamanlarıma benzetiyorum. Modayı çoğu zaman reddederek kendi tarzımı yarattım.” dedi. Boy George’ın mart ayında da Marc Vedo ile yeni single’ı çıkacak. ABD’de yaşayan piyanist Seda Röder, “Listening to İstanbul” (İstanbul’u Dinliyorum) başlıklı bir albüm yaptı. İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın sponsorluğunda gerçekleşen proje oldukça olumlu tepkiler aldı.“Orhan Veli’nin dizelerinden yola çıkarak gözlerimi tekrar kapadım, İstanbul’u tekrar dinledim ve Veli’den yaklaşık 50 yıl sonra duyduklarımı, 13 milyonluk metropolümüzün çağdaş ve enerjik sesini uluslararası platformlara taşımaya karar verdim” diyen Röder, yaşamı ve sanatı üzerine sorularımızı yanıtladı. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan 2000’de mezun olduktan sonra aldığı bursla Salzburg ve Münih’te konser piyanistliği eğitimini tamamlayan Röder, Münih’te Gerhard Oppitz’le olan çalışmalarını takiben aynı yıl Harvard Üniversitesi’ne müzik tarihi ve günümüzün tanınmayan piyano repertuvarlarını araştırmak üzere davet edildi. Aynı zamanda, MIT’de de piyano ve armoni dersleri veren Röder, Amerika’da bulunduğu süre içinde çağdaş müzik konusunda uzmanlaşmaya başladı. Röder, halen Harvard’da asistan olarak müzik tarihi ve oda müziği dersleri veriyor. “Küçükken, televizyonda ne zaman İstiklal Marşı çalınsa, hemen oturduğum yerden kalkıp orkestrayı yönetmeye başlarmışım” sözleriyle müziğe olan ilgisinin başladığı yılları anlatıyor Röder: “Ne zaman evimizde birkaç kişi toplansa hemen bir kaset rhan Veli’ nin dizelerinden yola çıkarak 2010’da İstanbul, kültür başkenti unvanını almışken gözlerimi tekrar kapadım, İstanbul’u tekrar dinledim ve Orhan Veli’den yaklaşık 50 yıl sonra duyduklarımı, 13 milyonluk metropolümüzün çağdaş ve enerjik sesini uluslararası platformlara taşımaya karar verdim.” koyup konsere başlar ve kimseye sakin bir nefes aldırmazmışım. Küçük yaşlarda, İstanbul Opera ve Balesi’nin çocuk korosunda söylemeye başladım. 10 yaşındayken annem opera sanatçısı ya da orkestra şefi olacağımı düşünüp bana şan teknikleri ve piyano dersleri aldırmaya başladı. Bunun da hemen ardından konservatuvarın yarı zamanlı kısmına kabul edildim ve müzik hayatım böylece başlamış oldu.” Müzik öğrenimini Avusturya’nın Salzburg kentindeki saygın müzik okulu Mozarteum’da yapan Röder, buradaki öğreniminin kendisine katkılarını şöyle anlatıyor: “Salzburg benim için çok önemli bir dönüm noktası oldu. Orada 5 yıl boyunca ünlü piyanist Rolf Plagge ile piyano repertuvarının standart eserleri üzerinde çalıştım. Mozarteum’un genç ve yetenekli piyanistlere sunduğu fırsatlar sayısızdı. Örneğin Nikolaus Harnoncourt’un öğrencisi Wolfgang Brunner’den uzun süre çembalo ve fortepiyano dersleri aldım. Mozarteum’a sıklıkla András Schiff ve Mitsuko Uchida gibi dünyaca ünlü piyanistler masterclass için davet edilirler. Bu isimlerin çoğuyla çalışma ve tanışma fırsatım oldu. Münih’te Gerhard Oppitz’le tanı “O şana dek Salzburg benim için bir sanatçı olarak çok kuvvetli bir basamak oldu.” Bugüne dek Amerika ve Avrupa’nın New York, Washington, Chicago, Münih, Darmstadt başta olmak üzere pek çok kentlerinde konser veren Röder, bir araya getirdiği “İkinci Viyana Okulu’nun Ötesinde Viyana’da Piyano Müziği”, “Çağdaş Alman Piyano Müziği” gibi tematik programlarla, özellikle Goethe ve Avusturya kültür enstitüleri, çeşitli konsolosluklar ve üniversitelerden sıklıkla konser davetleri aldığını belirtiyor. “İstanbul’u Dinliyorum” başlıklı piyano konserini 17 Aralık’ta Akbank Sanat’ta veren Röder, projeyle ilgili şunları anlatıyor: “Genellikle tüm konser programlarımı tematik bir başlık altında toplamayı ve konserlerimin bir hikâyesi olmasını tercih ediyorum. ‘İstanbul’u Dinliyorum’ bu şekilde oluşan bir proje; doğup büyüdüğüm ve büyülendiğim kente yepyeni bir bakış. Konserin programı Zeynep Gedizlioğlu, Özkan Manav, Tolga Yayalar, Tolga Tüzün, Murat Yakın ve Turgut Erçetin gibi ülkemizin önde gelen altı bestecisinin benim için yazdıkları eserlerden oluşuyor. Orhan Veli’nin dizelerinden yola çıkarak 2010’da İstanbul, kültür başkenti unvanını almışken gözlerimi tekrar kapadım, İstanbul’u tekrar dinledim ve Orhan Veli’den yaklaşık 50 yıl sonra duyduklarımı, 13 milyonluk metropolümüzün çağdaş ve enerjik sesini uluslararası platformlara taşımaya karar verdim.” Efsane ses Joe Cocker geliyor Kültür Servisi Güçlü ve “çatallı” sesiyle tanınan İngiliz rock/blues müzisyeni Joe Cocker 8 Haziran’da ilk kez İstanbul’da. Kariyerine 21 stüdyo ve 4 konser albümü sığdıran sanatçı son olarak 2010 yılında “Hard Knocks” albümünü çıkardı. “Unchain My Heart”, “Many Rivers to Cross” ve “ You Can Leave Your Hat On” gibi şarkılarla efsaneye dönüşen Coker’ın konser vereceği mekân henüz belli değil. Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü Kültür Servisi Beş ayrı dalda dönüşümlü olarak verilen “Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü” bu yıl deneme, inceleme, araştırma dalında verilecek. Edebiyat eleştirmeni Cevdet Kudret Solok’un doğum günü olan 7 Şubat’ta verilecek edebiyat ödülüne, 1 Eylül 2010 31 Ağustos 2011 tarihleri arasında basılmış deneme, inceleme, araştırma kitapları aday olabilecek. Oruç Aruoba, Nükhet Esen, Doğan Hızlan, Orhan Koçak ve Nilüfer Kuyaş’tan oluşan seçici kurul, kararını ekim ortasında açıklayacak ve kazanan yazara ödülü TÜYAP Kitap Fuarı’nda bir törenle verilecek. Aday kitapların en geç 31 Ağustos 2011 tarihine kadar 6 nüsha olarak yazarın kısa özgeçmişi ve adaylık başvurusu ile birlikte “Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri, Amiral Fahri Engin Sok., Vaizoğlu Apt., No: 8/5, Rumelihisarı, İstanbul” adresine gönderilmesi gerekiyor. YAPI KRED VE KSV SALON’DA K TOPLANTI Melis Danişmend ‘Daha Az Renk’ (We Play) Bir zamanlar İstanbul’un rock yuvası mekânlarında boy gösteren sert bir topluluk vardı, üçnoktabir adında. Topluluğun önünde de tehlikeli bakışlara sahip, beyaz tenli, kıvırcık saçlı ve etkileyici bir kız; Melis Danişmend. Aradan yıllar geçti, topluluk dağıldı, Melis ilk solo albümü “Daha Az Renk”i çıkardı. “Unplugged” tadında akustik bir albüm “Daha Az Renk”. Adındaki çağrışım da buna istinaden. Alışıldık sınırlara itibar etmeyen bir söz yazarı Melis. Vokal, gitar ve piyano üçgeninde seyreden albümdeki düzenlemelerin çalgı sadeliği ve müzikal minimalizm monotonluğa işaret etmiyor. Melis olası bir sıkıcılığı sözlerinin ilginçliği ile sürekli kırıyor. Twitter sınırı konmuşçasına, söylemek istediğini kısa ve net bir ifadeyle Ömer Uluç anılıyor Kültür Servisi Geçen yıl yitirdiğimiz usta ressam Ömer Uluç, İKSV Salon’da ve Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde iki etkinlikle anılıyor. 27 Ocak Perşembe günü saat 19.00’da İKSV Salon’da eşi Vivet Kanetti’nin düzenlediği “Ömer Uluç İçin Buluşuyoruz” etkinliğinde sanatçı yakın dostlarıyla birlikte anılacak. 29 Ocak Cumartesi günü saat 17.00’de ise ressamın pek çok sergisinin açıldığı Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde düzenlenecek etkinlikte Ali Akay, Komet ve Ahmet Soysal konuşma yapacak. Uluç, Kasım 2009’da hastalığı döneminde yaptığı eserlerden oluşan iki sergi birden açmış ve büyük ilgi görmüştü. “Parçalanmanın Kimyası” sergisinde sanatçının resim, enstalasyon, lazer efektli üç boyutlu işleri ve videodan meydana gelen çalışmaları sergilenmiş; “Sağ El, Sol El Desenleri” sergisinde ise sanatçının kemoterapi tedavisi sırasında yaptığı çizimler yer almıştı. Sanatçı 28 Ocak 2010’da 79 yaşında akciğer kanserinden yaşamını yitirmişti. dile getiren, kısa cümlelerle ifade edilmiş doğal, samimi şarkılar bunlar. Uzlaşmaz ve gizemli tarafıyla Joni Mitchell kadar klasik, kışkırtıcı ve çatışmacı yanıyla Tori Amos kadar modern; üstüne biraz da ağzına biber sürmeye kıyılmayacak kadar edepsiz. Vefalı kollar yolunda yanlış insanı bulma konusunda rekortmen bir kızın ıslak sesiyle etkili hale getirilmiş, çağdaş singersongwriter’lara has bir kırılganlık içindeki 10 şarkının söz ve müzikleri Melis’e, düzenlemeler ise eski müzik dostları Deniz Ilgar, Tansu Kaner, Barış Ertunç, Sertaç Özgümüş, Harun İyicil ve Erman Seven’e ait. Siz “Daha Az Renk” adına aldırış etmeyin; henüz ilk albüm olmasına rağmen, yeni müziğimizin renklerini arttıracak ve vazgeçilmez renklerinden biri olacak gibi görünüyor Melis. [email protected] Cee Lo GreenThe Lady Killer (Elektra Entertainment) 2010’un en çok konuşulan ve en iyi albümler listelerinde adına sık rastladığımız “The Lady Killer”, birkaç ay gecikmeyle de olsa ülkemizde de piyasaya çıktı. Hiphop dünyasının en başarılı rapçilerinden biri olan CeeLo Green, aynı zamanda prodüktör, şarkı yazarı ve vokalist olarak da büyük beğeni topluyor. Aslında Green’i DJ/Prodüktör Danger Mouse ile birlikte yer aldığı Gnarls Barkley ikilisinde yaptığı çalışmalardan tanıyoruz. 2006 yılının en büyük hitlerinden “Crazy”deki muhteşem vokaliyle, bu şarkıyı unutulmaz kılmıştı. Yaklaşık altı yıllık aradan sonra çıkardığı bu solo albümü, Green’in hiphop ile soul müziği buluşturarak hayranlık uyandıran çalışmalarının en yeni örneği. Albüm ilk olarak, “Fuck You” adlı ilk single’ın YouTube üzerinde yayımlanmasıyla büyük ilgi gördü. CeeLo Green’in bu albümdeki en büyük başarısı, 1960 ve 70’lerin soul soundunu hiphop ve pop ile son derece akılda kalıcı, güzel melodilerde buluşturması. Bunun en önemli nedeni, elbette Green’in âşık bir erkeğin yoğun duygularını yansıtan vokallerdeki yeteneği. Ancak albümün başarısında işbirliği yaptığı prodüktörlerin de büyük payı var. Örneğin Amy Winehouse ile çalışan prodüktör Salaam Remi, Alicia Keys ve John Legend’ın prodüktörü Jack Splash ve Nelly Furtado ile çalışmalar yapan Fraser T. Smith bunlar arasında sayılabilir. En popüler şarkı “Fuck You” olsa da, kanımca albümün bütünü ilgiyi hak ediyor. www.zulalkalkandelen.com ‘Senin de bir tuşun olsun’ Kültür Servisi Dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret, 25 Ocak saat 20.00’de Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yardım konseri verecek. Konserden elde edilen gelirle Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’na yeni bir piyano alınacak. İdil Biret’in 15 yıl önce verdiği bir başka yardım konseri ile Bursa Senfoni Orkestrası’na konser piyanosu alınmıştı. (www.bursafilarmoni.com) Orhan Pamuk Sri Lanka’daki festivale katılamıyor ANKARA (AA) Orhan Pamuk, Sri Lanka’da gelecek hafta yapılacak edebiyat festivaline katılamıyor. Halen Hindistan’daki Jaipur Edebiyat Festivali’nde bulunan Pamuk, Hindistan’ın çok girişli vize kısıtlamaları nedeniyle festivale katılamayacak. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, yazarlara, Sri Lanka’daki ifade özgürlüğü kısıtlamalarını protesto etmek amacıyla festivale katılmamaları çağrısında bulunmuştu. Noam Chomsky, Arundhati Roy ve Ken Loach boykotu destekleyen yazarlar arasında bulunuyor. KONFERANS ÇAĞRISI “Uğur Mumcu’dan Günümüze Adalet ve Demokrasi” Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri için, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sayın SAB H KANADOĞLU ile buluşuyoruz. Tüm üyelerimiz çağrılıdır. Tarih: 24 Ocak 2011 Saat: 17.00’de Yer: Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Büyük Salonu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle