18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2011 PAZARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Türkiye referandumla büyük bir dönüşüm sürecine girdi; yasak, baskı, sansür arttı AKP 12 Eylül sarhoşu FIRAT KOZOK ‘Liberal’ ‘Sosyal Demokrat’ AKP’liler Nerede? İçki yasaklarının bile üzdü. “Allah kimseyi yaygınlaştırılması, Günay’ın durumuna Başbakan Tayyip düşürmesin” dedi. Erdoğan’ın Kars’ta “ucube Elbette, iktidarda olmanın, heykel”in yıktırılması bakanlıkta kalmanın, talimatı, “Muhteşem Yüzyıl” milletvekilliği koltuğunu dizisine gösterilen korumanın bir bedeli var. tahammülsüzlük sadece Ertuğrul Günay, şimdi o “endişeli modern”leri değil, bedeli ödüyor. Ya AKP’ye kol kanat geren milletvekilleri? Sahi AKP “liberal”leri de tedirgin etti. Ertuğrul Günay içindeki “eski solcuların”, Artık ekranlardan alenen “sosyal demokratların” “İslamda heykel yasağı” “liberallerin” sesi neden savunuluyor, çıkmıyor? “Hâlâ sosyal “Müslümansanız heykele demokrat” olduğunu karşı olacaksınız; ama söyleyen ve CHP’yi değilseniz kimse size Sosyalist Enternasyonal’e karışmaz” diye vaazlar şikâyet eden Haluk veriliyor. Bu ortamda liberal Özdalga, “eski solcu” köşelerden Başbakan Ayşenur Bahçekapılı ve Tayyip Erdoğan’a karşı sert kulislerde gazetecilere eleştiriler yükselmeye yakınan ama adaylık başladı. Kültür ve Turizm beklediği için sesini Bülent Arınç Bakanı Ertuğrul Günay’ın çıkarmayan “diğer “ucube heykel” tartışmasında rahatsızlar”, sizleri “sahalarda düştüğü durum Kabine arkadaşı görmek istiyoruz”. Sesinizi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı duyamıyoruz da... ANKARA AKP’nin “ileri demokrasi” söylemleri altında gerçekleştirilen 12 Eylül referandumunun ardından Türkiye sanattan eğitime, siyasetten yargıya büyük bir dönüşüm sürecine girdi. Okullarda harem selamlık düzen, alkol yasağı, heykel yıkma tartışmaları, sanat galerisi baskını, dizi ve haber sansürü artık Türkiye için sıradanlaştı. 3 yıl öncesine kadar “Sadece üniversitelerde türban istiyoruz” diyen AKP, kamuda da türbanı hedeflediğini ortaya koydu. İşte 12 Eylül referandumunun ardından Türkiye’nin gündemine gelen “ileri demokrasi!” örneklerinden bazıları: Sanat galerisi basıldı ‘İnsanlık anıtı’ hedef oldu İstanbul Tophane’de bir sanat galerisi açılışı, bir grubun saldırısına maruz kaldı. İçki içildiğini gerekçe gösteren saldırganlar galerinin camlarını kırdı, davetlileri tartakladı. Başbakan Erdoğan, Kars’ta TürkiyeErmenistan arasındaki kardeşliği simgeleyen ‘İnsanlık Anıtı’nı “ucube” olarak nitelendirdi ve belediyeyi göreve çağırdı. Eski Kars Belediyesi Başkanı Nevzat Bozkuş, Erdoğan’ın bu açıklamasından hemen sonra heykelin kaldırılacağını söyledi. Antalya Altın Portakal Film Festivali jüri üyeliğine seçilen dünyaca ünlü yönetmen Emir Kusturica, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın tepkisiyle karşılaştı. Günay’ın Kustrica’ya tepki festivale katılmayacağını açıklamasının ardından ünlü yönetmen jüri üyeliğinden çekildi. Hakkında; “O gâvur gelmesin” denilerek kampanya açılan Hint asıllı İngiliz yazar V. S Naipaul İstanbul’daki Avrupa Yazarlar Parlamentosu’na katılmaktan vazgeçti. RTÜK, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşamını anlatan ve harem ve alkol sahneleriyle bazı çevrelerin tepkisini çeken “Muhteşem Yüzyıl” adlı dizi için Show TV’ye uyarı cezası verdi. Demokratikleşme söylemlerini ağzından düşürmeyen AKP RTÜK yasasında “milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde Başbakan veya görevlendireceği bakanın yayını durdurabileceği” ifadesine dokunmadı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Müsaitseniz size saldıracağız! “Siber tehdit”lere karşı ülkeler kişiye zamanı, yapacağı işlemi milyonlarca dolarlık yatırımlarla haber verir. Muamele, adres, tarih önlem almaya çalışıyor. TÜBİTAK belli, bunun adına da ‘siber saldırı’ bu konuda bir “ilk”e imza atmaya diyorlar. Tatbikatlar ‘bilinenle yapılır’ hazırlanıyor. 2528 Ocak tarihleri diyorlar. Bu deprem tatbikatı değil arasında Bilgi Güvenliği İleri ki, göçük altından yaralı çıkar vs. Teknolojiler Araştırma Merkezi Bunun adı siber tatbikat. Çoğu (BİLGEM) ve Bilgi Teknolojileri ve zaman online sistemden ne zaman İletişim Kurumu (BTK) işbirliği ile ne geleceği belli olmaz. Saldırıyı yapılacak “siber tatbikat”ta kamu yapan kişiler de belli olmaz.” kurumlarının “saldırılara” karşı Seyhan’ın bir başka itirazı ise bu yeterli güvenlik önlemi alıp saldırıları TÜBİTAK’ın almadığı bir anlamda düzenlemesine. Kamu “test” edilecek. CHP kurumlarının büyük Adana Milletvekili Tacidar bölümünün güvenlik Seyhan da ilgi alanı yazılımının TÜBİTAK “bilişim sektörü” olduğu tarafından yapıldığını için bu tatbikata anımsatan Seyhan, “Kendi “gözlemci” statüsünde yazdığınız güvenlik katılmak için TÜBİTAK’a yazılımına saldırıyorsunuz, başvuruda bulundu. ben bunu aşacak mıyım, TÜBİTAK’tan henüz yanıt aşamayacak mıyım, diye. Tacidar Seyhan Ben de kendi evime kamera gelmedi ama Tacidar Seyhan kendi düzeni kurdum. Evime nasıl olanaklarıyla, “siber tatbikat”la ilgili gireceğimi bilirim, kimin nasıl küçük bir araştırma yaptı. giremeyeceğini de bilirim. Bu da Seyhan’ın verdiği bilgiye göre, onun gibi bir şey” diyor. Türkiye’de tatbikatta 25 kamu kurum ve bankaların bile “beyaz şapkalı kuruluşunun internet sitelerine hacker” diye adlandırılan bağımsız TÜBİTAK ve BTK tarafından “hacker”ları kullandığına dikkat “saldırıda” bulunulacak. Saldırıdan çeken Seyhan, benzer yöntemin bu önceden “haberli” olan kamu tatbikatlarda da kullanılabileceğine kurumları da kendilerini savunacak! işaret ediyor. Seyhan, “bağımsız Seyhan’ın tatbikatın planlamasına hackarlar tarafından ana verilere itirazları var: zarar vermeyecek şekilde kamu “Bir kere böyle bir siber tatbikat kurumlarının internet ağlarına, olmaz. 25 kurum belirlemişler ve habersiz saldırılar diyorlar ki ‘Biz size saldıracağız, düzenlenebileceği” önerisini hazırlanın’. Hangi hacker saldıracağı getiriyor. musakart yahoo.com İçkiye sınırlama, özel hayata GBT “Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile alkol satışına büyük sınırlama getirildi. Başbakan Erdoğan, eleştiriler üzerine “Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar, bir şey mi diyoruz” diyerek alkol tüketimine karşı tepkisini ortaya koydu. Ankara’da polis restoran bastı, çocuklarıyla yemek yiyen ailelerin kimliklerini topladı. Gerekçe olarak mekâna 18 yaşın altındakilerin alınmasını gösterdi. Ankara’nın göbeğinde iki polis memuru, Kurtuluş Parkı’nda el ele dolaşan, bank ve çimlerde oturan genç çiftleri genel bilgi toplamaya (GBT) tabi tuttu, “Uygunsuz oturuyorsunuz” uyarısında bulundu. Cumhurbaşkanı Gül’ün memleketi Kayseri’de de polisin içki satılan yerleri ve içki içen vatandaşları fotoğraflayarak fişlediği ve dükkân sahiplerinin de içki satmaktan vazgeçtiği bildirildi. Hükümet geniş kapsamlı bir araştırma için harekete geçti. Devlet Bakanı Faruk Çelik; din devlet ilişkileri, türban ve kamusal alan tartışmaları, okullardaki din eğitimi başta olmak üzere birçok konunun anketin konusu olacağını belirtti. Başbakanlık’ta sipariş soru dönemi başladı. Başbakan’a istemediği soruları soran gazetecilerin kurumları aranarak “Muhabirinizle Başbakanlık’ta çalışmak istemiyoruz” denildi. Adalete ‘domuz bağı’ Anayasa Mahkemesi’nin çalışma yasa tasarısıyla davalarda Başbakan’ın da görüş bildirebilmesinin yolu açılıyor. Tasarıya göre, yüksek mahkeme, Yargıtay ve Danıştay kararlarını kaldırabilecek. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na ilişkin anayasa değişikliği ve kurulun yapısının değiştirilmesinin ardından, Adalet Bakanlığı’nın üst düzey yöneticileri kurul üyeliğine seçildi, kürsü hâkim ve savcılarına görev verilmedi. Domuz bağı kullanarak işledikleri cinayetlerle gündeme gelen Hizbullah sanıklarının yargılandığı dava 10 yılda bitirilmediği için 188 cinayetle suçlanan yakın tarihin en kanlı örgütünün üyeleri tahliye edildi. AKP iktidarı Silivri’deki hukuksuzluğa kulaklarını tıkamakla kalmadı, tutukluları daha da mağdur etmek için yasa hazırladı. Hâkim ve savcıların yaptıkları işlemler ve verdikleri kararlar nedeniyle haklarında tazminat davası açılamasının önüne geçen düzenleme TBMM’den geçirildi. Kamuoyunda “Taş atan çocuklar yasası” olarak bilinen yasayla Hrant Dink suikastı sanığı Ogün Samast’ın çocuk mahkemesinde yargılanmasının önü açıldı. ‘Olumsuzluk çıkarsa sorumlu değiliz’ Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun Öztürk, olası olumsuzluklara karşı 102. maddesine dayanılarak ağır itirazlarını kayda geçirdi: işkencelerle, domuz bağı ile “Bu üç kanun tasarısının içinde masum insanları acımasızca kabul etmediğimiz, itiraz ettiğimiz katleden Hizbullahçıların serbest birçok madde ve hüküm var. İç bırakılması, ardından da Tüzük’ten kaynaklanan hakkımızı, “kayıplara” karışmaları, bu tasarıların bir an önce kamuoyunda tam kanunlaşması adına anlamıyla “infial” yarattı. dondurduk, itirazlarımızı Adalet Bakanı, “Hepimiz dondurduk. Yani ileride sorumluyuz” diyerek, Sayın Adalet Bakanı’nın geçmişte CMK’nin 102. çıkıp Ceza Muhakemesi maddesine ilişkin Kanunu’nda olduğu gibi, bir düzenlemeyi “uzlaşmayla” olumsuzluk ortaya çıktığı geçiren muhalefeti de zaman ‘Canım, biz bu “suç ortağı” yapmayı tasarıları CHP’yle, MHP’yle ihmal etmedi. Meclis, beraber çıkardık’ geçen hafta 3 devasa dememesini ben diliyorum. yasayı, Borçlar, Türk Ali Rıza Öztürk Bunların olumsuz olacağı Ticaret ve Hukuk yönlerini biz komisyonlarda Muhakemeleri Usulü belirttik. Dolayısıyla, inşallah, yasalarını yine “uzlaşmayla” umut ediyorum ve diliyorum ki bu Meclis’ten geçirdi. Ama muhalefet, üç kanun, uygulamada herhangi bir özellikle CHP, hükümetin ileride olumsuz sonuç doğurmaz. Bizim doğacak aksaklıklarda yine zaten, bunun olumsuz sonuçlar kendilerine “topu” atma girişimine doğurması halinde, CHP, halkın karşı önlem aldı. Borçlar Yasası’nın iktidarında, onları gerçekten uygulama yasası üzerinde söz alan düzelteceğimizin bilinmesini CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza istiyorum.” KENAN EVREN YARGILANAMADI Referandum sürecinin en önemli propaganda malzemelerinden biri olan “darbecilerin yargılanacağı” savı geçersiz kaldı. Suç duyuruları üzerine açılan soruşturmada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı görevsizlik kararı verdi. Erdoğan’ın referandum öncesi idamını hatırlatıp gözyaşı döktüğü Erdal Eren’i anma gecesi için Esenyurt Belediyesi “Salon boş” dedi. 20 gün sonra da dolu olduğu yanıtı verildi. Öğrenciye dayak, 45 santim, türban Mersin’deki Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Müdürü İbrahim Tol, erkek ve kız öğrencileri sürekli sözlü şekilde uyararak birbirlerine 45 santimden fazla yaklaşmamalarını istedi. Öğrenciler, “Etek giyen kız öğrenciler için sıraların önüne tahta yapıldı” diye isyan ederken veliler müdürün azarıyla karşılaştı. 18. Milli Eğitim Şurası’nda 8 yıllık kesintisiz temel eğitimin bölünmesi ve ortaokulların yeniden açılması gündeme geldi. Şura kapsamında gerçekleştirilen Ege Bölge Çalıştayı’nda il milli eğitim müdürlüğü tarafından önerilen “kızlar ayrı okulda, erkekler ayrı okulyüzde 30 arttırarak Türkiye’yi dünyanın en pahalı içki destinasyonlarından biri haline getirmesinden birkaç ay sonra meydana geliyor.” Haberde İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nin Betam araştırma merkezince kasım ayında gerekleştirilen bir araştırmasına da yer verildi. Araştırmaya göre AKP’nin iktidara gelişini izleyen yıl olan 2003 ile 2008 arasında hanehalkı içki tüketimi yüzde 34 da okusun” önerisine Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’dan destek verdi. Türban, referandumdan sonra fiili olarak üniversitelerde serbest bırakılırken Mersin ve Adana’da türbanlı olarak ilköğretim okullarına giren öğrenciler tartışma yarattı. Başbakan Erdoğan son olarak türbanda hedefin kamu kurumları olduğunu açıkladı. AKP politikalarını protesto etmek isteyen üniversite öğrencilerine polis “orantısız güç” uyguladı. Dolmabahçede rektörlerle Başbakan’ın görüşmelerini protesto etmek isteyen grubun içinde yer alan hamile bir öğrenci polis şiddetiyle bebeğini kaybetti. düştü. Haberde şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Açık Toplum Enstitüsü’nce desteklenen ‘Türkiye’de Farklı Olmak’ başlığını taşıyan 2009 tarihli bir araştırma, 2003 ile 2008 yılları arasında 300 bin kadar hanehalkının, büyük ölçüde sosyal baskılar nedeniyle tamamen içki tüketmeyi durdurarak ülkenin içki tüketen hanehalkı oranının yüzde 6’dan yüzde 8’e inmesine yol açtığını ortaya koydu.” ‘1243 Kayseri...’ Sabah gazetesinin parlamento muhabiri Uğur Becerikli, gazeteciliğin yoğun temposuna, “yazarlığı” da sığdırmış bir arkadaşımız. Romanlarının yanı sıra çocuk kitapları da yazan Becerikli’nin, geçen yıl yayımlanan “Konstantiniyye’nin Gülü”nün ardından “1243 Kayseri” adlı romanı okurlarla buluştu. Kayseri’de 8 yüzyıl aralıklarla yaşanan iki “aşk” öyküsü anlatılıyor. Biri 1243 yılında Tomris ile Kam Baybörü’nün aşkı, diğeri ise günümüzde yani 21. yüzyılda geçen Güler ile Diyar’ın aşkı. Becerikli’nin akıcı diliyle kaleme aldığı kitap, hem kurgusu hem de konusuyla dikkat çeken romanı, hem tarihin kokusunu hem de “aşk”ın büyüsünü hissetmek isteyen okurlar için raflarda yerini aldı. WSJ: İçkiye AKP baskısı NEW YORK (ANKA) Türkiye’de içki satışlarına getirilen yeni kısıtlamaları yorumlayan ABD’de yayınlanan Wall Street Journal, (WSJ) gazetesinde, yeni kuralların “içki satışlarında önemli bir etkisi” olabileceği görüşü dile getirildi. İstanbul kaynaklı Marc Champion ve Joe Parkinson imzalarını taşıyan haberde şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Değişiklikler, hükümetin içkiye uygulanan özel bir vergiyi Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle