Katalog

17 OCAK 2011 PAZARTESİ KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 17 İnci Eviner’in Paris Kenti Modern Sanat Müzesi’nde açılan sergisi bir ilki yansıtıyor ARI DÜŞÜNCE HULKİ AKTUNÇ Paris’te ‘Kırık Manifestolar’ MEHMET BASUTÇU Yeni Yılın Yeni Mutlu Günleri Bir grip, virüs, yatağa vuruyor insanı. Amanı bilir misin? Derken, bir virüs bilgisayarda. Beyaz bayrak! Teslim oldum. Evde hem bir hemşire, hem de bir bilgisayar uzmanı gerek! Son iki yazımı bu yüzden iletemedim. Oysa yeni yıla bakarken yeni şiirlerden söz edecektim. Tarihin yamalı senin. Dalmışım. Televizyonda nedir o? Sürekli ucubeler. Uyandım. Anladım. Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı” heykeli “ucube” ilan ediliyor. Yıkılacak, emredildi. Sık sık görüyoruz ucubeyi. Neyse ben şimdi toparlanırım... Şiir ile ilgili “yama”lar uçuşuyor... Canım rakı istemeye de başlamaz mı? O sırada gene bir bağırtı... “Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar”. Bir an kafamı toparladım. İki yudum iyi gelir. Tarihin yamalı senin... Çok iddialı. Hiçbir faşizmin sürgit tarihi olamaz... Olsa olsa tarihçe’si olur. Faşist sipariş, şiirde olamaz. Manzume’de dökülür! Tarihçemiz de somut yazılmakta şu an. Ah yeni yılın yeni yeni mutlu güzel günleri. Hepimize. [email protected] MİLLİ REASÜRANS SANAT GALERİSİ Alman fotoğrafçılardan gündelik yaşam kareleri Kültür Servisi Milli Reasürans Sanat Galerisi, Düsseldorf Sanat Akademisi’nden Hilla ve Bernd Becher’in öğrencilerinin fotoğraflarıyla oluşturulan “Mesafe ve Yakınlık”, “Temsil Eden/Temsil Edilen” sergilerinden sonra bu kez, Alman fotoğraf sanatında son yıllarda gelişen canlı, çok yüzlü ve belirli bir bölge ya da egemen üslupla ilişkilendirilmesi mümkün olmayan yeni fotoğraf sanatına ilişkin eserleri sunuyor. Küratörlüğünü Matthias Flügge’nin yaptığı “Tüm Şehir” sergisi ismini, Max Ernst’in aynı adlı yapıt serisinden ödünç alıyor. “Tüm Şehir” sergisinde Zoltán Jókay, Andreas Rost, Maria Sewcz, Ulrich Wüst, Tomo Yamaguchi ve Eva Bertram, belgesel nitelikteki anların sanatsal yorumlarla karşılaştığı öznel fotoğrafçılığın örneklerini bir araya getiriyor. Sergi, 28 Şubat 2011 tarihine kadar Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde sergilenecek. PARİS İnci Eviner’in, Paris Kenti Modern Sanat Müzesi’ndeki (Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris) “Broken Manifestos” (Kırık Manifestolar) başlıklı sergisini, açılışından iki gün önce gezme olanağı buldum. Paris Büyükkent Belediyesi’ne bağlı olan müzenin alt katındaki 3 geniş salonu kapsayan sergi, son biçimini alıyordu. Eviner, teknik personelin saat 17.00 olunca işi bırakıvermesi karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu. Almanya’da, İngiltere’de, Kore’de sergiler açmıştı ama bu kadarına ilk kez tanık olmaktaydı. Ne mutlu ki müzenin devamlı “sergi komiserleri” arasında görev alan ve sergisinin sorumluluğunu üstlenen Sébastien Gökalp’le rahatça diyalog kurabilmekte, tam destek alabilmekteydi. Sébastien, geçen nisan ayında aniden vefat eden, Parisli sevgili dostlarımızdan araştırmacı etnolog Altan Gökalp’in iki oğlundan biriydi. Türk kültürüne yakınlığı, özel ilgisi hoş bir rastlantıydı; işe hemen talip olmuştu. Eviner’in çini mürekkebi desenleriyle iki geniş video yerleştirmesinden oluşan serginin, farklı biçimler arası geçişleri bütünlüğe ulaştırmaktaki başarısını ayrıntılarıyla anlatmadan önce, bu mekânda sergi açma teklifinin Eviner’e sunulmasında kendisinin doğrudan hiçbir rol oynamadığını vurgulayan Gökalp, serginin nasıl gündeme geldiğini şöyle özetliyordu: “Sandra ve Amaury Mulliez çiftinin mesenlik girişimiyle, Nisan 2009’da yaşama geçirilen SAM Art Projects, Paris içindeki Villa Raffet’i her yıl beşer aylığına, modern sanat alanında Batı dünyasının hâkimiyetine karşın söz sahibi İnci E sergisi, Pari viner’in “Kırık Manife s Bü stola Sanat Müze yükkent Belediyesi’ne b r” başlıklı si’nin alt ka ağlı Modern kapsıyor. Ev tı iner, Avrupa ndaki üç geniş salonu sürecinin be raberinde ge lı kimliğinin tanımlan ma tirebil bir bakışla y eceği dışlamaya eleştir el aklaşıyor. olmaya başlayan ülkelerden seçilecek iki sanatçıya tahsis ederek onların yaratıcılıklarını desteklemeye karar verir. Bu iki sanatçıdan biri yapıtlarını, girişimi destekleyen Paris Modern Sanat Müzesi’nde, diğeri de Saint Germain izleği adı altında, Paris’in galerileri bol sanat merkezinin göbeğindeki SaintGermain meydanında sergileyecektir. Projenin hangi sanatçılara rezidans vereceği her yıl bir üyesi yenile necek olan 9 kişilik bir seçici kurul tarafından belirlenecektir. İlk toplantıda, üyeler arasında bulunan Paris Modern Sanat Müzesi Başkanı Fabrice Hergott, önceki güz İstanbul Bienali sırasında bir işini görerek çok beğendiği Eviner’i önerir.” Ağustos ayında çalışmalarına Villa Raffet’de başlayan Eviner, böylece, SAM Art Project kapsamında müzede sergi açma hakkına kavuşan ilk sanatçı ol muştur. Hemen kolları sıvar, bir ilkin getirdiği kaçınılmaz yetersizlikler ortasında çalışmaya başlar. Önce çini mürekkebi küçük desenler çıkar ortaya; yarım kadın figürleri, düşsel imgeler, zaman zaman yaldızı parlayan ince çizgiler... “Benim düşünce yöntemim bu; eskiden beri durmadan desen yaparım. Projeler beynimde çizgilerle, desenlerle oluşur” diyen Eviner, yapıtlarında, yerleştirmelerinde ve video çalışmalarında gözlemlenen politik yansımaları, hiçbir zaman önceden belirlenmiş bir hedef olarak düşünmediğini, tersine, yaratma sürecinde, desenlerin bir anlamda sözcüklerini oluşturduğu bu kendine özgü dilin farklı alfabesiyle yavaş yavaş biçimlendiğini söylüyor. Serginin giriş duvarındaki tanıtımda, “Çağdaş Türk sanatının belli başlı adları arasında bulunan, İstanbul’da yaşayan ve orada çalışan İnci Eviner, bu sergide, Avrupalı kimliğinin tanımlanma sürecinin beraberinde getirebileceği dışlamaya eleştirel bakışla eğilen üç yerleştirmeden oluşan bir kompozisyon sunuyor” denildikten sonra, sanatçının, politik ve estetik yaklaşımları birlikte harmanlama yöntemini, Giorgio Agemben’den ödünç aldığı “biyopolitik” sözcüğüyle tanımladığı ve yapıtlarındaki karakterlerin demokrasinin hedefleri konusundaki kuramsal düşüncelerine temel oluşturduğu vurgulanıyor. Serginin üçüncü bölümünde, ilk iki yerleştirmenin doğal varış noktası olarak sunulan ve daha önce yapılmış bir iş olan “Parlamento” adlı video çalışma, Eviner’e, kültürel düzeyde içinde, siyasi düzeydeyse dışında kaldığı Avrupa fikrinin içerdiği çelişkilerin altını çizme fırsatı tanıyor. Eva Bertram Domingo’ya büyük ödül Kültür Servisi Aynı zamanda “Europa Nostra” (Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu) Başkanı olan, dünya çapında tanınmış tenor ve orkestra şefi Placido Domingo, İspanya’nın en önemli ödülüne değer görüldü. İspanyol yetkililerin geçen cuma günü yaptığı açıklamada, Domingo’nun “Order of Arts and Letters” ödülüne, “sıra dışı artistik kariyeri” nedeniyle ödüle değer görüldüğü belirtildi. Anımsanacağı üzere Placido Domingo, Başbakan Erdoğan’a özel bir mesaj göndererek istisnai değer taşıyan Roma hamamı Allianoi’nin sular altında bırakılmasıyla yaşanacak kültürel trajediden kaçınılmasını istemişti. ÇUKUROVA 4. KİTAP FUARI SONA ERDİ Cumhuriyet yazarlarına yoğun ilgi YUSUF BAŞTUĞ ADANA Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen Çukurova Kitap Fuarı dün sona erdi. Son gününde binlerce okuru ağırlayan fuara katılan usta yazarlar, şairler, karikatürcüler ve gazeteciler hem okurla söyleşti hem de kitaplarını imzaladı. Fuarda Cumhuriyet Kitapları standı da yoğun ilgi gördü. Uzun süredir tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’a dayanışma duygularını ileten okurlar, Cumhuriyet Kitapları standında Sevgi Özel, Alev Coşkun, Zeynep Oral, Öner Yağcı, Hikmet Çetinkaya ve Serdar Kızık’a kitap imzalatmak için uzun sıralar oluşturdu. Altın Koza Edebiyat Festivali, Çiçeği Burnunda Karikatürcüler Buluşması, sergi, şiir dinletisi, film gösterimi, söyleşi ve panel gibi 57 kültür etkinliğinin gerçekleştirildiği fuarın son gününe kitapseverler yoğun ilgi gösterdi. Fuarda Cumhuriyet Kitapları standını ziyaret eden okurlar, uzun süredir tutuklu bulunan yazarımız Mustafa Balbay’a dayanışma duygularını iletti. Cumhuriyet Kitapları’nın düzenlediği ve Sevgi Özel’in katıldığı “Dilenemez dilenciye döndük” isimli söyleşinin ardından yazarlarımız, okurlarla söyleşip kitaplarını imzaladı. Yoğun ilgi gören Cumhuriyet Kitapları standında, yazarlarımız okurlar için Balbay’ın kitaplarını da imzaladı. ‘Avare Yıllar’ Pakistan’da Kültür Servisi Türk edebiyatının usta kalemi Orhan Kemal’in “Avare Yıllar” kitabı, Pakistan’da yayımlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın TEDA Projesi kapsamında, Pakistan’da, Khalid Fateh Muhammad’in Urdu diline çevirisiyle Jumhoori Yayınevi’nde “Beqar Kay MahoSaal” adıyla yayımlandı. Aynı yayınevi Orhan Kemal’in otobiyografik romanlarının ilki olan “Baba Evi”ni de 2010 yılında yayımlamıştı. Pakistan’da son yayımlanan eseriyle birlikte, Orhan Kemal’in iki öykü ve iki romanı kitapseverlerle buluştu. C MY B C MY B