20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Demokrasi mi, Sultanlık mı? Herkesin birbiriyle bir derdi, bir geçmişi, alacak bir intikamı olan bir ülkede olup bitenleri mantıkla yorumlamak da kolay olmuyor. Hükümetin demokrasi paketi çoğunlukla iktidara gelmiş bir partinin her şeyi dilediği gibi yapması ve buna yargı dahil kimsenin karışmaması şeklinde bir anlayışa dayanıyor. Meclis’te hükümetin istediği yasalar çıkıyor. Bunları aynı partinin Cumhurbaşkanı onaylıyor. Geri dönme olasılığı olan tek yer Anayasa Mahkemesi olduğu için orada da değişiklik isteniyor. Türkiye’de bana göre parti dediğiniz şey zaten parti liderinin ta kendisi. O lider başbakan olduğunda da bir tür sultan oluyor. Türkiye’de demokrasi diye konuşulan sistem aslında çoğunluğu ele geçirdiğiniz anda sultanlık oluyor. Muhalefet partilerinin soru önergeleri geri dönüyor hatta çoğu kez bizim bunlardan haberimiz bile olmuyor. Yani o partilerin Meclis’te bulunmasının fazla bir anlamı olmuyor. Yargı bağımsızlığı bu hükümet zamanında değil geçmişten beri tartışılan bir konu zaten. Bürokrasi, hükümet hele çoğunlukla iktidar olmuşsa onun adamlarınca yönetiliyor, ondan yana olmayanların hiçbir itiraz hakkı kalmıyor, hatta kraldan çok kralcılar buralarda yer buluyor. Yerel yönetimleri de ele geçirmiş bir parti iktidardaysa en küçük işler bile bu partiye göre, onun isteklerine göre yapılıyor. Türkiye gibi rantın devlet eliyle dağıtıldığı, yaratıldığı, zengin sınıfların bile tasarlanabildiği bir yerde bu, en küçük kasabaya kadar bütün parayı iktidar partisinin denetlemesi anlamına geliyor. Bütün bunların yanında, iktidara gelen parti canı isterse bütün özgürlükleri de kendi istediği gibi yönlendirebiliyor. Medyayı yeniden oluşturabiliyor, baskı altına alabiliyor. Fazla sesini çıkartan sivil toplum örgütlerini, sendikaları, baskı gruplarını bir biçimde rahatlıkla susturabiliyor. Hatta bununla da yetinmiyor, tek tek kişileri bile tehdit altında tutabiliyor. Başbakan’ın son günlerde televizyonlardaki konuşmalarını izlerseniz bunun açık bir örneğini görebilirsiniz. Gazeteciler el pençe divan. Belki Başbakan kızar diye gayet sıradan bir soruyu bile bin dereden su getirerek sormaya çalışıyorlar. Zaten genellikle bu gazeteciler daha çok iktidarın başarılarını sıralamakta, tebrik etmekte ve hatta Başbakan’ın söylemeyi unuttuğu olumlu tarafları hatırlatmakta birbirleriyle yarışıyorlar. İktidar kendi istediğini yapmayan, eleştiren, aksini söyleyen kim varsa sinirleniyor. Elinden gelirse ona bir şey yapıyor, gelmezse dava açıyor o da olmazsa hedef gösteriyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması, barajın düşürülmesi, Adalet Bakanı’nın etkisinin azaltılması gibi son derece basit demokratik taleplerin hiçbiri savunulamıyor. Bunların hepsine garip garip cevaplar veriliyor. Ama sonuçta demokrasiye çağ atlatacak ve 12 Eylül darbe anayasasını değiştirerek Türkiye’de özgürlüklerin önünü açacak bir referandum yapıldığı söyleniyor. Ama eğer herhangi bir çoğunluk iktidarının yaptığı her şeyi denetlenemez hale getirecekse bu özgürlük, demokrasinin değil olsa olsa sultanlığın önünü açabilir. [email protected] CMYB C M Y B Davalarõn uzamasõndan rahatsõz olduklarõnõ söyleyen Adalet Bakanõ Ergin, çalõşmalar yapõldõğõnõ söyledi Bakandan Silivri itirafõANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Adalet Bakanõ Sadullah Ergin, Ergenekon davasõnõ da kastederek, “Silivri’deki dosya- ların uzaması bizi rahatsız eder. Bütün bunları aşabilmek için çalışmalar yapılıyor” dedi. Ergin, Hâkimevi’nde düzenlediği basõn toplantõsõnda 2010-2014 yõl- larõna ilişkin “Adalet Bakanlığı Stratejik Planı”nõ açõkladõ. Strate- jik planõn 3 yõllõk bir çalõşmanõn ürü- nü olduğunu belirten Ergin, strate- jik planda 12 amaç, 80 hedef ve 327 strateji bulunduğunu söyledi. Er- gin, planõn ana gövdesini “yargı ba- ğımsızlığı ve tarafsızlığının güç- lendirilmesi, yargının etkinlik ve verimliliğinin arttırılması” ama- cõnõn oluşturduğunu savundu. Ortam dinlemelerinin engellen- mesi yönünde stratejik planda ça- lõşma olup olmadõğõnõn sorulmasõ üzerine Ergin, çalõşmalarõn sürdü- ğünü parlamento açõldõktan sonra adõm atõlacağõnõ kaydetti. Davalarõn ve tutukluluk sürelerinin uzamasõnõn bazõ dava sanõklarõnõn mağduriyet- lerine yol açtõğõnõn anõmsatõlmasõ üzerine de Ergin, davalarõn ve tu- tukluluk sürelerinin uzamasõnõn “ge- ciken adalet, adalet değildir” öz- deyişini uyandõrdõğõnõ kaydetti. Da- valarõn uzamasõnõn kendilerini de ra- hatsõz ettiğini ileri süren Ergin, bü- tün bunlarõ aşabilmek için çalõşma- lar yapõldõğõnõ iddia etti. Ergin, şun- larõ kaydetti: “Yüksek yargıda son dönemde zamanaşımından düşü- rülmüş dosyalara bakınız... Siliv- ri’deki dosyaların uzaması bizi ra- hatsız eder. Zamanaşımından dü- şürülen faili meçhul cinayetlere ilişkin davaların bu şekle gelmesi de bizi rahatsız eder. Büyük da- valar oldu Yargıtay’da daha önce. 80 öncesinin şiddet uygulayan ör- gütlerine ilişkin davalar oldu, bunların zamanaşımına uğratıl- ması girişimleri oldu, oluyor bun- lar bizi rahatsız ediyor. Yargıla- maları yapan hâkim ve savcılara ilişkin birtakım suçlamalar oldu- ğu, Bakanlığın bunlarla ilgili işlem yapmadığı iddiaları doğru değil. Yapılan müracaatlar işleme ko- nulmadı tespiti yanlıştı. Hiçbir müracaat işlemsiz kalmamıştır, kalmayacaktır. Konuyu devam etmekte olan 3-5 dosyaya getirir- sek o sürece etki etmiş oluruz.” Didim’de Barış Festivali ve Referandum ORHAN BURSALI Güzelim Didim’de 15. Barõş Şenliği etkinlikleri çer- çevesinde CHP Milletvekili ve Meclis Grup Baş- kanvekili Kemal Anadol ile birlikte referan- dumu konu alan panele katõldõk. 1 Eylül Dün- ya Barõş Günü, Nazilerin Polonya’ya saldõrõyõ başlattõklarõ gün. İkinci Dünya Savaşõ kâbusu- nun dünyanõn üzerine çöküşü... Didim’de barõşõn meşalesi 15. kez yakõldõ. Ege’nin kar- şõ kõyõsõ Didim’lilerle el ele. Meşalenin önünden denizde barõş için takalar geçiyor allõ yeşilli. Dün- yanõn çeşitli ülkelerinde ise savaş çocuklarõ, açlõk çocuklarõ, hastalõk çocuklarõ... Didim canlõ. CHP’li Belediye Başkanõ Mümin Ka- macı görevden alõnmõş. Yerine vekil olarak Ercan Atasoy bakõyor. Anadol konuşmasõnda sert, vali- lere ve iktidara sesleniyor, “Bütün yapılan hu- kuksuzlukların hesabını soracağız” diyor. Salon dalgalanõyor. Anadol, Hitler’in nasõl ülkede bütün güçleri elinde topladõğõnõ anlatõyor: Faşizmin ayak sesleri. Sabotajlar, komplolar ve tek yetkili lider Hit- ler. Hukuk, ordu, polis.. hepsi Hitler’in emrinde Anadol’un anlattõklarõ çağrõşõmlarla dolu. Recep Bey’in nasõl yetkileri elinde topladõğõnõ dinli- yoruz, Meclis’ten birinci ağõzdan. Diyor ki, “Her- kesi o atayacak, TÜBİTAK ve Telekomüni- kasyon Merkezi’ne atama yapabilmesi için ya- saları bile değiştiriyor. Bütün güçler Recep Bey’in elinde...” Anadol diyor ki, “Bir şekilde ik- tidarda kalırlarsa, evetten güç alırlarsa, ta- kunyalı faşizmi kuracak bunlar”. Türkiye’nin referandumdan evet çõkmasõ halinde nasõl bir ülkeye dönüşeceğini görmek için, 8 yõl- lõk iktidarlarõ süresince yarattõklarõ kargaşa içinde yuvarlanõp duran bu ülke, bize açõk bir fikir veri- yor. Didim bunun bilincinde, ağõrlõkla hayõr demeye hazõrlanõyor. Güler yüzlü aydõnlõk insanlar her yer- de çevremizi sarõyorlar ve sohbet ediyorlar. Didim Barõş Festivali’ne ilgi büyük. 15 yõldõr bü- yük bir inançla sürdürülen barõş, Didimlilerin ruhuna işlemiş... Koşaner’den ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Işõk Koşaner’i kabul etti. Başbakanlõk Merkez Bina’da gerçekleşen görüşme saat 11.30’da başladõ. Orgeneral Ko- şaner’in göreve devralmasõnõn ardõn- dan ilk olarak gerçekleşen görüşme yaklaşõk 1 saat sürdü. Karakola taciz ateşi ANKARA (AA) - Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet sitesinde yer alan duyuruda, Siirt’in Eruh ilçesi, Eruh-Şõrnak karayolu üzerinde konuş- lu Görendoruk Jandarma Karakol Ko- mutanlõğõ’na bir grup bölücü terör ör- gütü mensubu tarafõndan önceki ak- şam taciz ateşi açõldõğõ belirtildi. Kara- koldan karşõlõk verilmesi üzerine terö- ristler kaçarken olayda herhangi bir zayiat meydana gelmediği bildirildi. Referandum paneli İstanbul Haber Servisi - 10 Aralõk Hareketi, bugün “Referandum Süreci ve Sonrasõ” konulu panel dü- zenliyor. Dedeman Otel’de 1400- 17.00 saatlerinde gerçekleştirilecek panelin yöneticiliğini Prof. Burhan Şenatalar yapacak. Toplantõya ko- nuşmacõ olarak gazeteciler Altan Öymen, Kadri Gürsel, Nuray Mert, Prof. İbrahim Kaboğlu ile Süleyman Çelebi katõlacaklar. ‘Evet’ için geldiler İstanbul Haber Servisi - Afga- nistan’daki Türk okullarõnda görev yapan öğretmen ve işadamlarõndan oluşan yaklaşõk 60 kişilik grup, re- ferandumda “evet” oyu kullanmak için yaklaşõk 5 saatte 3500 kilomet- re yol katedip İstanbul’a geldi. Grubun bir bölümü Atatürk Havali- manõ’nda kurulan sandõklarda oyla- rõnõ kullandõ. Grupta yer alan diğer kişilerin de ikametleri olan yerlerde oylarõnõ kullanarak 14 Eylül’de Af- ganistan’a dönecekleri bildirildi. Artvin’de panel ARTVİN (Cumhuriyet) - Art- vin Kültür ve Yardõmlaşma Derneği ile Yeşil Artvin Derneği, “HES’ler ve Anayasa Değişiklikleri” konulu bir pa- nel düzenliyor. 6 Eylül Pazartesi günü Artvin’de Şelale düğün salonunda saat 12.30’da gerçekleştirilecek panele ko- nuşmacõ olarak Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. İbrahim Kaboğlu, Artvin Çoruh Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Oğuz Kurdoğlu, Yarsav Kurucu Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Yeşil Artvin Derneği Yön. Kur. Üyesi Av. Bedrettin Kalõn, Artvin Kültür ve Yard. Derneği Yön. Kur. üyesi Tekin Üstündağ katõlacak. Vahşete 2 tutuklama ERZURUM (AA) - Erzurum’un Tortum ilçesinde kaybolan ve cesedi bir ormanlõk alanda bulunan N.A’yõ (12) tecavüz edip bõçaklayarak öldür- dükleri şüphesiyle gözaltõna alõnan S.K, A.D, F.D ve Y.B, jandarmadaki ifadelerinin ardõndan adliyeye sevk edildi. S.K. ile A.D. tutuklandõ. 145 bin kişi okuma bilmiyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - Türkiye’nin en aydõn kentlerin- den biri olarak gösterilen İzmir’de 144 bin 688 kişi okuma yazma bilmiyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2008 Adrese Dayalõ Nüfus Kayõt Sistemi verilerinde 165 bin olan oku- maz yazmaz sayõsõ, geçen yõl yapõlan çalõşmalarla 144 bin 688’e düşürüldü. ‘Hipokrat Yemini’ni unuttu BERLİN (AA) - Almanya’nõn Hessen eyaletinin Waechtersbach kentindeki bir doktor, başörtülü ka- dõnlarõ, Almanca bilmeyenleri ve ço- cuk sayõsõ 5’ten fazla olan aileleri muayenehanesine almõyor. “Gelnha- euser Neuen Zeitung” adlõ yerel bir gazetede yer alan haberi Alman Ha- ber Ajansõ’na (DPA) doğrulayan dok- tor, yõllardan beri Müslüman hastala- rõn muayenesinde sorunlar yaşadõğõnõ öne sürerek, şimdi kendisine göre ba- zõ kurallar koyduğunu ve bunu mua- yenehanesinde uyguladõğõnõ belirtti. Yeni Zelanda’da deprem WASHINGTON (AA) - Yeni Zelanda’da 7.4 büyüklüğünde güçlü bir deprem meydana geldi. ABD Jeo- lojik Araştõrmalar kurumuna göre dep- remin merkez üssü, 342.000 nüfuslu Christchurch’a 7 kilometre mesafede, 66 kilometre derinlikte. Bölgede tsu- nami tehlikesinin olmadõğõ açõklandõ. Yurt Haberleri Servisi - Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’i çarşamba günü Hatay’õn Samandağ ilçesine yaptõğõ referandum çalõş- malarõ sõrasõnda yalnõz bõrakmayan kişinin 30 Mart 1995’te DEP Samandağ İlçe Başka- nõ Mehmet Latifeci ile babasõ Yahya Lati- feci’yi öldüren Behçet Karaağaçlı olduğu ortaya çõktõ. BDP Mardin Milletvekili Emi- ne Ayna, “Karaağaçlı, Hatay’da Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile birlikte kol ko- la referandum çalışması yürütüyor” diye konuştu. Ayna’nõn iddialarõ üzerine Adalet Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, “Şahsın Adalet Bakanı Ergin’e refakatçilik yaptığı iddiası doğru olmadığı gibi Bakan Er- gin’in bu kişilerle herhangi bir tanışıklığı da söz konusu değildir” denildi. Karaağaç- lõ, 1995’te 2 DEP’liyi öldürdüğü gerekçesiy- le tutuklandõ ve ağõr hapse mahkûm oldu. Karaağaçlõ, daha sonra kamuoyunda “Rah- şan Affı” olarak da bilinen yasa uyarõnca tahliye edildi. Karaağaçlõ’nõn Samandağ’a bağlõ Sutaşõ köyünde yaşadõğõ bildirildi. Ergin katili tanõyamadõ MEŞALE 15. KEZ YAKILDI MARDİN (Cumhuriyet) - Mardin’in beldelerinde halk toplantõlarõna katõlan BDP milletvekili Emine Ayna, Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker’in “BDP boykotla halkı tehdit ediyor, eşkıyalık yapı- yor” sözlerini sert bir dille eleştirdi. Ayna, “Senin yaptığın katilliktir. Sen kendi halkını katleden bir sisteme hizmet ediyorsun. Sen bir Kürt olarak, ken- di kimliğini, kendi dilini inkâr eden bir siyasi parti- de milletvekilisin. Kendini inkâra ne denir? O ağız- larından düşürmedikleri Müslümanlıkta bile kendi kendinin inkâr münafıklık değil midir?” dedi. Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn “Resmi dil tektir, Türkçe- dir. Başka dil olmaz, Kürtçeyi zaten cezaevinde ko- nuşuyorlar” sözlerini de eleştiren Ayna “Aslında bu mesaj Kürtleredir. ‘Kürtçe, Kürtçe derseniz, konuşa- cağõnõz yer cezaevidir’ diyor” diye konuştu. AYNA’DAN EKER’E AĞIR SUÇLAMA KOL KOLA ÇALIŞTILAR 4 EYLÜL ULUSAL MÜCADELE GÜNÜ OLSUN MEHMET MENEKŞE SİVAS - Milli mücadeleyi hazõrlayan kararlarõn alõndõğõ ve Cumhuriyetin te- mellerinin atõldõğõ Sivas Kongresi’nin 91. yõldönümü törenlerle kutlandõ. Sivas Ticaret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Osman Yıldırım kongrenin yõldönümü olan 4 Ey- lül’ün “Mücadele Günü” olarak kutlan- masõnõ önerdiklerini ve TBMM Başka- nõ, Başbakan, CHP ve MHP Genel Baş- kanlarõ ile Sivaslõ milletvekillerine bir mektup gönderdiklerini söyledi. Sivas Kongresi’nin 91. yõldönümü kut- lama etkinlikleri kapsamõnda, tarihi Bu- ruciye Medresesi’nin yan tarafõnda oluş- turulan ilçeler sergisinin açõlõşõ Vali Ali Kolat tarafõndan yapõldõ. Sergide yörenin kültürel ve turistik özelliklerinin tanõtõmõ yapõlarak el emeği eserler sergilendi. Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği Sivas Şu- besi de 4 Eylül’ün milli mücadele bayramõ olarak kutlanõlmasõ için başlattõğõ imza kampanyasõnõ bu yõl da sürdürdü. CHP Bakırköy İlçe Örgütü üyesi Aylin Kotil, il- çedeki birçok sivil toplum örgütleriyle birlikte Bakırköy’de ev ev dolaşarak, pazar ve kahveleri ziyaret ederek “hayır” kampanyası yürütüyor. Yurttaşların kampanyalarına yoğun ilgi göster- diğini vurgulayan Kotil ve arkadaşları, ilçede ayak basmadık yer, bildiri dağıtmadıkları yurt- taş kalmayacağını söyledi. Kampanya kapsa- mında Osmaniye, Kartaltepe, Yeşilköy, Bakır- köy ve Yenimahelle’de çalışma yapan Aylin Ko- til ve arkadaşları, CHP’lilerden böylesine yüz yüze çalışma beklediklerini, genel seçimlerde de benzer çalışmaların yürütülmesini istedi. Dağıtı- lan bildiri ve broşürlerde, referandumda neden hayır oyu kullanılması gerektiğine yer verildi. Kotil’den‘Hayır’adestek Erdoğan U2 ile görüşecek FIRAT KOZOK ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul konse- ri için Türkiye’ye gelen İrlandalõ dünyaca ünlü rock grubu U2’yu Dolmabahçe Çalõşma Ofisi’nde ka- bul edecek. Yoğun bir referandum kampanyasõ yürüten Erdoğan, üst üste düzenle- diği mitinglerin ardõndan bu akşam İstanbul’a gidecek. Pazar gününü İs- tanbul’da geçirecek olan Erdoğan, Kazlõçeşme mitingi öncesi sürpriz bir kabul de gerçekleştirecek. Erdoğan yarõn, İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda sahne alacak İrlandalõ rock grubu U2’yu Dolmabahçe Ça- lõşma Ofisi’nde kabul edecek. Gö- rüşmenin saat 14.00’te yapõlmasõ planlanõyor. Türkiye’deki insan hak- larõ ihlalleri nedeniyle konser ver- meyi sürekli reddeden dünyanõn en ünlü rock müzik gruplarõndan U2, 3 Mart 1997’de çõkardõğõ “Pop” al- bümünün kapağõna İngilizce ola- rak, “Remember Fehmi Tosun ‘di- sappeared’ in Turkey October 1995” (Türkiye’de gözaltõnda kay- bedilen Fehmi Tosun’u hatõrlayõn) yazarak, gözaltõnda kaybedilenle- rin yakõnlarõ ile (Cumartesi Anneleri) dayanõşma göstermişti. U2 grubunun albüm kapağõnda ismi geçen Fehmi Tosun, Diyarba- kõr’õn Lice ilçesinde köyleri boşal- tõlõnca, karõsõ Hanım ve beş çocu- ğuyla Diyarbakõr’a, oradan da İs- tanbul’a göç etti. 19 Ekim 1995 gü- nü evden çõkõnca kaybolmuştu. Av- rupa İnsan Haklarõ Mahkemesi, eşin- den bir daha haber alamayan Hanõm Tosun’un yaptõğõ başvuruyu sonuç- landõrmõş ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Grup geçtiğimiz günlerde de Rusya tur- nesinde Devlet Başkanõ Dimitri Medvedev tarafõndan kabul edil- mişti. Başbakan Erdoğan ise U2 grubunun desteklediği Cumartesi Anneleri için “Ne iş yaptıklarını bil- miyorum. Cumartesi Anneleri bi- rileri tarafından kullanılıyor” ifa- delerini kullanmõştõ. İrlandalı rock grubu U2’nin solisti Bono. ERBAKAN ‘Hacca giden Siyonizme çalışıyor’ Haber Merkezi - Kapatõlan Refah Partisi’nin Genel Başka- nõ Necmettin Erbakan, “Hac- ca giden hacılarımız bile Si- yonizme çalışıyor” dedi. Balõkesir’in Altõnoluk beldesin- deki yazlõğõnda yurttaşlarla sohbet eden Erbakan, siyonistlerin üçkâğõt ekonomisiyle bütün dünyayõ do- landõrdõğõnõ savudu. Erbakan, “Efen- dim şimdi ben hacca gideceğim. Bir Türk uçağı ile gideceğim ki, param Türkiye’de kalsın. Sen öy- le zannediyorsun. Türk uçağına biniyorsun. Türk uçağı havalanı- yor. Uçmak için ICAO (Uluslar- arası Sivil Havacılık Teşkilatı) üyesi olması gerekiyor. ICOO, Rockefeller denilen Yahudinin kuruluşu. Bilet parasının yüzde dokuzunu vermezsen üye ola- mazsın. Dünyada kim nereden nereye gidiyorsa, yüzde dokuz Yahudiye ödüyor, ondan sonra bir yerden bir yere gidiyor. ‘Efendim, ben Yahudiye para ödemek istemi- yorum. Onun için hacca gemiyle gi- deceğim’ dese, geminin açık de- nizlere açılması için loyd almak ge- rekiyor. Loyd’un yüzde dokuzu da Yahudiye veriliyor. Bu loyd hak- kı da Yahudinindir” diye konuştu. Erbakan, referandumda “Evet” oyu kullanacağõnõ da söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle