19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Görevini cuma günü törenle Orgeneral Işık Koşaner’e dev- reden eski Genelkurmay Başka- nı İlker Başbuğ, konuşmasının önemli bir bölümünü TSK’ye karşı yürütülen asimetrik ‘psiko- lojik harekâta’ ayırdı ve “TSK kendisine karşı yürütülen bu psi- kolojik harekâtta zorlanmıştır” deme ihtiyacı hissetti. Konuş- masında bu psikolojik harekâtın sorumlusunu açıklamaktan ka- çınan Başbuğ, bunun yerine TSK’ye yönelik bu kampanyanın yargı ve medya ayağını sorgula- makla yetindi. Konuşmada sa- dece tek şifre veriyordu Baş- buğ. O da TSK’nin gittikçe artan sorunlarla karşılaşmaya başla- dıkları tarihi “2009 yılının ikinci yarısından sonra” şeklinde ta- nımlamasıydı. Tek başına bir anlamı olma- yan bu sözlerin ardındaki giz perdesi, Başbuğ’un veda tören- leri sırasında gerçekleştirdiği özel sohbetlerde aralandı. Baş- buğ bu görüşmelerde kendisine ve TSK’ye yönelik psikolojik ha- rekâtın başlangıç tarihini gün, ay ve yıl olarak verdi: 14 Nisan 2009. Görevi devraldığı ilk günlerde bir ilke imza atarak AKP hükü- metinin Bakanlar Kurulu’na te- rör brifingi veren, Başbakan Er- doğan’la haftalık olağan görüş- me geleneğini başlatan, “İslam- cı” diye nitelendirilen yayın ku- ruluşlarının bazılarının askeri faaliyetleri izleyebilmeleri için akreditasyonlarını açan ve bası- nı düzenli bilgilendirmek için ile- tişim toplantıları yapan Genel- kurmay Başkanı olarak tüm ke- simlerden büyük sempati topla- yan Başbuğ ve TSK komuta ka- demesi ne olmuştu da 14 Nisan 2009’da hedef haline gelmişti? Başbuğ, bu görüşmelerinde altını ısrarla çizdiği 14 Nisan 2009 tarihinde Harp Akademile- ri’nde yaptığı konuşmasının son bölümünde “cemaatleri” sorgu- layarak bitirmişti. Orada kullan- dığı ifadeleri kısaca hatırlatmak gerekirse: “Bugün bazı cemaatler önce- likle bir ekonomik güç olmaya ve daha sonra da sosyo-politik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir tek tip yaşam tarzı ola- rak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. İşte sorun da buradadır. Sorun, di- nin ve dini duyguların kendi amaçları için, alet ve araç olarak kullanılmasıdır... Dinsel cemaat- lerin, hele çıkar çevresinde ör- gütlenmişse, sivil toplum hare- keti olduğunu öne sürmek çok güçtür... Buna rağmen bugün de bazı din eksenli cemaatler, kendilerini demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim etmek- te ve çeşitli nedenlerle de görü- nürde kendilerinin güçlü bir ko- numa geldiğine inanmaktadır- lar... İşte bu tip bazı cemaatler hedeflerine ulaşmada kendileri için en büyük engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni görmektedir. Bunun için de her fırsattan isti- fade ederek, destekleyicilerinin de yardımıyla Türk Silahlı Kuv- vetleri aleyhine faaliyetlerde bu- lunmaktadırlar. Bu yapılanlara karşı, hukuk devleti kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tepki- siz ve etkisiz kalacağını düşün- mek ise büyük yanılgıdır.” Dönemin Genelkurmay Baş- kanı konuşmasında şu soruları da soruyordu: “- Anayasanın 24’üncü mad- desinde açıkça belirtilmesine rağmen; dinin sosyal, ekonomik ve siyasi düzeni kısmen de şekil- lendirmesi kabul edilebilir mi? Bu kapsamda din eksenli bazı cemaatleri, toplulukları hareket- leri, anayasanın 24’üncü mad- desine göre nereye koyacağız? - Önemli olan dinin ve dini duyguların veya dince kutsal sa- yılan şeylerin, herhangi bir şekil- de herhangi bir amaçla istisma- rının önlenmesi değil midir? - Dinin araçsal hale getirilme- si, dine yapılabilecek en büyük kötülük değil midir? - Dinsel cemaatlerin siyasal alanda rol alması, modernitenin çok önemli bir özelliğinin aşındı- ğı anlamına gelmez mi? - Modern toplumlarda, kişi ar- tık bir cemaatin üyesi olarak de- ğil, birey ve vatandaş olarak yer almıyor mu? - Toplumu inanan/inanmayan, dindar/dindar olmayan ayrımı yapanlar, diğerlerinin iman ve dini inançlarını değerlendirme- ye kalkarak aslında İslam dinine karşı büyük bir suç işlemiyorlar mı? - Bu çeşit sosyal gruplaşma- lar, cemaatleşmeler toplumu ciddi boyutta kutuplaşmalara ve bölünmelere götürmüyor mu? Bu bölünmeler ve kutuplaşmalar ciddi güvenlik sorunlarına ileride dönüşemez mi?” Soruların ardından, demokra- si ve laikliğin birbirini tamamla- yarak Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyada farklı ve güçlü konuma getirdiğini vurgulayan Başbuğ, “Türk toplumunun bütün birey- lerinin bu niteliklerin korunma- sında, yaşatılmasında ve yıpratıl- mamasında duyarlı ve sorumlu davranması vatandaşlık görevi- dir” diyerek sözlerini tamamla- mıştı. Geçen haftaki veda törenle- rinden çıkan izlenim, Baş- buğ’un, bu sözlerinin TSK üze- rindeki psikolojik harekâtı tetik- lediğine inandığı biçiminde. Polis teşkilatının önemli nokta- larında görev yapan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın devlet- cemaat ilişkilerini sorgulayan ki- tabının ardından TSK’nin zirve- sinden emekliye ayrılmakta olan Genelkurmay Başkanı’nın da kurumu üzerindeki psikolojik harekât için cemaatleri işaret et- mesi sizce tesadüf müdür? CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada 10 Ağustos’ta başlayıp 20 Ağustos’ta sona eren 70 - 77. duruşmalar, bir başka deyimle buluşmalarda, zaten duruşmalarda aradığımız artık hukuk değil, dostlarla buluşma... Girişte aktardığım sözü Çanakkale’den gelen okur grubu anımsattı. İçlerinden biri bütün gücüyle haykırdı. “Balbay, umutsuzluk yalnızlıktan doğar diyordun, sakın unutma, yüz binler seninle...” Ertesi hafta benzer sözü Eskişehir’den Faik Dikmen söyledi... Ardından bir not ulaştırdı: “Çıkagel artık Balbay, güzel söyleşiler için salonlarımızda oluver...” Soma’dan Ahmet Tutan da yıllar önce Soma’da konferans dönüşü Kırkağaç’ta Şair Eşref’in mezarını arayışımızı anımsattıktan sonra haykırdı: “Haydi yine gidelim...” Niye olması! Eşref saati de gelecek... Ankara’dan gelenleri tek tek yazsam yerim yok. Dostlar, yersizliğime versinler... Öteki illerden gelenler şehirlerini de yazmışlar. İzmir, Adana, Balıkesir, Malatya, Çorum, Kırşehir, Dikili okudum çokça... Sözün özü, yalnız olmadığımı bir kez daha hissettim. 1.5 yıldan beri sıkça seslendiklerimin başında meslektaşlarım geliyordu. Onlarla çok güzel ağustos buluşmalarımız oldu. En genişi 20 Ağustos günüydü. Hapiste, mutlu anların başında nerede olduğunu unuttuğun anlar gelir. Öyle bir gündü... Tufan Türenç ertesi gün o anı sözcüklere döktü. Orhan Erinç, Oktay Ekşi, Orhan Birgit, Doğan Heper, Atilla Sertel, Tufan Türenç, Ercan İpekçi, Yalçın Bayer, Melih Aşık, Mine Kırıkkanat, Şükran Soner, Yazgülü Aldoğan, Ali Ekber Yıldırım hem kişisel hem kurumsal kimlikleriyle meslekte de yalnız olmadığımızı hissettirdi... Turgut Kazan anlattıklarımı hüzünlü bir gülümsemeyle dinliyordu. Doğan Heper’i görünce, onun yönetimindeki Milliyet’teki çıraklık yıllarım geçti gözümün önünden. Ümit Zileli’yi görünce, mikrofon dolusu gülüşlerimiz yankılandı kulağımda. Yine buluşacağız, yine gülerek düşüneceğiz... 10 Ağustos’ta da İzmirli meslektaşlarla buluştuk. Gazetecilikte ilk yılların heyecanını birlikte soluduğumuz arkadaşları görmek, ağustos gün batımlarında Kordon imbatı kadar güzeldi. Halikarnas Balıkçısı’nın manevi oğlu Prof. Şadan Gökovalı’yı görmekse beni mesleğin ilk gününe kadar götürdü. 9 Kasım 1980’de Şadan Hoca dersin ortasında şöyle demişti: “Arkadaşlar Gazete İzmir bölgesel yayın organı olarak yayına başladı. Burada çalışmak isteyen dersten sonra beni görsün...” Ders biter bitmez soluğu hocanın yanında almıştım. Şadan Hoca şöyle demişti.“Yarın... Ha yarın 10 Kasım öbür gün sabah git. Haber Müdürü Levent Bimen’i gör. Benim gönderdiğimi söyle...” 11 Kasım 1980’de Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi iken gazeteciliğe ilk adımı attım. Yazı aramızda 11 Kasım’da meslekte 30. yıl doluyor. 5 ay önce de yine fakülteden hocamız Prof. Hüsamettin Ünsal’la o günleri konuşmuştuk. Meslekte 30, ömürde 50 yıl... 50. yaşta da yalnız olmadığımı hissettiren herkese bir teşekkür borcum bir de sözüm var: Sonrakileri, güzel günlerde hep birlikte kutlarız. Reha Muhtar’ın yaşam sevinci tadında anlattığı gibi 50’li yaşlar da güzel. Bütün buluşmalardan söz ettik... Cumhuriyet ailesi buluşmalarımız da güzeldi... Ankara, İzmir temsilcilerimiz Utku ve Serdar’ın yanı sıra pek çok mesai arkadaşımızla, Erdal Atabek’le, Cumhuriyet Kitap ve Satış Müdürümüz Fazilet Kuza’yla, İstanbul Haber Servisi Şefimiz Cengiz Yıldırım’la, Bedri Baykam’la buluştuk. 3-4 gün Ankara Büro’nun her katından arkadaşlarla hasret giderdik... Bütün bu buluşmalarda - dayanışmalarda sözü getirmek istediğim yer şu: Tutukluluk artık cezaya dönüştü... Bunu bağnazlaşmış kimi öbekler dışında hemen her kesim kabul ediyor. Elbette böyle bir sorun ilk kez yaşanmıyor. Elbette tek mazlum Mustafa Balbay, Tuncay Özkan değil. Ancak böylesi yaygın ve ciddi sorunların sembolleri oluşur. Konu onların etrafında tartışılır ve adım adım çözüme gidilir. Yarın, öbür gün kimi yeni gelişmeleri dile getireceğim. Bu davanın açılış ruhu şu: Öylesine büyük ve karmaşık iddialarda bulun ki, kimse işin içinden çıkamasın! Uzun tutukluluk da iddianın sürdürümünde lokomotif olsun. Böyle bir mantık ortaçağda bile yoktu. Tarihte böylesi dönemler, toplumsal vicdanın yükselmesiyle aşılmıştır. Bugün de onu arıyoruz. Mesleksel ve toplumsal dayanışmayı bu yüzden çok önemsiyoruz. [email protected] SAYFA 30 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Ağustos Oslo Y 16 Helsinki Y 14 Stockholm Y 15 Londra B 19 AmsterdamY 19 Brüksel Y 18 Paris B 22 Bonn Y 17 Münih Y 19 Berlin Y 15 Budapeşte Y 18 Madrid B 31 Viyana Y 15 Belgrad Y 28 Sofya PB 24 Roma B 25 Atina B 33 Zürih Y 16 Moskova Y 15 Aşkabat B 34 Taşkent B 32 Bakû PB 30 Bişkek B 28 Tiflis PB 34 Kahire B 35 Şam B 37 İstanbul Y 31 Edirne Y 30 Kocaeli Y 34 Çanakkale PB 33 İzmir A 33 Manisa A 36 Denizli A 36 Zonguldak Y 28 Sinop Y 29 Samsun A 30 Trabzon A 30 Giresun A 30 Ankara A 37 Eskişehir A 35 Konya A 34 Sıvas A 34 Antalya A 32 Adana A 36 Mersin A 35 Diyarbakır A 39 Şanlıurfa A 39 Mardin A 36 Siirt A 39 Hakkâri A 32 Van A 27 Kars A 29 Ülkemizin ku- zeybatı kesimleri parçalı bulutlu, Marmara’nın kuze- yi ile Batı Karadeniz kıyıları sağanak ve gök gürültülü sa- ğanak diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcklığı Marmara ve Karadeniz’de 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişik- lik olmayacak. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Avcı’dan Sonra Başbuğ da ‘Cemaati’ İşaret Etti [email protected] Koşaner’den yasal sorumluluk vurgusuANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Işık Koşaner, göre- ve gelmesinin ardõndan yayõm- ladõğõ 30 Ağustos Zafer Bayra- mõ mesajõnda, “Cumhuriyeti- mizin üniter-devlet, ulus-dev- let ve laik-devlet yapısıyla Ata- türkçü düşünce sisteminin reh- berliğinde güvence altına alı- nan ilerleyişimiz duraksama- dan devam edecektir” derken, TSK’nin Cumhuriyeti koruma ve kollama görevine de atõf yap- tõ. Koşaner, “TSK mensupları, askerlik mesleğinin omuzları- na yüklediği görevin bilinci ve yasal sorumluluklarının ge- reğiyle hareket ederken daima yanında hissettiği yüce ulusu- muzun kendisine olan güve- ninden güç almıştır. TSK’nin aleyhindeki her çabanın he- definde, bağımsızlığı, bütün- lüğü ve bölünmezliği ile Tür- kiye Cumhuriyeti’nin olduğu unutulmamalıdır” dedi. Koşaner şunlarõ şu ifadeleri kullandõ: “Büyük zorluklara ve fedakârlıklara katlanılarak kazanılan bu zafer, Cumhuri- yetin yeni ve sağlam esaslarıy- la perçinlenerek Türk milleti- nin çağdaş uygarlık yolundaki ilerleyişinin başlangıcı olmuş- tur. Cumhuriyetimizin üniter- devlet, ulus-devlet ve laik-dev- let yapısıyla Atatürkçü dü- şünce sisteminin rehberliğinde güvence altına alınan bu iler- leyişimiz duraksamadan de- vam edecektir. Sarsılmaz bir birlik ve vatana adanmışlık ruhuyla kenetlenmiş TSK mensupları, askerlik mesleği- nin omuzlarına yüklediği gör- evin bilinci ve yasal sorumlu- luklarının gereğiyle hareket ederken daima yanında his- settiği yüce ulusumuzun ken- disine olan güveninden güç al- mıştır. TSK’nin bu güvene gölge düşürecek hiçbir çabaya bugüne kadar destek verme- diğini ve bundan sonra da ver- meyeceğini yüce ulusumuz çok iyi bilmektedir. Bu nedenle, TSK’nin aleyhindeki her ça- banın hedefinde, bağımsızlı- ğı, bütünlüğü ve bölünmezliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu unutulmamalıdır.” Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, “demokrasi” vurgusu yap- tõğõ mesajõnda “Atatürk’ün üs- tün komutanlık ve liderlik ye- teneği, milletimizin vatan sev- gisi ve bağımsızlık tutkusu, ordumuzun kahramanlığı ve cesareti bu eşsiz zaferi getir- miştir” ifadesini kullandõ. 30 AĞUSTOS’UN 88. YILDÖNÜMÜ Zafer günü 30 Ağustos Zafer Bayramõ ve Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) Günü’nün 88. yõldönümü, bugün başta başkent Ankara olmak üzere tüm yurtta, dõş temsilciliklerde ve KKTC’de törenlerle kutlanacak. Haber Merkezi - Başkentteki kutlamalar kapsamõndaki ilk tören 08.45’te Anõtka- bir’de gerçekleştirilecek. Devlet protokolünce mozaleye çelenk konulacak. Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Işık Koşaner, Anõtkabir ziyaretinin ardõndan 09.45’te Genelkurmay Karargâhõ’nda kutlamalarõ kabul edecek. Saat 11.00’de Atatürk Kültür Merkezi (AKM) tören alanõndaki geçit töreni yapõ- lacak. Törene Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül başkanlõğõndaki devlet protokolü, sivil ve askeri erkân ile birlikte yabancõ misyon temsilcileri katõlacak. Yurttaşlar da kendi- lerine ayrõlan bölümden geçit törenini izle- yebilecek. Kutlamalar kapsamõnda saat 12.00’de, 21 pare top atõşõ yapõlacak. Kara Harp Okulu’ndan mezun olan genç teğ- menler saat 16.00’da törenle diplomalarõnõ alacak. Koşaner, kutlamalar kapsamõnda akşam da resepsiyon verecek. İstanbul’daki kutlamalar kapsamõnda, 09.30’da Tak- sim Cumhuriyet Anõtõ’na çelenk sunularak saygõ duruşunda bulunulacak. İstiklal Marşõ eşliğinde göndere bayrak çeki- lecek, 1. Ordu Komutanõ Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu da anõt özel defterini imzalayacak. Görevini yeni devralan Kõvrõkoğlu, saat 10.00’da Harbiye Orduevi’nde tebrikleri kabul edecek. Bir saat sonra, Aksaray-Vatan Caddesi’nde ge- çit töreni başlayacak. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş’õn bindiği araçla Kõv- rõkoğlu, halkõn bayramõnõ kutlayacak. Kutla- malar çerçevesinde 16.30-18.00 saatleri arasõnda Kadõköy İskele Meydanõ, Beyazõt Meydanõ, Ba- kõrköy Meydanõ, Taksim Cumhuriyet Meyda- nõ ve Tuzla Meydanõ’nõnda bando konserleri dü- zenlenecek. İzmir’deki törenler, saat 09.30’da Cumhuriyet Meydanõ’ndaki Atatürk Anõtõ’na çelenklerin sunulmasõyla başlayacak. Kordon Orduevi’nde kutlama töreninin ar- dõndan Cumhuriyet Meydanõ’ndaki kutlama- lara geçilecek. Adana’de ilk tören bugün 08.00’de Atatürk Par- kõ’ndaki Atatürk Anõtõ önünde gerçekleşecek. Ge- çit töreni ise 09.30’da Adana Garõ önündeki Uğur Mumcu Meydanõ’nda olacak. 30 Ağustos Zafer Bayramõ dolayõsõyla CHP, MHP, İP, Adana Bü- yükşehir Belediyesi, Mersin Büyükşehir Bele- diyesi, Çukurova Belediyesi, Adana Barosu, ADD ve ÇYDD kutlama mesajõ yayõmladõ. Va- li Atõş da yaptõğõ açõklamada, “Geçmişte olduğu gibi bugün de milletiyle, ordusuyla el ele ve- rerek birlik, beraberlik ve kardeşlik içeri- sinde, Atatürkümüzün izinde, onun bize mi- ras olarak bıraktığı güçlü devletimizi, çağdaş ilkeler doğrultusunda sonsuza kadar yaşat- ma azmi ve kararlılığındayız” dedi. İSTANBUL İZMİR ADANA Genelkurmay Başkanõ: TSK mensubu, yasal sorumluluğunun gereğiyle hareket eder u ? TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, 30 Ağustos’taki zaferin milletin yeniden doğuşu- nun başlangõcõ olduğunu kaydetti. ? Başbakan Tayyip Erdoğan da mesajõnda 30 Ağustos Zaferi’nin verdiği güçle demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyeti koruyacaklarõnõ belirterek, “Türkiye’yi mua- sır medeniyetler seviyesinin ötesine taşıma hedefimizi mutlaka gerçekleştireceğiz” dedi. ? CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu da mesajõnda, özgürlüğün, laik Cumhuriyetin ve demokrasinin müjdecisi olan 30 Ağustos’un, çok büyük engel ve sorunlarla dolu yolun inançla, kararlõlõkla aşõldõğõ gün olduğunu be- lirterek, “30 Ağustos Zafer Bayramı tam ba- ğımsızlıktır, toprak bütünlüğüdür, birliktir, kardeşliktir. Günümüz koşullarında da her- kes çok iyi bilmelidir ki Türkiye Cumhuri- yeti bağımsızlığını, özgürlüğünü dil, din, ırk ve inanç farklılığı yapmadan omuz omuza vererek kazandı” dedi. ? MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli mesa- jõnda, 30 Ağustos Zaferi’nin emperyalizmin ulus aleyhine kurguladõğõ oyunlarõ bozup, sinsi hesaplarõ altüst ettiğini söyledi. Bahçeli, “Ne hazindir ki 88 yıl öncesinin kutlu hatırala- rından çok uzaklara savrulmuş olanlar, bu- gün ortalıkta cirit atmaktadırlar” dedi. ? DSP lideri Masum Türker, 30 Ağustos’un, Türk ulusunun hedeflerine ulaşma konusunda- ki kararlõlõğõnõn göstergesi olduğunu belirtti. ? DP lider Hüsamettin Cindoruk, “Bugün, yalnız bizim tarihimizin değil, dünya tarihi- nin de altın harflerle kaydettiğ eşsiz bir za- ferin yıldönümüdür” ifadesini kullandõ. ? SP lideri Numan Kurtulmuş, “Bize düşen kardeşliği ileriye götürmektir. Gelin farklı- lıklarımızı zenginlik olarak görelim” dedi. Genelkurmay Başkanı Koşa- ner başkanlığındaki komu- tanlar 30 Ağustos Zafer Haf- tası nedeniyle Devlet Mezar- lığı’na ziyarette bulundu. Saygı duruşunun ardından, Şeref Defteri’ni imzalayan Koşaner, “Cumhuriyet son- suza kadar var olmaya de- vam edecektir” dedi. Koşa- ner ile komutanlar daha son- ra aralarında Orgeneral Kâ- zım Karabekir’in de bulun- duğu devlet büyüklerinin me- zarlarına karanfil bıraktı. Komutanlar Devlet Mezarlığı’nda ‘EŞSİZ BİR ZAFERİN YILDÖNÜMÜ’ Bakana çay protestosu RİZE (Cumhuriyet) - Çevre ve Orman Ba- kanõ Veysel Eroğlu, Rize’nin Gündoğdu beldesin- de 12 kişinin hayatõnõ kaybettiği sel felaketi son- rasõnda incelemelerde bulundu. Bakan Eroğlu’na Çaykur’a ait çay fabrikasõnõn önünde bir işçiden tepki geldi. İşçi, “Ses etmesek ne gelen var ne gi- den. Bize bir iş makinesi verin de kõsa sürede fab- rikayõ imalata başlatalõm. Fabrika imalata başla- mazsa üretici çayõnõ nereye satacak?” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle