Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Görevini cuma günü törenle
Orgeneral Işık Koşaner’e dev-
reden eski Genelkurmay Başka-
nı İlker Başbuğ, konuşmasının
önemli bir bölümünü TSK’ye
karşı yürütülen asimetrik ‘psiko-
lojik harekâta’ ayırdı ve “TSK
kendisine karşı yürütülen bu psi-
kolojik harekâtta zorlanmıştır”
deme ihtiyacı hissetti. Konuş-
masında bu psikolojik harekâtın
sorumlusunu açıklamaktan ka-
çınan Başbuğ, bunun yerine
TSK’ye yönelik bu kampanyanın
yargı ve medya ayağını sorgula-
makla yetindi. Konuşmada sa-
dece tek şifre veriyordu Baş-
buğ. O da TSK’nin gittikçe artan
sorunlarla karşılaşmaya başla-
dıkları tarihi “2009 yılının ikinci
yarısından sonra” şeklinde ta-
nımlamasıydı.
Tek başına bir anlamı olma-
yan bu sözlerin ardındaki giz
perdesi, Başbuğ’un veda tören-
leri sırasında gerçekleştirdiği
özel sohbetlerde aralandı. Baş-
buğ bu görüşmelerde kendisine
ve TSK’ye yönelik psikolojik ha-
rekâtın başlangıç tarihini gün,
ay ve yıl olarak verdi: 14 Nisan
2009.
Görevi devraldığı ilk günlerde
bir ilke imza atarak AKP hükü-
metinin Bakanlar Kurulu’na te-
rör brifingi veren, Başbakan Er-
doğan’la haftalık olağan görüş-
me geleneğini başlatan, “İslam-
cı” diye nitelendirilen yayın ku-
ruluşlarının bazılarının askeri
faaliyetleri izleyebilmeleri için
akreditasyonlarını açan ve bası-
nı düzenli bilgilendirmek için ile-
tişim toplantıları yapan Genel-
kurmay Başkanı olarak tüm ke-
simlerden büyük sempati topla-
yan Başbuğ ve TSK komuta ka-
demesi ne olmuştu da 14 Nisan
2009’da hedef haline gelmişti?
Başbuğ, bu görüşmelerinde
altını ısrarla çizdiği 14 Nisan
2009 tarihinde Harp Akademile-
ri’nde yaptığı konuşmasının son
bölümünde “cemaatleri” sorgu-
layarak bitirmişti. Orada kullan-
dığı ifadeleri kısaca hatırlatmak
gerekirse:
“Bugün bazı cemaatler önce-
likle bir ekonomik güç olmaya
ve daha sonra da sosyo-politik
yaşamı biçimlendirmeye, dine
bağlı bir tek tip yaşam tarzı ola-
rak sosyal kimliklerini ortaya
koymaya çalışmaktadırlar. İşte
sorun da buradadır. Sorun, di-
nin ve dini duyguların kendi
amaçları için, alet ve araç olarak
kullanılmasıdır... Dinsel cemaat-
lerin, hele çıkar çevresinde ör-
gütlenmişse, sivil toplum hare-
keti olduğunu öne sürmek çok
güçtür... Buna rağmen bugün
de bazı din eksenli cemaatler,
kendilerini demokratik alanın bir
oyuncusu olarak takdim etmek-
te ve çeşitli nedenlerle de görü-
nürde kendilerinin güçlü bir ko-
numa geldiğine inanmaktadır-
lar... İşte bu tip bazı cemaatler
hedeflerine ulaşmada kendileri
için en büyük engel olarak Türk
Silahlı Kuvvetleri’ni görmektedir.
Bunun için de her fırsattan isti-
fade ederek, destekleyicilerinin
de yardımıyla Türk Silahlı Kuv-
vetleri aleyhine faaliyetlerde bu-
lunmaktadırlar. Bu yapılanlara
karşı, hukuk devleti kapsamında
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tepki-
siz ve etkisiz kalacağını düşün-
mek ise büyük yanılgıdır.”
Dönemin Genelkurmay Baş-
kanı konuşmasında şu soruları
da soruyordu:
“- Anayasanın 24’üncü mad-
desinde açıkça belirtilmesine
rağmen; dinin sosyal, ekonomik
ve siyasi düzeni kısmen de şekil-
lendirmesi kabul edilebilir mi?
Bu kapsamda din eksenli bazı
cemaatleri, toplulukları hareket-
leri, anayasanın 24’üncü mad-
desine göre nereye koyacağız?
- Önemli olan dinin ve dini
duyguların veya dince kutsal sa-
yılan şeylerin, herhangi bir şekil-
de herhangi bir amaçla istisma-
rının önlenmesi değil midir?
- Dinin araçsal hale getirilme-
si, dine yapılabilecek en büyük
kötülük değil midir?
- Dinsel cemaatlerin siyasal
alanda rol alması, modernitenin
çok önemli bir özelliğinin aşındı-
ğı anlamına gelmez mi?
- Modern toplumlarda, kişi ar-
tık bir cemaatin üyesi olarak de-
ğil, birey ve vatandaş olarak yer
almıyor mu?
- Toplumu inanan/inanmayan,
dindar/dindar olmayan ayrımı
yapanlar, diğerlerinin iman ve
dini inançlarını değerlendirme-
ye kalkarak aslında İslam dinine
karşı büyük bir suç işlemiyorlar
mı?
- Bu çeşit sosyal gruplaşma-
lar, cemaatleşmeler toplumu
ciddi boyutta kutuplaşmalara ve
bölünmelere götürmüyor mu?
Bu bölünmeler ve kutuplaşmalar
ciddi güvenlik sorunlarına ileride
dönüşemez mi?”
Soruların ardından, demokra-
si ve laikliğin birbirini tamamla-
yarak Türkiye Cumhuriyeti’ni
dünyada farklı ve güçlü konuma
getirdiğini vurgulayan Başbuğ,
“Türk toplumunun bütün birey-
lerinin bu niteliklerin korunma-
sında, yaşatılmasında ve yıpratıl-
mamasında duyarlı ve sorumlu
davranması vatandaşlık görevi-
dir” diyerek sözlerini tamamla-
mıştı.
Geçen haftaki veda törenle-
rinden çıkan izlenim, Baş-
buğ’un, bu sözlerinin TSK üze-
rindeki psikolojik harekâtı tetik-
lediğine inandığı biçiminde.
Polis teşkilatının önemli nokta-
larında görev yapan Emniyet
Müdürü Hanefi Avcı’nın devlet-
cemaat ilişkilerini sorgulayan ki-
tabının ardından TSK’nin zirve-
sinden emekliye ayrılmakta olan
Genelkurmay Başkanı’nın
da kurumu üzerindeki psikolojik
harekât için cemaatleri işaret et-
mesi sizce tesadüf müdür?
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
10 Ağustos’ta başlayıp 20 Ağustos’ta sona eren
70 - 77. duruşmalar, bir başka deyimle
buluşmalarda, zaten duruşmalarda aradığımız artık
hukuk değil, dostlarla buluşma...
Girişte aktardığım sözü Çanakkale’den gelen
okur grubu anımsattı. İçlerinden biri bütün gücüyle
haykırdı.
“Balbay, umutsuzluk yalnızlıktan doğar diyordun,
sakın unutma, yüz binler seninle...”
Ertesi hafta benzer sözü Eskişehir’den Faik
Dikmen söyledi... Ardından bir not ulaştırdı:
“Çıkagel artık Balbay, güzel söyleşiler için
salonlarımızda oluver...”
Soma’dan Ahmet Tutan da yıllar önce Soma’da
konferans dönüşü Kırkağaç’ta Şair Eşref’in
mezarını arayışımızı anımsattıktan sonra haykırdı:
“Haydi yine gidelim...”
Niye olması! Eşref saati de gelecek...
Ankara’dan gelenleri tek tek yazsam yerim yok.
Dostlar, yersizliğime versinler...
Öteki illerden gelenler şehirlerini de yazmışlar.
İzmir, Adana, Balıkesir, Malatya, Çorum, Kırşehir,
Dikili okudum çokça...
Sözün özü, yalnız olmadığımı bir kez daha
hissettim.
1.5 yıldan beri sıkça seslendiklerimin başında
meslektaşlarım geliyordu. Onlarla çok güzel
ağustos buluşmalarımız oldu. En genişi 20
Ağustos günüydü. Hapiste, mutlu anların başında
nerede olduğunu unuttuğun anlar gelir. Öyle bir
gündü... Tufan Türenç ertesi gün o anı sözcüklere
döktü.
Orhan Erinç, Oktay Ekşi, Orhan Birgit, Doğan
Heper, Atilla Sertel, Tufan Türenç, Ercan
İpekçi, Yalçın Bayer, Melih Aşık, Mine
Kırıkkanat, Şükran Soner, Yazgülü Aldoğan, Ali
Ekber Yıldırım hem kişisel hem kurumsal
kimlikleriyle meslekte de yalnız olmadığımızı
hissettirdi... Turgut Kazan anlattıklarımı hüzünlü
bir gülümsemeyle dinliyordu.
Doğan Heper’i görünce, onun yönetimindeki
Milliyet’teki çıraklık yıllarım geçti gözümün
önünden.
Ümit Zileli’yi görünce, mikrofon dolusu
gülüşlerimiz yankılandı kulağımda. Yine
buluşacağız, yine gülerek düşüneceğiz...
10 Ağustos’ta da İzmirli meslektaşlarla buluştuk.
Gazetecilikte ilk yılların heyecanını birlikte
soluduğumuz arkadaşları görmek, ağustos gün
batımlarında Kordon imbatı kadar güzeldi.
Halikarnas Balıkçısı’nın manevi oğlu Prof.
Şadan Gökovalı’yı görmekse beni mesleğin ilk
gününe kadar götürdü. 9 Kasım 1980’de Şadan
Hoca dersin ortasında şöyle demişti:
“Arkadaşlar Gazete İzmir bölgesel yayın organı
olarak yayına başladı. Burada çalışmak isteyen
dersten sonra beni görsün...”
Ders biter bitmez soluğu hocanın yanında
almıştım. Şadan Hoca şöyle demişti.“Yarın... Ha
yarın 10 Kasım öbür gün sabah git. Haber Müdürü
Levent Bimen’i gör. Benim gönderdiğimi söyle...”
11 Kasım 1980’de Ege Üniversitesi İletişim
Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi iken
gazeteciliğe ilk adımı attım.
Yazı aramızda 11 Kasım’da meslekte 30. yıl
doluyor. 5 ay önce de yine fakülteden hocamız
Prof. Hüsamettin Ünsal’la o günleri
konuşmuştuk.
Meslekte 30, ömürde 50 yıl...
50. yaşta da yalnız olmadığımı hissettiren
herkese bir teşekkür borcum bir de sözüm var:
Sonrakileri, güzel günlerde hep birlikte kutlarız.
Reha Muhtar’ın yaşam sevinci tadında anlattığı
gibi 50’li yaşlar da güzel.
Bütün buluşmalardan söz ettik... Cumhuriyet
ailesi buluşmalarımız da güzeldi... Ankara, İzmir
temsilcilerimiz Utku ve Serdar’ın yanı sıra pek çok
mesai arkadaşımızla, Erdal Atabek’le, Cumhuriyet
Kitap ve Satış Müdürümüz Fazilet Kuza’yla,
İstanbul Haber Servisi Şefimiz Cengiz Yıldırım’la,
Bedri Baykam’la buluştuk. 3-4 gün Ankara
Büro’nun her katından arkadaşlarla hasret
giderdik...
Bütün bu buluşmalarda - dayanışmalarda sözü
getirmek istediğim yer şu:
Tutukluluk artık cezaya dönüştü...
Bunu bağnazlaşmış kimi öbekler dışında hemen
her kesim kabul ediyor.
Elbette böyle bir sorun ilk kez yaşanmıyor.
Elbette tek mazlum Mustafa Balbay, Tuncay
Özkan değil. Ancak böylesi yaygın ve ciddi
sorunların sembolleri oluşur. Konu onların
etrafında tartışılır ve adım adım çözüme gidilir.
Yarın, öbür gün kimi yeni gelişmeleri dile
getireceğim. Bu davanın açılış ruhu şu:
Öylesine büyük ve karmaşık iddialarda bulun ki,
kimse işin içinden çıkamasın!
Uzun tutukluluk da iddianın sürdürümünde
lokomotif olsun.
Böyle bir mantık ortaçağda bile yoktu.
Tarihte böylesi dönemler, toplumsal vicdanın
yükselmesiyle aşılmıştır.
Bugün de onu arıyoruz.
Mesleksel ve toplumsal dayanışmayı bu yüzden
çok önemsiyoruz.
[email protected]
SAYFA 30 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Ağustos
Oslo Y 16
Helsinki Y 14
Stockholm Y 15
Londra B 19
AmsterdamY 19
Brüksel Y 18
Paris B 22
Bonn Y 17
Münih Y 19
Berlin Y 15
Budapeşte Y 18
Madrid B 31
Viyana Y 15
Belgrad Y 28
Sofya PB 24
Roma B 25
Atina B 33
Zürih Y 16
Moskova Y 15
Aşkabat B 34
Taşkent B 32
Bakû PB 30
Bişkek B 28
Tiflis PB 34
Kahire B 35
Şam B 37
İstanbul Y 31
Edirne Y 30
Kocaeli Y 34
Çanakkale PB 33
İzmir A 33
Manisa A 36
Denizli A 36
Zonguldak Y 28
Sinop Y 29
Samsun A 30
Trabzon A 30
Giresun A 30
Ankara A 37
Eskişehir A 35
Konya A 34
Sıvas A 34
Antalya A 32
Adana A 36
Mersin A 35
Diyarbakır A 39
Şanlıurfa A 39
Mardin A 36
Siirt A 39
Hakkâri A 32
Van A 27
Kars A 29
Ülkemizin ku-
zeybatı kesimleri
parçalı bulutlu,
Marmara’nın kuze-
yi ile Batı Karadeniz
kıyıları sağanak ve
gök gürültülü sa-
ğanak diğer yerler
az bulutlu ve açık
geçecek. Hava
sıcklığı Marmara ve
Karadeniz’de 2 ila
4 derece azalacak,
diğer yerlerde
önemli bir değişik-
lik olmayacak.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Avcı’dan Sonra Başbuğ da
‘Cemaati’ İşaret Etti
[email protected]
Koşaner’den yasal
sorumluluk vurgusuANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral Işık Koşaner, göre-
ve gelmesinin ardõndan yayõm-
ladõğõ 30 Ağustos Zafer Bayra-
mõ mesajõnda, “Cumhuriyeti-
mizin üniter-devlet, ulus-dev-
let ve laik-devlet yapısıyla Ata-
türkçü düşünce sisteminin reh-
berliğinde güvence altına alı-
nan ilerleyişimiz duraksama-
dan devam edecektir” derken,
TSK’nin Cumhuriyeti koruma
ve kollama görevine de atõf yap-
tõ. Koşaner, “TSK mensupları,
askerlik mesleğinin omuzları-
na yüklediği görevin bilinci
ve yasal sorumluluklarının ge-
reğiyle hareket ederken daima
yanında hissettiği yüce ulusu-
muzun kendisine olan güve-
ninden güç almıştır. TSK’nin
aleyhindeki her çabanın he-
definde, bağımsızlığı, bütün-
lüğü ve bölünmezliği ile Tür-
kiye Cumhuriyeti’nin olduğu
unutulmamalıdır” dedi.
Koşaner şunlarõ şu ifadeleri
kullandõ: “Büyük zorluklara
ve fedakârlıklara katlanılarak
kazanılan bu zafer, Cumhuri-
yetin yeni ve sağlam esaslarıy-
la perçinlenerek Türk milleti-
nin çağdaş uygarlık yolundaki
ilerleyişinin başlangıcı olmuş-
tur. Cumhuriyetimizin üniter-
devlet, ulus-devlet ve laik-dev-
let yapısıyla Atatürkçü dü-
şünce sisteminin rehberliğinde
güvence altına alınan bu iler-
leyişimiz duraksamadan de-
vam edecektir. Sarsılmaz bir
birlik ve vatana adanmışlık
ruhuyla kenetlenmiş TSK
mensupları, askerlik mesleği-
nin omuzlarına yüklediği gör-
evin bilinci ve yasal sorumlu-
luklarının gereğiyle hareket
ederken daima yanında his-
settiği yüce ulusumuzun ken-
disine olan güveninden güç al-
mıştır. TSK’nin bu güvene
gölge düşürecek hiçbir çabaya
bugüne kadar destek verme-
diğini ve bundan sonra da ver-
meyeceğini yüce ulusumuz çok
iyi bilmektedir. Bu nedenle,
TSK’nin aleyhindeki her ça-
banın hedefinde, bağımsızlı-
ğı, bütünlüğü ve bölünmezliği
ile Türkiye Cumhuriyeti’nin
olduğu unutulmamalıdır.”
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, “demokrasi” vurgusu yap-
tõğõ mesajõnda “Atatürk’ün üs-
tün komutanlık ve liderlik ye-
teneği, milletimizin vatan sev-
gisi ve bağımsızlık tutkusu,
ordumuzun kahramanlığı ve
cesareti bu eşsiz zaferi getir-
miştir” ifadesini kullandõ.
30 AĞUSTOS’UN 88. YILDÖNÜMÜ
Zafer
günü
30 Ağustos Zafer Bayramõ ve
Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK)
Günü’nün 88. yõldönümü, bugün
başta başkent Ankara olmak
üzere tüm yurtta, dõş
temsilciliklerde ve KKTC’de
törenlerle kutlanacak.
Haber Merkezi - Başkentteki kutlamalar
kapsamõndaki ilk tören 08.45’te Anõtka-
bir’de gerçekleştirilecek. Devlet protokolünce
mozaleye çelenk konulacak. Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral Işık Koşaner, Anõtkabir
ziyaretinin ardõndan 09.45’te Genelkurmay
Karargâhõ’nda kutlamalarõ kabul edecek.
Saat 11.00’de Atatürk Kültür Merkezi
(AKM) tören alanõndaki geçit töreni yapõ-
lacak. Törene Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül başkanlõğõndaki devlet protokolü, sivil
ve askeri erkân ile birlikte yabancõ misyon
temsilcileri katõlacak. Yurttaşlar da kendi-
lerine ayrõlan bölümden geçit törenini izle-
yebilecek. Kutlamalar kapsamõnda saat
12.00’de, 21 pare top atõşõ yapõlacak. Kara
Harp Okulu’ndan mezun olan genç teğ-
menler saat 16.00’da törenle diplomalarõnõ
alacak. Koşaner, kutlamalar kapsamõnda
akşam da resepsiyon verecek.
İstanbul’daki kutlamalar
kapsamõnda, 09.30’da Tak-
sim Cumhuriyet Anõtõ’na
çelenk sunularak saygõ duruşunda bulunulacak.
İstiklal Marşõ eşliğinde göndere bayrak çeki-
lecek, 1. Ordu Komutanõ Orgeneral Hayri
Kıvrıkoğlu da anõt özel defterini imzalayacak.
Görevini yeni devralan Kõvrõkoğlu, saat 10.00’da
Harbiye Orduevi’nde tebrikleri kabul edecek.
Bir saat sonra, Aksaray-Vatan Caddesi’nde ge-
çit töreni başlayacak. İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanõ Kadir Topbaş’õn bindiği araçla Kõv-
rõkoğlu, halkõn bayramõnõ kutlayacak. Kutla-
malar çerçevesinde 16.30-18.00 saatleri arasõnda
Kadõköy İskele Meydanõ, Beyazõt Meydanõ, Ba-
kõrköy Meydanõ, Taksim Cumhuriyet Meyda-
nõ ve Tuzla Meydanõ’nõnda bando konserleri dü-
zenlenecek.
İzmir’deki törenler, saat
09.30’da Cumhuriyet
Meydanõ’ndaki Atatürk
Anõtõ’na çelenklerin sunulmasõyla başlayacak.
Kordon Orduevi’nde kutlama töreninin ar-
dõndan Cumhuriyet Meydanõ’ndaki kutlama-
lara geçilecek.
Adana’de ilk tören bugün
08.00’de Atatürk Par-
kõ’ndaki Atatürk Anõtõ
önünde gerçekleşecek. Ge-
çit töreni ise 09.30’da Adana Garõ önündeki Uğur
Mumcu Meydanõ’nda olacak. 30 Ağustos Zafer
Bayramõ dolayõsõyla CHP, MHP, İP, Adana Bü-
yükşehir Belediyesi, Mersin Büyükşehir Bele-
diyesi, Çukurova Belediyesi, Adana Barosu,
ADD ve ÇYDD kutlama mesajõ yayõmladõ. Va-
li Atõş da yaptõğõ açõklamada, “Geçmişte olduğu
gibi bugün de milletiyle, ordusuyla el ele ve-
rerek birlik, beraberlik ve kardeşlik içeri-
sinde, Atatürkümüzün izinde, onun bize mi-
ras olarak bıraktığı güçlü devletimizi, çağdaş
ilkeler doğrultusunda sonsuza kadar yaşat-
ma azmi ve kararlılığındayız” dedi.
İSTANBUL
İZMİR
ADANA
Genelkurmay Başkanõ: TSK mensubu, yasal sorumluluğunun gereğiyle hareket eder
u
? TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, 30
Ağustos’taki zaferin milletin yeniden doğuşu-
nun başlangõcõ olduğunu kaydetti.
? Başbakan Tayyip Erdoğan da mesajõnda 30
Ağustos Zaferi’nin verdiği güçle demokratik,
laik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyeti
koruyacaklarõnõ belirterek, “Türkiye’yi mua-
sır medeniyetler seviyesinin ötesine taşıma
hedefimizi mutlaka gerçekleştireceğiz” dedi.
? CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu da
mesajõnda, özgürlüğün, laik Cumhuriyetin ve
demokrasinin müjdecisi olan 30 Ağustos’un,
çok büyük engel ve sorunlarla dolu yolun
inançla, kararlõlõkla aşõldõğõ gün olduğunu be-
lirterek, “30 Ağustos Zafer Bayramı tam ba-
ğımsızlıktır, toprak bütünlüğüdür, birliktir,
kardeşliktir. Günümüz koşullarında da her-
kes çok iyi bilmelidir ki Türkiye Cumhuri-
yeti bağımsızlığını, özgürlüğünü dil, din, ırk
ve inanç farklılığı yapmadan omuz omuza
vererek kazandı” dedi.
? MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli mesa-
jõnda, 30 Ağustos Zaferi’nin emperyalizmin
ulus aleyhine kurguladõğõ oyunlarõ bozup, sinsi
hesaplarõ altüst ettiğini söyledi. Bahçeli, “Ne
hazindir ki 88 yıl öncesinin kutlu hatırala-
rından çok uzaklara savrulmuş olanlar, bu-
gün ortalıkta cirit atmaktadırlar” dedi.
? DSP lideri Masum Türker, 30 Ağustos’un,
Türk ulusunun hedeflerine ulaşma konusunda-
ki kararlõlõğõnõn göstergesi olduğunu belirtti.
? DP lider Hüsamettin Cindoruk, “Bugün,
yalnız bizim tarihimizin değil, dünya tarihi-
nin de altın harflerle kaydettiğ eşsiz bir za-
ferin yıldönümüdür” ifadesini kullandõ.
? SP lideri Numan Kurtulmuş, “Bize düşen
kardeşliği ileriye götürmektir. Gelin farklı-
lıklarımızı zenginlik olarak görelim” dedi.
Genelkurmay Başkanı Koşa-
ner başkanlığındaki komu-
tanlar 30 Ağustos Zafer Haf-
tası nedeniyle Devlet Mezar-
lığı’na ziyarette bulundu.
Saygı duruşunun ardından,
Şeref Defteri’ni imzalayan
Koşaner, “Cumhuriyet son-
suza kadar var olmaya de-
vam edecektir” dedi. Koşa-
ner ile komutanlar daha son-
ra aralarında Orgeneral Kâ-
zım Karabekir’in de bulun-
duğu devlet büyüklerinin me-
zarlarına karanfil bıraktı.
Komutanlar Devlet Mezarlığı’nda
‘EŞSİZ BİR ZAFERİN YILDÖNÜMÜ’
Bakana çay protestosu
RİZE (Cumhuriyet) - Çevre ve Orman Ba-
kanõ Veysel Eroğlu, Rize’nin Gündoğdu beldesin-
de 12 kişinin hayatõnõ kaybettiği sel felaketi son-
rasõnda incelemelerde bulundu. Bakan Eroğlu’na
Çaykur’a ait çay fabrikasõnõn önünde bir işçiden
tepki geldi. İşçi, “Ses etmesek ne gelen var ne gi-
den. Bize bir iş makinesi verin de kõsa sürede fab-
rikayõ imalata başlatalõm. Fabrika imalata başla-
mazsa üretici çayõnõ nereye satacak?” dedi.