19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2010 SALI 6 HABERLER Çocuklar imamlara emanetSHÇEK Genel Müdürlüğü’nün yeni yönetmeliği imamlarõn önünü açtõ... ‘Unvan Değişikliği Sõnavõ’yla il müdür yardõmcõsõ, ilçe sosyal hizmetler müdürü, şube müdürü ve kuruluş müdürü olabilecekler SEVİL ARINAN ANKARA - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun (SHÇEK) yürürlüğe koyduğu “Unvan Değişikliği Sınavı” imamlarõn yönetici olmalarõnõn önünü açtõ. Sõnavla birlikte din görevlisi adõ altõnda imamlar, SHÇEK kuruluşlarõnda il müdür yardõmcõsõ, ilçe sosyal hizmetler müdürü, şube müdürü ve kuruluş müdürü olabilecek. AKP hükümetiyle birlikte devam eden kadrolaşma, SHÇEK’te de yüzünü göstermeye devam ediyor. SHÇEK Genel Müdürlüğü’nün yeni personel yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliği, ilgili kuruluşlarda imamlara üst düzey yönetici olma hakkõ veriyor. Önceki yönetmelik uyarõnca din görevlileri sadece SHÇEK kuruluşlarõnda müdür yardõmcõsõ, ayniyat saymanõ ve mutemet olabiliyordu. O dönem tepkiyle karşõlanan bu yönetmelikte yapõlan değişiklik, imamlara il müdür yardõmcõsõ, ilçe sosyal hizmetler müdürü, şube müdürü, kuruluş müdürü ve müdür yardõmcõsõ olma hakkõ tanõyor. Unvan değişikliği sõnavõnda ilgililerden en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu farklõ iş alanlarõna geçme şartõ aranõrken, “eğitime tabi tutulmaksızın” yazõlõ sõnav yapõlacak. Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ Başkanõ Bedriye Yorgun, SHÇEK kuruluşlarõnda mesleki alanda eğitim almõş personelin atanmasõ gerektiğini vurguladõ. Din görevlilerinin, müdürlük pozisyonuna getirilmesinin sosyal hizmetlerdeki durumu vahim hale getirdiğini belirten Yorgun, “SHÇEK Genel Müdürlüğü’nün amacı kendi kadrolarına yer açmak. Sosyal hizmetlerin piyasalaştırılmasını ve taşeron uygulamaları hızlandıran AKP diğer yandan hizmetleri ideolojisine göre şekillendiriyor” dedi. Yönetmeliğin 6. maddesinde yapõlan değişiklikle birlikte din görevlilerinin üst düzey yönetici olabildiğini anõmsatan Yorgun, imamlarõn önünün açõldõğõna vurgu yaptõ. Başkentte kök hücre eylemi K esin tedavisi olmayan ve ölümle sonuçlanan kas hastalõğõ ile ilgili kök hücre çalõşmalarõnõn des- teklenmesi için bir araya gelen hasta ve hasta ya- kõnlarõ, yetkililere çalõşmalara hõz verilmesi ve taleple- rinin karşõlanmasõ için çağrõda bulundu. Türkiye’nin çe- şitli illerinden başkente gelen kas hastasõ çocuğu olan ai- leler, Sağlõk Bakanlõğõ önünde eylem yaptõ. “Yaşamaya evet” yazõlõ tişört giyen ve “Sessiz çõğlõğõmõzõ duyun, ço- cuklarõmõz ölmesin”, “Bu çõğlõğa ses verecek olan yok mu?”, “Çocuklarõmõz, açmadan solan güllerimiz. Onlarõ ölüme terk etmek istemiyoruz” yazõlõ dövizler taşõyan has- ta yakõnlarõ, muhatap bulamadõklarõ takdirde, kendile- rini bakanlõğõn demirlerine zincirleyeceklerini söyledi- ler. Hasta yakõnlarõ adõna konuşan, kas hastasõ 21 aylõk Kayahan Göze’nin babasõ Ahmet Göze, kas hastasõ ço- cuklarõn 5-6 yaşlarõnda tekerlekli sandalyeye, 11-12 yaş- larõnda boğazlarõ delinerek solunum cihazõna bağlõ ya- şamak zorunda olduğunu ve 18-20 yaşlarõnda da ya- şamlarõnõ yitirdiklerini belirtti. Göze, Türkiye’de bu hastalõğõn tedavisinin bir an önce başlatõlmasõnõ istedi. KÜRT BAYRAĞI İSTEMİŞTİ Baydemir’e soruşturma TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, Diyarbakõr Büyük- şehir Belediye Başkanõ Os- man Baydemir hakkõnda özerklikle ilgili yaptõğõ ko- nuşma nedeniyle soruştur- ma başlattõ. Diyarbakõr Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Osman Bay- demir, 31 Temmuz’da 10. Munzur Kültür ve Doğa Fes- tivali kapsamõnda Tunceli’de katõldõğõ “Kürt Sorunu Mu- hataplık Konusu ve Demo- kratik Özerklik” konulu pa- nelde, özerklik istemini dile getirerek “Belediye binamı- zın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalan- sa ne olur?” demişti. Bay- demir’in bu açõklamasõna Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, sert tepki göstermiş ve Bay- demir için isim vermeden “Organları yer değiştirmiş adam yerli yersiz konuşmuş yine” ifadesini kullanmõştõ. Yaptõğõ konuşma nedeniyle Baydemir hakkõnda, Tunce- li Cumhuriyet Başsavcõlõğõ harekete geçti. Tunceli Em- niyet Müdürlüğü tarafõndan çekilen görüntü ve ses ka- yõtlarõnõn çözümü yapõldõ. Daha sonra ses kaydõ, gö- rüntü ve ilgili belgeler, Tun- celi Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na sunuldu. Bunun üzeri- ne, Tunceli Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, Baydemir’in ko- nuşmasõyla ilgili yaptõğõ in- celemenin ardõndan soruş- turma başlattõ. DEMİRTAŞ’TAN ÇELİK’E TEPKİ ‘Organlarõ yer değiştiren Rize Belediye Başkanõ’ AĞRI (Cumhuriyet) - BDP Genel Başkanõ Sela- hattin Demirtaş, Diyarbakõr Büyükşehir Belediye Baş- kanõ Osman Baydemir için “Organları yer değiştir- miş” diyen Başbakan Yar- dõmcõsõ Cemil Çiçek’e tepki göstererkek “Sayın Bayde- mir demokratik özerliği sa- vunduğu için kıyametleri koparıyorlar. Bizim bele- diye başkanımız ciddi bir öneri yaptı. Ya siz? Eğer burada birinin organı yer değiştirmişse o da sizin Ri- ze Belediye Başkanınızdır. Bizim belediye başkanımız onurluca bir girişim yap- mıştır. Eğer bu konuda bir öneriniz yoksa o zaman su- sun” dedi. Boykot çağrısı Van’õn Çaldõran ve Ağ- rõ’nõn Doğubeyazõt ilçelerin- de halka seslenen Demirtaş, referandumda boykot çağrõ- sõnõ da yineledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “BDP tabanı AKP’ye oy verecek” sözlerini de eleşti- ren Demirtaş, “Erdoğan hal- kımızın taleplerini kabul etmezse halkımız da onu kabul etmeyecektir” dedi. CHP’Lİ MUHARREM İNCE, ÇİÇEK’İ ELEŞTİRDİ: Yasakçı CemilANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İn- ce, Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’e 1987 yõlõnda yapõlan referandumda 12 Ey- lül yönetimince yasaklanan siyasilerin yasaklarõnõn kaldõrõlmasõna karşõ kullan- dõğõ, “hayır” oyunu anõmsattõ. İnce Çi- çek’e, “Yasakçı Cemil” dedi. İnce, Çiçek’in CHP Genel Başkanõ Ke- mal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirileri- ne yazõlõ bir açõklamayla yanõt verdi. İn- ce, referandumda evet kampanyasõ yürü- ten Bakan Çiçek’e, 12 Eylül sonrasõ ya- saklarõn kaldõrõlmasõ için yapõlan refe- randumda o zamanki partisi ANAP’õn “hayır” kampanyasõyla 12 Eylül Anaya- sasõ’na verdiği desteği anõmsattõ. İnce şöyle dedi: “Sayın Cemil Çiçek, siz siyasi kariyerinizde 12 Eylül Anayasası’na ‘evet’ demiş, bu anayasanın getirdiği si- yasal yasakların kaldırılmasına da kar- şı oy kullanmış birisiniz. Önce kendinize bir bakınız ve kendi kişisel tarihinizin kara alanlarıyla, yasakçı Cemil ile yüz- leşmeyi deneyiniz.” İnce, Çiçek’in Kõlõçdaroğlu’na Sõvas kat- liamõna yönelik eleştirileri için de “O olay- ların failleri de sizin siyasette yol ar- kadaşlarınızdır. ‘Gazanõz mübarek olsun’ diyerek insanları eyleme kışkırtan, ‘Cumhuriyetin temeli burada atõldõ, burada yõkõlacak’ diyenleri çok iyi tanırsınız. Sen Adalet Bakanlığı yaptığın dönemde, bugün yurtdışında nerede yaşadığı bel- li olan bu olayın faillerinin ülkeye iadesi için ne yaptın? Bunu anlat” dedi. Muharrem İnce Romanlara da ‘eylem planõ’ BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn İstanbul da Roman köken- li vatandaşlarla buluşup onlarõn so- runlarõnõ dinlemesinin ardõn- dan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği de (ABGS) hükümetin talimatõyla uluslararasõ bir Ro- man semineri dü- zenlemek için ha- zõrlõklara başladõ. “Ayrımcılıkla mü- cadele” yaklaşõmõ olarak kamuoyuna sunulan Roman açõ- lõmõnõn bir adõmõ ola- rak öngörülen Roman semineri eylül ayõnda gerçekleştirilecek. Si- vil toplum örgütleri ve yabancõ uzmanla- rõn da katõlacağõ uluslararasõ se- miner sonrasõn- da Roman vatan- daşlarõn sorunla- rõ ve gereksinim- leri belirlenecek. Seminer sonra- sõnda bu sorun- larõn giderilmesi için bir eylem planõnõn da ha- zõrlanmasõ bek- leniyor. Seminer sõra- sõnda özellikle Roman vatan- daşlarõn barõnma, eğitim ve sağlõk konularõndaki sorunlarõna çare- ler aranacak. Başbakan Erdo- ğan da Roman- larla buluşma- sõnda TOKİ’nin Roman vatandaşlara uygun taksitlerle ev yapacağõ tahhüdünde bulunmuştu. Bunun yanõ sõra eğitimde ayrõmcõlõk yaşayan Ro- man çocuklarõn eğitime kazandõrõlmasõ için de ne- lerin yapõlmasõ gerektiği seminerde konuşulacak. ABGS’DEN SEMİNER ‘Tarafsõz medyaya gözdağõ mõ veriliyor?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Mil- letvekili Ahmet Ersin, kapatõlan DTP’nin yasaklõ genel başkanõ Ahmet Türk’e yumruklu saldõrõ görüntülerini ana haber bülteninde 3 gün ya- yõmladõğõ gerekçesiyle RTÜK tarafõndan Star TV’ye 250 bin TL para cezasõ verilmesini TBMM gündemine getirdi. Ersin, TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu soru öner- gesiyle Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’tan açõklama istedi. Ersin, “Bu yumruklu saldırı- yı gerçekleştiren saldırgan, mahkeme tara- fından 7 bin lira para cezasına çarptırılmışken RTÜK olayı sağduyu çağrıları ile yayımlayan Star TV’ye 250 bin lira ceza vererek tarafsız medyaya gözdağı mı veriliyor? RTÜK’ün bu tavrı basın özgürlüğüyle çelişmiyor mu?” CHP’DEN ARINÇ’A SORU ROMANLARIN İSTEKLERİ ? Her Roman mahallesine bir okul, sağlõk ocağõ açõlmalõ ve Roman müziği konusunda araş- tõrmalar yapõlmalõ. ? Yoksulluk sõnõrõnõn altõndaki ailelere yardõm yapõlmalõ. ? Çeşitli meslek ve beceri kurs- larõ açõlmalõ, geleneksel uğ- raşlarõ desteklenmeli ve gü- vence altõna alõnmalõ. ? Barõnma, sosyal ve kültürel yaşamdan uzak öneriler değil, Romanlarõn hayat tarzlarõ ve ekonomik koşullar doğrultu- sunda alternatif projeler hayata geçirilmeli. ? Kentsel dönüşüm projele- rinde mahalle liderlerinin gö- rüşlerine başvurulmalõ. TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Bir cemaat lideri, “İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda evet oyu kullandırmak lazım” demiş!.. Güçsüzlüğü de ifade eden bu açıklamayı kim yapmış?.. Devletin damarlarına çaktırmadan sızma talimatı veren tarikat lideri... Peki aynı şahıs “Ergenekon” adı verilen operasyonları “Gatakulli” diye desteklemedi mi?.. Destekledi... Gelelim ikinci soruya; askerin kozmik merkezlerine girilirken, devlet sırları internete düşerken, toplum külliyen baskı altında tutulurken ve de Türkiye korku imparatorluğuna dönüştürülürken ülkeyi kim yönetiyor? Tabii ki AKP... Anlayacağınız, Milli Görüş talebeleri ile Nur şakirtleri tek parti faşizminin anayasalaşması için işbirliği yapıyor!.. Yani Cumhuriyet kurumlarının birer birer alaşağı edilmeye çalışıldığı bir süreçte, bireyi mürit gören zihniyet “Evet” propagandası için elbirliğiyle çırpınıyor!.. Askerlerin şehit edildiği, her ay onlarca Kürt gencinin hiç yerine öldüğü bir coğrafyada referanduma karşı boykot kampanyasını yürütenleri de hesap ederseniz, Türkiye’nin aydınlık insanlarının işi çok zor!.. Oysa Atatürk Cumhuriyeti dinsel gericilikle etnik bölücülük arasında sıkıştırılsa da, AKP ve işbirlikçilerinin işi daha da vahim!.. Çünkü AKP, yoksullaştır-köleleştir zihniyetiyle oy deposuna dönüştürdüğü çaresiz kitleleri ikna etmekte bile artık çok zorlanıyor... İktidar bu yüzden ramazan ayı da yaklaşırken mezarlıklara odaklanmış hocaların fetvalarından medet umuyor! Moral olsun diye yazmıyorum; terörün azdığı, ekonominin çöktüğü, toplumsal barışın uçuruma yaklaştığı bir süreçte AKP ile hocanın işleri ahirete kaldıysa vay hallerine... Bizler, Akıncılarla Nurcuların umutlarını mevtalara bağladığı bu dönemde üzerimizdeki ölü toprağını bir an önce atabilirsek bu dünyayı kurtarabileceğiz!.. O yüzden 12 Eylül’deki referandumun Türkiye’nin geleceği açısından bir dönüm noktası olduğunu yanı başınızdaki herkese; yani fiziken değil yüreğiyle, beyniyle yaşayan duyarlı her bireye ısrarla anlatınız... Deyiniz ki; Aydınlık bir Türkiye’de yaşamak istiyorsan “Hayır”sızlık yapma... Bu vatan için canını verenlerin, AKP’nin çöktüğünü göremeden mezara gidenlerin kemiklerini sızlatma!.. Referandumun Ölüleri!.. İmralı’da yatan Abdullah Öcalan her ne kadar 31 Mayıs’tan itibaren geri çekildiğini ve hiçbir şeye karışmayacağını öne sürse de, her çarşamba avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde ilginç mesajlar vermeye devam ediyor. Öcalan’ın kimi açıklamaları talimat gibi algılanıyor. Bazı konuşmaları ise adeta itiraf niteliği taşıyor. Öcalan’ın geçtiğimiz çarşamba yaptığı açıklamalar ise Hakkâri ve çevresindeki “intifada” provaları ile İnegöl ve Dörtyol’da kitlelerin PKK terörüne yönelik ayaklanma gerekçelerinin yeniden sorgulanmasını gerektiriyor. Yani hem Kürt kökenlilerin hem de Batı’daki yurttaşların seslerini giderek daha fazla yükseltmesinin ardında biraz da şiddetin yarattığı yorgunluk yatıyor. Ülkeyi bu hale Öcalan getirse de, onun aşağıdaki sözleri, patlamaya hazır kitlelerin içinde bulunduğu psikolojiyi anlatıyor: “Ne devletin bu sorunu çözmeye ne de PKK’nin devrim yapmaya niyeti var. Artık halk da bezmiş durumda. Bu karşılıklı, iki halkta da var. Halk aç, yoksul, yorgun, yıpranmış ne yapsın, çözüm istiyor. Bu çatışmalardan bu kaostan en fazla yoksul halkımız etkileniyor.” Öcalan’ın İtirafları!.. PKK’nin “demokratik özerklik” adını verdiği planını önce örgütün Kandil sorumlusu Murat Karayılan açıkladı. Karayılan’ın yardımcılarından Cemil Bayık da çok yakında özerklik ilan edeceklerini söyledi! BDP’liler de örgütün bu planına sahip çıktı. Diyarbakır’ın BDP’li Belediye Başkanı Osman Baydemir ise Tunceli’de yaptığı konuşmada, “Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla, sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur” diyerek PKK flamasına yönelik özlemini dile getirdi!.. Tüm bunlar yaşanırken çok şaşırtıcı bir olay daha meydana geldi. Örgütün en çok eylem yaptığı Hakkâri’nin Yüksekova ilçesindeki PKK milisleri, Esentepe Mahallesi’ni “özerk alan” ilan etti!.. PKK milisleri önce bildiri dağıttı, sonra da ilçedeki 11 mahallenin de adını değiştirdiklerini duyurdu. PKK yandaşlarının çatışmalarda ölen teröristlerle bazı PKK kamplarının adlarını verdiği bölgeler arasında Cumhuriyet ve Kışla mahalleleri de var!.. PKK’nin yeni stratejisi: Adım adım intifada... Adım adım özerklik!.. Özerklik Provası!.. PKK’nin yayın organlarından ANF iki ilginç haber yayımladı. Bu iki haberdeki verileri yan yana getirdiğinizde, salt içeriğinde gizlenen mesajları değil, örgütün psikolojik mücadelede nerelere vardığını da görüyorsunuz. Hele bu iki habere mekân olan bölge Türk Silahlı Kuvvetleri ile İran ordusunun aylardır bombaladığı Kandil Dağı olursa, o zaman bu haberler üzerinde daha çok düşünmeniz gerekiyor! İşte ilk haber: “Türk ve İran ordularının saldırılarına rağmen Kandil Belediyesi çalışmalarını sürdürüyor. Kandil’in yolu bozuk olması nedeniyle birçok kazaya yol açıyor. Kürdistan Bölgesel hükümeti yolu yapmak için herhangi bir girişimde bulunmazken, Kandil Belediyesi, Kandil’in tüm yollarını yapacaklarını belirtti.” İkinci haberde ise “Savaşın içinde ‘Mutlu Yolcular’ filmi çekiliyor” başlığı vardı. İşte Kandil Dağı’ndaki bir film (!) setini ziyaret eden muhabirin yazdığı satırlar: “Uçaklar bomba yağdırıyor, havanlar susmuyor... Her gün operasyon haberleri var. Yeni bir film projesinin çatışma koşullarına rağmen başladığı bilgisini alınca film setine vardık. Filmin çekim ekibi senaryodaki karakterleri canlandırabilecek oyuncuları seçiyor. Bir yandan savaşın şiddeti, diğer taraftan sinema sanatının estetiği ile iç içe giren gerçeği gerilla sineması kendisine konu ediniyor.” PKK’nin sitesi sözde “yol” ve “yolcu” haberlerini servis ederken bombalar altında cendereye girmiş Kandil Dağı gibi bir bölgede yaşamın olağan koşullar içinde sürdüğünü duyurmak istiyor!.. Yani demek istiyor ki, “Siz ne yaparsanız yapın burası çok rahat!..” Nasıl propaganda ama?.. Kandil’in Yolları!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle