19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Gülen - Erdoğan [email protected] İktidar çarklarının işletilmesinde geçerli güç odaklarının liderlik simgelerinde madalyonun bir yüzünde Fethullah Gülen Hoca’nın, diğerinde Başbakan Erdoğan’ın yer aldıkları tartışılmaz. Gücünü göstermede doğrudan sesleniş, siyasal çıkışları yöntem olarak çok sık kullanmayan Fethullah Gülen Hoca’nın son günlerde kimi siyasal gelişmelere ilişkin görüş açıklama gereğini duyması, ister istemez kimi tartışmaları da gündeme getirdi... CHP’nin eski lideri Deniz Baykal’a düzenlenen çirkin komploya yönelik işin içinde olmadıklarını, onaylamadıklarını ortaya koyan dolaylı açıklaması, İHH yardım gemisi ekseninde dış politikada tırmanan İsrail karşıtlığı, Hamas yandaşlığı görüntüsünü paylaşmadıkları çıkışı, en son referandumda ölenlerin bile oylarının kullanılabilmesini dileyecek kadar şiddette bir “evet”in yanında, AKP’nin 12 Eylül karşıtlığı eksenindeki kampanya önceliklerine “hayır” olarak özetlenebilecek görüş çizgisi... Sonuç olarak AKP iktidarının desteklendiği, ancak siyaseten sorumluluklarının, iktidar icraatlarındaki taktik-çizgi yanlışlarının cemaat tarafından paylaşılmayacağı, cemaat-siyasi parti iktidarı arasındaki mesafenin her zaman korunacağı mesajı ile, sadece Türkiye değil, belki de daha ağırlıklı olarak dünya kamuoyuna ilan ediliyor... Kişisel kanımı sorarsanız, Fethullah Gülen Hoca, cemaatin taktik olarak iktidar icraatlarını kontrol edemediği ya da siyaseten kendilerine göre yanlış sonuçların doğabileceği noktalarda cemaatini korumaya yönelik, siyasi iktidarın yıpranma payından bedel ödenmemesini sağlamayı seçiyor. Daha gerçekçi bir olasılık da ABD merkezli, dünya çapında bir cemaat siyaseti ile AKP’nin iktidar eksenli icraat, çıkar, oy siyaseti hesaplarında kaçınılmaz ortaya çıkan çelişkilerde kimlik farklılığının altını çizmeyi gerekli görüyor. Bir adım ileri, AKP’nin ABD eksenli rol model icraatlarında, özde ayrışma söz konusu olmasa da çelişki yaratabilecek kaymaları önleme, rota düzeltme uyarıları gündeme giriyor... Gülen Hoca gereğinde Erdoğan Hükümeti icraatlarında gördügü rota, çizgi sapmalarına doğrudan müdahale ederek, AKP hükümetlerini öngörülen çizgide tutmaya yönelik uyarıyor... Kamuoyunun alışık olmadığı bu çıkışların kimi sağ tartışma sitelerinde değerlendirilmesi elbette abartılı... İktidarla cemaatin yollarının ayrıldığı tezleri ne kadar abartılıysa, çıkarımlar arasındaki çelişkiler de bir o kadar uyumsuz... AKP’nin dış politikada eksen kayması ile ABD-AB merkezli siyasetlerden koptuğu, Gülen Hoca’nın çıkışlarının, çok hafif, çok yumuşak bir çizgiye özen gösterilse de bu rahatsızlıkların bir sonucu olduğu ilk değerlendirmeleri, yorumlarının ardından, doğrudan ABD-AB eksenli önemli düzeltmeler geldi. Her iki kaynaktan resmi açıklamalar, medya yorumlarında AKP iktidarının İran yakınlaşması, Hamas-İsrail eksenli politikalarına açık eleştiriler gelse de, Erdoğan hükümetlerinin iç ve dış politika zorluklarında hoşgörü ile bakıldığının da altı çizildi. Erdoğan hükümetlerine verilen desteğin kimi kendini düzeltme operasyonları bağlantılı sürdürüleceğinin altı çizildi. Başbakan’ın, eski başdanışmanının deyimi ile sifonu henüz çekilmedi. Ayakta kalabilirse, rotadan çıktığı varsayılan noktalarda istenen çizgiye dönerse, istenilenleri yapabilirse.. destek, işbirliği devam edecek... Gülen cemaatinin ters tepen çok çirkin Baykal komplosundan cemaati aklama gereği çok anlaşılır bir refleks. İHH yardım gemisi eksenli yaşanan büyük krizde sorumluluğu paylaşmama, sadece Gülen Hoca’nın, cemaatinin dünya çapındaki yeri, işlevi anlamında da değil, konması zorunlu tavır, görev, işlev boyutunda da çok daha anlaşılır bir çıkış... Referanduma ilişkin çıkışı ise değerlendirmek, galiba konunun içeriği ile de bağlantılı, biraz daha karmaşık... Doğrusu Gülen cemaati yandaşı uzman, bilim insanı kadrolarının çok geniş bir yelpazede, en başından çizdikleri karmaşık çerçeve hep dikkatimi çekiyor, üzerinde kafa patlatsam da sonuç çıkaramıyordum... Sonuç olarak en geniş yelpazede Başbakan Erdoğan ve AKP’nin sözcülerinin kimi çıkış ve stratejilerine sahip çıkmıyorlardı; ancak bir biçimde insan hakları, demokrasi adına referandumda “evet” demenin bir yolunu buluyorlardı. Asıl dikkatimi çeken ise eski soldan dönmüşler, en fanatik cemaat kökenliler, daha da radikal İslami kökenliler yelpazesinde çok farklı gerekçeli “evet” buluşmasına karşın, AKP liderlik kadrosu, izledikleri yeni siyasi çizgiler, referandum kampanyaları.. ile en uzak mesafede görünme çabalarındaki artıştı... İş Ergenekon’a, hele de TSK’ye, son Balyoz operasyonuna gelince nerede ise bir linç kültürünün, öfkesinin egemen olması; nerede ise tek sesli koro olarak, özel yargının yakalama kararı, iddianamedeki suçlamaların ne ölçeklerde hukuka uygun, gerçeklik içerdiği tartışmasını yapma gereğini duymadan; listedeki komutanların tümü için hukuksal gelişmelere bakılmaksızın YAŞ’ta tasfiye, temizlik operasyonu istemleri.. nasıl açıklanabilir? Ali Babacan tarafõndan haziran, en geç temmuzda açõklanacağõ duyurulan istihdam paketinden ses yok İstihdama referandum ayarõMUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Hükümet, işsizliğe ça- re olarak sunduğu ve haziran sonu ya da en geç temmuzda açõklayacağõnõ du- yurduğu Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’ni ağustos gelmesine karşõn hâ- lâ açõklayamadõ. Hükümetin, sendikalarõn esnek ça- lõşma düzenlemelerine karşõ çõkmasõ nedeniyle referandum öncesinde ola- sõ tepkileri önlemek amacõyla belgenin açõklanmasõnõ ertelediği değerlendir- mesi yapõlõyor. DİSK Genel Sekrete- ri Tayfun Görgün, “Vazgeçmiş de- ğiller. Referandumda bir bakacak- lar. Sonra getirecekler. Onun için re- ferandum aslında sadece bir refe- randum değil” dedi. Başbakan Yardõmcõsõ Ali Baba- can, mayõs ayõ sonunda yaptõğõ açõk- lamada, işsizliğin daha sistematik bir şekilde ele alõnmasõ gerektiğini be- lirtmiş ve eklemişti: “Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi üzerinde çalışıyoruz. 200 kişilik ekip, iş dünyası ve akademisyenlerle birlikte çalışıyor. Haziran ayındaki Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında bu belgenin son taslağını ele alacağız. Toplantıya TÜSİAD, TOBB gibi iş dünyası temsilcileri de katılacak. Haziran so- nu, en geç temmuz ayı gibi bu bel- geyi açıklamak istiyoruz. Bu bir ilk. İstihdam meselesine ilk defa bu kadar uzun vadeli bakılıyor.” Babacan’õn söylediği gibi haziran- da yapõlan EKK toplantõsõnda belge- ye ilişkin genel bir sunum yapõlmõş ve sendikalardan da görüşlerini rapor ha- linde kendilerine iletmeleri istenmiş- ti. Ancak hükümetin kõdem tazmina- tõ, bölgesel asgari ücret ve özel istih- dam bürolarõ gibi esnek çalõşma dü- zenlemeleri üzerinde durmasõ sendi- kalarõn tepkilerini çekmişti. Sendikalar hazõrladõklarõ raporlarda bu konulardaki olumsuz değişiklikle- ri kabul etmeyeceklerini açõklamõşlardõ. Temmuzda yapõlan EKK toplantõ- sõnda da genel olarak istihdam konu- larõ üzerinde duruldu. Ancak ağusto- sa girilmesine karşõn belge hâlâ açõk- lanamadõ. Hükümetin referandum ön- cesinde sendikalarõn tepkilerinden çe- kindiği için belgenin açõklanmasõnõ 12 Eylül sonrasõna bõraktõğõ belirtiliyor. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Gör- gün, hükümetin “işsizlikle mücade- lede yararı olacakmış gibi bir ba- hane ile çalışanların elinde kalan son kırıntıları da ortadan kaldırcak bir hamle yapmak istediğini” söyledi. Ancak başta DİSK olmak üzere ba- zõ konfederasyonlar, akademisyenler ve halkõn büyük bir bölümün hükü- metin bu girişimini deşifre ettiğini dile getiren Görgün, “Gelinen nok- tada, yani referandum ve erken se- çim ihtimalinin olduğu bir ortamda hükümetin bunu göze alamadığı anlaşılıyor. Çünkü bu, geniş yığın- ların mağdur olacağı bir uygulama olacaktı” dedi. Türkiye’de zaten kayõt dõşõ çalõş- manõn çok yaygõn olduğunu, kuralla- rõn işlemediğini belirten Görgün, hü- kümetin bunu ülke geneline yayayarak, işçinin elindeki “son kırıntıları” da al- mak istediğini, çalõşanlarõn “iş gü- vencesine ilişkin kalelerini” yõkma- ya çalõştõğõnõ vurguladõ. Sendikalarõn karşõ çõktõğõ, başta esnek çalõşma olmak üzere bir dizi uygulamayõ eninde sonunda geçirmek istediklerini dile getirden işçi temsilcileri, hükümetin paketi referandum sonrasõnda çõkarmayõ planlandõğõ görüşünde. Festo, eğitimle sanayide ara eleman açõğõnõ kapatacak Turkcell ve Milli Eğitim Bakanlõğõ işbirliğiyle hayata geçirilen, Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütülen “Gönül Köprüsü” projesinin üçüncü dönem gezileri, bugün son öğrenci grubu olan 200 Hataylõ öğrencinin 5 günlük Nevşehir gezisini tamamlamasõyla sona erdi. Türk-İş’te yeni görev dağılımı Çadırdaki işçiden internetle randevu alması isteniyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk-İş Yönetim Kurulu’nda Belediye-İş Başkanõ Nihat Yurda- kul’un istifasõyla boşalan Genel Eği- tim Sekreterliği görevine Şeker-İş Sendikasõ Başkanõ İsa Gök getirildi. Konfederasyondan yapõlan yazõlõ açõklamada, Türk-İş Yönetim Kuru- lu’nda istifa nedeniyle boşalan üye- liğe, ikinci yedek üye Şeker-İş Sen- dikasõ Genel Başkanõ İsa Gök’ün ge- tirildiği bildirildi. Türk-İş Yönetim Kurulu’nda, Genel Başkan Mustafa Kumlu, Genel Sekreter Pevrul Kavlak, Genel Mali Sekreter Ergun Atalay, Genel Eğitim Sekreteri İsa Gök ve Genel Teşkilatlandõrma Se- kreteri Cemail Bakındı yer alõyor. Kanser riski 77 ürün toplattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Er- gün, piyasa denetim ve gözetim faa- liyetleri sonucunda 77 ürünün topla- tõldõğõnõ açõkladõ. Ürünlerin büyük öl- çüde tekstil ürünleri olduğunu kay- deden Ergün, kanserojen özellikli bu ürünlerin menşeinin Çin ve Tayvan ol- duğunu belirtti. Ergün, yapõlan denetimlerde özellikle ithal ürünlerde bulunan azo-boyar maddenin kullandõğõ tekstil ürünleri- nin bulunduğunu anlattõ. Ürünlerin Avrupa pazarlarõ üzerinden veya daha farklõ kanallarla Türki- ye’ye girebildiğini ve üzerlerine bir şe- kilde CE Belgesi’nin konulduğunu anlatan Ergün, denetimleri arttõrarak özel ekipler kurduklarõnõ ifade etti. MEHMET MENEKŞE AMASYA - Her yõl binlerce top- raksõz ve işsiz Güneydoğulu vatan- daş, 8-10 ayõnõ memleketlerinden uzak, zor koşullarda göçebe bir ya- şam sürmek zorunda kalõyor. Karadeniz, Orta ve İç Anadolu bölgesine tarõm işçisi olarak gelen topraksõz köylüler derme çatma ça- dõrlarda, olumsuz yaşam koşullarõn- da, kundaktaki bebekleri, çocuk ve eş- leri ile birlikte geldikleri tarõm alan- larõnda adeta karõn tokluğuna çalõş- mak zorunda kalõyor. Tarõm alanla- rõ çevresinde çadõr köyler oluşturan Güneydoğulu topraksõz köylülerin ço- cuklarõ da bu olumsuz ve zor yaşam koşullarõnda hastalõğa, açlõğa karşõ mücadele veriyor. 5 bin kişi Amasya’da Özellikle Şanlõurfa, Mardin, Muş ve Hatay illerinden mart ayõnda yo- la çõkan tarõm işçileri yük kamyon- larõ ile yolculuk yaparak, yõlõn on ayõ tarlalarda çalõşarak, memleketlerin- den 1000 kilometre uzaklõkta yaşa- ma savaşõ veriyor. Derme çatma çadõrlarda elektrik ol- madõğõ için dünyadan kopuk bir ya- şam süren göçebe tarõm işçilerinin ço- cuklarõ da okula gidemiyor. Martta anne ve babalarõ ile birlikte okulla- rõnõ bõrakmak zorunda kalan çocuk- lar, okullarõna açõldõktan ancak iki ay sonra gidebiliyorlar. Amasya’da yaklaşõk 5 bin top- raksõz ve işsiz Güneydoğulu tarõm iş- çisi benzer koşullarda ve sorunlarda yaşam mücadelesi verirken Türkiye genelinde bu rakamõn yüz binler dü- zeyinde olduğu belirtiliyor. Şanlõur- fa doğumlu Cuma Çevik otuz iki yõl- dõr işsiz olduğunu ve adeta göçebe bir hayat yaşadõğõnõ, kimsenin kendile- rini dinlemediğini, devletin bu du- rumlarõnõ görmediğini belirttiği açõk- lamasõnda bir ağanõn dokuz on köyü varken on binlerce kişinin topraksõz olmasõnõn haksõzlõk olduğunu ve bir an önce devletin topraksõz köylüye toprak vermesini istiyor. Çevik, “Toprağımız olmadığı için biz çoluk çocuk hep beraber buradayız. Yılın sekiz on ayı bu şe- kilde dışarıda göçebe halde, sefa- ret içinde yaşıyoruz. Rezillik diz bo- yu. Bizi gören, sesimizi duyan yok. Urfa’da kimi ağanın üç, kiminin, beş kimisinin de dokuz köyü var. Devlet bir toprak reformu yapmalı, her aileye otuz kırk dönüm toprak verse, geçinir gideriz. Devlet buna bir el atsa, dokuz köyü bir kişi yi- yeceğine, topraklar dağıtılsa, en az on bin kişi geçinir, böyle bir sefa- leti de yaşamaz” diye konuştu. Cuma Bolkara da kendi ülkele- rinde ikinci hatta üçüncü sõnõf va- tandaşõ muamelesi görmekten bõk- tõklarõnõ belirterek gittikleri yer- lerde dõşlandõklarõndan, hastanede bile gereken ilgiyi görmedikle- rinden yakõndõ. Tarlada internet yok Bolkara, “Eşim şeker hastası. Amasya Devlet Hastanesi’ne gö- türdüm, ne baktılar, ne ilgilendiler. Bana ‘Bir gün öncesinden internet ile randevu al öyle gel’ diyorlar. Ben sa- bah akşam tarladayım, tarlaya in- ternet mi çektireyim? Biz insan de- ğil miyiz” diye tepki gösterdi. MURAT UYGUN SAKARYA - Fõndõk toplama sezonunun başlamasõna az bir zaman kala mevsimlik işçiler Güneydoğu Anado- lu Bölgesi’nden, fõndõk bahçelerinde çalõşmak üzere Sa- karya’ya gelmeye başladõ. Diyarbakõr’dan yola çõkan işçiler, yaklaşõk 32 saat yolculuktan sonra gece Arifi- ye Tren Garõ’na ulaştõ. Diyarbakõr, Şanlõurfa, Mardin, Batman ve daha pek çok Doğu ve Güneydoğu ilinden binlerce fõndõk işçisi, Sakarya, Düzce, Ordu ve Gire- sun’a çalõşmak için yola çõktõ. TCDD’nin önceki yõl- larda uygulamaya koyduğu ve sadece fõndõk işçileri- ni taşõyan ‘fõndõk treni’nin il- ki bu sabah Sakarya’ya geldi. İlk kafile ile 584 işçinin geldi- ği belirtildi. Tren garõna gelen çoluk çocuk yüzlerce fõndõk işçisi, burada vagonlardaki eşyalarõnõ boşalttõ. Çevik kuvvet polisinin güvenlik ön- lemi aldõğõ garda işçiler kimlik kontrolünden geçiril- di. İşçilerden bir bölümü araçlarla fõndõk toplayacak- larõ yerlere götürüldü. TCDD’in her yõl özel olarak dü- zenlediği seferlerden biri, talep olmadõğõ gerekçesiy- le yapõlmadõ. Son tren 12 Ağustos’ta kalkacak. Bu yõl- ki yevmiye ücretlerini bilmediklerini ifade eden işçiler, yevmiyelerin artmasõnõ beklediklerini belirtti. Şanlõurfa, Mardin, Muş ve Hatay’dan martta yola çõkan tarõm işçileri yük kamyonlarõ ile yolculuk yaparak yõlõn on ayõ tarlalarda çalõşõyor. Çadõrlarda kalan işçiden, hasta olduklarõnda hastane, internetle randevu alõnmasõnõ istiyor. Ve o tren geldi Ekonomi Servisi - Endüstriyel otomasyon ve me- katronik alanõnda ürün, mühendislik çözümleri ve eği- tim hizmetleri sunan Festo, “Boğaz’da Sanayi Top- lantıları” etkinliğiyle sanayicileri bir araya getirdi. Fes- to Türkiye Genel Müdürü Otto Bauer, teknik yeter- liliğe sahip ara eleman sorununun büyük olduğunu be- lirtirken 10 milyon Avro harcadõklarõ “Mekatronik Eğitim Programı”nõn profesyonel olacağõnõ kaydetti. Bauer, mevcut eğitim sisteminde okul-üniversite- sanayi işbirliğinin yetersiz kaldõğõnõ ve mezun olan mü- hendis, tekniker ve teknisyenlerin uygulamadaki ek- sikliklerinden dolayõ sanayinin gerçek ihtiyaçlarõnõ kar- şõlayamadõğõnõ vurguladõ. “Aslında yönetici, mü- hendis çok, işçi de var ama teknik eleman hep ye- tersiz. İşte biz boşluğu dolduracağız” diyen Otto Ba- uer, akademi kurmayõ hedeflediklerini anlattõ. Festo’nun Mekatronik Sistem Teknikerliği prog- ramõna meslek lisesi, Anadolu meslek lisesi, teknik li- se ve Anadolu teknik lisesi mezunlarõ katõlarak, uy- gulama ağõrlõklõ bir eğitimle ek nitelik kazanacak. Prog- ram, Stuttgart Sanayi ve Ticaret Odasõ’nõn eğitim ku- ruluşu olan GARP ile uygulamaya konulacak. Prog- ramõ başarõyla tamamlayanlara Almanya’da da geçerli olacak Sanayi ve Ticaret Odasõ Sertifikasõ verilecek. Turkcell, gönül köprüsünü tamamladı Mey’e süre tanındı Migros tarafõndan ramazana özel toplam 600 bin adet “Bereket”, “Ziyafet” ve “Lezzet” kolileri hazõrlandõ. Ayrõca, yakõnlarõna bir hediye vermek isteyenlere için de “Ramazan HediyeM kart” düzenlendi. Böylece, vatandaşlar istedikleri tutarõ karta yükleyerek yardõm yapabilecek. Tek tek alõşveriş yerine koliler tercih edildiğinde yüzde 40 tasarruf sağlanõyor. Koç’ta organizasyon yapısı değişti Koç Holding’in Kamuyu Aydõnlatma Platformu’nda yayõmlanan açõklamasõna göre, Bilgi Grubu Şirketleri Kudret Önen’e, Zer Merkezi Hizmetler ve Ticaret Cenk Çimen’e, Koç Holding Bilişim Hizmetleri Koordinatörlüğü Tamer Haşimoğlu’na, Koç Holding Kurumsal İletişim Direktörlüğü ile Resmi İşler ve Medya İlişkileri Koordinatörlüğü de doğrudan üst yöneticiye bağlõ olarak faaliyetlerini sürdürecek. Korkmaz istifa etti ANKARA (AA) - Başbakanlõk Ya- tõrõm Destek ve Tanõtõm Ajansõ Başkanõ Alpaslan Korkmaz, görevinden isti- fa etti. Korkmaz, Yatõrõm Destek ve Ta- nõtõm Ajansõ’nda, Temmuz 2006’daki kuruluş aşamasõndan bu yana baş- kanlõk görevini yürütmekteydi. Kork- maz, istifasõnõn nedenine ilişkin bir açõklama getirmedi. Korkmaz’õn ya- põmõ tamamlanan 2 bini aşkõn projeye katõlõmõn sağlandõğõ belirtildi. Rekabet Kurulu, Mey İçki’ye, TMSF tarafõndan satõşa sunulan Burgaz Alkollü İçecekler’i devralmasõ konusunda belirlenen koşullarõ değerlendirmesi için 15 süre tanõdõ. Migros’tan hayırsevere kart
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle