Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Başbakan Erdoğan,
Rize’den esmiş gürlemiş.
- Ben YARSAV üyesi olan
yargı mensuplarına nasıl
güveneceğim, buyurmuş.
YARSAV biliyorsunuz,
Yargıçlar ve Savcılar Birliği,
yargı mensuplarının derneği,
benzeri kuruluşlar, gelişmiş
demokrasilerde, Avrupa
ülkelerinde de, var. YARSAV
ve benzeri kuruluşlar ile
onların güvence altında
olmaları demokrasinin
göstergesi.
Ama Başbakan da, yargı
bağımsızlığına karşı olan tüm
çevresindekiler de, YARSAV’a
sürekli çatıyorlar, onunla
uğraşıyorlar.
Başbakan’a sorun:
-YARSAV’a neden
güvenmiyor, onlarla neden
uğraşıyorsunuz?
Yanıtı hazırdır:
- Çünkü beni eleştiriyorlar.
Çünkü Başbakan’a göre,
yargıçlar, en fazla oyu alan
kişinin başında bulunduğu
iktidarın, yargı bağımsızlığına
karşı tasallutlarına seyirci
kalmalı, onu
eleştirmemelidirler.
Hatta Başbakan YARSAV’ın
bu eleştirilerini hakaret olarak
almaktadır.
Ortada hakaret
bulunmaması önemli değildir,
çünkü Tayyip Bey’e göre, bir
yargı mensubunun en fazla
oyu alan kişiyi eleştirmesi
hakaretin ta kendisidir.
Başbakan’ın bu tavrı,
Türkiye demokrasisi adına bir
sürü fırsatı heba eden, Adnan
Menderes’i çok
andırmaktadır.
“Yeter Söz Milletindir”
sloganı ile iktidara gelen ve
hür seçimlerde, 27 yıldır
işbaşında olan kurucu iktidarı
yenen Menderes’in
Başbakanlık koltuğuna
oturabilmiş olması demokrasi
için büyük fırsattı.
Ama bu fırsat heba oldu
gitti.
Bunda en büyük vebal ise,
bizzat Menderes’in kendisine
aitti.
Çünkü o, demokrasiyi en
çok oyu alanın her şeye kadir
olduğu bir rejim olarak
algılardı.
Rejimin genel toplumsal
mutabakatını hiçe saydı.
Sandık demokrasinin tek
kriteriydi.
O kadar ki, kendi
milletvekillerine, şöyle
seslenmekten hiç çekinmedi:
- Siz isterseniz hilafeti bile
getirebilirsiniz.
Onun için eleştiri hakaret ile
eşanlamlıydı.
İktidar partisinin başı ve
başbakanı eleştirmek vatana
ihanetti.
Mademki, en çok oyu
almıştı, onun dediği doğruydu
ve iradesi milli iradeydi.
Ona karşı çıkmak milli
iradeyi hiçe saymaktı.
Orduya karşıydı, TSK’yi
gerektiğinde astsubaylarla
yönetebileceğini söylerdi.
Üniversiteyi sevmez,
profesörleri kara cübbeliler
olarak nitelerdi.
Yargı bağımsızlığını kafası
almazdı, en çok oyu alan o
olduğuna göre, doğru onun
söylediği, onun yaptığıydı, her
şey ona göre amel
olunmalıydı.
Buna uymayanlar resen
emekliye sevk edilirdi.
Gücüne o kadar inanır ve
güvenirdi ki, rahatlıkla şunu
söyleyebilmişti:
- Odunu aday göstersem
seçtiririm.
Şimdi bu iki sözü, yani
“Odunu aday göstersem
seçtiririm” ve seçtirdiklerine
hitaben söylediği “Siz her
şeye kadirsiniz, dilerseniz
hilafeti bile getirebilirsiniz”i
yan yana koyun ortaya nasıl
bir milli irade ve demokrasi
görüntüsü çıktığına karar
verin!
Adnan Menderes ile Tayyip
Erdoğan’ın demokrasi,
çoğulculuk gibi konularda
yaklaşımları bire bir
bağdaşıyor.
Tayyip Bey kendisini
Menderes’e benzetmekte
haklıdır, bu konuda onu
eleştirenler, yanlıştırlar.
Yalnız tabii bütün bu
benzerlikler yanında
benzemezlikler de var. Büyük
toprak sahiplerinin temsilcisi
olarak siyasete atılan Adnan
Menderes, devlet gücüyle
menfaat sağladıkları izlenimi
doğar korkusuyla kendi
çocuklarının ticaret
yapmasına Başbakanlığı
süresince karşı çıkmıştı.
Eee ne de olsa, o dönemde
demokrasi oturmamıştı, ama
kirlenme de bu boyutlara
ulaşmış değildi.
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
90’ların sonu, 2000’lerin başında derinleşti
dostluğumuz La Fontaine ile.
O dönem koalisyon ortaklarının amblemi
hayvan olunca, La Fontaine de bunu duyunca,
dostluğumuz koyulaşmıştı koalisyon boyunca.
Kurt, güvercin, bir de arı, ele geçirince iktidarı
demiştik, öteki canlıları da bu işe ortak etmiştik.
Aslan, tilki, karınca, örümcek, manda...
Bize katılmayan kalmamıştı ormanda...
Yüzmeye başladık anılar denizinde, önde La
Fontaine, ben onun izinde...
Sözü bugüne getirdi usta:
“Tamam çırak, anıları bırak... Bugüne nasıl
geldiniz onu anlat, nasıl oluştu bu saltanat?
Görüyorum ki memleketiniz darda, kim var
bugün iktidarda?”
Dedim:
“Gitti kurt, güvercin, arı...
Geldi AKbaba iktidarı...
Akım derken neler demiyor...
Ama artık halk yemiyor!”
La Fontaine hemen anladı durumu, şu oldu
ilk yorumu:
“Değişiktir böylesi iktidarlar, etrafını besler,
kendinden olmayanı horlar...”
Anlatırken olanı biteni, üzgün gördüm La
Fontaine’i. “Dünyanın öteki ülkelerinden de
bilirim bu tür iktidarların ruhunu” dedi, devam
etti:
“Halk da sesini çıkarmaz görünce biraz
buğdayı, unu...”
Usta haklıydı, söyledikleri tarihin aklıydı. “Peki
usta” dedim, “sence devran hep böyle mi gider,
bu tür iktidarlar ne kadar sürer?”
La Fontaine gerçekçiydi. İç çekip şunları
söyledi:
“Elbette halk bunların da defterini dürer. Ama
o kadar büyük ki hasar, bez yetmez, sar babam
sar. Beğenmeyip orman kanunları dediğiniz
vahşi dünyanın bile kuralları vardır. Sizde o da
yok. Aslında ben seni dinlemek isterim,
anlaşılan eylülden sonrası Allah kerim...”
Usta, dedim, geçmişte çok olay paylaştık
seninle, mademki sordun, dinle:
Şimdi gidiyoruz, dörtnala referanduma.
İktidarın kimseyi dinlediği yok, kim kime dum
duma.
Sadece hükümeti destekleme özgürlüğün
var.
Yoksa memleket sana dar.
Değil mi ki dilin biraz sivri,
Senin yolun Silivri.
Açılım açılım dediler,
Memleketi Dörtyol ağzına getirdiler.
Anadolu’nun her tarafı karıştı
Güya hedefleri barıştı.
Bu döngüyü kırmak isterdim
Anadolu’nun dört bir yanına koşup
haykırmak isterdim:
Halkı böl, parçala, ayır,
Bu gidişe hayır...
Karmaşa içinde ekonomiyi unutturdular.
Durum kötü olsa da rakamlar iyi diye
tutturdular.
Ekonomide fedakârlık öteden beri eşit
paylaşılmıştır; “feda” kısmı halka, “kârlık” kısmı
başka! Ekonomide de haykırmak isterdim:
Aslan payını sülalene ayır
Bu gidişe hayır...
Sevgili usta,
Vakit tamam, haftaya yine görüşelim.
Hepimiz şu görüşte birleşelim:
Bütün 12 Eylüllere hayır!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bu konuşmalar arasında Çankaya’dakinin yer
almasını, sesini sözünü duymak istemez misiniz?
Anayasa paketinin yargıyı siyasetin buyuruna
atmayacağını, tersine yargı erkinin gelişip
gürbüzleşeceğini, Çankaya’da devletin babası
rolünü benimsemiş AKP’liden dinlemeyi,
öğrenmeyi yeğlemez misiniz?
Anayasaya göre konumu tarafsız.
Ama AKP biçimi reform dedin mi, tarafsızlığı
bir yana atıyor. Partilere eşit mesafede
durmadığını eleştirenlere de fena halde
bozuluyor.
İktidar hesabına görev yaptığını gösteren
uygulamaların üzerinde durulmasını istemiyor...
Kardeşi Başbakan RTE gibi, toplumda ayrım
gözetmediğini sindirmeye çalışıyor. Herkesin
cumhurbaşkanı olduğunu yineleyip duruyor.
Acaba öyle mi?
Mademki anayasa paketinin halkımızın ufkuna
yenilikler, yaşamına değişiklikler getireceğine
inanıyor…
...Radyolardan, TV’lerden halk adına görünüp
bu anayasa ile -neler yitirdiğimizi söyleyecek
değil ya- kazandıklarımızı anlatarak AKP’ye yeni
bir hizmet daha verebilir.
Geçenlerde okuduğumuz bir haberde
Çankaya’dakinin böyle bir olanağı kullanmayı
düşünmediğini gördük.
Neden acaba? Çankaya’daki AKP’li hayır
çıkarsa referandumdan, sorumluluğu üzerine
almamak için Kayseri kurnazlığına mı
başvuruyor?
Oysa referandum öncesi radyo ve TV’lerden
halka seslenmesini gerektiren nedenler var:
Halka seslenirse RTE’nin kişisel kaygılarına ve
siyasal amaçlarına hizmet edeceğine inandığı
anayasa paketini savunmuş… evet çağrısında
bulunarak hem kardeşlik, hem AKP’lilik etiğine…
hem de üstlenir göründüğü halkın yararlarını
düşünen, savunan role uygun bir davranış
sergilemiş olmayacak mı?
Şunun şurasında 2013’te sona erecek
Çankaya konukluğunu patırtısız gürültüsüz
geçirmeye… her çevreye yetkilerini AKP
doğrultusunda kullanırken tarafsız, partiler üstü
görev yaptığını sindirmeye çalışıyor.
Aslında her önemli krizde perde gerisinde etkili
olmayı yeğliyor. Bu kez halkın önüne çıkıp
anayasa paketinin toplumsal yararları olduğunu
savunmak zorunda değil mi?
Zaman akıp gidiyor. 2013’te Köşk saltanatı
sona erebilir.
RTE, 2011’deki genel seçimde “son kez”
milletvekili adayı olacağını yineledi.
Siyaset yapmak için milletvekili olmak
gerekmez… Bir dernekte de, bir vakıfta da
siyaset yapma olanağı bulunabilir, dedi.
2013’te Çankaya’da da siyaset yapabilirim
demedi.
...Tabii 2011’de parlamentoda yeterli oyu
sağlayabilirse!
RTE’nin Köşk sevdasının giderek güçlendiğini
bilmeyen kalmadı.
Elbette Çankaya’daki AKP’li de bu gerçeği
görüyor, biliyor.
Kardeşini gayet yakından tanıyan Huber’deki
AKP’li… 2013’ten kaygılı. Şimdi kukumav kuşu
gibi düşünüyor olmalı.
RTE Cumhurbaşkanlığı adaylığını dayatırsa ne
yapacak? Köşk’ü boşalttı mı milletvekili değil.
Başbakanlık da torbada değil.
Bana kalırsa, kardeşse kardeşliğini
göstermeli... 2011 genel seçimlerinden önce
cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etmeli…
Seçime gidip milletvekili olmalı… RTE’ye
Çankaya yolunu açmalı ve… RTE yukarı, kendisi
de başbakanlık koltuğuna!
Sakin olalım, telaşlanmayalım.
Sonuçta partizan bir cumhurbaşkanı gider
Çankaya’dan; daha koyu, halis partizan bir
cumhurbaşkanı Çankaya’ya çıkar.
Türbanlı Hayrünnisa iner Köşk’ten, türbanlı
Emine çıkar.
Memleket sanki tahterevalli. Biri inecek, diğeri
çıkacak!
Bu senaryoların gerçekleşmesini engelleyecek
tek olasılık ise; halkımızın 2011’de AKP’ye “yeter
artık” demesi… Der mi?
[email protected]
SAYFA 14 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Ağustos
Oslo Y 22
Helsinki Y 23
Stockholm Y 25
Londra Y 18
AmsterdamY 19
Brüksel Y 19
Paris Y 17
Bonn Y 22
Münih Y 22
Berlin Y 23
Budapeşte Y 29
Madrid Y 27
Viyana Y 27
Belgrad PB 32
Sofya PB 29
Roma Y 24
Atina B 32
Zürih Y 20
Moskova PB 29
Aşkabat A 31
Taşkent A 35
Bakû B 35
Bişkek A 27
Tiflis Y 36
Kahire A 35
Şam A 39
İstanbul A 33
Edirne A 37
Kocaeli A 36
Çanakkale A 36
İzmir A 37
Manisa A 40
Denizli A 40
Zonguldak A 30
Sinop A 32
Samsun A 32
Trabzon Y 31
Giresun A 31
Ankara A 38
Eskişehir A 35
Konya A 36
Sıvas A 33
Antalya A 35
Adana A 36
Mersin A 35
Diyarbakır A 42
Şanlıurfa A 42
Mardin A 38
Siirt A 41
Hakkâri A 34
Van A 28
Kars Y 29
Ülkemizin ku-
zeydoğu kesimleri
parçalı bulutlu,
Trabzon, Rize, Art-
vin, Kars, Ağrı, Iğ-
dır ve Ardahan
çevreleri kısa süreli
sağanak ve gök
gürültülü sağanak
yağışlı, diğer yerler
az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sı-
caklığı mevsim
normallerinin 6 ila 8
derece üzerinde
seyretmeye devam
edecek.
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Erdoğan Haklı
[email protected]
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emniyet Genel
Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şu-
be Müdürlüğü’nün yakõnlarõn-
daki bir benzin istasyonunun
bahçesinde 3.5 kilodan fazla
patlayõcõ madde bulundu.
Alõnan bilgiye göre, saat
07.00 civarlarõnda bir ihbar
üzerine İstanbul Caddesi’nde-
ki Çevik Kuvvet Şube Müdür-
lüğü’ne 100 metre uzaklõktaki
bir benzin istasyonunun bah-
çesine gelen emniyet güçleri,
burada poşet içinde bir miktar
patlayõcõ madde buldu.
Kameralar inceleniyor
Alõnan güvenlik önlemleri-
nin ardõndan poşetteki patlayõ-
cõ madde, uzman ekipler tara-
fõndan incelendi. İncelemenin
ardõndan etkisiz hale getirilen
patlayõcõ madde daha sonra
kaldõrõldõ. Emniyet güçleri
olayla ilgili soruşturmasõnõ
sürdürürken çevredeki işyer-
lerinin güvenlik kameralarõ
kayõtlarõ da incelemeye alõndõ.
3.5 kilodan fazla olan uzaktan
kumandalõ parça tesirli patla-
yõcõnõn çivi ve metal parçala-
rõyla güçlendirildiği öğrenildi.
Emniyet’in yanında patlayıcı
Başkentte Çevik
Kuvvet Şube
Müdürlüğü’ne 100 metre
uzaklõktaki bir benzin
istasyonunun bahçesinde
poşet içinde 3.5 kilogram
patlayõcõ bulundu.
Eminağaoğlu’na
krokili mesaj
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YAR-
SAV’õn kurucusu ve eski Genel Başkanõ
Ömer Faruk Eminağaoğlu, kaldõğõ site
ile Atakule arasõnõ gösteren elle çizilmiş
bir kroki buldu. Eminağaoğlu, pazartesi
gece saat 02.00 sularõnda evine gittiğinde,
sitenin koruma polisi evin önünde bir ara-
banõn altõnda kâğõt fark etti. Kâğõtta bir çi-
zim gören polis, krokiyi hemen Eminağa-
oğlu’na verdi. Kâğõdõn üstünde el yazõsõyla
Çankaya Atakule’den Eminağaoğlu’nun
evine kadar olan yolu gösteren çizim oldu-
ğu görüldü. Bunun üzerine Eminağaoğlu,
krokiyi hemen koruma polisine verdi. Ko-
ruma polisi de kâğõdõ Emniyet’e iletti.
Eminağaoğlu, “Krokiyi gördüm ama ge-
cenin karanlığında koruma polisine ver-
diğim için çok inceleme imkânım olma-
dı. Bu gibi şeyler oluyor ama bunlar bizi
yıldıramaz” dedi. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’õn son günlerdeki YAR-
SAV’õ hedef alan açõklamalarõna dikkat
çeken Eminağaoğlu, “Başbakan’ın sözle-
rinden kendilerine vazife edinen belirli
kişiler yapmış olabilir. O gibi sözler belli
kişileri tahrik ediyor” diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Baş-
buğ’a Kore Cumhuriyeti Tongil Liyakat Ma-
dalyası ve Şeref Beratı verildi. Genelkurmay
Başkanlığı Karargâhı Şeref Salonu’ndaki tö-
rende konuşan Kore Cumhuriyeti’nin Anka-
ra Büyükelçisi Jae Hyun Bae, Orgeneral Baş-
buğ’un, iki ülke arasındaki üst düzey askeri
diyalog toplantısını teklif ederek başlattığını ifa-
de etti. Orgeneral Başbuğ da yaptığı konuş-
mada, “Aramızda kan kardeşliği bağı bulunan
Kore Cumhuriyeti’nin Tongil Liyakat Ma-
dalyası ile onurlandırılmak, şahsım ve Türk Si-
lahlı Kuvvetleri için büyük bir ayrıcalık ve
mutluluk kaynağıdır” dedi. Şeref Salonu’nda
eski genelkurmay başkanlarının fotoğrafları-
nın bulunduğu duvara, Başbuğ’un fotoğrafı-
nın da asıldığı görüldü. (NECATİ SAVAŞ)
Kore’den madalya
Askeri
araca
pusu:
5 yaralı
HAKKÂRİ (Cumhuriyet) -
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde
asker sevkõyatõ yapan konvoya te-
röristlerce düzenlenen saldõrõda 5 as-
ker yaralandõ.
Hakkâri Dağ ve Komando Tugay
Komutanlõğõ’ndan Şemdinli ilçesin-
deki sõnõr birlikliklerine asker sev-
kõyatõ yapan konvoya, önceki gece
saat 00.45 sõralarõnda Yüksekova
çõkõşõndaki kõrsal alanda teröristler-
ce saldõrõ düzenlendi. Teröristlerin
uzun namlulu silahlarla düzenlediği
saldõrõda 5 asker yaralandõ. Yaralõ as-
kerler ambulansla Hakkâri Asker
Hastanesi’ne kaldõrõldõ.
ARABANIN ALTINDA BULUNDU
AVUKATLAR ÖCALAN’LA GÖRÜŞTÜ
Adalet Bakanlığı tekne
kiraladı, kriz çözüldü
BURSA (Cumhuriyet) -
İmralõ Adasõ ile deniz yolu
ulaşõmõnõ sağlayan iki ge-
mideki arõza nedeniyle terör
örgütü PKK lideri Abdul-
lah Öcalan’la haftalõk gö-
rüşmelerini yapamayan avu-
katlarõ için Adalet Bakanlõ-
ğõ tekne kiraladõ.
Öcalan’õn avukatlarõ İbra-
him Bilmez ile Mehdi Öz-
tüzün, geçen çarşamba günü
Tuzla Kosteri ve İmralõ 9 mo-
torunun arõzalõ olmasõ nede-
niyle İmralõ Adasõ’na gide-
medi. Adalet Bakanlõğõ’nõn
özel bir tekne kiralamasõ üze-
rine ulaşõm sorunu çözüldü.
Dün sabah iki avukat Gemlik
Jandarma Komutanlõğõ’ndaki
işlemlerin ardõndan Gemport
Limanõ’ndan İmralõ Adasõ’na
hareket etti. Öcalan, çarşam-
ba günleri avukatlarõyla, her
ayõn ikinci ve dördüncü pa-
zartesi günü ise cezaevi arka-
daşlarõyla birlikte yakõnlarõy-
la görüş yapabiliyor.
‘SÖZDE ATEŞKES’ İLAN ETTİ
PKK’den saldırıları
durdurma kararı
Haber Merkezi - Terör ör-
gütü PKK, 13 Ağustos- 20
Eylül tarihleri arasõnda ‘sözde
ateşkes’ ilan ettiğini açõkladõ.
PKK’ye yakõn internet site-
lerinde, “KONGRA-GEL
Başkanlık Divanı ile KCK
Yürütme Konseyi Başkanlı-
ğı 13 Ağustos’tan 20 Eylül ta-
rihine kadar ateşkes ilan et-
ti” duyurusuyla yapõlan açõk-
lamada, 4 maddelik barõş pla-
nõ da açõklandõ. Yapõlan açõk-
lamada, “1 Haziran’dan bu
yana aktif savunma pozis-
yonunda olan güçlerimizi
pasif savunma pozisyonuna
çektiğimizi kamuoyuna res-
men ilan ediyoruz. 13 Ağus-
tos’tan 20 Eylül’e kadar güç-
lerimiz herhangi bir eylem
yapmayacak ancak kendisi-
ne, halka yönelecek saldırı ve
operasyonlar karşısında sa-
vunma hakkını kullanacak-
tır” denildi. Bölgede bir süre-
dir sivil toplum kuruluşlarõ,
silahlarõn susmasõnõ istiyordu.
Arõnç:28Şubat’õ
yapanlar nerede
YOZGAT (AA) - Devlet Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõsõ Bülent Arınç, 28 Şubat’ta “Demok-
rasiye balans ayarı verdik” diyenlerin, bu balans
ayarõnõn bin yõl süreceğini iddia edenlerin, 28 Şu-
bat’õn 10. yõlõnda ortaya çõkamadõklarõnõ söyledi.
Arõnç, Yozgat Sorgun’da AKP ilçe teşkilatõ tara-
fõndan düzenlenen toplantõya katõldõ. AKP’nin
girdiği ilk seçimde tek başõna iktidar olduğuna
söyleyen Arõnç, “Cumhurbaşkanı seçiminde bir
sürü baskı yapıldı, bildiriler yayımlandı. O gün
Cumhurbaşkanı seçiminde salona girmeyenler
şimdi nerede? Hepsi yok oldu” dedi. 28 Şubat
sürecini de eleştiren Arõnç şunlarõ söyledi: “28
Şubat’ta demokrasiye balans ayarı verdiklerini
iddia edenler şimdi 28 kat kapının ardındalar,
sanki. Bin yıl süreceğini iddia edenler, daha
990 yıl varken değiştiler, değişecekler, çareleri
yok. Onlar da kabul edecekler, demokrasiye
balans ayarını sadece halkın yapabileceğini.”