Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
5 TEMMUZ 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
İLHAN ABİ’NİN ARDINDAN 13
SERKAN AKSÜYEK
Benim gibi çocukluk ve gençliğini 1980’le-
rin apolitik ortamõnda geçirenlerin, fikir çatõ-
sõnõn oluşmasõnda çok önemli rolü vardõ İlhan
Selçuk’un...
Onu yazõlarõndan tanõyanlarõn çoğu, 90’lõ yõl-
lara kadar yüzünü pek görmemişlerdi... Kö-
şesinde imzasõ resimsiz çõkar, katõldõğõ et-
kinliklere ilişkin haberlerde resimlerinin kul-
lanõlmasõnõ istemezdi. Kullanõlsa da Cumhu-
riyet’in siyah beyaz sayfalarõnda belli belir-
siz görünürdü..
Adeta tiryakisi olduğum, 1995-2002 yõllarõ
arasõnda belli aralõklarla onunla aynõ sayfada
yazma onuruna eriştiğim İlhan Selçuk ile ilk
kez 3 Şubat 1995 günü tanõşmõştõm..
Ertesi gün ADD İzmir Şubesi’nin düzenle-
diği panele katõlarak konuşma yapacaktõ...
O gün akşam saatlerinde İlhan Selçuk’u kar-
şõlamak için, şube başkanõ (nur içinde yatsõn)
İskender Özturanlı ile Adnan Menderes Ha-
valimanõ’na gitmiştik..
Uçağõn alana indiği anons edilince garip bir
heyecan sardõ..
Acaba yazõlarõndaki kadar keskin konuşan bir
adam mõ çõkacaktõ karşõma..
Derken, gelen yolcu kapõlarõ açõldõ.. Kõsa boy-
lu, yün balõkçõ şapkalõ, atkõsõnõ boynuna sõkõ-
ca sarmõş, güleryüzlü bir adam çõkageldi..
“Merhaba İskenderciğim..” diyerek İsken-
der Amca ile sarõlõp öpüştüler... İlk şoku at-
latmaya çalõşõrken bana yöneldi ve sõmsõcak bir
“Merhaba delikanlı” cümlesi eşliğinde to-
kalaştõk...
Mutluluğun yanõnda, büyük bir hayal kõrõk-
lõğõ mõ yaşõyordum ne?
“Pencere” adõnõ verdiği köşesinde, bu sakin
ve yumuşacõk adam mõ yazõyordu, o ortalõğõ bir-
birine katan, çoğu zaman siyasete yön veren ya-
zõlarõ...
Hem de 30 yõlõ aşkõn süredir..
Cumhuriyet gibi köklü bir gazeteyi, karşõmda
duran suhûlet abidesi mi yönetiyordu..
Tarifsiz ruh debdebesi içinde İskender Am-
ca’nõn arabasõna yöneldik.. Direksiyona otur-
dum, Cumhuriyet Meydanõ’nda kalacağõ ote-
le doğru yola çõktõk.
Onun için hazõrladõğõmõz akşam yemeğinde
konuğumuz olacaktõ...
Arka koltukta oturan iki Cumhuriyet bilge-
sinin çokça matrak ve espri dolu bir sohbeti-
ne kulak misafiri oldum...
Sandõğõmdan çok daha yakõn bir dostlukla-
rõ vardõ...
Otelde gece yarõsõna kadar süren akşam ye-
meğinde, ben ve arkadaşlarõm doya doya İlhan
Selçuk ile sohbet edip kadeh tokuşturduk.
Özellikle yakõn siyasi tarihte yaşanan olay-
lardan örnekler vererek dönemin Başbakanõ
Tansu Çiller’in yanlõşlarõna dikkat çekiyordu..
Alçakgönüllü ve muhabbetin ehli bir insanõn,
yumuşacõk sesi ile bize nasõl değer verdiğine
tanõk oluyorduk..
Bütün kitaplarõnõ okuduğum ve üzerimde ina-
nõlmaz bir tesir bõraktõğõ için, sanki onu din-
lemiyor, satõrlarõnda geziniyordum...
FATMA ESİN
İlhan Selçuk hak ettiği törenlerle uğurlandõ
ebedi yaşama. Bu törenleri de, hakkõnda ya-
zõlan övgü dolu yazõlarõ da gerçek anlamda
hak etmişti. Çünkü o, insan gibi yaşayõp ta-
mamladõ fani ömrünü. Dürüstlüğünden, in-
san sevgisinden, yurt sevgisinden, çağdaş ya-
şama bağlõlõğõndan, ülkesinin aydõnlanmasõ-
na gösterdiği duyarlõlõktan, Cumhuriyet il-
kelerinin korunmasõnda sergilediği tutu-
mundan taviz vermeden, ama dik duruşunu
da hiç değiştirmeden!..
İş arkadaşlarõ, dostlarõ, okurlarõ hakkõnda
yazdõklarõ yazõlarda bu özelliklerini ve daha
nicelerini vurgularken bazõ anõlarõnõ da dile
getirdiler, onun insan kişiliğinin ne denli in-
ce ve duyarlõ olduğunu da gösterdiler okur-
larõna. Ben ne yazõk ki kendisi ile doğrudan
tanõşma şansõna sahip olamamõştõm. Çok is-
tememe karşõn!.. Kendi-
sini sadece yazõlarõ ile ta-
nõdõm. O yazõlarda çok za-
man kendi düşüncelerimi, duygularõmõ bul-
dum; duygulandõm, düşündüm; ve bir İlhan
Selçuk yarattõm kafamda ve kalbimde, işte o
İlhan Selçuk:
O kalemini, usta bir ressamõn fõrçasõnõ
kullandõğõ gibi, insanlarõn önüne etkin gö-
rüntüler sergilemekte kullanan bir ustaydõ.
Çerçevesi dar, ama derinliği göz alabildiği-
ne uzanan penceresinden nice görüntüler
sergiledi; capcanlõ görüntüler!.. Her okuya-
nõ bir başka yönü ile etkileyen görüntüler!..
Gün geldi ortaçağ karanlõğõnõ ve canlarõ pa-
hasõna bu karanlõğõ aydõnlõğa çõkarmak için
uğraş veren bilim adamlarõnõ, sanatçõlarõ, dü-
şünürleri serdi gözlerimizin önüne.
Gün oldu, Aydõnlanma çağõna geçişi bir bel-
gesel film akõcõlõğõ ile anlattõ okurlarõna; Hü-
manizmi, reformu, Rönesansõ, sanayileşme-
yi!..
Hayyam’õn bir dörtlüğü ile inanç dünya-
sõnõn tutarsõzlõğõnõ, çelişkilerini koyuverdi or-
taya!..
Bektaşi fõkralarõ ile yobazlarõn ikiyüzlülü-
ğünü döküverdi meydana!
Anadolu toprağõnda yetişmiş Yunus’lar,
Mevlana’lar, Pir Sultan Abdal’lar, Hacı
Bektaş’lar ve diğerleri ile insanõ insan yapanõn
yüreğindeki insan sevgisi olduğunu deyiverdi
bir solukta anlatõmõyla!..
En çapraşõk tarihi olaylarõ, en önemli ve püf
noktalarõnõ yakalayõp özetleyerek, pencere-
sinin içine sõğdõrõp, okurlarõna sundu ve biz-
leri geniş kapsamlõ tarih bilgisi ile şaşõrttõ.
Hiç kuşkusuz, bõkmadan, usanmadan her
fõrsatta değindiği konularõn
başõnda Cumhuriyetimiz ve
Cumhuriyet ilkeleri gelirdi;
Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve Ata-
türk’ün ilke ve devrimleri! Genç kuşaklara,
laik demokratik ve aydõnlanmacõ Cumhuri-
yete bu felsefe, bu ilke ve devrimlerle varõ-
labileceğini anlatõr, onlarõ aydõnlatõrdõ.
Yazõlarõnda beni çok etkileyen bir yanõ da
bilime ve akõlcõlõğa yaptõğõ vurgulamalarõy-
dõ. Verdiği çarpõcõ örnekler, bilim ve bilim ta-
rihi konusunda ne denli derin bilgi sahibi ol-
duğunu ortaya koyardõ. Bir yandan bilim ta-
rihinden örnekler sunarken, bir yandan da
akõlcõlõğõ savunurdu; hem de şiirsel bir üs-
lupla!
İlk bakõşta yazõlarõ günlük politikadan
uzak gibi görünse de, temel politik konula-
ra korkusuzca değindi. Son yõllarda ortaya
atõlan “ılımlı İslam” kavramõna, yolsuz-
luklara, sömürü düzenine, din devleti özen-
ticiliğine ilişkin nice yazõlar yazdõ. Uyanõk
insanlarõn bu ülkenin saf insanlarõnõ din sö-
mürüsü ile nasõl kandõrdõklarõnõ mizahi dil-
le ve fõkralarla da süsleyerek anlatmasõ ko-
nuya ilgiyi çok daha arttõrdõ.
Sevgili Mustafa Balbay son günlerde
yazdõğõ bir yazõsõnda, Silivri’ye yollandõğõ
günlerde İlhan Selçuk’un kendisine yolladõ-
ğõ bir notu paylaştõ okuyucularõyla. Şöyle yaz-
mõş o notta: “Balbay, yaşamasını bilen
her yerde yaşar. Oradan daha güçlü çı-
kacaksın.”
Bu sözler onun iç dünyasõnõn zenginliğini
ne güzel anlatõyor, değil mi?..
Bu vesile ile Sevgili Mustafa Balbay’a en
içten başsağlõğõ dileklerimi ve selamlarõmõ da
göndermek isterim. Bizler de oradan daha
güçlü olarak çõkacağõnda kuşku duymuyoruz!
İlhan Selçuk’un Ardından
Aydõnlanma’nõn õşõklõ ‘Pencere’si
“Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”nõ,
“Düşünüyorum Öyleyse Vurun”u, “Ja-
pon Gülü”nü, “Ziverbey Köşkü”nü,
“Uzak komşu Rusya’dan Gezi Notla-
rı”nõ, “Ağlamak ve Gülmek”i, “Gö-
rülmüştür”ü, “Duvarın Üstündeki Til-
ki”yi handiyse ezbere biliyordum. Hep-
si kütüphanemin en görünen ve kolay ula-
şõlacak yerinde, “İlhan Selçuk” imzala-
rõyla duruyordu...
Sonraki yõllarda çalõştõğõm basõn kuru-
luşlarõ için, biri İstanbul’da, diğeri İzmir’de
olmak üzere iki kez söyleşi yapma şansõ-
nõ yakaladõm...
Doğrusu, son aylarõnda acõ sonla tanõş-
mayõ bekliyorduk...
Hakkõndaki saçma sapan Ergenekon
iddialarõ nedeniyle çok hõrpalanmõş, yor-
gun bedeni haksõz suçlamalarõ kaldõramaz
duruma gelmişti...
Sabaha karşõ, Etiler’deki o küçücük
dairesinde apar topar gözaltõna alõnõşõnõ,
saatlerce sorgulanmasõnõ TV ekranlarõn-
da üzülerek ve ürpererek izledik... Ülke-
mizin geleceğine duyduğumuz güveni
dirhem dirhem azaltarak...
Ama hiçbirimiz Cumhuriyet Çõnarõ’nõn,
bir gün aramõzdan ayrõlacağõnõ içimize sin-
diremiyorduk.
İddianamede onun için, “İlhan Selçuk
çok zekidir... Bu nedenle açık vermi-
yor... Cep telefonu bile kullanmıyor...
Telefonda da dikkatli konuşuyor... Tec-
rübeli ve profesyoneldir... Ergenekon
yapılanmasında Ergenekon Başkanlığı
bünyesi içinde yer alan ‘Teori, Tasarõm
ve Planlama Dairesi Başkanlõğõ’ görevi-
ni yürütüyor...” deniliyordu.
Cahiliye devrini mumla aratan akõl tu-
tulmasõ yaşõyorduk...
Aynõ iddianamede, aynõ İlhan Selçuk
için , “Şüpheli İlhan Selçuk 1962 yılın-
dan beri Cumhuriyet gazetesinde fık-
ra yazmakta olup kendisini solcu bir ya-
zar olarak tanıtmakta, ilerleyen yaşı ve
tecrübesiyle şu anda gazetecilik yapan
birçok önemli şahsiyetin de ustası (üs-
tadı) olarak görülmektedir. Zaten ga-
zete çalışanları ve okurları tarafından
kendisine ‘İlhan Abi’ denilmektedir.
Gerek basın camiasında gerekse iş
dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı
olan bir kişilik olarak tanınmaktadır”
da deniyordu.
Yani hem gazeteciler arasõndaki hak-
lõ ve saygõn yeri kabul ediliyor, hem de
böyle bir insanõn boynuna “terörist” yaf-
tasõ asõlõyordu...
Akõl alõr iş miydi şimdi bu?
Sağlõğõ elvermese de hõzla yargõlanma-
yõ istiyordu. Hatta (çok yakõn dostlarõnõn
söylediğine göre) savunmasõnõ bizzat
kendisi yapacaktõ. Bu akõl almaz suçla-
malarla mücadele edecek ve eminim ki
savcõlarla konuşmalarõ bir komedi filmi-
nin setini yansõtacaktõ...
Olmadõ...
Neyse ki birkaç hafta önce hasta yata-
ğõnda, kendisini Ergenekon soruşturma-
sõna dahil eden savcõlar hakkõnda “kişilik
haklarına saldırıda bulundukları” id-
diasõyla açtõğõ davayõ kazandõ... “Türki-
ye’de hâkimler vardır” sözünü boşa
çõkarmayan süreç tamamlandõ.
21 Haziran 2010, yõlõn en uzun günüy-
dü...
Ve Aydõnlanmanõn Işõklõ Pencere’si, ay-
dõnlõğõn en uzun olduğu günde aramõzdan
ayrõldõ... Eminim ki hastalõktan değil,
kahrõndan öldü...
Güle güle İlhan Ağabey...
(GÖZLEM Gazetesi -26/6/2010)
Bir Anıt
Adam:
İlhan Selçuk
NEŞE DOSTER
Ziverbey işkencehanelerinden Hacõ-
bektaş Çilehanesi’ne uzanan o dik ve
onurlu yürüyüşün ardõndaki imzadõr İlhan
Selçuk.
İlhan Selçuk Mektebi’nde okuyanlar
bunu bilir. Onun aydõnlõğõnõn rahle-i ted-
risinden geçenler bunu anlar. “Pence-
re”nin iflah olmaz takipçileri bunu görür.
Bazõlarõ “Pencere kapandı” dese de
inanmayõn. Bazõlarõ “Dünya bir pence-
redir her gelen bakıp geçer” dese de kan-
mayõn. Eğer o “Pencere”nin arkasõndaki
gölge, önündeki yüz ve altõndaki imza İl-
han Selçuk ise siz o “Pencere”ye bakõp ge-
çemezsiniz, durup kalõr ve bu büyük ustaya
şapka çõkarõrsõnõz ancak.
İlhan Selçuk bir kutup yõldõzõ gibi, bir
onurlu kelebek gibi aramõzdan uçup gitti.
Bize hiç unutamayacağõmõz bilgisini, ay-
dõnlõğõnõ, yürekliliğini ve her daim açõk ka-
lacak olan “Pencere”sini bõrakarak. Onu
erken uçuranlarõ millet ve tarih yargõla-
yacaktõr kuşkusuz.
İlhan Selçuk’un kendi deyimiyle tansi-
yon ve enfarktüs gibi sabõkalarõ olan o ya-
ralõ yüreğine, o vurgun yemiş yüreğine yõl-
larõn hõncõyla, intikam ateşiyle komplolar
hazõrlayanlarõ gün gelecek sorgulayanlar
çõkacaktõr elbet. Ama büyük ustaya ilişkin
son sözü basõn tarihi, Cumhuriyet tarihi,
siyasi tarih ve arşivler söyleyecektir.
Çünkü;
O Cumhuriyet’in atardamarõ idi.
O aydõnla halk arasõndaki o ince çizgi-
yi alõn ve emek teriyle oluşturan bir dev-
rimciydi.
O evinin basõlmasõna, “Bu kadarı da
olamaz” dedirten bir yiğitti.
O Mustafa Kemal’in askeri, Kema-
listlerin öğretmeniydi.
O aydõnlanmanõn bilgesi, Cumhuri-
yet’in çõnarõydõ.
O tek başõna bir üniversite, tek başõna bir
devrim ordusuydu.
O emeğin, aydõnlanmanõn, bağõmsõzlõ-
ğõn, eşitliğin, antiemperyalizmin en yiğit,
en seçkin, en gözü pek savunucusuydu.
Bize kattõklarõna gelince;
Çok şey öğretti bize İlhan Selçuk, insa-
na dair.
Çok şey kattõ bize İlhan Selçuk aydõn-
lanmaya dair.
Çok şey verdi bize İlhan Selçuk, Ata-
türkçülüğe, solculuğa, devrimciliğe, ulu-
salcõlõğa, kavgaya ve hürriyete dair.
Kelimenin en yoğun, en derin ve en ge-
niş anlamõyla İlhan Selçuk sonsuzluğa
uğurlanõrken, emeğe, özgürlüğe, aydõn-
lanmaya, barõşa açõlan bütün pencereler-
den ona selam, ona sevgi, ona saygõ gül-
leri atõlacaktõr.
Işõğõn ve aydõnlanmanõn yenilmez usta-
sõ İlhan Abi’ye yaşarken çok çile çektirildi.
Yeni çilehanesinde õşõklar içinde yatsõn
ve başõndan Japon Gülleri hiç eksilmesin.
Son söz: Bazõ defterler kapansa da ba-
zõ defterler hep açõk durur, hele de aydõn-
lõğa açõlan Pencere’ler...
(Fotoğraf:EMREKETEN)
İstanbul Haber Servisi - CHP
Bahçelievler İlçe Örgütü’nün baş-
kan ve üyeleri, gazetemiz imtiyaz
sahibi ve başyazarõ İlhan Sel-
çuk’un yaşamõnõ yitirmesi nede-
niyle gazetemize taziye ziyaretin-
de bulundular.
Gazetemizin Şişli’deki merkez
binasõna gelen CHP Bahçelievler
İlçe Başkanõ Dr. Hüseyin Öz-
kahraman, İlçe Sekreteri Hüse-
yin Çelik, İlçe Saymanõ Özgür
Yağmur, İlçe Eğitim Sekreteri
Emin Altaç, İlçe Yönetim Kuru-
lu üyeleri Eşref Eker ve Nesimi
Kaya, İlçe Gençlik Kollarõ Baş-
kanõ Uğur Alaca ile İlçe Kadõn
Kollarõ yöneticileri ve delegeler
Gazetemiz Genel Yayõn Yönet-
meni İbrahim Yıldız ve diğer
yöneticilerle görüştüler.
İlhan Selçuk anõsõna açõlan ta-
ziye defterini ilçe örgütü adõna im-
zalayan Dr. Hüseyin Özkahra-
man, duygularõnõ taziye defterine
“Sevgili İlhan Abi, senin yazıla-
rınla geliştim. Senin yazılarınla
siyasal mücadeleye atıldım. Se-
nin yazılarınla Dev-Genç’te dev-
rimci oldum. Senin yazılarınla
Halkevlerinde çalıştım. Senin
yazılarınla CHP’de siyaset yap-
maya başladım. Senin yazıla-
rınla siyasal mücadelede geliş-
tim. Seni unutmayacağız” ifa-
deleriyle aktardõ.
Senin yazılarınla devrimci olduk
‘Aydõnlanma mirasõna
sahip çõkacağõz’
İstanbul Haber Servisi - Sivil toplum örgütü
temsilcileri, Cumhuriyet okurlarõ, İlhan
Selçuk’un, Cumhuriyet ve demokrasi
mücadelesinin sonsuza dek
sürdürüleceğini, Selçuk’un gelecek
kuşaklara bõraktõğõ aydõnlanma mirasõna
sahip çõkacaklarõnõ vurguladõlar.
Mesajlar özetle şöyle:
Sönmez Targan (68’liler Birliği Vakfı
Başkanı): 1968’in devrimci gençlik
kuşağõnõn yol arkadaşõ, özgürlük,
bağõmsõzlõk ve demokrasi savaşõnõn yõlmaz
savaşçõsõ, Anadolu aydõnlanmasõnõn yiğit
kalemi, Cumhuriyet gazetesi başyazarõ
İlhan Selçuk’un, gerici siyasal erkin
saldõrõlarõnõn boy hedefi olmaktan
kurtulamayarak fiziksel varlõğõ son
bulmuştur. Onun onurlu dik duruşu ile
saçtõğõ õşõk sönmeycektir. Cumhuriyet
ailesine ve aydõnlanmasõ yurttaşlarõmõza
başsağõlõğõ diler, anõsõna ve savaşõmõ
önünde saygõ ile eğiliyoruz.
Hikmet İşler (ADD Sarıyer Şubesi Başkan
Yardımcısı): Sizi Hacõbektaş’a toprağa
verip, sonsuzluğa uğurladõk. Aklõn,
bilimin, sevginin, aydõnlõğõn penceresi hiç
kapanmayacak. Işõklar içinde yatõn.
Dr. Aydın Gençsoy: Sen yaşõyorsun,
yaşayacaksõn, aydõnlõk yolun hep õşõk
olacak. Ülkemin gençliğinin önünü
görmesine olanak sağlayacak. Toplumu
sahte din fetvalarõ ile aldatanlar belki bir
gün hesap vercekler ve biliyorum ki halkõn
için ülken için işte o zaman ruhun rahat
edecek.
Şemsettin Koçyiğit: Cumhuriyet’i,
Atatürkçülüğü ve çağdaşlõğõ, bir ömür
boyu hayatõnõ ortaya koyarak savunan
abide insan İlhan Selçuk’u huzurunda
saygõ ile eğiliyorum. Onlarõn fikirlerine
hele bugünlerde sarõlmak zorunda
olduğumuzu ifade ederken Cumhuriyet ve
Atatürk sevdalõsõ çağdaş vatandaşlarõmõza
başsağlõğõ diliyorum.