19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 TEMMUZ 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA İLHAN ABİ’NİN ARDINDAN 13 SERKAN AKSÜYEK Benim gibi çocukluk ve gençliğini 1980’le- rin apolitik ortamõnda geçirenlerin, fikir çatõ- sõnõn oluşmasõnda çok önemli rolü vardõ İlhan Selçuk’un... Onu yazõlarõndan tanõyanlarõn çoğu, 90’lõ yõl- lara kadar yüzünü pek görmemişlerdi... Kö- şesinde imzasõ resimsiz çõkar, katõldõğõ et- kinliklere ilişkin haberlerde resimlerinin kul- lanõlmasõnõ istemezdi. Kullanõlsa da Cumhu- riyet’in siyah beyaz sayfalarõnda belli belir- siz görünürdü.. Adeta tiryakisi olduğum, 1995-2002 yõllarõ arasõnda belli aralõklarla onunla aynõ sayfada yazma onuruna eriştiğim İlhan Selçuk ile ilk kez 3 Şubat 1995 günü tanõşmõştõm.. Ertesi gün ADD İzmir Şubesi’nin düzenle- diği panele katõlarak konuşma yapacaktõ... O gün akşam saatlerinde İlhan Selçuk’u kar- şõlamak için, şube başkanõ (nur içinde yatsõn) İskender Özturanlı ile Adnan Menderes Ha- valimanõ’na gitmiştik.. Uçağõn alana indiği anons edilince garip bir heyecan sardõ.. Acaba yazõlarõndaki kadar keskin konuşan bir adam mõ çõkacaktõ karşõma.. Derken, gelen yolcu kapõlarõ açõldõ.. Kõsa boy- lu, yün balõkçõ şapkalõ, atkõsõnõ boynuna sõkõ- ca sarmõş, güleryüzlü bir adam çõkageldi.. “Merhaba İskenderciğim..” diyerek İsken- der Amca ile sarõlõp öpüştüler... İlk şoku at- latmaya çalõşõrken bana yöneldi ve sõmsõcak bir “Merhaba delikanlı” cümlesi eşliğinde to- kalaştõk... Mutluluğun yanõnda, büyük bir hayal kõrõk- lõğõ mõ yaşõyordum ne? “Pencere” adõnõ verdiği köşesinde, bu sakin ve yumuşacõk adam mõ yazõyordu, o ortalõğõ bir- birine katan, çoğu zaman siyasete yön veren ya- zõlarõ... Hem de 30 yõlõ aşkõn süredir.. Cumhuriyet gibi köklü bir gazeteyi, karşõmda duran suhûlet abidesi mi yönetiyordu.. Tarifsiz ruh debdebesi içinde İskender Am- ca’nõn arabasõna yöneldik.. Direksiyona otur- dum, Cumhuriyet Meydanõ’nda kalacağõ ote- le doğru yola çõktõk. Onun için hazõrladõğõmõz akşam yemeğinde konuğumuz olacaktõ... Arka koltukta oturan iki Cumhuriyet bilge- sinin çokça matrak ve espri dolu bir sohbeti- ne kulak misafiri oldum... Sandõğõmdan çok daha yakõn bir dostlukla- rõ vardõ... Otelde gece yarõsõna kadar süren akşam ye- meğinde, ben ve arkadaşlarõm doya doya İlhan Selçuk ile sohbet edip kadeh tokuşturduk. Özellikle yakõn siyasi tarihte yaşanan olay- lardan örnekler vererek dönemin Başbakanõ Tansu Çiller’in yanlõşlarõna dikkat çekiyordu.. Alçakgönüllü ve muhabbetin ehli bir insanõn, yumuşacõk sesi ile bize nasõl değer verdiğine tanõk oluyorduk.. Bütün kitaplarõnõ okuduğum ve üzerimde ina- nõlmaz bir tesir bõraktõğõ için, sanki onu din- lemiyor, satõrlarõnda geziniyordum... FATMA ESİN İlhan Selçuk hak ettiği törenlerle uğurlandõ ebedi yaşama. Bu törenleri de, hakkõnda ya- zõlan övgü dolu yazõlarõ da gerçek anlamda hak etmişti. Çünkü o, insan gibi yaşayõp ta- mamladõ fani ömrünü. Dürüstlüğünden, in- san sevgisinden, yurt sevgisinden, çağdaş ya- şama bağlõlõğõndan, ülkesinin aydõnlanmasõ- na gösterdiği duyarlõlõktan, Cumhuriyet il- kelerinin korunmasõnda sergilediği tutu- mundan taviz vermeden, ama dik duruşunu da hiç değiştirmeden!.. İş arkadaşlarõ, dostlarõ, okurlarõ hakkõnda yazdõklarõ yazõlarda bu özelliklerini ve daha nicelerini vurgularken bazõ anõlarõnõ da dile getirdiler, onun insan kişiliğinin ne denli in- ce ve duyarlõ olduğunu da gösterdiler okur- larõna. Ben ne yazõk ki kendisi ile doğrudan tanõşma şansõna sahip olamamõştõm. Çok is- tememe karşõn!.. Kendi- sini sadece yazõlarõ ile ta- nõdõm. O yazõlarda çok za- man kendi düşüncelerimi, duygularõmõ bul- dum; duygulandõm, düşündüm; ve bir İlhan Selçuk yarattõm kafamda ve kalbimde, işte o İlhan Selçuk: O kalemini, usta bir ressamõn fõrçasõnõ kullandõğõ gibi, insanlarõn önüne etkin gö- rüntüler sergilemekte kullanan bir ustaydõ. Çerçevesi dar, ama derinliği göz alabildiği- ne uzanan penceresinden nice görüntüler sergiledi; capcanlõ görüntüler!.. Her okuya- nõ bir başka yönü ile etkileyen görüntüler!.. Gün geldi ortaçağ karanlõğõnõ ve canlarõ pa- hasõna bu karanlõğõ aydõnlõğa çõkarmak için uğraş veren bilim adamlarõnõ, sanatçõlarõ, dü- şünürleri serdi gözlerimizin önüne. Gün oldu, Aydõnlanma çağõna geçişi bir bel- gesel film akõcõlõğõ ile anlattõ okurlarõna; Hü- manizmi, reformu, Rönesansõ, sanayileşme- yi!.. Hayyam’õn bir dörtlüğü ile inanç dünya- sõnõn tutarsõzlõğõnõ, çelişkilerini koyuverdi or- taya!.. Bektaşi fõkralarõ ile yobazlarõn ikiyüzlülü- ğünü döküverdi meydana! Anadolu toprağõnda yetişmiş Yunus’lar, Mevlana’lar, Pir Sultan Abdal’lar, Hacı Bektaş’lar ve diğerleri ile insanõ insan yapanõn yüreğindeki insan sevgisi olduğunu deyiverdi bir solukta anlatõmõyla!.. En çapraşõk tarihi olaylarõ, en önemli ve püf noktalarõnõ yakalayõp özetleyerek, pencere- sinin içine sõğdõrõp, okurlarõna sundu ve biz- leri geniş kapsamlõ tarih bilgisi ile şaşõrttõ. Hiç kuşkusuz, bõkmadan, usanmadan her fõrsatta değindiği konularõn başõnda Cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet ilkeleri gelirdi; Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve Ata- türk’ün ilke ve devrimleri! Genç kuşaklara, laik demokratik ve aydõnlanmacõ Cumhuri- yete bu felsefe, bu ilke ve devrimlerle varõ- labileceğini anlatõr, onlarõ aydõnlatõrdõ. Yazõlarõnda beni çok etkileyen bir yanõ da bilime ve akõlcõlõğa yaptõğõ vurgulamalarõy- dõ. Verdiği çarpõcõ örnekler, bilim ve bilim ta- rihi konusunda ne denli derin bilgi sahibi ol- duğunu ortaya koyardõ. Bir yandan bilim ta- rihinden örnekler sunarken, bir yandan da akõlcõlõğõ savunurdu; hem de şiirsel bir üs- lupla! İlk bakõşta yazõlarõ günlük politikadan uzak gibi görünse de, temel politik konula- ra korkusuzca değindi. Son yõllarda ortaya atõlan “ılımlı İslam” kavramõna, yolsuz- luklara, sömürü düzenine, din devleti özen- ticiliğine ilişkin nice yazõlar yazdõ. Uyanõk insanlarõn bu ülkenin saf insanlarõnõ din sö- mürüsü ile nasõl kandõrdõklarõnõ mizahi dil- le ve fõkralarla da süsleyerek anlatmasõ ko- nuya ilgiyi çok daha arttõrdõ. Sevgili Mustafa Balbay son günlerde yazdõğõ bir yazõsõnda, Silivri’ye yollandõğõ günlerde İlhan Selçuk’un kendisine yolladõ- ğõ bir notu paylaştõ okuyucularõyla. Şöyle yaz- mõş o notta: “Balbay, yaşamasını bilen her yerde yaşar. Oradan daha güçlü çı- kacaksın.” Bu sözler onun iç dünyasõnõn zenginliğini ne güzel anlatõyor, değil mi?.. Bu vesile ile Sevgili Mustafa Balbay’a en içten başsağlõğõ dileklerimi ve selamlarõmõ da göndermek isterim. Bizler de oradan daha güçlü olarak çõkacağõnda kuşku duymuyoruz! İlhan Selçuk’un Ardından Aydõnlanma’nõn õşõklõ ‘Pencere’si “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”nõ, “Düşünüyorum Öyleyse Vurun”u, “Ja- pon Gülü”nü, “Ziverbey Köşkü”nü, “Uzak komşu Rusya’dan Gezi Notla- rı”nõ, “Ağlamak ve Gülmek”i, “Gö- rülmüştür”ü, “Duvarın Üstündeki Til- ki”yi handiyse ezbere biliyordum. Hep- si kütüphanemin en görünen ve kolay ula- şõlacak yerinde, “İlhan Selçuk” imzala- rõyla duruyordu... Sonraki yõllarda çalõştõğõm basõn kuru- luşlarõ için, biri İstanbul’da, diğeri İzmir’de olmak üzere iki kez söyleşi yapma şansõ- nõ yakaladõm... Doğrusu, son aylarõnda acõ sonla tanõş- mayõ bekliyorduk... Hakkõndaki saçma sapan Ergenekon iddialarõ nedeniyle çok hõrpalanmõş, yor- gun bedeni haksõz suçlamalarõ kaldõramaz duruma gelmişti... Sabaha karşõ, Etiler’deki o küçücük dairesinde apar topar gözaltõna alõnõşõnõ, saatlerce sorgulanmasõnõ TV ekranlarõn- da üzülerek ve ürpererek izledik... Ülke- mizin geleceğine duyduğumuz güveni dirhem dirhem azaltarak... Ama hiçbirimiz Cumhuriyet Çõnarõ’nõn, bir gün aramõzdan ayrõlacağõnõ içimize sin- diremiyorduk. İddianamede onun için, “İlhan Selçuk çok zekidir... Bu nedenle açık vermi- yor... Cep telefonu bile kullanmıyor... Telefonda da dikkatli konuşuyor... Tec- rübeli ve profesyoneldir... Ergenekon yapılanmasında Ergenekon Başkanlığı bünyesi içinde yer alan ‘Teori, Tasarõm ve Planlama Dairesi Başkanlõğõ’ görevi- ni yürütüyor...” deniliyordu. Cahiliye devrini mumla aratan akõl tu- tulmasõ yaşõyorduk... Aynõ iddianamede, aynõ İlhan Selçuk için , “Şüpheli İlhan Selçuk 1962 yılın- dan beri Cumhuriyet gazetesinde fık- ra yazmakta olup kendisini solcu bir ya- zar olarak tanıtmakta, ilerleyen yaşı ve tecrübesiyle şu anda gazetecilik yapan birçok önemli şahsiyetin de ustası (üs- tadı) olarak görülmektedir. Zaten ga- zete çalışanları ve okurları tarafından kendisine ‘İlhan Abi’ denilmektedir. Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır” da deniyordu. Yani hem gazeteciler arasõndaki hak- lõ ve saygõn yeri kabul ediliyor, hem de böyle bir insanõn boynuna “terörist” yaf- tasõ asõlõyordu... Akõl alõr iş miydi şimdi bu? Sağlõğõ elvermese de hõzla yargõlanma- yõ istiyordu. Hatta (çok yakõn dostlarõnõn söylediğine göre) savunmasõnõ bizzat kendisi yapacaktõ. Bu akõl almaz suçla- malarla mücadele edecek ve eminim ki savcõlarla konuşmalarõ bir komedi filmi- nin setini yansõtacaktõ... Olmadõ... Neyse ki birkaç hafta önce hasta yata- ğõnda, kendisini Ergenekon soruşturma- sõna dahil eden savcõlar hakkõnda “kişilik haklarına saldırıda bulundukları” id- diasõyla açtõğõ davayõ kazandõ... “Türki- ye’de hâkimler vardır” sözünü boşa çõkarmayan süreç tamamlandõ. 21 Haziran 2010, yõlõn en uzun günüy- dü... Ve Aydõnlanmanõn Işõklõ Pencere’si, ay- dõnlõğõn en uzun olduğu günde aramõzdan ayrõldõ... Eminim ki hastalõktan değil, kahrõndan öldü... Güle güle İlhan Ağabey... (GÖZLEM Gazetesi -26/6/2010) Bir Anıt Adam: İlhan Selçuk NEŞE DOSTER Ziverbey işkencehanelerinden Hacõ- bektaş Çilehanesi’ne uzanan o dik ve onurlu yürüyüşün ardõndaki imzadõr İlhan Selçuk. İlhan Selçuk Mektebi’nde okuyanlar bunu bilir. Onun aydõnlõğõnõn rahle-i ted- risinden geçenler bunu anlar. “Pence- re”nin iflah olmaz takipçileri bunu görür. Bazõlarõ “Pencere kapandı” dese de inanmayõn. Bazõlarõ “Dünya bir pence- redir her gelen bakıp geçer” dese de kan- mayõn. Eğer o “Pencere”nin arkasõndaki gölge, önündeki yüz ve altõndaki imza İl- han Selçuk ise siz o “Pencere”ye bakõp ge- çemezsiniz, durup kalõr ve bu büyük ustaya şapka çõkarõrsõnõz ancak. İlhan Selçuk bir kutup yõldõzõ gibi, bir onurlu kelebek gibi aramõzdan uçup gitti. Bize hiç unutamayacağõmõz bilgisini, ay- dõnlõğõnõ, yürekliliğini ve her daim açõk ka- lacak olan “Pencere”sini bõrakarak. Onu erken uçuranlarõ millet ve tarih yargõla- yacaktõr kuşkusuz. İlhan Selçuk’un kendi deyimiyle tansi- yon ve enfarktüs gibi sabõkalarõ olan o ya- ralõ yüreğine, o vurgun yemiş yüreğine yõl- larõn hõncõyla, intikam ateşiyle komplolar hazõrlayanlarõ gün gelecek sorgulayanlar çõkacaktõr elbet. Ama büyük ustaya ilişkin son sözü basõn tarihi, Cumhuriyet tarihi, siyasi tarih ve arşivler söyleyecektir. Çünkü; O Cumhuriyet’in atardamarõ idi. O aydõnla halk arasõndaki o ince çizgi- yi alõn ve emek teriyle oluşturan bir dev- rimciydi. O evinin basõlmasõna, “Bu kadarı da olamaz” dedirten bir yiğitti. O Mustafa Kemal’in askeri, Kema- listlerin öğretmeniydi. O aydõnlanmanõn bilgesi, Cumhuri- yet’in çõnarõydõ. O tek başõna bir üniversite, tek başõna bir devrim ordusuydu. O emeğin, aydõnlanmanõn, bağõmsõzlõ- ğõn, eşitliğin, antiemperyalizmin en yiğit, en seçkin, en gözü pek savunucusuydu. Bize kattõklarõna gelince; Çok şey öğretti bize İlhan Selçuk, insa- na dair. Çok şey kattõ bize İlhan Selçuk aydõn- lanmaya dair. Çok şey verdi bize İlhan Selçuk, Ata- türkçülüğe, solculuğa, devrimciliğe, ulu- salcõlõğa, kavgaya ve hürriyete dair. Kelimenin en yoğun, en derin ve en ge- niş anlamõyla İlhan Selçuk sonsuzluğa uğurlanõrken, emeğe, özgürlüğe, aydõn- lanmaya, barõşa açõlan bütün pencereler- den ona selam, ona sevgi, ona saygõ gül- leri atõlacaktõr. Işõğõn ve aydõnlanmanõn yenilmez usta- sõ İlhan Abi’ye yaşarken çok çile çektirildi. Yeni çilehanesinde õşõklar içinde yatsõn ve başõndan Japon Gülleri hiç eksilmesin. Son söz: Bazõ defterler kapansa da ba- zõ defterler hep açõk durur, hele de aydõn- lõğa açõlan Pencere’ler... (Fotoğraf:EMREKETEN) İstanbul Haber Servisi - CHP Bahçelievler İlçe Örgütü’nün baş- kan ve üyeleri, gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarõ İlhan Sel- çuk’un yaşamõnõ yitirmesi nede- niyle gazetemize taziye ziyaretin- de bulundular. Gazetemizin Şişli’deki merkez binasõna gelen CHP Bahçelievler İlçe Başkanõ Dr. Hüseyin Öz- kahraman, İlçe Sekreteri Hüse- yin Çelik, İlçe Saymanõ Özgür Yağmur, İlçe Eğitim Sekreteri Emin Altaç, İlçe Yönetim Kuru- lu üyeleri Eşref Eker ve Nesimi Kaya, İlçe Gençlik Kollarõ Baş- kanõ Uğur Alaca ile İlçe Kadõn Kollarõ yöneticileri ve delegeler Gazetemiz Genel Yayõn Yönet- meni İbrahim Yıldız ve diğer yöneticilerle görüştüler. İlhan Selçuk anõsõna açõlan ta- ziye defterini ilçe örgütü adõna im- zalayan Dr. Hüseyin Özkahra- man, duygularõnõ taziye defterine “Sevgili İlhan Abi, senin yazıla- rınla geliştim. Senin yazılarınla siyasal mücadeleye atıldım. Se- nin yazılarınla Dev-Genç’te dev- rimci oldum. Senin yazılarınla Halkevlerinde çalıştım. Senin yazılarınla CHP’de siyaset yap- maya başladım. Senin yazıla- rınla siyasal mücadelede geliş- tim. Seni unutmayacağız” ifa- deleriyle aktardõ. Senin yazılarınla devrimci olduk ‘Aydõnlanma mirasõna sahip çõkacağõz’ İstanbul Haber Servisi - Sivil toplum örgütü temsilcileri, Cumhuriyet okurlarõ, İlhan Selçuk’un, Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesinin sonsuza dek sürdürüleceğini, Selçuk’un gelecek kuşaklara bõraktõğõ aydõnlanma mirasõna sahip çõkacaklarõnõ vurguladõlar. Mesajlar özetle şöyle: Sönmez Targan (68’liler Birliği Vakfı Başkanı): 1968’in devrimci gençlik kuşağõnõn yol arkadaşõ, özgürlük, bağõmsõzlõk ve demokrasi savaşõnõn yõlmaz savaşçõsõ, Anadolu aydõnlanmasõnõn yiğit kalemi, Cumhuriyet gazetesi başyazarõ İlhan Selçuk’un, gerici siyasal erkin saldõrõlarõnõn boy hedefi olmaktan kurtulamayarak fiziksel varlõğõ son bulmuştur. Onun onurlu dik duruşu ile saçtõğõ õşõk sönmeycektir. Cumhuriyet ailesine ve aydõnlanmasõ yurttaşlarõmõza başsağõlõğõ diler, anõsõna ve savaşõmõ önünde saygõ ile eğiliyoruz. Hikmet İşler (ADD Sarıyer Şubesi Başkan Yardımcısı): Sizi Hacõbektaş’a toprağa verip, sonsuzluğa uğurladõk. Aklõn, bilimin, sevginin, aydõnlõğõn penceresi hiç kapanmayacak. Işõklar içinde yatõn. Dr. Aydın Gençsoy: Sen yaşõyorsun, yaşayacaksõn, aydõnlõk yolun hep õşõk olacak. Ülkemin gençliğinin önünü görmesine olanak sağlayacak. Toplumu sahte din fetvalarõ ile aldatanlar belki bir gün hesap vercekler ve biliyorum ki halkõn için ülken için işte o zaman ruhun rahat edecek. Şemsettin Koçyiğit: Cumhuriyet’i, Atatürkçülüğü ve çağdaşlõğõ, bir ömür boyu hayatõnõ ortaya koyarak savunan abide insan İlhan Selçuk’u huzurunda saygõ ile eğiliyorum. Onlarõn fikirlerine hele bugünlerde sarõlmak zorunda olduğumuzu ifade ederken Cumhuriyet ve Atatürk sevdalõsõ çağdaş vatandaşlarõmõza başsağlõğõ diliyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle