Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Öz 35. Maddede Değil.
Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma, derler.
Son zamanlarda hep düşünüyorum, bu sözdeki
hikmetin Süleyman Demirel’den daha somut bir
kanıtı olabilir mi?
Politikayı Çankaya’da yaptığı son yıllardan
başlayarak, sanki bir siyaset bilgesi, sağduyunun
simgesi, demokrasiyi içselleştirmiş, çoğulculuğu
şiar edinmiş, yani ne söylesen az, öyle bir
demokrasi kâbesi.
Buna mukabil yaptıklarına bakın!
Başımızdaki hangi melanetin içinde sorumluluğu
yok? Bir sorun söyleyin ki çıkışında ya da
karmaşıklaşışında, Demirel’in dahli olmasın.
Türk siyasetinin kroniklik çarpıklıklarından birini
söyleyin ki Demirel o çorbada da tuzu olmasın.
Kısacası Demirel’in dediğini yap ama yaptığını
yapma!
CHP ile AKP arasındaki 35. madde tartışması
çıktığı zaman, Süleyman Demirel hemen tavrını
koydu doğru tarafta. İki darbe yemiş olan
Süleyman Bey sorununun esas kaynağının orası
olmadığını gayet iyi biliyordu ve o yüzden de, olayın
nereden kaynaklandığım tespit etti. Ama tabii,
gerçeği dile getirirken, o kadar da açık sözlü
olamadı.
Gerçekten de bu pek sevdiğimiz
demokrasimizin ikide bir tacizden, taciz de ne
söz, düpedüz tecavüzden kurtulamamasının
kaynağını nerede arayacağız?
Bize tek suçlu olarak, hep aynı üniformalı hedefi
gösterdiler.
Artık yeter!
Ne olur hep aynı nakaratı yemeyelim, hep aynı
teraneye kanmayalım.
Türk demokrasisine yönelen tehlikenin özü
TSK’den kaynaklanmıyor.
Demokrasi için tehlike ve tehdit bizzat necip Türk
milletidir.
Demokrasi perisi ne zaman, postalların ayağı
dibine düşse, zaten safiyetini ve bekâretini çoktan
çarıkların altında yitirmiştir bile.
Türk demokrasisindeki en büyük eksik kamil
demokrasi kültürü, uzlaşma alışkanlığı, gerçek bir
hoşgörü ve gerçeğin her zaman yalnız illa da bizim
sandığımız gibi olmayabileceğini kabul etme
haslettir.
Bir ulusu diğerlerinden ayıran nitelikler, onun
insanlarının doğuştan getirdikleri hasletlerden değil,
tarihi deneyimlerinden, sosyal edinimlerinden
kaynaklanır.
Türkiye’de toplumun bir türlü gelişmiş bir
demokratik kültüre sahip olmamasının tarihi
koşullarının üzerinde başka bir yazıda dururuz.
Ama artık görelim, Türkiye’de demokrasinin bir
türlü oturamamasının nedeni, ikide bir
üniformalıların “eyvah Cumhuriyet yine tehlikeye
düştü, hadi hep birlikte, emir komuta zinciri içinde
şunu bir koruyup kollayalım” diyerek, ayaklanmaları
değil. Söyler misiniz, askerin gıkının çıkmadığı
dönemlerin hangisinde Türkiye’de, kuvvetler ayrılığı
ilkesine uygun, çoğulcu gerçek bir demokrasi
yaşanmıştır? “Yeter Söz Milletindir” diyerek iktidara
gelen DP ve de ondan sonraki sivil hükümetlerin
hangisi gerçekten demokrasiyi uyguladı? Askeri
darbelere bakın!
Hangi askeri darbede, sivillerin sorumluluğu
asgari, askerlerinki kadar değildi? Şu yaşadığımız
döneme bakın!
Etrafı tozu dumana katıp, olmayan, şu anda
olmasına olanak da bulunmayan askeri darbelerin
çığırtkanlığını yapanlara karşın, artık Türkiye’de de
tıpkı İspanya, Latin Amerika vb. gibi askeri
darbelerin döneminin geçtiği gerçeğini aklı başında
herkes biliyor ve görüyor.
Ama askeri darbe tehlikesinin esamisinin
okunmadığı şu sırada ortada demokrasi var mı?
Türkiye’de zaten tam var olmayan demokrasinin
olan kadarı da çok büyük bir tehdit altında değil
mi?
Bu tehdit, sivil AKP iktidarının bizzat kendisinden
gelmiyor mu? Bütün yaşadıklarımız bize,
demokrasiye yönelen tehdidin askerden çok
sivilden geldiğini, işin özünün İç Hizmet Kanunu’nu
35. maddesinden kaynaklanmadığını hâlâ
göstermedi mi? O zaman söyler misiniz bu 35.
madde mavrası nereden çıkıyor?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CHP İSTANBUL’DA HAYIR KAMPANYASI BAŞLATTI
‘26 soruya karşılık 1 cevap
istenmesi faşizme yakışır’
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul İl
Örgütü, “Doğrusu Hayır” sloganõyla
AKP’nin “yandaş yargı” yaratma çabalarõna
yönelik Anayasa değişikliklerinin oylanacağõ
12 Eylül referandumuna karşõ “Anayasa de-
ğişikliğine hayır” kampanyasõnõ başlattõ.
CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan
Şimşek, “26 soruya karşılık 1 cevap
istenmez. Bu anlayış Hitler faşiz-
mine yakışır” dedi. Toplantõda, re-
ferandum kampanyasõnda kullanõla-
cak “Gemilerde talim var” şarkõsõnõn da
uyarlanmõş şekli tanõtõldõ.
CHP İstanbul İl Örgütü, 12 Eylül refe-
randumuna karşõ uygulayacağõ stratejileri,
dün Beşiktaş’taki Mustafa Kemal Kültür
Merkezi’nde düzenlenen “Referandum
Toplantısı”nda partililerle paylaştõ. Top-
lantõya, MYK, PM üyelerinin yanõ sõra be-
lediye başkanlarõ, il ve ilçe yöneticileri, il ve
belediye meclis üyeleri ve çok sayõda parti
üyesi katõldõ. Toplantõnõn basõna açõk bölü-
münde konuşma yapan CHP İstanbul İl
Başkanõ Berhan Şimşek, CHP’nin sokak so-
kak seçmene ulaştõğõ bir örgütlenme mode-
lini yaşama geçireceğini söyledi. İstan-
bul’un tüm mahalle, cadde ve sokağõnda
CHP’nin temsilcilerinin olacağõnõ belirten
Şimşek, “4 bine yakın cadde, 1003
köy ve mahalle var. Her mahalle-
de, her sokakta bir CHP temsilci-
si olacak. İstanbul’u avucumu-
zun içine alacağız. Bu örgütlenme
anlayışı, CHP’nin uzun yıllardır özlediği
bir örgütlenme modelidir. İl Başkanı
kendi ilini, ilçe başkanı ilçesini kontrol al-
tında tutacak. Bu örgütlenmeyi başara-
mayan görevini bırakmayı bilecek. Bu ör-
gütlenmeyi başaramazsak, CHP iktidara
giden yolu da açamaz” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanõ Şimşek, bu ör-
gütlenme modeli başarõya ulaşõrsa, san-
dõkta çalõnan oylarõ da engellemiş ola-
caklarõnõ söyledi.
KURTULMUŞ YERİNE KAYYUM BAŞKAN İSTEDİLER
SP’de Erbakan yanlıları
kavgayı mahkemeye taşıdı
ERDEM GÜL
ANKARA - SP’de olaylõ kongre sonra-
sõ Necmettin Erbakan yanlõlarõyla parti
yönetimi arasõndaki kavga mahkemelik ol-
du. Erbakan yanlõlarõ, olağanüstü
kongreye kadar Genel Başkan Nu-
man Kurtulmuş’un yetkilerinin alõn-
masõ ve partiyi kayyumun yönetme-
si için mahkemeye başvurdu, hâkim
polis eşliğinde SP Genel Merke-
zi’nde inceleme yaptõ.
Erbakan yanlõlarõ, topladõklarõ 650 de-
legenin imzasõyla olağanüstü kongre baş-
vurusunu yaptõktan sonra yeni bir girişim
daha başlattõ. Erbakan yanlõlarõ parti içi
kavgayõ mahkemeye taşõdõ. SP’deki kav-
gayõ mahkemeye Erbakan’õ destekleyen
Giresun delegesi Hasan Bitmez ve Erba-
kan’a en yakõn isimlerden Oğuzhan Asil-
türk taşõdõ. Bitmez, Erbakan yanlõlarõ
adõna, olaylõ kongrede usulsüzlükler ve tü-
zük ihlalleri olduğu gerekçesiyle mahke-
meye başvurdu. Bitmez başvurusunda,
olağanüstü kongreye kadar Kurtulmuş’un
genel başkanlõk yetkilerinin alõnmasõ, Ge-
nel İdare Kurulu’nun (GİK) düşürülerek,
parti yönetiminin kayyuma devre-
dilmesi başta olmak üzere çok sayõ-
da talepte bulundu.
Erbakan cephesinin başvuru ve şi-
kâyetleri üzerine, Ankara 21. Asliye
Hukuk Mahkemesi hâkimi Ahmet
Metin Tözün önceki gün SP Genel
Merkezi’ne gelerek polis eşliğinde inceleme
yaptõ. Hâkim Tözün’ün evrak incelemesi
yaptõğõ öğrenildi. Hâkim Tözün’ün ince-
lemesinin ardõndan SP yöneticileri, Erba-
kan cephesini eleştiren açõklamalar yaptõ.
SP GİK üyesi Kazım Arslan, “Dava Nu-
man Bey’in genel başkanlık yetkilerinin
kullandırılmamasını talep eden bir da-
va. Genel başkanlık yetkilerinin kaldı-
rılmasını istiyorlar” dedi.
Sõr dolu zirveyle ilgili savlarõ ilk dile getiren kişi olan Fikri Sağlar ‘Tartõşmalarõ Başbuğ bitirir’ dedi
‘Dolmabahçe kõrõlma noktasõ’TÜREY KÖSE
ANKARA - Eski Kültür Bakanõ
Fikri Sağlar, 2008 yõlõnda Birgün
gazetesindeki köşesinde “Başba-
kan bu görüşmede; Bayan Büyü-
kanıt’ın yapmış olduğu harca-
maları içeren bir dosyayı Genel-
kurmay Başkanı’nın önüne koy-
muş. Dosya içeriği son derece ür-
kütücüymüş. O günden sonra Bü-
yükanıt, Başbakan’ı ve AKP’yi
doğrudan hedefleyen açıklama-
lardan kaçınmış” diye yazmõştõ.
Sağlar, CHP lideri Kemal Kılıç-
daroğlu’nun da Dolmabahçe zirve-
siyle ilgili çõkõşõnõ “son derece
önemli, sorumlu” diye nitelendirdi.
Sağlar, “Bu işi ilk açmaktan do-
layı çok sıkıntı çektim. Hakkı-
mızdaki dava devam ediyor. Ama
sonunda bunun ne kadar doğru
olduğunu kamu vicdanında ne
denli anlayışla karşılandığını gö-
rüyorum. Bir kapıyı açmaktan,
duvarı devirmekten dolayı mutlu
hissediyorum kendimi. Sayın Kı-
lıçdaroğlu’nun yaptığı çok önem-
lidir ve desteklenmelidir. Sonuna
kadar gidilmelidir” dedi. “Dol-
mabahçe’de karşılıklı bir anlaşma
söz konusu” diyen Sağlar, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
“Bu anlaşmanın devlet adına
olmadığı açık. Çünkü mezara ka-
dar giden sır olarak kabul ediliyor.
Devletin bilmediği sır olur mu?
Dolmabahçe görüşmesini İlker
Başbuğ biliyor mu? Eğer biliyor-
sa devlet işi demektir. Bu tartış-
maları bitirecek olan kişi Genel-
kurmay Başkanı İlker Başbuğ’dur.
Çünkü devlet işi, devlet sırrı o
mevkiyi taşıyan insanlara devre-
dilir. Ben bakan olduğumda, şu
devlet sırrı, dediler, belge bıraktı-
lar, ben de benden sonrakine bı-
raktım. Başbuğ, Büyükanıt’tan o
toplantının bilgisini almış mıdır?
Açıklamalıdır. Almamışsa, bu top-
lantı Türkiye’nin kırılma noktası
olarak iki kişi arasındaki bir an-
laşma toplantısı olmaktan başka
bir şekilde vicdanlarda yer almaz.
Mezara götürülüyorsa devlet işi ol-
maktan çıkıyor, birey işi haline ge-
liyor. Başbakan da ‘mezara kadar
saklayacağõm’ diye bunu itiraf edi-
yor. Başbakan adeta Genelkur-
may Başkanı’nı da tehdit ediyor, o
konuşursa ben de konuşurum, diyor.
O zaman Kemal Kılıçdaroğlu,
Başbakan olursa bu sırdan ha-
berdar olmayacak, çünkü
Erdoğan onu kabristana gö-
türecek...”
‘AKP Büyükanıt’ın
savunucusu oldu’
Yaşar Büyükanõt’õn görevi
döneminde “Kuzey Irak’a
düzenlenen sınır ötesi ope-
rasyon ABD’nin isteğiyle
erken bitirildi” diyen CHP ve
MHP liderlerine “Hainden
betersiniz” diye tepki gös-
terdiğini anõmsatan Sağlar,
“Muhalafet liderlerini ha-
inlikle suçluyor. 12 Nisan’da
‘sözde değil, özde laik Cum-
hurbaşkanõ istiyoruz’ diyor.
Aynı Büyükanıt, temmuz
ayında Abdullah Gül’ün se-
çilmesini onaylıyor. Bunları
unutmamak lazım. Kılıçda-
roğlu’nun da söylediklerinin
bir yorum olarak doğru ol-
duğu ortaya çıkıyor. AKP,
Cemil Çiçek’in e- muhtıra
sonrasında yaptığı açıkla-
mayı unutarak bugün Bü-
yükanıt’ın savunucuğunu
yapıyor” dedi.
‘Sustu, sonra da
taltif edildi’
Sağlar, sözlerini şöyle sür-
dürdü: “Büyükanıt Dolma-
bahçe’den sonra susuyor,
ondan sonra da taltif edili-
yor. Kimseye verilmeyen
zırhlı araba veriliyor. Terö-
rün odak noktasında Do-
ğan Güreş vardı, onun zırh-
lı arabası yoktu. Dünyada
100 tane olan araçlardan
birine sahip olan bir Ge-
nelkurmay Başkanı... 1 mil-
yon liralık aracın verilmesi
neyin karşılığında? Bu, bir
ödül mü? Dolmabahçe me-
selesi, Türkiye’nin kırılma
noktasıdır. Bu toplantı son-
rasında davalar açılmıştır,
Ergenekon davalarından tu-
tun da, toplumun ikiye bö-
lünmesine neden olan bütün
olaylar bu toplantı sonra-
sında gelişmiştir. Var olan
gidişat hızlanmıştır. Siyasi
aktörleri yerli olmaktan çık-
mış, yabancılar da karış-
mıştır. Dolmabahçe toplan-
tısı Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde bir kırılma noktası
olarak çok önemlidir. AKP
camiasında Dolmabahçe
toplantısı başka türlü de-
ğerlendiriliyor, bir zafer için
göndere bayrak çekilmesi
olarak değerlendiriliyor.”
SAV’DAN GENELGE
‘Seçimi
kadere
bırakmayın’
Genel Sekreter Önder Sav, CHP
örgütüne referanduma ilişkin
gönderdiği genelgede, “12 Eylül’de
iktidara not verilecek. Seçimi ve
işlerimizi tesadüflere ve kadere
bõrakmamalõyõz” mesajõ verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel
Sekreter Önder Sav, CHP Genel Sekreteri
Önder Sav, CHP il ve ilçe başkanlõklarõna,
MYK üyeleri başkanlõğõnda oluşturulan
çalõşma gruplarõ hakkõnda bir genelge
gönderdi. Genelgede “Ülkemiz,
cumhuriyetimiz, demokrasimiz ve
partimiz, fevkalade önemli sorunların
yaşandığı bir döneme girmiştir. Böyle bir
dönemde demokratik, laik Cumhuriyet,
Atatürk devrimleri, bölge barışı,
Türkiye’nin bütünlüğü ve geniş halk
kesimlerinin insanca yaşaması için
CHP’nin daha da güçlenmesi kaçınılmaz
hale gelmiştir” denildi. 78 ilde, 18 MYK
üyesi başkanlõğõnda Parti Meclisi üyeleri ve
milletvekillerinden oluşan çalõşma gruplarõnõn
görevlendirildiğine dikkat çekilen genelgede,
şöyle denildi: “Demokrasiyi kazaya
uğratmadan demokratik yöntemlerle
halkımızla birlikte ülkeyi bu iktidardan
kurtarmak her CHP’linin ve
vatandaşlarımızın öncelikli görevidir.
Burada önderlik, CHP’lilere ve
örgütlerimize düşmektedir. Halkoylaması,
siyasal iktidarı belirleyecek bir seçim
olmamakla birlikte halkımızın siyasal
iktidara not vereceği bir sandık
oylamasıdır. Örgütümüz halkoylamasına
da gereken önemi vermelidir. Bu süreçte
seçmen ve sandık örgütlenmesi, sandık başı
görevlileri temel mesele olarak ön planda
tutulacaktır. Demokrasilerde sonuç,
sandıkta belirlenmektedir. Çalışmalar,
seçime yakın bir tarihte başlatıldığında
yeterli olamamakta, sandıktan çıkan sonuç
kader olarak kabullenilmektedir. Seçimi ve
işlerimizi tesadüflere ve kadere
bırakmamalıyız. CHP’nin genel merkezi ve
örgütleri, olayların akışına kapılıp seyirci
olmamalı, seçmenle ilişkilerini sürekli sıcak
tutarak, işleri seçime yakın bir tarihe
bırakmadan çalışmalarını hızlandırarak
hazırlanmalıdır.”
Kemal Kılıçdaroğlu Kahmanmaraş ve ilçelerinde yurttaşların yoğun ilgisiyle karşılandı. (Fotoğraf:AA)
Kõlõçdaroğlu: Recep Bey
bile bize oy verecek
SERMET ÇUHADAR/
BEKİR ŞAHİN
KAHRAMANMARAŞ/ GA-
ZİANTEP - CHP Genel Baş-
kanõ Kemal Kılıçdaroğlu ile
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan arasõndaki “Dubai an-
laşması” tartõşmasõ sürüyor. Kõ-
lõçdaroğlu, “Recep Bey sen An-
kara Bilkent Otel’de 2 tane
Dışişleri bakanlığı diplomatı,
Ali Babacan, bir özel odada ne
konuştunuz? Ali Babacan’a
orada ne söyledin?” dedi.
Arınç’ı Penguen ve
Leman’a havale etti
Esenboğa Havalimanõ’nda ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtlayan
Kõlõçdaroğlu, Devlet Bakanõ ve
Başbakan Yardõmcõsõ Bülent
Arınç’õn kendisine yönelik “Ya,
şu kadar boyuyla bir şeyler
söylüyor” sözlerini değerlendir-
di. Kõlõçdaroğlu, “Sayın Arınç’ı
Penguen ve Leman dergilerine
havale ediyorum. Onu en iyi on-
lar anlar” diye konuştu. Kõlõç-
daroğlu, Hatay’õn Dörtyol ilçe-
sindeki saldõrõda şehit olan polis
memuru Fatih Yıldız’õn Gazian-
tep’teki baba evine de taziye zi-
yaretinde bulundu. Kõlõçdaroğ-
lu, ailesinin acõsõnõ paylaştõğõnõ be-
lirtirken kendisine sarõlan şehit an-
nesi Sultan Yıldız, “Ne olur bu
kanları durdurun” diye ağladõ.
Kahramanmaraş mitingi öncesi
Pazarcõk ilçesinde ve bu ilçeye
bağlõ Narlõ beldesinde yurttaşlara
hitap eden Kõlõçdaroğlu, ülkenin iyi
yönetilmediğini belirterek “Ül-
keye hayırları olmadı. Ülkeye
hayırları olmayan iktidara ne
denir? Hayırsız iktidar denir.
Hayırsız iktidara ‘Hayõr’ demek
de her yurttaşın görevidir” diye
konuştu. AKP’nin 12 Eylül’ün
ürünü olduğunu ifade eden Kõlõç-
daroğlu, “12 Eylül’le iktidar
olanlar, 12 Eylül’e hesap sora-
bilir mi? Şimdi gün birlik gü-
nüdür. Gün AKP’ye ‘Hayõr’ de-
me günüdür. Bizim iktidarı-
mızda dokunulmazlıklar olma-
yacak. Biz öyle bir anayasa ya-
pacağız ki Recep Bey bile o ana-
yasaya, bize oy verecek” dedi.
Daha sonra Kahramanmaraş
Hafõz Ali Sezal Meydanõ’nda dü-
zenlenen mitingde konuşan Kõ-
lõçdaroğlu, Erdoğan’a yüklendi.
12 Eylül’de yapõlacak referandu-
mu “Recep Bey’i Yüce Di-
van’dan kurtarma anayasası”
olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu,
“Elinizi vicdanınıza koyarak
cevap verin. Bu anayasa deği-
şikliğinin bir tek cümlesinde
işsizliği, çiftçinin, sanayicinin so-
rununu, yolsuzluğu, esnafın,
sanatkârın derdini çözecek bir
düzenleme var mı?” dedi.
Dubai anlaşmasõnõ anõmsatan
Kõlõçdarolu, şunlarõ söyledi: “Du-
bai’de gittiler bir anlaşma im-
zaladılar. 1 milyar dolar bağış
veya düşük faizli 4 yıl ödemesiz
8.5 milyar dolar kredinin altına
Dubai’de Ali Babacan imza at-
tı. İtiraz ettik. ‘Memleketi satõ-
yorsunuz’ diye. Recep Bey sen
Ankara Bilkent Otel’de 2 tane
Dışişleri Bakanlığı diplomatı,
Ali Babacan, bir özel odada ne
konuştunuz? Ali Babacan’a ora-
da ne söyledin? Bu anlaşmadan
niye vazgeçtin? Çık millete an-
lat. 1 milyar doların altına niye
imza attın? Sonra o imzayı niye
geri çektin? Bunun adı vatana
ihanet miydi?”
Dolmabahçe görüşmesi ile ilgili bazõ savlarõ ilk gündeme getiren kişi olan Fikri
Sağlar, “Bu toplantõ Türkiye’nin kõrõlma noktasõdõr. Ergenekon davalarõndan tutun da
toplumun ikiye bölünmesine neden olan bütün olaylar bu toplantõ sonrasõnda
gelişmiştir” dedi. Genelkurmay Başkanõ Başbuğ’a çağrõda bulunan Sağlar, “Bu
tartõşmalarõ bitirecek olan kişi Başbuğ’dur. Yaşar Büyükanõt’tan o toplantõnõn
bilgisini almõş mõdõr açõklamalõdõr. Kõlõçdaroğlu başbakan olursa bu sõrdan haberdar
olmayacak, çünkü Erdoğan onu kabristana götürecek...” açõklamasõnõ yaptõ.
AHMET TÜRK’E SALDIRI OLAYI
RTÜK, yumruğun
faturasını Star’a kesti
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Ah-
met Türk’e yumruklu
saldõrõda bulunan İs-
mail Çelik, 7 bin TL
ceza aldõ. Görüntüleri
yayõmlayan Star TV’ye
ise RTÜK’ten tam 250
bin TL ceza kesildi.
Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu (RTÜK), ka-
patõlan Türk’ün Sam-
sun Adliyesi’nden çõkõ-
şõnda uğradõğõ yumruk-
lu saldõrõnõn görüntüle-
rini 3 gün süreyle ana
haber bültenlerinde 65
kez ekrana getiren Star
TV’ye 250 bin lira para
cezasõ verdi.
Edinilen bilgiye göre,
RTÜK’ün kararõna da-
yanak olan uzman rapo-
runda, Türk’ün yum-
ruklanma görüntüleri-
nin, üç gün süreyle ana
haber bültenlerinde 65
kez yayõmlandõğõ belir-
lendi. Raporda, “Yayın
kuruluşu bahsedilen
olayı, tasvip edilemez
bir saldırı yorumla-
masıyla vermiştir. Bu-
na rağmen yayıncı ku-
ruluş söz konusu olayı
haber verme sorum-
luluğu ve haberin kap-
samını aşacak şekilde
aşırı tekrarlarla ver-
miş ve yayıncı sorum-
luluğunu yerine getir-
memiştir” denildi.
Ayrõca, haberlerin ve-
rilişi sõrasõnda, yayõn ku-
ruluşu tarafõndan söz ko-
nusu şiddet olayõnõn kõ-
nanmasõ yönündeki vur-
gularõn yanõ sõra vatan-
daşlarõn tahrik edilme-
sine yol açabilecek yayõn
yapõldõğõ, dolayõsõyla
“Yayınların şiddet kul-
lanımını özendirici ve-
ya ırkçı nefret duygu-
larını kışkırtıcı nite-
likte olmaması” ilkesi-
nin (4/v) ihlal edildiği
görüşüne yer verildi.