19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bakırcı adındaki Rize (AKP) Belediye Başkanı’nın Kürt sorununa bulduğu çare: Güneydoğu’dan ikin- ci bir eş! Tepki yayılıyor. AKP Genel Merkezi bile bu ay- rımcı, aşağılayıcı önerinin partiyi bağlamadığını açıklamak zorunda kalıyor. Kamer Genç öneriyi alaya alıyor. Belediye Baş- kanı’na, sen kızlarını bir Kürt erkekle evlendir, diye karşı bir öneride bulunuyor. Tepkiler karşısında kendini savunmak zorunda kalan Bakırcı ise kanıksanan yönteme başvurdu. Sözlerinin yanlış anlaşıldığını açıkladı. Bir başka konu günlerdir medyada tartışılıyor. Başbakan, 11 şehit verdiğimiz Gediktepe’de as- kerleri ziyaretinde “çömeldi”. Genelkurmay Başkanı ve beraberlerindeki su- baylar da. Bir başbakan, PKK korkusuyla kendi toprakla- rında nasıl çömelir diye siyaset ve siyaset dışın- dan, CHP ve MHP’den sert eleştiriler başladı, gi- derek yoğunlaştı. Çömelmeye karşı çıkanların başında Kemal Kı- lıçdaroğlu geliyor. Elbette güvenlik nedeniyle, elbette Kılıçdaroğ- lu’na PKK hazırlık yapar kaygısıyla “ziyaret” günü, günlerdir gizlendi. CHP lideri dün Genelkurmay Başkanı ile “ileri karakollarda”. Ziyaretten önce yazılmıyor, ama konuşuluyordu; Başbakan’ın çömelmesine şiddetle karşı çıkan Kı- lıçdaroğlu nasıl davranacaktı? Ayakta mı duracak? Duracaksa başında çelik miğfer, sırtında çelik yelekle mi? Bir başka soru: Mehmetçikler siperde. Elde silah çömelmiş, oturuyor. Kılıçdaroğlu ayakta, nasıl gö- rüşecekler? Neyse, ana muhalefetin gündemindeki ana maddelerden biri çömeldi, çömelmem tartışması başarıyla sonuçlanmak üzere. Kılıçdaroğlu, çömelme konusunda söylediklerim çarpıtıldı demedi. Medyayı suçlamadı. Ne var ki CHP Genel Başkanı ile ilgili eleştiriler iki gündür başka temel bir konu üzerinde söyledik- leriyle yoğunlaştı. Radikal’e verdiği demeç, gazetenin manşetine şöyle yansıdı: “Kılıçdaroğlu: Türbanlı kızlar üniver- siteye gidecek!” Açıklama, yıllardır tartışılan, AKP’nin onca diren- mesine.. üniversitede türbanı yasaklayan Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve hatta Avrupa İnsan Hakla- rı Mahkemesi kararlarına.. ilgili yasayı Anayasa Mahkemesi’nde iptal ettiren CHP’ye karşın.. yeni genel başkanının bu açıklaması heyecan yarattı. Gün torbaya girdi; geç saatlerde Kılıçdaroğlu demecinin yanlış algılandığını, anlaşıldığını içeren bir açıklama yaptı. Açıklamada, gazetedeki sorular ve yanıtlar “ay- rıntılı” biçimde yer alıyor. Kılıçdaroğlu’na soru: Tür- banlı kızların üniversiteye gidebilmesi için “bir şey- ler” yapacak mısınız? Yanıt: “O sorunu biz çözeriz ve çözmeye de ka- rarlıyız.” Soru: “Nasıl çözeceksiniz?” Yanıt: “Onu bize bı- raksınlar. Terörü de türban sorununu da çözece- ğiz.” Soru: “Türbanlı kızlar üniversiteye gidebilecekler mi?” Yanıt: “Toplumsal desteği sağlayacağız. Her- kesin okumasına olanak sağlayacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Biz bu sorunu çözeceğiz.” Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında doğruladığı so- rularla yanıtları okuyanlar: Bu açıklamalara göre; CHP’nin, türbanlıların üni- versiteye girmelerini engelleyen yargı kararlarına karşın sorunu çözmeye hazırlandığı… …hatta çözüm formülünün genel başkanının ka- fasında oluştuğu sonucuna varmaları doğaldır. Böylece; Kemal Kılıçdaroğlu akşam açıklama- sıyla Radikal’deki demecindeki söylemlerini (vaat- lerini) doğrulamış oluyor. Türban konusunun CHP yetkili organlarında gö- rüşülmediği anlaşılıyor. Zira açılım parti içinde tepkilere yol açtı. Örne- ğin, Parti Meclisi üyesi Prof. Necla Arat açıklama- yı genel başkanın “kişisel fikri, görüşü” diye değer- lendiriyor. Partiyi bağlamayacağını duyumsatıyor. Duyarlı konularda, üstelik lider konumundaki ki- şilerin konuşmalarına çok dikkat etmeleri gerektiği bir kez daha ortaya çıkıyor. Kılıçdaroğlu çevresi; genel başkanlarına, CHP’nin bağlı olduğu duyarlı konularda toplumsal desteği alacağım (sağlayacağım) diye önünü arka- sını hesap etmeden konuşmaktan kaçınmasını anımsatmaları gerekiyor. SAYFA 3 TEMMUZ 2010 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Temmuz Oslo B 25 Helsinki B 22 Stockholm B 28 Londra Y 24 AmsterdamY 22 Brüksel PB 28 Paris Y 26 Bonn Y 34 Münih PB 36 Berlin B 34 Budapeşte B 28 Madrid Y 26 Viyana PB 29 Belgrad B 29 Sofya Y 23 Roma Y 25 Atina Y 28 Zürih Y 29 Moskova Y 24 Aşkabat B 37 Taşkent A 33 Bakû A 32 Bişkek PB 29 Tiflis A 36 Kahire B 33 Şam B 35 İstanbul Y 27 Edirne Y 27 Kocaeli B 30 Çanakkale B 30 İzmir B 34 Manisa B 36 Denizli B 35 Zonguldak PB 26 Sinop Y 27 Samsun Y 26 Trabzon Y 26 Giresun Y 27 Ankara B 31 Eskişehir B 28 Konya B 31 Sivas PB 28 Antalya B 33 Adana B 32 Mersin B 30 Diyarbakır B 40 Şanlıurfa B 40 Mardin B 36 Siirt B 37 Hakkâri B 33 Van B 27 Kars B 27 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Edirne, Kırkla- reli, Tekirdağ, Ça- nakkale, İstanbul, Yozgat, Kastamo- nu, Sinop ve Ar- dahan çevreleri sa- ğanak ve gök gü- rültülü sağanak ya- ğışlı. Diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yobazlarõn yaktõğõ ateşte yaşamõnõ yitiren Hollandalõ öğrenci Thuijs, son anlarõnõ anõ defterine yazdõ ‘Anne çok korkuyorum’ SEYFETTİN METE ÇORUM - Pir Sultan Abdal Derneği’nde görevli Asuman ve Yasemin Siv- ri ile Sivas Pir Sultan Abdal Anma törenlerine giden Hollandalõ Üniversite öğ- rencisi Carina Thuijs, 17 yõl önce Madõmak katlia- mõnda yaşamõnõ yitirdi. Thu- ijs, son nefesini vermeden önce anõ defterine “Anne ben çok korkuyorum. Bi- zim oranın insanlarına benzemeyen binlerce kişi bizi yakmaya çalışıyor. Kimsenin bizi kurtarabi- leceğine inanmıyorum. Eğer sağ kalırsam yine yazarım” diye not düştü. Hollanda’da yaşayan Ço- rumlu Yusuf Doğan, 17 yõl önce Sivas katliamõnda ha- yatõnõ kaybeden Hollandalõ komşusu Thuijs’u anlattõ. Thuijs’un Asuman ve Ya- semin Sivri kardeşlerle Si- vas’a gittiğini belirten Do- ğan, Carina’nõn bu etkinlik sonrasõ Çorum’a giderek Anadolu kadõnlarõ, Türkle- rin gelenek ve görenekleri ile Alevilik üzerine 3 aylõk bir çalõşma yapmak istedi- ğini ifade etti. Thuijs’un tam bir Türkiye sevdalõsõ ol- duğunu vurgulayan Doğan, “Her fırsatta Türkiye’yi çok sevdiğini söyler ve bu- ranın insanlarını daha ya- kından tanımak için ben- den bilgi alırdı. Son olarak benle görüşerek Ço- rum’da kadınların ya- şamları, Türklerin gelenek ve görenekleri ile Alevile- rin yaşam biçimleri hak- kında araştırma yapmak istediğini söyledi. 3 ay bi- zim köyde kalacak ve bu araştırmayı yapacaktı. Önce bu araştırmayı ya- pabilmek için dil öğren- mesi gerektiğini belirte- rek Ankara’ya gelip dil kursu almaya başladı. Da- ha sonra katliamda ha- yatını kaybeden 16 yaşın- daki Asuman ve 19 yaşın- daki Yasemin Sivri, kar- deşlerle tanışmış ve on- larla Sivas’a gitmişti” di- ye konuştu. Kızının yanmış kıyafetlerine sarılarak ağlıyor Anne Wiel Thuijs’un katliam habe- rini televizyonlardan öğrendiğini ifade eden Doğan, acõlõ annenin Türkiye’de çok büyük zorluklarla karşõlaştõğõnõ, uzun süre kimseden bilgi alamadõğõnõ anlattõ. Doğan, acõlõ annenin buna kar- şõ Türkiye ve Türklere karşõ olumsuz bir duygu beslemediğini söyledi. An- nesinin Carina’nõn yanmõş kõyafetleri- ni hâlâ sakladõğõnõ vurgulayan Doğan, acõlõ annenin hâlâ kõzõnõn kõyafetlerine sarõlarak gözyaşõ döktüğünü söyledi. Çocukluğundan beri tanõdõğõ Carina ve ailesinin Türkleri çok sevdiğini be- lirten Doğan, “Canı gibi sevdiği kızı- nı kaybeden anne Wiel, buna rağ- men bizlere kırgın olmadı ve Türk- lere yönelik kötü bir söz etmedi. Hollanda Leiden Üniversitesi öğ- rencisi olan Caria Thuijs tam bir Türkiye sevdalısı idi. Onlar en ufak bir kin beslemese de ben Türki- ye’de böyle bir olayın yaşanmasın- dan dolayı utanç duyuyorum” dedi. Katliamda eşi Nesimi Çimen’i kaybeden kendisi de ağõr yaralõ olarak kurtulan Makbule Çimen ‘Kan ve duman lekeli sabahlõğõ yõkamadõm, saklõyorum’ dedi SİBEL BAHÇETEPE Madõmak Katliamõ’nda eşi halk ozanõ Nesimi Çi- men’i kaybeden ve olaylar- dan ağõr yaralõ olarak kurtu- lan Makbule Çimen, Si- vas’ta insanlarõn diri diri ya- kõldõğõnõ, devletin de buna seyirci kaldõğõnõ belirterek “Sivas’taki acılar unutul- mayacak, alevler hiç sön- meyecek. Sivas’ın ateşi her zaman yanıyor” dedi. Uzun süre Türkiye’de ve Avrupa’da tedavi gören Makbule Çimen, 2 Temmuz 1993’te eşi ile birlikte kaldõ- ğõ Madõmak Oteli’nde çõkan yangõnda ağõr yaralõ olarak hastaneye kaldõrõldõğõnõ, doktorlarõn “öldü” zannede- rek morga koyacaklarõ sõra- da bir hemşirenin nabzõnõn attõğõnõ fark ettiğini ve yo- ğun bakõm servisine kaldõrõ- larak tedavi edildiğini söy- ledi. Makbule Çimen, o gün yaşananlarõ hiçbir zaman unutmayacağõnõ belirterek şöyle anlattõ: “O gün eşim ile birlikte otelin 4. katın- daydık. Yangın nedeniyle ışıklar sönünce el ele tutu- şup alt kata indik, ondan sonrasını hatırlamıyorum. 3. derece ağır yanıkla has- taneye kaldırılmışım, öldü zannetmişler. Tam morga koyacakken Şeker adında- ki bir hemşire nabzıma bakmış ve nabzımın oldu- ğunu fark ederek doktora ‘Morga koymayõn’ demiş. Sırtımda ağır yanıklar vardı. Sivas’tan Kayse- ri’ye hastaneye götürülü- yorum, orada bir doktor sırtıma bir krem sürüyor. Kız kardeşim doktorlara diyor ki ‘kremi sürdükten sonra ablamõn sõrtõndaki deriler gözüktü’. Ondan sonra daha da kötü olu- yorum.” M adõmak Oteli’nde dayõsõ halk oza- nõ, sanatçõ Muhlis Akarsu ile yen- gesi Muhibe Akarsu’yu kaybeden Selahattin Akarsu, Madõmak’taki olaylarõ Türkiye’yi dõştan bölmek isteyen ABD, Avrupa Birliği (AB) ve gladyonun yaptõğõ- nõ belirterek “Bu olay büyük bir merkez ta- rafından yapıldı. Alevi-Sünni çatışması- nın dışında büyük bir tertiple yapılmıştır” dedi. Selahattin Akarsu, Madõmak’õn kamu- laştõrõlmasõnõn ardõndan geçen günlerde Ma- dõmak Oteli’ni görmeye gittiğini ve otelin faaliyetine devam ettiğini kaydederek “Utanç devam ediyor, kamuoyunun ve Alevi der- neklerinin söyle- diği gibi Madı- mak utanç mü- zesi olmalı, ya- kılan bütün in- sanların kiminin sazı, kiminin el- bisesi, kiminin özel eşyası asıla- rak, bu tarihi ha- tayı bütün dünya biliyor, unuttur- mamak adına ve barış adına ya- pılmalıdır” de- ğerlendirmesini yaptõ. Akarsu, 17 yõl önce Madõmak’ta ya- şanan olaylarõ özetle şöyle anlattõ: “Dayım Muhlis Akarsu eşiyle birlikte Si- vas’a, kendi topraklarına gidip, oradan da köyüne gidecekti. Eşi de Kangal’a bağlı Hamal köyündeydi. Ancak o talihsiz ola- yı yaşadı ve gelemediler. Yengem hiçbir etkinliğe katılmazdı, ilk kez bir etkinlik- te yer almıştı. O kadar talihsiz bir olay. Et- kinliğin yapıldığı gün İstanbul’daydım. Böyle bir olay kimsenin aklına gelmiyor- du. Olaydan sonra hemen Ankara’ya İb- ni Sina Hastanesi’nde korkunç bir man- zarayla karşılaştık. Büyük ozanımızı bu katliamda ne yazık ki kaybettik.” ‘Alevler hiç sönmeyecek’ Makbule Çimen “2.5 ay İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tedavi gördüm. 3 ameliyat geçirdim, bacaklarımdan deri alınıp sır- tıma dikildi. Avrupa’da da tedavi oldum. Yaralı olarak bir ben, bir de semah ekibinden bir genç kız kurtuldu. Şeker Hemşire hastanedeyken ya- nan kıyafetlerimi çıkarıp bana önü açık bir sa- bahlık giydirmiş. O sabahlığı halen saklıyorum, üzerinde kan ve duman lekeleri var, hiç dokun- madan saklıyorum. Olaylardan sonra devlet yet- kililerinden kimse bize sahip çıkmadı. Biz ülkemi- zi seviyoruz. Sivas’ta insanları diri diri yaktılar, devlet buna seyirci oldu. Sivas’ın ateşi her zaman yanıyor. Madımak Oteli utanç müzesi olmadan bu yara kapanmaz. Ben de keşke ölseydim de bunu yaşamasaydım” diye konuştu. ‘Ben de keşke ölseydim...’ MUHLİS AKARSU’NUN YEĞENİ ‘Madımak utanç müzesi olmalı’ Halk ozanı Nesimi Çimen Hollandalı üniversite öğrencisi Carina Thuijs. MEHMET MENEKŞE SİVAS - Sivaslõlar kentin katliamla anõlmasõn- dan rahatsõzlõk duyduklarõnõ belirtiyorlar. 79 ya- şõndaki esnaf Mehmet Koç, “Sivas’ın katliam- la anılması bizleri son derece rahatsız ediyor. ‘Sivaslõlar adam yakõyor’ diye bize iyi gözle bakmıyorlar.” dedi. Olaydan büyük üzüntü duy- duğunu anlatan 60 yaşõndaki esnaf Abdullah At- maca ise “Bu olumsuz durumun silinmesi için de Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin gereke- ni yapması gerekiyor. Artık müze mi olur bil- miyorum. Ancak talepleri de dikkate almalı ” dedi. Esnaf Yahya Ceren ise “Sivas dışarıdan bakıldığı gibi değil. Ben Sünniyim, arkadaşım Alevi. Birlik ve beraberliğimizi sürdürmeliyiz. Ancak bu birlik ve beraberlikten rahatsız olan çevreler de yok değil ” diye konuştu. Sivas halkõ rahatsõz Muhlis Akarsu ‘Cumhuriyetçi müdür’ tasfiyesi NİHAN İNAL Milli Eğitim Vakfõ’nõn (MEV) 16 Ma- yõs’ta yapõlan genel kurulundan sonra deği- şen yönetimi, İstanbul, Ankara, İzmir’deki okullarõnda görev yapan demokrat Atatürkçü öğretmenleri tasfiye etti. 1 ayda yaklaşõk dört okul müdürü ve 30 öğretmenin sözleş- meleri, gerekçe gösterilmeden feshedildi. Görevine son verilen müdür ve öğretmenler MEV’e dava açmaya hazõrlanõyor. Yönetim değişikliği sonrasõ önce MEV İz- mir Okullarõ Koordinatör Müdürü Abdur- rahman Kayalar’õn işine son verildi. Kaya- lar’õn ardõndan MEV İstanbul Özel Basõnköy İlköğretim Okulu Müdürü Zehra Hayriye Tutan Kerimov, MEV Ankara Okullarõ Ko- ordinatör Müdürü Mehmet Altan Ersöz, MEV Ankara Okullarõ İlköğretim Okulu Müdürü Selami Aydoğan’õn yanõ sõra MEV Ankara Okullarõ’ndan 12, İzmir Okulla- rõ’ndan ise 20 öğretmenin işine son verildi. Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç, AKP’nin vakfa yandaşlarõnõ atamak istediği- ni belirtirken MEV Başkanõ İhsan Özçu- kurlu yeterli niteliklere sahip olmayan kad- rolarõnõ yenilediklerini söyledi. Engin Çeber ıslatılarak dövülmüş İstanbul Haber Servisi- Metris Ceza- evi’nde gördüğü işkence sonucu yaşamõnõ yitiren Engin Çeber’i öldürdüğü gerekçe- siyle cezaevi 2. müdürü ile 3 infaz koruma memurunun mahkûmiyetine ilişkin gerekçe- li karar açõklandõ. 80 sayfalõk kararda Çe- ber’e yapõlan işkence detaylõ olarak yer aldõ. Türkiye’de işkence suçuna verilen en yük- sek ceza olarak tarihe geçen davanõn gerek- çeli kararõnda Çeber ve arkadaşlarõnõn göz- altõna alõndõktan sonra önce polis merkezin- de kötü muamele gördükleri belirtildi. Rapora göre Çeber cezaevinde õslatõlarak dövülüyor, Çeber’e sayõmlarda da ayağa kalkmadõğõ için dayak atõlõyor. İnfaz koruma memurlarõ Çeber’in kafasõnõ duvara ve de- mir kapõya vuruyor. 2. Müdür Fuat Karaos- manoğlu ise “Bundan sonra ayağa kalk- mayıp sayım vermeyenler böyle cezalan- dırılacak” diyor. Kararda AİHM kararlarõ- na da atõfta bulunuldu ve kamu görevlileri- nin görevi sõrasõnda başkalarõna eziyet etme- sinin işkence olduğu belirtildi. GEREKÇELİ KARAR MEV’NİN YENİ YÖNETİMİ Bakırcı’ya disiplin yolu göründü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, “Terör sorununun giderilmesi için Güney- doğu’dan ikinci eş” formülünü öneren Rize Belediye Başkanõ Halil Bakırcı hakkõnda başlattõğõ inceleme kapsamõnda milletvekille- ri Metin Kaşıkoğlu ve Mehmet Sekmen, Bakõrcõ’yõ dinleyerek, açõklamalarõna ilişkin kaseti inceleyecek. Teşkilatõn da başkan hak- kõndaki görüşleri alõnacak. Rapor, yerel yö- netimler başkanlõğõnda değerlendirilecek, ar- dõndan partinin yetkili kurullarõna sunulacak. AKP MYK hazõrlanacak rapor doğrultusunda Bakõrcõ’yõ disiplin kurula sevk edip etmeye- ceğine karar verecek. AKP kadõn kollarõ da bir açõklamayla Bakõrcõ’yõ kõnadõ. AKP RİZE BELEDİYE BAŞKANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle