19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Yukarõda alõntõladõğõmõz iddia metni Cumhuriyet devletinin hukuk tarihine ibretlik olarak geçecek bir içerik sergiliyor. Bu gerçeği madde madde sõralayalõm: 1 Sanõğõn eylemleri değil kişiliği yargõlanõyor ki bu hukuk tarihinde ancak engizisyon devrinde bağnaz papazlardan oluşan bir mahkeme kurulunun ve Nazi Almanyasõ hukukunun uyguladõğõ yöntemdir. 2 İlhan Selçuk’un cep telefonu kullanmamasõ ilginç bir yorumla aleyhine kullanõlõyor. 3 Aynõ zamanda İlhan Selçuk’un “tecrübeli, uyanık, zeki” olduğu ve “açık vermemeye çok dikkat ettiği” ileri sürülerek kendisini suçlayacak delillerin neden eksik ve yetersiz olduğu konusunda mazeret beyan ediliyor. Daha başka deyişle savcõ şöyle konuşuyor: - İlhan Selçuk hakkõnda yeterli delil yoktur, ama bu “tecrübeli, uyanık, zeki” olduğu içindir. 4 Bir insanõn “zeki, uyanık, tecrübeli” olmasõnõn suç sayõldõğõ bir savcõlõk kürsüsünde Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti olmaktan uzaklaşmakta, çağ dõşõna düşmektedir. 5 Ergenekon savcõlarõ yapõlan işin ve savunulan mantõğõn ne kadar insanlõk ve hukuk dõşõ olduğunu bildiği için iddianamede şu açõklamayõ da yapmak gereğini hissetmiştir: “Şüpheli İlhan Selçuk’un daha önce yargılanıp beraat ettiği bir davayı burada hatırlatmamızın nedeni (...) şüpheli hakkında daha önce kesinleşmiş bir hüküm bulunan davayı tartışmak değildir.” Oysa Ergenekon savcõlarõ Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde “kesin hükme bağlanmış” bir davayõ düpedüz bir tartõşma konusu yapmakta ve beraat etmiş bir yurttaşõ suçlamaktadõr. Bu kadar önyargõlõ bir iddianamenin hukuk açõsõndan ne kadar geçerli olabileceği sorusunun yanõtõnõ yüksek mahkemeye bõrakõyoruz. Ancak bir engizisyon papazõnõn mantõğõyla kişileri suçlamanõn çağdaş hukuka ve Türkiye Cumhuriyeti yargõsõna ters düştüğü cümlenin malumudur. Ergenekon savcõsõ 12 Mart olağanüstü rejiminin sõkõyönetim görevlisinden daha çarpõk bir engizisyon mantõğõyla insan suçluyor. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ 12 İLHAN SELÇUK’UN SAVUNMASI İddia metni Cumhuriyet devletinin hukuk tarihine ibret belgesi olarak geçecek içerikte İddianameye egemen olan engizisyon mantığı... İddianamede savcõlar İlhan Selçuk hakkõnda şunlarõ yazõyor: “Şüpheli İlhan SELÇUK, 1962 yılından beri Cumhuriyet gazetesinde fıkra yazmakta olup, kendisini solcu bir yazar olarak tanıtmakta, ilerleyen yaşı ve tecrübesi ile şu anda gazetecilik yapan birçok önemli şahsiyetin de ustası (üstadı) olarak görülmektedir. Zaten gazete çalışanları ve okurları tarafından kendisine “İlhan Abi” denilmektedir. Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır.” (İddianame sayfa 1756) “Şüpheli İlhan Selçuk’un söz konusu iddianameye konu suçlardan dolayı alındığı gözaltı sürecini anlattığı ‘Ziverbey Köşkü’ isimli kitabının 60. sayfasında: ‘Sözgelimi kendime soruyorum: Köşkte korktun mu? Yanõtlõyorum: Korkmaz olur musun!.. Korku insana özgü bir şeydir. Sen de kuşkusuz korktun, ürktün, kimi zaman ürküye (panik) bile kapõldõn. Önemli olan korkuyu yenebilmektir. Zirverbey Köşkü’nde karşõmdakilerden değil, en çok kendimden korktum. Ya çözülürsem? Ya kişiliğime yakõşmayan bir davranõşa kayarsam? Ya paçavralaşõrsam? Ya gerçekten teslim olursam? Sorularõn çengeli aklõma takõldõkça yüreğim sõkõştõ... Hem kendimi hem karşõmdakileri dengeleyip yönlendirebilmek, işkenceyi bir düzeyde tutabilmek, sorgucu ile ilişkilerimi hem onun hem benim kabul edebileceğimiz bir çizgide sürdürebilmek, toy bir insanõn yapabileceği bir şey değildir’ şeklindeki beyanları ile gizli örgütlenmenin en önemli öğesi olan ‘sõr vermemek’ yani kendi söylemi ile çözülmemek için elinden gelen her şeyi yaptığını beyan etmiş olup, şüphelinin kişiliğini tanımamız açısından önemli görülmüştür.” (İddianame sayfa 1786) Bu girizgâhtan sonra savcõ şu ilginç fantezisini dile getiriyor: “Şüpheli İlhan Selçuk, bahsi geçen iddianamenin (İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yazılan 09.01.1973 tarihli iddianame) tanzimine neden olan suçlamalardan dolayı gözaltına alındığında yazılı olarak hazırlamış olduğu savunmasının içine akrostişler yerleştirmiş olup, her tümcenin sondan ikinci sözcüğünün baş harfleri yan yana getirildiğinde ‘işkence altõndayõm’ ibaresi ortaya çıkmıştır. Buradan şüphelinin (İlhan Selçuk’un) ne kadar uyanık ve zeki olduğu anlaşılmıştır. Ergenekon terör örgütü içindeki faaliyetlerinde de hiçbir zaman açık vermemeye çok dikkat ettiği, örgütün gizlilik ilkesine maksimum uyduğu anlaşılmıştır.” (İddianame sayfa 1786) “Bundan 35 yıl öncesinde bu derece örgütçülüğünü ortaya koyan kişinin, geçen zaman ve edindiği tecrübeler de hesaba katılırsa, soruşturmamız kapsamında atılı suçları işlediğine ilişkin iletişim tespit tutanakları, aramalarda ele geçen malzemeler ve yazıları dışında, kendi ifadeleri ile olayın aydınlatılabilmesinin ne kadar zor olacağı açıktır. Şüpheli ilhan Selçuk’un daha önce yargılanıp beraat ettiği bir davayı burada hatırlatmamızın nedeni, şüphelinin önceki sorgulamalarda ve ifadelerinde ne kadar tecrübeli ve profesyonel olduğunu vurgulamak içindir. Yoksa şüpheli hakkında daha önce kesinleşmiş bir hüküm bulunan davayı tartışmak değildir. Şüpheli İlhan Selçuk cep telefonu kullanmamaktadır. Sabit telefondan yaptığı görüşmelerde de çok dikkatli konuştuğu, örgütsel yapıyı deşifre edebilecek her türlü söz ve tavırdan uzak durduğu tespit edilmiştir.” (Sayfa 1787) ‘Zeki, uyanõk, tecrübeli’ olmak suç sayõldõ SANIĞIN EYLEMLERİ DEĞİL KİŞİLİĞİ YARGILANIYOR YARIN: İddianamenin siyasal içeriği ve amacı ENGİZİSYON MANTIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle