19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kendini Kürt Hissetmek Gazetemizde son günlerde Kürt sorunu üzerine birkaç önemli yazı yayımlandı. Bunlardan ikisi Orhan Bursalı’nın “İlk Ulusal Kürt Devleti” (28 Haziran) ve “Kürt Sorunu, Çözüm” (29) başlıklı yazıları. Ekonomi sayfası yazarlarımızdan Mustafa Sönmez de 28 Haziran tarihli “Kürt Sorununda Yanlışlar: Bölgecilik ve Ekonomizm” başlıklı yazısında konuya rakamlarla ve bir başka açıdan değindi. Okurun gözünden zaten kaçmamış olması gereken bu yazıları burada irdeleyecek değilim. Sadece çok önemsediğim iki alıntıyla yetineceğim. Mustafa Sönmez’in, 21 Doğu ve Güneydoğu ilimizde doğmuş olup başka bölgelerdeki illerimize göçmüş olan (“ister Kürt, ister Doğu doğumlu nüfus densin”) toplam 18.5 milyon yurttaşımızın göç ettikleri illere dağılımlarını gösteren istatistiksel bir tabloyla da desteklenmiş saptaması şöyle: “18.5 milyonu aşan Doğulu nüfusun 7.5 milyon ya da yüzde 40.5’e yakını, Doğu ve Güneydoğu illerinde değil, Batı, Orta ve Güney Anadolu illerinde yaşıyorlar. Yani doğdukları topraklardan bu coğrafyalara göçmüşler. Daha detaylı bir analiz yaptığımızda 7.5 milyondan 7 milyonunun 17 büyük merkezde yaşadığı anlaşılıyor.” Orhan Bursalı’nın yazılarından çıkarılabilecek en önemli saptama (soru) ise bence şu: “Türklerle Kürtler mutlaka birlikte yaşamak zorunda değiller şüphesiz ki! Sorun, bu kadar iç içe geçmiş iki halkın nasıl ayrılacağında!” Bu iki alıntı birlikte okunup üzerinde düşünüldüğünde, “Kürt sorununu” kavrayıp çözüm üretmede, duygusallıktan, demagojiden, politik çıkar hesaplarından arınmış, sağlam ve somut bir düşünce tabanından hareket etme olanağı elde edilmiş oluyor... Günümüzdeki siyasal erkin bu sorunu çözmek yerine daha da karmaşıklaştırdığı çok açık. Türklük olgusunu bir ulusun adı olmaktan çıkararak etnisiteye indirgeyen Erdoğan kafasından Kürt sorunu konusunda sağlıklı bir çözüm önerisi beklemek boşunadır. Yukarıdaki istatistiksel saptamalar ve altını çizdiğimiz soru da bu kafa sahiplerini ilgilendirmeyecektir. Ama bizler için öyle değil! Bu coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti ile yepyeni ve modern bir ulus devlet kurulduğunu bilen bizler, bu cumhuriyetin üzerine titriyoruz. Bunun için de öncelikle, sorunun doğru ve net olarak ortaya konulması gerektiğini düşünüyoruz.. Doğu ve Güneydoğu illerinde doğmuş olup yaşamlarını farklı coğrafyalarda sürdüren nüfusun ne kadarı kendini Türk ulusunun dışında, Kürt olarak hissediyor? Ya da, kimliklerinde ağır basan duygu ne ölçüde etnik aidiyet, ne ölçüde ulusal aidiyettir. Kürdüm ve Kürt ulusundandım, Türkiye benim için sadece bir coğrafyanın adıdır, diyenlerin oranı, genelin içinde ne kadardır? Kürt kökenliyim, ama kendimi Türk ulusunun bütününe ait hissediyorum, çocuklarımın Türkçe eğitim almasına, kendilerini (ait oldukları etnik kökeni yadsımaksızın) Türkiye Türk’ü olarak hissetmelerine itirazım yok diyenlerin bu nüfus içindeki oranı nedir? Bu gibi soruları açıkça sorup tartışabilmemiz, siyasetçilerin bu soruları halkla açıkça konuşabilmeleri gerekiyor. Bunlar yapılmaksızın, Kürt sorunu, açılım gibi yuvarlak laflarla soruna çözüm getirilebilmesi olanaksızdır… Kandil ya da İmralı’dan yönetilenlerin kendilerini Kürt hissettiklerinde kuşku yok. BDP için de aynı saptamayı yapmak durumundayız. Açıkça söyleseler de söylemeseler de, Kürt olmayı Türk ulusu içinde farklı bir etnik aidiyet olarak değil, farklı bir ulusal aidiyet gibi görmekteler. Böyle olmasa sorunun çözümü çok kolay olabilirdi. Ama ne yapalım ki (hiç değilse şu andaki süreçte) böyle değil. Fakat acaba, yukarıdaki istatistiksel veride sözü edilen milyonlar bu konuda ne düşünmekteler? Sadece onlar değil, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Kürt kökenli yurttaşların, bu konudaki duyguları, algıları, düşünceleri, beklentileri nedir? Silahlı örgütün baskısından kurtulduklarında ve baskıcı bir devletle değil, sorunlarına çözümler üreten barışçı bir devletle karşılaştıklarında yukarıdaki sorulara yanıtları ne olacaktır? Kendini Kürt hissetmek kendini herhangi bir başka etnisiteye ait hissetmek gibi doğal bir duygu ve haktır. Ulusal aidiyet ise (ne etnisiteye, ne sadece yurttaşlığa indirgenebilecek) çok daha karmaşık bir olgudur. Kendilerini Kürt hissetmenin ötesinde ayrı bir ulusa ait olduklarını düşünen Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları ve onların bilinçli-bilinçsiz yandaşları, bunun ülkemize özgü sosyal-bilimsel-ekonomik-psikolojik vb. gerçekliklerle ne ölçüde bağdaştığının ve günümüzde yaşanmakta olanlardan beş beter sonuçlara yol açabileceğinin ne kadar farkındalar? [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 ‘Utanç müzesi olacak’FIRAT KOZOK MEHMET MENEKŞE SİVAS - 2 Temmuz 1993’te 33 ay- dõn ve sanatçõ ile 2 otel görevlisinin Madõmak Oteli’nde cumhuriyet, la- iklik karşõtõ gerici ve yobazlarca kat- ledilişinin 17. yõldönümünde on bin- ler Sivas’ta buluştu. Madõmak’õn “utanç müzesi” yapõlmasõ konusun- daki talepleri geçiştiren AKP iktida- rõ anma törenlerine ilk kez bakan dü- zeyinde katõlõrken Alevi Açõlõmõ ça- lõşmalarõnõ yürüten Devlet Bakanõ Faruk Çelik diğer katõlõmcõ örgütlerle aynõ kareye girmemek için sabahõn er- ken saatlerinde otele karanfil bõrak- mayõ tercih etti. Anma töreni için sabah saat 10.00’da Ali Baba Mahallesi’ndeki Hacõ Bek- taş Veli Kültür Vakfõ ve Afyon So- kak’tan başlayan iki ayrõ yürüyüş ko- lu Ethem Bey Parkõ önünde buluştu. Madõmak otelinde yaşamõnõ yitirenle- rin yakõnlarõ yürüyüş kortejinin en önünde ilerlerken aydõnlarõn fotoğ- raflarõ da kortejin önünde taşõndõ. Mevlana Caddesi’ni izleyen kortej daha sonra, Cumhuriyet Meydanõ’nda bulunan Atatürk Anõtõ’na çelenk bõ- raktõ. Aynõ saatlerde Ankara’dan ge- len CHP Grup Başkanvekili Muhar- rem İnce başkanlõğõndaki 15 kişilik milletvekili heyeti de parti otobüsüy- le Madõmak Oteli’ne geldi. Burada bir konuşma yapan İnce, Sivas katliamõ- nõn üzerinden 17 yõl geçmesine karşõn Madõmak’tan yükselen alevlerin halen sönmediğini söyledi. İnce, “Cum- huriyet’in temeli burada atıldı, burada yıkılacak, diyen zihniyet, aradan geçen 17 yılda daha fazla güçlendi, daha fazla palazlandı. Türki- ye’nin aydınlık yüzlü insanla- rı Sivas katliamını hiçbir za- man unutmamalı, unutturma- malıdır. Çünkü bizi bu vah- şi katliama getiren süreç bizlerin unutkanlığı, iyi niyetliliği ve olaylara duygusal bakışıdır” dedi. 17 yõl önce Madõmak Oteli’nin önünde yalnõzca aydõnlarõn değil, Cumhuri- yet’in de hedef alõndõğõnõ vurgu- l a y a n İ n c e , sözlerini ş ö y l e sürdür- dü: “Si- vas, 4 E y l ü l kenti- dir. Sivas kongresi Mus- tafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi cum- huriyetin temelini teş- kil etmektedir. Si- vas’ın kara günlerle anılmasını kabul ede- meyiz. (...) Kara olay- lara sebebiyet ve- ren, karışanlar yü- zünden aydınlık bir ilimiz olan Si- vas ve Sivaslılar suçlanamaz. Cumhuriyet burada kuruldu, biz buradayız, aydınlı- ğız, çağdaşız, biriz, iriyiz, diriyiz.” ‘Sivas’ın ışığı sönmeyecek’ CHP heyetinin ardõndan otelin önü- ne gelen kortej katliamda yaşamõnõ yi- tirenlerin anõsõna saygõ duruşunda bulundu.“Sivas’ın ışığı sönmeye- cek”, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Madımak müze olacak”, “Ne şeriat ne darbe, demokratik Türkiye”, “Gelin canlar bir olalım” sloganla- rõ atan binlerce kişi daha sonra otelin önüne karanfil bõraktõ. Katliamda ya- şamõnõ yitirenlerin isimleri tek tek oku- nurken, on binler hep bir ağõzdan “burada” diye bağõrdõ. Daha sonra günün anlam ve önemi ile ilgili ko- nuşmalar yapõldõ. İlk sözü alan Sivas Demokrasi Plat- formu adõna KESK dönem sözcüsü Mustafa Çoban, düşünmeyen, sor- gulamayan, araştõrmayan, her şeye bo- yun eğen dogmatik kafalarõn katli- amlar yaptõğõna dikkat çekerek AKP’nin açõlõm politikasõnõn “im- ha, inkâr, yok sayma ve asimilas- yona” döndüğünü belirtti. 17 yõla karşõn katliamda birinci de- receden rol alan zanlõlarõn yakalan- madõğõna, katliamõn tüm boyutlarõy- la açõğa çõkarõlmadõğõna dikkat çeken Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ge- nel Başkanõ Fevzi Gümüş de “Kat- liamın üzerinden 17 yıl geçmiş ol- masına karşın neden hiçbir hükü- met Madımak Oteli’nin müze ol- ması konusunda somut bir çalışma yapmadı” diye sordu. 8 yõldõr tek ba- şõna iktidarda olan AKP hükümetinin açõlõmlarõn içinde boğulmaya başla- dõğõnõ, Alevilerin taleplerinden hiçbi- rini hayata geçirmediğini belirten Gü- müş, “AKP hükümetinin ‘Alevi açõ- lõmõndan’ amacı, Aleviliği Diyanet’e ve ilahiyatçılara tanımlatarak Sün- nilik içinde eritip asimilasyon yap- maktan öteye gitmemiştir. AKP ‘Alevi Açõlõmõ’ konusunda samimi olsaydı Madımak Oteli bugün mü- ze olmalıydı” dedi. AKP’den göstermelik ziyaret AKP, anma törenlerine bu yõl ilk kez katõldõ. Sonuçsuz kalan Alevi açõlõmõ çalõştaylarõnõ düzenleyen Devlet Bakanõ Faruk Çelik sabah erken saatte ‘Ata’ uçağõyla kente geldi. Valiliği ziyaret ederek programlar hakkõnda bilgi alan Çelik, daha sonra beraberinde kent Valisi Ali Kolat, Belediye Başkanõ BBP’li Doğan Ürgüp ve aralarõnda Cem Vakfõ Sivas Şubesi Başkanõ Ali Rıza Kaçan’õn da bulunduğu kentteki çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileriyle birlikte yürüyerek Madõmak Oteli’nin önüne geldi. Otel önünde hayatõnõ kaybedenler için 1 dakikalõk saygõ duruşunda bulunuldu. Ardõndan konuşan Devlet Bakanõ Faruk Çelik, 1993 yõlõndaki acõ olaydan dolayõ duyduklarõ üzüntüyü dile getirerek “2 Temmuz 1993, tarihimizin acı günlerinden biridir” dedi. Çelik, şöyle konuştu: “O gün sinsi odaklar karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. (...) Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısı ile bu işin tarafı yoktur, herkes 73 milyon insanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin bağrına düşmüştür. Bu olayı tezgâhlayanları, sinsi güçleri şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygı ile anıyorum.” Dışarda isyan içerde gözyaşı FIRAT KOZOK SİVAS - Sivas katliamõnõn 17. yõldö- nümünde polis Sivas’ta kuş uçurtmadõ. 2 Temmuz anma programõndan yansõyan bazõ notlar şöyle: ?Anma etkinliğine CHP, DSP, ÖDP, BDP, EMEP, ESP, TKP ve EDP’nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve Alevi kuruluş katıldı. ? Çocuğundan yaşlõsõna binlerce kişi- nin katõldõğõ programlarda bazõ çocuklar anne ve babalarõnõn kucaklarõnda boy gös- terdi. ? Olayların yıldönümü nedeniyle kentte sabah saatlerinden itibaren bü- yük bir hareketlilik yaşandı. Kayseri, Tokat ve Malatya’dan gelen 500 çevik kuvvet ekibinin de desteğiyle toplam 1900 polis etkinliklerde görev aldı. ?Polisin bazõ arama noktalarõndaki sert tutumu nedeniyle zaman zaman gerilim yaşandõ. ? 83 Mobese kamerası ile polis prog- ramları yakından izledi. Ankara’dan getirilen özel eğitimli köpeklerle, Ba- kan Çelik’in programı öncesinde Ma- dımak ve çevresinde bomba araması yapıldı. ? Katliamda yaşamõnõ yitirenlerin ya- kõnlarõ, program başladõktan kõsa süre son- ra Madõmak Oteli’ne girerek otele karanfil bõraktõ. Otelin içine giren yakõnlar göz- yaşlarõnõ tutamazken bazõlarõ baygõnlõk geçirdi. ? Programa sanatçılar Ferhat Tunç, Emre Saltuk ve Mustafa Özarslan’ın da aralarında bulunduğu bir grup sanatçı da katıldı. SİVAS’TAN NOTLAR... SİVAS’TAN NOTLAR... Onbinlerce yurttaşın katıldığı anma mitinginde CHP’li milletvekilleri de katliamın yapıldığı Madımak Oteli’nin önüne karanfiller bıraktı. Katliamõn 17. yõldönümünde on binler, hep bir ağõzdan sonuna kadar mücadele edeceklerini haykõrdõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle