29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 3 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dimyata Pirince... Erdoğan hükümetinin büyük dış politika atakları, her gün bir yenisi ile fiyaskolar olarak birbirlerine eklemlenmiş olarak geriye dönüp duruyor... En güncelleri Ortadoğu’ya ilişkin son gelişmelerin haberleri; Arap dünyasının içinde Kudüs’ün fethinden söz eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, ABD’nin telkini ile Brüksel’de İsrail’in Sanayi Bakanı ie yaptığı gizli görüşmenin içeriği dün medyamızda vardı... Gerçi içeriğin; özür dilenmesi, tazminat ödenmesi, bağımsız komisyon kurulması, Gazze’ye ambargonun kaldırılması, el konmuş gemilerin iadesi.. çerçevesinde Türkiye’nin daha önce de açıklanmış istemlerinin sıralanması içerikli Başbakan Netanyahu’ya gönderilmiş mesajlar olduğu bildiriliyor. Ancak Cumhuriyet tarihinde ilk kez yaşanan, açık denizde sivil vatandaşlarımızın gemi baskınında askeri güç eliyle öldürülmeleri olayının ardından düştüğümüz konuma şöyle bir dışardan, sağduyulu bakmaya çalışsak... Erdoğan iktidarına iç politikada, seçimlerde birkaç puan kazandıran “One minute” şovunun üzerine, Obama’nın maç gerekçeli 40 dakika bekleterek küçük düşürme eylemi yetmedi. Dünya medyasına Obama’nın İsrail lobisini kızdırmama kaygısı ile Erdoğan’la görüşmekte zorlandığı bilgisi, Erdoğan’ın istemlerinin, yakınmalarının haklı bulunmasından çok, hoş karşılanmayan ataklara yönelik uyarılar içerikli olduğu bilgisi ile birlikte sızdırıldı. Türkiye’nin bu kadar ağır bir konuma düştükten sonra bağımsız bir devlet ve güçlü ülke olarak çok haklı beklentilerinin karşılanmasında BM kapılarının doğrudan kapatılmasının ardından, ABD’nin devreye girmesi, ağırlık koymasına bağlanmış kapı aralamaları da kolay kolay gündeme girebilecek gibi değil. Başbakan Erdoğan’ın Hamas fatihi havalarında Ortadoğu ülkelerinin kamuoylarında sevilmesi, Türk bayrağı ile birlikte posterlerinin asılmasının ülkemiz gerçek dış politika çıkarları anlamında fazlaca bir değeri yok. Evrensel insan hakları, uluslararası hukuk, devletler arası hukuk, geçerli savaş hukuku.. aklınıza gelen ne kadar alan varsa, her konuda yüzde yüz haklı göründüğü bir konumda giderek yalnızlaşıyor. İsrail uygulamış olduğu devlet terörünün hesabını verecek yerde, Türkiye’yi giderek daha etkin bir biçimde yalnızlaştırabiliyor. Türkiye çok haklı olduğu bir konumda nasıl oluyor da bu kadar haksız konuma düşürülebiliyor? Başbakan Erdoğan yetmezmiş gibi, şimdilerde bilimsel kimliği, birikimleri ile pek de övülmüş Bakan Davutoğlu eklemlenmiş olarak AKP yönetici kadrolarının önlenemeyen atakları, fren tutmayan çıkışlarıyla, medya çağında dünya kamuoyunun Türkiye aleyhine kurgulanmasında sanılandan çok daha etkin hizmet yapıyor. Kimileri, Türkiye’nin İran’a ilişkin BM kararlarında dünya birleşirken, Türkiye’nin tek başına kalışı, İran’ın gerçekten güven veremeyen çıkışları ile buluşunca tuz biber ekildiğini, ABD-AB eksenindeki tepkileri katladığını savlıyor. Kimilerine göre İsrail’in haksız Gazze ambargosu, uygulamakta olduğu devlet terörünü dış politika çıkarları nedeniyle zaten görmezlikten gelmeyi seçen dünya büyüklerinin, İsrail’e hesap sorulması zorunlu açık pozisyondan kaçmada, Türkiye’nin siyasal gaflarından yararlanma fırsatını yakalamış oldu. Uluslararası ilişkiler çıkarlar ekseninde yürüyor. İşin acısı, insan hakları değil, güçler dengelerinin kullanılabilmesi önemli oluyor. Başbakan Erdoğan, bakanları, AKP yönetim kadroları bu anlamda kullanılmaya çok elverişli, koz üstüne koz veriyor... Türkiye, İHH’nin gizli siyasal amacı ne olursa olsun, sonuç olarak çok haksız, acımasız bir devlet ambargosuna karşı, yardım amaçlı bir konvoyda yer almış sivil vatandaşları askeri müdahalede öldürülmüş ülke konumunda. Uluslararası hukukun geçerli olacağı bir soruşturma gündeme gelemiyor. Yardım malzemelerinin ne kadarının Gazze halkına ulaşabildiği hakkında en küçük bir fikrimiz yok. Gemilere el konulma hali devam ediyor. Stratejik ortak, müttefiklerimiz bize önere önere kapalı kapılar arkasında İsrail ile görüşüp anlaşmayı ancak öneriyor. Üstüne üstlük bu görüşme nedeniyle İsrail’de büyük tepkiler yaşanıyor... Zaten Türkiye’ye yönelik öfkenin, hesap sorma girişimlerinin bini bir para... Çünkü iktidarımız yönetim kadroları, Kurtuluş Savaşı destanı ile kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin, devrimlerinin, ilkelerinin gücü ile değil, siyasal İslamcı kimlikle Ortadoğu’da güç olmanın hesabını yapıyorlar... Böyle olunca da emperyal güç odakları ile iktidarlarını yürütmekte olan bölge İslam ülkeleri iktidarları için bile tehdit oluşturuyor. Türkiye çok daha ağır bir bedel ödemekte olduğu, yeniden tırmanan PKK terörü bağlantılı olarak da köşeye sıkışıyor. Kaybeden, kaybedecek olan ülkemiz, çıkarları, halkımız olmasa AKP iktidarı için, düştüğü duruma yönelik, insanın “Beter olsunlar” diyesi geliyor, ama diyemiyoruz... [email protected] Ette özel şirketlere de ithalat izninin verileceği iddiasõ üreticilerin kaygõlarõnõ derinleştirdi Fõrsatçõya taviz verilmesin KASAPLAR: Büyükbaş hayvan yetmez, küçükbaş da ithal edilsin. Hem istihdam artsõn hem et sekiz liraya kadar düşsün. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Et fiyatlarõnõn son dönemlerde sürekli dalgalõ bir seyir izlemesi ve fiyatlarõn kõsa süreli düşmesinin ar- dõndan yeniden yükselmesiyle baş- layan ithalat tartõşmalarõ yeni boyut kazandõ. Bir yandan Et ve Balõk Kuru- mu’nun (EBK) ithalatta yetersiz kaldõğõ ve özel şirketlere de izin ve- rilmesi gerektiği dillendirilmeye başlanõrken diğer yandan böylesi bir durumun yalnõz et besiciliğine de- ğil, süt üretimine de ciddi darbe vuracağõ, bir süre sonra süt ithalatõ- nõn tartõşõlõr hale geleceğini dile ge- tiren üreticiler yer alõyor. Et konusunda günlük hõrslara ve fõrsatçõlara taviz verilmemesini is- teyen üretici, düzenleyici kurumun da kendisi de şu anda diğer etçiler için bir rakip olan EBK’ye değil Ka- mu İşletmeciliğini Geliştirme Mer- kezi’ne (KİGEM) verilmesinden yana. Önceki gün İTO Başkanõ Murat Yalçıntaş tarafõndan dile getirilen, özel şirketlere de ithalat izni fikrinin geniş bir şekilde yandaş bulmasõ, hat- ta yalnõz büyükbaş değil, küçükbaş hayvan ithal edilmesi gerektiğinin te- laffuz edilmesi üzerine bir değer- lendirme yapan Türkiye Süt Et Gõ- da Sanayicileri ve Üreticileri Birli- ği Derneği (SETBİR) Başkanõ Ali Gürel, hayvan kõtlõğõnõn bir buçuk yõl önceden belli olduğunu, bu- nun devlet tarafõndan bilindiği- ni ve konunun kesinlikle ithalat izninin arttõrõlmasõyla çözümlene- meyeceğini özetledikten sonra, ke- sinlikle günlük hõrslara taviz veril- memesi gerektiğinin altõnõ çizdi. Ette ithalatõn kesinlikle çözüm olmadõğõnõ belirten Gürel, yapõlan- larõn, günü kurtaran palyatif çö- zümler olduğunu belirterek, “İtha- lat izninin arttırılması, yalnız hay- van besiciliğini değil, bir süre son- ra süt besiciliğini de tehdit eder ha- le getirir. Besicilikle sütçülük bir- birinden ayrı düşünülemez. Bu denge bozulunca, bir süre sonra süt de pahalı hale gelecek, bu se- fer de süt ithalatı tartışmaları başlar” dedi. Et konusunda çözümün EBK ile çözümlenemeyeceğini de ileri süren Gürel, görüşlerini “Yapılması ge- reken düzenleyici kurumu doğru belirlemek. Piyasada oyuncu, di- ğer etçiler için rakip olmayan bir kurum olmalı. Bu da EBK değil KİGEM olmalı. Zaten bir süredir sıkıntı yaşanıyor. İzin verilen 100 bin tonluk hayvanın yarısının be- si hayvanı olarak ithal edilmesi, en azından bir süre sonra bu alandaki sıkıntıyı çözecektir” sözleriyle di- le getirdi. ET SANAYİCİSİ: İthalat yetersiz kalõyor. Et bir türlü ucuzlamõyor. Özel şirketlere de ithalat izni verilsin. Fiyatlar daha çabuk düşsün. ÜRETİCİ: Et ve Balõk Kurumu’nun kendisi rakip. İthalatõn sõnõrlarõnõn arttõrõlmasõ sütçülüğe de zara verir. Süt ithalatõ da konuşulmaya başlanõr. ÖZEL ŞİRKETLERE DE İZİN VERİLSİN Etçii Şirketi Yönetim Kurulu Başkanõ ve Et-Bir üyesi Mehmet Emin Ars- lan, et piyasasõnõn hâlâ “çalkantıda” olduğunu, et fiyatlarõnõn son iki haf- tada yeniden rekor sayõlabilecek bir artõşla 16.5 liraya yükseldiğini belir- terek, “Devlet özel sektöre de izin vermeli. Bizlere ithalatta izin veril- diği takdirde öncelikle ulaşım ve yakınlık açısından da avantajlı olan Batı Trakya bölgesi, yani komşumuz Yunanistan, Sırbis- tan’ın Sancak bölgesi, Bulgaris- tan, Romanya ve Ma- kedonya’dan canlı hay- van ithalatını gerçek- leştireceğiz” dedi. Arslan, halkõn helal ve sağlõklõ et yiyebilmesi için özel sektöre ithalat izninin çõkmasõnõ bekle- diklerini ifade ederek, şunlarõ ileri sürdü: “Bu durumda kıymanın kilosunun 8, kuşbaşının kilosunun 10 TL’den satılacağını taahhüt edi- yorum. Bu operasyonda bize izin verildiği takdirde he- men 100 kişi istihdam ede- ceğimizi de kesin olarak belirtebilirim.” BAUHAUS 20 MAĞAZA DAHA AÇACAK 16 bin metrekarelik satõş alanõyla Türkiye’deki en büyük mağazasõnõ Bursa’da açan yapõ market zinciri Bauhaus, gelecek 10 yõlda her yõl iki yeni şube olmak üzere top- lam 20 şube açmayõ ve 10 bin kişilik istihdam yaratmayõ planlõyor. Bauhaus Türkiye Genel Müdürü Erol Yemler, “Bu projelerde öngördüğümüz yatõrõm tutarõ ise 500 mil- yon Avro” dedi. Yelmer, Ekim 2009’da inşaatõna başlanõlan Bauhaus Nilüfer’in, yüzde yüz yerli yö- netim ve personel kadrosu ile 9 ay içinde hizmet ver- meye başladõğõnõ kaydederek, toplam 400 kişiye iş olanağõ sağladõklarõnõ ve 1000’in üzerinde yerli fir- madan mal ve hizmet temin ederek istihdam ve üre- time de katkõda bulunacaklarõnõ dile getirdi. KLİMACILARDAN SOĞUTMA HAREKÂTI İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçõlarõ Derneği (İSKİD), klimalarõn çok enerji tükettiği bilgileriyle tüketicilerin ya- nõltõldõğõnõ belirterek, bu konuda kamuoyunu bilgilendir- mek amacõyla “Ekonomiyi Soğutma Harekâtõ” başlattõ. İSKİD’e bağlõ Klimalar Komisyonu Başkanõ Turhan Ka- rakaya, “Düşürülen her 1 derece, elektrik tüketiminde yüz- de 10 artõşa sebep olmaktadõr. Eğer sadece 2010’da da sa- tõlacak klimalar inverter olabilirse, önümüzdeki yõl içinde tasarruf edeceğimiz miktar 119 megavat olacaktõr. Bu de- ğer, toplam kurulu gücü 134 megavat olan Keban Bara- jõ’na neredeyse eşittir.” KÜRESEL ISINMAYA REİNA’DAN DESTEK Sanayi Bakanõ, elektrik fiyatlarõndaki indirim kararõnõn geri çekilmesini eleştirdi EPDK’ye ‘pardon’ yakışmadı FRANKFURT (Cumhuriyet Bü- rosu) - Almanlarõn dünyaca ünlü markasõ BMW, karbon kullanarak elektronik otomobil üretme yolunda en büyük adõmõ attõ. Şirketin tanõtõ- mõnda, hafif yapõm malzemesi ola- rak karbonun ilk kez seri otomobil üretiminde kullanõlacağõna işaret edilerek, karoserinin karbon elyaf- tan meydana geleceği açõklandõ. Karbonun önemli bir maliyet kalemi oluşturduğuna dikkat çeken sektör uzmanlarõysa halen 15 Avro olan karbonun kilosunun, çelikten 15 kat daha pahalõ olduğunu hatõrlattõ. BMW yönetiminin, bu sorunu çöz- mek için harekete geçtiği ve karbo- nun kilosunu 7 Avro’ya kadar dü- şürebileceği kaydedildi. Üretim 2013’te Karbon kullanõmõ, otomobillerin top- lam ağõrlõğõnõ azaltmak konusunda büyük bir öneme sahip. Çevreyi kirletmeyen otomobil üretimi, atõk gazlar da azaltõlacağõ için yeni tek- nolojilerde temel amacõ oluşturuyor. Otomobil ne kadar hafifse harcadõ- ğõ enerji de benzin olsun, elektrik ol- sun, o kadar az oluyor. Megacity Vehicle (MCV) denilen modeli kamuoyuna tanõtan BMW, bu alandaki seri üretime 2013’te geç- meyi planlõyor. Dört koltuklu MCV’nin arka bagajõnda bir elek- tromotor bulunuyor. Birkaç yüz ki- lo ağõrlõktaki akü ise otomobilin ta- banõna yerleştirilecek. Elektrik üre- timi için gereken bu akünün en az 300 kilogramlõk bir ek ağõrlõk oluş- turduğu, bunun da karbondan üreti- len çok hafif bir karoseri ile “nötra- lize edilebileceği” bildirildi. Ergün, EPDK için “Elekrik fiyatlarõnda indirime gittim diyorsa, uygulamalõ. Üç gün sonra ‘yanlõş yapmõşõz, indirimi geri aldõk’ gibi bir yaklaşõm doğru değil. Bu ciddi bir tedirginliğe yol açtõ” dedi. AB’den 200 milyon dolar kredi Ekonomi Sevrisi - Avrupa İmar ve Kalkõnma Bankasõ (EBRD) İstanbul Ofisi Direktörü Michael Da- vey, kişilere ve özel sektörden Türk şirketlerine bir- kaç bin dolardan 5 milyon dolara kadar çõkabilen 200 milyon dolarlõk enerji finansman kredisi sağlayacak- larõnõ söyledi. Davey, Türkiye’de işletmelere ve konutlara yöne- lik, enerji tasarrufu yapmayõ, maliyetleri düşürmeyi ve karbon emisyonunu azaltmayõ sağlayan ‘Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansmanı Kredisi’nin (TurSEFF) tanõtõmõ için düzenlenen toplantõda, Tur- SEFF’in konutlara ve özel sektöre yönelik, proje or- tağõ yerel bankalar aracõlõğõyla dağõtõlacak 200 milyon dolarlõk bir kredi olanağõ olduğunu belirtti. Davey, bu kredilerin geniş bir yelpazedeki potansiyel yatõrõmlar için sunulacağõnõ vurgulayarak bunlarõ şöyle sõraladõ: “Ticari enerji verimliliği yatırımları, bağımsız kü- çük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımları, inşaat sektöründe enerji verimliliği ve yenilenebilir ener- ji yatırımları, konut sektöründe enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ile yenile- nebilir enerji teknolojisi, ekipmanı ve malzemele- ri konusunda şartlara uygun üreticiler, tedarikçi- ler ve kurulumcular için yatırım kredileri.” Davey, TurSEFF’in ortak bankalarõ olan Garanti Bankasõ, Va- kõfbank ve Akbank’õn kredinin 60 milyon dolarlõk, De- nizbank’õn 20 milyon dolarlõk bölümünü sunacakla- rõnõ dile getirdi. TurSEFF Proje Direktörü Janna Fortmann da Tur- seff’in içeriğinde 75 bin dolara kadar ev kredilerinin, 300 bin dolara varan işletme kredilerinin 5 milyon do- lara varan sanayi kredilerinin yer aldõğõnõ belirtti. MURAT GÜLDEREN ESKİŞEHİR - Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Ergün, Enerji Piyasasõ Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) elektrik fiyatlarõnda indirim kararõ- nõ iptal etmesiyle ilgili olarak sert eleştirilerde bulundu. Kurumun, bu tür ileri geri adõmlarla piyasada te- dirginliğe yol açmamasõ gerektiğini belirten Ergün, “Bu gibi kararlar dış piyasalar iyi analiz edilmeden alınmamalı” dedi. Türkiye’nin rekabet gücünü ucuz enerji, ucuz hammadde, ucuz işçilikle yakalayamayacağõna vurgu yapan Ergün, Türkiye’nin kõsa vadede böy- le bir şansõ olmadõğõnõ belirtti. Fiyat uzun süre düşmez Türkiye’ye, ileri teknoloji, Ar- Ge, inovasyon, tasarõm gibi alanla- rõn rekabet avantajõ sağlayacağõnõ ifa- de eden Ergün, enerji fiyatlarõnõ çok yüksek rekabet avantajõ sağlayacak noktalara çekmenin bugün itibarõy- la mümkün görünmediğini söyledi. Ayrõca Ege Genç İşadamlarõ Der- neği (EGİAD) Yönetim Kurulu Baş- kanõ Cemal Elmasoğlu, “Bu des- tek bizi tam olarak rahatlatma- sa da maliyetleri kontrol altına al- ma ve önümüzü görebilme şansı veriyordu. EPDK’nin değişen kararı ciddi anlamda sanayiciye moral açısından zarar verdi” yo- rumunu yaptõ. BMW’de ‘karbon devrimi’ Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanõ Fazlı Yalçındağ, küçükbaş hayvancõlõk konusunda büyük sõkõntõlar olduğunu, küçükbaş hayvanlarõn sayõsõnõn dramatik bir biçimde azaldõğõnõ belirterek, “Mutlaka onun da ithali gerekiyor. Çünkü mevcudun tekrar canlanması uzun süre alacak. Bakanlığımız da aynı görüşte. Besici, besi materyali bulamıyorsa bu temin edilmeli” dedi. Yalçõndağ, ülkenin küçükbaş hayvan yetiştirilmesi için son derece elverişli olduğunu, bu konuda acil önlemler alõnmasõ gerektiğini ve küçükbaş hayvancõlõğõnõ yeniden geliştirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Küçükbaş da ithal edilsin Enerji finansman kredisi toplantısında EBRD İstanbul Ofis Direktörü Micheal Davey (soldan üçüncü), TurSEFF Proje Koordinatörü Janna Fortmann (soldan ikinci) ile Garanti Bankası, Akbank, Denizbank ve Vakıfbank’ın temsilcileri hazır bulundu. Su Entertainment Group bünyesinde faaliyet gös- teren Reina, Suada Club, Supperclub ve The Mix Cafe, iklim değişikliğiyle mücadele için Doğal Hayatõ Koruma Vakfõ (WWF-Türkiye) ile ortak bir kampanya düzenledi. Buna göre müşterile- rin ödediği hesaplarõn 1 TL’si WWF’ye aktarõ- lacak. Bu rakamõn da yõlda en az 100 bin TL’ye denk geldiği belirtiliyor. Su Entertaintmen Group Genel Müdürü Güven Karataş, grubun bir yõlda kullandõğõ 1 milyon TL’lik enerjiyi de ar- tõk rüzgâr enerjisinden elde edeceğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle