Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
3 MAYIS 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
İstanbul Haber Ser-
visi - Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn “1 Ma-
yıs’ın Taksim’de kut-
lanması iktidarımızla
mümkün oldu. Birileri
kopara kopara aldõk, di-
yor. Kimsenin bu ikti-
dardan kopara kopara
aldığı bir şey yok. Böy-
le bilinsin. Kopara ko-
para alma güçleri var-
sa 1977’den iktidarı-
mıza kadar neredeydi-
ler” sözlerine DİSK Ge-
nel Başkanõ Süleyman
Çelebi tepki gösterdi.
Çelebi, “1 Mayıs’ın
Taksim’de kutlanma-
sını, müzakere ederek
değil, mücadele ederek
elde ettik. Kopara ko-
para aldık” dedi.
Çelebi, Erdoğan’õn
gerilim üzerinden siya-
set yapmayõ alõşkanlõk
haline getirdiğini belir-
terek Erdoğan’õn sözle-
rini “1 Mayıs’ın Tak-
sim’de kutlanması için
mücadele veren tüm
sendikaların emeğine
karşı bir saygısızlık ve
haksızlık” olarak de-
ğerlendi. Çelebi, Erdo-
ğan’õn sözlerinin ne
kendisine ne de Türki-
ye’ye yarar getirmeye-
ceğini söyledi.
‘Gündem
değiştiriyor’
Erdoğan’õn gündem
değiştirmek için sürekli
muhatabõna saldõrdõğõnõ
belirten Çelebi, “Başba-
kan taleplerimizin üze-
rini örtmek, gündemi
değiştirmek için bu yo-
lu izliyor olabilir. Ken-
disi sürekli gündem de-
ğiştirmek için bu yolu
takip ediyor. Örnek
olarak demokratikleş-
me projesi başlayınca,
anayasa tartışmasıyla
gündem değiştirir,
anayasa tartışmaları
sürerken bu kez gün-
demi başkanlık sistemi
önerisiyle değiştirir”
dedi. Çelebi, Erdoğan’õn
açõklamasõnõn, geçmiş
yõllardaki 1 Mayõs’ta ya-
şanan sert müdahalelerin
sorumluluğunu aldõğõnõ
da gösterdiğini belirtti.
Süleyman Çelebi, kut-
lamalarda emeği geçen,
yõlmadan, usanmadan
ve her türlü baskõya gö-
ğüs gererek 1 Mayõs
Alanõ’nõn açõlmasõ için
mücadele veren herkese
DİSK adõna teşekkür et-
tiğini belirtti.
Çelebi, bugün eski
DİSK genel başkanla-
rõndan Kemal Türkler’i
saat 11.00’de Topkapõ
Mezarlõğõ’nda, Abdul-
lah Baştürk ve Kemal
Nebioğlu’nu da saat
12.30’da Zincirlikuyu
Mezarlõğõ’nda ziyaret
edeceklerini açõkladõ.
Mayıs Gelince...
Mayısın ilk haftası, yüreğimizi
yakan, acılarımızı kanatan
yıldönümlerinin haftası. Yakın
tarihimizin kan bulaşmış, acı ve
utanç sayfalarının... Önce 1 Mayıs
1977... 36 kişinin öldürüldüğü
“kanlı 1 Mayıs”ın yıldönümünü
geride bıraktık... Bu kez
Taksim’de andık onları... Sırada 6
Mayıs var...“Darağaçlarında
yazılan” yakın tarihin bir başka
utanç sayfası. Gençlik önderleri
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972
tarihinde idam edildi.
Parlamentoda “3-3” diyenler, -
bir başka utanç sayfasının-
Adnan Menderes, Fatin Rüştü
Zorlu ve Hasan Polatkan’ın
intikamı peşindeydiler. 23-25
yaşındaki gençleri darağacına
gönderenler bugün rahat
uyuyabiliyorlar mı acaba?
Süleyman Demirel, “Siyasal
çizginiz bir başbakanını, iki
bakanını idam sehpalarında
kaybetti. Sonra, 12 Mart
döneminde üç gencin idamına
onay verdiniz, Bu bir çelişki değil
mi?” sorusuna “Hayır.
Parlamento 1972’de öyle karar
vermişse, onun teker teker
üyelerini bugün suçlu tutmak
fevkalade yanlıştır. O günün
şartları onu gerektirmiştir”
karşılığını veriyordu. (Türey Köse,
Yargılı İnfazlar) Oy verdiğini inkâr
etmeye kalkışanlar, pişman
olanlar, utananlar da vardı.
Siyasetçi “günün şartlarına” göre
karar verirse; “bir başka” gün gelir
pişman olur, mahcup olur... Her
yıldönümünde onların da adını
anarız, “üç fidan”ı darağacına
gönderdiler diye... Tarih unutmaz,
affetmez...
‘Ülkemizin kadın zenginliği’!
Politikacının ne söylediği kadar,
nasıl söylediği de önemli. “Erkek”
siyasetçilerin kadınlar söz konusu
olduğunda kullandığı üst perdeden
“kadınlarımız” söylemi rahatsız edici
boyutlara ulaşıyor. Son olarak
Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi
Emine Erdoğan’ın Brüksel gezisi
öncesinde yaptığı “Bu seyahati,
Türk kadınının AB’ye sahip çıktığını
göstermesi ve Türkiye’nin AB
sürecinde nasıl tek yumruk
olduğunu göstermesi açısından
önemsiyorum. Ülkemizin kadın
zenginliğinin Avrupalılar tarafından
görülmesinin çok önemli olacağını
düşünüyorum” sözleri, bu söylemin
vardığı noktayı göstermesi
açısından dikkat çekiciydi. Yeraltı
zenginlikleri, sualtı zenginlikleri,
tarihi turistik zenginlikleri bilirdik;
şimdi bir de ülkemizin “kadın
zenginliği” olduğunu öğrenmiş
olduk! Bir de, kadın politikacıların
“erkeklerimiz”, “ülkemizin erkek
zenginliği” diye konuşmaya
başladıklarını bir düşünün!..
Çanta meşhur olunca...
CHP İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin ile Sıvas Milletvekili Malik
Ecder Özdemir, Siirt’te ilköğretim
öğrencisi 4 kız çocuğuna okul
arkadaşlarından, kentin “hatırlı”
ailelerine mensup 70 yaşındaki bazı
erkeklere dek çok sayıdaki kişi
tarafından 1.5 yıl boyunca tevavüz
edildiğinin ortaya çıkmasının
ardından, bu kente gitti. Aynı
zamanda TBMM İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu üyesi de olan
Ersin ve Özdemir’in yola çıktıkları
gün, bu sefer Siirt’in Pervari
ilçesinde YİBO öğrencileri
tarafından 3 yaşındaki bir kız
çocuğuna tecavüz edildiği sonra
öldürüldüğü, 2 yaşındaki bir
bebeğin ise yaralı olarak
kurtulduğuna ilişkin insanın kanını
donduran haberler basına yansıdı.
Bunun üzerine CHP’liler, Siirt’ten
sonra Pervari’ye geçtiler. Pervarililer,
bebek yaştaki çocuğa tecavüz edilip
öldürülmesinden çok, bir yıl önce
yaşanmış bu olayın bugün gündeme
getirilmesine tepkiliydi. CHP’liler
henüz ilçeye girmeden, bir
televizyon kanalının muhabir ve
kameramanlarını taşıyan aracın halk
tarafından “taşlandığı” haberi geldi.
CHP’liler kaymakamlık binasına
girerken hem kameramanlar hem de
siyasiler “yuhalandı”.
Milletvekilleri kaymakamlık
çıkışında Pervarililerin arasına
karışıp sorunlarını dinledi. Ersin,
Pervari’nin sorunlarını Meclis
kürsüsüne taşıyacağını, bundan
sonra ilçeye yeniden geleceğini
söyleyince, bu sefer alkışlandı.
Ersin, tam arabaya binip kalabalığın
arasından ayrılacakken, bir genç
camdan eğilip “Çanta nerede” diye
sordu. Önce şaşıran Ersin,
arkasından gelen “80 milyar nerede”
sorusu üzerine kahkahayı bastı.
Pervarili genç ise “Belki Ahmet Bey
çantayı getirir, 80 milyar liradan bize
de bir şey düşer mi diye bekliyorduk,
ama siz boş çantayla gelmişsiniz”
diye takıldı...
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner’in tutuklanmasının
ardından Erzurum’a giden ve orada
“Munzur” kod adlı “gizli tanıkla”
görüşen Ersin’in bu kişiye bir çanta
içinde 80 milyar verdiği öne sürülen
haberler uzun süre gündemde
tutulmuştu. “Eli sıkı”lığıyla bilinen
Ahmet Ersin, bu iddiayı yalanlamış,
içinde “tıraş takımı ve pijaması”
bulunan çantayı kameramanlara ve
foto muhabirlerine gösterince çanta
bir anda “ünlü” olmuştu. Ersin, aynı
çantayı bu kez Siirt’e de götürdü.
Ancak, yola çıkar çıkmaz çantadaki
“pijama ve tıraş takımları”nı
gazetecilere gösterip söylentilere
karşı “işi sağlama” aldı...
‘Aranan araç’ müfettişte çıktı!
Arkadaşımız İlhan Taşcı,
Erzincan-Erzurum hattında
yaşanan krizle tüm ülkeyi etkileyen
İsmailağa cemaati soruşturmasının
bilinen ve bilinmeyen yönlerini
“Cüppeli Adalet” adıyla
kitaplaştırdı. Taşçı, bu kitabının
dayanağını oluşturan belge ve
haberler nedeniyle siyasi haber
dalında Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti’nce düzenlenen 2009 yılı
Geleneksel Türkiye Gazetecilik
Başarı Ödülü’ne layık görülmüştü.
Taşcı, kitabının içeriğini,
“Cemaatleri özellikle siyasal ve
parasal yönüyle soruşturmak
isteyen cumhuriyet savcıları ile
onları destekleyenler arasındaki
sert savaşımın belgelerle
anlatılması” diye özetliyor.
Kitapta, yargının
siyasallaşmasının yaratabileceği
“sakınca ve riskler” somut olaylarla
ortaya konurken, bazıları ilk kez
gün ışığına çıkan yirmi ayrı belgeye
yer veriliyor. Yaşananların perde
arkasındaki ilginç rastlantılar,
“yanlışlıklar” ile cemaat ve tarikatın
bilinmeyen kriminal olayları,
cemaat liderinin nezaretteki gecesi
ve sonrası da anlatılıyor.
Halen tutuklu bulunan Erzincan
Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili
arama ve gözaltı kararlarının yanlış
çıkarıldığı da belgesine dayanılarak
irdeleniyor. Hem savcılığın hem de
mahkemenin yaptığı maddi hatalar
nedeniyle arama ve el koyma
kararlarının yenilenmek zorunda
kalışı bilgisi öne çıkıyor. Kitapta
anlatılanlara göre, Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı İlhan
Cihaner’in makam arabasının
aranması da kararda yer alıyor.
Ancak arama kararını isteyenlerin
bir şeyi gözden kaçırdıkları ortaya
çıkıyor: Başsavcıya tahsisli makam
aracını, başka bir soruşturma
nedeniyle bölgede bulunan bir
adalet başmüfettişi kullanıyor!
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
[email protected]
Erdoğan, 2. tur oylama öncesinde milletvekillerinden daha hassas olmalarõnõ istedi
İnönü’yü Hitler’e benzettiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Anayasa paketinin ikin-
ci tur görüşmeleri öncesinde
parti grubunu toplayan Başbakan
Tayyip Erdoğan, muhalefet
partilerini sert bir dille eleştirir-
ken 2. Cumhurbaşkanõ İsmet
İnönü’yü “Hitler”e benzetti.
AKP’li milletvekilleriyle birlik-
te pakete destek veren bağõmsõz
milletvekillerine teşekkür eden
Erdoğan, “Sizler şimdiden ta-
rih yazdınız, isimlerinizi tari-
he yazdırdınız” dedi. Erdoğan,
ikinci turda milletvekillerinden
daha hassas olmalarõnõ isterken
“Zarflarınızın içine iyi baka-
caksınız, oyunuzu kullana-
caksınız ve hiç göstermeye ge-
rek yok” demesi dikkat çekti.
Erdoğan’õn, toplantõda dile
getirdiği görüşler şöyle:
Bağımsız milletvekil-
lerine teşekkür: Cumhuri-
yet tarihinde hiçbir siyasi parti
grubuna nasip olmayan bir da-
yanõşma ve kenetlenme sergile-
yerek, sizler şimdiden tarih yaz-
dõnõz. İsimlerinizi, tarihe yaz-
dõrdõnõz. Türkiye, bugün bazõ
şeyleri sorguluyorsa, statükoya
karşõ onurla direniyorsa, çete-
lerle, mafyayla mücadele edi-
yorsa, demokrasi için yüreğini
ortaya koyuyorsa, işte bu hiç tar-
tõşmasõz sizlerin eseridir.
Milletvekillerine kont-
rol: Şimdi bu turda, olayõ çok
daha farklõ ele alacaksõnõz, da-
ha hassas... Zarflarõnõzõn içine
iyi bakacaksõnõz, kulübenin içi-
ne gireceksiniz, oyunuzu kul-
lanacaksõnõz ve hiç gösterme-
ye gerek yok arkadaşlar. De-
vamlõ arayõş içindeler. Bakõ-
yorsunuz, ‘Bunlar birbirle-
rinin arkasına takipçi koy-
dular’ diyor. Ayõptõr.
Muhalefete çağrı: ‘Ha-
yır’ diyecekseniz ‘Hayır’ deyin
ama gelin kulübeye girin. Ken-
di milletvekillerinize, kendi ar-
kadaşlarõnõza dahi neden güve-
nemiyorsunuz? Bõrak gitsin,
‘hayır’ oyu versin. Buna dahi
güvenemiyorlar.
Anayasa Mahkemesi’ne
gitmeyin: Ana muhalefet li-
deri, Cumhurbaşkanõ’nõn ona-
yõnõn ardõndan ‘Derhal Ana-
yasa Mahkemesine gideriz’
diyor. Artõk Anayasa Mahke-
mesi, ana muhalefet mahkeme-
si haline geldi. Madem kendi-
nize güveniyorsunuz niçin mil-
lete gitmekten kaçõnõyorsunuz?
Hitler benzetmesi: Ana
muhalefet lideri, son derece çir-
kin ve münasebetsiz bir ben-
zetme yaparak kendisini Churc-
hill’e, bu ülkenin hükümetini de
Hitler’e benzetiyor. Eğer illa
Hitlere benzetecek bir siyasi fi-
gür arõyorlarsa, kendi genel
merkezlerindeki eski genel baş-
kan fotoğraflarõna baksõnlar.
Orada Führer’e özenip, kendi-
sine ‘milli şef’ dedirtmiş genel
başkanlarõnõn Hitlervari bõyõk-
larõnõn altõndan kendilerine gü-
lümsediğini görecekler. Ona
baksõnlar. Churchill, 1915 yõ-
lõnda Çanakkale’de kahraman
Mehmetçiğin yüreğini, bedeni-
ni, ruhunu ortaya koyarak yap-
tõğõ vatan savunmasõnda tarihin
asla unutmayacağõ ağõr bir mağ-
lubiyet almõştõr. Eğer CHP lideri
kendisine Churchill’den örnek
arõyorsa Çanakkale’ye baksõn.
1 Mayıs’ta Taksim: Ba-
zõlarõ nemalanmak için ‘kopa-
ra kopara aldık şöyle yaptık
böyle yaptık’ diyor. Kimsenin
bu iktidardan kopara kopara al-
dõğõ bir şey yoktur. Kopara ko-
para bu kadar almak isteyen
varsa, bunlar 77’den iktidarõmõz
dönemine kadar nerdeydi, niye
böyle bir şey almadõlar?
Nazimiye ile kanlı 1
Mayıs’ın tetikçisi aynı
zihniyet: Tunceli’nin Nazi-
miye ilçesinde ve Lice’de Meh-
metçiğe tetik çeken zihniyet ile
1 Mayõs 1977’de Taksim’de iş-
çinin üzerine kurşun yağdõran
zihniyet arasõnda hiçbir fark
yoktur. Çorum’u, Kahraman-
maraş’õ, Gazi Mahallesi’ni, Si-
vas’õ kana bulayan zihniyet ile
Danõştay’da kan döken zihniyet
arasõnda hiçbir fark yoktur.
AKP’li milletvekilleriyle birlikte pakete destek veren bağõmsõz
milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, “Sizler şimdiden tarih yazdõnõz,
isimlerinizi tarihe yazdõrdõnõz” dedi. Erdoğan, “Anayasa Mahkemesi’ne
gideriz” ifadesi nedeniyle CHP lideri Baykal’a, 1 Mayõs kutlamalarõyla ilgili de
isim vermeden DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi’ye çattõ.
‘Yakõşõksõz ve düzeysiz’
UTKU ÇAKIRÖZER
ANKARA - İkinci Cumhur-
başkanõ İsmet İnönü’yü Hit-
ler’e benzeten Başbakan Tayyip
Erdoğan’a, İnönü ailesinden
sert tepki geldi. Erdoğan’õn açõk-
lamalarõ için, “yakışıksız, dü-
zeysiz ve tarihi inkâr eden söz-
ler” tepkisini gösteren İsmet
İnönü’nün kõzõ Özden Toker,
“Babamın bu ülkede demok-
rasiye geçişe katkısını, de-
mokrasiye inanmayanlar an-
layamaz” dedi. İnönü’nün toru-
nu Gülsün Bilgehan da Erdo-
ğan’õn sözlerinin ardõndan yurt-
taşlardan destek telefonlarõ yağ-
dõğõnõ, internetteki haber sitele-
rine de yüzlerce tepki mesajõ
yollandõğõnõ belirterek, “Bu üzü-
cü ifadelere dedemin meşhur
bir sözüyle yanıt vermek iste-
rim. Hadi canım sen de!” diye
konuştu. Bilgehan, “Hiçbir ya-
pıcı etkisi olmayacak, ülkemi-
zin bugünkü sorunlarını çöz-
meyecek, her gün kaybettiği-
miz şehitlerimizi geri getirme-
yecek bu siyasi çekişmeleri
ciddiye almak istemiyoruz”
görüşünü kaydetti.
‘Halk İnönü’yü
unutmuyor’
CHP lideri Deniz Baykal’õ
eleştirirken İnönü’yü hedef alan
Başbakan Erdoğan’õn sözlerini
Cumhuriyet’e değerlendiren
Özden Toker, “Yakışıksız, dü-
zeysiz ve tarihi inkâr eden söz-
ler karşısında 1-2 saat gibi çok
kısa bir zaman diliminde ola-
ğanüstü yoğun bir vatandaş
desteği aldık” dedi. Türk halkõ-
nõn İsmet İnönü’nün Türkiye
Cumhuriyeti tarihindeki yerini
hep takdirle andõğõnõ belirten
Toker, “Vatandaşlar, Kurtuluş
Savaşı’nın kazanılması, Lo-
zan Barış Antlaşması müza-
kereleri, Atatürk devrimlerinin
benimsenmesi ve Türkiye’nin
2. Dünya Savaşı’nı zarar gör-
meden atlatması sırasında İnö-
nü’nün hizmetlerini unutmu-
yorlar. Tüm bunların yanı sı-
ra İnönü’nün Türkiye’yi çok
partili demokrasiye geçirişi de
Türk halkı tarafından iyi bi-
linmektedir” diye konuştu.
Kurtuluş Savaşõ sõrasõnda ken-
disi henüz dünyada olmadõğõ için
İnönü’nün o dönemki hizmetle-
rine şahitlik edemediğini kayde-
den Toker sözlerini şöyle sür-
dürdü: “Ama babamın de-
mokrasi savaşında hep yanın-
da oldum. Demokrasiye inan-
cını bizzat yaşadım. İnönü, çok
partili demokrasiye geçerken
bu sürecin zor olacağını, her ke-
simde çok eleştirileceğini ve
ileride kendi döneminin sor-
gulanacağını biliyordu. Ama
tüm bunlara rağmen, bir ül-
kenin de ancak demokrasi ile
karanlıklardan aydınlığa çı-
kacağına yürekten inanıyor-
du. Zaten bu yüzden, 1950 se-
çimlerini kaybettiğinde ve De-
mokrat Parti iktidara geldi-
ğinde bu yenilgiyi, ‘en büyük za-
feri’ olarak niteleyebilmiştir.”
İsmet İnönü’nün kendi kurdu-
ğu demokrasiyi koruyabilmek
için darbe öncesi ve sonrasõ dö-
nemlerde ne kadar çaba harca-
dõğõnõn tanõklar ve belgeleriyle
ortada olduğunu vurgulayan Öz-
den Toker, “Babamın bu mü-
cadelesini anlamak için de-
mokrasiye inanmak lazım. De-
mokrasiye inanmayanlar bun-
ları hiçbir zaman anlayama-
yacaklar” diye konuştu.
‘Bu sözleri şehitleri
geri getirmez’
İnönü’nün torunu Gülsün Bil-
gehan da Başbakan’õn sözleri
konusunda, “Hiçbir yapıcı et-
kisi olmayacak, ülkemizin bu-
günkü sorunlarını çözmeye-
cek, her gün kaybettiğimiz
şehitlerimizi geri getirmeyecek
bu siyasi çekişmeleri ciddiye
almak istemiyoruz. Bu yüzden
de söylenenlere İnönü Vakfı
olarak yanıt verme gereği
duymuyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan’õn ko-
nuşmasõnõn ardõndan yaşadõklarõ
Pembe Köşk’e telefon yağdõ-
ğõnõ, gazetelerin internet site-
lerinde de yüzlerce tepki mesajõ
yer aldõğõnõ anõmsatan Bilgehan
şöyle devam etti: “Dedemin
bazı tarihe mal olmuş meşhur
sözleri vardır. Mesela ‘Bu ül-
kede namuslular da namussuz-
lar kadar cesur olmalõdõr’ der-
di. Vatandaşlar da bugün
hem bizi arayarak hem de in-
ternetten verdikleri tepkiler-
le benzer bir cesaret örneği
sergilemişlerdir. Başbakan’ın
üzücü sözleri karşısında be-
nim de aklıma sadece dede-
min bir başka ünlü sözü geli-
yor: ‘Hadi canõm sen de!’”
‘Milli şef’ sıfatını
kendisi terk etti
Başbakan Erdoğan’õn, İnönü
hakkõnda “kendisine ‘milli şef’
dedirtti” yönündeki sözlerinin
tarihsel olarak doğru olmadõğõ-
nõn altõnõ çizen Gülsün Bilgehan,
“Doğrusu şudur: Kendisi al-
mıyor. Atatürk’ün ölümün-
den sonra 26 Aralık 1938’de
yapılan CHP Kurultayı’nda
Celâl Bayar’ın da içinde bu-
lunduğu komisyon ona veriyor
bu sıfatı. Ancak sonradan yi-
ne kendisi bunu kaldırıyor.
1946 CHP Kurultayı’nda biz-
zat onun kendi önerisiyle ‘Par-
tinin değişmez Genel Başkanõ İs-
met İnönü’dür’ hükmü çıkarı-
larak Genel Başkan’ın 4 yıl sü-
reyle delegeler tarafından se-
çilmesi hükmü getirildi. Böy-
lece milli şeflik de bitti” dedi.
İsmet İnönü’nün torunu
Gülsün Bilgehan, Erdoğan’õn
sözleriyle ilgili olarak
yüzlerce tepki mesajõ
aldõklarõnõ söyledi. Bilgehan,
Başbakan Erdoğan’a
dedesinin ünlü sözüyle yanõt
verdi: “Hadi canõm sen de!”
DİSK BAŞKANI
‘Kopara
kopara
aldık’
Başbakan Erdoğan’õn sözlerine İnönü ailesinden sert tepki geldi. Kõzõ
Toker, ‘Demokrasiye inanmayanlar İnönü’yü anlayamaz’ diye konuştu