Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
7 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
SAĞLIK 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Pişkinliğin Böylesi...
Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
Anayasa değişiklik paketinin AKP’li 265
milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na
verilmesi sırasında CHP Mersin Milletvekili
İsa Gök’ün dikkatli incelemesi olmasaydı, söz
konusu yasa teklifinin görüşülmesine bugün
TBMM Anayasa Komisyonu’nda başlanmış
olacaktı. İsa Gök, imzaların arasında Antalya
Milletvekili Mehmet Ali Şahin’inkinin de
bulunduğunu görmüş ve durumu hem
partisinin grup başkanvekillerine, hem de
medyaya yansıtmıştı. Anayasanın, TBMM
Başkanı seçildiği 5 Ağustos 2009 tarihinden
itibaren, partisinin grup toplantılarına
katılamayacağını, dahası parlamento
görüşmeleri sırasında, başkanlık kürsüsünde
bulunsun ya da bulunmasın oy bile
kullanamayacağını hükme bağladığı Şahin’in,
anayasada değişiklik yapılmasını isteyen
milletvekili arkadaşları ile birlikte, o yasa
teklifini imzalaması düşünülemezdi. Oysa AKP
grup başkanvekillerinden Bekir Bozdağ,
beraberine grup yöneticilerinden milletvekili
arkadaşlarını da alarak, Meclis Başkanı’nın
makamına gitmiş, hazırlanan yasa teklifini
sunmuş, törensel konuşmalar yapılmış;
kameralara pozlar verilmişti.
İncelemeden havale...
Şahin’in, kendisini o yüce makama Mustafa
Kemal Paşa’dan sonra TBMM’nin 25. Başkanı
olarak seçen iradenin, yani AKP’li çoğunluğun
sunduğu o günkü yapısı ile 23 madde ve 3
geçici maddeden oluşan anayasa değişikliği
teklifini incelemeye bile gerek görmeden,
hemen Kanunlar Dairesi Başkanlığı’na
göndermesinin altında, teklifi hazırlayanların
düşündükleri takvimi aksatmama endişesinin
bulunduğu anlaşılıyor. Öyle olmasaydı, Meclis
Başkanı olarak, o paketin ilk sayfasından
başlayarak teklifin genel gerekçesini,
değişmesi istenilen madde gerekçelerini -bir
zahmet- okumanın yanı sıra, kimlerin
imzaladığını da görür ve skandalı, yani
kendisinin 5 Ağustos 2009’dan önce grup
sekreteryasına vermiş olması gereken
konserve imzanın, 8 ay sonra atılmış gibi
önüne getirildiğini gördüğü için dağıtımı
durdururdu. Öylelikle önce kendi imzasına
saygı gösterilmesini sağlamış olurdu.
Velev ki
“Velev ki”, TBMM Başkanı bile olmuş olsanız,
fiili konumda sizden daha yüksek makamdan
gelmiş olan bir buyruk paketini geciktirmiş
olmak kimin haddine? Sayın Başkan’ın, hızlı
hareket ettiği ve adeta İstiklal Savaşı sırasında
Gazi’nin cephe kumandanlarına gönderdiği
telgraflarda “Dakika fevki (yani geciktirilmesi)
idamı müstelzimdir (gerektirir)” kaydının
bulunması türünden, hemen milletvekillerine
dağıtılarak çarşamba günü için düğmeye
basılmasını sağlamak istediği ortaya çıktı.
Önce CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha
Okay’ın daha sonra da MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural’ın sürdürdükleri
kampanya; çarşamba hesabını bir tam gün
erteletmeye neden oldu. Bu kez Bekir
Bozdağ’ın yerine AKP’nin en genç grup
başkanvekili Suat Kılıç sahne aldı. 51
milletvekilinin imzalarını geri alması ile Mehmet
Ali Şahin imzalı belge TBMM Başkanlığı’ndan
alınarak, demokratik sahteciliğin üstünün
örtülmesi yoluna gidildi. Kılıç, bu revizyonu
yerine getirirken “Türk demokrasi
hayatındaki en kapsamlı özgürlük, hukuk
devleti ve demokrasi düzenlemesinin bir
imza tartışmasının gölgesinde bırakılmasına
razı olmadık” diye açıklıyor.
Acele eden...
Aslında dilinin altında sakladığı gerçek
nedenin, TBMM Başkanı’nın da imzasının
bulunduğu bir teklifin salt bu nedenle Anayasa
Mahkemesi’nin engeline takılma tehlikesi
karşısında bir önlem olduğunu kamuoyu ile
paylaşmak istememek.
Şahin imzalı ilk teklif, bana bir kentten
başkasına yük götüren o kocaman kamyonların
arkasına sürücülerinin astığı “Acele eden
ecele gider” yazılı uyarı levhalarını anımsattı.
İktidar partisi, konserve imzalar yüklü kamyonu
kenara çektirten Aydın Milletvekili İsa Gök’e
teşekkür borçlu olmalıdır. Yarın Anayasa
Komisyonu’nda görüşülmesine başlanacak
olan teklif, TV’ler karşısında ağzını açtığı zaman
makine hızı ile konuşmayı bir beceri gibi
algılayan Suat Kılıç’ın dediği gibi “Demokrasi
hayatımızdaki en kapsamlı özgürlük, hukuk
devleti ve demokrasi düzenlemesi midir”
yoksa, asıl amaç AKP anayasasındaki
yürütme organının yargı erkine el koyması
mıdır? O tartışma, bir süredir sokaktaki
vatandaşların arasında bile sürüyor. Yarın da,
TBMM çatısı altındaki komisyonlar ve genel
kurulda start alacak. Ama, kendi
parlamenterlerini ayrıntılarını okumadığı halde,
o en büyük özgürlük hamlesinin konserve
imzalar ile güçlendirmeleri yöntemini uygulayan
AKP grup başkanvekillerine, bu yöntemlerinin
etik olmadığının hesabını kim soracak?İktidar
partisi grubunda öyle bir kahraman var mı?
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
32 yõl önce kurulan Türkiye Kas
Hastalõklarõ Derneği’nin yönetim
kurulu başkanlõğõnõ yapmaktayõm.
Derneğin amacõ büyük çoğunluğu
genetik kaynaklõ olan ve henüz te-
davisi olmayan kas hastalarõna des-
tek vermek, onlarõn yaşam kalitesi-
ni yükseltmek, toplumu ve hastalarla
birlikte aile bireylerini bilgilendir-
mek, yönlendirmek, aynõ zamanda
onlarõ bilim dõşõ tedavilerden ve
aldanmalardan korumaktõr.
Yazõk ki ülkemizde onlarõ teda-
vi vaadi ile aldatan ve bilim dõşõ uy-
gulamalarla paralarõnõ alan kü-
çümsenemeyecek sayõda üfürükçü,
şõh, hoca unvanlõ kişiler ve -çok
esef ederek söylüyorum- doktorlar
bulunuyor. Hastalarõmõza uygula-
nan ve kas hastalõklarõnda etkili ve
yararlõ olduğuna ait hiçbir bilimsel
kanõtõ olmayan, hiçbir bilim der-
gisindeki yayõnla desteklenmeyen,
hiçbir “text book”ta yer almayan
tedavi girişimleri arasõnda aku-
punktur da bulunuyor. Akupunktur
ile çok sayõda kas hastasõ büyük pa-
ralar sarf ederek büyük düş kõrõk-
lõğõ yaşadõ. Bakanlõğõnõza 2 yõl
önce göndermeye başladõğõmõz ve
birçok defa yinelemek zorunda
kaldõğõmõz bu konudaki yazõlõ so-
rularõmõza bir türlü cevap alamadõk.
Bir yõl sonra nihayet bu konudaki
soruşturmanõn akupunktur komis-
yonuna havale edildiği ve oradan
cevap beklendiği bilgisi verildi.
Aradan bir yõl daha geçtikten son-
ra komisyonun “Akupunktur
kas hastalıklarında yararlı ola-
bilir” içerikli cevabõ bize ulaştõ.
Bakanlõktan gelen böyle bir ceva-
bõ çok ama çok esef verici buldu-
ğumu belirtmek isterim.
Böyle bilimsel gerçeklere aykõ-
rõ bir cevabõn, bir yüksek makam
olan bakanlõğõnõzdan nasõl çõktõğõ-
nõ, onu profesör unvanlõ insanlarõn
nasõl imzaladõğõnõ anlayamõyor ve
hayretle karşõlõyorum. Bakanlõktan
Türkiye Kas Hastalõklarõ Derne-
ği’ne gönderilen yazõda belirtilen
Dünya Sağlõk Örgütü’nün kas has-
talõklarõnda akupunktur tedavisini
onayladõğõ haberi de tümü ile ger-
çek dõşõdõr. Başvurumuz üzerine bi-
ze gönderilen ve akupunkturdan şu
ya da bu derecede yararlanmasõ ola-
sõ hastalõklar listesinde nöro-müs-
küler hastalõklar yer almamaktadõr.
Türkiye Nöroloji Derneği de do-
ğaldõr ki nöromüsküler hastalõklarda
böyle bir tedavinin söz konusu ol-
madõğõnõ bildirmiştir. Akupunktu-
run bilimsel bir temeli vardõr ancak
nöromüsküler hastalõklarda yarar-
lõ olduğuna ait hiçbir bilimsel ka-
nõt yoktur. Düşünün ki böyle bir
makamõn verdiği gerçek dõşõ bilgi-
ye inanan on binlerce hasta iyileş-
mek için büyük fedakârlõklarla ve
belki evini barkõnõ satarak aku-
punktura başvurmak isteyebile-
cektir. Böyle şaşõrtõcõ bir cevabõn
Bakanlõk Yüksek Kurulu üyesi
olarak görev yapan ve adõ iyi bili-
nen bir hekimin söz konusu tedaviyi
kas hastalarõ için õsrarla uygulayan
bir kişi olmasõndan ileri geldiği ka-
nõsõndayõz.
Bir meslektaşõ savunmak arzusu
elbette hastalarõn aldanmasõna yol
açan bilim dõşõ bir tedaviyi itibar-
landõrmanõn gerekçesi olamaz. Lüt-
fen, bilim dünyasõ için bir skandal
oluşturacak, bakanlõğõmõza duydu-
ğumuz güveni sarsacak bu cevabõ
gözden geçirerek ve hiç kuşkusuz bu
ülkede var olan, bu konunun gerçek
ve güvenilir uzmanlarõna, öncelik-
le nörologlara ve gerçek bilim in-
sanlarõna başvurarak bizi yeniden ce-
vaplamanõzõ ve kamuoyuna açõkla-
manõzõ saygõyla ve önemle rica ve
arz ediyorum.
[email protected]
TÜİK verilerini yorumlayan uzmanlar, AKP iktidarõ döneminde yurttaşõn cebinden çõkanõ hesapladõlar
Sağlık 3 kat daha pahalıŞULE KÖKTÜRK
AKP’nin sağlõğõ paralõ hale getir-
meyi amaçlayan dönüşüm programõ,
hedefine ulaştõ. Yurttaşlar, sosyal
güvencesi dahi olsa kamu hastanele-
rine gittiğinde de çeşitli ücretlerle kar-
şõlaşõyor. Kamu hastanelerinin ame-
liyat, MR, tomografi gibi işlemlerde
1-1.5 yõla dek sõra beklemek isteme-
diklerinde, özel hastanelere gidiyor ve
binlerce lira fatura ile karşõlaşõyorlar.
Sağlõktaki katkõ paylarõ, günde yak-
laşõk 2 dolarla geçinmeye çalõşan
yurttaşõn gündeminden hiç düşmüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜ-
İK) Sağlõk Harcamalarõ Raporu’nu
yorumlayan uzmanlar, yurttaşõn sağ-
lõk için cepten ödediği miktarõn AKP
döneminde yaklaşõk 3 kat arttõğõnõ be-
lirtiyorlar.
Sağlõk Ocağõ’na gittiğinde mua-
yenesini olan ve ilacõnõ yazdõran
yurttaş, eczaneye gittiğinde, çeşitli üc-
retlerle karşõlaşõyor. Doktorun vol-
taren ampul yazdõğõ hastaya, eczacõ,
“Bu ilacın eşdeğeri dikloron 2.88 li-
ra. Ucuz olduğu için SGK bunu
ödüyor. Voltaren 8.32 lira. Eğer
onu almak istiyorsan farkını öde-
mek zorundasın” diyor. Hasta dok-
torun yazdõğõ ilaca ayrõca katkõ payõ
ödüyor. Bu fark ilaca göre değişiyor.
Sağlõk ocaklarõndaki muyeneden,
SGK’ye aktarõlmak üzere alõnan kat-
kõ payõ olan 2 lira da eczanede kesi-
lerek SGK’ye aktarõlõyor. Bir kamu
hastanesine giden yurttaş, burada
muayene olduğu için yine eczaneye
gittiğinde, bu kez, ilacõn katkõ paylarõ
yanõ sõra 8 lira ücret ödüyor. Kişinin
ameliyat olmasõ gerektiğinde, eğer or-
topedi ameliyatõ oluyorsa, emekliler
kullanõlan malzemenin yüzde 10’unu,
çalõşanlar ise yüzde 20’sini ödüyor.
Hastanede yatan hasta, eğer tedavisi
için gerekli olan ilacõ hastanede yok-
sa, ücretini kendisi ödeyerek ilacõna
ulaşabiliyor. Kamu hastanelerinde
1-1.5 yõl sonraya varan sürelerle ve-
rilen tomografi, MR randevularõ,
günde 1-2 dolarla geçinen yurttaşõn
bekleme listesini oluşturuyor. Bek-
lemeyen yurttaşlar ise özel kuruluş-
larda 700 TL’ye varan ücretler öde-
yerek bu hizmete ulaşabiliyor. Kamu
hastanesinde ortopedi ve beyin cer-
rahisi bölümlerinde 6 ay beklemek zo-
runda kalan hastalar, kulak burun bo-
ğaz bölümünde 3-6 ay arasõnda, ge-
nel cerrahi bölümünde ise 1.5 aya ka-
dar bekleyebiliyor. İstanbul Tabip
Odasõ Genel Sekreteri Dr. Hüseyin
Demirdizen, beklemenin en önemli
nedenlerinden birinin, hastanedeki
malzeme eksiklikleri olduğunu be-
lirterek, “SGK’nin kamuya geç ve
eksik ödeme yapması nedeniyle
malzeme alınamıyor. SGK önceki
yıllara göre 2009 yılında, yüzde 20-
30’a varan oranlarda kesintiyle
kamuya ödeme yaptı” dedi.
Sağlõk Hakkõ Hareketi Derneği
Başkanõ Dr. Mustafa Sütlaş, özel
hastanelerin faturalarõ şişirmek için
tetkik yaptõrma yöntemini kullandõ-
ğõnõ anlatarak “Sistemdeki aksak-
lıkların ve cepten ödemelerin ar-
kasındaki amaç, herkesi Genel
Sağlık Sigortası (GSS) üstüne ila-
ve sigorta yaptırmaya yönlendir-
mek” diye konuştu. Dokuz Eylül
Üniversitesi Halk Sağlõğõ Anabilim
Dalõ Öğretim Üyesi Dr. Ata Soyer de,
TÜİK’in sağlõk harcamalarõ raporu-
na göre AKP döneminde cepten sağ-
lõk harcamalarõnõn hem oran olarak,
hem de miktar olarak patlama yaptõ-
ğõnõ gösterdiğini belirtti.
Kamu hastaneleri kapasiteleri üzerinde çalõşõrken, sõra beklemekten yorgun düşen
yurttaşlar özel hastaneleri tercih ediyorlar. Ancak bu tercih binlerce liralõk faturalarõ
beraberinde getiriyor. TÜİK verilerini yorumlayan uzmanlar, AKP’nin uyguladõğõ
politikalarõn yurttaşõn sağlõk için harcadõğõ parayõ 3’e katladõğõnõ belirtiyorlar.
Çocuklar kanseri anlattı
İstanbul Haber Servisi - İstanbul
Lütfi Kõrdar Uluslararasõ Kongre ve
Sergi Sarayõ’nda 3-7 Nisan
tarihlerinde düzenlenen uluslararasõ 5.
APOCP Kongresi (Asian Pacific
Organization for Cancer Prevention -
Asya Pasifik Kanser Önleme
Organizasyonu), kanserli çocuklarõn
hastalõk hakkõnda duygu ve
düşüncelerini ortaya koyduğu iki
sergiye de ev sahipliği yaptõ.
Amerika’da pediatrik hematoloji ve
onkoloji hastasõ çocuklarõn resimlerini
bir araya getiren Tracy’s Kids projesi
ve TC Sağlõk Bakanlõğõ’nõn 81 ilde
ilköğretim öğrencileri arasõnda
düzenlediği “Kanserden
Korunabiliriz” konulu resim
yarõşmasõnda dereceye girenler ile
sergilenmeye layõk görülen çalõşmalar
kongre boyunca gezilebildi.
Hamilelikte çinko eksikliği
İstanbul Haber Servisi -
Hamilelikte çinko eksikliğinin anne ve
bebeğe zarar verebileceği, büyüme ve
gelişimin yavaşlamasõ, ciltte
döküntüler, cinsel gelişimin
gecikmesi, bağõşõklõk sistemi
bozukluklarõ gibi pek çok hastalõğa yol
açabileceği belirtildi. Amerikan
Hastanesi Kadõn Sağlõğõ Ünitesi,
Kadõn Hastalõklarõ ve Doğum Uzmanõ
Dr. Senai Aksoy, “Proteinlerin ve
hücre zarõnõn yapõsõnda yer alan
minerallerden biri olan çinko, eksik
olduğu durumlarda proteinlerin
dengelenmesini sağlayan hücrenin
işlevinin bozulmasõna ve oksidasyon
denen hasar veren durumlara karşõ
hassas hale gelmesine sebep olur.
Çinko genlerin sorumlu olduğu
proteinleri üretmesi üzerinde de
etkilidir” dedi.
Tıbbın gizemli tarihi
İstanbul Haber Servisi - Bilim
tarihi konusundaki araştõrmalarõyla
tanõnan Prof. Dr. Zeki Tez, bu kez
buluşlarla hayatõmõzõ kökten değiştiren
tõbbõn tarihine õşõk tutuyor. Hayy
Kitap’tan yayõmlanan “Tõbbõn Gizemli
Tarihi” adlõ kitapta ilk kan nakli, ilk
sezaryen, ilk sünnet gibi bilgilerin yanõ
sõra ortaçağõn berber-cerrahlarõ, iki
yüzyõl öncesinin ‘idrar tadarak’ teşhis
koyan hekimleri, akõl hastalarõnõ
ölüme terk eden Avrupa, psikiyatrinin
temellerini atan Doğu, narkozu
keşfeden Müslüman hekimler gibi çok
sayõda bilgi yer alõyor.
Gıdalar içerik kaybediyor
İstanbul Haber Servisi -
Uzmanlar, yapõlan araştõrmalarõn son
60 yõl boyunca temel gõda
maddelerinin karakteri, yetiştirme
metodu, hazõrlanõşõ, kaynağõ ve
sunumunun değiştiğini, temel element
ve besin içeriklerinin ciddi şekilde
azaldõğõnõ belirttiler. Farmakognozi ve
Fitoterapi Derneği üyesi Dr. Özgür
Göknel, dünyanõn en önemli sağlõk ve
besin makalelerinin yayõmlandõğõ
dergilerden birinde yayõmlanan
araştõrmaya göre 1940 - 2002 yõllarõ
arasõnda, 62 yõl içinde sebze, meyve,
et, peynir ve süt ürünlerindeki mineral
değerlerinin yaklaşõk yüzde 30
azaldõğõnõn tespit edildiğini
anõmsatarak, içeriği dengelenmiş
bitkisel besin takviyelerinin
alõnabileceğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı’ndan Beklentimiz
İstanbul Haber Servisi - Sağlõk
meslek örgütleri, Kamu Hastane
Birlikleri Yasa Tasarõsõ’na karşõ
dün oylama başlattõ. Haydarpaşa
Numune Eğitim ve Araştõrma Has-
tanesi’nde dün açõlan ve İstan-
bul’daki diğer kamu hastanelerinde
konulacak referandum sandõklarõn-
da, yurttaşlarõn ve sağlõk çalõşanla-
rõnõn oylama yapmasõ çağrõsõnda
bulunan sağlõk örgütleri, “Herkese
eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir,
kamusal sağlık sistemi, iş güven-
celi, kadrolu istihdam mümkün-
dür. Herkesi sağlık ve güvenceli
gelecek için birleşik mücadeleye
çağırıyoruz” dediler.
Haydarpaşa Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi Acil Servisi önünde dün
bir araya gelen İstanbul Tabip Oda-
sõ, İstanbul Eczacõ Odasõ, İstanbul
Diş Hekimleri Odasõ, İstanbul Ve-
teriner Hekimler Odasõ, Devrimci
Sağlõk İşçileri Sendikasõ, Sağlõk ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ
(SES) üyeleri ile çok sayõda hekim
ve sağlõk çalõşanõ, Kamu Hastane
Birlikleri Yasa tasarõsõnõn geri çe-
kilmesi gerektiğini belirttiler.
İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ
Prof. Dr. Özdemir Aktan, “Yüzde
25’inin yoksulluk sınırının altın-
da olduğu bir ülkede, gelin hep
birlikte tasarıya hayır diyelim.
Duyarlı olan tüm yurttaşları ve
sağlık çalışanlarını ‘yasaya hayõr’
oyu kullanmaya bekliyoruz” de-
di. SES Anadolu Yakasõ Şube yö-
neticisi Naciye Erdoğan ise, “Ta-
sarı ile sağlık hakkının gasp edi-
lerek sermayeye yeni rant akta-
rılacağını biliyoruz” diye konuştu.
Açõklamalarõn ardõndan Prof. Dr.
Aktan ile İstanbul Tabip Odasõ Ge-
nel Sekreteri Dr. Hüseyin Demir-
dizen, sandõğõn başõna geçerek “ha-
yır” oyu kullandõlar.
Konuya ilişkin gazetemize de-
ğerlendirme yapan CHP Ankara
Milletvekili ve TBMM Sağlõk, Ai-
le, Çalõşma ve Sosyal İşler Komis-
yonu üyesi Tekin Bingöl de, sağlõ-
ğõn herkes için doğuştan bir hak ol-
duğunu, bu nedenle sağlõk kuruluş-
larõnõn kâr amacõyla çalõştõrõlama-
yacağõnõ, bir ticarethane olarak ni-
telendirilemeyeceğini vurguladõ.
“Sağlık, herkes için eşit koşullar-
da verilmesi gereken bir hak ol-
duğu için sağlık hizmetlerinin
devlet eliyle verilmesi zorunlulu-
ğu vardır. Sosyal devlet ilkesini
anayasasına işlemiş olan bir dev-
let için bu zorunluluktur” diyen
Bingöl, tasarõya göre, hastanelerin
yönetim kurullarõnda 2 hekim dõ-
şõnda, ticaret odasõ gibi kuruluşlar-
dan kişilerin bulunacak olmasõnõn,
tasarõnõn, hastaneleri kâr mantõğõ ile
işletme amacõnõ güden özünü orta-
ya koyduğunu anlattõ.
AKP’nin Sağlõkta Dönüşüm Prog-
ramõ’nõn (SDP) iflas ettiğini ve bu
nedenle bugün sağlõk alanõnda her
yerde sorunlar yaşandõğõna işaret
eden Tekin Bingöl, üniversitelerin
ve kamu hastanelerinin zarar ettiğini,
52 milyar TL’lik bütçe açõğõnõn 37
milyarõnõn sağlõk açõğõ olduğunu
vurguladõ.
Sağlõkmeslekörgütleri,KamuHastaneBirlikleriYasaTasarõsõ’nakarşõoylamabaşlattõ
Hastanelerde referandum
Sandıklar 9 Ni-
san Cuma gü-
nüne dek has-
tane bahçele-
rinde kalacak.
Daha sonra
açılacak san-
dıklardan çıka-
cak sonuç ka-
muoyuyla pay-
laşılacak.
(Fotoğraf:
SİBEL
BAHÇETEPE)
‘Özellere ceza yağdırdık’
İstanbul Haber Servisi - Sosyal
Güvenlik Kurumu İstanbul İl Mü-
dürü Mustafa Kuruca, SGK’ye
gelen şikâyetlerin yüzde 80-90’õnõn
konusunun özel hastanelerdeki fark
ücretleri olduğunu söyledi. 2009 yõ-
lõnda, fark ücreti nedeniyle İstanbul
ve Trakya’daki bütün özel hasta-
nelerin ceza aldõğõnõ ifade eden
Kuruca, özel hastanelerin yüzde
70’ten fazla fark ücreti alamayaca-
ğõnõn altõnõ çizdi. Kuruca, özel has-
tanelerde acile giden yurttaşlardan
herhangi bir ücret alõnamayacağõnõ,
sosyal güvencesi olan yurttaşlardan
da yoğun bakõm ve kanser tedavi-
lerinde ücret alõnmayacağõnõ vur-
guladõ.
SGK İl Müdürlüğü’ne yapõlan
şikâyet sayõsõnõn ayda 150 ile 250
arasõnda değiştiğini ifade eden Mus-
tafa Kuruca, halkõ bilgilendirici bir
yayõn olmasõ durumunda bu şikâ-
yetlerin 500’e kadar çõkabildiğini ifa-
de etti.
Mustafa Kuruca, özel hastane-
lerde hastalara gereksiz tetkik ya-
põldõğõnõ ya da SGK’ye fatura edi-
lirken yapõlmõş gibi gösterildiğini an-
latarak, yurttaşlarõn özel hastanelerde
fazla ücret ödediklerini düşündük-
leri zaman fatura ile kendilerine şi-
kâyette bulunabileceğini belirtti.Mustafa Kuruca.
SGK İl Müdürü Kuruca, fark ücreti şikâyetlerini takip ettiklerini söyledi: