Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 2010 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Zor Günlerde:
Tahlisiye Sandalı (II)
Gemi batmıştı.
Tahlisiye sandalında 9 kişi Atlantik’te
kurtulmayı bekliyordu.
Beşinci günde gergin sinirler işaretlerini
vermeye başladı.
Sinirli bir yolcu gemi subayına sordu:
- Kaptan, gemimiz neden battı?
Gemi subayı öfkeyle yanıtladı:
- Ben bilemem. Koşullar. Tahkikat
sonucunda anlaşılır.
Bir başka yolcu söze karıştı:
- Ben sigortacıyım. Bu batma işi hiç ortaya
çıkmaz. Bir şey uydururlar.
Gemi subayı terslendi:
- Biz burdan kurtulmaya bakalım. Boş yere
nefes tüketmeyelim.
Lostromo arkada yanındaki yolcuya fısıldadı:
- Gemileri subaylar batırır, ceremeyi bizler
çekeriz.
Üç yolcunun ateşi yükselmişti.
Soğuk hava koşulları hastalıklara yol
açıyordu.
İki yolcu arkada fısıldaşıyordu:
- Bu subaylar gemiyi batırdılar, bu da bizim
sandalı yanlış yöne mi götürüyor?
Lostromo kaptana seslendi:
- Kaptan, yönümüz doğru mu acaba? Rüzgâr
ters esiyor da.
Kaptan iyice sinirlenmişti.
İşler iyi gitmiyordu.
Sekizinci gün kavga patladı.
Bir yolcu şişman bankacıyı gece yemek
çalmakla suçladı.
Şişman yolcu suçlayana saldırdı.
İkisi itişirken kenardaki yolcu suya düştü.
Köpekbalıkları saldırdılar, kimse bir şey
yapamadan düşen yolcu gitti.
Kaptan öfkeyle bağırdı:
- Bırakın bu saçmalıkları, çocuk gibisiniz.
Arkadaki sessiz yolcu kaptana patladı:
- Gemiyi batırdınız, şimdi de bizi felakete
götürüyorsunuz.
- Ben mi sizi felakete götürüyorum?
- Evet, sen götürüyorsun. Lostromo da öyle
diyor.
- Ne lostromo mu? Kim o? Ne anlarmış o, bu
işlerden?
- Yapma kaptan, artık gemide değiliz, sen de
gemi subayı değilsin burada?
- Kes sesini aptal. Üç kuruşluk aklınla.
Lostromo öfkeyle ayağa kalktı:
- Hep sizin yüzünüzden, gemiyi batırdınız,
şimdi de bizi batırıyorsunuz.
Bir yolcu daha ayaktaydı:
- Benim karım senin arkadaşın yüzünden
başka filikaya bindi.
Gemi subayı artık çileden çıkmıştı:
- Sen mi? Senin karın mı? Ne seni tanırım ne
karını, siz kimsiniz be?
Ortalık iyice kararmıştı.
Üst üste iki el silah sesi duyuldu.
Kim kimi vurmuştu, belli değildi.
Gece ansızın geliverdi.
Bundan sonra olanlar belli olmadı...
Kazadan yirmi gün sonraydı.
Geçen bir geminin gözcüsü geminin kaptan
köşküne rapor verdi:
‘Açıkta bir sandal var’.
Geminin motorları durduruldu. Suya bir
motor indirildi.
Geminin kaptanı, 2. kaptanı yirmi gün önceki
kazayı duymuşlardı.
Giden motor geri döndü.
Görevli subay kaptan köşküne çıktı:
- Kaptanım. Sandal batan geminin sandalı.
Kaptan heyecanla sordu:
- İçindekileri aldınız değil mi?
- Sandalda kimse yoktu kaptanım.
- Nasıl kimse yoktu?
- Sandal boştu.
- Yiyecekleri mi bitmiş?
- Hayır efendim, on günlük yiyecekleri ve
suları varmış.
- Ne olmuş peki?
- Bilmiyoruz. Boş kovanlar vardı, biraz da
kan. Raporunu yazdık.
Kaptan durdu:
- Yazık, dedi. Birbirlerine güvenlerini
kaybetmişler.
İkinci kaptan: “Ya sevgileri?”
Kaptan “Güven olmadan sevgi de olmaz!”
dedi.
Gemi yoluna devam etti.
[email protected]
Azerbaycan Sivil Toplum Kuruluşlarõndan Sorumlu Konsey Başkanõ Guliyev’den değerlendirme
‘Protokoller zaten ölmüştü’
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Azerbaycan Sivil
Toplum Kuruluşlarõndan Sorumlu
Konsey Başkanõ ve Milletvekili
Azay Guliyev, Erivan yönetiminin
Türkiye ile Ermenistan arasõnda
normalleşmeyi öngören protokol-
lerin onay sürecini dondurma kararõ
almasõndan birkaç gün önce Cum-
hurbaşkanõ Serj Sarkisyan’õn Mos-
kova’yõ ziyaret ettiğine dikkate
çekerek “Ben öyle düşünürüm ki,
böyle bir karar alınması da te-
sadüf değildir. Bu da Mosko-
va’nın bir talebiydi” dedi.
24 Nisan sözde soykõrõmõ anma gü-
nü öncesinde Türkiye’ye destek ver-
mek ve aynõ zamanda “Fotoğraflarla
Azerbaycan’da Ermeni Mezalimi”
sergisinin açõlõşõ nedeniyle İzmir’e ge-
len Guliyev, Erivan yönetiminin pro-
tokollerin onay sürecini dondurma ka-
rarõnõ Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Sözlerine, “Bu protokoller zaten ya-
rı can (yarı ölü) doğmuştu. Bu ne-
denle, protokollerin yaşama geç-
mesi çok zor görünüyordu” şek-
linde başlayan Guliyev, Ermenistan
Anayasa Mahkemesi’nin daha son-
raki gerekçeli kararõnõn da bu proto-
kolleri zaten öldürdüğüne vurgu yap-
tõ. Gulilev, Ermenistan, samimi ol-
madõğõna işaret ederek “Ermenistan
herhangi bir görüşmede ya da her-
hangi bir süreçte samimi olma-
mıştır. Aynı zamanda, şimdiye ka-
dar Ermenistan uluslararası hukuk
kurallarına da uymamıştır. BM
Güvenlik Konseyi’nin dört kararı
var, Azeri topraklarının derhal, bir
an önce işgalden azad edilmesi yö-
nünde. Ermenistan bunların hiç-
birine uymamıştır. Şimdiki proto-
kollerin uygulanmasını da yap-
mayacaktı zaten” diye konuştu.
‘Moskova’nın talebi’
Ermenistan’õn hiçbir zaman ba-
ğõmsõz politika yürütmediğini belir-
ten Guliyev, “Onun bir ağabeyi
var, patronu var. O da Rusya.
Rusya ne yap dediyse onu yapar.
Ben öyle düşünürüm ki, Ermenis-
tan Cumhurbaşkanı Serj Sarkis-
yan’ın birkaç gün önce Mosko-
va’yı ziyaret etmesinin ardından
böyle bir karar alınması da tesadüf
değildir. Bu da Moskova’nın bir ta-
lebiydi” görüşünü dile getirdi.
Guliyev, sonunda bütün sorumlu-
luğun Ermenistan’õn üzerinde kalmasõ
gerektiğine belirterek şunlarõ söyle-
di: “Bu protokolleri teşvik eden
Türkiye’nin, ABD’nin Fransa’nın
ve AB’nin sorumluluğu Ermenis-
tan’ın üzerine vermesi gerekir.”
OBAMA’NIN MESAJINA MUHALEFETTEN TEPKİ GELDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ABD Başkanõ Barack
Obama’nõn Ermeni soykõrõm id-
dialarõnõn yõldönümü dolayõsõyla
yayõmladõğõ mesaja MHP Genel
Başkanõ Devlet Bahçeli’den tep-
ki geldi. Bahçeli, “ABD Başka-
nı’nın ecdadımızı soykırımcı ola-
rak suçlamayı sürdürdüğü ve
Türk milletine yönelik olumsuz
bakışını devam ettirdiği anlaşıl-
maktadır. Kelimelerle oynama-
sı bu durumu değiştirmemekte,
Türk milletine yönelik suçla-
malarında ısrarlı olduğu bir kez
daha ortaya çıkmaktadır” dedi.
Bahçeli, ABD başkanlarõ tara-
fõndan Türk milletine saygõsõzlõk ve
iftira anlamõna gelen açõklamala-
rõnõn bu yõl da yapõldõğõna dikkat
çekti. Soykõrõm suçlamasõnõn hiç-
bir şart altõnda kabul edilemeye-
ceğini belirten Bahçeli, “Bu açık-
lamada, ‘soykõrõm’ kelimesi ye-
rine büyük felaket ibaresi kul-
lanıldığı gerekçesiyle Obama’nın
ülkemizi dikkate aldığına dair
garabet bir sonuç çıkarmak ise
ancak AKP kadrolarının sakla-
nacağı bahane olacaktır” dedi.
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Onur Öymen de Obama’nõn me-
sajõnda, “büyük felaket” lafõnõn
Ermenicesini kullandõğõnõ ve bunun
da “soykırım” anlamõna geldiğini
belirterek “O nedenle konuşma-
sında sevinilecek bir taraf yok.
Bu, bizim kabul edemeyeceğimiz
bir şeydir” dedi.
Azay Guliyev, “Böyle bir
karar alõnmasõ da tesadüf
değildir. Bu da Moskova’nõn
bir talebiydi” dedi.
CHP lideri Deniz Baykal, AKP’nin Yüce Divan’dan kaçmaya çalõştõğõnõ söyledi
‘AKP, RTE anayasası yapıyor’
TARKAN TEMUR
CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal, “Bizim anayasamız TC
Anayasası’dır. Şimdi AKP, RTE
Anayasa’sı yapıyor. Biz 12 Ey-
lül Anayasası’nı değiştirmek ve
Türkiye’yi kurtarmak istiyoruz
ama 12 Eylül Anayasası yerine
RTE Anayasası da gelsin iste-
miyoruz” dedi.
Baykal, dün Yakacõk Meyda-
nõ’nda düzenlenen Kartal Beledi-
yesi Tapu Dağõtõm Töreni’nde
yaptõğõ konuşmada, AKP’nin kent-
sel dönüşüm projelerinin rant ama-
cõ taşõdõğõnõ söyledi. Kentin yeni-
lenmesi gerektiğini, ancak bu dö-
nüşüm yapõlõrken yurttaşlarõn mağ-
dur edilmemesi gerektiğini belir-
ten Baykal, “O alanlarda 40 yıl
yaşamış insanların var, şimdi
oralar değer kazandı diye yaşa-
yanların hukuki zafiyetleri kul-
lanılıyor. Bu alanlar kentsel dö-
nüşüm adı altında yandaşlara
veriliyor” diye konuştu.
Anayasa değişikliğinin gerçek-
leşmesi halinde Anayasa Mahke-
mesi’nin üyelerinin bir bölümünü
TBMM’nin ve diğerlerini de Cum-
hurbaşkanõ’nõn atayacağõnõ belirten
Baykal, AKP’nin amacõnõn da Yü-
ce Divan’da yargõlanmalarõnõn önü-
nü kapatmak olduğunu söyledi.
‘CHP’yi susturamıyorlar’
CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal, “Herkesi korkutarak sustu-
ruyorlar ama CHP’yi sustura-
mıyorlar. Başbakan hesabı yap-
maya başladı. Yol gözüktü. Abbas
yolcudur yolcu. Bunu Başbakan
da görmeye başladı. Başbakan
Yüce Divan’a yani Anayasa Mah-
kemesi’ne gidecek, bunun için
de Anayasa Mahkemesi’nin de-
ğiştirilmesini istiyor. Anayasa de-
ğişecekmiş, hadi canım sende,
sen paçayı kurtarmaya çalışı-
yorsun” dedi.
Anayasa değişikliğinde halka 30
soru sorulacağõnõ ve maddelerin tü-
müne “evet” ya da “hayır” ceva-
bõ isteneceğini söyleyen Deniz
Baykal, “Sen Meclis’te teker te-
ker oylattın. Milletin vekili ya-
parken teker teker oyluyor da
milletin aslı niye teker teker oy-
lamıyor da toptan oylatmaya ça-
lışıyorsun. Bunlar yanlış işler. Bu
anayasa değişikliği, korku deği-
şikliğidir. Yargılanma korku-
sundan kaynaklanan bir telaşın
değişikliğidir” dedi.
Kartal Belediyesi Ekolojik Paza-
rõ’nõ gezdikten sonra gazetecilerin
sorularõnõ yanõtlayan Baykal, ABD
Başkanõ Obama’nõn 24 Nisan ko-
nuşmasõna Başbakan Erdoğan’õn
“Türkiye’nin hassasiyetlerine gö-
re kaleme alınmış” yorumu yap-
masõna da tepki gösterdi.
CHP lideri Deniz Baykal, “Baş-
bakan Erdoğan’ın böyle bir
haksızlık karşısında siyasi kay-
gılarla, Türkiye’ye yapılmış
haksızlığı görmezlikten gelme-
si, Başbakan’ın kendisini Tür-
kiye’yi dünyaya karşı savunma
yükümlülüğünden azade kıldı-
ğının ifadesidir” dedi.
Baykal, anayasa değişikliğinin
amacõnõn demokratikleşme de-
ğil, iktidardan düşme endişesi ta-
şõyan hükümetin Yüce Divan’da
yargõlanma korkusuna karşõ
önlem olduğunu belirtti.
Öğrenciler SBS’nin
kaldırılmasını istedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İlköğre-
time devam eden öğrenciler, Seviye Belirleme
Sõnavõ’nõn (SBS) kaldõrõlmasõnõ istiyor.
Türk Eğitim-Sen, öğrencilerin gözüyle
SBS’yi değerlendirmek, sõnavdan nasõl etki-
lendiklerini ortaya koymak amacõyla bir anket
yaptõ. Gazi Üniversitesi Sosyoloji Bölü-
mü’nün uyguladõğõ ankete Ankara, İstanbul,
İzmir, Antalya, Kayseri ve Şanlõurfa’dan ilk-
öğretim 6., 7. ve 8. sõnõfa devam eden 700 öğ-
renci katõldõ. Çoğunluğu SBS’ye girecek öğ-
rencilerin yanõtladõğõ anket sonuçlarõna göre,
SBS’nin okula devamõ “olumlu yönde” etki-
lediğini düşünen öğrencilerin anket içindeki
oranõ yüzde 64.2 olarak belirlendi.
“SBS hakkındaki düşünceleri” sorulan
öğrencilerin yüzde 47’si “her sene sınava gi-
rilmesinin stres yattığını” ifade etti. Öğrenci-
lerin yüzde 36.2’si SBS’nin “gayet iyi bir sis-
tem” olduğunu, yüzde 4.8’i “öğrencilerin dü-
zeyine uygun bir sistem olmadığını”, yüzde
7.8’i “adil bir sistem olmadığını” belirtti.
DSP Genel Başkanõ Türker, başbakan olmak için genel başkan adayõ olacağõnõ açõkladõ
‘Hiçbir partiyle birleşmeyeceğiz’
İstanbul Haber Servisi - Demo-
kratik Sol Parti (DSP) 8. Olağan İs-
tanbul İl Kongresi’nde halen il baş-
kanõ olan Mustafa Aslan delege oy-
larõnõn çoğunu alarak yeniden İs-
tanbul İl Başkanõ seçildi. DSP Genel
Başkanõ Masum Türker, DSP’nin
bundan sonra hiçbir parti ile birleş-
meyeceğini belirterek “Demokratik
sol düşünce, sol ruh asla ölmeye-
cektir. DSP ülkeyi bataklıktan
kurtaracak tek partidir” dedi. Tür-
ker, DSP’nin kurucusu eski başba-
kanlardan Bülent Ecevit’ten sonra
yeniden partinin iktidara gelmesini is-
tediklerini ve 6 Haziran’da yapõlacak
kurultayda genel başkan adayõ ola-
cağõnõ da açõklayarak “DSP’nin baş-
bakan adayı olmak için genel baş-
kanlığa adayım” diye konuştu.
Kadõköy Caferağa Spor Salo-
nu’nda dün gerçekleştirilen ve İl
Başkanõ Aslan ile Haydar Aktaş ve
Osman Güner’in yarõştõğõ kon-
grede 368 delegeden 283’ü oy kul-
landõ. Seçime liste ile giren Mustafa
Aslan 236 oy alarak yeniden il
başkanlõğõna getirilirken Haydar
Aktaş 21 oy aldõ. Genel kurulda tek
başõna yarõşan Osman Güner’e ise
2 oy çõktõ. İl yönetimine seçilen
isimler arasõnda Sibel Savacı, mil-
letvekili Hüseyin Mert’in ablasõ
Aylin Açar dikkat çekti.
Kongreye genel başkan yardõmcõ-
larõ Tufan Bural, Bayram Serdar
Savaş, Önder Aksakal ile Genel
Sayman Mecit Şekercioğlu, Genel
Sekreter Yardõmcõsõ Soydal Sılay,
DSP İstanbul Milletvekilleri Ayşe Ja-
le Ağırbaş, Hasan Macit, Hüseyin
Mert, parti meclis üyeleri, ilçe baş-
kanlarõ ile çok sayõda partili katõldõ.
Ecevit’in fotoğraflarõnõn asõlõ ol-
duğu kongre salonunda sõk sõk “Baş-
bakan Türker”, “Ecevitler ölmez,
parti bölünmez” sloganlarõ atõldõ.
Açõlõş konuşmasõnõ yapan DSP İs-
tanbul İstanbul İl Başkanõ Aslan,
“AKP Türkiye’nin başına gelmiş
en büyük felakettir, ülkeyi bu fe-
laketten DSP kurtaracaktır” dedi.
Kongrenin divan başkanlõğõna seçi-
len Hasan Macit ise Türkiye’de tek
adam yönetimine giden yolun kilo-
metre taşlarõnõn döşendiğini, yasama,
yürütme ve yargõnõn bağõmsõz olmasõ
gerektiğini ancak AKP hükümetinin
yargõyõ ele geçirmek için çalõşmala-
rõnõn olduğunu kaydetti. “Ecevitler
ölmez, DSP elbette bölünmez, çök-
mez elbette, hepiniz birer Ecevit-
siniz” diye konuşmasõna başlayan
Türker’ “DSP’yi bölmeye çalıştılar.
Şimdi dönüp baksınlar 12 Ey-
lül’den sonra kurulmuş en eski, 25
yaşındaki tek parti DSP’dir” dedi.
CHP Genel
Başkanı
Baykal,
Kartal Bele-
diyesi Eko-
lojik Paza-
rı’nı geze-
rek esnafın
sorunlarını
dinledi.
(Fotoğraf:
UĞUR
DEMİR)
Caferağa Spor Salonu’nda dün gerçekleştiri-
len 8. Olağan İstanbul İl Kongresi renkli gö-
rüntülere sahne oldu. (SİBEL BAHÇETEPE)
İstanbul Haber Servisi -
AKP’nin hazõrladõğõ anayasa
değişikliği paketini değerlen-
diren hukukçular, paketin
Türkiye’yi demokratik hu-
kuk devleti anlayõşõndan
uzaklaştõrarak, parti devleti-
ne dönüştüreceği uyarõsõnda
bulundu. AKP’nin amacõnõn
“yargıda parti patronajı”
yaratmak olduğunun altõnõ
çizen hukukçular,“Paketle
Türkiye önce 3. Meşrutiyet
dönemine ardından da baş-
kanlık sistemi adı altında
imparatorluğa gider” dedi.
Üsküdar Demokrasiyi
Güçlendirme Birliği Platfor-
mu’nca dün Altunizade’deki
Petrol-İş Sendikasõ Genel
Merkezi’nde düzenlenen
“Anayasa değişikliği bilgi-
lendirme paneli”nde konu-
şan Galatasaray Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Ümit Koca-
sakal, anayasa değişikliği
paketinin Türkiye’yi geriye
götüreceğini ifade ederek,
“Kabul edilen anayasa da
dikta anayasası olur” uyarõ-
sõnda bulundu. Anayasanõn
bir siyasi partinin ihtiyaçlarõ
doğrultusunda hazõrlanmasõ-
nõ da eleştiren Kocasakal,
“Bu paket AKP’nin yargı
hazımsızlığını giderme,
yargıyı yeme anayasasıdır”
dedi. Galatasaray Üniversite-
si Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Korkut Kanadoğlu,
AKP’nin demokrasi ve yargõ
bağõmsõzlõğõ adõna yapmak
istediği değişikliklerin dün-
yanõn hiçbir demokratik ül-
kesinde bulunmadõğõna dik-
kat çekti. Kanadoğlu, paketin
AKP’nin “Kapatma dava-
sından nasıl kurtulurum,
otoriter devlet yapısını na-
sıl kurarım, yargıyı nasıl
etki altına alırım” sorularõ-
na yanõt bulduğunu söyledi.
Avukat Ceyhan Mumcu,
paketin yürürlüğe girmesi
durumunda Türkiye’nin bir
parti devletine dönüşeceğini
belirterek, amaçlananõn hu-
kuk dõşõlõklara meşruiyet ka-
zandõrmak olduğunu söyledi.
İstanbul Haber Servisi -
Eski YARSAV Başkanõ
Ömer Faruk Eminağaoğlu,
AKP tarafõndan gündeme
getirilen ve TBMM’de gö-
rüşmeleri süren anayasa de-
ğişikliğini eleştirerek, “Öz-
gürleşmenin, demokratik-
leşmenin tersine sivil darbe
yapılıyor” dedi. Gazeteci
Tuncay Mollaveisoğlu da
“Yargıya ve TSK’ye karşı
yürütülen operasyonun ar-
kasında yolsuzluk ekono-
misinin aklanması yatıyor”
ifadesini kullandõ.
Milli Birlik Hareketi tara-
fõndan Taksim Hill Otel’de
düzenlenen panele konuşma-
cõ olarak katõlan Eminağaoğ-
lu, Anayasa teklifinin hükü-
met tarafõndan hazõrlanama-
yacağõnõ belirterek, “Bugün
ortaya çıkan anayasa AKP
anayasası olmuştur. Bu
anayasa taslağı bir asker
tarafından hazırlansa ya
da elinde yakalansa askeri
darbe girişimi olarak ad-
landırılır” dedi.
Gazeteci Mollaveisoğlu
ise tarikatçõ sermaye ile kü-
resel sermayenin işbirliği
içinde olduklarõnõ söyledi.
‘Paket 3.
Meşrutiyet’e
götürür’
EMİNAĞAOĞLU
‘Sivil
darbe
yapılıyor’
DOÇ. KOCASAKAL
TÜRK EĞİTİM-SEN ANKETİ