Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
26 NİSAN 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
‘USA’ Osmanlısı!
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun ilk adımının atıldığı
23 Nisan 1920’den tam 90 yıl sonra, nitelik değiştiriyor;
USA Osmanlısı oluyor.
Önce İngilizce başlık için bağışlayın. Ancak ülke
siyasetinin gidişi bu nitelendirmeyi fazlasıyla hak ediyor.
Başbakan Erdoğan, geçen hafta USA ya da ABD
demokrasisine övgüler düzdükten sonra, ülkemizin de
başkanlık sistemine geçebileceğini öne sürdü. Siyasetin
anayasa değişiklikleriyle uğraştığı günlerde, başkanlık
açılımı önemli bir gündem oluşturuyor. Aslında, yargı
bağımsızlığını tamamıyla ortadan kaldırmakta olan
anayasa değişiklikleri, daha sonra yapılacak, yine
Başbakan’ın deyimiyle kapsamlı anayasa değişikliği ile
tamamlanacak ve toplum başkanlık sistemine
kavuşacaktır!
Başkanlık sistemine geçiş önermesi yeni değil; son 30
yıl boyunca devamlı olarak siyasal tartışmaların konusu
oluyor. Ancak bu kez konu öncekilere göre düşünce,
kadrolaşma ve kurumlaşma altyapısı oluşmuş bir
biçimde gündeme getiriliyor. Bu nedenle de doğru ve
gerçekçi bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor.
İlke olarak bir ülkenin yasal, kurumsal ve toplumsal
gelişmelerinin ürünü olan siyasal yapıların bir başka
topluma uyarlanması ya da aşılanması hiçbir zaman çıkış
yerindeki sonucu vermiyor. USA örneği özelinde bu
genel ilke çok daha büyük bir geçerlilik kazanıyor.
ABD, kıtanın keşfinden yaklaşık 200 yüzyıl sonra
kurulmuştur. USA Anayasası 1787 tarihlidir; sonrasında
da çoğu hak ve özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla
olmak üzere bugüne dek yalnızca 23 kez değiştirilmiştir.
USA siyasal yapısı kurumlara ve bunların işleyişiyle
ilgili kurallara bağlanmış denetim ve dengelere dayanır.
USA siyaset sisteminin güçlü kurumu Senato’dur ve her
eyalet Senato’da iki üyeyle temsil edilir. Bu olgu,
özellikle kaynak kullanımlarında ya da bütçe
ödeneklerinde eyaletlerin federal yapı içinde eşitliğini
sağlar. Parlamentonun ikinci kanadı olan Temsilciler
Meclisi’nin üyeleri her iki yılda bir; eyaletlerin nüfusuna
göre ve dar bölge yöntemiyle seçilir. Çok daha önemlisi,
ne Senato ne de Temsilciler Meclisi adaylarını siyasi
partilerin genel başkanları saptamaz; böyle bir şey
kimsenin aklına gelmez; gelemez. Her bir senatör ve
meclis üyesi yalnızca, evet yalnızca seçmenine karşı
sorumludur.
Her eyaletin yasama organı vardır; her eyalet kendi
eğitim düzenini oluşturur ve polis gücünü kurar; valiler
seçimle işbaşına gelir.
USA kapitalist üretim biçiminin kendine özgü
ürünüdür; kapitalizmin geçirdiği tüm evrimleri
özümseyen, içselleştiren ve daha da önemlisi kendisi
üreten bir devlettir.
Türkiye bağlamında üç nokta tartışılmalıdır.
Birincisi, bizimkiler USA derken aslında Osmanlı’yı
esas aldıklarını saklamıyor. İktidarlarında Cumhuriyetin
kuruluş değerlerini devamlı aşındırıyor ve Osmanlı
özlemlerini İslam ağırlıklı bir anlayışa oturtuyorlar.
Oysa Osmanlı kapitalizm öncesinin kendine özgü bir
devlet düzenidir. Ayrıca Osmanlı’nın İslamcı özelliği de
AKP “düşünürleri” tarafından bu topluma dayatıldığı
kadar ağırlıklı değildir.
İkincisi, AKP ile ilgili eleştiri ve değerlendirmeler kişiye
ya da birkaç kişiye bağlanıyor. Büyük bir yanlış yapılıyor.
Çünkü AKP, ülkenin İslamcılaşmasının siyasal
hareketidir. Konumları ne olursa olsun, kişiler bu
hareketin içinde kendilerine biçilen işlevi yerine getirir;
gerekirse geri çekilir, yerini bir başkasına bırakır; A gider,
B gelir. Başbakan’ın başkanlık sistemi isteğine onun
bireysel özlemleri gözlüğünden bakmak yanıltıcıdır.
Başkanlık sistemi isteği, çok daha önemli olarak ve asıl
İslamcı siyasi hareketin -ve doğal olarak toplumun-
geleceği açısından değerlendirilirse çok daha doğru
olur.
Üçüncüsü, günümüzde bir siyasal yapıyı almak ve
Türkiye gibi bir yapıya uyarlamak, yeni bir cep telefonu
satın almaya benzemez. Tarihsel, toplumsal, ekonomik
ve kurumsal yapıların yenilenmesi kendi iç dinamikleri ve
devingenlikleriyle olduğunda sağlıklı sonuçlar verebilir.
Bu nedenle tamamıyla farklı iklimlerde oluşan bir siyasal
yapıyı Türkiye’ye yerleştirme düşüncesinin kendisi
sorunludur.
Sonuç olarak, bu ikiliyi, yani USA ile Osmanlı’yı
eklemleme ve Cumhuriyet’in temeli olan 23 Nisan’ın 90.
yılında bu toplumun önüne koyma, akla gelebilecek,
olabilecek ve onaylanabilecek bir ilkellik değildir! Ama,
oluyor!
Ülkeyi bu noktaya taşıyan siyaseti, bütünüyle, yani
iktidarı ve muhalefetiyle kutlamak gerekiyor. Zaten onlar
da kutluyor!
TC GAZİOSMANAPAŞA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2010/51 Talimat
Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri:
Tapu Kaydõ:
1 Nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ 1. Bodrum kat 1 Nolu dükkan
2 Nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ 1. Bodrum kat 2 Nolu dubleks mesken
3 Nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ zemin kat 3 Nolu mesken
4 nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ zemin kat 4 Nolu mesken
İmar Durumu : (Her taşõnmaz için) Talimat dosyasõnda mevcuttur.
Evsafõ: Satõşa konu taşõnmaz, parselin tamamõ 253 m2 olup bina bodrum+zemin+3 normal kattan oluşmaktadõr.
1 Nolu taşõnmaz: Binanõn köşesinde kalan dükkanõn sõvalõ, badanalõ, kaplamalõ camekanlarõ mevcut olup net kullanõm alanõ 70 m2.
2 Nolu taşõnmaz: Sağ tarafta kalan daire ikinci bodrum kattaki dubleks kõsmõ yerinde arka yoldan müstakil kapõ açõlmak suretiyle depo olarak yapõlmõş olduğu dairenin salon +2
oda, mutfak, banyo, WC’den oluştuğu giriş kapõsõ çelik, pencere pvc doğrama ve demir korkuluklu sõvalõ boyalõ olduğu õslak zeminleri seramik kaplama net kullanõm alanõnõn 70
m2.
3 Nolu taşõnmaz: Zemin katõn sol tarafõnda kalan daire salon +2 oda, mutfak, WC, banyodan ibaret olup giriş kapõsõ çelik, pencereler pvc doğrama, sõvalõ, boyalõ, õslak zeminler
seramik kaplama olup net kullanõm alanõ 70 m2.
4 Nolu taşõnmaz: Zemin katõn sağ tarafõnda kalan daire salon +2 oda, mutfak, WC, banyodan ibaret olup giriş kapõsõ çelik, pencereler pvc doğrama, sõvalõ, boyalõ, õslak zeminler
seramik kaplama olup net kullanõm alanõ 70 m2. Kõymeti : 1 Nolu taşõnmaz = 80.000 TL
2 Nolu taşõnmaz = 70.000 TL
4 Nolu taşõnmaz = 80.000 TL
Satõş şartlarõ:
1-1 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 09.00’dan 09.10’a kadar;
2 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 09.20’den 09.30’a kadar;
3 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 09.40’dan 09.50’a kadar;
4 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 10.00’dan 10.10’a kadar;
Gaziosmanapaşa 2. İcra Müdürlüğü’nde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmalarda tahmin edilen değerin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve
satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartiyle 18.06.2010 günü aynõ yer ve saatlerde ikinci artõrma-
ya çõkarõlacaklardõr. Bu artõrmada da muhammen bedelin %40’õ ile rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok artõrana ihale olunur.
2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõ-
cõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu alõm harcõ ve masraflarõ ile KDV alõcõya aittir. Tapu satõm harcõ ve birikmiş vergiler
satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim masraflarõ alõcõya aittir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemi-
ze bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklan tapu sicil ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr.
4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan ve %10 faizden
alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir.
5- Şartnarne, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
6- Satõşõ iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda numarasõ yazõlõ dosya numarasõyla müdürlü-
ğümüze başvurmalarõ, tebliğ edilemeyen alakadarlara bu ilanõn tebliğ yerine geçeceği ilân olunur.31.03.2010
(İİK m.126)
(*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir.
NOT: Satõş ilanõ ilgililere tebliğe gönderilmiş olup adreste tebligat yapõlamamasõ halinde satõş ilanõnõn tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.01.04.2010
Basõn: 27702
Dünya Bankasõ-IMF ortak raporu: Harcamalarda kesinti Türkiye’nin gelecekteki refahõnõ tehlikeye atõyor
Çocuklarõnboğazõndankõstõk
Gıda, sağlık ve eğitimden kesinti yapıldı: Türkiye’de en
yoksullarõn yüzde 75’i çocuklarõnõn gõda harcamalarõnda kesinti
yaptõ, yüzde 29’u sağlõkta, yüzde 14’ü eğitimde kesintiye gitti.
53 milyon aşırı yoksul olacak: Kriz nedeniyle 53 milyon insan daha
2015 yõlõna kadar aşõrõ yoksul olacak. Kriz ayrõca gelişmekte olan
ülkelerde yoksulluğun azaltõlmasõ adõmlarõnõ yavaşlattõ.
Ekonomi Servisi - Dünya
Bankasõ ve IMF’nin insani kal-
kõnma sorunlarõna değinen 2010
Küresel İzleme Raporu’na göre
krizden etkilenen hane halklarõ-
nõn harcama kesintileri, Türki-
ye’nin gelecekteki refahõ tehlike-
ye atacak. Rapora göre Türki-
ye’de en yoksul hane halklarõnõn
yüzde 75’i çocuklarõnõn gõda har-
camalarõnda kesinti yaptõ.
Dünya Bankasõ ve IMF’nin or-
tak “Krizden Sonra Binyıl Kal-
kınma Hedefleri” başlõklõ 2010
Küresel İzleme Raporunu (Global
Monitoring Report) yayõmlandõ.
Gelirde kayıp
Raporda zaten var olan sorun-
larõn küresel ekonomik krizle bir-
leştiği, 13 ülkede yapõlan bir yok-
sulluk gözlem araştõrmasõna göre
Orta Afrika ve Gana gibi ülkeler-
de ana babalarõn çocuklarõnõ
okuldan almaya zorlandõğõ, diğer
ülkelerde de çocuklarõnõn okul
ücretlerini ödemede güçlükle kar-
şõlaştõğõ belirtildi. Türkiye’de en
yoksul hane halklarõ, ücret ve
kendi işvereni olanlarõn serbest
meslek gelirlerinde en büyük ka-
yõplarõ yaşadõ. En yoksul yüzde
20’lik kesimin yaklaşõk yüzde
91’i gelir kaybõna uğrarken en
zengin yüzde 20’lik kesim de bir
miktar gelir kaybõ gördü.
Orta sınıf zorda
Sosyal güvenlik ağõ en yoksul
ailelerin sadece yüzde 20’sini
kapsadõ, eldeki varlõklarõn satõşõ-
nõ, tasarruflarõn harcanmasõnõ ve
destek için başka gayri resmi
kaynaklar bulunmasõnõ zorunlu
kõldõ. En yoksul ailelerin yüzde
75’i çocuklarõnõn gõda harcamala-
rõnda kesinti yaptõ, yüzde 29’u
sağlõkta, yüzde 14’ü de eğitimde
kesintiye gitti. Orta sõnõf hane
halklarõ dahi özellikle eğitim har-
camalarõnõ kõstõ.
TEMİZ GİYSİYE ULAŞMAK HAYAL
Raporda Sırbistan’da Roman
çocuklar temiz giysi ve sabun
yetersizliğinden okulları terk etti.
Filipinler ve Kamboçya’da yoksul hane
halkları çocuklarının okula devamını
sağlamak için gelir şokları karşısında
genel tüketim harcamalarında kesintiye
gittiklerini bildirdi. Ermenistan’da
hane halkları içinde gıda tüketimi
yüzde 41, sağlık harcamaları yüzde 47
düştü. Gıda tüketimlerini azaltması
gelirle ters orantılı oldu, en zenginler
gıda tüketimlerini yüzde 20, en yoksul
yüzde 20 ise yüzde 55’ten fazla
azaltmaya yöneldi. Karadağ’da ise
işsizlik rakamları, kesintilerin hane
halklarının yaklaşık dörtte birini
etkilediğini ortaya çıkardı. Sosyal
güvenlik ağı hane halklarının sadece
en yoksul yüzde 20’sini kapsıyor,
ücretler dibe vurup ‘gayri resmi
sosyal güvenlik ağı’ (aile dayanışması)
çökerken, gayri resmi özel transferler
de yok oldu. Ailelerin yüzde 9’u sağlık
muayenelerinden vazgeçti, yoksul
kesimde ise doktor muayenelerini
bırakanların oranı yüzde
25 oldu.
Rapor dünyadaki duruma değinirken
de “Küresel ekonomik kriz geliş-
mekte olan ülkelerde yoksulluğun
azaltılması adımlarını yavaşlattı ve
Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne iler-
lemeyi engelledi. Kriz nedeniyle 53
milyon insan daha 2015 yılına kadar
aşırı yoksul olacak” saptamasõnõ yap-
tõ. Buna göre aşõrõ yoksul sayõsõ beş yõl
sonra 920 milyona ulaşacak.
Raporda TEPAV, UNICEF ve Dün-
ya Bankasõ’õn 2009’da yaptõğõ Türki-
ye Refah Gözlem Anketi’nden alõnan
bölümünde şu sonuçlara yer verildi:
? Yanõt veren ailelerin yüzde 73’ü
kriz nedeniyle daha ucuz gõdalara yö-
neldiklerini belirtti.
? Yurttaşlarõn yüzde 65’i gõda dõşõ
ürünlerde daha ucuza yöneldi.
? Yüzde 53 gõda tüketimini azalttõ.
? Yanõt verenlerin yüzde 49’u ar-
kadaşlarõyla daha az görüşmeye baş-
ladõ.
? Yüzde 48’i gõda dõşõ ürün almayõ
kesti.
? Yanõt verenlerin yüzde 31’i ulaşõm
türünü değiştirdi.
? Yüzde 30’u bilgi-iletişim hiz-
metlerinden daha az yararlanmaya
başladõ.
? Ankete karşõlõk verenlerden yüz-
de 26’sõ önleyici sağlõk hizmetleri iti-
barõyla doktor kontrollerini azalttõ.
? Yüzde 21’i sağlõk hizmetle-
rinden eskisine oranla daha az
yararlanmaya başladõ.
? Ankete yanõt veren ha-
ne halklarõndan yüzde 10’u
ise aile içinde dil, bilgi-
sayar ve diğer türdeki
kurslarõn bõrakõldõğõnõ,
okul giriş ücretlerinin
ödenmemeye başlandõ-
ğõnõ ya da geciktirildi-
ğini belirtti.
ANKARA (AA) - Kara para akla-
mayla mücadeleye dönük şüpheli iş-
lem bildirimlerinde geçen yõl patla-
ma yaşandõ. Maliye Bakanlõğõ
Mali Suçlarõ Araştõrma Ku-
rulu’na (MASAK)
2009’da, son 5 yõlõn top-
lamõndan daha fazla
şüpheli işlem bildirildi.
Finans kuruluşlarõ ve
diğer yükümlüler, geçen
yõl kara para aklama
suçuna yönelik 9 bin 823
adet şüpheli işlem bildiri-
minde bulundu. MASAK’õn kuruluşun-
dan bu yana kara para aklama suçu
nedeniyle mahkemelerde 279 dava
açõldõ, bunlardan 91’i tamamlandõ.
Tamamlanan davalardan da
22 mahkumiyet kararõ çõk-
tõ. Kara para aklama suç
duyurularõnõn yüzde
47.7’sini uyuşturucu
madde, yüzde 19.7’sini
gümrük kaçakçõlõğõ,
yüzde 12.9’unu da do-
landõrõcõlõk ve hileli if-
las oluşturuyor.
HAKAN AKARSU
PEKİN - Mermerler Oto-
motiv Genel Müdürü Murat
Mermer, Çin Halk Cumhu-
riyeti’nin en önemli
otomobil mar-
kalarõndan
Chery ile Türkiye’de otomobil
fabrikasõ kurma planlarõnõn
çok yüksek ihtimalle gerçekle-
şeceğini belirterek “Yüzde bir
milyon bu iş oluyor” dedi.
Chery araçlarõnõ 2006’dan
beri Türkiye’ye ithal eden
Mermerler Otomotiv’in yöne-
ticileri 2010 Pekin Uluslar-
arasõ Otomotiv Fuarõ’na
katõldõ. Murat Mermer,
Chery ile Türkiye’de kur-
mayõ planladõklarõ otomo-
bil fabrikasõ konusunda son
aşamaya geldiklerini, şu anda
fabrikanõn kurulacağõ yer ko-
nusunda çalõşma yürüttükleri-
ni belirtti.
Yeni çõkan teşvik kanunu-
nun süresinin yõl sonunda bit-
tiğini, fabrikayõ kuramamalarõ
halinde yatõrõmõn kaçacağõnõ
anlatan Mermer, “Fabrika
kurulabilecek alternatif yer-
ler arasında Sakarya dışında
şu anda gözüken Eskişehir
var. Ayrıca Konya, Balıkesir,
Mersin’den geldiler” dedi.
Yurttaş ucuz gıdaya yöneldi
Kara para uyuşturucuyla aklanõyor Chery Türkiye’ye fabrikada kurmada kararlõ