19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 26 NİSAN 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK ‘USA’ Osmanlısı! Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun ilk adımının atıldığı 23 Nisan 1920’den tam 90 yıl sonra, nitelik değiştiriyor; USA Osmanlısı oluyor. Önce İngilizce başlık için bağışlayın. Ancak ülke siyasetinin gidişi bu nitelendirmeyi fazlasıyla hak ediyor. Başbakan Erdoğan, geçen hafta USA ya da ABD demokrasisine övgüler düzdükten sonra, ülkemizin de başkanlık sistemine geçebileceğini öne sürdü. Siyasetin anayasa değişiklikleriyle uğraştığı günlerde, başkanlık açılımı önemli bir gündem oluşturuyor. Aslında, yargı bağımsızlığını tamamıyla ortadan kaldırmakta olan anayasa değişiklikleri, daha sonra yapılacak, yine Başbakan’ın deyimiyle kapsamlı anayasa değişikliği ile tamamlanacak ve toplum başkanlık sistemine kavuşacaktır! Başkanlık sistemine geçiş önermesi yeni değil; son 30 yıl boyunca devamlı olarak siyasal tartışmaların konusu oluyor. Ancak bu kez konu öncekilere göre düşünce, kadrolaşma ve kurumlaşma altyapısı oluşmuş bir biçimde gündeme getiriliyor. Bu nedenle de doğru ve gerçekçi bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor. İlke olarak bir ülkenin yasal, kurumsal ve toplumsal gelişmelerinin ürünü olan siyasal yapıların bir başka topluma uyarlanması ya da aşılanması hiçbir zaman çıkış yerindeki sonucu vermiyor. USA örneği özelinde bu genel ilke çok daha büyük bir geçerlilik kazanıyor. ABD, kıtanın keşfinden yaklaşık 200 yüzyıl sonra kurulmuştur. USA Anayasası 1787 tarihlidir; sonrasında da çoğu hak ve özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla olmak üzere bugüne dek yalnızca 23 kez değiştirilmiştir. USA siyasal yapısı kurumlara ve bunların işleyişiyle ilgili kurallara bağlanmış denetim ve dengelere dayanır. USA siyaset sisteminin güçlü kurumu Senato’dur ve her eyalet Senato’da iki üyeyle temsil edilir. Bu olgu, özellikle kaynak kullanımlarında ya da bütçe ödeneklerinde eyaletlerin federal yapı içinde eşitliğini sağlar. Parlamentonun ikinci kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin üyeleri her iki yılda bir; eyaletlerin nüfusuna göre ve dar bölge yöntemiyle seçilir. Çok daha önemlisi, ne Senato ne de Temsilciler Meclisi adaylarını siyasi partilerin genel başkanları saptamaz; böyle bir şey kimsenin aklına gelmez; gelemez. Her bir senatör ve meclis üyesi yalnızca, evet yalnızca seçmenine karşı sorumludur. Her eyaletin yasama organı vardır; her eyalet kendi eğitim düzenini oluşturur ve polis gücünü kurar; valiler seçimle işbaşına gelir. USA kapitalist üretim biçiminin kendine özgü ürünüdür; kapitalizmin geçirdiği tüm evrimleri özümseyen, içselleştiren ve daha da önemlisi kendisi üreten bir devlettir. Türkiye bağlamında üç nokta tartışılmalıdır. Birincisi, bizimkiler USA derken aslında Osmanlı’yı esas aldıklarını saklamıyor. İktidarlarında Cumhuriyetin kuruluş değerlerini devamlı aşındırıyor ve Osmanlı özlemlerini İslam ağırlıklı bir anlayışa oturtuyorlar. Oysa Osmanlı kapitalizm öncesinin kendine özgü bir devlet düzenidir. Ayrıca Osmanlı’nın İslamcı özelliği de AKP “düşünürleri” tarafından bu topluma dayatıldığı kadar ağırlıklı değildir. İkincisi, AKP ile ilgili eleştiri ve değerlendirmeler kişiye ya da birkaç kişiye bağlanıyor. Büyük bir yanlış yapılıyor. Çünkü AKP, ülkenin İslamcılaşmasının siyasal hareketidir. Konumları ne olursa olsun, kişiler bu hareketin içinde kendilerine biçilen işlevi yerine getirir; gerekirse geri çekilir, yerini bir başkasına bırakır; A gider, B gelir. Başbakan’ın başkanlık sistemi isteğine onun bireysel özlemleri gözlüğünden bakmak yanıltıcıdır. Başkanlık sistemi isteği, çok daha önemli olarak ve asıl İslamcı siyasi hareketin -ve doğal olarak toplumun- geleceği açısından değerlendirilirse çok daha doğru olur. Üçüncüsü, günümüzde bir siyasal yapıyı almak ve Türkiye gibi bir yapıya uyarlamak, yeni bir cep telefonu satın almaya benzemez. Tarihsel, toplumsal, ekonomik ve kurumsal yapıların yenilenmesi kendi iç dinamikleri ve devingenlikleriyle olduğunda sağlıklı sonuçlar verebilir. Bu nedenle tamamıyla farklı iklimlerde oluşan bir siyasal yapıyı Türkiye’ye yerleştirme düşüncesinin kendisi sorunludur. Sonuç olarak, bu ikiliyi, yani USA ile Osmanlı’yı eklemleme ve Cumhuriyet’in temeli olan 23 Nisan’ın 90. yılında bu toplumun önüne koyma, akla gelebilecek, olabilecek ve onaylanabilecek bir ilkellik değildir! Ama, oluyor! Ülkeyi bu noktaya taşıyan siyaseti, bütünüyle, yani iktidarı ve muhalefetiyle kutlamak gerekiyor. Zaten onlar da kutluyor! TC GAZİOSMANAPAŞA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2010/51 Talimat Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: Tapu Kaydõ: 1 Nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ 1. Bodrum kat 1 Nolu dükkan 2 Nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ 1. Bodrum kat 2 Nolu dubleks mesken 3 Nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ zemin kat 3 Nolu mesken 4 nolu Taşõnmaz : İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, 50. Yõl Mah. mevkiinde kaim, imarõn 3822 ada, 21 parsel sayõlõ zemin kat 4 Nolu mesken İmar Durumu : (Her taşõnmaz için) Talimat dosyasõnda mevcuttur. Evsafõ: Satõşa konu taşõnmaz, parselin tamamõ 253 m2 olup bina bodrum+zemin+3 normal kattan oluşmaktadõr. 1 Nolu taşõnmaz: Binanõn köşesinde kalan dükkanõn sõvalõ, badanalõ, kaplamalõ camekanlarõ mevcut olup net kullanõm alanõ 70 m2. 2 Nolu taşõnmaz: Sağ tarafta kalan daire ikinci bodrum kattaki dubleks kõsmõ yerinde arka yoldan müstakil kapõ açõlmak suretiyle depo olarak yapõlmõş olduğu dairenin salon +2 oda, mutfak, banyo, WC’den oluştuğu giriş kapõsõ çelik, pencere pvc doğrama ve demir korkuluklu sõvalõ boyalõ olduğu õslak zeminleri seramik kaplama net kullanõm alanõnõn 70 m2. 3 Nolu taşõnmaz: Zemin katõn sol tarafõnda kalan daire salon +2 oda, mutfak, WC, banyodan ibaret olup giriş kapõsõ çelik, pencereler pvc doğrama, sõvalõ, boyalõ, õslak zeminler seramik kaplama olup net kullanõm alanõ 70 m2. 4 Nolu taşõnmaz: Zemin katõn sağ tarafõnda kalan daire salon +2 oda, mutfak, WC, banyodan ibaret olup giriş kapõsõ çelik, pencereler pvc doğrama, sõvalõ, boyalõ, õslak zeminler seramik kaplama olup net kullanõm alanõ 70 m2. Kõymeti : 1 Nolu taşõnmaz = 80.000 TL 2 Nolu taşõnmaz = 70.000 TL 4 Nolu taşõnmaz = 80.000 TL Satõş şartlarõ: 1-1 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 09.00’dan 09.10’a kadar; 2 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 09.20’den 09.30’a kadar; 3 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 09.40’dan 09.50’a kadar; 4 Nolu taşõnmaz için Satõş 08.06.2010 günü saat 10.00’dan 10.10’a kadar; Gaziosmanapaşa 2. İcra Müdürlüğü’nde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmalarda tahmin edilen değerin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartiyle 18.06.2010 günü aynõ yer ve saatlerde ikinci artõrma- ya çõkarõlacaklardõr. Bu artõrmada da muhammen bedelin %40’õ ile rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok artõrana ihale olunur. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõ- cõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu alõm harcõ ve masraflarõ ile KDV alõcõya aittir. Tapu satõm harcõ ve birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim masraflarõ alõcõya aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemi- ze bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklan tapu sicil ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartnarne, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşõ iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda numarasõ yazõlõ dosya numarasõyla müdürlü- ğümüze başvurmalarõ, tebliğ edilemeyen alakadarlara bu ilanõn tebliğ yerine geçeceği ilân olunur.31.03.2010 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. NOT: Satõş ilanõ ilgililere tebliğe gönderilmiş olup adreste tebligat yapõlamamasõ halinde satõş ilanõnõn tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.01.04.2010 Basõn: 27702 Dünya Bankasõ-IMF ortak raporu: Harcamalarda kesinti Türkiye’nin gelecekteki refahõnõ tehlikeye atõyor Çocuklarõnboğazõndankõstõk Gıda, sağlık ve eğitimden kesinti yapıldı: Türkiye’de en yoksullarõn yüzde 75’i çocuklarõnõn gõda harcamalarõnda kesinti yaptõ, yüzde 29’u sağlõkta, yüzde 14’ü eğitimde kesintiye gitti. 53 milyon aşırı yoksul olacak: Kriz nedeniyle 53 milyon insan daha 2015 yõlõna kadar aşõrõ yoksul olacak. Kriz ayrõca gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğun azaltõlmasõ adõmlarõnõ yavaşlattõ. Ekonomi Servisi - Dünya Bankasõ ve IMF’nin insani kal- kõnma sorunlarõna değinen 2010 Küresel İzleme Raporu’na göre krizden etkilenen hane halklarõ- nõn harcama kesintileri, Türki- ye’nin gelecekteki refahõ tehlike- ye atacak. Rapora göre Türki- ye’de en yoksul hane halklarõnõn yüzde 75’i çocuklarõnõn gõda har- camalarõnda kesinti yaptõ. Dünya Bankasõ ve IMF’nin or- tak “Krizden Sonra Binyıl Kal- kınma Hedefleri” başlõklõ 2010 Küresel İzleme Raporunu (Global Monitoring Report) yayõmlandõ. Gelirde kayıp Raporda zaten var olan sorun- larõn küresel ekonomik krizle bir- leştiği, 13 ülkede yapõlan bir yok- sulluk gözlem araştõrmasõna göre Orta Afrika ve Gana gibi ülkeler- de ana babalarõn çocuklarõnõ okuldan almaya zorlandõğõ, diğer ülkelerde de çocuklarõnõn okul ücretlerini ödemede güçlükle kar- şõlaştõğõ belirtildi. Türkiye’de en yoksul hane halklarõ, ücret ve kendi işvereni olanlarõn serbest meslek gelirlerinde en büyük ka- yõplarõ yaşadõ. En yoksul yüzde 20’lik kesimin yaklaşõk yüzde 91’i gelir kaybõna uğrarken en zengin yüzde 20’lik kesim de bir miktar gelir kaybõ gördü. Orta sınıf zorda Sosyal güvenlik ağõ en yoksul ailelerin sadece yüzde 20’sini kapsadõ, eldeki varlõklarõn satõşõ- nõ, tasarruflarõn harcanmasõnõ ve destek için başka gayri resmi kaynaklar bulunmasõnõ zorunlu kõldõ. En yoksul ailelerin yüzde 75’i çocuklarõnõn gõda harcamala- rõnda kesinti yaptõ, yüzde 29’u sağlõkta, yüzde 14’ü de eğitimde kesintiye gitti. Orta sõnõf hane halklarõ dahi özellikle eğitim har- camalarõnõ kõstõ. TEMİZ GİYSİYE ULAŞMAK HAYAL Raporda Sırbistan’da Roman çocuklar temiz giysi ve sabun yetersizliğinden okulları terk etti. Filipinler ve Kamboçya’da yoksul hane halkları çocuklarının okula devamını sağlamak için gelir şokları karşısında genel tüketim harcamalarında kesintiye gittiklerini bildirdi. Ermenistan’da hane halkları içinde gıda tüketimi yüzde 41, sağlık harcamaları yüzde 47 düştü. Gıda tüketimlerini azaltması gelirle ters orantılı oldu, en zenginler gıda tüketimlerini yüzde 20, en yoksul yüzde 20 ise yüzde 55’ten fazla azaltmaya yöneldi. Karadağ’da ise işsizlik rakamları, kesintilerin hane halklarının yaklaşık dörtte birini etkilediğini ortaya çıkardı. Sosyal güvenlik ağı hane halklarının sadece en yoksul yüzde 20’sini kapsıyor, ücretler dibe vurup ‘gayri resmi sosyal güvenlik ağı’ (aile dayanışması) çökerken, gayri resmi özel transferler de yok oldu. Ailelerin yüzde 9’u sağlık muayenelerinden vazgeçti, yoksul kesimde ise doktor muayenelerini bırakanların oranı yüzde 25 oldu. Rapor dünyadaki duruma değinirken de “Küresel ekonomik kriz geliş- mekte olan ülkelerde yoksulluğun azaltılması adımlarını yavaşlattı ve Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne iler- lemeyi engelledi. Kriz nedeniyle 53 milyon insan daha 2015 yılına kadar aşırı yoksul olacak” saptamasõnõ yap- tõ. Buna göre aşõrõ yoksul sayõsõ beş yõl sonra 920 milyona ulaşacak. Raporda TEPAV, UNICEF ve Dün- ya Bankasõ’õn 2009’da yaptõğõ Türki- ye Refah Gözlem Anketi’nden alõnan bölümünde şu sonuçlara yer verildi: ? Yanõt veren ailelerin yüzde 73’ü kriz nedeniyle daha ucuz gõdalara yö- neldiklerini belirtti. ? Yurttaşlarõn yüzde 65’i gõda dõşõ ürünlerde daha ucuza yöneldi. ? Yüzde 53 gõda tüketimini azalttõ. ? Yanõt verenlerin yüzde 49’u ar- kadaşlarõyla daha az görüşmeye baş- ladõ. ? Yüzde 48’i gõda dõşõ ürün almayõ kesti. ? Yanõt verenlerin yüzde 31’i ulaşõm türünü değiştirdi. ? Yüzde 30’u bilgi-iletişim hiz- metlerinden daha az yararlanmaya başladõ. ? Ankete karşõlõk verenlerden yüz- de 26’sõ önleyici sağlõk hizmetleri iti- barõyla doktor kontrollerini azalttõ. ? Yüzde 21’i sağlõk hizmetle- rinden eskisine oranla daha az yararlanmaya başladõ. ? Ankete yanõt veren ha- ne halklarõndan yüzde 10’u ise aile içinde dil, bilgi- sayar ve diğer türdeki kurslarõn bõrakõldõğõnõ, okul giriş ücretlerinin ödenmemeye başlandõ- ğõnõ ya da geciktirildi- ğini belirtti. ANKARA (AA) - Kara para akla- mayla mücadeleye dönük şüpheli iş- lem bildirimlerinde geçen yõl patla- ma yaşandõ. Maliye Bakanlõğõ Mali Suçlarõ Araştõrma Ku- rulu’na (MASAK) 2009’da, son 5 yõlõn top- lamõndan daha fazla şüpheli işlem bildirildi. Finans kuruluşlarõ ve diğer yükümlüler, geçen yõl kara para aklama suçuna yönelik 9 bin 823 adet şüpheli işlem bildiri- minde bulundu. MASAK’õn kuruluşun- dan bu yana kara para aklama suçu nedeniyle mahkemelerde 279 dava açõldõ, bunlardan 91’i tamamlandõ. Tamamlanan davalardan da 22 mahkumiyet kararõ çõk- tõ. Kara para aklama suç duyurularõnõn yüzde 47.7’sini uyuşturucu madde, yüzde 19.7’sini gümrük kaçakçõlõğõ, yüzde 12.9’unu da do- landõrõcõlõk ve hileli if- las oluşturuyor. HAKAN AKARSU PEKİN - Mermerler Oto- motiv Genel Müdürü Murat Mermer, Çin Halk Cumhu- riyeti’nin en önemli otomobil mar- kalarõndan Chery ile Türkiye’de otomobil fabrikasõ kurma planlarõnõn çok yüksek ihtimalle gerçekle- şeceğini belirterek “Yüzde bir milyon bu iş oluyor” dedi. Chery araçlarõnõ 2006’dan beri Türkiye’ye ithal eden Mermerler Otomotiv’in yöne- ticileri 2010 Pekin Uluslar- arasõ Otomotiv Fuarõ’na katõldõ. Murat Mermer, Chery ile Türkiye’de kur- mayõ planladõklarõ otomo- bil fabrikasõ konusunda son aşamaya geldiklerini, şu anda fabrikanõn kurulacağõ yer ko- nusunda çalõşma yürüttükleri- ni belirtti. Yeni çõkan teşvik kanunu- nun süresinin yõl sonunda bit- tiğini, fabrikayõ kuramamalarõ halinde yatõrõmõn kaçacağõnõ anlatan Mermer, “Fabrika kurulabilecek alternatif yer- ler arasında Sakarya dışında şu anda gözüken Eskişehir var. Ayrıca Konya, Balıkesir, Mersin’den geldiler” dedi. Yurttaş ucuz gıdaya yöneldi Kara para uyuşturucuyla aklanõyor Chery Türkiye’ye fabrikada kurmada kararlõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle