19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 NİSAN 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Türkiye’nin Açılması ve Kapanmasındaki Kavram Kargaşası Açılma ve kapanma kavramları Türkiye’de çok sık olarak, yanlış kullanılmaktadır. - Ekonomik olarak dışa açılmak ve kapanmak. - Sosyal ve kültürel olarak dışa açılmak ve kapanmak. - Siyasal olarak açılmak ve kapanmak ve daha birçokları. Bunları tamamen soyut kavramlar olarak ele alırsak ve genellemeler yaparsak büyük yanlışlarla karşı karşıya kalırız. Birileri kalkıp bize, yaşadığımız çağ açılımlar çağıdır; iktisatta, kültürde, siyasette sonuna kadar açılmalıyız derse buna kim itiraz edebilir ki? Bu ileri iletişim çağında ve küresel değerlerin yaygınlaştığı ortamda açılmaya zaten karşı konulamaz. Olayın iktisadi boyutunu ele alalım; - Çin bugün dünyanın en açılmış, en fazla yabancı sermayeyi son 15 yılda iç pazarına çeken (kabul eden) bir ülke konumunda. Hem de planlı ve sosyalist bir iç düzen içinde. Bir taraftan yabancı yatırımları (ve firmaları) iç piyasasına çekerken öte yandan “dış pazarlara en bağımlı” bir ekonomi konumundadır: İçerde üretimi kendisi yaparak ya da yabancılara ürettirerek dışarıya satar. Her yıl yüz milyarlarca dolar ihracat yapamazsa Çin ekonomisi (ve devleti) çöker ve parçalanıp gider. İşte bu nedenle Çin açılmak ve dış piyasalara bir anlamda bağlanmak zorundadır. Ancak tek bir koşulla; planlı ve ulusal çıkarlarını koruyan bir biçimde, kontrolü kaybetmeden, küresel rüzgârların esiri olmadan. - Aynı şeyi Fransa, Almanya, İngiltere Avrupa Birliği şemsiyesi altında daha değişik biçimde yaparlar. Dünya ekonomisi içindeki sınai, ticari, mali ve teknolojik yerlerini kaybetmeden dışa daha da açılmak isterler ve zorundadırlar da. Osmanlı Devleti’nin son yüzyılı içinde onu parselleyerek Osmanlı topraklarına ve pazarlarına açılmışlardır. Açılım Avrupa için, dünyadaki güçlü konumunu korumanın vazgeçilmez bir aracıdır. - Bugün ABD ve Rusya da dışarıya en fazla açılan ülkeler. Rusya geç başlasa da bu işin bir parçası oldu. Avrupa ile Rusya arasında, kapsamlı bir “karşılıklı açılım söz konusudur”. Özellikle de doğalgaz anlaşmaları dolayısıyla. Ancak bütün bu açılımlar, “kontrollü ve planlı açılımlardır”. ABD, AB, Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya aralarında ikili ticaret ve yatırım anlaşmaları yaparak aralarındaki açılımı gerçekleştirirler. Bu yolla “küresel pazarlar içinde daha yoğun bir biçimde yer alırlar”. Ayrıca Dünya Ticaret Örgütü (WTO), başta Batı olmak üzere, büyüklerin dışa açılım stratejileri doğrultusunda iş görür. Küresel rekabette Batı büyükleri, “kendi üstünlüklerinin (avantajlarının) bulunduğu alanlarda” açılımları teşvik etmişlerdir. Buna karşılık tarım başta olmak üzere, “koruma ve destek politikalarını” vargüçleri ile bugün de sürdürüyorlar. Türkiye bugün pirincini, pamuğunu, tütününü, mısırını ve daha birçoklarını, bu nedenle dışarıdan alıyor. Açıklık güzel ama… Tarımsal ürünlerin küresel ticaretini onlar ellerine aldılar. Türkiye dünya fındığının yüzde 65’ini üretirken, fındığın küresel ticaretinde kontrolü Hamburg gibi borsalardadır. Kakao, pirinç, mısır, pamuk, çay gibi küresel ürünlerde de aynı durum geçerlidir. Petrol, demir-çelik, kömür gibi alanlarda küresel tekeller ve oligarşik yapıdaki piyasalar egemendir. Açıklık ve açılımlar büyük şirketlerin ve devletlerin tekelindedir. Görünürde fiili bir açıklık (ve açılım) vardır, bu doğrudur. Ancak bu dışa açıklık ve küresellik tek yanlıdır. Aynen Türkiye üzerinden geçirilmesi planlanan Nabucco’da olduğu gibi. Görünürde Türkiye doğalgaz konusunda dışa açılmıştır. Ancak üretim, dağıtım, fiyatlama ve kararlar konusunda ipler tamamen başkalarının elinde bulunuyor. Türkiye sadece “topraklarını tahsis eden” bir konumdadır. Bakû-Ceyhan ya da Kerkük- İskenderun hatlarında olduğu gibi. Başka somut bir örnek, 6 Mart 1995’te Türkiye AB’nin dışında iken imzalanan Gümrük Birliği’dir. Bu bir açılımdır, çok doğru; ancak AB’nin tek yanlı olarak Türkiye ekonomisini ve özellikle de Türkiye’nin AB dışı dünya ile olan ekonomik ilişkilerini ipotek altına alan bir açılımdır. - Bu açılım sonucu Türkiye elindeki fabrikalarını kapatmış, ampulü, deriyi, tekstili, inşaat malzemesini, sigarayı, içkiyi hatta yediği elmayı, eriği dışardan almak zorunda kalmıştır. - Bu bir “ithalat açılımı” olmuştur. İmalat sanayisinde birim üretim içinde dış girdinin payı 15 yılda yüzde 50’den yüzde 75-80’e çıkmıştır. - Ekonomi büyümüş görünürken istihdam düşmüş, işsizlik artmıştır. Bu tür tek yanlı açılımların, “gerçek açılımlarla hiçbir ilgisi yoktur”. Türkiye iktisadi açılımlarını yapmak zorundadır, çok doğru. Bu çağda ülkelerin içine kapanma lüksü olamaz. Ancak açılım katma değeri arttıran, fabrikaları kapattırmayan, yerli tarımı çökertmeyen, ekonomiyi tek yanlı olarak dışa bağlamayan, bizim büyük şirketlerimizi yabancıların “taşeronları haline getirmeyen” açılımlar olması gerekir. Son yıllarda Mustafa Koç’tan Hisarcıklıoğlu’na, Odalar Birliği’nden TÜSİAD’a, tek yanlı Gümrük Birliği’nden yakınanların ortaya çıkması bundandır. Fabrikalarını kapatanlar, bankalarını yabancılara satanlar alışveriş merkezleri açarak ithalatçı konumuna gelmeye başladılar. Türkiye bir ithalat cenneti haline dönüşmüştür. Bu köşede hep yazdım; “Avrupa’nın dediğini değil yaptığını yapacaksın”, işte o zaman arka bahçe olmaktan kurtulabiliriz. Avrupa’nın yaptığını yaparsak Avrupalı, dediğini yaparsak onun özel statülü arka bahçesi oluruz. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Aşırı sağcıların provokasyonu Dış Haberler Servisi - Doğu Kudüs’ün Arap mahallelerinden Silvan’da yürüyüş yapan aşõrõ sağcõ Yahudileri protesto eden Filistinli gençlerle polis arasõnda çõkan çatõşmada 5 Filistinli yaralandõ. Barõş yanlõsõ ve sol görüşlü Yahudiler de Silvan’da aşõrõ sağcõ Yahudileri protesto gösterilerine katõldõ. Aşõrõ sağcõlar, Doğu Kudüs’te Yahudi inşaatlarõna izin verilmemesi yolundaki talepleri protesto ediyor. Aşõrõ sağcõlarõn yürüyüşüne İsrail hükümetindeki bazõ bakanlar da tepki göstererek “provokasyon” olarak nitelediler. Bu arada ABD Başkanõ Barack Obama’nõn, Filistin Yönetimi Devlet Başkanõ Mahmud Abbas’õ mayõs ortasõnda Beyaz Saray’a davet ettiği açõklandõ. ABD’de kasırga Dış Haberler Servisi - ABD’nin Mississippi eyaletinde etkili olan kasõrga 10 kişinin ölümüne, 20 kişinin de yaralanmasõna yol açtõ. Choctaw bölgesinde 5, Yazoo bölgesinde 4 ve Holmes bölgesinde 1 kişinin öldüğü bildirilirken kasõrga bu bölgelerde evleri tahrip etti, ağaçlarõ köklerinden sökerek, araçlarõn devrilmesine neden oldu. Almanya’da eyalet hükümetine giren Aygül Özkan, õrkçõ Almanlarõn hedefinde BERLİN (AA) - Alman- ya’da yayõmlanan “Bild am Sonntag” gazetesi, Aşağõ Sak- sonya eyaletinde Sosyal İşler, Kadõn, Aile ve Sağlõk Bakan- lõğõ görevine getirilen Aygül Özkan’õn somut ölüm tehdit- leri aldõğõnõ yazdõ. Gazetede “Cesur terzi kızı” başlõğõyla yayõmlanan yazõda, Özkan’õn, 2 emniyet görevlisi tarafõndan gece-gündüz ko- runduğu belirtilerek “Özkan, bakanlık görevine getirildiği günden bu yana radikal Al- manlardan somut ölüm teh- ditleri alıyor” denildi. Terzi olan babasõ Aydın Özer ile an- nesi Nuran Özer’i dükkânõn- da ziyaret ederken gazetenin muhabirlerine açõklama yapan Özkan, “Maalesef hâlâ, ‘Siz misafir işçisiniz, burada size yer yok, topluma katõlmayõn’ diyen kişiler var. Tehditlere boyun eğmem. Aksi takdirde bu yola hiç çıkmamam gere- kirdi” diye konuştu. Bu arada ANKA’nõn habe- rine göre Özkan’õn, resmen göreve başlamadan önce “dev- let okullarında haç ve tür- banın yeri yok” dediği bir açõklamasõ da tartõşma yarattõ. Özkan, Alman Focus dergisi ile yaptõğõ söyleşide “devlet okul- larından haçın kaldırılma- sı” çağrõsõnda bulunarak “Hı- ristiyan sembollerinin devlet okullarında yeri yok. Okul- lar, çocukların dini yöneliş- lerine kendi kendilerine ka- rar verebilecekleri nötr yer- ler olmalı. Başörtüsünün sı- nıflarda yeri olmadığı gibi” dedi. Özkan’õn partisi Hõristi- yan Demokrat Birlik Enteg- rasyon Komiseri Steffan Mul- ler, Özkan’õn sözleri için “kor- kunç olduğu kadar absürd” dedi. Muller “Devlet okulla- rında haçı yasaklamak iste- yen politikacılar, Hıristiyan bir partiyi temsil etmenin onlar için doğru tercih olup olmadığını yeniden düşün- meli” diye konuştu. Deutsche Welle gazetesine göre de Aşağõ Saksonya Baş- bakanõ Christian Wuff “Hı- ristiyan sembolleri, özellikle okullardaki haçlar, Hıristiyan değerlerine dayalı hoşgörü eğitimi uygulaması temeline sadık kalan Aşağı Saksonya eyaleti hükümetince olumlu karşılanıyor” dedi. Aşağõ Saksonya eyaleti Sosyal İşler, Kadõn, Aile ve Sağlõk Bakanlõğõ görevine getirilen Aygül Özkan’õn ölüm tehditleri aldõğõ bildirildi. Alman Bild am Sonntag gazetesi, Özkan’õn gece-gündüz polis tarafõndan korunduğunu yazdõ. 24 NİSAN AÇIKLAMASI ‘Obama, Türkiye ile gerginlik istemedi’ Dış Haberler Servisi - ABD Başkanõ Barack Obama’nõn 24 Nisan “Ermeni Soykırımını Anma Günü” açõkla- masõ yabancõ basõnda geniş yer buldu. Ameri- kan New York Times gazetesi, “Obama, söz- cüğü söylemeden soy- kırımı andı” diye ya- zarken Los Angeles Ti- mes ise ABD yönetimi- nin, Türkiye ile gergin- lik istemediği değerlen- dirmesinde bulundu. New York Times, “Obama’nın, NATO müttefiki Türkiye’yi uzaklaştırmaktan ka- çınmaya çalıştığını”, ancak konuşmanõn Türk Dõşişleri’nin sert açõk- lamasõna neden olacak kadar “kuvvetli” oldu- ğunu belirtti. Los Angeles Times da Obama’nõn konuş- masõnõn “birçok Er- meniyi hayal kırıklı- ğına uğrattığını” ya- zarak “İlişkileri ger- ginleştirmek ABD’nin Irak ve Afganistan’a sevkıyat rotalarını ris- ke sokabilir, Ortadoğu barış girişimleri ve İran ile ilişkiler gibi konuları karmaşıklaş- tırabilir” görüşüne yer verdi. Fransõz Le Figaro ise “Türkiye’de ilk kez soykırım anıldı” baş- lõklõ haberinde İstanbul Haydarpaşa garõnda top- lanan grubun yaptõğõ gösteriye yer verdi. Le Monde gazetesi de aynõ gösteriye değinerek “Bu bir ilk” diye yazdõ. ABD’nin New York kentinde dün “Ermeni Yalanlarına Son ve Şe- hitlerimizi Anma Mi- tingi” düzenlenirken Türkiye’nin Washing- ton Büyükelçiliği önün- de de Türkler ve Erme- niler karşõlõklõ gösteri yaptõ. Büyükelçiliğin önün- deki kaldõrõmda Türkler toplanõrken karşõ kaldõ- rõmda da Ermeniler top- landõ. AA’nõn haberine göre de Washington Büyük- elçisi Namık Tan, “Obama ne söylerse söylesin bizim kabu- lümüz olmayacaktır, çünkü bilimsel bir ya- nı yoktur, tamamen si- yasi bir söylemdir bu” dedi. Lübnan’da 3 binden fazla laiklik yanlısı gös- terici dün başkent Beyrut sokaklarındaydı. Ül- kedeki ilk laiklik yanlısı eyleme katılanlar meclis binasına yürüyerek mezhepçiliğin, siyaset, iş ve aile hayatına nüfuz etmesini protesto ettiler. “That’s the way I Laique it” pankartları taşıyarak, Amerikalı KC and the Sunshine Band grubunun “That’s the way I like it” şarkısına gönderme yapan göstericiler, laikliğe özlemlerini dile getirdiler. Kız okuluna gazlı saldırı Dış Haberler Servisi - Afga- nistan’õn kuzeyindeki Kunduz vilayetinde bir kõz okuluna zehirli gaz saldõrõsõ düzenlendi. Zehirli gazõ soluyan 48 kõz öğrenci ile birkaç öğretmen rahatsõzlanõr- ken, bazõlarõ bayõldõ. Hastaneye kaldõrõlan kõz öğ- rencilerin ağrõ, baş dönmesi ve mide bulantõsõ şikâyeti olduğu öğrenildi. Hastaneye kaldõrõlan- lardan 12 yaşõndaki bir kõz öğ- renci, sõnõftayken burnuna çiçek kokusu benzeri bir koku geldi- ğini, en son sõnõf arkadaşlarõ ile öğretmenini yere düşerken gör- düğünü, gözlerini açtõğõnda ise kendisini hastanede bulduğunu söyledi. Yetkililer, saldõrõdan kõzlarõn okumasõna karşõ çõkan Taliban militanlarõnõ sorumlu tuttular. Taliban, iktidarda olduğu 1996-2001 yõllarõ arasõnda kõz- larõn okula gitmesini yasakla- mõştõ. Taliban’õn güçlü olduğu ül- kenin güney ve doğusunda kõz okullarõ hâlâ kapalõ. Bu bölge- lerde öğretmenler tehdit ediliyor ve kõzlara asit saldõrõsõ düzenle- niyor. Silivri’de “Duruşmaları İzleme Eylemi” ? Hukuk çiğnenerek ? Özgürlükleri ellerinden alõnan ve yargõlanan tüm insanlarõmõzõn ? Silivri’deki duruşmalarõna TANIK olmamõzõ isteyen M. Balbay ve T.Özkan’õn çağrõsõna uyalõm, “Duruşmaları İzleme Eylemi”ni sürdürelim. • Resmi tatil günleri dõşõnda her Cuma günü olacaktõr. • Saat: 08.15’de c’in bahçesinde olalõm. • Başvuru : 0535.636 59 11-0506.787 40 67-0532.713 22 43 VEFAT Barolar Birliği Başkanımız Sayın Av.ÖZDEMİR ÖZOK’u kaybettik... Ailesine, Barolar Birliği Yönetim Kurulu’na, birlik çalışanlarına, meslektaşlarımıza ve tüm hukuk camiasına başsağlığı dileriz. İzmir Barosu Yönetim Kurulu Lübnan’da ilk laiklik eylemi (Fotoğraf: AP) Türk bakana ölüm tehdidi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle