24 Ocak 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 22 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 BİTTİ Amasya’da işsizlik sorunu çõğ gibi büyüyor, kimi babasõnõn yaşlõlõk parasõyla çocuklarõna bakõyor kimi ‘hayattan soğudum’ diyor Önce parmağõnõ sonra işini kaybetti MEHMET MENEKŞE AMASYA - Turizm kenti olmasõ planlanan Amasya’da bu alanda hiçbir yatõrõm yapõlmadõ. Birçok işyeri de ekonomik kriz nedeniyle ka- panõnca işsizlik çõğ gibi büyüdü. Türkiye’nin dört bir yanõnda görülen işsiz manzaralarõnõn ben- zerlerine Amasya’da da rastlamak güç olmadõ. Elini makineye kaptırdı Özel sektöre ait mobilya fabrikasõnda bir yõl- dõr çalõşan işçi Mehmet Kaya, 10 Haziran 2008’de elini makineye kaptõrarak sol elinin baş ve işaretparmağõnõ kaybetti. Mehmet Kaya’nõn yalnõzca hastane masraflarõ karşõlandõ, ancak ken- disine herhangi bir tazminat ödenmedi. İki ço- cuğuna, eşi, anne ve babasõna bakmak zorunda olan Mehmet Kaya sakat kalmasõ yetmiyormuş gibi 140 işçi ile birlikte 8 Ekim 2008 Pazartesi günü kendisini mobilya fabrikasõnõn kapõsõnda buldu. Sabah işe gittiklerinde fabrikanõn gece bo- şaltõldõğõnõ gören işçilere, işveren “Başınızın ça- resine bakın” dedi. 140 işçi Amasya Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç duyurusunda bulundularsa da ya- pacaklarõ bir şeyleri kalmadõ. Üstelik işverenden 6 aylõk alacaklarõnõ da tahsil edemediler. Halen bir iş bulamayan Mehmet Kaya “Hem işsiz hem de 24 yaşında sakat kaldım. Babamın yaşlı- lık maaşı ile geçiniyoruz, buna geçinmek de- nirse. Yüzde 43 oranında iş göremez raporum var. Bugüne kadar çalmadığım kapı kalma- dı. Sakatlık kadrosundan iş aradım olmadı. İki parmağım olmadığı için eskisi gibi her iş- te de çalışamıyorum. Sakat kaldığım için hiçbir yerden de tazminat alamadım. İki yıl- dır işsizim” dedi. GAZETECİLER DE İŞSİZ Erciyes Üniversitesi İletişim Fakül- tesi gazetecilik mezunu Şerife Çakmak yüksek lisansõnõ da ta- mamladõ ancak bir iş bulamadõ. Çakmak, “Hocalarımız bize medya sektöründe olumsuz- lukları gösterdiler, nasıl mü- cadele etmemiz gerektiği nok- tasında bilgilendirmediler” di- ye yakõndõ. Amasya’da yerel bir gazetede iş bulduğunu ancak çok düşük ücretle çalõşmak zorunda bõ- rakõldõğõnõ anlatan Şerife Çak- mak “İşsizim ve geleceğimin ne olacağını bilmiyorum. Soruyo- rum o zaman neden bu bölüm- leri açıyorsunuz?” diye sordu. Kocaeli Üniversitesi İletişim Fa- kültesi Gazetecilik Bölümü me- zunu olan Zeynep Çuhadar da 3 yõldõr iş arõyor. Çuhadar, “TRT personel alımında ‘Herhangi bir lisans programõndan mezun olmak’ şartı diye belirtiyor, bu şartı sağlayan ve güçlü torpili olan kişi TRT’ye giriyor biz ile- tişim mezunları ise açıkta bek- liyoruz” dedi. SİBEL BAHÇETEPE Türkiye, son yõllarda özellikle Bulgaristan, Romanya, Suriye, Irak, İran, Türkmenistan, Erme- nistan, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen kaçak işçilerin adeta “cen- neti” haline geldi. Yoğun artõş gös- teren yabancõ kaçak işçilerin Tür- kiye’deki sayõsõnõn 2 milyonu bul- duğu tahmin ediliyor. Kaçak işçi- lerin inşaat, tekstil, deri, ev işleri, bakõcõlõk gibi hizmet sektörlerin- de çalõştõklarõ belirtiliyor. Kaçak iş- çilerin ucuza çalõşmasõnõn ülkemiz ekonomisini de olumsuz etkiledi- ğini belirten uzmanlar, “Yabancı kaçak işçiler sigortasız, sosyal güvenlik hakları olmadan, daha ucuza çalıştıkları için, işveren bu işçileri tercih ediyor. Böyle olun- ca kendi yurttaşımız olumsuz et- kileniyor, ucuza ve sosyal hak- lardan yoksun çalıştırılıyor. Yet- kililer bir an önce önlem alma- lıdırlar” dedi. Uluslararasõ Çalõşma Örgü- tü’nün (ILO) verilerine göre dün- yada göçmen işçi ve aile sayõsõnõn 120 milyona ulaştõğõ belirtiliyor. Önümüzdeki 25 yõl içinde bu ra- kamõn ikiye katlanacağõ tahmin edilirken, Türkiye’de, 2000-2003 yõllarõ arasõnda gelen ve yakalanan yaklaşõk 300 bin kaçak göçmen sa- yõsõyla bu sorunla karşõlaşan ül- keler arasõnda en ön sõralarda yer aldõğõ da dikkat çekiyor. İstanbul Ticaret Odasõ’nõn (İTO) 2004 yõ- lõnda hazõrladõğõ Kaçak Göç Ra- poru’na göre de Türkiye’ye her yõl 200-300 bin arasõnda kaçak göç- men giriyor ve bunlarõn yarõsõ di- ğer bir ülkeye geçmeden Türki- ye’de yasadõşõ çalõşõyor. 3 yõllõk üniversiteye hazõrlõk süreci- nin sonunda Atatürk Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü kazanan Yıl- maz Karataş, üniversiteyi okuduğu yõl- larda bir ilköğretim bir de lise öğret- menliği için öğretmenlik sertifikasõ aldõ. Ancak ilköğretim sertifikasõ iptal edildi. 2001 yõlõnda mezun olan Karataş şöyle konuştu: “Babam çiftçi, beni okut- mak için çok sıkıntı yaşadı. Okulu bi- tirince felsefe öğretmeni olma hayalim vardı. Ancak iki yıl vekil öğretmenlik yapabildim o kadar. Ben öğrenci iken benim ilköğretim sertifikamı iptal et- tiler. Öte yandan ziraat, maden, jeooji, veteriner mühendislerini ilköğretim öğretmeni olarak atadılar. 2001 yı- lından beri atama bekliyorum, olmu- yor. Şu an kafamda hiçbir şey yok. Öğ- retmenlik yapmak gibi bir hayalim de kalmadı. Geleceğimi göremiyorum. Beni en sevdiğim öğretmenlik mesle- ğine, hayata küstürdüler. Hayattan ya- şamaktan soğudum.” Marketlerde, yemek firmalarõnda, ba- lõkçõda çalõşan Karataş, 2006 yõlõnda Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü’nden ücretli öğretmen olarak çağrõldõ ve Su- luova ilçesinde bir okulda 225 TL ma- aş ile çalõşmasõ istendi. Ancak bu para yol ve yemek parasõna dahi yetmedi. İşi ka- bul etmedi ve haşlanmõş mõsõr satan bir kişinin yanõnda sigara-yemek ve 15 TL yevmiye ile çalõşmaya başladõ. Yõlmaz Karataş “Devletin milli eğitimi bana ay- lık 220 TL teklif ediyor haşlanmış mı- sır satan sıradan bir kişi bana 450 TL maaş artı yemek ve sigara paramı ve- riyor. Bu adalet mi? Mısır satmak için mi felsefe okudum? Ama bizi bu du- ruma düşürenler utansın. Bizi ya- şamdan soğutanlar utansın” diye tep- ki gösterdi. ‘Özel’le böyle oldu CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Kamuya ait tesislerin tek tek satõldõğõ Samsun’da özelleştirmeyle birlikte binlerce kişi işsiz kaldõ. Yeni sanayi tesis- lerinin açõlmamasõyla birlikte işsizlik kang- rene dönüştü. Kamuya ait olan sanayi tesislerinin tek tek özelleştirilmesi de işsizliğin artmasõna yol aç- tõ. Samsun’da Cumhuriyet döneminde ku- rulan Karadeniz Bakõr İşletmeleri (KBİ), Tür- kiye Gübre Sanayi (TÜGSAŞ) ve TEKEL’e ait fabrikalarõn yanõ sõra Gelemen Tarõm İş- letmeleri’nin de özelleştirilmesi ile 1995’li yõllarda 23 bin olan kamu işçisi sayõsõ 5 bi- ne kadar düştü. TÜGSAŞ’ta örgütlü olan Pet- rol-İş Sendikasõ da üyesiz kaldõ, faaliyetle- rini durdurdu. Türkiye Şeker Fabrikalarõ AŞ’ye (Türk- şeker AŞ) ait Çarşamba Şeker Fabrikasõ’nõn özelleştirmesi için yapõlan ihaleyi sonuç- landõran komisyon kararõnõn yürütmesi dur- duruldu. Böylece kentte “kamu” adõna şim- dilik sadece Çarşamba Şeker Fabrikasõ kal- dõ. Kentte küçük ölçekli birkaç tekstil atöl- yesinin dõşõnda üretim yapan fabrika bulun- muyor. Organize Sanayi Bölgesi’nde de çok sayõda yatõrõmcõ, yatõrõmlarõnõ durduru- yor. Üniversite mezunu işsizler ise yurdun dört yanõnda olduğu gibi Samsun’da da ge- lecekten umutsuzlar. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Anadolu Üniversitesi İşletme Fa- kültesi’ni bitiren, İngilizce ve Arapça bilen 26 yaşõndaki İlter Bulut da bunlardan biri. Aslen Adanalõ olan Bulut, Adana-İstanbul- Samsun üçgeninde iş peşinde koşuyor. Rek- lam ve promosyon sektörüne hizmet veren bir işyerinde çalõşõrken krizin mağduru ol- duğunu anlatan Bulut, şöyle konuşuyor: “Bu ülkenin Başbakanı bile ‘Üniversite okuduysan işsiz de kalabilirsin’ diyor. İş var, yok değil. Nasıl var? Kriz var diyerek en düşük ücretle çalıştırmak istiyorlar. Asgari ücret-prim öneriyorlar ancak sosyal gü- vence hakkı tanımıyorlar. Ucuz işgücü is- tiyorlar. Bir iş bulabilmek için dayı ya da iktidar yanlısı olmak gerekiyor. İktidar yanlısı olmazsan, kendin de bir iş yapmak istesen, yapmak istediğin iş de elinde pat- layabiliyor.” Samsun’a döndü ama.. Ebru Ekinci de İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğrencisiyken iş hayatõna atõlmõş. 1.5 yõl bir fuar organizasyonu işlet- mesinde, 3 yõl da bir otomotiv firmasõnda ça- lõşmõş. Üniversite yaşamõnõn sonlanmasõyla memleketi Samsun’a dönmüş. Birkaç fark- lõ işyerinde çalõşõrken, son olarak çalõştõğõ koz- metik firmasõnõn kapanmasõyla birlikte işsiz kalmõş. İşverenlerin az parayla çok iş yap- tõrmak istemesinden yakõnan Ekinci, kendi işyerini açmak istiyor. Devletin genç giri- şimcileri desteklemesi çağrõsõnda bulunan Ekinci, “Gencim, üretime katkım olması için çalıştığım sektörlerdeki birikimleri- mi bir şeklide değerlendirmek istedim. İnanılmaz zorluklarla karşılaştım. Kredi için istenen belgeleri, teminatı, güvence- yi yerine getirmem olanaksızdı. Para ka- zanmak için devlet yol göstermeli. Devlet benim gibi düşünenleri desteklemeli. Biz- leri üretime kazandırmalıdır” diyor. ‘GELECEK BELİRSİZ’ Elini makineye kaptırarak sol eli- nin baş ve işaret parmağını kay- beden Mehmet Kaya’nın yal- nızca hastane masrafları karşı- landı, ancak kendisine herhangi bir tazminat ödenmedi. Kaya, kazadan 4 ay sonra 140 arkada- şıyla birlikte işten çıkarıldı. KAMUYA AİT TESİSLER SATILDI Türkiye kaçak yabancõ işçi cenneti Yabancõ kaçak işçilerin sayõsõnõn arttõğõ, özellikle Bulgaristan, Romanya, Suriye, Irak, İran, Türkmenistan, Ermenistan, Azerbaycan, Tacikistan gibi ülkelerden geldiği belirtildi İstanbul Gayrettepe’de bir apartmanõn en alt katõnda 6 kişi kalan Türkmen ve Rus uyruklu işçiler, Türkiye’ye neden geldiklerini ve neler yaşadõklarõnõ gaze- temize anlattõ. İsimlerini vermek iste- meyen işçilerden 30’lu yaşlardaki M.T. adlõ erkek işçi, yaklaşõk 2 yõl önce İs- tanbul’a geldiğini ve bir fabrikada işçi- lik yaptõğõnõ anlattõ. Lise mezunu olan Rusça ve Türkçe de bilen M.T, babasõ- nõn Türkmenistan’da ulusal bir gazetede 35 yõldõr foto muhabiri olarak çalõştõğõ- nõ, yaşam şartlarõnõn ülkesinde kötü ol- duğunu, evli ve 3 çocuğunun bulundu- ğunu söyleyerek “Babam Türkmenis- tan’da Türkiye’nin parasıyla 300 TL kadar kazanıyor. Türkmenistan’da elektrik, su, doğalgaz bedava ama iş ol- madığı için bunların bir anlamı kal- mıyor. Türkiye’de ayda 700 TL alı- yorum. Bunun 200 TL’si bana yetiyor, geri kalanını aileme gönderiyorum. Onlarla haftada bir kez telefonla gö- rüşebiliyorum. İnternet Türkmenis- tan’da çok pahalı, saati 5 dolar. Eko- nomik gücümüz olmadığı için telefon dışında haberleşme imkânım yok. Bir yıl içinde ülkeme geri dönmeyi plan- lıyorum. Burada sigortasız çalıştığımız için bu işverenin de işine geliyor, o ne- denle bizlere iş imkânları sunuluyor” dedi. Uzun yõllar Türkmenistan’da hemşi- relik yapan, ancak işsiz kaldõğõ için 3 yõl önce Türkiye’ye gelen G.O. (40) ise “3 çocuğum ve bir torunum var. Burada ev işlerinde çalışıyorum, Türkiye’de hayat çok daha iyi. Kocam öldükten sonra çocuklarıma bakamaz oldum, onları okutmak için buraya vize ala- rak geldim” dedi. S.Y. adlõ kadõn da “Türkmenistan’da ekmek bulabilmek için sabah saat 5.00’te insanlar kuyruklara giriyorlar. Tuz bedava diyorlar, onu bile insan- lar bulamıyor. Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonra devlet kadroları hep hükümetin yandaşlarıyla doldu- ruldu, bizlere iş verilmedi” diye ya- kõndõ. Çocuklarımı görmüyorum Ataşehir’de yaşayan ve bir evde has- ta bakõcõsõ olarak kalan İ.T, ailesini Türkmenistan’da bõrakarak Türkiye’ye gelen işçilerden yalnõzca biri. 2 çocuğu olan ve iki yõldõr ülkesine gidemediği için ailesiyle bir tek telefonla haberleşebilen İ.T, “Yaşamak ve çocuklarıma bak- mak için Türkiye’ye geldim, çalış- mak zorundayım. Bir anne olarak onları görmemek çok zor elbette ama başka çarem de yok” dedi. İ.T, ülke- sinde çok sayõda kişinin Türkiye’ye ge- lerek kaçak çalõşmak zorunda kaldõğõnõ vurgulayarak “Burada daha iyi maaş veriyorlar. O nedenle buradayım. 2 yıl- dır Türkiye’deyim, çok fazla iş de değiştirmedim, ama Türkmenistan’da olsaydım daha sık iş değiştirmek zo- runda kalırdım” diye konuştu. KAÇAK İŞÇİ İŞVERENİN İŞİNE GELİYOR İş ve daha iyi bir yaşam umuduyla ülkelerinden gayrı resmi yollarla başka ülkelere gidenler buralarda kaçak konumunda düşük ücret ve zor koşullarda çalıştırılıyorlar. (Fotoğraf:ARŞİV)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle