23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 22 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK IMF-Siz! Anımsanacağı gibi bir bankanın reklamı, “şube- siz” bankacılık biçimindeydi. Müşteri şubenin yerini alıyor diye algılanırsa, bu imgelem, IMF- Türkiye ilişkilerinin geldiği noktayı tam anlamıyla yansıtıyor. AKP hükümeti, uygulamakta olduğu ekonomi politikalarıyla, IMF’nin yerini almış bulunuyor. On yıllarını IMF güdümünde geçirmiş olan ülke ekonomisi nasıl oluyor da IMF olmadan yoluna devam ediyor? Geçmişte IMF istekleriyle gerçekten bunaltılmış olan toplum, IMF’siz bir yaşamı kuşkusuz çok ister; bu nedenle sevinir. Ancak kazın ayağı hiç de öyle değil. Yanıtlanması gereken soru IMF’nin neden gittiğidir. IMF’nin asıl görevi, ülkelerin aldıkları borçları zamanında ödeme yeterliliğinin korunmasıdır. Oysa, Türkiye uygulaması, bunun ötesinde çok daha derin ve geniş öğeler içeriyor. IMF, 1980’e dek, Türkiye’nin sanayileşmesine açıkça karşı çıkmış, sanayileşme sürecinin makine ve motor üretimine geçmesini, denilebilir ki, 1970’lerin ikinci yarısında fiilen engellemiştir. IMF ve ikizi Dünya Bankası’nın ortaklaşa işlediği bu sanayisizleştirme cinayeti, ekonominin döviz yokluğu-enflasyon sarmalında boğulması; o ortamda önce kamu eliyle sanayi tesisleri kurulmasından vazgeçilmesi, sonra da özelleştirme ile tamamlanmıştır. Sanayisizleştirme tarıma darbeyle tamamlanıyor. Günümüzde bile ülke nüfusunun dörtte birinin yaşamı tamamıyla tarıma bağlıdır. Çok önce değil, 1950’lerin başında tarımda uzmanlaşın, sanayileşmeyin diyen Dünya Bankası’nın doğrudan gelir desteği, yani, üretmeyin para verelim, uygulamasının büyük katkısıyla tarımsal üretim de yerlerde sürünüyor. Üretimden uzaklaştırılan ekonomisi hizmetlere yöneliyor; hizmetleşiyor. Öbür taraftan da büyük AVM’lerde, başkalarının ürettiklerini tüketmenin keyfini çıkarıyor! Özetle, üretim yönünden IMF görevini tamamlamış, ekonomiyi üretimsizliğe sürüklemiş olmanın huzuru ile ülkeyi terk ediyor. Ekonomi politiğin öbür yüzü finansman ilişkileridir. Türkiye, küresel finans yapısıyla artık tam olarak bütünleşmiştir. O kadar ki, 2009 bunalımı sırasında bile, küresel sermaye, İslamcı olanı ve olmayanı, sarmaş dolaş olarak, devlete borç vermek ya da borsada oynamak amacıyla milyarlarca dolarla ve de kendiliğinden geliyor. Türkiye’nin kredi notu kısa bir süre içinde üstelik iki kez yükseltiliyor. Böyle olunca da IMF’nin uluslararası finans piyasalarına güven verme konusunda da yapacağı bir “iş” kalmıyor! Finans sermayenin etki alanına iyice yerleşen ve sermayenin denetimi gibi bir kavramla ilgisi kesilen AKP de bu olanağı, -ülkede demokratik süreçler işlemediğinden- kendi yandaşlarının çıkarına kullanıyor. IMF ile sözüm ona anlaşmazlık noktaları olan “kamu gelirlerinin yönetiminin özerkliği, nereden buldun ve belediyelere kaynak aktarılması” gibi noktalar da bu yemeğin salçası olmanın ötesine geçemiyor. IMF dayatmalarının üçüncü ayağı sosyal politikalardır. IMF bu konuda da AKP’nin acımasız uygulamalarıyla amacına ulaşmış bulunuyor: Çalışanların, sağlıkla ilgili hakları; emeklilik, iş göremezlik ve işsizlik konularında, aslında geçmişte de çok sınırlı olan haklar iyice budanmıştır. İşçinin, ücreti, çalışma süresi ve koşulları tamamıyla kendisini piyasaya süren aracının ve işverenin insafına bırakılmıştır. Buna karşın, işsizlik dayanılmaz boyutlardadır; en son aylık verilere göre, piyasada geçerli ücret karşılığı çalışma isteğini yaptığı başvurularla açıkça kanıtlayan her dört gençten biri işsizdir. Çalışanların da yarıya yakını, devletin resmi verileriyle yüzde 45 gibi bir bölümü, hiçbir sosyal güvenlik kurumuna bağlı değildir; yani, kayıt dışıdır. Sonuç olarak Türkiye ekonomisi varlığını, sosyal haklardan soyunmuş, çıplaklaştırılmış ve çok ucuzlamış olan işçiliğe ve kısa dönem gelirlerini en çoklaştırmak isteyen finans sermayesine dayalı olarak sürdürüyor. AKP, çerçevesi çok önceden Washington- Ankara hattında çizilmiş olan bu politikayı, virgülüne dokunmadan uyguluyor. IMF, AKP iktidarında nesneleşiyor; yaşama geçiyor. Muhalefet partileri de süreci seyrediyor. Peki, yıllarca, Kahrolsun IMF diyenler ne yapıyor? Onlar da 12 Eylül’den sonra yedikleri ölümcül yumrukların etkisinden ve bundan doğan sersemlikten bir türlü kurtulamıyor, örgütlenemiyor ve üretime dayalı bir ekonomi politikası seçeneği oluşturamıyor. IMF, arkasında böyle bir Türkiye bırakarak ve iç para piyasaları küresel sermayeyi etkileyecek kadar sarsılırsa tekrar gelmek üzere gidiyor. Türk Telekom’un, ‘7’den 7’ye Konuş Türkiye’ kampanyasını en fazla üç büyük şehir kullanıyor yakupkepenek06@hotmail.com Gümrükte kalan mallar satılacak Ekonomi Servisi - Çin, Hindistan, Endonezya gibi çeşitli ülkelerden gelen ve ithalat uygunluk belgesi alamadõğõ için Türkiye pazarõna giremeyerek gümrüklerde bekletilen tahmini 5 milyar dolarlõk malõn, barter (takas) usulü alõnarak, Afrika ve Ortadoğu ülkelerine gönderilmesi planlanõyor. Sistem Barter Yönetim Kurulu Başkanõ Orhan Besle, depolarda bekleyen bu mallarõn, 45 gün yasal bekleme süresi dolmadan, ithalatçõ firmadan komisyon karşõlõğõnda alõndõktan sonra İran, Irak, Suriye, Ürdün, Fas Cezayir, Tanzanya gibi ülkelerde yatõrõmõ olan Türk firmalarõna barter usulü ile göndereceklerini söyledi. The Marmara Antalya ödül Ekonomi Servisi - The Marmara Antalya ‘Dünyanõn Tasarõmõ ile Büyüleyen 10 Oteli’ arasõna girdi. The Marmara Antalya Avustralya’nõn haber sitelerinden www.News.com.au’nun hazõrladõğõ listedeki yerini alan iki Türk otelden biri oldu. The Marmara Antalya’da, kendi ekseni etrafõnda 360 derece dönme özelliğine sahip. Türk Telekom’un 2009’da Kurban Bay- ramı ve yılbaşında ikişer günle başlattığı, yarıyıl tatili döneminde bir haf- ta uyguladığı “bedava dakikalar” ve şubat ayı içinde ve mart ayında ya- pılan yeni bir kampanya ile tüm yıla ya- yılarak akşam 7’den sabah 7’ye kadar be- dava konuşma kampanyası yurttaşlardan yoğun ilgi gördü. Kampanyalardaki be- dava dakikaları en fazla kullanan illerin ba- şında İstanbul, Ankara ve İzmir geliyor. En çok bedava dakika kullanan iller sırala- ması, 3 büyük ilin ardından şöyle devam ediyor. Bayburt, Tunceli, Eskişehir, Bur- sa, Zonguldak, Edirne, Kırk- lareli, Kocaeli, Tekirdağ, Bi- lecik, Çanakkale, Kayseri, Karabük, Erzincan, Elazığ, Balıkesir ve Erzurum. Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan’ın verdiği bilgilere göre Türk Telekom’un 31 Aralık 2009 itibarıyla 16.5 milyon sabit hat abonesi var. “7’den 7’ye bedava” kampanyası ile yurttaşların da- ha uzun bir dönemde bedava görüşme yapabilmesinin önü açıldı. Bu kampan- yamız ile “Ev Avantaj Tarifesi”ndeki müşterilerimiz hem şehiriçi hem de şe- hirlerarası aramalar için geçerli olmak üze- re, akşam saat 19.00’dan sabah 07.00’ye kadar ev telefonu ile bedava konuşabi- lecek. Demircan, bedava kampanyalarla ilgi- li şu bilgiyi verdi: “Kurban Bayramı’nın ilk iki gününde Ramazan Bayramı’nın ilk iki gününe oranla yüzde 35 oranında trafik artışı gerçekleşti. Yılbaşı kam- panyasında ise şehirlerarası trafik ar- tışı, 2009’un yılbaşı verilerine gö- re yüzde 111 olarak gerçekleşti. Kar- ne Kampanyası sırasında trafik, yüz- de 105 oranında artış gösterdi. 14-28 Şubat tarihleri arasında geçerli olan ‘7’den 7’ye Konuş Türkiye’ kampanya- sının uygulandığı iki hafta boyun- ca şebeke içinde trafik yüzde 114 oranında arttı.” Türk Telekom’un yıl sonuna kadar geçerli olacak bedavaya konuşma kampanyasına 16.5 milyon sabit hat abonesi yoğun ilgi gösterdi. Şehirlerarası ve şehiriçi telefonla görüşme trafiği yüzde 100’ün üstünde artış gösterdi. ŞİRKETLERDEN Avea’dan Blackberry Sõnõrsõz BlackBerry internet ser- visine 24 ay taahhüt veren Avea abonelerinin, BlackBerry Curve 8520 cihazõna 299 liraya sahip ola- bilecek. Sõnõrsõz BlackBerry in- ternet servisi ücreti 32.68 lira. Alışverişte indirim Turkcell, ‘Turkcell’li Alõşverişte, İn- dirimi Cebinde’ kampanyasõ ile bu yõl içinde çeşitli markalardan in- dirimli alõşveriş imkânõ sunacak. Aboneler kampanyanõn 30 Nisan 2010’a kadar olan sürecinde giyim, ulaşõm, teknoloji ve gõda indirim- lerinden faydalanacaklar. Vodafone’danavantaj Vodafone, ‘Cep Avantaj Faturalõ Tarifeleri’ ile her yöne dakika pa- ketlerini yurtdõşõna aramalar için de kullanma olanağõ sunuyor. Ye- ni tarifelerle Vodafone aboneleri 7 Cep Avantaj paketinden birini se- çebilecekler. Pentax, Nar ile Türkiye’de PIN kodu tarihe karışacak Yaklaşık 2 yıldır Türkiye’de tem- silcisi bulunmayan dünyanın önde gelen fotoğraf makinesi üreticile- rinden Pentax Nar Teknoloji Yatı- rım AŞ ile Türkiye pazarına girdi. Avrupa’da satılan tüm modelleri Türkiye piyasasına sunacak olan Nar Teknoloji’nin Ürün Müdürü Serdar Ozansoy, ef- saneleşen D-SLR (K-7, K-x) modelle- rinden, günlük kul- lanıma uygun kom- pakt modellere (Optio E80, E85, M85, P80) mo- dellerine ka- dar tüm ürünleri Türk kullanıcısı- nın beğe- nisine su- nacaklarını belirtti. Bilim adamlarının geliştirdiği güvenli algoritmayla cep telefonları ses ile açılabilecek. North Carolina State Üniversitesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Robert Rodman, AA’ya yaptığı açıklamada, bugüne kadar parmak izi ve retina taraması gibi ileri gü- venlik önlemleri arasında yer alan sesin, geliştirilen yeni algoritmayla çok daha hız- lı olarak hayatın içinde yer alacağını söy- ledi. “Proje tamamlandığında, günlük hayatta PIN kodu gereken her yerde ses kullanılabilecek” diyen Rodman, ya- kın bir gelecekte teknolojinin ticari olarak pazara sürülebileceğini ve başta cep te- lefonları olmak üzere PIN gereken her tür- lü elektronik cihazda kullanılabileceğini ak- tardı. Günümüzde sese ait akustik pro- fillerin, kişinin önceden belirlenmiş bir ke- limeyi tekrar etmesine dayandığını ve bil- ginin işlenmesi için oldukça zaman har- candığını anımsatan Rodman, “Tepki süresinin, hata oranını arttırmadan hızlanması gerekiyor” dedi. İstanbullu bedavayı sevdi PIN kodu yerine cihazlar ses tunuyla açılabilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle