23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
‘Erzurum Savcısı TBMM’ye gelsin’! AKP ve CHP arasında dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili tartışma giderek büyüyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, BDP’liler dışında en fazla CHP’li milletvekilleriyle ilgili dokunulmazlık dosyası olduğunu öne sürdü. Oysa, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun yaptığı açıklama, BDP’lilerden sonra en fazla dokunulmazlık dosyasının AKP’li milletvekillerine ait olduğunu ortaya koydu. Kuzu’nun verdiği bilgiye göre, BDP’li milletvekilleri hakkında 383, AKP’lilerle ilgili 120, CHP’lilerle ilgili 57, MHP’lilerle ilgili 24 ve bağımsızlarla ilgili 3 dosya bulunuyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da, suç isnatlarına göre AKP ve CHP’li milletvekillerinin dosyaları arasında bir karşılaştırma yaptı. Anadol, “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasından AKP’nin 10, CHP’nin 1; “görevi kötüye kullanma, keyfi davranma ve ihmal” suçlamasından AKP’nin 34, CHP’in 5, “zimmet, kalpazanlık, sahtecilik, dolandırıcılık” suçlamasından AKP’nin 9, CHP’nin ise hiç dosyasının bulunmadığını söyledi. CHP’li Malik Ecder Özdemir de, TBMM Genel Kurulu’nda Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında hazırladığı iddianameyi eleştirirken sözü dokunulmazlık dosyalarına getirdi: “İlhan Cihaner’le ilgili hazırladığı dosyada bu başsavcı evrakta sahtekârlık, ihaleye fesat karıştırmak suçundan bahsediyor. Bu savcı, eğer Cumhuriyetin savcısıysa bu savcı, bu suçtan arananları, yani evrakta sahtekârlık yapanları, ihaleye fesat karıştıranları arıyorsa, bu savcı bu suçtan insanları arıyorsa, en çok bu Meclis altında ihaleye fesat karıştıran var, evrakta sahtekârlık yapan var. Bu savcıyı TBMM’ye davet ediyorum...” Kavaf’ın ‘uzmanlığı’! Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, bir süre önce “Dizi filmlerdeki erotik sahnelerin kendisini irite ettiğini” açıklayarak medyada göründü. Arkasından Hürriyet gazetesinde Faruk Bildirici’ye “Eşcinsellik bir hastalıktır, tedavi edilmesi gerekir” buyurdu. Bu “uzmanlığının” nereden geldiğini pek anlayamadık. Kendisi Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi mezunu. Kendisinin “Aşk-ı Memnu dizisinden irite olduğunu”, “Sadece Kurtlar Vadisi’ni seyrettiğini, orada verilen mesajların ilgisini çektiğini” de öğrendik. Her vesileyle “nasıl ötekileştirildiklerini, mazlum ve mağdur olduklarını” söyleyenlerin, Selma Kavaf’ın bu “ötekileştirici”, ayrımcı, homofobik yaklaşımına karşı bir ses çıkardığını duyamadık. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bu işi yine psikiyatrlara, bilim adamlarına sormak lazım. Konunun biraz çetrefilli bir konu olduğu belli” diyerek bu tartışmayı geçiştirmeye çalıştı. AKP içinden tek tepki, İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan’dan geldi. Memecan “Bilim eşçinselliğin hastalık olmadığını kanıtladı. Ama muhafazakârlar böyle bilir. Bu sözler ayrımcılığı, şiddeti körükler” dedi... Böyle ‘Kunte Kinte’liğe can kurban.. Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara’da bir sağlık tesisinin açılışı sırasında geçmiş dönemlerde sağlık politikalarının ne kadar kötü olduğunu anlattı durdu. “Ah ah, paran varsa 112 acil var, paran yoksa 112 acil yoktu, ortada bırakırlar seni. Beni bıraktılar çünkü biliyorum” diyen Erdoğan, bir vatandaşın “Kunte Kinte” benzetmesi üzerine “Yani bu ülkenin gerçekten Kunta Kinteleri vardı. Ben de SSK’liydim, aynı şekilde ben de senin gibi Kunta Kinte’ydim” dedi. Kendisini bir dönem ilgiyle izlenen Kökler dizisindeki Afrika’dan getirilip ABD’de köle olarak satılan Kunte Kinte’ye benzeten Erdoğan, süreç içinde hayli yol almış gözüküyor. 1 Mart 2010 tarihinde açıkladığı mal varlığını yorumsuz aktaralım: ? 40 bin TL değerinde Arnavutköy- Bolluca köyünde 376 metrekare arsa. ? 10 bin TL değerinde Güneysu- Dumankaya köyünde 2 bin metrekare taşınmaz. ? Banka hesaplarında 2 milyon 366 bin 109 TL (Şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı). ? 12 Eylül 2007’deki mal beyanına göre bankadaki hesaplarında 1 milyon 803 bin 854 TL ile 9 bin 890 Avro’su bulunan Erdoğan’ın TL hesabı 2.5 yılda 2 milyon 366 bin 109 TL’ye çıktı. Yani nakit para bu süre içerisinde 562 bin 255 TL daha arttı. ? 2007’de 312 bin 500 TL olan alacağı 500 bin TL’ye çıktı. Rizeli gazeteci 10 aydır içeride Gençağa Karafazlı 26 yıllık gazeteci... Gazeteciler Cemiyeti ve ÇGD tarafından 3 kez “yılın gazetecisi” seçilmiş. Organize suç örgütü kurmak ve yönetmek iddiasıyla 18 Haziran 2009 tarihinde Rize Sulh Ceza Mahkemesi’nin hazırladığı müzekkere ile tutuklanarak Kalkandere L Tipi Cezaevi’ne konulan Karafazlı, bugüne dek hâkim önüne çıkarılamadı. Karafazlı, köşemize gönderdiği “Görülmüştür” damgalı mektupta “isyan”ını dile getiriyor: “10 aydan beri tutukluyum, suçumu hâlâ bilmiyorum. Dava dosyası Erzurum özel yetkili savcılıkta bekliyor, hakkımda hâlâ bir iddianame yazılmamış, yasalarda belirtilen ‘makul’ tutukluluk süresi çoktan aşıldı, tutukluluğum peşin bir cezaya dönüştü. Ortada ciddi bir insan hakkı ihlali var, bugüne kadar yaptığım tahliye başvuruları ‘kuvvetli suç şüphesi gerekçeleriyle sürekli reddedildi, şu anda 10 aydan beri hiçbir gerekçe gösterilmeden tutuklu olarak içeride tutulmamın hiçbir gerekçesi yoktur. Tek gerekçe o da AKP karşıtı olmam... Sizlerden ricam Türkiye’nin başka bölgelerinde haksızlığa uğrayan başka Balbay’ların olduğunu da bilmeniz.” Rize’deki birçok sivil toplum örgütü ve parti temsilcileri Karafazlı’nın 10 aydır hâkim önüne çıkarılmamasına tepki gösterirken ÇGD Başkanı Ahmet Abakay da “Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Ufuk Akkaya, Deniz Yıldırım ve Rize’de tutuklu gazeteci Gençağa Karafazlı tutuksuz yargılanabileceği halde aylardır cezaevlerinde mağdur duruma sokulmuşlardır. Cezaevindeki meslekteşlarımız tutuklu olmaktan çıkmış fiilen hükümlü duruma sokulmuşlardır” diyor... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com CMYB C M Y B 15 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com “Tef çalıp kalabalığı coşturduğu için” Batmanlı genç kız hakkında 54 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Hüseyin Çelik. Burhan Kuzu. S. Aliye Kavaf. TÜREY KÖSE ANKARA - SHP ile Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) önceki gün birleşirken 10 Aralõk Hareketi ile bazõ aydõnlarõn süreçten çe- kilmesi nedeniyle “çağdaş solda büyük buluşma” tartõşmalõ baş- ladõ. BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’õn da kurultaya katõl- mamasõ dikkat çekti. Yeni kurulan EDP ile SHP’nin birleşmesinin kararlaştõrõldõğõ SHP kurultayõ önceki gün yapõl- dõ. 10 Aralõk Hare- keti, “çağdaş solda büyük buluşma” he- defiyle sürdürülen ça- lõşmalardan bir süre önce çekilmişti. Sü- reci başõndan beri des- tekleyen BDP İstan- bul Milletvekili Ufuk Uras’õn da önceki gün kurultaya katõlmayõp, mesaj göndermekle yetinmesi dikkati çek- ti. Fuat Keyman, Ahmet İnsel gibi ba- zõ aydõnlar da son aşamada isim- lerini çekmişti. SHP Ankara İl Başkanõ Celalettin Koç ile bazõ partililer de “SHP’yi yok edecek yapılaşmaya” tepki göstererek is- tifa etmişlerdi. EDP Genel Baş- kanõ Ziya Halis, “Solda büyük buluşma gerçekleştirilebildi mi” sorusuna “4 bileşen vardı. Yeni sol, Alevi Bektaşi Federasyonu bünyesindeki ‘Nasõl bir Türkiye istiyoruz’ grubu, SHP ve 10 Aralık Hareketi. Ufuk Uras za- ten seçimini yaptı, BDP’li oldu. Diğer bazı arkadaşlar parti ku- rullarında görev almak iste- medi. Görev almayacağım de- yince desteğini çekti diye zor- lama yorumlar yapılıyor. 10 Aralık Hareketi’nin çekilmesi de bence geçici. Bu arkadaş- larla yeniden bir araya gelebi- leceğimizi umut ediyorum” ya- nõtõnõ verdi. Halis, görev bölümü yaptõktan sonra, örgütlerde yeni yapõlanmaya gideceklerini ve he- men olağan kurultay sürecini başlattõkla- rõnõ bildirdi. SHP’nin son ge- nel başkanõ Hüseyin Ergün, “büyük bu- luşma”nõn tam ola- rak sağlanamama- sõyla ilgili olarak “10 Aralık Hareketi 1 Şubat günü ayrıl- dığını bildirdi. Ken- dilerine göre ge- rekçeleri vardı. Bu hareketten bazı ar- kadaşlar partide görev aldılar, diğer arkadaşlarımızın da süreç içinde ilgi göstereceklerini dü- şünüyoruz. Ufuk Uras bu süreci desteklemeye devam ediyor ama özel bir nedenle, konjonk- türel bir nedenle BDP millet- vekili. Diğer arkadaşlarımız da yönetimde görev almak iste- mediler, entelektüel katkılarını yapmaya devam edecekler” gö- rüşünü dile getirdi. SHP ile Eşitlik ve Demokrasi Partisi birleşirken 10 Aralõk Hareketi ile bazõ aydõnlarõn süreçten çekilmesi nedeniyle “çağdaş solda büyük buluşma” tartõşmalõ başladõ. 10 Aralõk Hareketi çekildi, bazõ SHP’liler istifa etti, Ufuk Uras kurultaya gelmedi ‘Çağdaş solda’ sõkõntõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle