Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, el bom-
basõ yüklü kamyonla ilgili olayda suç un-
suru bulunmamasõ sebebiyle “kovuştur-
maya yer olmadığı”na karar verdi. Savcõ-
lõkça, TSK’ye ait silahlarõ ihbar eden kişi-
nin gerçek kimliği araştõrõlõyor. Son dö-
nemde yaşanan olaylarda jandarma bölge-
sinde bile ihbarlarõn polise yapõlmasõ ve
TRT tarafõndan gelişmelerin dakika daki-
ka duyurulmasõ dikkat çekiyor.
Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcõ
Vekilliği’nin takipsizlik kararõnda, Ankara
Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik
Şube Müdürlüğü’ne 10 Mart Çarşamba gü-
nü, saat 15.57’de gönderilen “çok önemli
lütfen bakınız” konulu elektronik posta iç-
eriğine yer verildi. Kararda, Korgeneral Ser-
vet Yörük imzalõ 4 Mart 2010 tarihli Destek
Grup Komutanlõğõ’na görevlendirme konulu
belgeye de yer verildi. Kararda, arama esna-
sõnda araçta 25’li sandõklar içinde M26 mo-
del, Amerikan yapõmõ, NATO standardõ, sa-
vunma tipi, kafile ve seri numaralarõ üzerin-
de mevcut 958 adet el bombasõnõn bulundu-
ğunun tespit edildiğine yer verildi. Dosya-
nõn incelenmesinde, Ankara Seferberlik Böl-
ge Başkanlõğõ’nda bir kõsõm subay ve astsu-
bayla ilgili yürütülen soruşturma ile söz ko-
nusu ihbarõn irtibatõnõn tespit edilememesi
sebebiyle soruşturmanõn yeni bir numaraya
kaydedildiği bildirilen kararda, olayda suç
unsuru bulunmamasõ nedeniyle “kovuştur-
maya yer olmadığı” kararõ verildiği açõk-
landõ. Kararõn bir nüshasõnõn Ankara Merkez
Komutanlõğõ ve Genelkurmay Başkanlõğõ
Özel Kuvvetler
Komutanlõ-
ğõ’na gönde-
rilmesine ka-
rar verildiği
kaydedildi.
İhbarcı
aranıyor
İhbarõ yapanõn
bulunmasõna yönelik
soruşturmanõn ise sürdüğü
öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ TSK’ye ait mühimmatõ “kirli silah”
olarak ihbar eden “Mehmet Ali” isimli
kişinin gerçek kimliğini araştõrõyor. Uz-
manlar, bu ihbarõn kişinin kendisine ait bir
adresten göndermesi durumunda IP num-
arasõyla çabucak ulaşõbileceğini ancak bir
internet kafeden atõldõysa kişiye ulaşmada
sorunlar yaşanacağõnõ belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanõ De-
niz Baykal, başkentte TSK’ye ait
askeri mühimmat taşõyan kam-
yonun durdurulmasõyla ilgili ola-
rak “Bu tip konularda ihbar-
cının üzerine gidilmesi çok
önemli. Bugüne kadar pek çok
yanlış ihbar çıktı. Maalesef
Türkiye’de meydan boş bıra-
kılmıştır. İçeriden, dışarıdan
birilerinin katkısıyla böyle bir
tezgâh götürülüyor” dedi.
CHP lideri Baykal, önceki gün
CNN Türk’te yayõmlanan “An-
kara Kulisi” programõna katõ-
larak kendisine yöneltilen soru-
larõ yanõtladõ. Baykal, TSK’ye ait
mühimmat taşõyan kamyonun
durdurulmasõyla ilgili soru üze-
rine, “bu tip konularda ihbar-
cıların üzerine gidilmesinin
çok önemli olduğunu, bu ko-
nuda ihbarı yapanın sevkıya-
tı ayrıntılarıyla bildiğinin an-
laşıldığını, bu ayrıntıları bi-
len birinin bunun rutin bir
uygulama olduğunu da bilme-
si gerektiğini” vurguladõ.
Baykal, “Ya bunu da bilerek
ve yahut bunu bir gündem be-
lirlemek üzere TSK’ye karşı
kampanyanın bir parçası ola-
rak kullanmayı amaçlıyor. Ya
da başka bir ince hesap varsa
onun ortaya çıkması lazım.
Bugüne kadar pek çok yanlış
ihbar ortaya çıktı. Ameri-
ka’dan ihbar yapıldı. Böyle
bir faaliyetin sistematik bir
şekilde kurumsal olarak ikti-
darın himayesi ve desteği ol-
madan götürülmesi mümkün
mü?” dedi. Baykal, bir soru
üzerine “Yani silahlı kuvvetle-
rin kendisinin 2003’teki bu
olayla ilgili bir sorumluluk
paylaştırma gayreti içine gir-
miş olduğunu, bu bilirkişi ra-
poru için de söylüyorum orta-
ya çıkmış olması çok düşün-
dürücüdür. Suç var mı yok mu
bunu bilmiyoruz, inceleyip gö-
rürler. Fakat ‘bilinsin ki bir
yetki tecavüzü var burada’ de-
nilmiş olmasını ben bir ku-
rumsal zafiyet olarak tespit
ediyorum” açõklamasõnõ yaptõ.
Çankaya’da 3’lü zirve
Baykal, “Çankaya Köş-
kü’nde gerçekleştirilen 3’lü
zirvenin ardındaki yemeği,
‘kutlama yemeği’ olarak ad-
landırdınız. Burada asıl suçla-
ma makamı olarak sizin hede-
fe koyduğunuz kişi Genelkur-
may Başkanı İlker Başbuğ”
denilerek yöneltilen soruya da şu
karşõlõğõ verdi:
“Olayı şahsileştirmeyi doğru
bulmuyorum. Kimseyle hiç-
bir sorunum yoktur. Ben sa-
dece yaşanan olayların yo-
rumlamasını yapmaya çalışı-
yorum. Bu orijinal ıslak imza-
lı olduğu anlaşılırsa o belgenin,
Genelkurmay’ın bağrında bu-
nun hazırlandığı ortaya çıkar-
sa bu bitirmez her şeyi. Her şe-
yi başlatır. Böyle bir faaliyetin
yürütülmesine izin vermeme
konumunda olan, oranın hu-
kuka, kurallara, askeri disip-
line uygun olarak çalışmasının
güvencesi olması gerekenlerin
sorumluluğundadır. Bu so-
ruşturmada çıkar.”
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2010 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Kalbimizdeki Türkiye
-Can sıkıntısıyla yapılmış bir ütopya denemesi-
Açık açık konuşmanın vakti geldi ve geçiyor.
Kalbimizdeki Türkiye’yi artık dile getirmeliyiz.
Kalbimizde, gönlümüzde, zihnimizde
yaşattığımız Türkiye’yi dosta düşmana
duyurmanın vakti geldi ve geçiyor.
Hem ona bu kadar yaklaşmışken dile
getirmekten niye çekinmeli.
Şimdi konuşmazsak gelecek kuşaklar bizi
korkaklıkla, tabansızlıkla, bilinçsizlikle, hatta
alçaklıkla suçlamazlar mı?
Konuşmalıyız ve artık her şey apaçık bilinip
görülmeli.
Hedefimiz Cumhuriyet denilen jakoben
ucubenin bütün kurumlarıyla ortadan kaldırılması,
Osmanlı’nın yeniden olanca heybetiyle ayağa
kalkmasıydı.
Bunun gerçekleşmesi için öncelikle yapılması
gereken, Batı canavarının içimize beşinci kol
olarak soktuğu, insan hakları, düşünce ve anlatım
özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, demokrasi, sosyal
devlet, örgütlü toplum gibi zehirlerden ülkenin
bünyesini arındırmaktı.
Bunları gerçekleştirmek yönünde çok adımlar
attık.
Şimdi atılması gereken son adım, bütün
hukuksal sorunların biricik çözümü olarak şeriat
hukukunun uygulanmaya konulmasıdır.
Onu uygulayacak olanlar ise ulema ve onların
da tepesinde yer alacak olan yürütme erkidir.
Kuvvetler ayrılığı bir bölücülük sloganıdır.
Kuvvet ayrılıktan değil birlikten doğar.
Kuvvetin kaynağı millettir.
Milletin dediği olur.
Milletin ne diyeceğini ise, her kafadan ayrı bir
ses çıkmaması için, onun iradesini temsil edenler
en doğru biçimde saptayacaktır.
Zaten demokrasi de bundan başka bir şey
değildir.
Ayrı kuvvetleri birleştirme yolunda önemli
adımlar attık.
Sıra şimdi silahlı kuvvetlerin
silahsızlandırılmasındadır.
İmanı güçlü bir milletin silahlı kuvvete ne
gereksinimi var.
Bizde silahlı kuvvetler jakobenliğin uzantısıdır.
Silahı onlardan alıp imanı güçlü güvenlik
kuvvetlerine vermeliyiz.
Silahlı kuvvetler ise tekrar padişah ordusu,
peygamber ocağı olmalıdır.
Bunu başardıktan sonra indirilmesi gereken son
darbe, başkentin en değerli arazisi üzerinde tek bir
faniye hasredilmiş kabri de kaldırarak yerine
bugüne kadar insanlık tarihinin görmediği
büyüklükte (Edirne’deki Selimiye’yi, İstanbul’daki
Sultanahmet Camisi ve Süleymaniye’yi, Ankara
Kocatepe Camisi’ni ve Adana’daki “Sabancı”yeyi
geride bırakan) bir cami inşa etmektir.
Belki daha da iyisi, o toprakları yabancı
şirketlere kırk yıllığına kiralamak, ya da satmaktır.
Açıkça konuşmanın vakti geldi ve geçiyor.
Cumhuriyet, büyük bir uygarlığı yok ederek
yerine küçük bir kabile devleti kurdu.
Bu milletin geçmişiyle bütün bağlarını kopardı.
Kutsal kitabın yazısı olan kutsal Arap alfabesini
kaldırarak gavurun abecesini getirdi.
Amaç burada da milleti dininden ve
geçmişinden koparmak, kimliğini yok etmekti.
Bunda bir ölçüde başarılı da oldular.
Ama artık vakit geldi ve uyuyan dev uykusundan
uyandı.
Milletin hesap verme vakti geçti, millete hesap
verme vakti geldi.
Bu millet onu geçmişinden, dinini yaşamaktan,
türbanından, tespihinden, imanından,
namazından, niyazından koparanlarla son ve asıl
hesaplaşma gününe hazırlanıyor.
Hepsi gavur taklidi ve jakoben icadı olan bütün
ulusal bayramlar kaldırılarak yerlerini dinsel ibadet
ve kutlama günlerine, kutsal doğum haftası
benzeri minnet ve şükran törenlerine bırakacak.
Öğretim birliği ilkesi korunacak ama büsbütün
başka bir anlamda, bütünüyle dinselleşmiş olarak.
Kaza ve kaderin karşısına insan aklını ve
iradesini çıkarmaya çalışanların akılları mutlaka
başlarına getirilecek ya da büsbütün başsız
kalacaklar.
Tek bir muhalif kalmayacak biçimde muhalefetin
köküne kibrit suyu ekilecek.
Gönüllerimizdeki, kalplerimizdeki,
zihinlerimizdeki Türkiye’nin adı da artık Türkiye
olmayacak.
Kırk kavmin yaşadığı toprak neden tek bir
kavmin adıyla anılsın.
Türkçe resmi dil olmaktan çıkarılacak.
Ortak iletişim dillerinden biri dinimize uygun
olarak Arapça, öteki dünyanın gidişine ayak
uydurmak için İngilizce olacak.
İşte zihinlerimizdeki, gönüllerimizdeki,
hayallerimizdeki Türkiye.
Daha doğrusu Türkiye’nin yerini alacak olan
ülke.
Açık seçik konuşmanın vakti geldi ve geçiyor.
Korkacak, çekinecek bir şey kalmadı.
Zaten bunları söylemekle yeni bir şey söylemiş
olmuyor, malumu (zaten bilineni) dosta düşmana
gizlisiz saklısız ilan etmiş oluyoruz.
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
Genelkurmay önünde protesto
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel-
kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ dün
karargâha girerken, adõ İsmail A. olan bir
emekli yurttaş tarafõndan protesto edildi. Edi-
nilen bilgiye göre, PTT’den emekli olduğu
öğrenilen İsmail A, sabah saatlerinde Genel-
kurmay Başkanõ Başbuğ’un aracõnõn Güney
Nizamiye’den Genelkurmay Karargâhõ’na gi-
rişi sõrasõnda “Paşalar içeride yatõyor, siz ko-
rumalarla geziyorsunuz” diye bağõran İsmail
A.’ya bölgedeki güvenlik görevlileri müda-
hale etti. İsmail A. gözaltõna alõndõ.
AYŞE SAYIN
ANKARA - Erzincan’da yaptõğõ
incelemeler sõrasõnda gizli tanõk
“Munzur” ile görüştüğüne ilişkin
görüşme kayõtlarõ yayõmlanan
CHP İzmir Milletvekili Ah-
met Ersin, bu kişiye 80 bin
lira verdiği iddialarõnõn ta-
mamen asõlsõz olduğunu
belirterek “Çanta yanımda, içinde
pijamam ve tıraş takımlarım vardı.
Kayıtlarda da görülüyor, orada 3 ga-
zeteci var, partililer var, ben enayi mi-
yim herkesin önünde çantayla para
vereyim. Ben Erzincan’daki hukuk-
suzluğu ortaya çıkardım, onun için
uğraşıyorlar” dedi. CHP’li Ahmet
Ersin, kendisi gibi aynõ komisyonun
üyesi Malik Ec-
der Özdemir ve CHP Elazõğ Millet-
vekili Erol Tınastepe ile birlikte Er-
zincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tu-
tuklanmasõndan sonra Erzincan’da
yaptõklarõ incelemeler sõrasõnda gizli ta-
nõk “Munzur” ile görüştüğü iddiala-
rõyla ilgili sorularõmõzõ yanõtladõ. Gö-
rüşme kaydõnõn, özellikle iktidar yan-
lõsõ medyaya düşmesinin son derece
dikkat çekici olduğunu belirten Ersin,
Erzincan’da Eriza Otel’de görüştüğü
kişinin kendisine herhangi bir isim söy-
lemediğini belirtti. Görüntülere yan-
sõyan ve içinde 80 bin lira olduğu ve
Munzur’a verildiği ileri süren siyah de-
ri çantasõnõ da Meclis’teki odasõnda ga-
zetecilere de gösteren Ersin, görüşme
sürecini şöyle anlattõ:
İŞ İSTEDİ: Bu kişi biz otelle ilişki-
mizi kestikten sonra geldi, görüşmek is-
tediğini bildirdiler. Ben gizli tanõk ol-
duğunu nereden bileyim? Ailevi so-
runlarõ olduğundan, eşiyle boşanma
aşamasõnda olduğunu, hayatõnõ değiş-
tirmek istediğini söyledi. Benden İz-
mir’de ya da Ankara’da kendisine iş bul-
mamõ istedi. Kendisi ayrõca can gü-
venliğinin de tehlikede olduğunu söy-
ledi. Bunun üzerine ben “can güvenli-
ğin neden tehlikede” diye sorunca,
“Bunu size söyleyemem, ancak tel-
evizyonlara söylerim” karşõlõğõnõ ver-
di. Ben, can güvenliğini sağlayamaya-
cağõmõ, böyle bir şey varsa, savcõya, jan-
darmaya, polise gitmesi gerektiğini
söyledim. Görüşmenin özeti budur.
ENAYİ MİYİM, HERKESİN
ÖNÜNDE VEREYİM: Orada görün-
tülerde de var Fox TV’den muhabir ve
kameraman arkadaş var, Habertürk’ten
muhabir arkadaş var, bir de yerel ba-
sõndan bir gazeteci var, milletvekili 2.
sõra adayõmõz Nedim Bey var, partili-
ler var. Yani öyle bir ortamda görüşü-
yoruz. Zaten görüntülerde de muhabir
ve kameraman arkadaşlar dikkat edilirse
görülür. Yani böyle bir ortamda ben
enayi miyim bir çanta ile bu kişiye pa-
ra vereyim. Böyle bir durum olsa her-
halde en azõndan odama çağõrõr veririm.
80 BİNİ NEREDE BULAYIM, 20
BİN LİRA KREDİ BORCUM VAR:
Bu 80 bin lira meselesi nereden çõktõ onu
anlayamadõm. Benim Ziraat Banka-
sõ’na 20 bin lira kredi borcum var ne-
reden bulayõm 80 bin lirayõ? Kaldõ ki
adam 80 bin lirayõ aldõysa neden ifa-
desini değiştirmemiş? Zaten ben o gö-
rüşmeden 3 saat sonra Erzurum’a ha-
vaalanõna geldiğimde Cihan Haber
Ajansõ’ndan birisi görüşmek istediğini,
benim “gizli tanık Munzur” ile gör-
üştüğüm bilgisi aldõklarõnõ söyleyince
anladõm bu kişinin kim olduğunu. Ben
de kimsenin bana “gizli tanık Munzur”
olarak görüşmeye gelmediğini belirtip,
“Siz nereden biliyorsunuz gizli tanık
olduğunu” diye sordum.
HUKUKSUZLUĞU ORTAYA ÇI-
KARDIM: Bu gizli tanõklar daha önce
bazõ gazetecilerle görüşmüşler, Star
televizyonuyla görüşmek istemişler,
bizim milletvekilimiz Erol Bey ile (Tõ-
nastepe) ile görüşmüşler, hiç kimse
bununla ilgilenmiyor sadece benim
üzerime geliyor. Çünkü ben aralõkta
yaptõğõm ziyaretle Erzincan’daki hu-
kuksuzluğu ortaya çõkardõm. Orada bir
hesaplaşma vardõ, şimdi beni o hesap-
laşmanõn parçasõ yapmak istiyorlar.
Ben hukuk adamõyõm, karanlõk olayla-
rõn üzerine giderim. Ben orada Erzurum
savcõsõnõn tutumunu eleştirdim, yaptõ-
ğõ işlemin hukuki olmadõğõnõ söyledim,
ama bu benim görüşümdür, orada yar-
gõya müdahalem söz konusu değildir.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP’li
Ahmet Ersin’in Erzincan’da gizli tanık Munzur ile
görüştüğü ve bir otelin lobisinde çanta bıraktığı
yönündeki iddialarla ilgili olarak cumhuriyet sav-
cılarını göreve çağırdı. Bozdağ, haberlerin doğ-
ru, görüntülerin gerçek olması halinde bu tür bir
davranışın Türk Ceza Yasası’na göre tartışmasız
bir suç olduğunu belirterek, bunun doğrudan ta-
kibi gerekli bir suç olduğunu savundu. Bozdağ,
“Zannedersem cumhuriyet savcılarının, yasaların
kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak tahkikat
başlatmış olmaları gerekiyor. Eğer herhangi bir
tahkikat başlatmamışlarsa ben buradan aracılı-
ğınızla çağrı yapmak istiyorum. Bu açıkça bir
suçtur, cumhuriyet savcılarını yasal görevlerinin
gereğini yapmaya davet ediyorum” dedi.
AKP Başkanvekili Bozdağ savcıları görev çağırdı
CHP İzmir Milletvekili, gizli tanõğa çantayla 80 bin lira verdiği iddialarõnõn asõlsõz olduğunu söyledi
Ersin: Üzerime geliyorlar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in
hazõrladõğõ ve üzerinde “ıslak imzası bu-
lunduğu” iddia edilen “İrticayla Müca-
dele Eylem Planı”na ayrõntõlõ inceleme
yapõlacak. İncelemelerde belgenin kâğõ-
dõ, mürekkebi, hangi yazõcõdan çõktõğõ ve
Çiçek’in parmak izinin bulunup bulun-
madõğõ konularõ araştõrõlacak. “Islak im-
zalı belge”nin ayrõntõlõ incelemesi Jan-
darma Kriminal Laboratuvarõ’nda yapõla-
cak. Çiçek’in avukatõ İrem Çiçek, yaptõ-
ğõ açõklamada, üzerinden 9 ay geçmesine
karşõn sonunda 4 sayfalõk belgenin “hak
ettiği şekilde” inceleneceğini savundu.
Çiçek, şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Genelkurmay Başkanlığı Askeri
Savcılığı, talebimiz üzerine Jandarma
Kriminal Laboratuvarları’nda incele-
me yapılması sürecini başlatmıştır. Is-
lak imza iddialı belge Jandarma Kri-
minal Laboratuvarları’nda talebimiz
doğrultusunda incelenecektir. İstanbul
Savcılığı’na bir ihbar mektubu ile gön-
derildiği iddia edilen mektup, zarfı ve
ıslak imza iddialı belge üzerinde faili
meçhul şahıs hakkında da parmak izi
başta olmak üzere diğer organik izle-
rin incelenmesi de bu süreçte yapıla-
caklar arasındadır.” İrem Çiçek, Dur-
sun Çiçek’in Erzincan’a geçen yõl gittiği
ve belgeyi orada uygulamaya koymaya
çalõştõğõ iddialarõnõ da yalanladõ.
‘ISLAK İMZALI BELGE’
Çiçek’in
parmak izine
bakõlacak
‘Yeni bir tezgâh dönüyor’
Kamyona takipsizlik
İhbarcõnõn üzerine gidilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Baykal,
‘İçeriden, dõşarõdan birilerinin katkõsõyla böyle bir tezgâh götürülüyor’ dedi
Savcõlõk el bombasõ yüklü kamyonla ilgili olayda suç unsuru bulmadõ
Üsteğmen intihar etti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An-
kara’nõn Polatlõ ilçesindeki Topçu ve
Füze Okul Komutanlõğõ’nda görevli Üs-
teğmen İbrahim Ünal Sarıoğlu intihar
etti. Sarõoğlu’nun intihar nedeni araştõrõ-
lõyor. Ankara Polatlõ’daki Topçu ve Fü-
ze Okul Komutanlõğõ’nda görevli bir üs-
teğmen, beylik silahõyla evinde canõna
kõydõ. Edinilen bilgilere göre Sarõoğ-
lu’nun dün sabah görev yerine gitmeme-
si üzerine arkadaşlarõ evine geldi. Sarõ-
oğlu’nun arkadaşlarõ kapõyõ zorlayarak
içeri girdi. İçeri girenler yatak odasõnda
Sarõoğlu’nun cesediyle karşõlaştõ. Üsteğ-
menin eşi Gül Sarıoğlu’nun Polatlõ İlçe
Tarõm Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi
olarak çalõştõğõ, 4 yaşõndaki oğlu Alp
Sarıoğlu’nun ise bu sõrada kreşte oldu-
ğu belirtildi. Sarõoğlu’nun cesedi, kesin
ölüm nedeninin belirlenmesi için Anka-
ra Adli Tõp Kurumu’na gönderildi.
TOPÇU VE FÜZE OKUL KOMUTANLIĞI