22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, el bom- basõ yüklü kamyonla ilgili olayda suç un- suru bulunmamasõ sebebiyle “kovuştur- maya yer olmadığı”na karar verdi. Savcõ- lõkça, TSK’ye ait silahlarõ ihbar eden kişi- nin gerçek kimliği araştõrõlõyor. Son dö- nemde yaşanan olaylarda jandarma bölge- sinde bile ihbarlarõn polise yapõlmasõ ve TRT tarafõndan gelişmelerin dakika daki- ka duyurulmasõ dikkat çekiyor. Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcõ Vekilliği’nin takipsizlik kararõnda, Ankara Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne 10 Mart Çarşamba gü- nü, saat 15.57’de gönderilen “çok önemli lütfen bakınız” konulu elektronik posta iç- eriğine yer verildi. Kararda, Korgeneral Ser- vet Yörük imzalõ 4 Mart 2010 tarihli Destek Grup Komutanlõğõ’na görevlendirme konulu belgeye de yer verildi. Kararda, arama esna- sõnda araçta 25’li sandõklar içinde M26 mo- del, Amerikan yapõmõ, NATO standardõ, sa- vunma tipi, kafile ve seri numaralarõ üzerin- de mevcut 958 adet el bombasõnõn bulundu- ğunun tespit edildiğine yer verildi. Dosya- nõn incelenmesinde, Ankara Seferberlik Böl- ge Başkanlõğõ’nda bir kõsõm subay ve astsu- bayla ilgili yürütülen soruşturma ile söz ko- nusu ihbarõn irtibatõnõn tespit edilememesi sebebiyle soruşturmanõn yeni bir numaraya kaydedildiği bildirilen kararda, olayda suç unsuru bulunmamasõ nedeniyle “kovuştur- maya yer olmadığı” kararõ verildiği açõk- landõ. Kararõn bir nüshasõnõn Ankara Merkez Komutanlõğõ ve Genelkurmay Başkanlõğõ Özel Kuvvetler Komutanlõ- ğõ’na gönde- rilmesine ka- rar verildiği kaydedildi. İhbarcı aranıyor İhbarõ yapanõn bulunmasõna yönelik soruşturmanõn ise sürdüğü öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ TSK’ye ait mühimmatõ “kirli silah” olarak ihbar eden “Mehmet Ali” isimli kişinin gerçek kimliğini araştõrõyor. Uz- manlar, bu ihbarõn kişinin kendisine ait bir adresten göndermesi durumunda IP num- arasõyla çabucak ulaşõbileceğini ancak bir internet kafeden atõldõysa kişiye ulaşmada sorunlar yaşanacağõnõ belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal, başkentte TSK’ye ait askeri mühimmat taşõyan kam- yonun durdurulmasõyla ilgili ola- rak “Bu tip konularda ihbar- cının üzerine gidilmesi çok önemli. Bugüne kadar pek çok yanlış ihbar çıktı. Maalesef Türkiye’de meydan boş bıra- kılmıştır. İçeriden, dışarıdan birilerinin katkısıyla böyle bir tezgâh götürülüyor” dedi. CHP lideri Baykal, önceki gün CNN Türk’te yayõmlanan “An- kara Kulisi” programõna katõ- larak kendisine yöneltilen soru- larõ yanõtladõ. Baykal, TSK’ye ait mühimmat taşõyan kamyonun durdurulmasõyla ilgili soru üze- rine, “bu tip konularda ihbar- cıların üzerine gidilmesinin çok önemli olduğunu, bu ko- nuda ihbarı yapanın sevkıya- tı ayrıntılarıyla bildiğinin an- laşıldığını, bu ayrıntıları bi- len birinin bunun rutin bir uygulama olduğunu da bilme- si gerektiğini” vurguladõ. Baykal, “Ya bunu da bilerek ve yahut bunu bir gündem be- lirlemek üzere TSK’ye karşı kampanyanın bir parçası ola- rak kullanmayı amaçlıyor. Ya da başka bir ince hesap varsa onun ortaya çıkması lazım. Bugüne kadar pek çok yanlış ihbar ortaya çıktı. Ameri- ka’dan ihbar yapıldı. Böyle bir faaliyetin sistematik bir şekilde kurumsal olarak ikti- darın himayesi ve desteği ol- madan götürülmesi mümkün mü?” dedi. Baykal, bir soru üzerine “Yani silahlı kuvvetle- rin kendisinin 2003’teki bu olayla ilgili bir sorumluluk paylaştırma gayreti içine gir- miş olduğunu, bu bilirkişi ra- poru için de söylüyorum orta- ya çıkmış olması çok düşün- dürücüdür. Suç var mı yok mu bunu bilmiyoruz, inceleyip gö- rürler. Fakat ‘bilinsin ki bir yetki tecavüzü var burada’ de- nilmiş olmasını ben bir ku- rumsal zafiyet olarak tespit ediyorum” açõklamasõnõ yaptõ. Çankaya’da 3’lü zirve Baykal, “Çankaya Köş- kü’nde gerçekleştirilen 3’lü zirvenin ardındaki yemeği, ‘kutlama yemeği’ olarak ad- landırdınız. Burada asıl suçla- ma makamı olarak sizin hede- fe koyduğunuz kişi Genelkur- may Başkanı İlker Başbuğ” denilerek yöneltilen soruya da şu karşõlõğõ verdi: “Olayı şahsileştirmeyi doğru bulmuyorum. Kimseyle hiç- bir sorunum yoktur. Ben sa- dece yaşanan olayların yo- rumlamasını yapmaya çalışı- yorum. Bu orijinal ıslak imza- lı olduğu anlaşılırsa o belgenin, Genelkurmay’ın bağrında bu- nun hazırlandığı ortaya çıkar- sa bu bitirmez her şeyi. Her şe- yi başlatır. Böyle bir faaliyetin yürütülmesine izin vermeme konumunda olan, oranın hu- kuka, kurallara, askeri disip- line uygun olarak çalışmasının güvencesi olması gerekenlerin sorumluluğundadır. Bu so- ruşturmada çıkar.” CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kalbimizdeki Türkiye -Can sıkıntısıyla yapılmış bir ütopya denemesi- Açık açık konuşmanın vakti geldi ve geçiyor. Kalbimizdeki Türkiye’yi artık dile getirmeliyiz. Kalbimizde, gönlümüzde, zihnimizde yaşattığımız Türkiye’yi dosta düşmana duyurmanın vakti geldi ve geçiyor. Hem ona bu kadar yaklaşmışken dile getirmekten niye çekinmeli. Şimdi konuşmazsak gelecek kuşaklar bizi korkaklıkla, tabansızlıkla, bilinçsizlikle, hatta alçaklıkla suçlamazlar mı? Konuşmalıyız ve artık her şey apaçık bilinip görülmeli. Hedefimiz Cumhuriyet denilen jakoben ucubenin bütün kurumlarıyla ortadan kaldırılması, Osmanlı’nın yeniden olanca heybetiyle ayağa kalkmasıydı. Bunun gerçekleşmesi için öncelikle yapılması gereken, Batı canavarının içimize beşinci kol olarak soktuğu, insan hakları, düşünce ve anlatım özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, demokrasi, sosyal devlet, örgütlü toplum gibi zehirlerden ülkenin bünyesini arındırmaktı. Bunları gerçekleştirmek yönünde çok adımlar attık. Şimdi atılması gereken son adım, bütün hukuksal sorunların biricik çözümü olarak şeriat hukukunun uygulanmaya konulmasıdır. Onu uygulayacak olanlar ise ulema ve onların da tepesinde yer alacak olan yürütme erkidir. Kuvvetler ayrılığı bir bölücülük sloganıdır. Kuvvet ayrılıktan değil birlikten doğar. Kuvvetin kaynağı millettir. Milletin dediği olur. Milletin ne diyeceğini ise, her kafadan ayrı bir ses çıkmaması için, onun iradesini temsil edenler en doğru biçimde saptayacaktır. Zaten demokrasi de bundan başka bir şey değildir. Ayrı kuvvetleri birleştirme yolunda önemli adımlar attık. Sıra şimdi silahlı kuvvetlerin silahsızlandırılmasındadır. İmanı güçlü bir milletin silahlı kuvvete ne gereksinimi var. Bizde silahlı kuvvetler jakobenliğin uzantısıdır. Silahı onlardan alıp imanı güçlü güvenlik kuvvetlerine vermeliyiz. Silahlı kuvvetler ise tekrar padişah ordusu, peygamber ocağı olmalıdır. Bunu başardıktan sonra indirilmesi gereken son darbe, başkentin en değerli arazisi üzerinde tek bir faniye hasredilmiş kabri de kaldırarak yerine bugüne kadar insanlık tarihinin görmediği büyüklükte (Edirne’deki Selimiye’yi, İstanbul’daki Sultanahmet Camisi ve Süleymaniye’yi, Ankara Kocatepe Camisi’ni ve Adana’daki “Sabancı”yeyi geride bırakan) bir cami inşa etmektir. Belki daha da iyisi, o toprakları yabancı şirketlere kırk yıllığına kiralamak, ya da satmaktır. Açıkça konuşmanın vakti geldi ve geçiyor. Cumhuriyet, büyük bir uygarlığı yok ederek yerine küçük bir kabile devleti kurdu. Bu milletin geçmişiyle bütün bağlarını kopardı. Kutsal kitabın yazısı olan kutsal Arap alfabesini kaldırarak gavurun abecesini getirdi. Amaç burada da milleti dininden ve geçmişinden koparmak, kimliğini yok etmekti. Bunda bir ölçüde başarılı da oldular. Ama artık vakit geldi ve uyuyan dev uykusundan uyandı. Milletin hesap verme vakti geçti, millete hesap verme vakti geldi. Bu millet onu geçmişinden, dinini yaşamaktan, türbanından, tespihinden, imanından, namazından, niyazından koparanlarla son ve asıl hesaplaşma gününe hazırlanıyor. Hepsi gavur taklidi ve jakoben icadı olan bütün ulusal bayramlar kaldırılarak yerlerini dinsel ibadet ve kutlama günlerine, kutsal doğum haftası benzeri minnet ve şükran törenlerine bırakacak. Öğretim birliği ilkesi korunacak ama büsbütün başka bir anlamda, bütünüyle dinselleşmiş olarak. Kaza ve kaderin karşısına insan aklını ve iradesini çıkarmaya çalışanların akılları mutlaka başlarına getirilecek ya da büsbütün başsız kalacaklar. Tek bir muhalif kalmayacak biçimde muhalefetin köküne kibrit suyu ekilecek. Gönüllerimizdeki, kalplerimizdeki, zihinlerimizdeki Türkiye’nin adı da artık Türkiye olmayacak. Kırk kavmin yaşadığı toprak neden tek bir kavmin adıyla anılsın. Türkçe resmi dil olmaktan çıkarılacak. Ortak iletişim dillerinden biri dinimize uygun olarak Arapça, öteki dünyanın gidişine ayak uydurmak için İngilizce olacak. İşte zihinlerimizdeki, gönüllerimizdeki, hayallerimizdeki Türkiye. Daha doğrusu Türkiye’nin yerini alacak olan ülke. Açık seçik konuşmanın vakti geldi ve geçiyor. Korkacak, çekinecek bir şey kalmadı. Zaten bunları söylemekle yeni bir şey söylemiş olmuyor, malumu (zaten bilineni) dosta düşmana gizlisiz saklısız ilan etmiş oluyoruz. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Genelkurmay önünde protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel- kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ dün karargâha girerken, adõ İsmail A. olan bir emekli yurttaş tarafõndan protesto edildi. Edi- nilen bilgiye göre, PTT’den emekli olduğu öğrenilen İsmail A, sabah saatlerinde Genel- kurmay Başkanõ Başbuğ’un aracõnõn Güney Nizamiye’den Genelkurmay Karargâhõ’na gi- rişi sõrasõnda “Paşalar içeride yatõyor, siz ko- rumalarla geziyorsunuz” diye bağõran İsmail A.’ya bölgedeki güvenlik görevlileri müda- hale etti. İsmail A. gözaltõna alõndõ. AYŞE SAYIN ANKARA - Erzincan’da yaptõğõ incelemeler sõrasõnda gizli tanõk “Munzur” ile görüştüğüne ilişkin görüşme kayõtlarõ yayõmlanan CHP İzmir Milletvekili Ah- met Ersin, bu kişiye 80 bin lira verdiği iddialarõnõn ta- mamen asõlsõz olduğunu belirterek “Çanta yanımda, içinde pijamam ve tıraş takımlarım vardı. Kayıtlarda da görülüyor, orada 3 ga- zeteci var, partililer var, ben enayi mi- yim herkesin önünde çantayla para vereyim. Ben Erzincan’daki hukuk- suzluğu ortaya çıkardım, onun için uğraşıyorlar” dedi. CHP’li Ahmet Ersin, kendisi gibi aynõ komisyonun üyesi Malik Ec- der Özdemir ve CHP Elazõğ Millet- vekili Erol Tınastepe ile birlikte Er- zincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tu- tuklanmasõndan sonra Erzincan’da yaptõklarõ incelemeler sõrasõnda gizli ta- nõk “Munzur” ile görüştüğü iddiala- rõyla ilgili sorularõmõzõ yanõtladõ. Gö- rüşme kaydõnõn, özellikle iktidar yan- lõsõ medyaya düşmesinin son derece dikkat çekici olduğunu belirten Ersin, Erzincan’da Eriza Otel’de görüştüğü kişinin kendisine herhangi bir isim söy- lemediğini belirtti. Görüntülere yan- sõyan ve içinde 80 bin lira olduğu ve Munzur’a verildiği ileri süren siyah de- ri çantasõnõ da Meclis’teki odasõnda ga- zetecilere de gösteren Ersin, görüşme sürecini şöyle anlattõ: İŞ İSTEDİ: Bu kişi biz otelle ilişki- mizi kestikten sonra geldi, görüşmek is- tediğini bildirdiler. Ben gizli tanõk ol- duğunu nereden bileyim? Ailevi so- runlarõ olduğundan, eşiyle boşanma aşamasõnda olduğunu, hayatõnõ değiş- tirmek istediğini söyledi. Benden İz- mir’de ya da Ankara’da kendisine iş bul- mamõ istedi. Kendisi ayrõca can gü- venliğinin de tehlikede olduğunu söy- ledi. Bunun üzerine ben “can güvenli- ğin neden tehlikede” diye sorunca, “Bunu size söyleyemem, ancak tel- evizyonlara söylerim” karşõlõğõnõ ver- di. Ben, can güvenliğini sağlayamaya- cağõmõ, böyle bir şey varsa, savcõya, jan- darmaya, polise gitmesi gerektiğini söyledim. Görüşmenin özeti budur. ENAYİ MİYİM, HERKESİN ÖNÜNDE VEREYİM: Orada görün- tülerde de var Fox TV’den muhabir ve kameraman arkadaş var, Habertürk’ten muhabir arkadaş var, bir de yerel ba- sõndan bir gazeteci var, milletvekili 2. sõra adayõmõz Nedim Bey var, partili- ler var. Yani öyle bir ortamda görüşü- yoruz. Zaten görüntülerde de muhabir ve kameraman arkadaşlar dikkat edilirse görülür. Yani böyle bir ortamda ben enayi miyim bir çanta ile bu kişiye pa- ra vereyim. Böyle bir durum olsa her- halde en azõndan odama çağõrõr veririm. 80 BİNİ NEREDE BULAYIM, 20 BİN LİRA KREDİ BORCUM VAR: Bu 80 bin lira meselesi nereden çõktõ onu anlayamadõm. Benim Ziraat Banka- sõ’na 20 bin lira kredi borcum var ne- reden bulayõm 80 bin lirayõ? Kaldõ ki adam 80 bin lirayõ aldõysa neden ifa- desini değiştirmemiş? Zaten ben o gö- rüşmeden 3 saat sonra Erzurum’a ha- vaalanõna geldiğimde Cihan Haber Ajansõ’ndan birisi görüşmek istediğini, benim “gizli tanık Munzur” ile gör- üştüğüm bilgisi aldõklarõnõ söyleyince anladõm bu kişinin kim olduğunu. Ben de kimsenin bana “gizli tanık Munzur” olarak görüşmeye gelmediğini belirtip, “Siz nereden biliyorsunuz gizli tanık olduğunu” diye sordum. HUKUKSUZLUĞU ORTAYA ÇI- KARDIM: Bu gizli tanõklar daha önce bazõ gazetecilerle görüşmüşler, Star televizyonuyla görüşmek istemişler, bizim milletvekilimiz Erol Bey ile (Tõ- nastepe) ile görüşmüşler, hiç kimse bununla ilgilenmiyor sadece benim üzerime geliyor. Çünkü ben aralõkta yaptõğõm ziyaretle Erzincan’daki hu- kuksuzluğu ortaya çõkardõm. Orada bir hesaplaşma vardõ, şimdi beni o hesap- laşmanõn parçasõ yapmak istiyorlar. Ben hukuk adamõyõm, karanlõk olayla- rõn üzerine giderim. Ben orada Erzurum savcõsõnõn tutumunu eleştirdim, yaptõ- ğõ işlemin hukuki olmadõğõnõ söyledim, ama bu benim görüşümdür, orada yar- gõya müdahalem söz konusu değildir. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP’li Ahmet Ersin’in Erzincan’da gizli tanık Munzur ile görüştüğü ve bir otelin lobisinde çanta bıraktığı yönündeki iddialarla ilgili olarak cumhuriyet sav- cılarını göreve çağırdı. Bozdağ, haberlerin doğ- ru, görüntülerin gerçek olması halinde bu tür bir davranışın Türk Ceza Yasası’na göre tartışmasız bir suç olduğunu belirterek, bunun doğrudan ta- kibi gerekli bir suç olduğunu savundu. Bozdağ, “Zannedersem cumhuriyet savcılarının, yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak tahkikat başlatmış olmaları gerekiyor. Eğer herhangi bir tahkikat başlatmamışlarsa ben buradan aracılı- ğınızla çağrı yapmak istiyorum. Bu açıkça bir suçtur, cumhuriyet savcılarını yasal görevlerinin gereğini yapmaya davet ediyorum” dedi. AKP Başkanvekili Bozdağ savcıları görev çağırdı CHP İzmir Milletvekili, gizli tanõğa çantayla 80 bin lira verdiği iddialarõnõn asõlsõz olduğunu söyledi Ersin: Üzerime geliyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in hazõrladõğõ ve üzerinde “ıslak imzası bu- lunduğu” iddia edilen “İrticayla Müca- dele Eylem Planı”na ayrõntõlõ inceleme yapõlacak. İncelemelerde belgenin kâğõ- dõ, mürekkebi, hangi yazõcõdan çõktõğõ ve Çiçek’in parmak izinin bulunup bulun- madõğõ konularõ araştõrõlacak. “Islak im- zalı belge”nin ayrõntõlõ incelemesi Jan- darma Kriminal Laboratuvarõ’nda yapõla- cak. Çiçek’in avukatõ İrem Çiçek, yaptõ- ğõ açõklamada, üzerinden 9 ay geçmesine karşõn sonunda 4 sayfalõk belgenin “hak ettiği şekilde” inceleneceğini savundu. Çiçek, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, talebimiz üzerine Jandarma Kriminal Laboratuvarları’nda incele- me yapılması sürecini başlatmıştır. Is- lak imza iddialı belge Jandarma Kri- minal Laboratuvarları’nda talebimiz doğrultusunda incelenecektir. İstanbul Savcılığı’na bir ihbar mektubu ile gön- derildiği iddia edilen mektup, zarfı ve ıslak imza iddialı belge üzerinde faili meçhul şahıs hakkında da parmak izi başta olmak üzere diğer organik izle- rin incelenmesi de bu süreçte yapıla- caklar arasındadır.” İrem Çiçek, Dur- sun Çiçek’in Erzincan’a geçen yõl gittiği ve belgeyi orada uygulamaya koymaya çalõştõğõ iddialarõnõ da yalanladõ. ‘ISLAK İMZALI BELGE’ Çiçek’in parmak izine bakõlacak ‘Yeni bir tezgâh dönüyor’ Kamyona takipsizlik İhbarcõnõn üzerine gidilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Baykal, ‘İçeriden, dõşarõdan birilerinin katkõsõyla böyle bir tezgâh götürülüyor’ dedi Savcõlõk el bombasõ yüklü kamyonla ilgili olayda suç unsuru bulmadõ Üsteğmen intihar etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An- kara’nõn Polatlõ ilçesindeki Topçu ve Füze Okul Komutanlõğõ’nda görevli Üs- teğmen İbrahim Ünal Sarıoğlu intihar etti. Sarõoğlu’nun intihar nedeni araştõrõ- lõyor. Ankara Polatlõ’daki Topçu ve Fü- ze Okul Komutanlõğõ’nda görevli bir üs- teğmen, beylik silahõyla evinde canõna kõydõ. Edinilen bilgilere göre Sarõoğ- lu’nun dün sabah görev yerine gitmeme- si üzerine arkadaşlarõ evine geldi. Sarõ- oğlu’nun arkadaşlarõ kapõyõ zorlayarak içeri girdi. İçeri girenler yatak odasõnda Sarõoğlu’nun cesediyle karşõlaştõ. Üsteğ- menin eşi Gül Sarıoğlu’nun Polatlõ İlçe Tarõm Müdürlüğü’nde ziraat mühendisi olarak çalõştõğõ, 4 yaşõndaki oğlu Alp Sarıoğlu’nun ise bu sõrada kreşte oldu- ğu belirtildi. Sarõoğlu’nun cesedi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Anka- ra Adli Tõp Kurumu’na gönderildi. TOPÇU VE FÜZE OKUL KOMUTANLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle