Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2010 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Kontrol Edilebilir Türkiye...
Bugün ülkemiz büyük bir çatışmanın içine
itilmiştir.
Görülüyor ki, Cumhuriyetimizin temel kuruluş
ilkeleri değiştirilmek isteniyor.
Bunlar da;
- Bağımsızlık,
- Üniter ulus devlet,
- Laik sosyal yaşam, laik eğitim,
- Anayasal kuvvetler ayrılığı (Yasama, yürütme,
yargı ayrılığı),
- Yargının bağımsız işlemesi,
- Köyden başlayan kalkınma
gibi ilkelerdir.
1923 yılının emperyalist güçlerinin başında
İngiltere geliyordu.
Fransa ve İtalya gibi ülkeler de arkadaydı.
Amerika henüz bir dünya gücü olmamıştı.
Atlantik Okyanusu henüz kıtaları birbirinden
ayırıyordu.
Günümüzün emperyal gücü Amerika’dır.
Amerika’nın ülkeleri değerlendirme ölçütü ise
tektir:
‘Amerika’nın kontrol edebildiği yandaş ülke
olmak’.
Eğer bugünkü İran Amerika yandaşı olsa
mollaların rejimi onu rahatsız eder miydi?
Elbette ki hayır, hiç rahatsız etmezdi.
Suudi Arabistan Krallığı’nın da Amerika’yı hiç
rahatsız etmediği gibi.
Yarın Türkiye şeriatla yönetilse Amerika hiç
rahatsız olmaz.
Onun tek ölçütü ‘ülkenin Amerika tarafından
kontrol edilebilir yandaş ülke’ olmasıdır.
Onun için emperyalizmin Türkiye için hedefleri:
- Bağımsızlığın yok edilmesidir. Bu düşüncenin
bile zihinlerden silinmesidir.
- Üniter ulus devletin bölünmesi, federatif
sisteme geçilmesidir.
- Ilımlı İslam rejimi Türkiye için daha iyidir.
- Anayasal kuvvetler ayrılığı hiç önemli değildir.
Merkezi güç daha iyidir.
- Yargının yürütmenin emrinde olması belki daha
da iyidir.
- Köy kalkınması diye bir şey kalmamıştır.
Emperyalizmin yeni adı olan küreselleşme böyle
bir programı yürürlüğe koymuştur.
Çünkü, böyle bir Türkiye;
Amerika ve küresel güçler tarafından kontrol
edilebilecektir,
Türkiye daha iyi bir ticari pazar olacaktır.
Özelleştirme programları bunun için azimle
sürdürülmektedir.
İşçi, emek, işsizlik, geçim kaygıları hiç
önemsenmemektedir.
Kitleler görünür dindarlık simgeleri ile yönetildiği
sürece sorun da olmayacaktır.
Dinin ahlaki ilkelerinin ise (alçakgönüllülük, hak
yememek, yalan söylememek, haksız mal
edinmemek, arkadan konuşmamak, dalavere
çevirmemek vb.) hiç önemi kalmamıştır.
İçerdeki çatışmanın uluslararası boyutu budur.
Amerika’nın tutumu, söylemleri, yaptıkları bu
programın gereğidir.
Avrupa’nın tutumu, söylemleri, yaptıkları bu
doğrultudadır.
Dünya ölçeğinde sömürgeciliğin sloganlarına
bakınız:
Amerikan yerlileri ‘uygarlaştırmak, Hıristiyan
yapmak’ adına katledilmiş, toprakları
yağmalanmıştır.
Afrika, ‘uygarlaştırmak, Hıristiyanlığı yaymak’
adına yağmalanmıştır.
Asya, ‘özgürleştirmek, uygarlaştırmak’ adına
yağmalanmıştır.
Şimdi Irak, ‘demokrasi getirmek, uygarlaştırmak’
adına yağmalanmaktadır.
Irak’ta bir milyon kişi öldürülmüş, bütün tarihi
hazineler yağmalanmıştır.
Afganistan işgal edilmiştir.
Türkiye bu programın içindedir.
Hükümetle yargının çatışması,
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik asimetrik
saldırı,
basının her yolla baskı altına alınması,
üniversitelerin merkezi kontrol altına alınması,
ülkenin iç çatışması gibi görünse de asıl amaç
dışardan kontrol edilebilmesidir.
Dış amaçlar ile AKP tarafından yürütülen asıl
program örtüştüğü için şaşırtıcı bir güç kullanılarak
program yürütülmektedir.
Türkiye küresel güçlerin denetimine
sokulmaktadır.
Günümüzde yaşanan ve kaos gibi görünen
karmaşanın aslı budur.
Yaşanan bir kaos değildir.
Yaşanan, Türkiye’nin küresel emperyal güçlerin
kontrolüne, bir daha çıkmamak üzere sokulması
programının uygulanmasıdır.
Durumun asıl tehlikesi de budur.
erdalatak@gmail.com
AKP yönetimi fişleme konusundaki demeci nedeniyle rahatsõz olduğu Avni Doğan’õ uyardõ
AKP’de fişleme kriziANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP Kahramanmaraş Milletveki-
li Avni Doğan’õn “Fişleme sırası
bizde” açõklamasõ partide sõkõntõ ya-
rattõ. AKP Genel Başkan Yardõmcõ-
sõ Hüseyin Çelik, bu açõklamanõn
partiyi bağlamayacağõnõ belirterek
Doğan’õn uyarõldõğõnõ söyledi. Doğan
ise “Ben fişlemeye her zaman kar-
şı oldum. Hükümetin fişlemeyi de-
şifre ettiğini kastettim” diyerek
kendini savundu.
AKP Milletvekili Avni Doğan’õn,
“Türkiye’de halk 40 yıldır fişleniyor.
Eğer biz birazcık tökezlersek bu Er-
genekoncular çok kötü intikam alır
halktan. Bu memlekette kimin kızı-
nın başı örtülü, kimin çocuğu imam
hatibe gidiyor, kim muhafazakâr,
kim ramazanda oruç tutuyor hepsi-
ni fişlemişler. Ee şimdi biz onları fiş-
liyoruz, inşallah sıra bizde” sözleri
AKP’de krize yol açtõ.
AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hü-
seyin Çelik, Doğan’õn ifadelerinin sa-
dece kendisini bağlayacağõnõ, yazõlõ
açõklamasõnda sözlerine açõklõk geti-
rerek pişmanlõğõnõ ortaya koyduğunu
belirtti. Çelik, “Parti olarak kurul-
duğumuz günden beri fişlemelere
karşı hep tavır koyduk. Demokratik
bir ülkede kimsenin fişlenmesini
doğru bulmuyoruz. Kimseyi fişle-
miyoruz, kimseyi fişlemeye niyetimiz
yok” dedi. Çelik, Doğan’õn sözlerinin
bu çerçevede değerlendirilmesi ge-
rektiğini, parti olarak bu sözleri onay-
lamadõklarõnõ, arkasõnda da olmadõk-
larõnõ belirtti. Sözleriyle ilgili rahat-
sõzlõğõn Doğan’a da iletildiğini belirten
Çelik, “Sayın milletvekili bu sözle-
rinden dolayı uyarılmıştır” dedi.
Doğan ise basõna kapalõ özel bir top-
lantõda yaptõğõ konuşmanõn cep tele-
fonuna çekilerek basõna sõzdõrõldõğõ-
nõ söyledi. Doğan, “Konuşmamın ta-
mamı baştan sona incelendiği tak-
dirde esasen fişlemenin yanlışlığı-
na vurgu yaptığım anlaşılacaktır.
‘Şimdi de biz onlarõ fişliyoruz’ cüm-
lesiyle, 40 yıldır fişleme yapanların
hükümetimiz tarafından deşifre
edildiğini kastettim. Kastım buydu,
ancak cümle maksadını aşmıştır”
diye konuştu. Doğan, konuyla ilgili
olarak AKP yöneticilerinin kendisi-
ni aradõğõnõ, ancak bunun kendisini
üzecek bir görüşme olmadõğõnõ be-
lirtti. Doğan, son dönemde yargõ ve
hükümet arasõnda yaşanan krizle il-
gili olarak “Bir şeyler tasfiye edili-
yor, bir yerler direniyor. Bu mev-
cut hükümeti de aşıyor. İktidarda
başka bir parti olsaydı yine aynı
şeyler yaşanacaktı. Hükümet, ‘Er-
zurum savcõsõna Erzincan savcõsõnõ tu-
tukla’ diyebilir mi? İş bizim bil-
diklerimizin ötesinde. Bir kavga,
gürültü var. Siyasi partiler bundan
nemalanmaya çalışıyor. Hükümet
de kendini dışında tutamıyor” de-
ğerlendirmesini yaptõ.
CHP sözcüsü Mustafa Özyürek,
Doğan’õn sözlerini “korkunç bir
itiraf” diye değerlendirdi. Özyürek,
“Kendilerinden olmayanları, yan-
daş olmayanları fişlediklerini açık-
ça itiraf ediyor. Fişleme ile de ye-
tinmiyor, fişlediklerine zulmede-
bilmek için bir 10 yıl daha iktidar
kalmak istediklerini söylüyor. 40
yıldır bizi fişlemişlerdi, şimdi de biz
fişliyoruz, diyor. Benim bildiğim
geçmişte hep solcular fişlendi, sol-
cular hapislerde süründü. Sağcıla-
rın büyük çoğunluğunun bir eli
yağda, bir eli baldaydı. AKP fa-
şizme gidiyor” dedi.
Erivan
onaylarsa
açmazõ
Ermenistan
protokolleri meclisinden
geçirirse, 24 Nisan
öncesinde Türkiye ciddi
bir açmazla karşõ
karşõya kalacak.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Ermenistan
Cumhurbaşkanlõğõ’nõn, Tür-
kiye ile Ermenistan ilişkile-
rini normalleştirmeyi öngö-
ren protokollerini onaylan-
mak üzere ulusal meclise
sevk etmesinin ardõndan, dik-
katler Erivan’õn atacağõ adõ-
ma çevrildi. Ermenistan dip-
lomatik bir manevra ile pro-
tokolleri meclisinden geçi-
rirse, 24 Nisan öncesinde
Türkiye ciddi bir açmazla
karşõ karşõya kalacak. Bu du-
rumda, Ermenistan Anayasa
Mahkemesi’nin gerekçeli ka-
rarõna karşõn, Washington
yönetiminin Türkiye üzerin-
de “protokolleri onayla-
yın” baskõsõnõ arttõrmasõna
kesin gözüyle bakõlõyor.
Ermenistan’õn onay süreci-
ni başlatmak üzere protokol-
leri meclise göndermesinin
ardõndan Ankara’da üç kritik
olasõlõk değerlendirmeye alõn-
dõ. Sözde soykõrõmõn anõlaca-
ğõ 24 Nisan ve ABD Kon-
gresi’ndeki Ermeni tasarõsõnõn
ele alõnacağõ 4 Mart tarihleri
öncesinde, Ankara Ermeni
açmazõnõ aşmaya çalõşõyor.
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn, Was-
hington yönetimine en üst
düzeyde verdiği, “Tasarı ge-
çerse, Türkiye-Ermenistan
ilişkilerinin normalleşmesi
sekteye uğrar, Türkiye-
ABD ilişkileri bundan zarar
görür” mesajlarõna karşõn,
süreç Ankara’nõn denetimi
dõşõnda işlemeye başladõ. Pro-
tokoller, TBMM’den önce
Ermenistan Anayasa Mahke-
mesi’nin gerekçeli kararõnõn
eklenmiş biçimiyle Ermeni
meclisinden onay alõrsa, An-
kara tam bir açmazda kalacak.
Ermenistan, protokolleri
onaylamõş bir ülke görüntüsü
ile öne çõkarken, Türkiye pro-
tokolleri meclisinden geçir-
memek için Ermenistan Ana-
yasa Mahkemesi’nin kararõnõ
“bahane olarak kullanan”
ülke görüntüsünde olacak.
Böyle bir gelişme sonrasõnda,
soykõrõm tasarõsõ ABD Kon-
gresi’nde ele alõnmadan önce
Washington yönetiminin An-
kara üzerinde ciddi bir baskõ
kuracağõna kesin gözüyle ba-
kõlõyor. Türkiye, tasarõnõn
geçmemesi ve sözde soykõrõ-
mõ anma günü olan 24 Ni-
san’da ABD Başkanõ Barack
Obama’nõn “soykırım” ifa-
desini kullanmamasõ arasõnda
bir açmaz içinde kalacak.
PROTOKOLLER Başbakan Yardõmcõsõ, Cihaner’in odasõndaki aramayõ ‘baskõn’ diye veren medyaya ‘tükürdü’
Arınç’tan HSYK’ye gözdağı
İstanbul Haber Servisi - Devlet
Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ
Bülent Arınç, Erzurum Özel Yet-
kili Cumhuriyet Başsavcõsõ Osman
Şanal’õn Erzincan Cumhuriyet Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner’in Erzincan
Adliyesi’ndeki makam odasõnda
yaptõğõ aramanõn medyada “Adli-
yeye baskın” başlõğõyla yer bul-
masõnõ eleştirerek “Adliye basıldı
diyorlar. Tüü size. Bunlar hep
basmaya alışmışlar. Darbeye alış-
mışlar. Ama kafaları basmıyor”
dedi. Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’nun (HSYK) 4 özel yetkili
savcõnõn yetkisini kaldõrma kararõ-
nõ ise “Bundan 4 yıl önce iddia-
namede yanlışlık yaptı diye gen-
cecik bir savcının hayatıyla oy-
nayanların yeni oyunlarına izin
vermeyeceğiz” diye konuştu.
Arõnç, AKP Genel Merkezi’nde dü-
zenlenen “Türkiye Buluşmaları:
AK Parti Demokratik Açılımı An-
latıyor” etkinliği kapsamõnda dün
Sütlüce Kültür ve Kongre Merke-
zi’nde AKP İstanbul il ve ilçe teşki-
latõ üyeleriyle bir araya geldi. Etkin-
likte konuşan Arõnç, “Biz yargımı-
za sahip çıkacağız. Herkes gör-
evini yapacak. HSYK elbette yet-
kilendirebilir savcıları. Yeri geldi-
ğinde bu yetkileri de elinden ala-
bilir. Ancak ne yapsalar doğrudur.
Hayır. Bundan 4 yıl önce iddiana-
mede yanlışlık yaptı diye gencecik
bir savcının hayatıyla oynayanla-
rın yeni oyunlarına izin vermeye-
ceğiz. Bir grup medya ‘Adliye ba-
sõldõ’ diyor. Böyle baskın mı olur.
Tüü size! Bunlar hep basmaya
alışmışlar. Darbeye alışmışlar. Ama
kafaları basmıyor” dedi.
Adalet Bakanõ Sadullah Ergin ile
Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker
arasõnda yaşanan “İhsas-ı Rey”
tartõşmalarõna da değinen Arõnç,
“Soruşturma yapmak HSYK’nin
işi değil. Hangi deliller var ki siz
yapılan bu soruşturmanın yanlış
olduğuna inanıyorsunuz. Diye-
lim ki ağır cezada yargılandı. Ka-
rarı temyiz ettiler. Temyiz ma-
kamı neresi? Yargıtay. Peki nasıl
temyiz edeceksiniz. Biz de diyoruz
ki ‘Ey Yargõtay sen şimdi konuşma.
Sen kararlarõnla konuş’. Danıştay
bildiri yayımlıyor. Sana ne oldu
kardeşim” diye konuştu.
Bülent Arõnç, AKP Tekirdağ Mil-
letvekili Necip Taylan’õn CHP’li
bir vekile “Beyefendi siz iktidara
geleceğinize inanıyor musunuz”
diye soru sorduğunu ileri süren
Arõnç, CHP’li vekilin Taylan’a
“Biz rüyamızda iktidara geldiği-
mizi görüyoruz. Heyecanla uya-
nıyoruz. Rüya olduğuna şükre-
diyoruz.Türkiye’yi yönetmek zor-
dur. Türkiye’yi yöneten dünyayı
yönetir. Aslında Tayyip Bey Tür-
kiye’yi iyi yönetiyor. Kendi ara-
mızda beğeniyoruz ancak dışarı-
da farklı söylüyoruz” ifadelerinde
bulunduğunu iddia etti.
Bülent Arõnç, HSYK
üyelerine “Önce vicdan
sonra da görev sahalarõnõ
yeniden hatõrlatmak
istiyorum” diye seslendi.
CÜPPELİ AHMET HOCA’YA BÜYÜK İLGİ
İsmailağa cemaatinde
Ergenekon kavgası
Yurt Haberleri Servisi -
Kamuoyunda “Cüppeli Ah-
met Hoca” olarak tanõnan İs-
mailağa cemaatinden Ahmet
Mahmut Ünlü’nün Kayse-
ri’de verdiği konferansõ binlerce
kişi izledi. Cüppeli’nin konfe-
ransõna kadõnlarõn yoğun ilgi-
si dikkat çekti.
Konferansta konuşan Cüp-
peli Ahmet Hoca, “Şimdi Ya-
hudiye, Hıristiyana sorarsan
ben cennete gidemem, fakat
bizim bazı ilahiyatçılara so-
rarsan onlar çok geniş yel-
paze, hepsini cennete soku-
yor. Bir arkadaş vardı, vefat
etti, ‘ya hoca sahafa İncil õs-
marladõm’ dedi. ‘Allah Allah.
Kuran’õ bitirdin mi?’ diye sor-
dum, ‘yok , merak ettim’ de-
di. Fazla merak iyi değildir.
Şimdi bize Kuran geldi Al-
lah’ın kitabı bize yeter kar-
deşim” diye konuştu.
Furkan Grubu’nun önemli
ismi Saadettin Ustaosma-
noğlu’nun “Cüppeli, Müf-
tüoğlu ve gibilerinin kur-
duğu çete tabii olarak Er-
genekon terör örgütüne de
hizmet ediyor. Cüppeli’ye
ve (Saadet Partisi Genel İda-
re Kurulu üyesi) Müftüoğ-
lu’na buradan sesleniyorum:
Şahsiyetli olun” açõklamasõ
cemaatte Ergenekon tartõş-
masõnõ gündeme getirdi.
ALDERDICE’TAN DEĞERLENDİRME
‘Şiddet ve terorizm
çözüm olamaz’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - İRA - Britanya
müzakere sürecinin mimarõ
olarak tanõnan Lord John
Thomas Alderdice, Türki-
ye’nin, sorunlarõnõ çözmenin
nihai yolunu kendisinin bula-
cağõnõ belirti.
Bir etkinlik kapsamõnda Tür-
kiye’ye gelen Alderdice, Tür-
kiye’ye “Demokratik açılım”
sürecinde tavsiyede bulunmak
ya da çözüm önerileri göster-
mek için gelmediğini, sadece
yaşadõğõ tecrübeleri aktarmak
istediğini söyledi. Halkõ ya-
kõndan tanõmak için Kürt nü-
fusun yoğun olarak yaşadõğõ
bölgelere ziyaretlerde buluna-
cağõnõ ifade eden Alderdice,
Türkiye’ye komşu ülkelere de
gideceğini bildirdi.
Alderdice, sorun yaşanõlan
taraflarõn bir araya gelmesi ge-
rektiğini, ancak bunun her iki
taraf için de kolay olmadõğõnõ,
kimi zaman yõllar alabildiğine
işaret ederek bunu kendilerinin
tecrübe ettiğini söyledi.
Sorunlarõn çözümünde kar-
şõ tarafõn keşfedilmesi gerek-
tiğini ifade eden Lord John
Thomas Alderdice, “Her şey-
den önce, fiziksel güç kulla-
nımı çözüm değildir. Tero-
rizm anlamında da çözüm
değildir. Askeri müdahale
de çözüm değildir” dedi.
BAŞSAVCI CİHANER’E ZİYARET
CHP’liErsin‘seskaydõ’
iddiasõnõ yalanladõ
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
AKP Grup Başkanve-
kili Suat Kılıç, Erzin-
can Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’e destek zi-
yaretinde bulunan
CHP milletvekillerin-
den birinin başsavcõnõn
elindeki dinleme ka-
yõtlarõnõ alarak CHP
lideri Deniz Baykal’a
rapor olarak sunduğu-
nu öne sürdü. Kõlõç’õn
iddialarõnõ yanõtlayan
CHP İzmir Milletvekili
Ahmet Ersin ise sav-
cõdan herhangi bir CD
ya da başka bir belge
almadõğõnõ söyledi.
AKP Grup Başkan-
vekili Kõlõç, Erzincan
Başsavcõsõ Cihaner’e
destek ziyaretinde bu-
lunan CHP milletvekil-
lerinden birinin başsav-
cõnõn elindeki dinleme
kayõtlarõnõ aldõğõnõ öne
sürerek “Bu ses kayıt-
larının CHP milletve-
kilinin elinde ne işi
var” diye sordu. Erzu-
rum’a giden 3 kişilik
CHP heyetinde yer alan
Ersin, Kõlõç’õn iddiala-
rõna verdiği yanõtta, sav-
cõdan herhangi bir CD
ya da başka bir belge al-
madõğõnõ söyledi. Er-
sin, kendisine başka yol-
lardan bir CD geldiğini
belirterek CD’nin bazõ
ses dinlemelerine yö-
nelik olduğunu belirtti.
Hüseyin Çelik, açõklamanõn partiyi bağlamayacağõnõ belirtirken
Doğan “Ben fişlemeye her zaman karşõ oldum. Hükümetin
fişlemeyi deşifre ettiğini kastettim” diyerek kendini savundu.
Avni Doğan uyarıldı.
‘Reform’ için referandum sinyali
İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, yargõ reformunda referandum sinyali ve-
rerek, “Referanduma gidecek şekilde çeşitli adım-
lar atma çabasındayız. Bu adımı atmakta karar-
lıyız. Çalışmalardan sonra bunu Meclis gündemine
getirmeyi düşünüyoruz” dedi. İsim vermeden yar-
gõ kurumlarõnõ eleştiren Erdoğan, “Kimi kurumlar
yetkilerini aşarak hukuku zorluyor, hukukun ta-
rafsızlığını zorlayacak yorumlar yapıyorlar. Siyasi
bir dil kullanıyorlar. Eğer siyaseti çok seviyorsa-
nız hodri meydan, çıkın meydana” dedi.
Erdoğan, dün Point Barborassa Otel’de gerçekleşti-
rilen AKP Rize İl Başkanlõğõ tarafõndan düzenlenen ye-
meğe katõldõ. Burada konuşan Erdoğan, Türkiye’nin de-
mokratikleşme alanda ulaştõğõ tarihi seviyeyi içine sin-
diremeyenler olduğunu söyledi. Bu kesimlerin ortaçağ
zihniyetiyle hareket ettiğini ve Türkiye’nin ilerleyişi-
ni durdurmak için her türlü senaryoyu uygulama gay-
reti içinde olduklarõnõ belirten Erdoğan, faili meçhul
cinayetlerin çözülmesini talep edenlerin, bugün faili meç-
hul cinayetlerin çözülmesi için yapõlan çalõşmalarõ en-
gelleme çabasõnda olduğunu öne sürdü. Erdoğan, “Bi-
zim dönemimizde meydana gelen çirkin saldırıların
faillerini bulduk. Bizden önce, 30 yıl önce işlenmiş
cinayetleri dahi aydınlığa kavuşturmak istiyoruz.
Ama diyorlar ki, bu 30 yıl, 50 yıl geride kaldı. Bun-
ları niye kurcalıyoruz. Bunu sen böyle söylüyorsun,
ama evlat öyle söylemiyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan toplantõdan sonra resmi temaslarda
bulunmak üzere İspanya’ya gitti.
Başbakan Er-
doğan, Point
Barborassa
Otel’de gerçek-
leştirilen AKP
Rize İl Başkan-
lığı tarafından
düzenlenen ye-
meğe katıldı.
(Fotoğraf:
UĞUR DEMİR)