19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 2010 SALI HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Öcalan’ın önerileri doğrultusunda ortaya atılan modeli taslak halinde tartışmaya açtılar DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT DTK’den özerklik isteği DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Kongresi (DTK), terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın önerileri doğrultusunda ortaya atılan “Demokratik Özerklik modelini” taslak halinde tartışmaya açtı. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın görüşleri doğrultusunda ortaya atılan, BDP ve DTK ile PKK’nin de sahiplendiği “Demokratik Özerklik” modeline ilişkin taslak, DTK’nin hafta sonunda Diyarbakır’da düzenlediği 2 günlük çalıştayda ele alındı. Taslakta, dört ülkedeki Kürt halkının “siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal, ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi” boyutlarında örgütlenmesi ve böylelikle sağlanacak siyasi iradeyle “Demokratik Özerk Kürdistan”ın inşasının hedeflendiği belirtildi. Demokratik Özerklik taslağında Son Kurultay Erdoğan, CHP Genel Başkanı’ndan, partisi iktidara gelince neleri, nasıl yapacaklarını söylemesini istemişti. Kılıçdaroğlu, cumartesi günkü kurultay konuşmasında, bu isteği yanıtsız bırakmadı. Genel seçimleri kazanınca CHP’nin neleri yapmayı hedeflediğini anlattı. Bu kez Başbakan, ana muhalefet liderinin üstüne gitti. Ve o vaat edilenlerin parasal kaynağını sordu. CHP Genel Başkanı’nın “Benim adım Kemal. Kaynağı bulacağım dediysem, bulurum” türünden verdiği yanıt, doğrusu benim için de yeterli değil. Ancak o konuşmadaki yüzde 10’luk barajın indirilmesi, parti adaylarının halk tarafından belirlenmesi gibi, parasal kaynak gerektirmeyen somut bağıtlar karşısında AKP Genel Başkanı’nın ağzını bile açamaması, çok önemlidir. CHP Genel Başkanı’nın bu vaaatlerinin yasalaşması elbette partinin iktidara gelmesine bağlıdır. Ancak parti, kendi adaylarının belirlenmesinde iktidara gelmeden de, aday belirlenmesi için bütün üyelerinin katılmasına olanak tanıyacak bir sistemi uygulayabileceğini de unutmamalıdır. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın görüşleri doğrultusunda ortaya atılan, “Demokratik Özerklik” modeline ilişkin taslak, DTK’nin hafta sonunda Diyarbakır’da düzenlediği 2 günlük çalıştayda ele alındı. Taslakta, Kürtlerin imha ve inkâr politikaları sonucu soykırım tehlikesi ile karşı karşıya olduğu öne sürüldü. Mezopotamya’nın en eski halklarından biri olan Kürtlerin imha ve inkâr politikaları sonucu soykırım tehlikesi ile karşı karşıya olduğu öne sürülerek şöyle denildi: “Ulus devletçi anlayışlar, Kürdistan’ı kendi uluslaşmalarının yayılma alanları olarak görmekte ve bunun için görülmedik baskı, istismar ve asimilasyon yöntemleri uygulanmaktadır. Kürtlerin bu insanlık dışı amaca karşı kutsal direnişleri olmazsa, insanlığın kök hücresi gibi olan bu halk gerçekliği yok olmakla yüz yüze kalacaktır. Artık Türk devleti eski politikayı sürdüremez hale geldiği gibi, Kürt halkı da eski statü altında yaşamak istememektedir.” Projenin, ulusal sorunlarda en doğru çözüm modeli olduğu belirtilen taslakta, Kürt halkının kendi demokratik, özgürlükçü yaşamını meşru bir şekilde kurma dışında bir seçeneği kalmadığı iddia edilerek “Dünyada, Kürtler gibi 40 milyon nüfusa sahip olan ama hakları bu denli yok sayılan ve ulusal varlığı yok edilmeye çalışılan başka bir halk yoktur” ifadeleri yer aldı. Demokratik özerkliğin sınırlarının değişmesi değil, sınırlar içinde halkların kardeşliğinin ve birliğinin pekişmesini sağlayacağı söylenen taslakta, yerinden yönetime dayanan sistemlerin sorunları daha kolay çözdüğü öne sürülerek “Demokratik özerklik, bir devlet kurumsallaşması olmadığı için iktidar ve devlet odaklı savaşlar içinde olmaz” denildi. “Türkiye ve Kürdistan’ı ortak vatan olarak görmekteyiz” ifadelerinin yer aldığı taslakta, son aylarda en çok tartışılan yine Öcalan’ın ortaya attığı “öz savunma gücü” konusunda da özetle şunlar kaydedildi: “Doğada kendini savunmayan hiçbir canlı yoktur. Öz savunma boyutu toplumlar için sadece bir askeri savunma olgusu değildir. Kimliklerini koruma, politikleşmelerini sağlama ve demokratik leşmelerini gerçekleştirme olgusuyla iç içedir. Öz savunma örgütlü topluma dayanır. Kürtler ilk işgalci ve istilacı güçlerin saldırısından günümüze kadar her türlü işgal ve saldırılara karşı varlığını korumak için öz savunma içinde olmuştur. Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz savunma askeri tekel olarak değil, toplumu iç ve dış güvenlik ihtiyaçlarına göre demokratik organların denetimi altında oluşturulabilinir. Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halklar faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olur, öz savunma esasında bu yönelimler karşısında toplumsal direnişi ifade eder. Öz savunma uluslararası sözleşmeler ve BM tarafından da tanımlanan bir haktır.” RTE demokrasisi Öyle anlaşılıyor ki Başbakan, iktidarda kalmasının tek çözümünün yüksek barajlı ve iki partili bir Seçim Yasası’na bağlı olduğunu düşünüyor. Recep Bey’in, önümüzdeki seçimde de TBMM’de lider vekillerinin boy göstermesinden yana olduğunu sergileyen suskunluğu, RTE demokrasisinin hedefini ortaya koyuyor. Sekiz yılda hızla bir “biat partisi” konumuna gelen iktidar partisinin yandaşları, kendi gözlerindeki merteği görmek istemedikleri için, şimdi var güçleri ile son CHP kurultayını eleştirerek yapay bir gündem yaratmak istiyorlar. Oysa başarılı bir kurultay geçiren CHP’nin yapısını en iyi bilen eski bir politikacı olarak, eski çekişmelerden uzaklaşan bir görüntü verilmiş olmasının tek nedeninin, delegelerin partilerini iktidara taşınabileceğine olan inançlarının ağır basmış olmasında görüyorum. Kemal Bey, blok liste kullanma yetkisini alınca sadece parti içi dengeleri olabildiğince gözetmekle kalmamış; yeni ve göz doyuran isimleri de partinin karar organına almış. Bundan sonraki yol haritası, Ankara’yı yani parlamentoyu ihmal ederek, köy kasaba, kent demeden Anadolu’yu dolaşmak ve harmanlamak olmalıdır. Öyle yüzde 40’lık türünden bir çıtayı hedeflemek yerine, orandan söz etmeden iktidara gelmeyi amaçlayan bir seçim kampanyasını hazırlamak olmalıdır. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] AKPDEMİRTAŞ RESTLEŞMESİ DHKPC operasyonu ‘Sonuçlarına katlanırlar’ DTK’nin “Özerk Kürdistan” taslağı tartışma yaratırken BDP milletvekili Hasip Kaplan, “En büyük birlik bütünlük projesidir” açıklamasını yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP’nin de “bileşeni” olduğu Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) alınan “Demokratik Özerk Kürdistan” taslağı tartışma yarattı. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, TBMM dışında bir “başka bir kongre, başka bir Meclis” tanımadıklarını belirterek, bu açıklamaları yapanların “sonuçlarına katlanacağı” uyarısında bulundu. BDP Eşbakanı Selahattin Demirtaş, Şahin’e, “Meclis Başkanı 12 Eylül 1980 ruh haliyle konuşuyor” yanıtını verdi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de “İki dille ilgili de hemen hepimiz açıklama yaptık. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana da davul zurna az” dedi. DTK’nin kararına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin “Türkiye ile ilgili kararların yeri yasama organı TBMM’dir. O tür kararlar mevzuatımız açısından ne ifade ediyorsa onu yetkili kurumlar değerlendirir, yapılacak bir şey varsa gereğini yaparlar. Türkiye’nin her türlü sorununun konuşulduğu, çözüleceği yer burasıdır” dedi. lıklarına giderek, bu partilerin genel başkanlarıyla görüştü. Demirtaş, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş’la görüşmesinde de Şahin’in “Bu açıklamalar parti kapattırır” sözlerine ilişkin “100 parti kapansa da bu değişmez” dedi. ‘Bombalar aynı seri’ iddiası İstanbul Haber Servisi İstanbul’da terör örgütü DHKPC’ye yönelik düzenlenen operasyonlarda, ele geçirilen iki adet el bombasından birinin Ümraniye’de 2007’de ele geçirilen ve Ergenekon soruşturmasını başlatan el bombaları ile aynı tür ve seriden olduğu iddia edildi. Maltepe ve Ümraniye’de DHKPC terör örgütüne yönelik MİT Marmara Bölge Başkanlığı ve polisin ortak düzenlediği operasyonlarda, 2’si kadın 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan biri serbest bırakılırken, 12’si tutuklanması istemiyle mahkemeye sevkedildi. Bu kişilerle birlikte ele geçirilen iki adet el bombasından birinin Ümraniye’de 2007’de ele geçirilen ve Ergenekon soruşturmasını başlatan el bombaları ile aynı türden olduğu ileri sürüldü. Savcı Öz işkembeci açılışına katıldı Etiler’de dün açılışı yapılan Sarıhan Gusto İşkembecisi yargı, iş, sinema ve spor dünyasından çok sayıda ismi bir araya getirdi. Ergenekon soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, sahte çürük raporu soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaraylı futbolcu Arda Turan, Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu, futbolcu Hakan Şükür’ün kardeşi Gökhan Şükür, işadamı Saffet Ulusoy, sanatçı Gönül Yazar açılışa katılan isimler arasında yer aldı. Adnan Sarıhan ve oğlu Cemal Sarıhan’ın sahibi olduğu Sarıhan İşkembecilerinin, Etiler’deki şubesinin açılışını Cemal Sarıhan, Arda Turan yaptı. Savcı Zekeriya Öz, restorana giriş ve çıkışı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlamadı. Şahin’le görüşecek Öte yandan BDP’den yapılan açıklamada da Şahin ve Demirtaş’ın “Son günlerdeki gelişmeler ve yaşanan tartışmalar konusunda” bugün saat 10.30’da bir araya geleceği bildirildi. HABERAL’IN DURUMU AĞIR ‘Hekimler sevke izin vermedi’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü’nde tedavi gören İkinci Ergenekon davası sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın, Adli Tıp’a sevkine izin verilmedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, oyçokluğu ile Haberal’ın Adli Tıp’a sevkine karar vermişti. Başkanı Köksal Şengün’ün muhalefetine karşın alınan karar üzerine, dün, Kardiyoloji Enstitüsü’ne giden jandarma görevlileri, Haberal’ı Adli Tıp’a götürmek istedi. Haberal’ın tedavisini üstlenen doktorlar ise hastanın sağlık durumunun geçen haftadan itibaren kötüleştiğini belirterek kalp rahatsızlığı nedeniyle ani ölüm riski taşıdığı gerekçesiyle sevke izin vermediler. Sincan F Tipi Cezaevi’nde iki tutuklu, arkadaşlarına selam verdiği için işkence gördü ‘Merhaba işkencesi’ne 10 ay HİLAL KÖSE Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek, başka koğuştaki arkadaşlarıyla selamlaşmak isteyince işkence gördü. Sorumlulardan yalnızca ikisi yargılandı ancak mahkeme işkence suçundan işlem yapmadı. Kahraman ve Özyürek, 10 Nisan 2007’de revire götürülürlerken, başka bölümdeki arkadaşlarına selam vermek istedi. Gardiyanların ise bu “merhaba”ya tepkisi sert oldu. Koridora toplanan görevliler, Özyürek’i tekmeleyerek odasına götürürken, Kahraman’da revire gitmek istemediğini söyledi. Başka bir gardiyan Kahraman’ın testeslerine tekme attı. Bu şekil Porno izleyenlere ‘Haydar’ sopası Aramalarda 2 Kalaşnikof, 1 tabanca, 2 el bombası, 317 fişek, 3 biber gazı, 5 tahta, 3 demir sopa, 2 zincir ve bol miktarda yazılı dijital malzeme ele geçirilldi. Polis örgütün, porno sitelere girilmesine izin verilen internet kafelere baskınlar yaparak suçlu gördükleri kişileri “Haydar Hakyemez” yazılı sopalarla dövdüğünu tespit etti. Sanıkların örgüte sempatizan kazandırmak için bulundukları semtlerde fuhuş yapanları, uyuşturucu satanları belirleyerek “cezalandırdığı” da öne sürüldü. Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi, gardiyan Kılıç hakkında beraat kararı verirken, Şengül’ü ise 1 yıl hapis cezasına mahkum etti. Sanık hakkında takdir uygulayan mahkeme cezayı, 10 ay hapse indirdi. de koğuşa götürülen Kahraman’ın ağrıları bir süre sonra arttı. Revirdeki doktor ise ağrı kesici yaparak, Kahraman’ı hücresine geri gönderdi. nucu başgardiyan Aydın Kılıç ve gardiyan Şakir Şengül hakkında “zor kullanma yetkisini aşıp, kasten yaralama” suçundan dava açıldı. Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Kılıç hakkında beraat kararı verirken, Şengül’ü ise 1 yıl hapse mahkum etti. Sanık hakkında takdir uygulayan mahkeme cezayı,10 aya indirdi. Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da kararlaştıran mahkeme, sanığı beş yıl süreyle denetime aldı. “Kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnme” ve “hakaret” suçundan yargılanan mağdurlar ise beraat etti. Mahkeme kararında, Kahraman’ın üroloji muayenesinde, testislerinden darbe aldığının tespit edildiğine dikkat çekti. Dosya Yargıtay’da Tutuklu Kahraman ve Özyürek’in avukatı Gül Altay, kararı temyiz ederek Kılıç’a verilen beraat kararının bozulmasını istedi. Altay, Şengül’ün kasten yaralama suçundan ceza almasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık oluşturduğuna dikkat çekti. Altay, TCK’nin 94. maddesinde işkence suçunun tanımının yapıldığını ve sanıkların 94. maddeden cezalandırılmasının gerektiğini belirtti. Ani ölüm tehlikesi altında Haberal’ın avukatı Dilek Helvacıoğlu, yeni bir raporun düzenlendiğini ifade ederek “Bu raporda da hastanın rahatsızlığının ciddi olduğu, ani ölüm tehlikesi taşıdığı ve bu etkenler ortadan kalkana kadar başka bir yerde muayenesinin uygun olmadığı belirtiliyor. Rapora, daha önce hazırlanan beş ayrı rapor eklenmiş... Jandarma geldi ve hastayı gördü. Doktorundan raporu alıp savcılıkla görüştükten sonra ayrıldı” dedi. Ağrı kesici verdiler Bir süre sonra testis bölgesi şişip morarmaya başlayan Kahraman, bu şekilde saatlerce bekletildikten sonra, muayenesini yapan üçüncü doktor tarafından, Sincan Devlet Hastanesi’ne, oradan da Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edildi. Olaya ilişkin soruşturma so ‘O zatla birlikte resim yaparlar’ Şahin’in açıklamalarına Demirtaş‘dan yanıt gecikmedi. Demirtaş “Meclis Başkanı 12 Eylül 1980 ruh haliyle konuşuyor. Ama çok merak ediyorsa, o duygulara sahipse yakında tekrar seçim olacak, kendisi emekliye ayrılır. Bir kutu yağlıboya ile bir fırça alır Marmaris’e yerleşir. Orada onun gibi düşünen zatla birlikte resim yapar mutlu olur” dedi. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise demokratik özerkliğin, bir siyasi oluşum tarafından ortaya konulan en büyük “birlik ve bütünlük projesi” olduğunu savundu. DERSİM KÜLTÜR DERNEĞİ BAKAN ATALAY, BEBEĞİNİ DÜŞÜREN VE BURNU KIRILAN ÖĞRENCİYİ GÖRMEZDEN GELDİ ‘Polis öğrencilere gaz sıkmış, vurmamıştır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle toplantısını protesto eden öğrencilere yönelik polis şiddeti sonucu bebeğini düşüren ve burnu kırılan öğrenciyi görmezden gelerek öğrencilerin kendilerini yere attığını ileri sürdü. Kanal 7 televizyonunda değerlendirmelerde bulunan Atalay, 10 Aralık günü Dolmabahçe’deki öğrenci protestolarına ilişkin bir soru üzerine, AKP hükümetinin özgürlükler konusunda alanının geniş olduğunu ileri sürdü. Öğrenciliğinden bu yana “daha fazla özgürlük” isteminde bulunduğunu söyleyen Atalay, öğrencilik yıllarında eylemlere katıldığını ancak taş ve yumurta atmadığını anlattı. Eylemlerin arkasında genelde ulusalcı kesimin bulunduğu iddiasında bulunan Atalay polis dayağı sonucu bebeğini düşüren kız öğrenci ile gözaltına alınırken polisin darp etmesi sonucu burnu kırılan öğrenci Miraç Ekrem Efe’yi görmezden geldi. Gözaltına alınma sırasında öğrencilerin kendini yere attığı iddiasında bulunan Atalay’ın polis şiddetine yönelik değerlendirmesi şöyle: “Polis, belirli bir noktadan sonra öğrencileri uzaklaştırmak için gaz sıkmıştır, vurmamıştır. O yerde yatan bir kız öğrenci görüntüsü var, 40 yönden biz onu inceledik böyle bir görüntü niye meydana geldi diye. Böyle bir görüntü olmamalı. Onunla ilgili bir darbe yok. Çok ileri saldıran, polise vuran öğrencilerden bir kısmını gözaltına alma teşebbüsü sırasında ekran görüntüsü vermek için kendini yere atanlar da oluyor. Öğrencilerde olur bunlar. Bunun içerisinde belli bir grup var. Biz bunları tespit ettik, dosyamda var benim.” Gülen cemaatine Alevilerden tepki TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’de muharrem orucunun bitimi nedeniyle aşure dağıtımı ve basın açıklaması yapan Dersim Kültür Derneği Başkanı Ali Mükan, Gülen cemaatinin kentte halkın kutsal saydığı isimleri kullanarak dershane, okul ve dernek gibi yerler açtığını söyledi. Gülen cemaatinin Tunceli’de örgütlenmeye çalıştığını savunan Mükan, kutsal mekânlar ve isimlerin tarikatlar tarafından kullanılmasına müsaade etmeyeceklerini söyledi. ‘Asimilasyon sinsice ilerliyor’ Tuncelili halkının bu duruma sessiz kalmayacağını ifade eden Mükan, şöyle konuştu: “Dersimliler açısından kutsal olan isimler modern Yezit’lerce, Hızır Paşa’larca kullanılıyor. 1938 ve 1994 yıllarından bugüne uzanan zulüm ve asimilasyon politikaları, şimdilerde daha sinsice içimize sızıyor.” Bu arada Demirtaş, “Demokratik Özerklik” konusuna ilişkin İstanbul’da, ÖDP, EMEP, TKP ve SDP il başkan İçişleri Bakanı Atalay C MY B C MY B Partilerle görüşme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle