15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 KASIM 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA DİZİ 9 Yeni yüzler sahnede Başbakan Yardımcısı Turgut Özal istifa ettikten bir süre sonra siyasete girmeye karar verir. 82 Anayasası ile cumhurbaşkanı olan Evren ile Özal’ın yolları sık sık çakışacaktır HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Uzaklara Gitmek... Bayramla birlikte en çok duyduğum soru, “Aa sen bir yere gitmiyor musun” oldu. Gitmiyorum. Deliye her gün bayram. Ama tabii herkes bir yerlerde olduğu ve her yer tatil olduğu için ister istemez ben de bir tatil havasına girdim. Bir kere, epeydir masamın üzerinde duran, ama sıra gelmeyen kitaplar var. Bunlardan biri, Frances S. Saunders’in, “Parayı Verdi, Düdüğü Çaldı, Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı” adlı kitabı... Kitap geçmişte CIA’nın ABD ve dünyada müzik, tiyatro, edebiyat, medya alanında ne tür çalışmalar yürüttüğü üzerine ilginç bir inceleme. Kitabın bir yerinde CIA’nın, örtülü eylem teknik personeli şeflerinden birinin şu cümlesi yer alıyor: “Kitaplar, bütün öteki propaganda araçlarından farklıdır; bunun en önemli nedeni, bir okurun, tutum ve davranışını bir kitabın, başka hiçbir araçla ölçülemeyecek oranda değiştirebilmesidir, böylece de kitaplar, uzun menzilli stratejik propagandanın en önemli silahı olmaktadır.” Daha sonra aynı kişi devam ediyor, “Yabancı yayıncılara gizlice para yardımında bulunarak, bu işlerin gerisinde ABD’nin bulunduğunu belli etmeden, yurtdışında kitaplar yayınlatın. Özellikle yazarın durumu nazik ise ABD yönetimiyle bağlantısı dolayısıyla lekelenmemiş olması gereken kitaplar yayımlayın. Kârlılığı dikkate almadan harekâtlara destek olacak kitaplar yayımlayın. Bilinmeyen yabancı yazarların siyasal açıdan önemli kitaplar yazmasını teşvik edin.” Sonra Kılıç Ali’nin Hulusi Turgut tarafından derlenen anıları var yine masamda. Atatürk’ün en yakınındaki kişilerden biri olan Kılıç Ali’nin anıları hem dönem açısından hem kendi hayatı açısından ilgi çekici. Fazıl Say’ın “Haremde 1001 Gece” ve “İstanbul Senfonisi”, UfukBahar Dördüncü’nün “BrahmsMacar Dansları” adlı CD’leri de bana eşlik ediyor bu tatilde. Ama bir de Tuluğ Tırpan’ın geçen hafta İzmir Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde ilk kez çalınan ve izleyicilerin gözyaşlarıyla dinlediği “Kahraman Türk Kadınları Oratoryosu” var. Henüz CD olarak çıkmadı, ama umarım yakında yayımlanır ve İstanbul, Ankara, hatta başka kentlerde de tekrarlanır. Bu arada ünlü Avusturyalı yazar Thomas Bernhardt’ın, dünyaca ünlü piyanist Glenn Gould’u anlattığı “Bitik Adam” adlı kısa romanı da okunacaklar arasında. Besteci, piyanist Tuluğ Tırpan ve Türk halk müziğinin ünlü ismi Zara’yla birlikte yaptığımız, geçen haftalarda ENKA Kültür ve Sanat Vakfı’nın yıllık konserlerinin açılışında ilk dinletisini gerçekleştirdiğimiz “Bir Başka Deyişle” adlı projenin çalışmaları da bayramda devam ediyor. Gördüğünüz gibi bir yere gidemedim, ama aslında birbirinden çok uzak noktalara oturduğum yerden uzanabiliyorum. Darısı sizlerin başına... İyi bayramlar... [email protected] Demirel’i pişman eden olaylar 1982 yılına, siyasal yaşamın yeni yüzler kazandırdığı yıl diye bakabiliriz. O yıl parti kurma sancılarının başladığı ayları içeriyor.. Kuşku yok, 1982’nin önemli olaylarından biri, başbakan yardımcılığına getirilen Turgut Özal ile, isteği üzerine Maliye Bakanlığı’na atanan Kaya Erdem’in birlikte görevlerinden istifa etmeleri olayıdır. O sıralar Özal henüz siyasete gireceği işaretlerini vermiyordu. Banker Kastelli, binlerce kişiye yüksek faiz vererek topladığı paraları kimilerine kredi olarak dağıtmış, ama geri alamamıştı.. İflasını açıkladı. Kastelli’nin iflasını açıklamasından hemen sonra Maliye Bakanı Kaya Erdem istifasını açıkladı. Olay toplumda bir bomba etkisi yaptı. Kastelli o denli ün kazanmıştı ki, kimi tanınmış gazeteciler yüksek faiz karşılığı tasarruflarını Kastelli’ye “emanet” etmişlerdi. Sonradan öğrendik: İflasını açıkladıktan sonra Kastellli, meslektaşlarımıza paralarını iade etmişti. Burada bellekleri tazelemek gerekiyor: 12 Eylül darbesinden hemen sonra müdahaleye sivil bir hava vermek amacıyla MGK, bir sivil başbakan aradı. Önce Başbakanlık görevini askerlere hukuksal danışmanlık yapan güvendikleri Emin Paksüt’e önerdiler. Kabul etmedi. Bu kez ola ki Paksüt’ün tavsiyesiyle Cumhuriyetçi Güven Partisi lideri Turhan Feyzioğlu’nu düşündüler. Tarafsız başbakan görüşüne (veya başka nedenlere) uymuyordu, olmadı. Sonunda bir asker üzerinde mutabık kaldılar. 12 Eylül’den kısa bir süre önce Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli Oramiral Bülent Ulusu’yu Başbakanlık’a getirmeyi kararlaştırdılar. Fakat kurulacak hükümette ekonomik ve mali işleri kim yürütecekti? Akla gelen ilk isim, Demirel’in müsteşarı, 24 Ocak kararlarının uygulayıcısı Turgut Özal’dı. Özal’ı çağırdılar. Bir odaya aldılar. Evren ve Nurettin Ersin paşalar ve başbakanımız diye takdim ettikleri Turhan Feyzioğlu vardı odada. Feyzioğlu, Özal’a dış ilişkilerden sorumlu devlet bakanlığı önerdi. Ne ki Özal ekonominin bir koordinasyon olayı olduğunu, Feyzioğlu’nun görevi anlatırken söyledikleri ile mutabık olamayacağını ve öneriyi geri çevirdiğini söyledi. Özal başbakan yardımcılığı istiyordu. Maliye ve Ticaret Bakanlığı da kendisine bağlı olmalıydı. Feyzioğlu bu isteklerin anayasaya aykırı olduğunu söyleyerek Özal’ın isteklerine karşı çıktı. Darbe anayasa falan dinlemiyor. Cunta, çıkardıkları yasalar anayasaya aykırı olursa anayasa değişmiş olacağı gerekçesine dayanarak Özal’ın dediğini yaptı. Özal başbakan yardımcılığına getirildi. Özal’ın önerisiyle Kaya Erdem Maliye Bakanı oldu.. Özal o sıralar “ağabey” dediği Demirel’i aradı, askerlerin önerisini kabul etmesi için iznini istedi. Demirel, kendinden bildiği, güvendiği (müsteşarı) Özal’ın askerlerin kuracağı hükümette görev almasını –belki de geleceği düşünerek– “memleket meselesidir” diyerek onayladı. Mehmet Barlas “Turgut Özal’ın Anıları” kitabında Demirel’in onayı hakkında Özal’ın şunu söylediğini yazıyor: “Belki bana ‘Kabul et’ dediği için sonradan pişman olmuştur ama, o gün ‘Kabul et’ dedi işte…” Fakat zaman hızla akıyor. Özal istifadan bir süre sonra siyasete girmeye karar verdi. Parti kurdu ve ilk genel seçimde tek başına iktidar ve başbakan oldu. O sırada yazılanlara göre Demirel’in iki kardeşi Ali ve Şevket Demirel, elbette ağabeylerinin isteği üzerine Başbakan Turgut Özal’ı makamında kutlamak amacıyla ziyaret ettiler. Konu belki doğrudan, belki dolaylı biçimde Demirel’in on yıl sürecek siyaset yasağının kaldırılmasına geldi ve Demirel kardeşler Başbakan Özal’ın bu konuya gayet soğuk baktığını saptayıp yanından ayrıldılar. O şimdi askerlerin emrinde ve denetimindeki hükümetin bir üyesi idi. Ağabeylik ilişkileri geçmişte kalmış, yeni ilişkiler, yeni olanaklar içerecek yeni bir dönem başlamıştı... Süleyman Demirel, daha sonraları Özal’ın askerlerin denetim ve buyruğu altındaki hükümette derhal göreve çağrılmasını alaylı bir sesle: “Biz müsteşarımızı istek üzerine 24 Ocak ekonomik kararlarını anlatsın diye Genelkurmay’a gönderdik. O, orada bizi arkamızdan vuruyor, 24 Ocak kararlarını kendi başarısı gibi anlatıyormuş” diyecekti. Parti liderlerine ve kimi parti yöneticilerine 1982 Anayasası ile getirilen siyaset yasağının kalkması 6 Eylül 1987’deki referanduma sunuldu. Özal ve kadrosu yasakların kalkmasına halkın hayır demesini sağlamak için partinin ve devletin bütün olanaklarını kullandı. Yasaklar evet’le hayır arasında ince bir çizgide çok az oy farkıyla kalktı Dostluklar, ağabeylikler mazide kalmıştı! Özal ve Kaya Erdem ‘Pisliği kime temizletmeli’ Özal, Kaya Erdem’den sonra Ulusu hükümetindeki başbakan yardımcılığı görevinden istifa etti. İstifasına neden, Erdem’den sonra Maliye Bakanlığı’na askerlerin, uzlaşamayacağı Adnan Başer Kafaoğlu’nu atamalarıydı.. Adnan Başer Kafaoğlu bakanlığa gelmeden önceki aylarda Devlet Başkanı Evren’in ekonomik ve mali danışmanlığını yapıyor; kimi bilgilere göre Özal’ın uyguladığı politikalarla ilgili raporlar veriyordu. Kafaoğlu’nu darbeden önce Maliye’de Gelirler Genel Müdürü iken Hürriyet’e mali konularda danışmanlık yaptığı günlerden tanıyordum. Maliye Bakanlığı’na atandıktan sonra ekonomik ve mali konularda izleyeceği politikayı yazmak için Kafaoğlu ile bir gece Çankaya Köşkü’ndeki lojmanında görüştüm. Yıllar sonra bir anıyı tazeleyeyim: Kafaoğlu açık yüreklilikle izleyeceği yol ve yöntemleri anlatırken eşi Seyhan Hanım bir ara söze karıştı ve Kafaoğlu ile “ileride ancak bakan olması koşuyla evlendiğini” söyledi. Bu özel ailesel ayrıntıyı dinledikten sonra Kafaoğlu’na baktım. Duymamış göründü. Ben de elbette Seyhan Hanım’ın evlenme koşulunu duymamış gibi davrandım. Özel aile “sırrını” yazmadım. Kenan Evren 13 Temmuz 1982 günü anı defterine “Her ikisi de (Özal ve Erdem) bana Allahaısmarladık demeden Ankara’dan ayrılmışlar” diye yazıyor ve şunları da belirtiyor: “Evet, banker olayından çok canım sıkılmıştı. Kabahatin büyüğü muhakkak ki Turgut Özal ile Kaya Erdem’de idi. Ancak pisliği yeni ekibe değil, yine kendisine temizletmek acaba daha doğru bir hareket olmaz mıydı?” Oysa “pisliği” temizletmeyi düşündüğü Turgut Özal, bir süre sonra karşısına kurmayı planladığı yeni bir partiye izin alabilmek için çıkacaktı. O günden sonra tek başına iktidara gelen Başbakan Turgut Özal’la seçime girmeden 1982 Anayasası ile yedi yıllığına cumhurbaşkanı seçilen Kenan Evren’in yazgıları artık sık sık çakışacak ve… bu ilişkilerde çeşitli oyunlar sergilenecekti.. BURSA’DA PARKTA KORKU Kastelli Özal’ın önünü açıyor Turgut Özal (anılarında) anlatıyor: “Kastelli’nin batmasının sebebi, mevduat sertifikası satması değil… Bugün Amerika’da bile yapıyorlar bunu… Bizden öğrendiler hatta… Kastelli’nin hatası, aracılık edeceğine kredi veriyor. Üstelik, inşaat gibi uzun vadeli yatırımlara aktarıyor elindeki fonları… Yani geri ödeme gecikirse, iş biter, kopar. Kastelli olayından bir ay kadar geçti. Durumu düzeltmek için kanunlar çıkarıldı, tedbirler alındı. Benim odada üç kişi çalışıyoruz bu konuda. Ali Bozer ve Kaya Erdem. (Kimdi Ali Bozer? Sonradan Dışişleri Bakanlığı’na getirdi. Washington ziyaretinde, Beyaz Saray’da Baba Bush’la görüşmeye girerken ABD Dışişleri Bakanı’nın girdiği toplantıya Dışişleri Bakanı Bozer alınmadı, dışarıda bırakıldı. Başbakanının bu davranışı karşısında Ali Bozer derhal istifasını verdi.) Ali Bozer ticaret hukuku yönüne bakıyor. Epeyi çalışıp meseleyi de oldukça yoluna soktuk. Bu sırada Başbakan Ulusu geldi. ‘Turgut Bey... Yukarıdan Kaya Erdem’in istifasını istiyorlar’ dedi. ‘Peki, Maliye’ye kimi getirecekler’ diye sordum. ‘Galiba Adnan Başer Kafaoğlu’nu yapacak’ dedi. Bu arada bir de laf attı ve ‘Kafaoğlu olursa, sizin karışmanızı istemez’ gibi bir şeyler söyledi. Ben zaten o zaman işin tükenme noktasına geldiğinin farkındaydım. Bundan daha ileri gitmemiz mümkün değil. Gidersek kendimizden oluşturdular. Fakat Danışma Meclisi’nin hazırlayacağı anayasaya; yasama görevini üstlenen beş generalden oluşan MGK son şeklini verecek ve referanduma sunulacaktı. Danışma Meclisi 27 Ekim 1981’den 4 Aralık 1983’e kadar görev yaptı. Yeni anayasada yenilikler yasamayürütme ilişkileriyle ilgiliydi. Kanun hükmünde kararname kurumu ve bu yolla kural koyma yetkisi yürütme lehine genişletiliyordu. Genel olarak yürütmenin özel olarak da Cumhurbaşkanı’nın olağanüstü hallerle ilgili etkinlik alanları arttırılıyor. Yargı gücü ve yargı denetimi alanında göze çarpan olgu, bu organın yürütme karşısında gerilemesiydi. 1982 Anayasası ile en kârlı çıkanın yürütme, en çok kayıplı çıkanın ise yargı olduğu söylenebilir. 1982 Anayasası 12 Eylül müdahalesini gerçekleştiren askeri gücün yeni rejim üzerindeki otoritesini bir süre daha geçerli kalmasını sağlayacak hükümler getirdi. Böylece demokrasiye dönüşten sonra bile belli bir süre içinde bir türlü “vesayet sistemi” ya da geçiş dönemi öngörülüyordu. Referandum ile birlikte MGK Başkanı yedi yıl için cumhurbaşkanlığı sıfatını kazandı. Milli Güvenlik Konseyi TBMM’nin göreve başlamasından itibaren altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi’ne dönüştürüldü. Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanındı. 1983’te çok partili yaşama yeniden dönülmesinden sonra sıkıyönetim uygulamaları giderek azaldı ve bunun yerine kimi illerde (Güneydoğu’da) hâlâ yaşattığı ıstırapların konuşulduğu olağanüstü hal rejimine geçildi. El bombası patladı: 3 yaralı BURSA (Cumhuriyet) Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesinde, bir parkta 3 kişinin buldukları el bombasının patlaması sonucu 1’i ağır 3 kişi yaralandı. Yıldırım ilçesinin Ulus Mahallesi’ndeki bir parkta patlama meydana geldi. Patlamada, Fırat Çelik (28), Mehmet Şirin Söylemez (44) ve Emre Ç. (15) çeşitli yerlerinden yaralandı. Durumunun ağır olduğu öğrenilen Fırat Çelik, ilk müdahalenin ardından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Olay yeri inceleme ve terörle mücadele ekiplerinin yaptıkları çalışmalar sonucu, patlamanın bölgede bulunan fünyesi sağlam dış yüzeyi olmayan bir el bombasından kaynaklandığı tespit edildi. Çelik’in, bombanın fünyesini incelerken patlamanın meydana geldiği belirlendi. ANNE ÇOCUK EĞİTİM PROGRAMI AÇEV projesine uluslararası ödül Eğitim Servisi Dünya Eğitim İnovasyonu Zirvesi dünya genelinden altı projeyi eğitimi dönüştürme alanındaki girişimlerinde elde ettikleri yüksek başarılarından ötürü ödüllendirdi. AÇEV’in Anne Çocuk Eğitim Programı, 89 ülkeden sunulan projeler arasında ödül almaya hak kazanan bu altı proje arasında yer aldı. Katar Vakfı tarafından düzenlenen Dünya Eğitim İnovasyonu Zirvesi (WISE) Ödülleri’ni kazanan projeler, geniş alanda yaygınlaşmaya uygun ve küreselleşme kapasitesine sahip olanlar arasından seçildi. Kazananlar ayrıca 79 Aralık 2010 tarihlerinde, Doha, Katar’da gerçekleşecek zirvede uluslararası nitelikte 1000 kişiye projelerini sunma olanağını bulacaklar. 2010 WISE ödülleri ise 8 Aralık tarihinde gerçekleşecek gala yemeğinde 20 bin dolar para ödülüyle beraber sahiplerine teslim edilecek. kaybedeceğiz. O gün Kaya Bey (Erdem) istifasını verdi, ertesi gün ben de istifamı yazıp götürdüm ve ‘Çalışmamız artık mümkün değildir’ dedim. İstifayı Ulusu’ya verip ‘Allahaısmarladık’ dedim. (13 Temmuz 1982) Hiç Evren Paşa’ya uğramadım. Bir bahane buldum. Nasılsa istifamı kabul edecekler. Arabanın plakasını değiştirip bastım Side’ye gittim.” (Turgut Özal’ın Anıları – Mehmet Barlas sayfa: 3839) Askerler yeni bir anayasa ve Partiler Yasası hazırlaması için Danışma Meclisi SÜRECEK C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle