15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 KASIM 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 ‘Diyabetten korkmayın, onu yönetin’ Gazeteci Emine Çaykara’nın diyabet hastalığı ile nasıl barıştığını anlattığı “Diyabetimi Seviyorum” başlıklı kitabı raflardaki yerini aldı Kültür Servisi Henüz çocuk yaşlarda diyabetle tanışan gazeteci Emine Çaykara’nın kaleme aldığı “Diyabetimi Seviyorum” başlıklı kitabı, raflardaki yerini aldı. Çaykara kitabında, diyabet hastalığı ile nasıl barıştığını okuyucuya anlatıyor. Emine Çaykara’nın yeni kitabı “Diyabetimi Seviyorum”, Alfa Yayınları’ndan çıktı. “Sağlıklı Yaşam İçin Tatlı Öneriler” alt başlığıyla okura ulaşan kitapta, yaklaşık 30 yıl önce diyabetle tanışan Çaykara’nın bu hastalıkla mücadelesi konu alınıyor. Kitabında, birlikte yaşadığı, yaşamayı öğrendiği diyabetle ilgili bilinmesi gerekenleri anlatan Çaykara okuyucuya, “Diyabetten korkmayın, onu yönetin” mesajını veriyor. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde özel bir anlama sahip kitapta, 60’ın üzerinde yemek tarifi yer almakla kalmıyor, hem diyabet hastaları hem de sağlıklı yaşamak isteyenlerin merak ettikleri sorulara yanıt aranıyor. Kitabın önsözünü kaleme alan Endokroloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Hasan İlkova ise şu görüşleri dile getiriyor: “Emine’nin yaşamını, henüz çocukken etkilemeye başlamış olan diyabetle barışmasını kaleme aldığı öyküsü belki de daha ilk sayfadan başlayarak diyabetliler için bir yaşam dersine dönüşmüş ve diyabetliler böylece, sağlık çalışanlarının öğrenemeyeceği birçok detay ile olağanüstü bir eğitim materyaline kavuşmuşlardır.” Kitap, bir yandan diyabetle yaşamanın “sağlıklı yaşamak için” nasıl bir fırsata dönüşeceğini anlatıyor, diğer yandan bu hastalıkla ilgili tıbbi bilgileri, tavsiyeleri, merak edilenleri ve beslenme tüyolarını okuyucuya sunuyor. ‘Ülkemde Son Turnem’ adlı DVD, sanatçıyla ilgili yanlışlar ve önyargılara bir yanıt niteliğinde Ahmet Kaya kendi ağzından Kültür Servisi On yıl önce bugün Paris’te kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Ahmet Kaya’nın 1998 yılında Türkiye’de verdiği bir dizi konser DVD/VCD formatıyla yayımlandı. DVD’de, Ahmet Kaya’nın 12 ili kapsayan konserler dizisinin 88 dakikalık bölümü “Ülkemde Son Turnem” ismiyle yer alırken Ümit Kıvanç’ın yaptığı “Uçurtmam Tellere Takıldı” adlı bir de belgesel bulunuyor. Bu çalışma ayrıca 28 Ekim’de 53. yaş günü olan sanatçıya bir doğum günü hediyesi niteliği de taşıyor. Albümün yanı sıra Ahmet Kaya için 11 Aralık’ta Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda bir anma etkinliği de düzenlenecek. Gam (GültenAhmetMelis) Müzik tarafından yayımlanan DVD’de sanatçının 17 şarkısıyla Türkiye’de ve Avrupa’da yaptığı konuşmalardan özel bölümler, özel hayatından ilk kez yayımlanan fo Ahmet Kaya’nın ölümünün 10. yılı dolayısıyla çıkarılan DVD’de 1998’deki konserler dizisi, Ümit Kıvanç’ın hazırladığı belgesel yer alıyor. Ahmet Kaya’nın, medyada hakkında yer alan yalanlara ve yanlı haberlere yanıtı ilk kez yayımlanıyor. toğraflar, diskografisi ve sürpriz bölümler de yer alıyor. DVD’nin yapımcılığını sanatçının kızı Melis Kaya ve eşi Gülten Kaya üstlenirken çalışmadaki kurgu ve montaj, aylar süren bir çalışma ile yine sanatçının kızı ve eşi tarafından gerne performansının sevenleriyle ilk kez paylaşılacak olması. DVD’de ayrıca Ahmet Kaya, medyada kendisi hakkında yer alan yalanlara, yanlışlara ve manipülasyonlara da kendi ağzından ilk kez yanıt veriyor. Yapılan çalışmanın, bir sanatçının hikâyesinin de kısa bir özeti olduğunu belirten Gülten Kaya, “Yıllardır Ahmet Kaya portresi ile ilgili yanlı, yanlış, önyargılı ve manipülasyonlarla dolu bir imaj kazındı bazı zihinlere. Biz bu çalışmada gerçek Ahmet Kaya’yı kendi ağzından sunuyoruz. Ahmet Kaya’nın aramızdan ayrılmasında payı olan herkese gecikmiş bir cevaptır bu” dedi. çekleştirildi. Çoğunlukla Ege ve Akdeniz kentlerinde 1998’de gerçekleştirilen turnede yapılmış konser çekimlerinin yer aldığı DVD’nin en özel yanı, sanatçının yıllardır saklanan özel görüntülerinin ve sah Onur scarları O ağıtıldı d Kültür Servisi Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Oscar Onur Ödülleri’nin verildiği Governers Ödülleri gecesini cumartesi akşamı Hollywood’da düzenlenen akşam yemeğinde, Baba filminin yönetmeni Francis Ford Coppola’ya gecenin en büyük ödülü olan Irving G. Thalberg Ödülü verildi. Yıldız Savaşları’nın yönetmeni George Lucas, yaptığı konuşmada, Coppola’nın 1960’lı ve 70’li yıllarda kuşakdaşlarını nasıl etkilediğini anlattı. Onur Ödülü’ne değer görülen bir diğer isim ise Fransız Yeni Dalga Akımı’nın en önemli isimlerinden Godard’dı. Oscar’la onurlandırılan diğer isimler ise 94 yaşındaki efsanevi sinemacı Eli Wallach ve sinema tarihçisi Kevin Brownlow oldu. a Çukurov r ltü Halk Kü ali Festiv ADANA (Cumhuriyet Bürosu) “Halkların Kardeşliği İçin” sloganıyla başlayan ve bu yıl 4. kez düzenlenecek olan Çukurova Halk Kültür Festivali 2528 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. 25 Kasım Perşembe günü 5 Ocak Meydanı’ndan Kültür Sokağı’na dek yapılacak yürüyüşle başlayacak festivalin ilk gününde Kültür Sokağı’ndaki tanıtım standları gezilecek, “Şairler ve Âşıklar Buluşması” gerçekleşecek. Festival, 28 Kasım Pazar günü 17.00’de Epik Sanat Tiyatrosu, sinevizyon gösterimi ve Grup Yorum’un konseriyle son bulacak. K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K K Ü L T Ü R Bir otoportreler sergisi Nesrin Sağlam’ın resim sergisi 22 Kasım’a kadar Harmony Sanat Galerisi’nde görülebilir EGEMEN BERKÖZ Bugüne dek gezdiğim sergilerin sayısını belirtmek için, sanırım “yüzlerce” sözü yetersiz kalır. İşte, gördüğüm onca sergi arasında Nesrin Sağlam’ın Harmony Sanat Galerisi’nde sürmekte olan sergisi bir özelliğiyle tek. Geçen gün, ressamla resimleri üzerine konuşurken bir ara kalkıp saydım: Galerinin iki katının duvarlarında asılı 45 yağlıboyanın 31’i otoportre. Konuşmak için oturduğumuzda da hemen bunu soruyorum doğal olarak: Niçin bu kadar çok otoportre? Bunun bir anlamı olmalı… “Önceki sergilerimde de otoportrelerim vardı. Bu kez niçin bu kadar çok yaptım, ben de bilmiyorum. Belki (gözlerinde muzip bir ışıldama, belli belirsiz otoportrelerden hangisi gibi?) başka model bulamayınca… İnsanın kendisi hep elinin altında ya… (Ciddi…) Bir tür kendimi izleme yolu olabilir. Günlük tutma gibi. Kendimi ifade etmek için en iyi yol. (Elinde fırça, tuvalin önünde gibi…) Bir ifade yakalamak istiyorum. Yakalayınca resim bitiyor. (Duraksayarak…) Belki görmek istediğim kendimi arıyorum. Kendimi biçimlendiriyor da olabilirim. (Kesin…) Aslında portre yapmayı seviyorum.” Anlıyorum ki bir değil, çok anlamı var otoportrenin Nesrin Sağlam için ve iyi ki de var. Çünkü, resimler olağanüstü. Hüzünlü, tedirgin, dingin, duygulu, eleştiren.. Nesrin Sağlam “suretinde” insanlar… Çünkü, galerinin sergi için hazırladığı basın bülteninde dendiği gibi, “ressam için kendi yüzü bahane, önemli olan resmin serüveni ve sorunları”. Bu sırada yanımıza gelen ressam ve galerinin sorumlusu Artin Demirci, “Neş’e Hanım da otoportreyi çok sever ve yapardı” diyor. Neş’e Hanım, Neş’e Erdok. Harmony’de sergi açan ressamların hemen hemen tümü Güzel Sanatlar’dan onun öğrencisi. “Evet,” diyor Nesrin Sağlam, “Neş’e Hanım otoportre yapan öğrencileri yüreklendirirdi. İnsanın kendisinin resmin konusu olabileceğini ben onda gördüm. Birçok ünlü ressam da var ama o en yakındaki örnekti”. Sonra, Artin’in de katılmasıyla, o ünlü ressamlardan, Rembrandt’dan, Van Gogh’dan, Frida Kahlo’dan... konuşurken, sergiyi gezen bir hanım yanımıza gelip Nesrin Sağlam’a “Ressam sizsiniz, değil mi?” diyor. Nokta. Resimseverlerin kaçırmaması gereken bu çok özel sergi 22 Kasım’a kadar açık. (Bilgi için: 0 216 553 21 67) Kültür Servisi Ankara Sinema Derneği tarafından bu yıl 16’ncısı düzenlenen “Gezici Festival”, 3– 19 Aralık tarihleri arasında sırasıyla Ankara, Artvin ve Ordu’ya doğru yola çıkıyor. Bu yılın teması, 12 Eylül askeri darbesinin 30. yıldönümünde “Darbe!” başlığını taşıyor. Festivalin “Uygunadım Hayatlar!” bölümünde, yalnızca Türkiye’de değil Şili, Brezilya ve Portekiz’de de askeri darbelerin insan hayatlarını nasıl yok ettiğini anlatan filmler gösterilecek. “Gezici Festival”in yeni keşiflere olanak sağlayan ve Artvin’de yapılacak Altın Boğa Uluslararası Film Yarışması’nda ise bu yıl Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Lüksemburg, Macaristan, Peru, Türkiye, Yunanistan’dan 2010 yapımı 9 film yarışacak. Yarışmada Türkiye’yi Seren Yüce’nin “Çoğunluk” ve Tayfun Pirselimoğlu’nun “Saç” filmleri temsil edecek. Yarışmalı bölümde yer alan filmlerin beşi Oscar’a aday adayı olma özelliğini taşıyor. Aralarında Szabolcs Hajdu’nun Macaristan’ın 2011 Oscar adayı da olan “Bibliyotek Pascal”, Veiko Õunpuu’nun yönettiği, Estonya’nın aday filmi “Aziz Tony’nin Günahı”, Olivier MassetDepasse’ın, Belçika’nın 2011 Oscar adayı olan “İllegal” ve Cannes Film Festivali’nden ödülle dönen Ágnes Kocsis’nin “Adrienne Pal” gibi filmler yer alıyor. Bibliyotek Pascal ‘Gezici Festival’ yolculuğa hazır Nüfus cüzdanlarımızı kaybettik. Hükümsüzdür. CEMİLE ENÜL ve ELİF NUR ENÜL C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle