09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Dış Haberler: Özgür UluMurat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) soy Kültür: Celal Üster Spor: Arif Kızılyalın Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: (0322) 3631211, Faks: (0322) 3631215 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bülent Yener Satış: Fazilet Kuza Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.15 Güneş: 6.45 Öğle: 11.56 İkindi: 14.29 Akşam: 16.54 Yatsı: 18.17 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 16 KASIM 2010 Orkinos çiftliği kurmak istiyorlar Sakin şehri çıldırtacaklar OZAN YAYMAN Sonumuz yakın mı? Meksika’nın Cancun kentinde kasım ayı sonlarına doğru düzenlenecek Uluslararası klim Değişikliği Konferansı öncesi çevreciler “Dünyanın sonu mu?” diye soruyor. Orta Amerika’nın en küçük ikinci ülkesi unvanını elinde bulunduran Belize’de düzenlenen eylemde minik bir insan zinciri çevre için bir araya geldi. Mercan kayalıklarında düzenlenen eylem doğayı kirletenlere bir de mesaj verdi: Tabiatın dengesini koruyun. (AP) İZMİR Seferihisar’ın Sığacık Körfezi’nde kurulmak istenen orkinos çiftliği için Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen “ÇED olumlu belgesi”nin iptali istemiyle yargı süreci başlatıldı. Seferihisar Belediyesi’ni temsilen Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından İzmir İdare Mahkemesi’nde açılan davada, öncelikle yürütmenin durdurulması isteniyor. Başaranlar Su Ürünleri Yetiştiriciliği tarafından Antalya’da işletilen orkinos çiftliğinin, Türkiye’nin ilk “sakin şehri” Seferihisar’a taşınmak istenmesi üzerine yöre halkı büyük direniş başlatmıştı. Soyer başkanlığındaki ilçe yönetimi, bir yandan da yargı sürecini başlattı. Seferihisarlıların avukatlığını üstlenen Şehrazat Mercan, “ÇED raporu verilmeden önce İzmir İl Çevre ve Orman Müdürlüğü komisyon kurmuştu. Komisyon çevreye etkileri değerlendirmiş ve olumsuz yönde rapor hazırladı. Buna karşın bakanlık ÇED olumlu kararı verdi” dedi. Artan kırmızı et ve tatlı tüketimi kalp, şeker ve mide hastalarını tehdit ediyor Kolesterol bayramı Siyah ve püsküllü Sri Lanka’nın başkenti Colombo’da düzenlenen defilelerde ülke tasarımcıları, ihracat gelirlerinin yarısından fazlasını oluşturan moda konusunda yeteneklerini sergilediler. Defilede ülkenin etnik mirasını yansıtan parçaların yanı sıra modern ve kentli kadına yönelik giysiler de çoğunluktaydı. Omuzları, yılın modasına uygun olarak apoletlerle süslenmiş bu siyah mini elbise defileyi izleyenlerin beğenisini kazandı. Elbisenin kare şeklindeki sırt dekoltesi de dikkat çekti. (AP) IŞIL ÖZGENTÜRK Kurban Hikâyeleri Film atölyesinde şenlikli bir gündeyiz, herkesin elinde onu en çok etkileyen fotoğraf ve hep birlikte o fotoğraflardan küçük hikâyeler üretiyoruz. En sevilen ders, herkes her türlü hikâyeyi kurabilir, yeter ki hikâyenin kendi içinde bir matematiği ve mantığı olsun. Nazan “Beni bu fotoğraf çok etkiliyor” diyor. Fotoğrafta biri beş diğeri üç yaşlarında iki kız çocuğu, ikisinin üstünde de aynı pazen pijamalar, süklüm püklüm, biraz kaygılı alçak bir duvarın üstüne oturmuşlar, arkada gün batıyor, müthiş bir kızıllık ve dağlardan dönen koyun sürülerinin kaldırdığı toz bulutları. Peki bu iki kız kardeş o duvarın üstünde ne bekliyorlar? İkisinde de aynı pijamalar, kaygılı bakışlarında biraz suç ortaklığı okunuyor. Kural şöyle: Fotoğraf bir kere atölyeye getirildi mi artık kişisel olmaktan çıkıyor, yani fotoğraf sokağa düşüyor ve artık herkes o fotoğraf için kendi hikâyesini söyleyebiliyor. En gencimiz İsmet, “Bu kızlar” diyor “sanki sevdikleri bir hayvanı kaybetmişler gibi? Sanki onu aramışlar, ama bulamamışlar.” Öyle mi? Bora hemen atılıyor: “Bu kızlar aylardır bir kuzuyu besliyorlardı; bir gece anneyle babayı mutfakta fısır fısır konuşurken gördüler ve kulak kabarttılar. Küçük kardeş bir şey anlamadı, ama büyük artık kocaman bir koyun olan sevgili kuzularının kurban bayramı nedeniyle kesileceğini anladı. Gece yatarken karar verdiler, anneyle baba uyuyunca usulca kapıyı açıp bahçeye çıktılar ve bahçede her şeyden habersiz uyuklayan koyunu aldıkları gibi başladılar koşmaya...” Bora’nın hikâyesini bir başkası tamamlıyor: “Koyunun yeniden bulunmaması için mutlaka dereyi geçip, öbür tarafta bırakmaları gerekiyordu. Koyunun dereyi geçmesi çok zor oldu; iki kardeşin resmen canları çıktı, ama koyunu derenin öbür tarafına geçirmeyi başardılar. Bu arada kızlar yollarını kaybettiler. Şimdi öylece oturmuş babalarının onları bulmasını bekliyorlar.” Evet, birinci hikâye böylece tamamlanmış ve ortaya şipşirin küçük bir kurban hikâyesi çıkmıştı. Tabii ardından aynı fotoğraf için başka hikâyeler geldi. Kardeş kıskançlığı, cinsel taciz üstüne yeni ve sert hikâyeler kuruldu, ama bugün ben yazıma kurban hikâyeleri diye başlık attım, bu kadar. Gelelim bizim Seren’e, psikolog Serdar Değirmencioğlu ve çocuk koordinasyonu çalışanları bir araştırma yapmışlar ve özellikle kurban kesimini izleyen çocuklarda çok ciddi travmalar oluştuğunu ortaya çıkarmışlar ve velileri internet üstünden uyarıyorlar: “Aman bu travmayı daha da arttırmayalım!” Seren haberi internetten indirmiş işime yarar diye bana veriyor, ben de ona atölyede oluşturulan kurban hikâyesini anlatıyorum. O heyecanlanıyor, “Aynı olayı ben bire bir yaşadım” diyor. “Adadaki evimize küçücük bir kuzu geldi. Bakımını ben yapıyorum, ona sürekli tuz yalatıyorum; sanıyorum ki kuzular tuz sever. Hayır büyüyünce öğreniyorum, eti lezzetli olsun diye bana ha babam kuzuya tuz yalat diyorlarmış. Sonra bir sabah kuzu yok oldu ve pirzola olmuş halde masaya geldi. O bayram iki gün ağladım ve aradan yirmi yıl geçti hâlâ kurban bayramını sevmem ve kurban eti yiyemem.” Son kurban hikâyesi, benim içimi açan, çok neşeli bir hikâye. Bir arkadaşımdan duydum ve anında çaldım. Efendim, pek çok yerin var ya, Sinop’un da bir Tarzan’ı varmış. Yaz kış yarı çıplak dolaşan bu adam koyu bir çevreciymiş. I2 Eylül öncesi, Sinop o zamanlar solcuların elinde, bütün duvarlar sol slogan yazılarıyla dopdolu. Solcular imkânı yok, sağcıların tek bir duvar yazısına bile geçit vermiyorlar. Anında siliniyor. Ama tüm solcular karar vermişler, Tarzan slogan yazdığında silmek yok. Ve bir kurban bayramı sabahı, Sinoplular şaşırıp kalmışlar, bütün duvarlarda, çeşme başlarında, bilumum tabelalarda aynı slogan: “Kurban kesmek cinayettir!” Kim yazmış dersiniz? Efendim bayramınız neşeli geçsin. Tadımlık yiyin rejimi bozmayın Buzu ısıttılar Pişirme sırasında etin yağsız kısımlarını tercih etmek ve pişirme yöntemi olarak ızgara veya haşlama yöntemini kullanmak gerekiyor. Et kavrularak veya kızartılarak pişirilmemeli ve pişirme sırasında kuyruk yağı, tereyağı gibi doymuş yağa sahip katı yağlar kullanılmamalı. Kurban Bayramlarında genelde sakatat tüketimi de arttığı için özellikle kolesterolü ve kalpdamar hastalığı riski yüksek olan kişiler, sakatat tüketiminden kaçınmalı. Ağır hamur tatlıları, şeker, aşırı yağlı, çok tuzlu, kalori açısından yoğun yiyecekler yerine, sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmeli. Bayram ziyaretlerinde ikram edilen hamur tatlıları tadımlık miktarlarda yenmeli. Diyabetliler, kalp hastaları, yüksek tansiyonu bulunanlar ve özel beslenme tedavisi uygulayanlar bu tedavilerini bozmamalıdırlar. Özellikle ailesinde kalp ve şeker gibi rahatsızlıkları bulunanlar Kurban Bayramı’nda beslenmeye dikkat etmeli. Eti ve şekeri fazla kaçırarak kalp krizine davetiye çıkarmayın. İstanbul Haber Servisi Kurban Bayramı’nda artan kırmızı et ve tatlı tüketimi, yağ ve kolesterolde ani yükselişlere neden oluyor. Özellikle ailesinde kalp ve şeker hastalığı bulunan kişilerin, mide rahatsızlığı olanların bu konuda daha hassas davranmaları gerektiğini belirten hekimler, fazla et tüketilmemesi, ağır ve yağlı tatlılardan kaçınılması, çay, kahve gibi kafeinli içeceklerden uzak durulması gerektiğini söylediler. Kardiyolog Prof. Emrullah Başar, bayramda kırmızı et tüketiminin arttığını belirterek “Kalp ve damar hastalığı olanlar veya kolesterol tedavisi görenler, diyetlerini bozmaları halinde kolesterol değerleri yükselecek ve eski haline getirmek için uzun süre çaba sarf edilmesi gerekecektir” dedi. Dünyaca ünlü buz gösteri ekibi Holiday on Ice, Hamburg’daki gösterileriyle yine nefesleri kesti. Topluluk bugüne kadar 60’ın üzerinde kentte gösteri sahneledi. Olağanüstü ışık oyunları, göz alıcı kostümleri, muhteşem müzikleri ve ödüllü patencileriyle gittiği her ülkede milyonlarca hayranı olan topluluğun yönetmenliğini Anthony van Laast yapıyor. (AP) lacı bırakmayın Kurban Bayramı’nda özellikle de kendi kestiği kurban etinden yeme geleneği nedeniyle hastaların daha fazla kırmızı et tükettiğini, kolesterollerinin yükseldiğini anımsatan Başar, “Böylece kalp krizine davetiye çıkarılıyor. Kalp hastaları veya kolesterolü yüksek olanlar kurban etinden tadımlık yemeli. Kolesterol ile ilgili ilaç tedavisi görenler, tedavilerini ömür boyu devam ettirmeli” uyarısında bulundu. Diyetisyen Ayşe Korkmaz ise bayramda kalabalık ve keyifli olan aile yemeklerinin sık olması, özellikle tatlı, hamur işleri, kızartmalar ve et tüketimini arttırması nedeniyle ciddi sağlık sorunları oluşabileceğini belirterek ailesinde kalp, hipertansiyon ve şeker gibi kronik hastalığı olanlar, mide rahatsızlığı bulunanların, yaşı ilerlemiş aile büyüklerinin daha hassas davranmaları gerektiğini söyledi. AIDS hastaları önyargılar yüzünden haklarını alamıyor Damgalamayın! SEVİL ARINAN ANKARA Toplum tarafından dışlanan AIDS’lilerin hak istemleri Meclis’e taşındı. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na proje sunan Pozitif Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri, toplumsal önyargılar nedeniyle AIDS’lilerin hak ve özgürlüklerinin yerine getirilmediğini belirterek HIV/AIDS’le ilgili yasa çıkarılmasını istedi. Düzenli tedavi olunduğu zaman HIV’li kişilerin yaşamlarına devam edebildiği, çalışabildiği, evlenebildiği ve çocuk dünyaya getirebildiğinin anlatıldığı projede şunlara dikkat çekiliyor: HIV ile yaşayanlar, HIV/AIDS ile ilgili toplumsal önyargılar ve yanlış bilgilerden dolayı hak ve özgürlüklerini talep etmekte ve yerine getirmekte sıkıntılar yaşamaktadır. En fazla hak ihlali sağlık konusunda. HIV pozitiflere tıbbi özen gösterilmiyor, yanlış ve eksik bilgilendirme yapılıyor. HIV pozitiflerin, tanılarının öğrenilmesi durumunda işe alınmadıkları ya da işten çıkarıldıkları görülüyor. Da Vinci ile ilk mide kanseri ameliyatı İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu, ameliyat robotu “Da Vinci” ile ilk kez mide kanseri ameliyatı yapıldığını söyledi. Hamzaoğlu, ameliyatın ardından hastanın durumunun iyi olduğunu belirterek “Hastanın midesi tamamen çıkarıldı, yerine ince bağırsaktan yeni bir mide yapıldı. Tüm bunlar yalnız 3 küçük kesi yapılarak gerçekleştirildi” dedi. Prof. Dr. Hamzaoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Fatma Yıldız (50) adındaki hastanın, hazımsızlık ve kilo kaybı şikâyetleri ile hastaneye başvurduğunu, yapılan tetkiklerinde de midesinde tümör bulunduğunun tespit edildiğini ve ameliyata karar verildiğini belirtti. Yıldız’ın geçen hafta yapılan ameliyatının robotik cerrahi yönetimiyle gerçekleştirildiğini vurgulayan Prof. Hamzaoğlu, “Minimal invaziv cerrahi (kansız ve kapalı) kapsamında robotik cerrahinin pek çok üstünlüğü var. Mide tümörlerinin cerrahi tedavisinde de çok geniş alanda lenf bezlerinin de çıkarılması gerekiyor. Hastanın lenf bezlerini ve midesinin tamamını çıkardık. Sonrasında ise ince bağırsaktan yeni bir mide oluşturduk” dedi. Gökdelende yangın: 42 ölü Çin’in Şanghay kentinde 28 katlı bir kulede çıkan yangında 42 kişi öldü, 90 kişi yaralandı. Yerel yetkililer ve medya kuruluşları, yenileme çalışmalarının yapıldığı kuledeki yangından sonra etrafı yoğun bir duman bulutunun kapladığını, bazı kişilerin alevlerden kaçmak için pencerelerden atladığını bildirdi. Binanın 90’lı yıllarda inşa edildiğini aktaran bina sakinleri, komşularının birçoğunun bölgede bulunan okullarda görevli ve emekli öğretmenler olduğunu belirtti. Yangına neyin sebep olduğunun henüz tespit edilemediği bildirilirken, bazı görgü tanıkları binanın dışında tadilat için kurulan iskelenin tutuştuğunu belirtti. Yangın saatler sonra kontrol altına alındı. (AP) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle