03 Şubat 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 14 CUMHUR YET 16 KASIM 2010 SALI Belediyelere ‘sınırlı’ yardım Bayındırlık ve İskân Bakanı Demir, 2009 yılındaki yerel seçimlerden bu yana yardım isteyen 662 belediyeden 81’ine olumlu yanıt verildiğini açıklarken parti dağılımına ilişkin bilgi vermekten kaçındı ANKARA (ANKA) Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in, MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun soru önergesine verdiği yanıt, belediyelerin içinde bulunduğu olumsuz tabloyu ortaya çıkardı. 2009 yılında yapılan yerel seçimlerden bu yana 622 belediye yardım talep etti. Ancak, 2009 yılında 28 belediyeye, 2010 yılında da 53 belediyeye yardım yapıldı. Bayındırlık ve İskân Bakanı Demir soru önergesine verdiği yanıtta, 26 Ekim 2010 tarihine kadar 622 belediyenin yardım talep ettiğini bildirdi. Bakan Demir, 2009 yerel seçimlerinden bu yana yardım talebinde bulunan belediyelerden 2009 ve 2010 yılı turizm öncelikli yöre belediyeler listesinde bulunan belediyelerin taleplerinin değerlendirmeye alındığını söyledi. 2009 yerel seçimlerinden bu yana parti dağılımı çerçevesinde hangi belediyelere yardım yapıldığına ilişkin soruya ise Bakan Demir, “Belediyelere yapılan yardımlar proje talepleri doğrultusunda değerlendirilmekte olup belediyelerin hangi partiye bağlı olduğuna ilişkin herhangi bir sınıflandırma yapılmamaktadır. Yardım istenen projelerden konuya ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlananlar değerlendirilmek üzere kayıtlara alınmış, diğer projelerse iade edilmiştir” dedi. Soru önergesine verilen yanıtta, yardım talep eden ve yardım alan belediyelerin parti dağılımı verilmemesi dikkat çekti. Demir, 2009 yılında turizm öncelikli 28 belediyeye 3 milyon 888 bin 125 TL, 26 Ekim 2010 tarihi itibarıyla 2010 yılında da 53 belediyeye 2 milyon 60 bin TL tahsis yapıldığını açıkladı. MAVİ SÜRGÜN SERDAR KIZIK Çocukların Tutuklandığı, Renklerin Uçtuğu Günler... İleri demokrasi gereği 12 Eylül’den hesap sormak için(!) halkoylamasına giden ve istediğini alan iktidar, Kenan Evren’in maaşına zam yaptı. Hesap mesap hak getire. Ama Silivri’de bir başka hesap... Tankı, tüfeği, topu olmayan gazetecilerden, bilim adamlarından, siyasetçilerden, genç teğmenlerden darbe senaryolarının hesabı soruluyor! Kalemden, düşünceden hesap sormak... Tutukluluk, artık mahkumiyete dönüşmüş. Hak, hukuk, vicdan sorgulamaları boşuna mı? Oysa darbe günlüklerini yazdıkları öne sürülen komutanlar devre dışı tutulmuş. Türkiye Cumhuriyeti, artık ilkokullarında bile türban tartışması yapılan bir süreç yaşıyor. Başbakan “ilkokulda türban olmaz” demiyor, diyemiyor; tersine “seçimden sonra bakarız” sözüyle hesabı sonraya bırakıyor. Ne demişlerdi: “Adım adım, her şeyin bir zamanı var...” Aynı konuda üniversitelerin neredeyse tümünün başına “türbana özgürlük” için imza verenleri rektör atayan Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın açıklamasının ardından Çankaya ile hükümet arasında ayrılık olmadığını belirtiyor... Ne demokrasi ya! Artık korkuyla soslanmış sansür ve otosansürün birlikte işlediği, yazarların linç edildiği, köşelerinden kovulduğu, işsiz kaldığı, sonuncu köye sürüldükleri bu süreçte, hazirandaki seçimler için, “Son seçim mi olacak?” kuşkuları... Çok mu karamsar oldu? Oysa bugün bayram! Ama benim kulaklarımda Mustafa Balbay’ın son duruşmadaki sözleri çınlıyor: “... Burada insan yatıyor, kurbanlık koyunlar değil...” Vicdanı olana, nasıl da sarsıcı bir saptama. Ya şu sözlerine ne demeli : “Aylarca yarını bekledik, en azından vicdanen sizler için de yarının gelmesini bekliyorum. Ailelerimizi, çocuklarımızı da tutukladınız. Kurban Bayramınız kutlu olsun.” Aynı duruşmada Tuncay Özkan, 1’e 3 adım, yaşadıkları hücreyi anlattı. Rutubetten renklerin uçtuğunu, fotoğrafların solduğunu haykırdı. Yosunun çiçek açtığını ilk kez hücrede görmüş... Tutsaklığın acısı ve özgürlüğe hasretlik... Savunmalarını okuduğumda, 12 Eylül’de kapıaltında “ağır bir merhaba”yla karşılandığım cezaevi günlerimi anımsadım. Koğuştaki herkes havalandırmaya çıkarken ağrılardan ötürü ranzamdan kalkamamıştım. Hava bozmuş, tipiye dönmüştü. Pencereyi açtım. Parmaklıkların ve tel kafeslerin arasından rüzgârla içeriye gelen kar taneleri, kelebekler gibi yüzüme konuyordu. Esaret ve özgürlük yan yana düşmüştü... Konak Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin geçen hafta Balbay’ın meslekte 30 yılıyla ilgili düzenlediği etkinlik, hem akıllara hem yüreklere dokundu. Belediye Başkanı Hakan Tartan “Haksız yere, insanlık hakları ihlal edilerek Balbay halen içeride tutuluyor. Onun özgürlük çığlığına, mesleğe başladığı İzmir’den meslektaşları olarak destek vereceğiz” dedi. Balbay’ın tutuksuz yargılanması için kent kent düzenlenen etkinliklere katılan Cemiyet Başkanı Atilla Sertel, sesi titreyerek yaptığı konuşmasını “Özgürlük istiyoruz, hak ve adalet” diye tamamlayabildi. Balbay’ın İzmirli gazetecilere gönderdiği mektupla koyalım son noktayı: “Kordon’da esen her rüzgârda bir nefes de benim olduğumu düşünün... İçinize derin bir nefes çekin özgürce. Gelecekte bu acı günleri bala bulayacağız, gülümseyerek konuşacağız...” İyi bayramlar! serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Vali Hüseyin Avni Mutlu Cumhuriyet’i ziyaret etti İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Edirnekapı Mihrimah Sultan Camisi’nin ibadete açılış töreninin ardından gazetemizi ziyaret ederek yöneticilerimizle görüştü ve bayramlaştı. Gazetemizin Şişli’deki merkez binasına gelerek İmtiyaz Sahibi, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç ve Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız’la görüşen vali Mutlu, İstanbul’un genel sorunları ve güncel konulara ilişkin bir süre sohbet etti. Görüşmede, Cumhuriyet Vakfı Başkanvekili Alev Coşkun ve Spor Servisi Şefi Arif Kızılyalın da bulundu. YAKAMOZ BEDRİ BAYKAM ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Kadınların ‘CinselBedensel Hakları’, AKP ve CHP! Ülkemizde son 1520 yıldır “Kadın Hakları” denince akla yalnız artık (Cumhurbaşkanı’na bile) gına getiren o türban tartışması geliyor! Herhalde kadınlarla ilgili çok daha büyük kapsama alanı olan sorunlar olduğunu kamuoyuna biraz hatırlatmanın tam sırası… Son günlerde birçok kadın derneği haklı olarak, kadınların çoğu göz ardı edilen hakları için bir mücadelenin startını verdiler. Ortada birden fazla dernek adı var: “Kadının İnsan Hakları, Yeni Çözümler Derneği” (Bu platformlar ile temas için: zeynep.ozdal@wwhr.org), “Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız” platformu, uluslararası bağlantılı “Müslüman Toplumlarda Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu (CSBR)” ve diğerleri... Kendilerini kutluyorum ve eylemlerinin ne kadar zamanında yapıldığına işaret ediyorum. Bu derneklerin gündemlerinde, konulara ilişkin paneller, film gösterimleri ve sergiler var… Bunları yazarken aklıma geçen hafta Sanat Limanı’nda gezdiğim Bennu Gerede’nin İngilizce “Honor Killings” olarak söz ettiği törenamus cinayetleri sergisi geldi, çok çarpıcı ve düşündürücü bir dramatik “ölüm anı dondurulması” üzerine kuruluydu. “Güzel” demeye insanın dili tabii ki varmıyor… Ama konu açısından maalesefmükemmel diyebiliriz. Bu dernek ve platformu cesaretle ortaya koyanların Bennu Gerede ile temasa geçip bu sergiyi de yurdun her yerine ve özellikle Güneydoğu’ya taşımaları lazım. Ben de panellerine destek sözü veriyorum. Eşzamanlı olarak Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney, Güneydoğu ve Asya’da 12 ülkede “Ortak Mücadele, Hep Birlikte” sloganıyla gerçekleşen bu çıkışın tüm dünyada ve özellikle ülkemizde ses getirmesi şart. Yapılan ilk panellerden birinde geçen hafta Nuray Onuk’un “Saf Kötülük” isimli kısa filmi gösterildi. 16 yaşında babası ve dedesi tarafından gömülerek öldürülen Medine Memi’nin hayatının son 5 dakikasını konu eden bu tüyler ürpertici filmin devamında başlıklı Gelelim konunun özüne: Bu AKP ağırlıklı toplantıda Erdoğan’ı korumak için kadın hakları savunucularını protesto eden AKP’li kadınların acaba aklından neler geçiyor? Esas düşündürücü soru bu… Maalesef AKP’li kadınların beyni yıkanmış durumda. Ve onlara destek verdiğini zanneden sözde aydın, dar vizyonlu başka hemcinsleri de bu çarpık miti yaygınlaştırarak türbanı, kadın haklarının tepesine yerleştiriyorlar! Gerçek ise çok uzaklarda! Öncelikle bu sözünü ettiğimiz kadın platformlarının cesaretle ortaya koyduğu esas konuyu hatırlatalım: “Kadınların Cinsel Hakları”. Ne kadar unuttuğumuz bir konu değil mi? Şehirli çağdaş kadınlarımız bu haklarını doya doya kullanabildikleri için midir ki, bu konuya bu kadar “Fransız” kaldılar? Kadınlarımızın, genç kızlarımızın neredeyse tamamen göz ardı edilen en kritik haklarını hatırlatalım: Cinselliğini keşfetme hakkı, “bekâret” yükünü ve sorumluluğunu tüm bir aşiret veya geniş aile ile paylaşmama hakkı, cinsel yaşamını seçtiği gibi yaşama hakkı, dayak yememe, şiddet görmeme hakkı, sevgilisine kaçtığında veya tecavüze uğradığında(!) aile meclisi kararıyla öldürülmeme hakkı(!!), yalnız yaşama hakkı, çalışmayı seçerek babaevinden kendi kararıyla ayrılma hakkı… Kim demokrasi ve özgürlükler derken bunları göz ardı edip türban arkasına saklanabilir? Gelelim yukarıda saydıklarımıza eklenecek en kritik haklardan birine.. Tüm bu kadın derneklerinin derhal tartışmalarına bu hakkı eklemeleri lazım: Aile baskısıyla kapatılmama hakkı! İşte Türkiye’de göz ardı edilen en kritik hak! Düşünün ki, Başbakan’ın eşi bile bu baskının bedelini en zor şartlarda ödemiş, baskı ve zorlamalarla kapatılmış, genç kızlık hayalleri kararmış… İşte bu sorun, korkunç bir öneme sahip. Çünkü bu tehdit altındaki gencecik kızlarımızın bu baskı anlarında gözyaşı altında başvurabilecekleri bir kapı yok! İşte CHP’nin gerçek radikal çıkışı, kadın kolları ve tüm örgütleri ile bu kadınlarımıza ve saydığımız özgürlük arayışlarına sahip çıkmaktır. Yoksa ölümüne koşar gibi, ANAP ve DYP’nin intihar ettikleri uçurumuna koşularını sürdürürlerse, şimdiden partinin de, laikdemokrat Türkiye’nin de ruhuna fatiha okuyabilirsiniz… Bu arada bütün bunlara rağmen mutlu bayramlar! HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc yahoo.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek@hotmail.com UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ İzmir yöresine 1 özgü, irmikle yapılan bir tatlı. 2/ 2 Düşünce... Por 3 takal ve limonla 4 yakın akraba olan bir meyve. 5 3/ Dil devrimi 6 nin ilk yıllarında 7 belediye başkanı anlamında kul 8 lanılan sözcük... 9 Berilyum ele1 2 3 4 5 6 7 8 9 mentinin simgesi. 4/ Trabzon’daki “Merye 1 Y A L A N K O Z mana Manastırı”na 2 I R A K A P A Ş verilen bir başka ad. 5/ 3 L A L A N G A U Kurnaz, açıkgöz... Göz 4 A L E A İ L E leri görmeyen. 6/ Bir 5 N Ş A İ R N A tür deniz taşımacılığı... 6C A T R F İ L Hac zamanı dışında O K A P İ Kâbe ve diğer kutsal 7 I S I Z yerleri ziyaret etme. 7/ 8 K E R E B İ Ç S A K İ N AME Klavsene benzer bir 9 çalgı... İsrail’in plaka imi. 8/ Adana’nın bir ilçesi... İngiltere’de çok sevilen bir cins bira. 9/ Bir işi yapma gücünü sağlayan özel bilgi. açan kişi… diye pankart bedri.baykam@gmail.com www.bedribaykam.com C MY B C MY B panel yapıldı… Bu panele katılan kadınlardan biri, Funda Ekin, 5 Kasım günü “Uluslararası Kadın Buluşması”nda Başbakan’ın önünde YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İçine nohut ve parça et de konulan bir tür mantı. 2/ Kadastro haritalarında parseller topluluğu... Düşük kulaklı bir av köpeği. 3/ Kimyasal bir yöntemle parlaklık verilmiş pamuk ipliği. 4/ Bir gösterme sıfatı... Özenli, düzgün. 5/ Varılmak istenen bir amaca doğru geçilmesi gereken dönemlerden her biri... Arapçada “ben”. 6/ Ölümsüz. 7/ Köpek... Mikroskop camı... Aldatma işi, hile. 8/ En küçük izci kuruluşu... Yelkenli gemilerde gabya çarmıklarını ana direğe bağlayan kısa çarmıklar. 9/ Dâhi... Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle