22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA DİZİ 9 Kanlı rakamlar Daha sonraki gelişmelere geçmeden Kenan Evren’in, 12 Eylül’ün 10. yılında, 12 Eylül 1990’daki konuşmasında, “12 Eylül’ün hedefine ulaşıp ulaşmadığını kamuoyu biliyor” sözlerini istatistiklerin ne ölçüde doğruladığına bakalım. Oysa devlet arşivlerindeki bilgilere göre; 10. yılında 12 Eylül’ün rakamlarla portresi şöyleydi: Gözaltına alınan insan sayısı: 650.000 Fişlenen insan sayısı: 1.683.000 Açılan dava sayısı: 210.000 Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananlar: 230.000 Bunlardan 141142163. maddeden yargılananlar: 71.000 Sivil mahkemelerde dava sayısı (198088): 9.508 Sivil mahkemelerde yargılananların sayısı: 14.555 Yargılanan ‘örgüt üyesi’ sayısı: 98.404 Hüküm giyen ‘örgüt üyesi’ sayısı: 21.764 ‘Yurda dön’ çağrısı yapılanların sayısı: 29.000 Vatandaşlıktan çıkarılanların sayısı: 14.000 Pasaport verilmeyenlerin sayısı: 388.000 Faaliyetten men edilen dernek sayısı: 23.700 Hakkında soruşturma açılan dernek sayısı: 200 Toplam 644 cezaevindeki tutukluhükümlü sayısı: 52.000 SÖZDEN YAZIYA SÜHEYL BATUM Şimdi de Atatürk İlkeleri Gündemde Sevgili dostlar, biliyorsunuz, son iki yazımda, “yeni Türkiye’deki” hukuksuzluklara, basın özgürlüğünün olmadığına, hukuk güvencesinin bulunmadığına örnekler vermiştim. Ve bunun için de “Maalesef yeni Türkiye” demiştim. Hatta hatırlayacaksınız, “şimdi maalesef diyorum ya, tarafsız(!) ya da liberal(!) gazeteler, gazeteciler veya aydınlar, ‘bak gördünüz mü, maalesef’ diyor, yenileşmeye karşı çıkıyor, hep eski kalsın istiyor, statükocu ne olacak diye yazarlar” diye de eklemiştim. Vallahi oldu. Tam söylediğim gibi oldu. Yandaş gazeteler aynen böyle yazdılar; “Bakın gördünüz mü, maalesef yeni Türkiye diyor” diye yazdılar. Tabii ki böyle yazacaklarını biliyordum, bazı şeyleri birilerinin(!) neden söylediğini de biliyorum. Gerçi, hepimiz biliyoruz. Önemli olan “kafamızın bulandırılması”, bazı şeylere inandırılmamız. Bunun için sözüm ona aydınlar(!) bulundu, yetiştirildi. Bunun için yeni gazeteler çıkartıldı, eskiden var olanların sahipleri değiştirildi. Hatta bunun için iktidar, devlet bankalarından yaklaşık bir milyar dolar parayı Başbakan’ın arkadaşına ve damadına verdi. El değiştiren gazetelerin hatta el değiştirmeyenlerin bile tüm kadroları değiştirildi. Ruhat Mengi’nin reyting rekorları kıran programı, baskı ile yayından kaldırttırıldı. Eski gazeteciler kovuldu. Tüm televizyonlar ele geçirildi. Ve bu arada bildiğiniz, inandığınız ne kadar ilke, değer, kural varsa, bu “yeni aydınlar” tarafından çarpıtılmaya, anlamsızlaştırılmaya çalışıldı. Ama ne kadar kavram, ilke, değer varsa. Varsın söyleyen adamların zerre kadar inandırıcılığı olmasın, cahillikleri tamamen ortada olsun. Yeter ki tümü aynı şeyi, aynı anda ve bıkmadan, usanmadan ve her şeyden önemlisi utanmadan söyleyebilsinlerdi. Düşünsenize, “Bir Yunanlı 7 Türk’e bedel” diyen iktisatçılar gördük. Neden diye sorduğumuzda, bize “Ulusal gelirleri 7 kat fazla da ondan” dediler. Bizler “Yunanistan hiç bir şey üretmiyor” dediğimizde, “Olsun AB veriyor ya” diye yanıt verdiler. Sonra Yunanistan krize girdi ve AB onlara “Adalarını sat” dedi. Ama bizim iktisatçılar, çoktan başka bir konu bulmuşlardı kendilerine. Örneğin aynı yetkinlikle(!) inceledikleri yargı bağımsızlığı konusunu. Hep aynı şey oldu. Aynı aydınlar(!), liberaller(!), aynı yandaşlar. Ve yine aynı bilgisizlikle, aynı anlamsız kavramlarla. Dünyada örneği olmayan, tek bir demokratik ülkede bulunmayan kavramlar, kurallar, bilgilerle. Önemli olan “kafaların bulandırılmasıydı”. Artık birileri(!), televizyonlara çıkmanın, Başbakan, Cumhurbaşkanı uçağı ile gezmenin, görüldüğü kadarı ile devlet televizyonlarına çıkmanın, kısaca ekmek parasını kazanmanın yolunu bulmuştu artık. Anlamsız, hiç olmayan kavramlar, ilkeler, kurallar dedim ya. Gerçekten de öyle. Örneğin “İnsanlar, aydınlar, gazeteciler, sorgusuz sualsiz, içeri atılmaz, bu tür iddianamelerle yargılanamaz” dedik ya, hemen aynı “grup” başladı; “ne var bunlar usul hatası” diye. Böyle usul hatası olur mu diyenlere de “Ergenekon’cu, statükocu” dediler. Bıkmadan, usanmadan ve zerre kadar utanmadan. Örneğin “Böyle anayasa yapılmaz” dedik ya, aynı “grup” yine başladı; “Ne var anayasa değişmesin mi, darbe anayasası kalsın mı” diye. Yine bıkmadan, usanmadan ve zerre kadar utanmadan. Yıllarca bize “Türban da türban” dediler. “Kızların tek özgürlüğü budur” dediler, “Sadece üniversitedeki kızlar için istiyoruz” dediler. Pekiyi dedik, “Üniversitedeki kızlar için serbest olsun, gelin düzenleyelim ve üniversitede özgürlük için kural koyalım”. O gün o aydınların, o liberallerin, o siyasetçilerin, kısacası o grubun içine düştüğü durumu gördünüz. Cumhurbaşkanının eşi “İlkokulda türban olmamalı” dedi, Cumhurbaşkanı eşine “Aynı şekilde düşünüyorum” diye destek verdi. Başbakan ise hemen karşı çıktı; “Cumhur istediği yere, istediği gibi girer, size ne” dedi. Bunun üzerine, Cumhurbaşkanı geri adım attı, üstelik ne diyerek, “Bu konudan sıkıldım” diyerek. Duyun da inanmayın, bugüne kadar bu konuyu en çok kullanan, rektör atamalarında tek ölçü kabul eden, hatta eşine dava açtıran Cumhurbaşkanı “türban konusundan” çok sıkılmış. Turgut Sunalp işkence sorularını yanıtlıyor: ‘Taş gibi oğlanlar var’ Gözaltında veya hapishanede ölenler ‘Asmayalım da besleyelim mi’ İdamı istenen insan sayısı: 7.000 Ölüm cezası verilen: 517 Askeri Yargıtay’ın onayladığı: 124 Dosyası Meclis’te bulunan: 259 İnfaz edilen: 50 İnfaz edilen sol görüşlü: 18 İnfaz edilen sağ görüşlü: 8 İnfaz edilen ayrılıkçı Ermeni: 1 Adi suçlar: 23 (Kenan Evren: “Asmayalım da besleyelim mi?” Kenan Evren “Avrupalı dostlarımız ‘Sizde niye idam var?’ diye soruyorlar. Biz onlara soruyor muyuz ‘Sizde niye idam yok?’ diye?” “ dam yalnız kanunlarımızda değil, dinimizde de vardır. Hatta ncil’de de vardır. ncil de idamı kabul etmiştir. Allah’ın gönderdiği kitapta bu var sevgili vatandaşlarım.” Toplam ölü sayısı: 229 Kuşkulu ölüm: 144 Açlık grevinde ölen: 14 ‘Kaçarken’ vurulan: 16 ‘Çatışmada’ öldürülen: 74 Doğal ölüm raporu verilenler: 73 ‘İntihar’ ettiği bildirilen: 43 ‘Nedeni belirsiz’ ölümler: 2 İşkence sonucu öldürülenler (İHD verilerine göre): 171 Açılan işkence soruşturması veya davası (198288): 6.470 İşkence yaptıkları suçlamasıyla yargılanan güvenlik görevlisi sayısı: 9.962 Hüküm giyen güvenlik görevlisi sayısı: 544 Yalnızca 1981 yılı NisanMayıs aylarında ödüllendirilen güvenlik görevlisi sayısı: 1.002 (“Niye kızlara cop sokalım, elimizde taş gibi oğlanlar var.” Turgut Sunalp) 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasası uygulama sonuçları Kenan Evren: Adalette denge Askerlerin Evren’insivillerden sürekli şikâyetlerinden biri TBMM’de kimi idamların onaylanmamasına dayanıyordu. Darbeden bir ay sonra yasama görevini de üstlenen MGK (beşi bir yerde generaller) iki idam kararını onayladı. 17 Ekim 1980 günü Balgat katliamı sanıklarından sağ eğilimli Mustafa Pehlivanoğlu ve Telsizler sanıklarından sol eğilimli Necdet Adalı infaz edildiler. Devlet Başkanı Evren, biri sağ Adalı Pehlivanoğlu Yapılan toplam işlem: 18.525 Hakkında işlem yapılan memur: 7.245 Öğretmen: 3.854 Güvenlik görevlisi: 988 Din görevlisi: 266 Üniversite öğretim üyesi: 120 Mülki amir: 35 Hâkim ve savcı: 47 Bölge dışına sürülen: 7.233 Görevlerine son verilen: 4.891 diğeri soldan iki kişinin idam edilmesini adalette denge olarak niteledi. Aradan 30 yıl geçtikten sonra İslamcı bir Başbakan; referanduma sunulan anayasa değişikliğini savunurken darbeleri kötülemek gerekçesiyle ve MHP tabanından oy almak amacıyla Pehlivanoğlu’nun idam öncesi ailesine yazdığı mektubu dokunaklı bir sesle halka okudu. İdamları siyasal çıkarlarına alet etmekten çekinmedi. Gazetecilere 3 bin yıl ceza Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı cezaların toplamı: 3.315 yıl 3 ay. İstanbul gazetelerinin yayın yapamadıkları gün sayısı: 300 Gazetecilere istenilen hapis cezası: 4.000 yıl Cezalandırılması istenen gazeteci sayısı: 400 Silahlı saldırıda öldürülen gazeteci sayısı: 3 Cezaevlerindeki gazeteci sayısı: 31 Polisçe aranılan gıyabi tutuklu gazeteci sayısı: 13 Yalnızca 1989’da 16 günlük gazete aleyhine açılan dava sayısı: 394 Tazminat davalarının sayısı: 211 İstenilen tazminat miktarı (TL): 12.848.000.00 Yakılarak yok edilen gazete, dergi, kitap miktarı (ton): 39 Yok edilmek üzere depolarda bekletilen yayın miktarı (ton): 40 Basın özgürlüğünü kısıtlayan yasa sayısı: 151 Yasaklanan yayın sayısı: 927 Yasaklanan film sayısı: 189 Kâğıt fiyatlarının artış oranı (kat): 13.000 19801985 yılları arasında verilen cezalar 22.912 kişiye 01 yıl 10.784 kişiye 15 yıl 6.186 kişiye 510 yıl 2.396 kişiye 1020 yıl 939 kişiye 20 yılın üstünde 630 kişiye müebbet 420 kişiye ölüm cezası. Bir diğer bilanço nternette ve gazetelerde aşağıdaki bilanço yayımlandı: 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. Yedi bin kişi için ölüm cezası istendi. 517 kişiye ölüm cezası verildi. 50 kişi idam edildi. İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gitti. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi “kaçarken” vuruldu. 95 kişi “çatışmada” öldü. 3 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi. 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi. 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. Üç bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi. 400 gazeteci için toplam dört bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere üç bin 315 yıl altı ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. Üç gazeteci silahla öldürüldü. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. SÜRECEK Şimdi de aynı aydınlar(!), aynı liberaller(!), aynı şekilde bıkmadan, usanmadan ve utanmadan, “Atatürk ilkelerine” el attı. Ne o “CHP, bu ilkelerden vazgeçmezse, ilerici olamazmış, oy alamazmış”. Dedim ya, aynı grup, hem de aynı bilgisizlikle, aynı cehalet ile. Zannediyorlar ki, “Türk halkı cahil, hiçbir şeyi anlamaz, biz de 100 kere tekrarlarsak inanır”. Oysa ne CHP ne CHP yöneticileri ne de Türk halkı aptal... Kimlere inanacağını bilir. En azından herhalde, “tümü bir araya gelip de, binde üç oy alabilen bir gruba” hiç kanmaz, hiç inanmaz. KONSENSUS’UN ARAŞTIRMASI Sendika kıyımı 1980’de sendikalı işçi sayısı 5.721.074 1985’te sendikalı işçi sayısı 1.711.524 1979’da işçinin günlük ücreti: 8.4 dolar 1985’te işçinin günlük ücreti: 4 dolar AKP’nin oy oranı geriliyor Haber Merkezi Konsensus Araştırma ve Danışmanlık şirketinin yaptığı ankete göre, AKP’nin oyları referandum sürecinin ardından yüzde 44’e gerilerken CHP’nin oyları yüzde 25’i aştı. Konsensus’un 29 Ekim7 Kasım tarihleri arasında Türkiye genelinde yaptığı ankette, “Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz” sorusuna seçmenler, yüzde 44.8 ile AKP’yi, yüzde 25.1’le CHP’yi, yüzde 12.9’la MHP’yi, yüzde 6.7 ile BDP’yi ve yüzde 7.1’le de diğer partileri destekleyeceklerini belirtti. “Hangi siyasi parti liderini beğeniyorsunuz” sorusuna verilen yanıtlarda ise yüzde 41.7 ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birinci olurken yüzde 32.4 ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ikinci, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül yüzde 23 ile üçüncü, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yüzde 11.3 ile dördüncü, Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener de yüzde 8.4 ile beşinci oldu. 1 dolar 23 Ocak 1980.................. 47.10 TL 11 Ekim 1980..................82.70 TL 27 Ocak 1981..................91.90 TL 6 Mayıs...........................1981 100.45 TL 24 Aralık.........................1981 130.35 TL 1 Ekim 1997....................174.45 TL Adi suçlar Irza geçmek Zimmet Dolandırıcılık Hırsızlık Rüşvet, vb. 1.183................................1.750 95.....................................191 281...................................757 4.266................................5.635 387...................................628 C MY B C MY B 1980 1985
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle