Katalog

CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada bu gücün tartışmasız olmasını sağlayacak başka küçük partiler de bulundurulur. Örneğin Bulgaristan da Todor Jivkov döneminde mutlak h kim Komünist Partisi idi. Öte yandan başta Çiftçi Partisi olmak üzere 45 tane daha parti aktif biçimde görev yapıyordu. Bugün Çin de bazı farklılıklar olmakla birlikte yine aynı yöntem geçerli. Özellikle toplumun bütününü ilgilendiren temel yasalarda değişiklik yapılacağı zaman mutlak gücün altındaki partiler de devreye sokuluyor. Yasa onların da bilgisine sunuluyor. Belli bir zaman diliminde düşüncelerini, önerilerini iktidara iletiyorlar. İçlerinde akla uygun olan, iktidarın işine gelen varsa yasaya ekleniyor. Böylece söz konusu değişiklik genel mutabakatla gerçekleştirilmiş oluyor. Devletin gizil servisinden kolluk gücüne kadar bütün organları iktidar partisinde olduğu için küçük partilerden, öngörülerin üzerinde güce erişen olunca uygun yöntemlerle gereği yapılıyor, parti olması gereken noktaya getiriliyor. Komşumuz Suriye nin de buna benzer, iç dengeleriyle bütünleştirdiği, değişmez tek parti iktidarına dayalı çok partili rejimi var. 12 Eylül referandumunun öncesinde ve sonrasında yaşananlar, sanki Türkiye de de böyle bir şey olabilir mi, arayışını hissettiriyor. Ortadoğu ya örnek olayım derken Ortadoğu yu örnek alayım anlayışı dikkati çekiyor. Propaganda gücünüzü ve devlet erkini de kullanarak öyle yöntemler geliştireceksiniz ki, Van da çok doğru yaptığınıza inanacak, Yozgat da. Van da Statükoyu yıkıyoruz, daha ne istiyorsunuz diyeceksiniz... Yozgat ta, Milli birlik beraberlik projemiz sizin desteğinizle güçlenecek diyeceksiniz... Öteki partilere de bu görüntüdeki aldatıcılıkları ortaya çıkarmama, tam tersine iktidar olsak biz de böyle hareket ederdik türünden destekleyici muhalefet yapma görevi vereceksiniz... Bu çarkı bozan parti olursa? Siz de onun çarkına... Saygıyla yaklaşıp haddini bildireceksiniz... Nasıl bildireceksiniz? Bunu sizin doğrudan yapmanız gerekmez. Bazen kendiliğinden olur, bazen aracı kullanırsınız, medyayı devreye sokarsınız, yeri geldi mi siz de, tabana sesleniyorum deyip ateşi körüklersiniz... MHP, SP, DP, BBP nin durumuna yukarıda aktardığımız politikalar gözüyle bakmakta yarar var. Bu partilere yakın durup iktidar politikalarını destekleyenler medyanın baş tacı... Türkiye böyle bir yapıya gider mi? Erdoğan kendisini mutlak güç ilan edip, kendine bağlı iktidar ve muhalefet kolları oluşturduktan sonra Köşk e çıkabilecek mi? Siyasetten gelip Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturanlar için şöyle bir tarif yapabiliriz: Çankaya Köşkü nün bahçesi geniş, yetkileri dardır. Erdoğan da bunun farkında... 2002 den bu yana girdiği 2 genel seçim, 2 yerel seçim, 2 referandum ve Siirt yenileme seçimi kazanmış bir lider olarak Erdoğan giderek, siyasal ölümsüzlüğe ulaştım duygusuna kapılıyor. Erdoğan önümüzdeki kaç seçimi kazanıp kaç seçimi kaybeder; bir şey söylemek elbette zor. Ancak bildiğimiz bir şey var; yazının başında sözünü ettiğimiz rejim Türkiye de tutmaz. Erdoğan ın siyasal ölümsüzlük arayışlarının demokratikleşme adı altında sunulması ve bunun pek çok şakşakçısının olması hüzün verici ama bize göre Türk toplumu iktidarları değiştirme gücünün tadına vardı... Sonuçta o tadı bırakmaz! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Konu kulaklara fısıldanan dedikodu da değil artık... Hele Baykal dan sonra Baykal ın izlediği politikalara ters düşen yeni politikalar hiç ama hiç dedikodu değil... Şu soruyu soran sorana: Acaba Baykal partinin başında olsaydı: Danıştay kararına karşın YÖK Başkanı nın bir üniversiteye gönderdiği şapka altında türbanla derse girenlerin dahi dışarıya çıkarılamayacağını emreden yazıya tepkisi ne olur, nasıl davranırdı? Yeni yönetimin açıkladığı gibi YÖK ün yazısı türban sorununu çözümlemez demekle mi yetinirdi?.. Yoksa yazının geçersizliğine karar vermesi için yargıya mı başvururdu? CHP yönetimi önceki gün Hürriyet te çıkan partinin YÖK yazısına tepki göstermeyerek sessizliği yeğleyeceği haberlerini doğruladı. CHP yazıyı yargıya götürmemeye karar verdi. Yönetim adına basınla konuşan parti sözcüsü; üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasından sonra olabilecekleri sıralayan eleştirileri karşılayıcı açıklamalar yapmadı. Örneğin kamu alanında da, ilk ve orta öğrenimde de türban yasağının uygulanması gündeme gelirse veya getirilirse içeriğindeki eleştirilere karşı, partinin görüşü açıklanmadı. Gazetelere sızdırılan haberlerde, türban sorununun özgürlükler kapsamında ele alınmasında partinin kararlı olduğu açıklanmakla yetinildi. Bu gayri resmi açıklamalar CHP yönetiminin türbanı sadece üniversitelere özgü bir yasağın kaldırılması içeriğinde ele aldığı izlenimi veriyor. Bu durum yıllardır eskimeyen yeni tartışmalara yol açacak. Bir genç kızımız türbanlı başıyla tıp, hukuk gibi fakültelerden mezun olacak ama.. türbanla kamuda hizmet göremeyecek, görev alamayacak! Yıllardır sorulan şu soru yine gündemde: Üniversitelerde türban yasağını özgürlük sorunu diye yorumlayıp kaldırdınız. Tıp, hukuk gibi fakültelerden mezun olduktan sonra doktor, avukat, hatta yargıç olmayı isteyen bir genç kıza Hayır, bu görevlerde türban yasak nasıl diyebileceğiz? Meslek fakültelerinden mezun olanlara türbanın özgürlük sorunu olmadığını nasıl açıklayabileceğiz? Üniversite öğrencisi kızlara türban özgürlüğünü verdin mi, verdin. Türbanı çözecek anahtarı ilgili malum çevrelere teslim ettin mi, ettin. Diğer alanlarda da türbana kapıyı açıyorsun demektir. Şu yeni örneğe bakınız da türbanın daha hangi alanlara yayılabileceğini görünüz. Dünkü Radikal de Murat Yetkin in yazısı fotoğraflarla manşetteydi. Yetkin, bir çelişkiyi ortaya koyarak türban sorununun nerelere kadar uzanabileceğine somut bir örnek veriyor. Diyor ki: Cumhurbaşkanı nın eşi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi nde türbanıyla konuşabiliyor ama ülkesinin parlamentosunda, TBMM de konuşamıyor. Hatta Çankaya Köşkü ndeki resmi davetlere katılamıyor. Neden? Türbanı bir yandan siyasal simge görecek ve göstereceksin. Beri yandan da türban sorununu özgürlük sorunu diye tanımlayacaksın. O zaman buyurun Çankaya yla ilgili soruyu yanıtlayın! Gayri resmi haberlere göre: CHP; Başbakan ın yapmak istediği gibi sorunu din sınırları içine çekmeyeceğini, üniversite öncesi öğrenim sürecinde öğrencilerin türban kullanmalarını kabul etmediğini AKP açıklarsa sorunu görüşmeye hazır veya hazırlanıyor. AKP nin de bir koşulu var: Sorun yasayla çözümlenebilir. Ne ki yasayı CHP nin Anayasa Mahkemesi ne götürmeyeceği güvencesi vermesi koşuluyla görüşmeler başlayabilir. Bugün yarın bu ve benzeri konular gündeme gelir gider. Meraklı soru şu: Türbana yasak kalkarsa çarşaf da takke de üniversiteye girecek mi? Kafaları bugünden karıştırmayalım: Daha neler olur neler! Görmek için bekleyelim. [email protected] SAYFA 8 EK M 2010 CUMACUMHUR YET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ekim Oslo Y 14 Helsinki Y 11 Stockholm Y 12 Londra B 18 AmsterdamB 17 Brüksel PB 20 Paris PB 20 Bonn PB 20 Münih PB 19 Berlin PB 18 BudapeştePB 15 Madrid Y 22 Viyana PB 16 Belgrad PB 15 Sofya Y 9 Roma PB 22 Atina Y 19 Zürih PB 20 Moskova B 10 Aşkabat PB 27 Taşkent PB 26 Baku Y 19 Bişkek PB 16 Tiflis Y 20 Kahire B 30 Şam B 29 İstanbul Y 17 Edirne Y 16 Kocaeli Y 17 Çanakkale Y 18 İzmir Y 21 Manisa Y 21 Denizli Y 21 Zonguldak Y 16 Sinop Y 16 Samsun Y 16 Trabzon Y 17 Giresun Y 16 Ankara Y 13 Eskişehir Y 11 Konya Y 19 Sıvas Y 15 Antalya Y 29 Adana Y 29 Mersin Y 29 Diyarbakır PB 28 Şanlıurfa PB 28 Mardin PB 25 Siirt PB 26 Hakk ri PB 21 Van PB 18 Kars PB 16 Yurdun kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Mar mara, Ege, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz kıyıları, İç Anadolu ve Akdeniz sağanak ve gök gürü lütülü sağanak yağ murlu diğer yerler par çalı ve az bulutlu, ge çecek. Yağışların Or ta Karadeniz Samsun, Amasya, Tokat, Or du, Sinop, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir, Nev şehir, Aksaray, Konya ve Antalya çevrelerin de kuvvetli olması bekleniyor. Referandum akşamı yapılan açıklamalardan itibaren Türkiye yeni anayasa tartışmasının içi ne girmiş durumda. Yeni anaya sa nasıl hazırlanmalı, hangi te mel sorunları çözmeli? Hollan da nın Ankara Büyükelçisi Jan Paul Dirkse nin daveti üzerine önceki gün bir araya gelen bir grup büyükelçi ve gazeteci, ta nınmış anayasa hukukçuların dan Prof. Ergun Özbudun ile daha önce AİHM yargıçlığı da yapan emekli büyükelçi Rıza Türmen in yeni anayasa tartış malarına bakışını dinleme fırsatı buldu. İki hukukçunun yeni ana yasanın yapılış şekli ve içeriği konusunda bazen örtüşen ba zen de ayrışan görüşleri şöyle: VATANDAŞ DA KATILSIN: Özbudun a göre, yeni ana yasa zaten milyonların temsil cisi sayılan siyasi partilerden oluşan bir komisyon tarafın dan hazırlanmalı. Türmen ise demokratik meşruiyetin sağ lanması için halkın ve tüm si vil toplum kuruluşlarının geniş katılımına, her şeyi özgürce dile getirebilmelerine imk n verecek bir süreçten yana. Anayasa hazırlık sürecinde her vatandaşın rol almasının sağlanması gerektiğini belir ten Türmen, bunun için de ya tüm bireylere öneri verme hakkı tanıyan ve milyonlarca tasarının gönderildiği Güney Afrika modelinin ya da geniş katılımlı bir Anayasa Forumu modelinin benimsenebilece ğini kaydediyor. AKPCHP UZLAŞISI YETER: Özbudun, Türkiye nin kronik leşen problemleri ve siyasi bö lünme çizgileri sayılan Kürt so runu, dindevlet ilişkileri ve bü rokratik vesayet meselelerinin yeni anayasa ile mutlaka çözül mesi gerektiğini aksi halde bun ların daha da derinleşeceğini vurguluyor. Kürt sorununda ra dikal noktalardaki BDP ve MHP ile orta yol bulmanın güçlüğüne işaret eden Özbudun, AKP ile CHP nin bulacağı çözümün top lumun yüzde 7080 inin kabulü anlamına geleceği ve bunun da makul bir uzlaşı sayılması gerek tiğini belirtiyor. FRANSA MODELİNE DOĞRU: Her iki isim de anadilde eğiti me sıcak bakmazken kültürel haklar çerçevesinde anadilin öğretilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Özbudun, Kürtçenin seçmeli ders yapılabileceği, ta lebe göre Kürtçe edebiyat dersi de verilebileceğini ekliyor. Kürt sorununun çözümü için yerel yönetimleri güçlendirecek ça lışma da yapılması gerektiğini kaydeden Özbudun, soru üzeri ne, önerdiği değişikliklerin ya pılması halinde mevcut uygula malar içinde Türkiye nin duru muna en yakın olanın kültürel haklar ve bölgesel yetkilerin ön planda olduğu Fransa modeli olacağı kanaatinde. Ancak bu nun BDPPKK çizgisini tatmin etmeyeceğini de görüyor. Ken disinin taraftar olduğu etnik ima bulunmayan vatandaşlık ta nımının Kürtlerin taleplerinin karşılanmasında etkili olabile ceği görüşünde. HİZMET ALANA SERBESTLİK: Dindevlet ilişkilerine ilişkin sorunların da yeni anayasa ile çözülmesi gerektiği düşünce sindeki Özbudun un üniversi telerde başı örtmenin serbest bırakılması isteği ile Türmen in bu konuda hizmet alan ve hizmet veren ayrımına dikkat edilmesi vurgusu birbirini ta mamlayan unsurlar. Benzer şekilde, Özbudun un Aleviler ve gayrimüslimlerin sorunları nın da yeni anayasa çerçeve sinde çözülmesi yönündeki beklentisi, Türmen in, Diya net in tüm dini topluluklara hizmet veren bir yapıya dönüştürülmesi önerisiyle pa ralel. Din derslerinin seçmeli olması gerektiğini belirten Öz budun, Zorunlu olacaksa da uluslararası sözleşmelere uy gun biçimde bağımsız ve ta rafsız olmalı diyor. BAŞKANLIK İÇİN ENERJİ HARCANMASIN: Toplantıda Türmen, AKP hü kümetinin otoriter eğilimleri ko nusunda zaten var olan şüphe lerin yeni anayasada yürütmeye tanınacak yetkilerle varabileceği nokta konusunda toplumda kaygılar olduğunu vurguluyor. AKP nin gizli gündemi olduğuna inanmadığını ifade eden Özbu dun ise başkanlık sistemine karşı çıkışının da böyle bir kay gıdan değil, başkan ile parla mento nun farklı görüşlerde ol masının sistemi tıkayabileceği endişesinden kaynaklandığını belirtiyor. Özbudun, Türkiye nin anayasa sürecinde enerjisinin büyük bölümünü başkanlık tar tışmasına harcamasının hata olacağı görüşünde. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Yeni Anayasa İçin Güney Afrika ve Fransa modelleri [email protected] Genel Sekreter Rasmussen NATO nun yeni konsepti ile Ankara ya geldi BARKIN ŞIK ANKARA NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, kasım ayında Lizbon zirvesinde görüşülecek ve NA TO nun yeni konseptini belirleyecek 11 sayfalık Strateji Belgesi ile Ankara ya geldi. Yeni belgede, NATO nun nükleer caydırıcılık gücünü korumasının önemi ne değinildiği öğrenildi. Söz konusu ifa denin, ABD nin Adana İncirlik Üssü nde bulunan 90 taktik nükleer silahının kal ması anlamına geldiği belirtiliyor. Rasmussen, 3 saatlik bir ziyaret kap samında geldiği Ankara da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ayrı ayrı görüştü. Görüşmede, kasım ayında Liz bon zirvesinde ele alınacak konular masaya yatırıldı. Görüşmelerin ana gündem maddesini ise NATO AB ilişkileri ile NATO nun nükleer caydı rıcılık gücünü sürdürmesi konularının oluşturduğu öğrenildi. İncirlik teki nükleer silahlar Başını Almanya ve Hollanda nın çektiği bazı ülkeler, Avrupa daki Ame rikan nükleer silahlarının çekilmesi ko nusunda taahhütler isterken ABD, Fransa ve İngiltere bu talebe karşı çıkı yor. Rasmussen in hazırladığı belgede de NATO nun nükleer caydırıcılık gücünün korunması yönünde ifade ler bulunduğu öğrenildi. Rasmussen in Ankara da yaptığı görüşmelerde de bu konunun gündeme geldiği bildirildi. Söz konusu durum, ABD nin İncirlik Üssü ndeki 90 kadar taktik nükleer si lahın kalması anlamına geliyor. Siber saldırılar da belgede Belgede, yeni tehditler arasına siber saldırılar da girdi. Korsanlık olayları ile enerji güvenliği yeni strateji belgesinde en büyük tehditler arasında yer alıyor. NATO nun alan dışı operasyonlarında sivil asker uyumu konusunda da ilerle me sağlanmak isteniyor. Afganistan gibi operasyonlarda askeri boyutun yanı sıra imar timleri PRT gibi organizasyonla rın güçlendirilmesi isteniyor. İzmir deki NATO üssü Lizbon da ele alınarak karara bağlana cak olan bir diğer başlık ise NATO nun alacağı tasarruf tedbirleri kapsamında ba zı askeri üs ve kararg hların kapatılması. Tasarruf tedbirleri kapsamında kapatma kararı alınırsa, Türkiye nin İzmir deki NATO Kararg hı da kapanacak. Türkiye, bu üssün kapatılmasına sıcak bakmıyor. Nükleerde direniyor Ankara Barosu nda seçim ANKARA Cumhuriyet Bürosu An kara Barosu nun yeni başkan ve yönetimi, 10 Ekim deki seçimlerin ardından belli ola cak. 9 bin 600 avukatın oy kullanacağı se çimlerde; Prof. Metin Feyzioğlu, Ziynet Özçelik, Aydoğan Koru, Tevfik Demir ve Bülent Turhan Gündüz başkanlık için ya rışacak. Ahsen Coşar ın Türkiye Barolar Birliği TBB Başkanlığı na seçilmesinin ardından Ankara Barosu nun 61. olağan ge nel kurulu, 910 Ekim günlerinde gerçek leştirilecek. Genel kurulun ikinci günü se çimler yapılacak. 5 avukat grubunun des teklediği adaylar yarışacak. Prof. Metin Feyzioğlu Demokratik Sol Avukatlar ın, Aydoğan Koru Baroda Birlik in, Ziynet Özçelik Çağdaş Avukatlar ın, Tevfik De mir DevrimciDemokrat ların, Bülent Tur han Gündüz de Yeni SolÜçüncü Yol un başkan adayı olarak seçime girecek. 9 bin 600 avukat 10 Ekim de yeni başkanı belirleyecek Tarık Minkari doktordu. Doktorluğundan da önde gelen niteliği insanlığıydı... Gece yarısı yatağından kalkıp ameliyata gidecek kadar Hipokrat mümini, dinlenirken de Aydın Boysan Abisinin sofra müridi idi. Rind meşrepti, bilim insanının hasıydı... Yorgun bir günün akşamı sofraya oturdu ğumuzda garsona; Bir bardağa buz dol dur, bir şişe votkayı açmadan getir dedi. Buz dolu bardak geldi, votkayı bizzat aça rak bardağı silme doldurdu... Bir dikişte bi tirdi... Garsona, Kaldır yavrum bunları dedi ve ekledi: Ne içiyoruz? Şarap, ra kı... Yahu Cerrah baba, siz gastrologsunuz, mide üzerine ömür verdiniz, böyle vot kayla başlayıp... Avukat, tababet değerli organlarını al kolde saklar dedi... Nur içinde olduğunu biliyorum! CERRAH BABA... K şif Töre AĞANOĞLU Tarık Minkari uğurlandı Efsane cerrah olarak tanınan Prof. Dr. Tarık Minkari 85 dün öğlen Teş vikiye Camii nde kılınan cenaze nama zının ardından Zincirlikuyu Mezarlı ğı nda toprağa verildi. Tarık Minkari için dün Teşvikiye Camii nde düzenle nen törene Minkari nin eşi Ayseli Min kari, ailesi, meslektaşları, yakın dostla rı Halit Kıvanç, Aydın Boysan, Tarhan Erdem, eski İstanbul Üniversitesi rek törleri Prof. Dr. Bülent Berkarda, Ke mal Alemdaroğlu, Basın Konseyi Baş kanı Oktay Ekşi katıldı. Minkari nin naaşı, kılınan cenaze namazının ardın dan Zincirlikuyu da aile kabristanına defnedildi. Fotoğraf: ALİ BARDAKCI Yüksek yargıya laptop jesti ANKARA Cumhuriyet Bürosu H kim ve savcılara dizüstü bilgisiyar verilmesine ilişkin yönetmelik dünkü Resmi Gazete de yayımlan dı. Yeni yönetmelikle bilgisayar dağıtımı, adli ve idari yargı h kim ve savcılarının yanı sıra Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerini de kapsar hale getirildi. Uygulama aynı zamanda Yargıtay ve Danıştay Başsavcısı ile savcılarını da kapsayacak. Savcılık Doğan ın ifadesini istedi ANKARA Cumhuriyet Bürosu Eski Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis in ölümüne neden olan şüpheli uçak kazasıyla ilgili soruşturma başlatan Ankara Cumhuri yet Başsavcılığı, emekli Albay Arif Do ğan ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı na verdiği ifadenin örneğini istedi. Arif Doğan, internete düşen bir ses kaydında, JİTEM i kendisinin kurduğunu savunmuştu. CHP den Ergin e tepki ANKARA Cumhuriyet Bürosu CHP li TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin, Hanefi Avcı yı Silivri Cezaevi nde ziyaret etmelerini eleştirerek bir daha izin vermeyeceklerini söyleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin e tepki göster di. Ersin, Sen kim oluyorsun? Adalet Baka lığı kimin çiftliği? Bakan olarak keyfi olarak izin vermeme hakkınız var mı? dedi. Kılıçdaroğlu na ikinci fezleke ANKARA Cumhuriyet Bürosu CHP lide ri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ya iftirada bulunduğu suçlaması yöneltilen ilk dokunulmazlık fezle kesinin ardından, Toplantı ve Gösteri Yürü yüşleri Yasası nı ihlal etmekten ikinci fezleke de TBMM ye geldi. Kılıçdaroğlu hakkındaki ilk fezleke geçen hafta TBMM ye gelmişti. Davutoğlu, Haşimi ile görüştü ANKARA Cumhuriyet Bürosu Dışiş leri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İSEDAK toplantısı için Türkiye de bulunan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi ile görüştü. Dışişleri Konutu nda Haşimi için akşam yemeği veren Davutoğlu, Irak ile ilgili bütün husus ve sorunları kendilerinin miş gibi gördüklerini kaydetti. Nüfus cüzdanımı ve öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. SİNAN ÇAMLIDAĞ CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada bu gücün tartışmasız olmasını sağlayacak başka küçük partiler de bulundurulur. Örneğin Bulgaristan da Todor Jivkov döneminde mutlak h kim Komünist Partisi idi. Öte yandan başta Çiftçi Partisi olmak üzere 45 tane daha parti aktif biçimde görev yapıyordu. Bugün Çin de bazı farklılıklar olmakla birlikte yine aynı yöntem geçerli. Özellikle toplumun bütününü ilgilendiren temel yasalarda değişiklik yapılacağı zaman mutlak gücün altındaki partiler de devreye sokuluyor. Yasa onların da bilgisine sunuluyor. Belli bir zaman diliminde düşüncelerini, önerilerini iktidara iletiyorlar. İçlerinde akla uygun olan, iktidarın işine gelen varsa yasaya ekleniyor. Böylece söz konusu değişiklik genel mutabakatla gerçekleştirilmiş oluyor. Devletin gizil servisinden kolluk gücüne kadar bütün organları iktidar partisinde olduğu için küçük partilerden, öngörülerin üzerinde güce erişen olunca uygun yöntemlerle gereği yapılıyor, parti olması gereken noktaya getiriliyor. Komşumuz Suriye nin de buna benzer, iç dengeleriyle bütünleştirdiği, değişmez tek parti iktidarına dayalı çok partili rejimi var. 12 Eylül referandumunun öncesinde ve sonrasında yaşananlar, sanki Türkiye de de böyle bir şey olabilir mi, arayışını hissettiriyor. Ortadoğu ya örnek olayım derken Ortadoğu yu örnek alayım anlayışı dikkati çekiyor. Propaganda gücünüzü ve devlet erkini de kullanarak öyle yöntemler geliştireceksiniz ki, Van da çok doğru yaptığınıza inanacak, Yozgat da. Van da Statükoyu yıkıyoruz, daha ne istiyorsunuz diyeceksiniz... Yozgat ta, Milli birlik beraberlik projemiz sizin desteğinizle güçlenecek diyeceksiniz... Öteki partilere de bu görüntüdeki aldatıcılıkları ortaya çıkarmama, tam tersine iktidar olsak biz de böyle hareket ederdik türünden destekleyici muhalefet yapma görevi vereceksiniz... Bu çarkı bozan parti olursa? Siz de onun çarkına... Saygıyla yaklaşıp haddini bildireceksiniz... Nasıl bildir