16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 7 EK M 2010 PERŞEMBE 14 EMEK [email protected] OLUMSUZ SONUÇLAR NASIL G DER LEB L R? Sendikal haklarla ilgili anayasa değişiklikle rinin yetersizliklerine ve uluslararası çalışma hu kukuna aykırılıklarına rağmen uyum yasaları ile olumlu adımlar atmak ve sendikal hakları ge nişletmek mümkün. Bunun için sendikal uyum ya saları için köklü adımlar atılması gerekiyor. 51. maddede yer alan aynı zamanda ve ay nı işkolunda birden fazla sendikaya üye olu namaz hükmünün anayasadan çıkarılması olumlu olmakla birlikte bu değişiklik sendikal rekabet ve güdümlü sendikacılık riski taşıyor. Öte yandan bir sendikaya üye olmanın bile cid di engellerle karşılaştığı ülkemizde bu hükmün işlemesi zor. Öncelikle işkolu yüzde 10 ve işyeri işletme yüzde 50+1 baraj ları kaldırılmalı. Mevcut yetki tespit sistemi kaldırılarak ILO nun da ka bul ettiği referandum sistemi yasa laşmalıdır. Sendikal rekabeti değil sendikaların ortak davranmasını sağlayacak yasal düzenlemeler ya pılarak toplu iş sözleşmesi sürecin de sendikaların ortak davranması sağlanmalıdır. Sendikal nedenli işten çı karmalara karşı işçinin etkin korunmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı, iş gü vencesinin kapsamı genişletilmeli ve yaptı rımlar arttırılmalıdır. Çok düzeyli bir toplu iş sözleşmesi sistemi yasalaşmalı, konfederas yonların çerçeve sözleşmeler yapmasına ve iş kolu sözleşmelerine olanak tanınmalıdır. 53. madde yapılan değişiklik kamu görevlile rine grev hakkı tanımamıştır tersine zorunlu tah kim yoluyla örtülü bir grev yasağı getirmiştir. An cak yasal düzenlemelerle köklü adımlar atılarak bu aykırılığın sakıncaları azaltılabilir. Öncelikle 657 sayılı Devlet Memurları Yasası nda yer alan grev yasağı kaldırılmalıdır. Buna ek olarak ulusal ve uluslararası İHAM yargı kararları na paralel olarak kamu çalışanlarının sendikal örgütlerin çağrısıyla yapacakları toplu iş bırakma eylemleri yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Ya sal düzenlemede grev ve iş bırakmaya ilişkin ce zai hükümlere yer verilmemelidir. Toplusözleş me sürecinde kamu görevlilerinin toplu eylem ve toplu iş bırakmasını engelleyecek yasal düzen lemeler yasada yer almamalıdır. Kamu Gö revlileri Hakem Kurulu KGHK kamu işvere ni ağırlıklı değil özerk bir yapıda olmalıdır. Ku rul üzerinde hükümet vesayeti olmamalıdır. Ku rulda kamu görevlileri konfederasyonlarının ge niş temsiliyeti sağlanmalıdır. Emekli sendika larının toplusözleşme sürecine katılmaları sağ lanmalı ve emekli sendikalarının yasal statüsü konusundaki belirsizlik giderilmelidir. 54 7. maddede yapılan değişiklik ile Siyasi amaçlı grev ve lokavt, daya nışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler ya pılamaz ifadesi kaldırılmıştır. Bu de ğişiklik 54 1. fıkrada yer alan sınır lama nedeniyle ciddi bir zaaf içer mektedir. Bu yasakların gerçekten kal dırılması ve 7. fıkrada sayılan grevlerin hak olabilmesi için yasal düzenleme yapıl malıdır. Sendikal yasalarda yer alan 7. fıkra daki yasaklara benzer yasaklar kaldırılmalıdır. Toplu iş sözleşmesi prosedürü dışında da menfaat grevi dışında sendika ve konfede rasyonların grev yapmasına olanak tanınma lıdır. Bunun için usulüne uygun yapılan men faat grevi dışındaki grevleri yasadışı sayan hü kümler yasalardan ayıklanmalı ve anayasadan çıkarılan hükmün gereği olarak barışçıl olmak koşulu ile Siyasi amaçlı grevi, dayanışma gre vi, genel grev, işyeri işgali, işi yavaşlatma, ve rim düşürme gibi toplu eylemler yasa ile gü vence altına alınmalıdır. Yrd. Doç. Dr. Aziz Çelik Kocaeli Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Sendikal haklara ilişkin anayasa de ğişikliklerinin hiçbirinin, gerek yü rürlükten kaldırılanların, gerekse getirilen yeni kuralların, yürürlüğe girmiş olsalar da uygulamada ken diliğinden sonuç doğurucu nitelikte olmadığı bilinmektedir. Referandum öncesinde, aralarında kimi saygın hukukçuların da bulunduğu bazı kişi lerin işçilerin siyasal ve genel grevlerle da yanışma grevleri yapabilecekleri yolundaki sav lar gerçeği yansıtmaz. Hatta, 2822 sayılı ya sada yaptırıma bağlanan aynı yasak kaldırıl sa da başka kurallarda değişiklikler yapılma dıkça, durum tartışmalı olmayı sürdürecektir. Kanımca, sendikalar öncelikle, kapılar ar dında başlayan uyum sağlayıcı değişiklik ve dü zenleme çalışmalarına, süreci izlemenin ve kendilerine iletilecek taslaklar üzerinde gö rüşlerini iletmeyi beklemenin ötesinde, başından itibaren dinamik, etkin ve düzenli biçimde sürece katılmanın yolunu bulmalı, yaratmalıdır. Bu, 144 sayılı ILO sözleşmesinin de gereğidir. Bu durum, yalnızca üç işçi ve üç memur kon federasyonunu ve üye sendikalarını değil, ço ğunluk sisteminin dışladığı tüm öteki işçi ve memur sendikalarını da ilgilendiren bir so rundur. Onlar da bu sürecin dışında bırakıl maya karşı çıkmalı, sürece katılım için çaba göstermelidir. Yine emekliler ve işsizler de sü reçte yer almalı, seslerini duyurmalarına olanak sağlanmalıdır. Sendikalaşmaları en gellenen kesimler de unutulmamalıdır. Sendikalar, kendi içlerinde sürdür dükleri sürdürecekleri çalışmaların ya nı sıra referandum öncesinde büyük bir suskunluk içinde kalan akademik çev relerle ilişkileri yoğunlaştırıp konuyu tartışmaya başlamalıdır. Kamuoyuna açık ve ya da kapalı toplantılarda, ana yasanın değiştirilmeyen öteki kuralla rı ile sendikal yasaların tümünü kapsa yacak bütünlük içinde, yürürlüğe giren değişikliklerin olumlu ve olumsuz olası etki leri tartışılmalı, oluşturulan görüş ve öneriler, yapılması gereken anayasal ve yasal değişik likleri gerekçeleriyle birlikte göstermeye yönelik olarak ortaya konulmalıdır. 4688 sayılı yasa, 2821 in matruşka sı ol duğundan, iki ayrı yerde ÇSGB ile DPB de büyük bir olasılıkla birbirinden kopuk ve işbirliği yapmaksızın yürütüldüğünü sandığım deği şiklik çalışmalarını eşzamanlı olarak izlemek ge rekir. 2821 de yapılacak bir değişiklik 4688 i de etkileyecektir, çünkü 4688 de hüküm bulun mayan hallerde 2821 in uygulanmasını ön gören genel bir yollama kuralı vardır m. 43 . Öte yandan, 4688 de gerçekleştirilecek de ğişiklikler, salt anayasadaki sözde toplusözleş me hakkına uyum sağlayıcı düzenlemelerle de sınırlı kalamaz, kalmamalıdır. Şimdiye kadar 2821 ve 2822 ile 4688 de ayrı ayrı değişiklik ler yapıldı. Temelde, sendikal yasalarda, ana yasa m. 90 son fıkra gereği ulusalüstü nite lik kazandırılan insan hakları sözleşmelerine ve içtihatlara örneğin Strazburg Mahkemesi nin Yasal düzenleme çalışmalarına etkinvedüzenlikatılımsağlanmalı Uyum yasaları sakıncaları azaltabilir Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, aynı işkolunda birden fazla sen dikaya üye olunmasına yönelik bir de ğişikliğe karşı çıkacaklarını açıkladı. Kumlu, bugün yapılacak üçlü danış ma kurulu toplantısı öncesinde, yaptı ğı açıklamada, anayasa değişikliğinin ar dından sendikal haklara ilişkin yasalarda yapılacak uyum çalışmalarına ilişkin de ğerlendirmelerde bulundu. Aynı zamanda ve aynı işkolun da birden fazla sendikaya üye olu namaz hükmünün anayasadan çı karılmasını kendilerinin de istediği ne işaret eden Kumlu; Türkİş in yıllardır gelişmiş ülkelerde olduğu gi bi anayasanın sınırlayıcı tüm hü kümlerden arındırılmasını savundu ğunu vurguladı. AB ve ILO normlarına da aykırı olan hükmün anayasadan çıkarılma sının, anayasanın sadeleşmesi açı sından önemli olduğunu dile getiren Kumlu, Türkİş, böyle bir öneri ya parak hata etmemiştir, aksine yıl lardır savunduklarına sadık kala rak tutarlı davranmıştır. Ancak anlaşılması gereken şudur ki ana yasadan bu hükmün çıkarılması, aynı zamanda ve aynı işkolunda bir den fazla sendikaya üye olunabilece ği anlamına gelmemektedir. Yani bu hüküm sadece anayasadan çı karılmıştır. Yerine aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendika ya üye olunabilir diye bir hüküm ko nulmamıştır dedi. Yapılan sadece bir sınırlamanın anayasadan çıkarılmasından ibaret olduğunu vurgulayan Kumlu, Anayasadaki bir sı nırlama kaldırıldı diye ça lışma hayatını düzenleyen yasaların aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunabilmesine imk n verecek şekilde değiş tirilmesi mecburiyeti yoktur sözlerinin altını çizdi. AB ve ILO gözetilmeli Çalışma yasala rında yapılacak de ğişikliklerde elbet te AB ve ILO normları gözetil melidir ama Tür kiye nin gerçekle rinin dikkate alın ması zarureti de söz ko nusudur. Ancak yapıla cak değişikliklere ortak aklın ve yılların tecrübe lerinin yansıtılması şarttır. Hükümetin işçi ve işveren konfederasyonlarının onayı ol maksızın böyle bir tasarrufta bulunması diyalog kültürüne aykırıdır diyen Kumlu, sınırlayıcı bir hükmün çıkması üzerine oluşan boşluğun çalışma barışını or tadan kaldıracak hükümlerle doldurulmasına izin veril meyeceğini de ifade etti. Sözleşmeden dayakçı eşe ceza çıktı DİYARBAKIR Cumhuriyet Bürosu Tüm Belediyeler ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri TümBelSen ile Diyarbakır Sur ilçe bele diyesi arasında toplusözleş me imzalandı. Sözleşmede, 8 Mart ve nevruzda çalışanla rın izinli sayılması, belediye çalışanlarının halka daha iyi hizmet sunması için yerel dil ve farklı dilleri öğrenmesi için belediyenin gerekli ça lışmayı yapması ve eşine şid det uygulayan personelin maaşından kesinti yapılması nı öngörüyor. Sur Belediyesi ile TümBel Sen arasındaki toplusözleş me Belediye Başkanı Abdul lah Demirbaş ve Sendika Genel Başkanı Vicdan Bay kara tarafından imzalandı. Sözleşmenin diğer bir madde sinde ise aile içi şiddet uygu ladığı tespit edilen çalışanla rın ailesinin şik yeti halinde, sözleşme hükmünde yer alan mali ve sosyal yardımlardan elde ettiği kazançların elin den alınarak eşine ödeneceği de yer alıyor. TEKEL işçilerini güvencesiz çalışmaya mahkum eden 657 sayılı kanunun 4 C maddesinin iptal davası, Anayasa Mahkemesi nde h l bekliyor. Geçen hafta Tek Gıdaİş Sendikası yöneticileri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile bir görüşme yaptı. Başkan Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi üye sayısının 17 ye çıkması sonucu yeni üyelerin yemini ve yasal düzenlemelerin tamamlanması amacıyla hiçbir dosyayı görüşmeme kararı aldıklarını ifade etmiş. Bu süreç yıl sonunu bulabilir. Oysa TEKEL işçilerine ödenen 8 aylık iş kaybı tazminatı eylül ayı itibarıyla son buldu. 10 bin 200 TEKEL işçisinden 9 bin 100 ünün de sendikanın genelgesi doğrultusunda bir hak kaybına uğramamak için 4 C ye geçmek amacıyla başvuru yaptığı belirtildi. Ancak AKP hükümeti bu başvuranların tayini ile ilgili herhangi bir atama yapmamış durumda. Hükümetin de Anayasa Mahkemesi kararını beklediği belirtiliyor. 4 C ye geçenlere iş verilmemesi ve Anayasa Mahkemesi kararının da gecikmesi nedeniyle TEKEL işçileri ekim ayından itibaren açlık ve sefaletle karşı karşıya bulunuyor. 4 C olayı, sadece TEKEL işçilerini değil Bakanlar Kurulu nun 4 Şubat 2010 tarihli kararında yer aldığı gibi 36 bin kişiyi de ilgilendiriyor. Özelleştirmelerin devamı halinde başta şeker olmak üzere enerji, PTT, karayolları gibi işkollarında çalışan toplam 125 bin kişi 4 C li olacak. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi nin kısa sürede karar vermesinin önemi ve anlamı büyük. Öte yandan anayasa hukukçuları, yüksek mahkemenin süreye bağlı ivedi bir konuda geciktirmeksizin karar verebileceğini, yasal düzenlemeye de gerek kalmadan yeni duruma da uygun olarak 12 kişiyle toplanıp davaya bakabileceği görüşünü savunuyor. 78 gün kardakışta polis copuna, gaz bombasına karşı onurlu bir direniş gösteren TEKEL işçilerinin bu mücadelesi boşa gitmemeli, başta Tek Gıda İş olmak üzere diğer tüm emek örgütleri Anayasa Mahkemesi kararının daha da uzamaması için daha fazla çaba göstermelidir. En azından 4 C nin anayasal konumu ile ilgili bilimsel toplantılar düzenleyip çeşitli etkinlikler yapılarak konu gündemde tutulabilir. Unutulmamalıdır ki, sınıfsal mücadele ile hukuk arasında yakın bir ilişki vardır. Nitekim Anayasa Mahkemesi, 1516 Haziran 1970 teki büyük işçi eylemi sonucunda sendikal örgütlenmeyi kısıtlayan yasayı iptal etmiş, ancak 2006 da 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası na karşı gerekli mücadeleyi vermeyen emek hareketi karşısında ise sağlığın özelleştirilmesine yeşil ışık yakmıştır. Sendikacılara bir kez daha hatırlatılır... [email protected] GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER 4 C Kararı Daha Fazla Uzamasın! Uzlaştırmaya bypass Avusturya İşçi Sendikaları Konfederasyonu, ÖGB Avusturya İşçi Odaları AKNO ve Macaristan İşçi Sendikaları Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan heyetin İstanbul ziyareti devam ediyor. Hermann Haneder Aşağı Avusturya İşçi Odası Başkanı , Markus Wieser Aşağı Avusturya İşçi Odası Bşk. Yrd. , Bela Balok Macaristan Metal Sendikası Genel Başkanı , Alfred Kermer, Hasan Kılıç, Josef Wallner, Christian Farthofer, Rainer Wimmer, Miklos Wertenbach, Martina Schneller, Ursula Sorschag, Pap Janos ve Karin Hinteregger dan oluşan Avusturya heyeti, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC tarafından düzenlenen İnsanca İş Günü kapsamında yarın bugün 155 gündür, anayasal hakları için mücadele eden TÜMTİS sendikası üyesi UPS işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirecek. Ziyarete DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ve DİSK üyesi sendikaların yöneticileri de katılıyor. Yabancı heyet bu öğlen UPS Mahmutbey Aktarma Merkezi nde olacak. Hükümet, Uzlaştırma Kurulu nun kararını beklemeden MemurSen le mutabakatını Bakanlar Kurulu na sunmuş. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Memurlarla toplu gö rüşme sürecini yürüten hükümetin, ya saya karşın Uzlaştırma Kurulu nu yok saydığı ortaya çıktı. Hükümet, Uz laştırma Kurulu nun kararını bekle meden ağustos ayında MemurSen ile imzaladığı toplu görüşme tutanağını mutabakat metni olarak Bakanlar Kurulu na gönderdi. Türkiye Kamu Sen Başkanı Bircan Akyıldız, hü kümetin Kamu Görevlileri Sendika ları Yasası nı ihlal ettiğini vurguladı. Türkiye KamuSen Başkanı Bircan Akyıldız, bakanın 29 Ağustos ta im zalanan toplu görüşme tutanağının mutabakat metni olduğunu ifade etti. Ortaya çıkan sürecin hukuksuz ol duğunu, Uzlaştırma Kurulu kararlarını tanımamanın 4688 sayılı Kamu Gö revlileri Sendikaları Yasası nı tanı mamak anlamına geldiğini vurgulayan Akyıldız, 4688 sayılı kanun bir hu kuktur. Hukuk kuralıdır. Hükü metin tavrı hukuku tanımamak anlamı taşımaktadır. Biz bunun peşini bırakmayacağız. Yargıya başvurma hazırlığı içindeyiz dedi. UPS işçisineuluslararasıziyaret Birden çok üyelik olmasınKumlu, kendilerinin de sınırlamaya karşı çıktıklarını ancak sınırlayıcı bir hüküm anayasadan çıktı diye, oluşan boşluğun çalışma barışını ortadan kaldıracak hükümlerle doldurulmasına da izin verilmeyeceğini dile getirdi. Türkİş üçlü danışma kurulunda çalışma barışını bozacak maddeleri masaya yatıracak kararlarına eksiksiz uyum sağlayan düzenlemeler yapma yaklaşımı benimsenmedi, aykırı uygula malar ısrarla sürdürüldü. Ama her zaman, aykı rı düzenlemeler arasından adeta cımbızla seçilen bazı maddelerin değiştirilmesinde, ulusal üstü söz leşmeler gerekçelerde unutulmadı ve böylece de ulusal üstü insan hakları hukukuna uygun dü zenleme yapıldığı izlenimi yaratıldı. Kuşkusuz, uy gunluk sağlayan düzenlemeler oldu. Ama başka aykırı kurallar, denetim organlarınca uyumsuz luğu yıllardır vurgulanmış ve değiştirilmesi is tenmiş olmasına karşın görmezlikten gelindi. Bugüne değin, sendikal yasalardaki değişik lik girişimlerinin çoğu; kimi zaman sendikalar arasındaki anlaşmazlık ve çekişmelerden, kimi zaman h l 12 Eylül yasaklarının sürdürülme sini isteyen işverenlerin karşı çıkmalarından, ki mi zaman da ILO Genel Konferansı öncesinde taslak ve tasarı hazırlama aşkı depreşen hükü metin yasak savıcı tutumlarından kaynaklanan nedenlerle sonuçsuz kaldı. Bunlara bir de 60 yı lı aşkın yerleşik içtihadı görmezden gelerek, ILO sözleşmelerinin, özellikle 87 sayılı sözleşmenin yalnızca işçiler i kapsadığı ve grev hakkını gü venceye almadığı yolunda Hakİş Genel Başkanı ve uzmanlarının son bir yıldır toplantılarda sis temli biçimde dile getirdikleri tümüyle yanlış gö rüşleri de eklemek gerekir. Bu kez başlatıldığı açıklanan çalışmalar so nuçlanacak mı? Sendika ve toplu pazarlık düze ninde ulusal üstü sözleşmelere uygun değişiklik ler yapılabilecek mi? Yoksa, 2011 ILO Genel Kon feransı için yine taslaklar hazırlanmakla yetini lip, anayasa konusunda olduğu gibi, 2011 Hazi ranı nda yapılacağı açıklanan seçimler sonrası na mı bırakılacak? Hiç olmazsa, Gözden Geçi rilen Avrupa Sosyal Şartı na konulan çekincele rin kaldırılması ve Toplu Yakınmalar Protoko lü nün onaylanması konusunda adım atılacak mı? Benimsenen yaklaşımlara ve izlenen sosyal po litikalara bakınca, bu sorulara kim olumlu ya nıt verebilir? Olumlu yanıt, ancak sendikaların, dayanışma içinde bunları gerçekleştirmek üzere etkin aktör kimliklerini ortaya koymalarına bağlıdır. Prof. Dr. Mesut GÜLMEZ Sendikalar ortak çıkarlarda birleşmeli Söz konusu referandum sonuçlarının bertaraf edilmesi için öncelikle sendikaların, kendileri ne çeki düzen vermele ri gerekiyor. Başta ya pılanmaları olmak üze re politikalarını ve mü cadelede izleyecekleri stra tejileri gözden geçirmeleri öncelikli işler arasında yer alıyor. Emeğin çıkarlarının daha fazla sa vunulduğu, ortak çıkarlar etrafında bir leştirici stratejiler geliştirilmeli, sendi kaların daha fazla güç birliği yapacağı bir yapıya doğru evrilmesi gerekiyor. Bu anayasa değişikliği ile ayrış ması beklenen yapıların güçlendi rilmesi ancak ortak mücadele stra tejileriyle, birlikte hareket etme be cerisiyle önlenebilir. Bu noktada sendikal harekette cid di yol ayrımları olacaktır. Bir taraftan anayasadaki düzenlemeye uygun ola rak hareket eden ve bunu fırsat olarak görecek ve daha ziyade iktidarların yandaşı olabilecek sendikalarla, genel anlamda sınıfın ve emeğin çıkarlarının savunulduğu sendikalar arasında cid di bir çatışma ve ayrışmaya gidilecek bir süreç gündeme gelebilir. Mustafa Öztaşkın Petrolİş Sendikası Genel Başkanı CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 7 EK M 2010 PERŞEMBE 14 EMEK [email protected] OLUMSUZ SONUÇLAR NASIL G DER LEB L R? Sendikal haklarla ilgili anayasa değişiklikle rinin yetersizliklerine ve uluslararası çalışma hu kukuna aykırılıklarına rağmen uyum yasaları ile olumlu adımlar atmak ve sendikal hakları ge nişletmek mümkün. Bunun için sendikal uyum ya saları için köklü adımlar atılması gerekiyor. 51. maddede yer alan aynı zamanda ve ay nı işkolunda birden fazla sendikaya üye olu namaz hükmünün anayasadan çıkarılması olumlu olmakla birlikte bu değişiklik sendikal rekabet ve güdümlü sendikacılık riski taşıyor. Öte yandan bir sendikaya üye olmanın bile cid di engellerle karşılaştığı ülkemizde bu hükmün işlemesi zor. Öncelikle işkolu yüzde 10 ve işyeri işletme yüzde 50+1 baraj ları kaldırılmalı. Mevcut yetki tespit sistemi kaldırılarak ILO nun da ka bul ettiği referandum sistemi yasa laşmalıdır. Sendikal rekabeti değil sendikaların ortak davranmasını sağlayacak yasal düzenlemeler ya pılarak toplu iş sözleşmesi sürecin de sendikaların ortak davranması sağlanmalıdır. Sendikal nedenli işten çı karmalara karşı işçinin etkin korunmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı, iş gü vencesinin kapsamı genişletilmeli ve yaptı rımlar arttırılmalıdır. Çok düzeyli bir toplu iş sözleşmesi sistemi yasalaşmalı, konfederas yonların çerçeve sözleşmeler yapmasına ve iş kolu sözleşmelerine olanak tanınmalıdır. 53. madde yapılan değişiklik kamu görevlile rine grev hakkı tanımamıştır tersine zorunlu tah kim yoluyla örtülü bir grev yasağı getirmiştir. An cak yasal düzenlemelerle köklü adımlar atılarak bu aykırılığın sakıncaları azaltılabilir. Öncelikle 657 sayılı Devlet Memurları Yasası nda yer alan grev yasağı kaldırılmalıdır. Buna ek olarak ulusal ve uluslararası İHAM yargı kararları na paralel olarak kamu çalışanlarının sendikal örgütlerin çağrısıyla yapacakları toplu iş bırakma e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle