Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada bir komisyon kurulmasına önayak olurum, kolları sıvarız. Yeni anayasayı hazırlamaya başlarız falan diyordu. Başbakan dan ya da çevresinden kulağına ufacık bir uyarı fısıldanmış olacak ki.. son günler yanlış anlaşıldığından söz etmeye başladı. Tabii Başbakan da yeni anayasa hazırlığını neden gelecek yıla bıraktıklarını kimi gerekçeler göstererek açıkladı. RTE, seçimden önce referandumdan geçen yeni anayasa maddelerinin emrettiği yasaların hazırlanması ve bu aylarda Meclis ten geçirilmesi zorunluluğunu öne sürdü. Fakat asıl neden acaba RTE nin açıkladığı nedenler mi? İl başkanlarına yaptığı konuşmada bir cümle var. Yeni anayasa hazırlıklarına başladık diyor. Görünen köy kılavuz istemez: AKP, seçim kampanyasında yeni anayasada öngöreceği temel ilkeleri halka anlatmaya öncelik verecek ve desteklerini aldığı takdirde seçimden sonra yeni anayasaya ağırlık vereceğini söyleyecek. Diğer partilerin iktidar oldubittisi ile karşılaşmayı engellemek için bugünden yeni bir anayasa taslağı hazırlamaya başlamaları gerekiyor. Tabii muhalefet partileri 2011 de hazırlıksız yakalanmak, yeni bir AKP dayatması ile karşılaşmak istemiyorlarsa AKP nin yöntemi 2007 seçimlerinden sonraki yöntem. Diğer partileri AKP nin ilkelerine ve amaçlarına uygun bir anayasa taslağı üzerinde çalışmaya zorlamak istiyor... 2007 de AKP nin dayattığı taslağın bir AKP Anayasası olacağını öne sürenlerin, ne yazık ki o sırada yeni bir anayasanın hazırlanmasına temel olacak hazırlıkları olmadığı ortaya çıkmıştı. Yeni bir anayasa?.. Evet ama yeni bir AKP oldubittisi ile karşılaşmak istemiyorsa partiler, hatta sivil toplum örgütleri bugünden bu ülkenin nasıl bir anayasaya gereksindiğini saptayacak hazırlıklara başlamak zorunda değiller mi? Genel seçimler gelecek yılın haziran başında... Sekiz ay sonra RTE bir başka olasılığa değiniyor. 2011 seçimlerinden yine birinci parti hatta tek başına iktidar çıkacağına, yeni anayasa hazırlığında itici gücün yine AKP olacağına inandığını gösteriyor. Sosyal, ekonomik, rejimsel temel konular varken ne getirip ne götüreceği araştırılmadan kimi konuları sürekli tartışmanın olası yararı hesaplanıyor mu acaba? Referandum kampanyasında ana muhalefetin partisi sürekli Bu sorunu ancak biz çözeriz dedi. Anayasa Mahkemesi nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin, Danıştay ın kararlarına karşın; üniversiteye türbanlı öğrencilerin girmesinin nasıl sağlanacağı merak konusu oldu ve sorulduğunda ana muhalefet partisi genel başkanı; Referandumdan sonra açıklayacağız. Sorunu nasıl çözeceğimizi o zaman göreceksiniz dedi. AKP lideri şimdi çözüm nedir söyle diye bastırıyor. Öyleyse ne yapmalı? Politika gereği zamanı geldi ise yapılacak tek şey; partinin, üniversite öğrencilerine türban özgürlüğünün nasıl tanınacağını saptadığı yol ve yöntemi açıklamak! Zira iktidarın artık rahatsızlık veren, parti içinde ve dışında yıpratıcı içerik kazanan saldırılarını önlemek zorunlu hale geldi. SAYFA 6 EK M 2010 ÇARŞAMBACUMHUR YET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Ekim Oslo Y 12 Helsinki Y 11 StockholmPB 13 Londra Y 16 AmsterdamPB 17 Brüksel PB 18 Paris PB 20 Bonn PB 20 Münih PB 16 Berlin PB 19 Budapeşte B 16 Madrid PB 22 Viyana Y 14 Belgrad Y 10 Sofya Y 9 Roma B 21 Atina Y 23 Zürih PB 19 Moskova B 9 Aşkabat B 28 Taşkent Y 29 Baku PB 19 Bişkek B 26 Tiflis Y 21 Kahire B 29 Şam B 30 İstanbul Y 22 Edirne Y 15 Kocaeli Y 22 Çanakkale Y 20 İzmir PB 24 Manisa PB 26 Denizli PB 26 Zonguldak PB 18 Sinop Y 17 Samsun Y 17 Trabzon Y 17 Giresun Y 17 Ankara PB 14 Eskişehir PB 20 Konya PB 22 Sıvas PB 16 Antalya A 31 Adana B 31 Mersin A 30 Diyarbakır B 28 Şanlıurfa A 28 Mardin B 25 Siirt B 27 Hakk ri PB 20 Van PB 18 Kars Y 16 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu nun kuzey ve doğusu ile Edirne, Kırk lareli, İstanbul, Kocae li ve Sakarya çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların; Gi resun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekle niyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Sıcaklık mevsim normalleri ci varında seyredecek. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, 12 Eylül referandumu öncesinde başta AKP hükümeti olmak üzere birçok çevrenin boy hedefi haline gelmişti. Sebebi de anayasa değişiklik pake ti konusunda hükümetin beklentile ri doğrultusunda evet , ya da karşı sında hayır yönünde taraf olmaktan kaçınan bir tutum izlemesiydi. Eleş tirenlerin kullandıkları en önemli tez ise TÜSİAD ın 12 Eylül 1980 darbe si öncesi dönemde dönemin Ecevit hükümeti aleyhinde takındığı tavırdı. Aslında bu konuda CHP nin yeni li deri Kemal Kılıçdaroğlu o döneme yönelik özeleştiri yaparak Ecevit hü kümetlerinin de ekonomi yönetimin de yanlışları olduğunu açıklamıştı. Pe ki TÜSİAD da o dönemki tavrına ilişkin özeleştiri yapıyor muydu? Ankara bürosundaki meslektaşla rımdan Murat Kışlalı ile dün TÜSİ AD ın Ankara bürosunda ziyaret et tiğimizde bu konuyu gündeme ge tirdik ve bu soruyu yönelttik. Tüm kurumlar gibi TÜSİAD da zaman içinde evriliyor. Tabii ki biz de kendi içimizde öze leştiri yapıyoruz dedikten sonra şöyle devam etti: 1970 lerdeki şartlarla, bugünkü Türkiye, dünya şartları aynı değil. Kurumların da kendini sürekli ge liştirmesi, yenilemesi lazım. TÜSİ AD da öyle bir kurum zaten. Bunu kendi içimizde yapıyoruz. Ama özeleştiri çok önemli bir şey. Yap masak zaten 40 senedir burada olamazdık, evrilemezdik. TÜSİAD evrildi, demokrasi raporu hazırla dı. Bunu ilk yaptığı zamanda tar tışmalar çıktı, sonra yineledik. Bunlar artık çok doğal şeyler. Referandum sürecinde yoğunlaşan eleştiriler üzerine Boyner, O za manlar küçüktüm, şu 70 lerdeki ilanları bir de ben göreyim diye rek arşivden gazetelere verilen ilan ların hepsini çıkarttırmış. 30 yıl son ra geriye dönüp baktığında o ilanlar la ilgili TÜSİAD ın bugünkü başkanı nın tespiti şöyle: İlanlarda enflasyon canavarı, işadamının hayatını çok zorlaştırır di yor, hür teşebbüsten yana olmalıyız diyor. Ama hükümet düşürecek ni telikte değil. Bir sivil toplum örgü tünün ilanla farkındalık yaratması enteresan ve tabii ki hatırlanması doğal. Ama hükümet düşüren, dar be yaptıran TÜSİAD gibi ezber, ta rihi yeniden yazma çabaları var. Hükümeti doğrudan hedef alan en ufak bir şey yok. Sadece en flasyon, ekonomin gidişi konu sunda bir şey yapılması için çağ rı. Hükümetin yıpranmasına katkı sağlamış mıdır derseniz, bunu na sıl ölçeceksiniz? Belki de sağla mıştır. lan verelim tartışması Referandum sürecindeki TÜSİ AD tavır belirlemedi, rengini belli et medi şeklindeki eleştirilerden ra hatsızlığını TÜSİAD Başkanı şöyle di le getirdi: O sözleri duydukça çıl dıracak gibi oluyordum. Tavır bel li etmedi demek, Bununla ilgili hiç bir görüş koymadı demektir. Hal buki biz tek tek referanduma su nulan her maddeyle ilgili fikrimizi açıkladık. Evet ya da Hayır de medik ama maddeler hakkındaki tavrımızı ortaya koyduk TÜSİAD yönetiminin bu yorum lardan duyduğu rahatsızlık bir ara Yine gazetelere ilan mı ver sek noktasına bile gelmiş. Boy ner den aktaralım: Her maddeyle ilgili TÜSİAD ın görüşlerini gazete ilanlarıyla halka anlatsak mı acaba dedik. Çünkü başka nasıl anlatacağız? Anlatı yorum gazetede eksik çıkıyor, başka gazete onu görmüyor. Son ra arkadaşlarla dedik ki Boşver. Bu ilan verirsek farklı anlaşılır . Ama ba zen TÜSİAD o zaman o ilanları niye verdi? diye düşünüyorum... ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER TÜSİAD referandum öncesi gazete ilanı vermeyi düşünmüş Boyner: Biz de özeleştiri yapıyoruz Hak ve özgürlükleri yalnızca din ekseninde ele alan YÖK, pankart açan, öğrenim harcını protesto eden öğrencileri ise okuldan uzaklaştırıyor. Yalnızca yeni öğretim yılının ilk haftasında 11 kişi uzaklaştırıldı Türbana var düşünceye yok MAHMUT LICALI ANKARA YÖK türbanlı öğrencilerin derse girmesine dolaylı yoldan vize verirken, yükseköğretim kurumlarında derslere ya da yerleşkeye türbanlı girilmesinin hiçbir yasal dayanağı bulunmuyor. YÖK ün yazısı yasal dayanağı bulunmayan bir eylemi meşrulaştırırken Tüm Öğretim Elemanları Derneği TÜMÖD YÖK ün söz konusu yazısını iptali için yargıya taşımaya hazırlanıyor. İstanbul Üniversitesi nde İÜ türbanla derse gelen bir öğrencinin şik yeti üzerine türbana vize veren yazıyı hazırlayan YÖK, 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası nın soruşturma, yetki ve cezaları düzenleyen 54. maddesini dayanak olarak gösteriyor. Madde yükseköğretim kurumlarında öğrencilere verilecek cezaları düzenlemesine karşın YÖK, söz konusu maddeyi türbana serbestlik verilmesi için yorumladı. Anayasa Mahkemesi, 22 Ekim 2008 tarihli türban kararında üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasının dini siyasete alet etmesi ve içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlal ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu na hükmetmişti. Yazı Anayasa Mahkemesi nin söz konusu kararına da aykırılık taşıyor. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ÜNİDER Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Mart 2010 da öğretim üyelerinin türbanla derse giren öğrenciler hakkında tutanak tutarak dekanlığa ve rektörlüğe ilettiklerini belirterek Bu öğrencilerin durumu hakkındaki tutanak dekanlığa ve rektörlüğe bildirildi. YÖK e sormak lazım: Tutanakları ne yaptınız dedi. Yeşildere şunları dile getirdi: Bugün İÜ de pankart açtıkları veya öğrenim harcını protesto ettikleri için soruşturma açılıp üniversiteden uzaklaştırılan öğrenciler var. Özgürlük yalnızca türbana özgürlük olarak algılanıyor? ANKARA Cumhuriyet Bürosu Sivas ta, Madımak Oteli nin yakılarak 37 aydının katledilmesiyle ilgili açılan ana davadan, dosyaları ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı davanın görülmesine, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi nde devam edildi. Duruşmaya sanıklardan hsan Çakmak ın avukatı Gökhan Öztürk ile müdahil avukatları Şenal Sarıhan, Mehdi Bektaş, Süleyman Ateş ve Fevzi Gümüş katıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, Fransa da bulunduğu öne sürülen, Sivas ta 37 kişinin öldürülmesi davasının Kırmızı Bülten ile aranan sanığı, eski Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak hakkındaki yokluğunda tutuklama müzekkeresinin infaz edilemediğini açıkladı. Müdahil avukatlarından Sarıhan, Erçakmak ın yakalanması için yeniden detaylı bir müzekkere yazılmasını, diğer sanıklar yönünden de dosyanın ayrılmasını istedi. Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Erçakmak hakkındaki yokluğunda tutuklama müzekkeresinin infazının beklenilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, delil durumu ve dosya kapsamı ile atılı suçun vasıf ve mahiyetini dikkate alarak, Erçakmak hakkındaki yokluğunda tutukluluk kararının devamını kararlaştırdı. Erçakmak hakkında, yokluğunda tutuklama müzekkeresinin infazı için daha önce yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasını da kararlaştıran heyet, diğer sanıklar yönünden dosyanın ayrılması talebinin ise gelecek celse değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 22 Şubat 2011 e erteledi. Duruşmayı, yakınlarını siyasi cinayetlerde kaybedenlerin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri de izledi. Platform adına hazırlanan basın açıklamasını, Uğur Mumcu nun kızı Özge Mumcu okudu. Sivas ta 33 insanın katledilmesine ilişkin olarak bugüne kadar yalnızca 160 sanığın yargılandığını, tutuklanan sanıklar dışındakilerin yakalanması yolunda çaba harcanmadığını kaydeden Mumcu, Toplumsal Bellek Platformu nun 11 Şubat 2010 da TBMM de çeşitli yetkililerle görüştüğü, görüşmelerde siyasi cinayetlere ilişkin geniş yetkili araştırma komisyonu kurulmasını ve siyasi cinayetlerde zamanaşımının ortadan kaldırılmasını talep ettiklerini, ancak bunun reddedildiğini söyledi. Mumcu, Zamanaşımına uğramış dosyaların yeniden açılarak, karanlıkta bırakılmış siyasi cinayetlerin aydınlatılabileceğine inanıyoruz. nsanlarımızı katledenlerin hukuk sistemi tarafından korunmayacağı bir ülkede yaşamak istiyoruz diye konuştu. Madımak davasına devam edildi Zamanaşımı kalksın AKP karşıtı eyleme katılan cezalandırılıyor stanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi İÜ , yeni öğretim yılının ilk iki haftasında 11 öğrenciyi bir hafta ile 2 dönem arasında değişen sürelerle cezalandırdı. İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet döneminde de 54 öğrenciye toplam 14 yıl 9 ay uzaklaştırma cezası verildi. İÜ öğrencilerinden Ali Coşkun, Üniversite kapılarını öğrencilerine kapatarak, eğitim hakkımız gasp ediliyor. Okulumuzda fakülte arası geçiş yasağı da var. Başka hiçbir üniversitede bu uygulama yoktur dedi. İÜ yeni eğitim ve öğretim yılına uzaklaştırma cezaları ile girdi. Eğitim döneminin başladığı 2 hafta içinde 11 öğrenciye bir hafta ile 2 dönem arasında değişen okuldan uzaklaştırma cezaları verildi. Öğrencilerin artık neredeyse alıştığı bu cezaların gerekçeleri de hiç değişmiyor: zinsiz afiş ve pankart asmak, müzik dinletisi düzenlemek... Üniversiteden 5 yıl uzaklaştırma alan ve mahkeme kararı ile okula dönen İÜ Hukuk Fakültesi Öğrencisi Coşkun, şimdi de 1 yıl uzaklaştırma cezası aldığını söyledi. AKP karşıtı eylemlere katılan öğrencilere uzun süreli uzaklaştırma cezaları verildiğini savunan Coşkun şunları söyledi: Üniversitemizde düşünce özgürlüğümüz engelleniyor. Ceza almamızın nedeni, aslında astığımız afişte, attığımız sloganda gizlidir. Paralı eğitime, gericiliğe, faşizme, YÖK ve AKP ye karşı muhalefet etmemiz, ceza almamız için yeterli bir nedendir. İÜ de öğrencilere verilen disiplin ve uzaklaştırma cezalarının bazılarının gerekçeleri özetle şöyle: 18 Nisan da gerçekleşen Gençlik AKP yi Taksim de uyarıyor mitingine çağrı yapmak, TEKEL direnişi ile ilgili bildiri dağıtmak, Ü Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet i protesto etmek. YÖK Başkanı Özcan ağız değiştirdi ANKARA Cumhuriyet Bürosu YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerde derslere türbanlı öğrencilerin girmesini sağlayan yazının kamuoyunda duyulmasının ardından ağız değiştirerek, Başörtüsüyle ilgili hiçbir şey söylenmedi ve hiçbir şey, hiçbir üniversiteye yollanmadı dedi. Özcan, şöyle konuştu: Bugünlerde bütün partiler meseleye çok olumlu bakıyorlar. Medya olarak bu meseleyle çok fazla uğraşmayın, mecrasına bırakın. Zannediyorum yakın zamanda her şey yerli yerine oturacaktır. Bu sorunu çözecek olan siyasi partilerimizdir. nşallah çok yakın zamanda çözüleceğini ümit ediyorum. 14 yaşındaki kızını evlendiren anneyle damada hapis SAKARYA AA Sakarya da, 14 yaşın daki işitme ve konuşma özürlü kızının imam nik hıyla birlikte yaşamasına rıza gösteren anne cinsel istismar suçuna yardımda bu lunduğu gerekçesiyle 3 yıl 4 ay, birlikte ya şadığı kişi de cinsel istismar suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi nde görü len duruşmaya, imam nik hıyla birlikte yaşa dığı 14 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulun duğu iddiasıyla tutuksuz olarak yargılanan S.Ö. 24 , suça yardımda bulunduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan anne N.C. 31 ve boşan dığı eşinden olan mağdur S.D. 16 katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, anne N.C nin aralarında duygusal yakınlık meydana gelen kızı S.D. ve S.Ö nün evliliklerine rıza göstermesiyle, geleneklere göre evlilik töreni düzenlendiğini, birlikte yaşayan sanık ve mağ dur arasında birden fazla cinsel ilişki meydana geldiğini ve Adli Tıp raporuna göre mağdurun 14 yaşında çocuk sahibi olduğunun belirlendi ğini kaydetti. Cumhuriyet savcısı, sanıklar S.Ö ile N.C nin cezalandırılmasını talep etti. Mah keme heyeti, sanık S.Ö yü 15 yaşından küçük S.D ye yönelik zincirleme cinsel istismar su çunu işlediği gerekçesiyle 8 yıl 4 ay hapis ce zasına çarptırdı. Anne N.C. ise cinsel istismar eylemine suçun icrasını kolaylaştırmak sure tiyle sanığa yardımda bulunmak suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ergenekon Davası Ne halt ettiysem söyleyin bileyim HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasında, teğmen ve askeri öğrencileri örgütleme ve yönlendirme faaliyetinde bulunmakla suçlanan tutuklu sanık Hamza Demir in çapraz sorgusu tamamlandı. Sanık ve avukatlarının önceki duruşmalardaki taleplerine ilişkin ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ün eşi tutuksuz sanık Ferda Paksüt ün avukatı Metin Çetinbaş ın talebini kabul ederek duruşma tutanakları ve telefon dinleme kayıtlarının kaleme başvurması halinde kendisine verilmesine hükmetti. Üye h kim Hasan Hüseyin Özese nin bazı telefon görüşmelerine dayanarak tutuksuz sanık Teğmen Noyan Çalışkuşu nun kendisine kira için para verdiğine ilişkin sorusuna Hamza Demir, Bu soruların terör örgütü ile ne ilgisi var. Arkadaşım bana para vermiş. Ben ne halt karıştırdıysam söyleyin bileyim diye tepki gösterdi. H kim Özese nin Mustafa Balbay ile tanışıyor musunuz, sizde telefon numarası bulunmuş sorusuna Hamza Demir, Mustafa Balbay ı gazetedeki yazılarından tanıyorum. Bir arkadaşım gazeteki telefon numarasını almış. Ben de Böyle bir örgüt var mı diye sormak için not almıştım. Sonra aramadım şeklinde karşılık verdi. Duruşma 7 Ekim e ertelendi.utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr Başbakan ın özrünü kabul etti mi? Başbakan Erdoğan ın kendilerini hedef alan Bitaraf olan bertaraf olur sözlerini anımsattığımızda Boyner Talihsiz bir dönemdi di ye düşünmek istiyorum yanıtı nı veriyor. Tartışmanın geride ka lıp kalmadığı konusunda Bir yan sıması olmadı, biz bakanlarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz diyor ve devam ediyor: Bu ilk defa olmuyor Türki ye de. Seçim gibi referandum gibi siyasi gerginliğin tırmandığı zamanlar siyasilerle TÜSİAD arasında sıkıntılar oluyor. Bel li noktalarda görüş ayrılığına düştüğümüz vakit veya yeteri kadar destek olmadığımızı dü şündükleri vakit bize kızıyorlar. O yüzden zaten ben siyasetçi olamam Başbakan Erdoğan, referan dum akşamı yaptığı konuşmasın da kampanya süresince kırdıkla rından toplu bir şekilde özür dile mişti. Boyner, açıkça söylemese de bu açıklamayı TÜSİAD olarak çok üzerine alınmış gözükmüyor. Düzeltme Geçtiğimiz cuma günkü yazımda CHP lideri Kılıçdaroğlu nun Baykal ile basın aracılığıyla tartışmamaya kararlı olduğunu aktarırken yanlışlıkla tartışmaya kararlı ifadesini kullanmışım. Özür diler, düzeltirim. ENGELLİ ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMAR CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada bir komisyon kurulmasına önayak olurum, kolları sıvarız. Yeni anayasayı hazırlamaya başlarız falan diyordu. Başbakan dan ya da çevresinden kulağına ufacık bir uyarı fısıldanmış olacak ki.. son günler yanlış anlaşıldığından söz etmeye başladı. Tabii Başbakan da yeni anayasa hazırlığını neden gelecek yıla bıraktıklarını kimi gerekçeler göstererek açıkladı. RTE, seçimden önce referandumdan geçen yeni anayasa maddelerinin emrettiği yasaların hazırlanması ve bu aylarda Meclis ten geçirilmesi zorunluluğunu öne sürdü. Fakat asıl neden acaba RTE nin açıkladığı nedenler mi? İl başkanlarına yaptığı konuşmada bir cümle var. Yeni anayasa hazırlıklarına başladık diyor. Görünen köy kılavuz istemez: AKP, seçim kampanyasında yeni anayasada öngöreceği temel ilkeleri halka anlatmaya öncelik verecek ve desteklerini aldığı takdirde seçimden sonra yeni anayasaya ağırlık vereceğini söyleyecek. Diğer partilerin iktidar oldubittisi ile karşılaşmayı engellemek için bugünden yeni bir anayasa taslağı hazırlamaya başlamaları gerekiyor. Tabii muhalefet partileri 2011 de hazırlıksız yakalanmak, yeni bir AKP dayatması ile karşılaşmak istemiyorlarsa AKP nin yöntemi 2007 seçimlerinden sonraki yöntem. Diğer partileri AKP nin ilkelerine ve amaçlarına uygun bir anayasa taslağı üzerinde çalışmaya zorlamak istiyor... 2007 de AKP nin dayattığı taslağın bir AKP Anayasası olacağını öne sürenlerin, ne yazık ki o sırada yeni bir anayasanın hazırlanmasına temel olacak hazırlıkları olmadığı ortaya çıkmıştı. Yeni bir anayasa?.. Evet ama yeni bir AKP oldubittisi ile karşılaşmak istemiyorsa partiler, hatta sivil toplum örgütleri bugünden bu ülkenin nasıl bir anayasaya gereksindiğini saptayacak hazırlıklara başlamak zorunda değiller mi? Genel seçimler gelecek yılın haziran başında... Sekiz ay sonra RTE bir başka olasılığa değiniyor. 2011 seçimlerinden yine birinci parti hatta tek başına iktidar çıkacağına, yeni anayasa hazırlığında itici gücün yine AKP olacağına inandığını gösteriyor. Sosyal, ekonomik, rejimsel temel konular varken ne getirip ne götüreceği araştırılmadan kimi konuları sürekli tar