21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 6 EK M 2010 ÇARŞAMBA 6 SÖYLEŞİ AVRUPA GÜRAY ÖZ Bakmakla Görmek İkisinin arasında ince, kılıçtan keskin bir çizgi var. Ama başka bir şey daha var; niyet. Görmek istemiyorsak geçip giden trene bakar gibi bakabiliriz olup bitene. Usulca sağa sola göz atıp gören var mı? diye utangaç bir gülümseme de iliştirebilirsiniz yüzünüze. Türkiye de neler oluyor? diye bir soran olursa, iyi şeyler oluyor, demokrasimiz gelişiyor, özgürlüklerden neredeyse boğulacağız, bak Başbakan da empati yapıyor, yüzde 42 yi anlamaya çalışıyor, Tophane ye takılma, imamlardan kanaat önderi projesine aldırma, HSYK yi fazla önemseme, Hanefi Avcı yı da görme, göreceksen aşkından, terör örgütü yandaşlığı ndan gör, zinhar cemaatten görme dersin. O sırada tren geçip gider. Tren geçip gider, biz de bakarız öylesine. Anladığında iş işten geçmiş olabilir. Böyle olmasını istemiyorsan gözünü dört açacak, her gün biraz daha arttıran, usul usul kendini gösteren değişime alışmamaya bakacaksın. Çünkü bu değişim öyle birdenbire gelip senin kafana vurmaz. Yavaş yavaş, usul usul gelir, alıştıra alıştıra gelir. Baskının, zorbalığın öyle çok sıradan tanımları yoktur, karışıktır, karmaşıktır. Bu değişim seni korkutmak, sindirmek için, yarattığı halk düşmanları nın başına gelenlerle terbiye edecektir. Bilmem kaç yüz gündür içerde olanları gösterir, bir kitap yazdığı, sırları ifşa ettiği için başı derde girenleri gösterir, Tophane de sokakta içki içip, mini etek giyenleri, ahlak düşkünlerini gösterir. Sonunda sen karanlıktan kurtulmak için alacakaranlığa razı olur hale gelirsin. Bakmakla yetinmeyip, görmek istiyorsan gözünü dört açacaksın. Görmek, fark etmek için bazı işaretlere dikkat etmelisin. Birincisi halk böyle istiyor teranesidir. Değiştirmek isteyenler, değişmeyeni sana gösterirler. Oysa sana yakışan, eğer unutmadıysan, halkı uyarmak, gizli kalanı, saklananı ona göstermek ve bu nedenle ona aykırı durmaktır. İkincisi artık etrafta gönüllü polislerin vardır. Her yerde onları hissedersin. Komşun ihbarcın, arkadaşın denetleyicin, liberalin faşistin olmuştur. Telefonun bir k bustur... Üçüncüsü seni yavaşça ısıtılan sudaki kurbağaya çevirmeleridir. Alıştıra alıştıra, sindire sindire gelirler. Bir de bakarsın kaynayan suyun içinde mutlu bir gülümsemeyle vazgeçmişsindir kendinden. Dördüncüsü korkunun sana egemen olmasıdır. Geri çekildiğin yerde Tophane üstüne gelir. Fanatizmin her türlüsü yıvışık, ağır bir su gibi üstünden akar. Eğer içerde değilsen, elektronik bir kelepçeyi ayağına takmış olabilirler, daha vahimi beyninde bir kelepçe olmasıdır. O zaman sen artık ödüllendirilenler sınıfına kaydedilmişsindir. Ne ilgisi var, bütün bunlar hüsnükuruntu diyorsundur belki de. Tutukevleri tıklım tıklım dolmuş, duruşmalar komediye dönmüşse, mahallede olup biteni, kavgayı, tartışmayı imam düzeltsin, doğrultsun fetvasını Diyanet resmen dillendirmişse, işte o zaman senin de suyun ısınmaya başlamış demektir benim sevgili kardeşim. Zaman daralıyor. Gecenin karanlığını sahte neon ışıklarıyla perdeliyorlar. Dışarıda karanlık gittikçe koyulaşıyor Değiştirilmek istemiyorsan, sana sunulan bu tabloya, duruma boyun eğmiş demin eleştirel gözleriyle değil, sistemin tümünü silkeleyen muhalifin gözleriyle bakmaktan başka çaren yoktur senin. Kurbağa metaforunu beğenmediysen, kör olma da gör olup biteni. Bir an önce çık suyun içinden. eposta: [email protected] Devlet yalnızca Sünniye hizmet ediyor Devlet yalnızca Sünniye hizmet ediyorTürkiye de laiklik yok. Diyanet şleri Başkanlığı nın laik bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Alevilerle ilgili hiç düzenleme yapmıyor. Türkiye de ateistler de var, Aleviler de var. Devletin gerçekten bütün din ve mezheplere aynı mesafede olması lazım. Ben türban yasağının kalkmasıyla laikliğin elden gideceğini düşünenlerden değilim. 18 yaşına gelmiş bir genç kızın da eğitim hakkı olması gerekiyor. Türkiye nin resmi dili bir tane olmalıdır. Bir ülkede iki tane resmi dil olamaz. Türkiye de olamaz. Türkiye üniter bir devlet. Türkçe resmi bir dildir. Türkiye devleti herkese Türkçe öğretmek zorunda. Ama Kürtçe bir anadil. Bir TC vatandaşı Ben Kürtçeyi de, anadilimi de öğrenmek istiyorum diyorsa, bence öğrenebilmeli. Bu meseleyi milliyetçilik, bir bölünme korkularıyla tartışılmasını hep yanlış buluyorum. Anayasayı baştan yazmak istiyorsak gerçekten baştan yazmak lazım. Dibacesinin de aslında vatandaşı öne koyan şekilde yazılması gerekir. Bizim anayasamız vatandaşı öne koymuyor, devleti koruyor. Onun için üç madde değişir mi değişmez mi, belki sonunda hakikaten konsept olarak Türk milliyetçiliği kalkacak. Her şeyi tartışarak yapmalıyız. En baştan yazmalıyız. UTKU ÇAKIRÖZER MURAT KIŞLALI ANKARA Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, türban sorununun anayasada çözülmesi gerektiğini belirterek Şu da var, türbanlı kişiler doktorluk, h kimlik yapabilecek mi? Kamuya da gelecek bu iş, gelmemesi imk nsız. Bence bunu yaşamaya alışmak zorundayız dedi. Türkiye de muhafazak rlığın arttığını, bunun da kadını aile içine hapsetme tehlikesi taşıdığını vurgulayan Boyner, Türkiye de laiklik yok. Diyanet İşleri Başkanlığı nın laik bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Ama türban yasağının kalkmasıyla laikliğin elden gideceğini düşünenlerden değilim diye konuştu. Boyner, resmi dilin Türkçe olması ancak vatandaşın da Kürtçeyi okulda öğrenebilmesi gerektiğini kaydederek Anayasayı baştan yazmak lazım. Tartışılıp tümünün baştan yazılması lazım. Bir şekilde bölünmüş toplum var. Artık bunu hepimiz kabul ediyoruz. Bu bölünmüş toplumu tekrar bir araya getirecek bir şeyi yaratmamız lazım dedi. TÜSİAD Başkanı Boyner, gündemdeki konularla ilgili olarak Cumhuriyet in sorularını yanıtladı: Gündemde YÖK Başkanı nın üniversitelerdeki türban konusunu yazıyla çözme girişimi var. Üniversitelerdeki bu de facto durum bu işi çözmeye ne kadar yeter? Şimdi zaten bence sıkıntı orada. Bunu biz özgürlükler bağlamında anayasa ile çözsek, belki bu kadar tartışma vesilesi haline gelmez. Türban konusu veya üniversitelerde türban konusu çok çok uzatılmış bir problem. Türkiye nin bunu çok önce çözmesi gerekiyordu. Şu noktadan sonra, bu yazı yeterli mi? Hayır, bir yerde rektöre kalıyor. Üniversiteler ayrılmış, türbanla girilebilenler, girilemeyenler. Müthiş bir kurumsal olmayan yapı var. Hiç hoş değil. Türban kamuya da gelecek Türban konusunun anayasada mı çözülmesi lazım, yoksa uygulamaya mı bırakılmalı? Ben kişisel özgürlükler konusunda anayasanın çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bu da aslında basit bir kişisel özgürlük konusu. Acaba siyasi simge mi? diye düşünenler var. Düşünmekte de haklı olabilirler. Uzadıkça işin içinden çıkılmaz hale geldi. Anayasada çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Tarhan Erdem in Radikal deki değerlendirmesine göre, Türkiye de başını örtenlerin sayısı artıyorsa bu diğerleri üstünde baskı oluşturmaya başlamaz mı? Türkiye de artıyor bu sayı, hakikaten doğru... İleride ne yapacağız? Sadece özel sektör mü alacak bu kişileri? Tabii şu da var, türbanlı kişiler doktorluk, h kimlik yapabilecek mi? Oralara girdiğimiz zaman kayboluruz bu konunun içinde. Türbanlı doktorlar erkek hastayı muayene etmem diyebilir mi? Kamuya da gelecek bu iş. Gelmemesi imk nsız. Bence bunu yaşamaya alışmak zorundayız. Hoşgörü, hoşgörmek anlamında değil ama şunu söylemek zor, insanlar baskı hissettikleri için kafalarını örtüyorlar demek bence çok geniş, ciddi bir varsayım. Ben öyle bir varsayım yapamam. Türkiyede laiklik tehlikede mi? Bence şu an Türkiye de laiklik yok. Ben Diyanet İşleri Başkanlığı nın laik bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Alevilerle ilgili hiç düzenleme yapmıyor. Türkiye de ateistler de var, Aleviler de var. Devletin gerçekten bütün din ve mezheplere aynı mesafede olması lazım. Biz sadece Sünnilere hizmet veriyoruz. Onun için laik olduğunu söyleyemeyiz. Laiklik kaygısını hükümetin diğer uygulamaları açısından nasıl değerlendirirsiniz? Ben türban yasağının kalkmasıyla laikliğin elden gideceğini düşünenlerden değilim. 18 yaşına gelmiş bir genç kızın da eğitim hakkı olması gerekiyor. Gerçekten şu da var, kadınlara karşı bir ayrımcılık. Ben kafalarından belli olmadığı için erkeklerin ne düşündüğünü biliyor muyum? Onlar üniversiteyi okuyabiliyor. Ama siyasi simge tarafına çekenler var, Bunun üzerinden laiklik yok edilmeye çalışılıyor diyenler var. Ben çok katılmıyorum. Siyasi partiler yasası hemen değişmeli İstanbul Haber Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği nin TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, çağdaş, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa çağrısını yinelerken seçim barajı ve siyasi partiler yasasının zaman yitirilmeden değiştirilmesi çağrısında bulundu. TÜSİAD ın düzenlediği ilk yuvarlak masa toplantısının sonuçları Görüş dergisinin ekim sayısında yayımlandı. Dergide anayasa değişikliği konusuna ilişkin makale yazan TÜSİAD Başkanı Boyner, referandum sürecinin ardından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının önünde, ilk defa kendi talepleri çerçevesinde, sivil bir anlayış ile yeni bir anayasa yapabileceği bir perspektif bulunduğunu belirtti. Muhafazak rlık kadını eve hapsediyor Bir kadın olarak başını örtenlerin sayısının artıyor olması kaygı veriyor mu? Arzu ederim ki kadınlar kendilerini en özgür nasıl hissediyorlarsa o şekilde davransın, konuşabilsin. Ama türban takıp çok özgür iradeyle konuşan, özgürlükçü olan kadınlar da tanıyorum. Türban takmayıp, çok otoriteye bağlı kadınlar da biliyorum. Böyle bir ayrım olmadığını düşünüyorum. Ama şu var. O da bir genel gerçek. Artan muhafazak rlık bir şekilde kadının toplumdaki rolünü aile içinde hapsetme tehlikesi taşıyor. Bunun ben türban ile alakası olduğunu düşünmüyorum. Artan muhafazak rlık, kadın önce annedir, ailenin annesidir, belli sorumlulukları vardır. Dışarıda hayatı olacaksa o ikinci dereceye konulabiliyor. Bence o daha tehlikeli. Son yıllarda Türk kadınlarının daha fazla eve bağlı olması... Çalışma oranı istediğimiz oranlara gelemiyor. Bunun sadece eğitimle olduğunu söyleyemeyiz. Avrupa yüzde 55 lerde kadın istihdamı konusunda. Türkiye yüzde 25 i geçemiyor. Bu mutlaka ki bir zihniyet yapısından kaynaklanıyor. Kadınların seçimi. Kadından sorumlu devlet bakanlığı yok aileden sorumlu devlet bakanlığı var. Oradan zaten anlıyoruz ki, kadının rolü önce aile içinde. Bunu zaten Başbakan da açık açık söyledi kadınlarla yaptığı toplantıda. Üniversiteliye ilk ders işçiden ZONGULDAK Cumhuriyet Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ZKÜ 20102011 Eğitim Öğretim Akademik yılı açılışı dün yapıldı. Üniversitelilere ilk dersi, 17 Mayıs ta kenti yasa boğan ve 30 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Karadon faciasını yaşayan ve tüm maden şehitleri anısına kazmacı maden işçisi Sertan Adıyaman verdi. Atatürk Kültür Merkezi ndeki açılışa Zonguldak Valisi Erdal Ata, CHP Zonguldak Milletveki Ali İhsan Köktürk, Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır ve öğretim üyeleri katıldı. Açılışta konuşan Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz, Atatürkçü düşünce doğrultusunda; çağdaş ve etik değerleri benimseyen, hukukun üstünlüğüne inanan, bilim, teknoloji, kültür ve sanata katkı yapacak yurtsever gençler yetiştirmeyi hedeflediklerini vurguladı. İlk dersi veren kazmacı maden işçisi Sertan Adıyaman, Kısa süre önce yaşadığımız grizu faciası taşeron mantığının ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Ancak h l bu yanlışta ısrar etmek, yeni acılara davetiye çıkarmaktır. Unutulmasın ki yeraltında bir kişinin küçük bir hatası yüzlerceye varan insanların hayatına mal olabilir uyarısını yaptı. Anadil Türkçedir ama Kürtçe öğrenilebilmeli Anadilde eğitim açısından hangi noktadasınız? bir tane olmalıdır. Bir ülkede iki tane resmi dil olamaz. Türkiye de olamaz. Türkiye üniter bir devlet. Türkçe resmi bir dildir. Türkiye devleti herkese Türkçe öğretmek zorunda. Ama Kürtçe bir anadil. Bir TC vatandaşı Ben Kürtçeyi de, anadilimi de öğrenmek istiyorum o ğ . Vatandaş Kürtçeyi dışarıda özel kurumlardan mı öğrensin, yoksa devlet bunu bir seçmeli ders olarak verebilir mi? . A v ğit ç t t z ş orum. u o ğ t v eğit oku K ğit v . t tiğ K e . o . t ğ . u ç ş ı ş orum. A öğ . h t ç v . unu tiç o u ı t ını h uluyorum. Anayasa tartışılarak baştan yazılmalı Anayasa tartışmasında, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç lk üç madde de tartışmaya açılabilir dedi. Hem Kürtler, hem türban meselesi aslında ilk üç maddenin değiştirilmesini gerektirecek meseleler... t u z ı ı o ı ı unu ği bunu o ı doku ı ğ . A ı z t o ç t z m. ı vat o ş ı . z vat ko uyo v t oruyor. u ç ç ğiş ğiş z sonu h t o t o ğ . A ıl ç h ş t ıy z ıy t lı t ı m. YÖK ün türban yazısı kötü bir refleks Burada kimi sorumlu görüyorsunuz? ç ıyorum. ş ş u v . Ar k bunu h z u or u ş umu t t ş t m. Bunu ıl lı ı ort ol ru ı or. E o zaman türbanı da şöyle çözerim ğ z z o h zdırıyor ı . şlıyo h k ok ş t t ı ı or. onu kıyo ğ kıyor. ı uru u ukuk o z u Şu andaki YÖK yazısı ile yapılan düzenleme hocayı öne atıyor. Köt . Benden gitsin bu problem orada rektör ile hoca uğraşsın . ç t ı uru v ç ğ . v t v ı m. z h ur o ı o . CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 6 EK M 2010 ÇARŞAMBA 6 SÖYLEŞİ AVRUPA GÜRAY ÖZ Bakmakla Görmek İkisinin arasında ince, kılıçtan keskin bir çizgi var. Ama başka bir şey daha var; niyet. Görmek istemiyorsak geçip giden trene bakar gibi bakabiliriz olup bitene. Usulca sağa sola göz atıp gören var mı? diye utangaç bir gülümseme de iliştirebilirsiniz yüzünüze. Türkiye de neler oluyor? diye bir soran olursa, iyi şeyler oluyor, demokrasimiz gelişiyor, özgürlüklerden neredeyse boğulacağız, bak Başbakan da empati yapıyor, yüzde 42 yi anlamaya çalışıyor, Tophane ye takılma, imamlardan kanaat önderi projesine aldırma, HSYK yi fazla önemseme, Hanefi Avcı yı da görme, göreceksen aşkından, terör örgütü yandaşlığı ndan gör, zinhar cemaatten görme dersin. O sırada tren geçip gider. Tren geçip gider, biz de bakarız öylesine. Anladığında iş işten geçmiş olabilir. Böyle olmasını istemiyorsan gözünü dört açacak, her gün biraz daha arttıran, usul usul kendini gösteren değişime alışmamaya bakacaksın. Çünkü bu değişim öyle birdenbire gelip senin kafana vurmaz. Yavaş yavaş, usul usul gelir, alıştıra alıştıra gelir. Baskının, zorbalığın öyle çok sıradan tanımları yoktur, karışıktır, karmaşıktır. Bu değişim seni korkutmak, sindirmek için, yarattığı halk düşmanları nın başına gelenlerle terbiye edecektir. Bilmem kaç yüz gündür içerde olanları gösterir, bir kitap yazdığı, sırları ifşa ettiği için başı derde girenleri gösterir, Tophane de sokakta içki içip, mini etek giyenleri, ahlak dü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle